Esir Kadın Nakleden: İ ( Vâ-NA ) İ — Buradaydı.. Ondan ne isti- yordun? Hem, bu saatte niçin a - yaktasın bakalım?. Küçük çocuk - lar, güneş doğmadan evvel, yatak- larından çıkmaz.. Turgud, derlenip toplandı: “— Bu adam madem ki beni a- zarlıyor, mutlaka babam olacak!,, diye düşündü.. Yüksek sesle: — Gürültü işidip uyandım. .Bu- raya geldiğim için beni affedin... Fakat anneme merak ediyorum.... Nerede?. — Neredeyse şimdi gelir. İster - sen burada otur, bekle... — Hasta değil ya... — Hayır.. Niçin hasta olduğu - nmu zannediyorsun?. — Bilmem.. İçimde bir sıkıntı var.. — Hem, korktum. — Bu gece bahçede ıslık çaldılar.. — Ay, sen onu işittin mi?. Vahid, gülmeğe başladı.. — Üzülme, içinde sıkmtı olma- sm çocuğum.. Annen her halde fe- na vaziyette değil.. Hastalığı fa- lan yok... — Gel buraya bakalım , haydi gel... Yatakta oturmustu.. Turgud, itaatle, yaklaştı.. Vahid: — Ha, tamam.. - dedi. - Ver ba- kayım, elini... Sarı| bana... Öp be- ni. ÂAy, istemiyor musun?. — Siz, sahiden benim babam .nıımız':!.,* aP — Sahiden.: Muhakkak.. Turgud, ona bakıyordu. Vahid de kendi kendine düşü - yüyordu.. . “— Zavallı çocuğum, güzel de- BiL.0 A Nihayet ,oğlan, kararmı verdi. Dudaklarını babasının yanağına dayadı.. | Ekek, onu, göğsü üzerine çekti. Kolumu beline dayadı.. Vahid, karısının tam bu esnada içeriye girerek bu manzarayı gör- mesini çok istiyordu . Bu sahne, yeni aşk havası — içinde bir bahar açtıracaktı şüphesiz.... Turgud: — Madem ki siz benim babam- sınız.. - edi. - Öyle ise niçin.. e't — E.. Söylesene ... — Cesaret edemiyorum... —Oğlum, — benden hiç bir şey saklanmaz.. Sıkılma.. Söyle baka - Turgud, fevkalâde heyecanlıy - dı.. Ferid de kendisine daima böy- le sözler söylerdi.. — Cümleni bitir.. Bir şey söyle- meğe başlamştın.. “Mademki be - nim babamsmız, öyleyse niçin..,, diyordum, sözünü bitir.. Şimdi, heyecanlanmak — sması Vahide gelmişti... — Büunu merak mı ediyorsun?. Turgud, başmı iğdi.. — Evet,. Fakat anlayamadığım pek çok şeyler var... — Matmazel Jacksona sor.. O, senin anlayamadığım her şeyi an- latır... — Ay, siz matmazeli — biliyor müsunuz?, — Öyleyse — dün gece bahsettiği sürpriz siz olacaksınız.. | — Sana, dün gece sürprizden | bahsetti demek?. — Evet.. Talık çalmdığı - vakit, HABER'in tefrikası No. 63 $ Aşk ve His Romanı mam yasaktır.. Matmaze| Jackson beni yatırdı.. Rahat rahat, — güzel güzel uyumamı söyledi. .Eğer sö- zünü tutarsam — sabahleyin gayet güzel bir sürpriz yapacakmış.. — E öyleyse, tahminin doğruy- muş, çocuğum.. Sürpriz benim, .. Turgud: — Pek memnun oldum.. - dedi- Siz Ferid Beyi tanır mısımız?. Ben onu çok severim.. Siz ona benzi- yorsunuz.. . Vahbhid: — Allah, allah.., - dedi.. — Evet, evet.. Galiba onun için sizden korkmadım.. Doğrusu gel- diğinize sevnidim.. Böylece, an - nem artık yalnızIrktan kurtula - Cak.