Türk matbuatında bir — yenilik| r olarak sayılacak bu roman - birii defa “HABER,, de çıkıyor. Bu ror Polis hafiyesi ( X: 9 )un İmanı bir sinema seyreder gibi taklı edecek, heyecandan heyecana dü No. 37 Jrsceksiniz 'NKAT! 'e VANE SAKAT., a —— ATEŞ EDİYOR . ı CAR. MUKRABE, İVE SAŞLAYALIn S w m—> -OPpruLbt KSTERE DİBİRSEY Gt DİYELİ ROMAN NİN YARIŞI: 5i K N " Tmmoly a wA zaıvoı. 1000 LIRALIR T Nığ BU KADAR SÜYÜK İKRAMİYEYİ ALÖK. & Bt B Ne S )) NEĞEGENME » Polis hafiyesi X:9 | Yakında gene bu. sütunlarda yeni bir maceraya atılıyor. 178 » RAGASTANIN OĞLU — — RAĞASTANIN OGLU - 179 İçeriden korkudan titriyen bir sesı — İmdat!.. İmdat! — Kurtuldum!. Ragastan konaktan — çıkar — çıkmaz| mu? İmdal istiyen sesler işittiniz. mi? Prenses Beatris İspada Kapyayı çağı- | diye sordu. Hayrette kalan Pronses : — Evet! cevabını verdi. rarak bazı emirler — vermiş ve sudık uşak bunları hemen yerine getirmişti. On dakika sonra, Prenses — sade bir kılıkla tek atlı bir arabaya binerek ko- naktan çıkmıştı. Arabacı yerine İspada Kapya otur- muştu. Belinde her zaman — taşıdığı uzun bir hançerden başka, doldurulmuş iki Kocaman — tabancayı da — ihtiyaten arabacı yerinin altına koymuştu. Hat- tâ bir tüfeği bile gene arabacı yerinin altına saklamış ve dizlerinin arasına da bir kıliğ almıştı. — Sadık İspada — Kapya bazı eski Adetlerini terketmemisti, Sokağa tepe- den tırnağa kadar silâhlı olarak çıkı- yor ve efendisini adım — adım takip e- diyordu. Lâkin o gün böylece silâhlanmakta belki de haklı idi. Araba Frak - Arşer sokağına doğru gitmeğe başladı. Biraz sonra bu soka- gın, daha doğrusu pis, karanlık ve ha- rap evlerin arasındaki dar sokağın a- ğızında durdu. Prenses Beatris büyük bir cesaret- Te arabadan indi. İspada Kapya da ona refakat edi- yordu. Böyle bir yerde duran arabanın gü- Tültüsü ile kaprların — aralığındar? bir çok başlar uzanmış, korkunç — yüzler görünmüş ve İspada Kapya da, Pren- sesin o devrin modasına uygun bir suretle süslendiği — mücevherlere di- kilen bir çok haris gözlerin parıldadı- ğmı farketmişti. BSefil kıyafetli kadınlar — meydana çıktılar. Beatris bunlara: — Burada bağrışmalar duydunuz Aldığı cevaplar hep birdi. Hiç bir şey duyulmamış, duyulmuş yle geyler burada sık sık için aldırış edilememiş- Beutris Ragastanın kendisine ver- diği tafsilâtı boş yere anlatmağa ça- hıştı. Fakat kimse bir şey - söylemek iste- miyordu. Prensesle İspada Kapya sora sorg ilerliyorlardı. Nlerledikçe İspada Kapyanın gördü- &ü korkunç yüzler çoğalıyordu. — Madam, geri dönmek zamanı gel- di zannederim, İspada Kapya korkmuştu. Yalnız başına olsaydı şüphesiz ken- disini tehdit edici bakışlarla süzmek- te olan bu halkın arasından geçmeğe çalışacaktı. Prenses itiraz etmiyerek geri dön- dü, Ve sağa sola sorarak — ayni yere geldiyse de bir netice alamadı. LÂâkin tam çirkin görünüşlü bir