| î. aa EKLLESIP YATAŞIYDI HAZ GekeX GeaeK opgay AğNpo STULELEE g913 mle aa — Srmayuzas9s foyAĞILL Tparğuğ A4IP 110390 — 391506 199 İUMHON NETET “ezn nungoy 'ApPunp ELLTIL0S ÇELY -a yok zpupouz “eyzsur “zAUNATEN —ıııınuı»: ;“ gurunyoç tprzng SUSsAdİ ::ıııpııl::w!'! u0 1HxKOS— & zpgosuo wep seunyeg tuo SA 'APNOP SLANNAHL IUIS seyıy “apiap Çezy YNO APRMNULLAN “apungaç vpropı aP SAMANIOG Kw uapzo3 9197 yanamLığ3 EYUP 114 nuo zıresinungaç EPANNOL YOUYAYJE mapmayızca guog Tdevunayaağ — z04 “TPUUpyLTTuz aKIP ozemyo ngp TAYNNAP NA TEUNYO DA “rikey pung3ğ 3000yey — OPUNuN unuo “apığop — unyunu nm 90 yayELEyELUK apunuğ UNU0 — “angyyok yogasvunur mağıy epursera yozmeğ 141C S MI9AA 203 gp SSöNE TENI aryery Tinsreıd09 N üstg YESMNSUN 708 IG UUPUEŞU ee Aamş srep arojKo$ ur3yıtgur ::;! t “jaz Epumpyo TAÇ TUORANIPAYANS — 'a zeymam Yöareyey TULE TELY 1 MELER areyn oduyuazğo HunŞNplo TI UNUTEPU HaPop vava “alamooğ 9p SN anında ayg zeuyornpıop “LUrs19304yU)O UĞN —— “TEY 0113009p9 YIHEPLOR — PP izisoydağ — 3818NRİ AĞ KYU Yü “npzos apıağyap o4Ip “çunığ “BOYUNNNÇ YUT OpaduAYİO p Haf — HLALA Ha 9099919 YELRYULO TUNDAY İZİSLİEJLOS 3) Y9LE Oynaay, Bssviy “JTET gOU aNYo 2219170 zistıeyAog— W_M spa) vayğa ap vas YAURİZANGLLL UNSANINI nuo JPPEA O DTNEĞADAPA — dy3za) BoU *$8 )9 WESI yöRIZO UPAYU, SHOYUY Luz >es TYSIPON “ruos UN3 Seyngg — TP3SATES EYUYYUY TI welermr5 apuju 499 UYUNYAĞLAL, TETN TUMANEUL Oyıa WEPYETN ÇHUU SYPULANİ ZiUJUK —Ui -29047M9ÇÂNS OG 705 114 tü0 duvuzay -49$ UHLDA NUÇ TEMUNYESY EPUANA şasg “TTUYPD GOLUUYAAYÇ ÇUN SEĞEK gz TURĞIPNSI ( dEcuNyayASĞ Tderumyaysağ “eyraredek KU SoumMuwe up)na UUp »W0 “YARNLAĞİ EYTD IĞ HUO YO — AYA YITLLLE TH9 YPad9 ISLA SAA SaĞILI ; Tusarıdağ opın “SEg TUTUSİY WEÇEN PZ URUNULUN Has *204Â08 VYUP IPATAET A T HUŞLOS — “juog ZAUNANPIN İZHUŞPOUNU e) syumLKnp “GAP Y OLUNENP Hü39 YO — yaeyıb 'ıugı_:.wm Izmy UEAK ELUNUO | diğis MUPUNNU — YUD TARİNOA — osa£ g Ipoga HS Ng “gemyerğa mııqıınl'l'll-'—lı""“"""“ N10 KLAAs nu0 UPAYT 1Y0 “dUSASİ 119 NK DATP Ağep UNNUN N TdEEUNaANANİ — "HuyloS UMUNANİN TUNJUY ESYOL peğir Corügurı, Töme l"m':u"'i-'"“ı “aNzo$Jponani yuas — HAP OMAILAS 706 nııııııuııı'nl'l"f’ -Kos 3şgl TPMLUNNUŞ NT KU MRAMU TÜ ( MAEDEERİ — GK GMDE 13N92 BUTSLIUILOS “LANSULAJ oçnĞNR u Teyung puyLos (H — *0 yomap n oKt YASZ | BU0 TANPANLA YAPOŞ OP SSĞNE O T3NNA GİSYUSELİUDEĞ SSIĞN(T TUSL CANOS UUP “mg “ayyoK yadıç ermos uupung pi go Sşuzig Ep — nünd yeyu g SumaoLypoj <ge guos URİL UTİNNA JATESD EZLUNUNY -op BZ WTUNYADN ESWEN G YuUNSTO af ——— ———OO0nva — ü — ma90 NINVESVDVA Polis müdürü atını bir adım yürüt- ginizi söylediler. öa — Sen onu tanıyor musun?.. — Onunla alâkadar olacak kadar, ben daha çok Avet isminde şurada e. turan bir kızcağızla Mu:' iki çocuk biribirlerini çıldırasıya sevi- yorlar. — Emin misin7.. —Eminim... Işte bunun için size ri- ca ediyorum, Monsenyör. Eğer Lante- ne mahvolursa Avet de babası da çok meyus olacaklardır. Jipsi de onu durdurmadı. Fakat Kont dö Monklar bu anda ge- dönmüş olsaydı kocakarının ken- ::ıo diktiği Kkinli bakışm altın. da ezilir titrerdi. Polis müdürü düşünüyordu: — Havadisler pek mükemmel! uı' tene Dolenin evine kabul edilmiş! Bir taşla iki kuş vuracağız... larla maiyeti, â- Dc: z dönerken bir evi d ::.