HABER — Akşıım Postası Çatlak Bulgar kampanasın? — Kondilisin mühim beyanatı Eğer milletistiyorsa Reyini versin! Yunanistanda krallıkta olabilir.. Londra, 27 (A. A.) — Eski Yu- nanistan kral: f dün akşam Londraya gel- miştir. Douv - res ile Londra arasındaki me - safeyi kateder - ken — gazete - cilere vaki be- Yunan kralı yanatımda — sa- brk kra!, kendisinün tekrar krallık tahtma çıkacağıma dair olan haber lerin tamamen muarızları tarafın- dan uydurulmuş olduğunu söyle - miştir. Kral şu sözleri ilâve etmiştir: “Pariste yapılmış herhangi bir toplantıdan haberim yoktur. Lon- draya tatil zamanlarımı geçirmek için geldim.,, Atina, 27 (A.A.) — Yabancı matbuat mümessillerinin huzurun- da, başvekil muavini general Kon- dilis, şa beyanatta bulunmuştur : “Hükümet, Yunan — milletinin bir bölümü, böyle bir arzu göster - diği takdirde rejim meselesini or- taya atmakta tereddüd etmiyecek- tir. İlk siyasamızm müstacel mese- leleri, önce hallledilmek gerektir . Siyasi rejimimiz, ister cümhuriyet, ister meşrutf hükümdarlık - olsun, fırkalar üzerine değil, Helen ulu - sunun iradesine dayanmalıdır. — - General Kondilis, hükümetin u- lusal kurultayı kurmak için seçime karar vermiş olduğunu hatırlat - mıştır. (HABER) C(Yunan Başvekilt mu- avini ve Hârbiye Nazırı General Kon- dilisin yabancı gazeteler mümessille- rine yaptığı bu beyanat çok mühim bir hâdiseyi işaret eylemektedir. Yu- nanistanda malâüm olduğu üzere öte- denberi Krallığa taraftar kuvvetli bir mevcudiyet vardır. Ve bu meveudi- yet, ihtilâlellerin şiddetli hareketle- rine, Venizelosun akıl ve hayale gel- miyen tazyiklerine rağmen kuvyetini muhafaza etmiş ve en son ihtilâl, bun- Tarı bütün bütüne iğzap eylemiştir. Yunanistanda evvelce erkânı har- biyel umumiye reisi muavini olan ve Kral Kostantin ile beraber çalışan, bugün de hür fikirler partisine riya- set eden General Metaksas, açıkca, bu meselenin Üzerine atılmasını İstemiş ve hattâ teşkil edeceği meb'us nam- zed grupları için “Fesleğen,, i alâmeti farika olarak kabul eylemiştir. Yunan Jisanında Vasilikos kelimesinin iki mânası vardır. Biri, Fesleğen, diğeri Kral mânasına olan Vasilevs'den ge- len ve Kral taraftarı demek olan Va- silikos'tur. * 4 Fesleğen ıııııııırıı itibariyle de taca benzediği için, General — Metak- sasş bu alâmeti, hem isimden, hem şe- kilden, istifade için kabal etmiş bu: lunuyor. Eski Yunanistan nhalisin'n büyük bir kısmı Kral taraftarıdır, ve bun- Jar, Venizelistler ve onların yaptır- dıkları ihtilâller İle mevkli iktidara gelen hükümetler tarafından çok sıkı takibata maruz kaldıkları için pek bizır bir hale gelmişlerdir. “Cümhuriyet,, rejimini bütün zor- 'aklara raZmen kabul etmiyenler, bu- gün Yunanistanın Krallıkla idaresini istemektedirler. Anlaşıldığma göre bu mesele 19 veya bir hafta teehhürle 26 Mayısta yapılacak olan intihabatta meydana gelecek meclisi müessesanda mevzuu bahsolacak ve meclisin vereceği kara- | ra göre hareket edilecektir. Bu beyanatın müfritlere yani Kral taraftarlarına riyaset eden General | Metaksas'ın takip ettiği siyasi proğ- | rama karşı bir intihap manevrası ol- ması dahi muhtemeldir. Hükümet, kendi azasından en Cümhuriyetçi bir şahsiyetin ağzıyle, Kraliyet taraftar- larına mülâyim gelecek beyanatta bu- lunarak, intihabat — müvacehesinde mevkilni kuvvetlendirmek İstiyor. Yunan divanı harblerinde Iki general beraat etti, iki binbaşı mahküâm oldular Atina, 27 — Paskalya münasebetiy- le, divanıharpler, içtima ötmemiştir. Bugünler zarfında ancak, alelusul toplanacak, yalnız Pazartesi günü muhakemelere devam edecektir. Selânik Divanıharbi iki Generalı beraet ettirmiş, iki binbaşıdan birini on iki, diğerini de on seneye mahküm etmiştir. Güzel kızlarımız var istarrsen seni götüreyim (Baştarafı 1 incide) * sabahki celsede Zehra Osmanın fakir bir adam olduğunu