ıırıı (Devamı var) RADYO | Bugün İSTANBUL: 17,50: İnkılâp dersi - (Üniversite - den nakil) İzmir saylavı Faat Boz - kurt. 18,30; Favst (İkinci perde). 19: Muhtelif plâklar. 1930: Haberler. 1940: Muhittin Sadık (Viyolonsel), 20: Sağlık ve soysul yardım bakanlı- ğt namına — konferans — Doçent Dr. Sadi (İrsiyet ve terbiye). 20,30: Ay Tango orkestrası ve gan 21,15: Son haberler — Borsalar. 21,30: Radyo orkestrası, 22: Radyo caz — ve tango orkestraları. 176 Khz. MOSKOVA 1724 m. 17,80: Sözler, 18,30: Orkestra kon - seri 19,80: Örkestra ve koro konseri. 21: Mikrofon tiyatrosu. 22: Alman - ca yayım, 23,05: Fransızça yayım. 24: İspanyolca yayım. 382 Khz. Moskova (Stalin) 961 m. 18,30: Bir opera temsilini — nakil, 2940: Dans musikisi, 823 Khz. BÜKREŞ 364 m. M: Duyumlar, 19: Duyumlar. 21: Verdi'nin “Rekuim,, i (Tehernautzi' - den nakil). 223 Khz. VARŞOVA LU5 m. 1945: Salon muüsikisi — (Plâk). — Sözler. 20,35: Piyano triosu. — 20,50: Duyumlar vesalre. 21: — Lembergden nakil 21,45: Sözler, 22: Senfonik ör - kestra konseri 23: Reklâmlar. 223,15: Hafif musiki ve dans. 24: Sözler. 24, 05: Dang, 686 Khz. BELGRAD 437 m. 20,15: Duyumlar. 20,30: — Ulusal şayım. 21: Piyano ve orkestra konse- ri (Mozart). 21,90: — Konferans. 22: Koro konseri (Kilise hayaları). 23: Duyumlar. 515 Khz, BUDAPEŞTE 550 m. 19,36: Macar şarkıları. 20,50: Kon- ferans, 21,10: Duyumlar, 22,10: Ope - ra oörkestrası, 23,35: Hava raporu. 2, 40: Plük, 24,20: Çingene musikisi, Müzayede ile satış: 1935 — Nisanın — 26 meı Cuma gü- nül gaat 10 da Beloğlunda Nişantaşın- da Vali Konağı caddesinde 18 numa- ralı Nışantaş Apartımanının 4 üncü | dairesinde mevcut ve Bay H. Bezaz'a | nit çok güzel eşyalar satılacaktır. En son model vitrinli emsalsiz bir yemek odası takımı; meşhur - İngiliz (Maple) fabrikası mamulâtından a. kaju yatak takımı; eski Pransız malı markıtıri Bahti ve masa; ipekli perde- | ler; Louls XV Lake salon takımı; Av- rupa marokeni yazıhane odası takımı; modern - elektrik avizeleri; Port— manto; yağlıboya tablolar; Şam per- de ve mavi storlar; SAHİBİNİN SE. Si portatif ve salon gramofonu; Çini sobalar; Amerikan yazıhane; Jardin- yerler; bronz kesme karyolalar; ay- nalı ve elbise dolapları; yaldızlı fan- tazi sandalyeler; gümüş yaldızlı ta- kımlar; vazolar; biblolar; Louis X V ufak salon; duvar takımları; tekmil | apartımanın muşambası vesaire, Stichel marka HABER — Akşam Postası YAKIN TARİHTEN BiR YAPRAK: 25 NİSAN — 19838 Garib adlı bir gazete Babalide birahırda çıkan sermuharriri o saman yiyen gazetenin meraklı mace Meşrutiyet senelerinde çıkıp kapanı veren gazetclerin en garip isimlerin den biri de Eşek gazetesidir. Eşek gazetesi ilk çıktığı vakit gazete satanlar, Boğaz iskelesinde şöyle