’4 — se bindi. Kararı kat'iydi: Dolarla- HABER'in Hikâyesi Pazartesi bir pulsuzken Cu martesi dünyanım en zengin ada- mı olmak ve on beş gün sonra O- limp'in en kudretli şahsivetlerin- den biri sayılmak herkese nasip olmaz. Şüphesiz John Barrett”! tanı- mazsınız. Kendisi Amerikalıdır. 67 senedenberi Nevyorkta otur- maktadır. Hayata atılışının ilk günleri muvaffakiyetsizlikle — geçmiştir Sonraları, beş on küruş kazanma- ğa başlamıştır. Fakat gene fakir düşmüştür. Hamallık bile yapma- ğa razı olduğu halde, öyle günler oluyordu ki ekmek parasını çıka- ramıyordu. Nihayet Darülaczeye sığınmaktan başka çare bulamadı, ve acından ölmekten bu #suretle kurtulabildi. Orada bir müddet ka'dıktan sonra ona ufak bir iş buldular: Hergün birz reklâm şirketinin kos- koca bir ilânını arkasında taşıya- rak kendi gibi on, on iki arkada - şiyle bir aşağı beş yukarı Nevyork sokaklarında dolaşacaktı.. Kazan- dığı pek fazla bir şey değildi ama karnını doyuruyordu: Ona da bin şükür... Günde yarım lira alıyor- du. Saat dokuzdan on sekize ka - dar sarılı kwmızılı elbisesi!c kala- balık caddelerde sırtındaki ilânı teşhir ediyordu. Bakınız bir akşam tali kuşu na- sıl başına kondu: Central Park civarında bir elek- trik feneririn iyice — aydınlattığı bir üzerinde kahva rengi ve :î;g:?ı;“;mm 'iüzünı iliş- ti. Evvelâ eğilip almıya zahmet)| etmedi. Sırtından ilânı çıkarmak ve sonra eğilmek uzun işti'.. Fakat nedense bu zahmete kat- landı. Cilrz ellerile yerden aldığı- nı açtı: İçinde özenerek katlan - mış tam 46 adet bin dolarlık bulu- nuyordu. Oracıkta zengin olmuş gitmişti. Ara yerde bir de kartvi- zit vardı. Okudu: E. D. W... 202... 5 nci sok. Işini bitirdiği zaman bir otobü- rı sahibine götürüp verecekhli. İr - landalılar namuslu adamlardır. Böyle hareket etmemiş olsa baba- sı mezarda bile muazzep olurdu. Paraları saklıyarak ailsinin namu- suna leke sürer miydi hiç! 5 nci sokağa gelince mükkellef bir apartımanın önünde durdu. Kapıyı çaldı. Suratsız bir kapıcı kapıyı aralıyaraş çıkıştı: — İşsizlere yardım etmek âde- timiz değil... Çek arabanı.. Barrett bu münasebetsiz heri - fe cüzdanı uzatarak: — Sus bel Al şunu efendine verl.. dedi. Aradan on dakika geçti. Bekle- mekten canı sıkıldı. Yürüdü, tam sokağı dör.cceği sırada çağrıldığı- nr işitti: — Geliniz, Mr W... sizi görmek istiyor. İ Barrett yeniş ve mükellef bir salona alındı. Hayretler içinde ka- lan kelli felli bir centilmen — ona »llerini uzattı: — Delikanlı, siz hayatımda te- — sadüf ettiğim ilk namuslu adam - sınız. Size ne yapmalıyım? Para işter misinız, iş ister misiniz?.. İki saat #onra John Barrett a - partımandan çıktığı zaman karnı tıka basa doymuştu, Cebi para do- ! öldüren sevinç 1 bir de büro garsonluğu almıştı. , *e.3 Ertesi gün gazeteler uzun uza- dıya ondan bahsediyorlar Jı, Ohio'dan tutun da Kaliforniya, Oklahoma, Şikago, Luizian'a ka- dar bu vak a yayıldı: Barcett A - merikanın “Real American., r o - larak kabul edildi. Namusu, seci- yesi, ahlâkı bütün bir tipt' o. Bu “Nümune adam,,aâa Amerikanın her yerinden büyük küçük helJiyeler yağıyordu Barrett günün meselesi olmuş-| tu. Gazete muhabirleri onurla gö-| rüşüyor, hayatı hakkında en ufak teferruata kadar yazılar yezıyor- lardı. Babaca:ı bütün bunlar karşı - sında evvelâ afalladı, sonr> her - şeyi tabii görmeğe başlad.... Fa - kat bir yandan da aklını oynatır gibi oluyordu. — Amerikada evvelâ Rooswelt! sonra ben diye saçmalamıya baş-| ladı. | Hattâ Roosevelt bile yunmnda hiç kalryordu. O, koca bi: mille - tin senbolü sayılıyordu!... Şu hal- de M. Frariklin Rossvelt'ten üstün kim olabilir? Allah mı?... & ür> 0 Bir akşam Barreti — sefalet ar- kadaşlariy'e beraber, kafas.nı tüt- sülerken atıp tutuyordu: — Yiyiniz, içiniz dostlar! Sizi temin ederim ki bende bu ilâhi kudret varken bir saniyede insa- nın kafasından geçen fenalığı an- hyabilirim, ve bir bakışta kötü hisler besliyen bir adamı öldüre - bilirim, O anda kapı açıldı. Zayıf na - hif bir adam içeriye girdi. Her - halde o da bir iki tek atacaktı. Barrett hiddetli hiddetli bağır - dı: — Çıkmıa, sizin niyetiniz. bo- zuk. Buraya kötü bir maksatla gir- diniz. | Adamcağız bu sözler üzerine ne yapacağını şaşırmıştı. aptal etrafına bakınıyordu Barrett sözlerine devam etti: — Sen Cehennemin canlı zebanisisin. Şimdi sana bakaca - ğım ve şurada geberecksin! Crlhız adam sapsarı kesı!di. Ba- ğırmak içiun ağzını açtı ve bB'rden- bire yere yuvarlandı: Zavallı öl - müştü! bir f Nisan ayında sabah uykıııununI tadını bilm'yen var mıdır? | Sanki kuş seslerile çiçek koku - ları birleşsrek, sarhoş edici, ba -l yıltıcı bir ilâç halinde içe dolarlar ve insanın başını tatlı rüyalarla yastığa çivilerler... | Geçen yıldı. Böyle tatl: bir Ni-| san sabahı uykusu arasında kula-| ğıma cıvıltılar geldi; yarı uyan- dım ve içimden: “Kuş — sesleri!,, dedim, yüveğime bir sevinç bir fe- rahlık dolar gibi oldlu; tekrar rü- yalı bir uykuya düşmek üzere idim ki, penceremin dibinden irce, tit- rek, tatlr bir sesin — yükseldiğini duydum: — Simit!... Taze simit!... Uyku arasında kuş cvıltıları sanmış olduğum seğ, bu se;* ! Bir- Aptal İRğü İngilterenin meşhur kadın - tayyare cilerinden Miss Con Miking tayyare | müt! diye haykıra haykıra u: denbire uyandım ve gözlerim, karşımdaki koştu ! 23 Nisan Yataktan atladım, uzaklışamı kü| luvermişti: çük sesin arkasından camt v'hv'- dum. Dokuz yaşlarında göründâ | rim var.. Onlara bakıyorum.., olgun, cılız, fakat pek sevimli bi&l Uzattığı simitleri elinden al çocuktu; kapkara gözleri prıl pı- rıl yanıyordu. — Adın te? dedim. — Hasar. $ — Kaç yaşındasın? — Önik:. — Mektebe gidiyor musun? Bu soru, onun parlak gözlerini birden kararttı: Z — Gitmiyorum hanım — teyze, dedi, bıldır giderdim, üçte idim. Sonra babım öldü, ağam askere Kudretinin bu yüksek tezahürü siyle bir dünya