e- vin önünden geçerlerken acı bir çığlık koptu. Prenses oradan geçen — ihtiyar bir kadma: — Burada kim oturuyor? diye sordu. Kadın irkilerek durdu. Ve gözlerini Beatrise dikti... Prenses: — İşitiyor musunuz muhterem ka- dın, burada kim oturuyor? diye tek- rarladı. Çingene karısı soğuk bir tavırla: — Bilmiyorum! dedi. Sonra Bentri- se yaklaştı, onun elinden tuttu ve gü- lümsüyerek: — Siz Htalyadan geliyorsunuz değil mi? dedi. Üyle ise madam, aradığınızı bula- mıyacaksınız! Yahut bulduğunuz za- man iş işten geçmiş olacaktır, Bu gözlerden — büsbütün — şaşıran Prenses çingene karısiyle biraz daha konuşmak istediyse de ihtiyar — kadın acele ile Haşarat yatağına doğru u- zaklaşmıştı. Bu anda evin — içinde acı bir çığlık daha koptu. Beatris: — İçeriye girelim! dedi. Ispada Kapya: — Zannedersem boş yere girmiş ola- cağız. Çocuklara sordum. Buruda de- | Hi bir kadın oturur ve her zaman böy- le bağırırmış... * — Ne olursa olsun gireceğiz! Bu sözü söyliyerek Beatris tehlike ye ehemmiyet vermediğini gösterir bir azim ile harap bir tahta merdivenden çıkmağa başladı. Prensesle İspada Kapya merdivenin en üst basamağına vardıkları zaman son bir çığlık daha koptu. Kendilerini kapalı bir kaprnın önün- de buldular, Kapımın arkasından ayak sesleri v> devrilen eşyanın gürültüsü geliyordu. Keskin bir ses: — Maske!... Maske! , diyor ve daha genç bir ses: — Merhamet madam! diye cevap veriyordu. Sabrı tükenen Prenses: İspada Kap yaya döndü: — İçeride bir cinayet işleniyor! de- di. Ispada Kapya cevap vermeden ka- pıyr açmağa uğraştı... Kapt mukavemet ediyordu. O zaman üç dört defa — kuvvetli kuvyetli vurdu. Bu gelen Manfreddir, diye bağırdı, Sonra hiç bir şey işitilmedi. Bentris hem korku hem de sevinç le: — Orada!.. Orada! diye haykırdı. Ispada Kapya hançerini kilidin dee liğinden soktu, Ve omuzunu kapıya da yıyarak bütün kuvvetile yüklendi. Bir çatırtı işitildi. Prenses: — Çabuk çabuk!.. — Oh, artık ses te işitilmiyor! diyordu. Bu anda kapı açıldı ve Prenses 1s- pada Kapya ile beraber içeriye atıldı. Pencerenin yanında bir masayı sl- per alan genç bir kız ayakta duruyor: du. Masanın arkasında onun üzerine a- tılmak İstiyen gözleri dönmüş, göğsü bağrı çıplak, saçları dağınık bir ka- dın elinde gayrt muntazam bir şey sal- lıyarak bir deli inadiyle: — Maske!.. Maskel.. diye tekrarlı- yordu. Ispada Kapya bu kadımın üzerine atıldı. Genç kız ise artık uğraşmaktan yorgun kaldığı için dix çökerek elle- rini Prensese uzatmıştı. Prenses ona doğru koşarak kolların- dan tuttu. Ve heyecandan tıkanma de« recesine gelerek : — Artık korkma yavrum. Seni kur* taracağım.. Sözlerini mırıldandı. Jiyet sevincle gülümsüyerek : — Bir — kurtarıcı!.. Ah evet, bunu güzel yüzünüzden — anlıyorum.- de' Beatris onu yatıştırıken zavallı kıZ yarı baygın bir hale gelmişti. Ispada Kapya da deliyi yakalamıştı.