ba- Bırıyorlardı: Smİik çıkan'Eşekli İlk çıkan E- şek!,, Bir gün gayet garip bir hâd muştu. Müvezzi “İlk çıkan Eşek., di ye bağırırken vapurdan ilk çıkan kelli felli biri alınmış: — Ulan, ilk çıkan benim, ben eceşk miyim.. Diyerek müvezzie hücum etmişti Halk gavallr nüvdezil güç.halle ada mm elinden kurtarabilmişti. Eşek gazetesi sonradan kapatıldı Gazele bu seler adını değiştirdi: “Ma lüm,, koydu. kulakları gözüküyordu. Malüm da ka pandıktan sonra bu ad “Kibar,, a çev rildi: Eşeğin birinci sayısma muharrir Osman Cemal de bir yazı yazmarş ve başma büyük bir belâ almıştı. man Cemalin yazdığı yazısının başlığı “Bir solftanın Kadıköyüne — il kı,, idi. İmza yerine de “Fatihte Çif- te kurgunlu medresede talebi ulümdan Niğdeli Yakup oğlu Yusul,, yazısı var- dı. Tabit Osman Cemal bu imzayı uy- duürn . Fakat diğer taraftan Ya-| kup Yusuf adlı ve talebi ulüm- dan biri ortaya çıkınca Osman Cemal ne yapacağını şaşırmıştı. Cüçbelâ va- ziyeti kurtarabilmişti. Eşek gazetesinde köpekler hakkım- da bir yazı: *Dünkü meclisi vükelâda idareten nefyolunanlardan bir kısmı affedil. dikleri halde birçok — zamandanberi binlerce âlâm ve sefalet içinde bulu- nan köpeklerin de idareten nefyedil- miş iken umumi aftan istilfade etme- leri müzakere edilmiştir. Birçok müzakereden sonra Kümil paşa hazretlerinin “memleketin sükü, na olan ihtiyacını takdir,, şimdiye ka- dar vukua gelen yolsuzlukların mü- sebbipleri affedilmiş olduğundan kö- peklerin de umum aftan istifaden et- melerine karar verilmiştir.., Eşek gazetesi “eşek,, kelimesini tahkir yerine kullananları protesto e- diyorda. Eşek kelimesinin nasıl kul- Tanılacağmı göyle bir misalle — anlat- maktaydi : — .« Beylerin son günlerde yap- tığı iddia olunan işlere inanır mısm ? — İnanırım, o eşekler gayet kur: nazdır. Eşek gazetesinin baş muharriri şöy- le ilân edilmişti: “Ser muharrir: Don Kişot,, “Hem saman yer, hem de ot,, Müracaat için de şu yazılmıştı: “Babıâli caddesindedir ahır,, “Hiç sıkılma iş düşerse gel anır,, Başlığında bunlardan baszka görü-| len yazılar: İ Notamıza muvafık her nevi anırtı! kabul olunur. Heyeti tahririye: Topal eşek, karıncalı, kabakulak,| / sudan geçmez. ise ol A ğedlal 4 W ü lre SAR Do BŞ eh Ve yarenı — Sen geçen günkü yangında ©x. asker daima soğukkanlı olmalıdır. firar etmişsin, bu ne deme — Bendeniz soğukkanlılığı daima muhalaza ederim et Burada Eşek gazetesini görmiyen- lere sahibinin admı söylersek belki de hayret ederler-Sahibi filsof Baha Tev fik idi. Baha Tevfiğin gazeteyi çıkar: ması da oldukça meraklı — bir hâdise olmuştu. Feylesof gazete çıkarmağa * karar verdiği vakit henüz isim bulamamış- tı. Bir gün arkadaşlarından birine: — Yahu, bir gazete çıkaracağım fa: kat ne isim vereyim? Diye sormuş, arkadaşı da — Bir ziyalet verirsen