söyliye - rek davasından vaz geçtiğini bil-| dirmiş, bununla beraber dava hu- kuku umumiye namına devam e- detek Muazzez, Ayşe, Münevver| isminde üç kadın şahit olarak din-| lenmiştir. Bu şehadetler neticesin- de Osmanın, Zehrayı — öldürmek kastı ve teşebbüsü etrafında delıl’ olmadığından Osmanın berutıne karar verilmiştir. İkinci dava da şu idi: Elektrik şirketi müdürlerinden Kindorfun hademesi Ali 27 Şubat gecesi sa -| atl1 de Kasımpaşada Yahya Kâhya mahallesindeki evine git - mek üzere Beyoğlunda Balık so - kağından geçerken önüne tanrma- dığı bir adam çıkmış, nereye gidi- yorsun diye sorduktan sonra: — Güzel kızlarımız var. İster- sen götüreyim, demiştir. Ali bu söze kulak asmıyarak yoluna de- vam etmek istemiş, bir kaç adım atmasına meydan kalmadan meç- hul adam Alinin ayağına çelme ta- karak yere düşürmüş, yatırıp üs - tüne çıkmış, sağ cebini yırtarak 21 Hira parasını almıştır. Ali feryat etmiş, sesine bekçi Mustafa — ile bekçi Ali yetişmiş, kaçmak üzere bulunan adamı yakalamışlardır. Bu adam 26 yaşında, sabıkalı sı - vacı Fehmidir. Fehmi karakola götürülürken bekçi Mustafaya al - dığı paraları sokakta bir arabanın altma attığını söylemiş, kendisini bırakırsa paylaşmalarını teklif et- miştir. Bunun üzerine Fehmi hak- kında zabıt tutulmuş, istintak hâ- kimliğince tevkif müzekkeresi ke- silmiştir. Bu sabah başlıyan bu muhake- mede davacı Ali ile suçlu, ve iki bekçi dinlenmiş, diğer bazı şılııl-' lerin getirilmesi muhakeme 11: İ Mayısa kalmıştır. | Bulgarıstanda | gayritabil vazi- yetler oluyor Sofya, 26 (Hususi) — Yeni Bulgar Harbiye Nazırı Satef, va - zifesine başlaması dolayısile za - bitan ve efrada bir emirname gö dermiştir. Harbiye Nazırı bu emirname - sinde zabitan ve efrattan Krala verdikleri sadakat — yemininden dönmemelerini, sadık kaftmalarmı, kumandanlarına tam bir itimatla| bağlı bulunmalarını istemektedir. Emirnamesinde göze çarpan noktalardan birisi bütün zabita - nın müsterih olarak vazifelerinde devam etmelerini hiç bir şeyden şüphelenmemelerini, hiç bir şey düşünmemelerini istemesidir. Bu kayıt Harbiye Nazırının iki gün evvelki beyanatiyle tezat teş - kil etmektedir. Harbiye Nazırı bu beyanatında on gün sonra orduda bazı tebeddülât olacağını — söyle- mişti. Herkes bunu askeri birliğe dahil zabitan arasında olacağını zannediyor ve birliğe dahil bir çok zabitin azli bekleniyordu. Bu be - yanata bakarsak yeni emir çok mânidardır. Bundan Harbiye Na - zırınm askeri birliğe karşı tedbir| almak istemidiği neticesi çıkarılır. Polis müdür mua- vinine işten el çektirilecekmiş Polis müdürünün emirleri ara - sında, polis âmirleri arasında de- ğişikliğin de mevcut olduğu söy - lenmektedir. Bu arada polis mü - dür muavininin işten el çektirile - ceği şayiaları vardır. Buna da se- bep söylendiğine göre şudur: Yeni kabinenin teşekkül ettiği akşam polis müdür muavini ya - nında askeri birliğe dahil bir kaç zabitle devlet matbaasına gelerek Kralın basılmakta olan beyanna- mesinin basılmasına mâni olmak istemiştir. Matbaa müdürü bu emre bir ta- raftan itaat eder gibi görünmüş diğer taraftan da hâdiseyi polis müdürüne bildirmiştir. Bunun ü - zerine polis müdürü polis kuman- danı ve sivil memurlarla devlet matbaasıma gelerek kralm beyan- namesi tabedilinciye kadar orada kalmıştır. Şimdi bu hâdiseden do- layı müdür muavini hakkında tah- kikat yapılmakta imiş.. Çankof heyecan uyan dırıyor Bir adaya sürülmüş olan sabık başvekillerden Çankof, Kimon Gorgiyef ve arkadaşlarının Sofya- ya döndüklerine dair bir şayia çıkmış ve halk Çankofun önünde toplanarak kendisini gör- mek istemiştir. Evde — bulunanlar Çankofun dönmediğini söylemiş - ler ve fakat halk buna inanmamış- tır. Bunun üzerine gazeteciler Da- hiliye Nazırına baş vurarak haki- kati öğrenmek istemişlerdir. Dahi- lâye Nazırı böyle bir emir verme - diği, Çankofun dönmediğini söy - lemiştir. Çankofun muavini vaziyetinde bulunan ve kabineye dahil — olan Posta ve Telgraf Nazırı, Başveki- le Çankof serbest bırakılmadığı takdirde istifa edeceğini söylemiş- tir. Sansür Bulgar gazetelerinde Çankofa dair bir tek satır bile ya- zılmasımna müsaade etmemektedir. Çönkofun ve arkadaşlarının bu -| evinin ne oluyor? Boğazları tahkim etmemeliymişiz I. Halbuki biz, Boğazlari bütün beşeriyetin selâ' meti için teslih edecegli Bugün, Bulgaristan muhabiri - | miz, Bulgarca Kambana gazete - sinin Boğazların tahkimini « Bul- garistanm silâhlanması karşısın - da » istememizi ele alarak bir ta » kıra yazılar karaladığını bildirdi. Bu gazetenin yazdığı makalenin satırları arasında: “Boğazlar Bal- kanların ayaktarı altında birdiken dir. Türkiye Hariciye Bakanı Bo- ğgazlarım tahkimini — istemekle u- mumi efkârı, Balkanların vücu - dunda hiç eksik olmıyan bir yara- nım üzerine çevirdi. Bu — sebeple diplomatlar bu yaraya el sürmiye mecbur oldular.,, gibi cümleler de mevcutmuş., . Kambana gazetesi bundan baş - ka diyormuş ki: “Boğazlar işi, bir Türk ve Bal - kan meselesi olmaktan ziyade bir Avrupa — meselesidir. Belki de komşu Balkan devletlerinden zi - yade ve kuvvetli Avrupa devlet - lerinin meselesidir. Eskiden Os - manlı imparatorluğu Balkanlarm hâkimi olduğu zaman Boğazlarm başkası tarafından ele geçirilebi - leceği kimseyi düşündürmmiyordu.. Fakat büyük harpte Türkiye mağ- lüp edildikten sonra — Boğazlar kimsenin olmaktan çıkarılarak bi- taraf bir hale konuldu. Lozan —muahedesinin özü de budur..,, Kambana gıuteumn ele alarak saldırışımdan (U" madığı görülüyor.Gene ken yzdığma göre Tevfik Rüştü # sın, Bulgaristan silâhlanacak sa Türkiyenin de Boğazları ikim etmesi icab edeceğini #07 mesi ve buna Sovyd Hırld" miseri Litvinofün m lunması büyük dnletkrı Miş.. . j Onlarım bizim makul — isti karşısımda kızıp kızmadık!” bilmiyoruz. Fakat şu var H dan en çok sinirlenen çığırtkanı olmuştur. Bizim Boğazlar meselesi! düşüncemizin ve isteğimizil hiyetini kendisinden başka kesin öğrendiğini sanıyordu bilmiyorsa tekrarlayalım: 1— Biz herhangi bir m vukuunda bitaraflığı muhı mek için boğazların bekçisi! 2 — Boğazların gayri ğini kabul ettiğimiz zaman * vaziyet başkaydı. 3 — Eğer bütün dünyad&” gibi boğazlar silâhsrzlanırsa boğazları gayriaskeri sokmaktan kaçmımmıyoruz. Öyleyse nafile yere gü den bu çatlak kampanaya oluyor? ; kal Hayriye lisesinde Talebeyi, arkadaşlai nasıl bıçaklamış ? © Mekteb müdürü izahat verıyof Dün, Hayriye lisesinde cereyan eden müessif bir hâdiseden bah- setmiştik: Talebeden Trabzonlu Mustafa, Tarsuslu talebeler tara- fmdan bıçaklanarak yaralanmış, Cerrahpaşa hastanesine kaldırıl- mış. Hayriye lisesi, İstanbulun' belli başlı büyük ve tanınmış mekteple- rinden biri olduğu için talebesi a. rasında, tahsil gençlerine leke sü- recek böyle bir hareketi yapabile-i ceklerin — nasıl bulunabileceğini, mektep müdürüne hayretle sor- duk. Müdür, yuvasında büyük bir felâket cereyan etmiş insanlar gibi son derece matemliydi. Bununla beraber, bize şu malümatı verdi: — Biliyorsunuz ki, dün, spor bayramı vardı. Hepimiz oraya git- tik. Yalnız mektepte nöbetçi mu- allimler kaldı. Bazı talebe de, bayrama iştirak etmemekle Bera. ber, tatil olduğu için, serbest bı- rakılmıştı. Gezmeğe çıkmışlar ve aralarında ötedenberi kavgalı ©- “günlerde Sofyaya gelmeleri bek - leniyor. lan talebeden biri, her nasf' şarıda bir sustalı çakı Ylhd 4 çak ele geçirmiş, kin beslet kadaşmı kovalamağa Mustafa, kaçarak mektebif sine sığınmışsa da, maa dığınız gibi, yaralanmış; muallim, polise haber ve! ralı da hastaneye kald! Mektebimiz, zabtü r: müessese değildir. Taleb rasında böyle bir Feci ği için, bütün mektep matem içindedir. Bir aşk hikâye$ AŞK VE MACERA Ww 4 Nakleden: Hatice Sürey) Pazartesi yünü İ