smanlıcadan Türkçeye Söz klavuzunu neşrediyoruz 2 ğ köklerden — gelen Örnek: Kanaatim bu yoldadır —| l_)nır._k: Ynfıni hareketini lıeııı'ü kası — Eskisi gibi orununda bırakti-| olan mevahibi tabiat bazılarında da .l'i:lıan'n î:rm:uk: (T. K'ö.) beldeği| Kanağatım bu yoldadır. kat'ileştiremedi — Hareket gününü| ması, hu ancak kisbi olarak tezahür eder —— (alâmeti) lcî:ıımıqlın. Bunların her Kanal — Ark (Bak: Cetvel) henüz kesinleştiremedi. Kemend — Boğuluk İnsanların kimisinde doğunsal olan K Kani — Kanığ | — Katl — Ölüt Kemin — Pusu türem vergileri, kimisinde de edinsel haklanda sırası ile uzmanlarımı Örnek: Önun katli harkesin yü -| — Kemiyet — Nicelik, kemiyöt'(T reğinde derin bir acı bıraktı — O-| Kö.) nun öÖlütü herkesin yüreğinde derin Keyfiyet — Nitelik, keyfiyet (T. bir acı bıraktı. Kö.) olarak görünür . Kesir — Kesir (kesmekten) Kesretmek — Kırmak Örnek: Kaniim ki, siz bu işin üs - tesinden geleceksiniz — Kanığım ki, i| siz bu işin üstesinden geleceksiniz. Kanun — Kanun ayırd edilmesi için, — gereğine güre, be G b tökmice Katletmek — Öldürmek Kenar — Kenar (T. Kö.) grfie &e| — SEL e aa. — Sönallri | Ürmelir Kanleikildiği vahit yanını| | — Karam — Kayia Örnek: Kimsenin hatırını kesret. nekler dı-honul_ğwıl“:l' keli; .| işbilen da kimse yoktu — Öldürüldüğü va - Keremkâr — Selek mek istemem — Kimsenin hatırını , 3 — Kökü türkçe K imele Kâraşina, kârdan, kâragâh, kardi -| kit yanında kimse yoktu. Kerhen — İstemiyerek, gönülsüz,| kırmak istemem. bugünkü işlenmiş ve ullanılan de kargüzer — İşbecerir. Katil — Ölütçü, öldüren, kanlı | tiksinerek Küsmrlüt — Kesirler. şekilleri alınmıştır: Aslı ak olan hali aslı ügüm olan hüküm, türkçe “çek.. kökünden gelen şekil gibi. Karabet — Hısımlık: dir — Aramızda hısımlık vardır. Kıyafet — Yeterlik Karar — Karar (T. Kö.) afet — Yetel Örnek: Kıyafeti dolayısiyle ona 'i vazifeyi verdiler — Yeterliği do- Tayısiyle ona bu ödemi verdiler Ademi kifayet — )eunalık Örnek: Ademi kifayeti ıorııld' : n işten çıkarıldı — Yetmez. için işten çıkarıldı. Kifayetli, ehliyetli — î.'cı.kil Örnek: Çok kifayetli bir adam - di — Çok yetkil bir adamdı. Kafile — Kuatar, takım | Örü; Muhacirler Kafile kafile varamadık — Çok konuştuk bir ha - rara varamadıl. Karha — Yara Kari — Okur Karib — Yakın Yüze yakın yanlışı vardı. Kariben — Yakında Örnek: Kariben avdeti memul - dür — Yakında dönmesi umulur. Karibi hakikat — Hakikatsi (Bak: vak ea Y -| bakikat). gidiyorlardı — Göçmenler katar ka: ; - vrile: Oı'ııofmlmııl takım) gidiyorlardı. ba Közin —1 — GŞ MERA SYA Kâhil — Kırçıl "Kıriııı — İmkanıt Kâhin — Baksı, ırkıl, baknı, fal- €ı, bakıcı. B Kahkari — Ardın ardın, — gerisin geri Kahr — Kağır (Kırgızca) Örnek: Kimin kahrına — uğra - dı? — Kimin kağırına uğradı? Kahraman — Kağırman (Ya - kutça ilâh anlamma), Alp Örnek: — Kahraman ordumuz ©- Kağırman ordumuz. h— Kahüse Kıtlık Örnek: Karı bi. Örnek: Onun ne demek istediği - ni ancak karine ile anladık — Onun ne demek istediğini ancak imkanıtla anladık. Karn — Kurun, çağ — (Fr.) E - pogue Kasaba — 1 — Kent, 2 — (Teşrih münâsı terim koluna bırakılmıştır. ) Karye — Köy Kasavet — Tasa (Bak: gussa) Örnek: Kasavetten