güzel bir ga- zete ismi söylerim, demişti. Baha Tevfik ziyafeti kabul eder et mez, arkadaşı: — Gazetenin adı 'Eşek,, olsun, de- mişti- Güzel, bu adı Baha Tevfik de be- ğenmişti. Fakat Eşek gazetesinin im- tiyazını nasıl almalı idi? Matbuat mü- dürlüğünün buna izin vermesi ihti- timali vardı. timali vardı. Eşek adını bulan, bunun da çaresi- ni buldu. Matbuat müdürlüğüne verilen isti- daha eşeği arapça ve şeddesiz - yazıl- mıştı, Şedde konmayınca da göz yaşı manasına gelen “eşk” şeklinde okunu yordu. İstidanm muamelesi bitirilerek ©o zaman matbuat müdürü bulunan mer-| hum Fazlı Necip, bu adı görünce sor- muşta: — Bu nasıl olur. Bir mizah gazete- sinin adı “Gözyaşı,, konulur mu? Fazla israr etmekte de hakkı yok- tu. Sahipleri böyle istemişlerdir. Fa- kat sahipleri imtiyazı alıp daha mü-| dürlük odasından çıkar çıkmaz “eşk., kelimesine bir şedde ilâve ederek “E. şek,, yaprvermişlerdi- İşte “Eşek,, ga- zetesinin imtiyaz almma şekli de bu- dur. Kolera hazretleri Köylü gazetesinin birinci sayısı 14 | SAA — VU ap$ A e vomt eJi | Ta ve dahi iyice bilesiniz $" aş-; Fakat ateşin karşısında mümkün olmuyor! Şaban 327 de çıkmıştır. Yaz ekseriya köylü ile pek konuş lü, daima kendi şivesiyle —<« verir, Köylü “Anadoluda maarif,, Ix bir yazıda köy mualliminin Jarı nasıl okultuğunu gösterm İşte bir parça: “Muallim dersi bilmiyen yi beden ellisini muhtelif şekill yakta dikti. Ve sonra okutm ladı. Çocuk — Elif mertek gibi. Muallim — Ha yavrum ha. Çocuk — Be yan yatmış.. Muallim — Ha oğlum ha.. Ç — Te tekne gibi. M — Ha ulan ha.. Ç — Sin ona benzer: M — Ha ulan ha.. Ç — Dal beli bükük, kambu M — Ha ulan ha. Ç — Zel ona benzer. M — Ha ulan ha.. Ders böyle devam eder ve *“Sin üç dişli, Şin ona benzer, şan kuyrukluü, ayn'ın ağrı ai ona Benzer,, diye bütün elifi o bir aferin alır. Köylünün “Elkabı cedide, altında vazdığı lâkaplardan: Belediye çavuşları: Kabahat Tramvay beygirleri: Gayret Köprü memurları: Terbiyel Haliç idaresi: İntizamlü Şıklara: Bürudetlü Şantozlara: İffetlü : Yük arabalarma: Şamatetlü Vezafet Köylü şehremanetini, memv fettiş, çavuş, fabrikası, Tüne siz kapaksız şarap fıçısı, tramY beşiği, tiyatroyu edep mahalli, fi öküz arabası, postayı seyy#'| Tumbağa, belediey çavuşunu akşama kadar esner-bir nevi " diye anlatmaktadır. Kolera derdi Köylü gazetes?i vardı. Bu havadisi “havadisi P| mei dahiliye,, diye kaydede lera beyefendi hazretleri D tekrar lütfen teşrif bayurduk" latadan idaremize telefonla * rilmiş,, diye anlatmakta ve retlerinin bir nutkunu koyt? Kolera nutkunda şunları tedir: “Ey İstanbul ahalizi! Malü Kit | vücudumu her ne kadar ' poldan zorla ihraç etmiş bazı adamcağızları nı | Bıma alarak öbür dünyay4 F pı ten sonra tekrar teşrif ettil- » susta şehremanetinin son € dımı olmustur. Emmete - ©