seyahatine çıkmıştır. Tayyareci kadının şehrimize gelmesi karşısında bizim kahraman soka- İM"MH d0 vardır. Mersin Belediye Reisliğinden: Belediyemizce satın alımacak 5271 tane bina, sokak cadde ve meydan numara ve adları yazılı emaye lâvha açık eksiltmeye ko - ğa fırladı. Kollarını göğe doğru açarak bir pygamber edasiyle söyleniyordu: — Ben kâinatın sahib'y'm!.. * . » Yatfelt, " Walf — Sestia $e nulmuştur. Bu lâvhaların oranlan-mış bahası 1387 lira 70 — kuruştur. | gördüm. gâne namuslu adamıı iki üç gün - Eksiltme 4 Mayıs 935 Cumartesi günü saat 15 te Belediye dairesin- denberi bir timarhanöde kapali de yapılacaktır. Eksiltme şartnamesi parasız olır.ık Belediye .iın her ferdi, bu Karuma yard.mı V İsteklilerin yüzde yedi buçuk teminat parası veya Banka — mektubu ile tayin olunan saatte eksiltme komis: | , » & binda “Çiıı:ıık Ba; yonuna bizzat gelmeleri veya noterlikten tasdikli ğ vekil göndermeleri bilit olunur. — “1905,, bulunmaktadır. » müdürlüğünden almabilir. vekâletaame ile Büyük Tayyare Piyangosu !*Simdiye kadar binlerce kişiyi zengin etmiştir. Yeni tertib plânını görünüz I. ci keşidesi TI-Mayıs-1935 tedir. Büyük Ikramiyesi : 25.000 Liradır | ÇOCUK HAFTASINDA Dü'şlku'ıx."&fâ En büyü Yazan: F alide Nusret Zorlutuna birâ, *nbire) gitti; anam hastalıklı, kardeşlet tah vime| var. Onlaca bakıyorum. K 29 NTSAN — 1885 m borc Küçük Hasan karşımda bird: bire büyümüş, bir yuva başkani “Anam bastalıklı... Kardeşt ken, çatlamış çıplak ayacıklarır ı > yırtık, soluk bir ceket parçası tında kısılısış duran omuzları! 1 çim burkularak bakıyordum. WBirden, erkasından sevgili | se'y oğlumun sesi, beni — çağır Çoctk, belki de içindeki sevint ve heyrecanım tesiri ile, bu , sab erken Uyanmış; yeni esvaplarıi kaltuğuna. kucağına doldurar | bana'kaştu. Daha — merdivenli inerken: | — Mamiş, bugün bayram. dei mi 7: diyexevinçle haykımnyor Küçük simitçi, bu soruya — büyi büyük güllü ve bilgiç bir ağab tavrı ile, berim küçüğüme cevi verdi: | — Sen bayram rüyası — gördi galiba, küçük bey! Oğlum inat etti: — Rüya görmedim, bugün bâ ram! Hasan tekrar güldü. Ben dö muş kalmıştım! Ona bayramı ( cuklar bayramı) nı haber mi, vermemek mi lâzım, bilmi; dum. Kuş sesi gibi ince ve şakrak 1 — Simit! Sıcak simit, taze * tı. İçimde, bahardan ve h:;â dan gelen güzel neşe sönmüş;; lüm ve gözlerim bulutlanmışt!.” . * &* Ertesi gür gazetede Esirgeme Kurumu,,nun g olduğu dizi dizi çocuk ««Cğ Ve düşündüm ki, eğer dine bir borç bilirse, Türk toP K dan haber! olmıyan küçük - lar kalmıyacaktır. Ve biz, asıl P? ramı o vaki' yapanağız! ğ Küçük.Hasanlar... Bugünün | çük Hasanları, Mehmetleri; * ı kurtları, Yalçınları... . Bunlar, belki yarın yur48 '_ cuna yarar birer - büyük 4€ birer Hâmit, Şekspit, birer £ Pastör, hattâ birer Atatürk * caklardır. * gi Onlara, onları esrigiyen yardım etmek bir whj İ değil, bir memleket mest vatan borcudur! j Ce el l ZüSN