kendini kur - — Tasadan kendini kurta ramadı- Kasem — Ant Örnek: — Size kasemle -söylüyo - rum — Size antla söylüyorum. Kasretmek — Kısmak, kısaltmak eee sömdü ği derya A Denizin di. “Kaide — Kural — (Fr.) Rögle Örnek: Her kaidenin müstesna - x olabilir — Her kuralın -ayramı o- labilir. Kaide — Taban — (Fr.) Base Kaide — Duraç (Heykel için) — (Fr-) Pitdestal, socle Kail olmak — Bak: razı nlmıl)_ Kaim — Dik — (Fr.) Perpendi- culaire, vertical ;â:im — Avakta — (Fr.) Debont anlaşılmasına mani olur — Sözü bu kadar kısaltmak anlaşılmasına engel olur. Kasrı basar 1 — Kusa görü, 2 — (Tıb manası terim koluna - bırakıl - mıştır). Kasir — Bodur, ksa Örnek: Kasirülkame — Kısa boy: Kaimen — Dikine — (Fr.) Per -| ,, Pendiculairement, verticalement Kasıt, sâi — U!ı.k ; Kaimen — Ayakta — (Fr.) De - Kassam — Bölücü bont, &tant, levi, Kasd — Kurma Örnek: Kasd ile yapılmış bir iş - Kurma ile yapılmış bir iş. Kasdetmek — Kurmak Suikast — Kıyınç Kâşane — Köşk Kâşki — Nolaydı Örnek: Kâşki oraya gitmeseydi — Nolaydı oraya gitmeseydi. Kat'etmek — Kesmek — (Fr.) Couper, Örnek: Mücadeleyi kat'etmek i - — Kavgayı kesmek için. Kat'ı alâka etmek — Elçekmek elyumak, ilişik — kesmek — (Fr.) Kaimen (Bak: Amudi) — Dikel — (Fr.) Perpendiculaire, vertical Kâin — Bulunan, olan Örnek: Aksarayda kâin bir bab hane — Aksarayda bulunan bir ev. — Küinat — Evren (Bak: Âlem). inat (T. Kö.) Kâkül — Perçem Kalb — Kalb (T. Kö.) Kalbetmek — Çevirmek Tahvil, tebdil )- Örnek: Bakırı altına kalbetmek Baları altına çevirmek, Kale — Kale. (Bak: Kalem — Kalem (T. Kö.) y P Cesser ses relations, rompre ğ.nı::k:_ :l:ı'i':ılen izabe ettikten Örnek: Sizinle kat'ı alâka ettim — sonra kalıba dökerler — Madenleri| Sizinle ilişiğimi kestim. Ş erittikten sonra kalıba dökerler. Bu işten kat'ı alâka cttim — Bu iş- Kamer — Ây # K.K Kameriye — Çardak 'Kat'ı mesafe — Yol alma — (Fr.) Senci kameriye — A: Parrourir İes distances Senci şemsiye — Günyıl Kat'ı merahil — İlerleme, yoldür- Kamet — Boy yt 5 | Kameti mevzun sahibi — Taylan Ö,"“*" ı;"'ml yavaş ':z:ıımlz | B edebildi — Yavı . | Kâmil — Olgun, erişkin di. R | Örnek: O, kâmil bir insandır — O, olgün (erişkin) bir insandır. Kâmilen — Büsbütün, hep birden | Örnek: Borcunu kümilen — öde - Kuttar tarık — Yolkesen Kati — Kesin Örnek: Kat'i olarak size söyliyo- rutn — Kesin olarak size söylüyorum Kat'iyyen — Asla, üzkes, cuda : Kat'iyyen izin veremem — Üzkes (asla) izin veremem. . Örnek: Aramızda karabet var - Örnek: Çok konuştuk, bir karara Örnek: Yüze karib hatası vardı — Örnek: Sözü bu kadar kasretmek| Örnek: 1 — Katilini bulamadı - lar — Ölütçüsünü bulamadılar. düreni ... dır. Katliâim — Kırım : Katre — Damla Örnek: akıyordu Su musluktan damla akıyordu. Kavi — Kuvvetli, zorlu Örnek: Kavi bir irade — Kuvvetli bir irde Kavim (millet anlamma) — Ulus Örnek: Cemiyeti Akvam — Ulus - lar sosyetesi, Kavs — Kavis (Kavus — Kemer: Radloff II) Kay — Kusu | Kaylı — İrin | Kaymakam (askerlikte) — Yar - | bay Kayd — Bağ — (Pr.) Lien, röser- ve, entrave Kayd (Bak; İhtimam) — Kayıd — (Fr.) Soin, souci, assiduit6 Örnek: Kaydsız bir adam — Kayd: sız bir adam: Kuayd — Yazma, geçirme — (Fr.) İzseription, enregistrement Örnek: Bu isimlerin deftere kay- d. bitmedi — Bu isimlerin — deftere | geçirmesi bitmesi, Kaza — Kaza (aslı: kada). “ — Örnek: Büyük bir kaza geçirdi Büyük bir kaza geçirdi. Kaza — İlçe Örnek: Kuracabey kazası — Ka- racabey ilçesi. Vilâyet — İ! Örnek: İzmir Vilâyeti — İzmir ili, Nahiye — Kamun Örnek: Bu kazada üç nahiye var- dır — Bu ilçede üç kamuün vardır. Vali — İlbay Örnek: Adana valisi — Adana il . bayı, Kaymakam — İlçebay Örnek: Haymana kaymakamı — Haymana ilçebayı. Nahiye müdürü — Kamunbay Müfettiş — İspekter Mürfettişlik — İspekterlik Müfettişi Umumilik — Cenel İz - pekterlik, Teftiş — Teftiş (T- Kö.) Kâzib — Yalan, yalancı, aldaç Kızb — Yalan Kehed — Karaciğer. Kehir — Büyük Keder — Keder (T. Kö.) Keenne — Sanki, sanırsın ki Kefalet — Kefillik Kefalet akçesi — Tutak Örnek: Bu işi deruhte etmek isti . yenler yüzde J0 derecesinde kefalet akçesi yatırmalıdır — Bu işi üstüne almak istiyenler yüzde 10 derecesin. de tutak yatırmalıdır. Kefil — Kefil (T. Kö.) Kefaret — Arınma Keffiyed etmek — Elçekmek, çe- kilmek. Örnek: Birkaç defa pey vurduk - tan sonra keffiyed ederek - rakibine| beraktı — Bir kaç kere pey vurduk * damla | tan sonra elçekerek — (çekilerek) işi hasmına bıraktı, Kelhif — Kovuk, mağara Kehkeşan — Gökdere, yola Kelâl (Bak: Hüzün) — Usanç Kelime — Kelime (T. Kö.) Kem — Kötü, az Örnek: Kem söz, kom akça sahi: binindir — Kötü söz, kötü akça wssı- nındır. Kemakân — Eskisi gihi, olduğu Ü. Örnek: Kemakân makamında ib- 2 — Onun katili.,, d — Onun öl- tt musluktan katre katre 'Tav'an — İstiyerek, gönülden Tav'an ve kerhen — İster istemez, istiyerek istemiyerek, Örnek: Tav'an ve kerhen bu işi bBehemehal ifa etmelisiniz diye veri- Kılavuz sözleri üzerine, her liste- len emre nazaran — İstiyeerk, iste -| nin (ULUS) ta çıktığından başlamak miyerek b"'.' '“'.”ı“”' olsun yap -| üzera bir ay içinde, istiyenler ye » malısınız diye verilen emre göre- ni bir önerge ileri sürebilirler. Bun - Kerih — İğrenç, üksindirici lar T. D. T. C. Genel Kâtipliğine şu Kerime — Kız sekil altında eönderi!rrektir: Kerre — Kere Kesalet — Sıklık, koyuluk. Kesif — Sık, koyu | Örnek: 1 — Kesif bir orman — Sık bir orman, 2 — Kesif gölğelerle mestur bir ÖNERGELER Osmanlıca , «...,. kelimesine hi Tavuzda .. . 4, . kargılığini uygin (yahut: yeter) görmüyorum. Sebebi: (kısaca) ..vver... yolT—kKoyu gölgelerle örtülü bir yol. !mme.kisü.f etmek — Sıklaşmak, top: Önergem şudur? « « » ":2 Teksif etmek — Sıklaştırmı v —— ee t ge !"ll'lml:ı toplamak. aK, Kü (1) Burada bir önerge gösteril . miyen yazılar üzerine bir şey yapıla Kesad — Sürümsüzlük, durgun - Ka luk. Kesbetmek — Edinmek, kazau - mak ; UCUZ SATILIK ARSALAR m&l'(eıbi nezaket etmek — Nazikleş- Maltepe Kuru çeşmesinde ve Küredü a q- İstanbul Kuçük Ayasofyada ev in- bi etmek — Sâkinlı şasına müsait ve fevkalâde man - Kesbi suubet etmek — Zorlaşmak | Zaralı arsalar ucuz satılıktır. İsti- güçleşmek. yenlerin Deniz satınalma komis - Kisb — Edinç yonunda muhasip Şevket veya Su, ... Kisbükür — İş güç, kazanç adiye otobüs garajı bitişiğinde 328 vsa Kisbi — Edinsel numaralı köşke müracaatları. Örnek: İnsanların bazısında yıtri