ılmııll“!?ıdhnk Jipsiyi görünce ona doğru ilerledi. h Jipsi onun geldiğini ılrıı::: likanlı kocakarıya yaklaştığı ee onu merhamet ve nefret dolu bir kışla süzdü. $ ni — RAGASTANIN OĞLU — — Lântene... diye mırıldandı. — Jipsi ana! Burada ne yapıyor- sun 7a — Hiç bir şey! Çocdğum bilirsin ki sokaklarda gezinmeği — pek severim. Bu geçmişteki serseri hayatının ha- tırasıdır. O vakitler büyük caddelerde sevgilimle beraber gezinirdim. — Zavallı Jipsi ana! Hâlâ iyi bir ev de oturmağa, giyinmeğe, rahatça ya- şamağa, biraz saadet ve refah bulma- ğa karar vermiyorsun! Biliyorsun ki ben bunların hepsini sana veriyorum. Gel benimle beraber otur. Sana tatlı bir hayat yaşatacağım! Hiç olmazsa ihtiyarlığında rahat et! — Evet, evet bilirim oğlum. Hak- kımda iyi düşüncelerin vardır. Yük- sek kalplisin! — Ben zavallı bir yetimim, bir bı. iken siz beni şefkatli :::ı;:::*mhnıı?_ — Doğru. Sen beni hayata bağla- yan biricik bağsın. Dünyada senden başka kimseyi sevmem! — Fakat seni me kadar seviyorsam... Kocakarı, delikanlıya tuhaf tuhaf baktı. V Lântenenin evvelce Jipsinin karşı- sında yüz kere duyduğu ve bunu bir nankörlük telâkki ederek kendi kendi- ne lünet ettiği istirapla içi burkulu idi. Fakat bu hissini saklayarak ayni şefkatli sesle söze başladı: — Zavallı Jipsi, beni çok seviyorsu- nuz! Ben sizin çocuğunuzum. — Sevgili çocuğum! Evet, sevgili! Benim için ne kadar sevgili olduğunu bilmezsin! Eğer sana - biri fenalık e- derse ben onu öldürmeğe hazırım! — Sakin olunuz anne! Ben — kendi- mi koruyabilirim. n emaüren ac A “RTOS NuT müng 2097) TOKSOK ”A — IŞPAdA dur22 ap “TUY NŞNpço Sşurdanını LAgeS MaYPEIÇ GUNPTUN ŞES ÇSUN “LNSEN — “padyu JH3 Pajayepe önuruop vurğeue3 uux PD1299 “apao4yaaÇUNP TUDAPUK y) “TE - Haa Hapadyurs Sey 199 wozaa g K SAÇ SUŞ NZNUMYOY YESAİTES 93 SHS ZRUpYY SzFMSSALAYIĞIYIYA OYDYUMU -99 TEUYUDN “IzH0yS0K dağıy SamaoKyısı YERTU WEYRUY IPYANİ SKAgedEy yur “DTUND “IPANŞ 1498 399 SUŞ W0 YULĞAPTT “XUS OPUNGTEA PAUDİ LKIUCMĞP we> YNU0 “APIKtYOP URpUNSUUNNAS yeSye TÇ YARNUUS UUUNLAYUN NO YüYEYPuaN UHUPL NG “NK10LIYSOĞ UPY BUNULY ESUCİ Z Höğ inyönuuğop Hazyarye y “ARUPE O ÇW TUAŞIEĞOP Op doysayatı STUTORUNĞ — WöWOP DUYLYAĞ UpA Hsudy EŞSE aŞT “UMAOL UAYAY YELYE UrUNNUY Wi53 ğ NEAIY yüd$ YUPUNYEAY EEvRA g VOŞ TOKSON ZUTLVUUYUL SiyuE Ç — *104YIdA H0PPAY SA dümmsi x03 ByUP Buug NG SA ÇUNKLOAYPASYU YopuyaıdU SA UPA YPUDYI TIPLAY — np “UTEYI ŞESUYA UNUN 1798 UYADĞ Urığ “TPOLLOS 10480 ZAUNSL0LNSI SN — “TPUUPULNU KI YS — n * IS TEKTUPYMLÜNK “ipanydıy vOLLAJ “MTPIĞİYSE UrOYAUY DA UYY 3Ep O es4pyEş C8 ı vunuvu niönp apuag AYURİ TZIŞDARIYEĞUYEN aprey O — TRRTCUNÇEŞ ÇUŞTIYUPYUK gaA AD SUağ HayPUJE 'APLOAYUASI yuTüNUOY yusg o gYAK YARIU ayKislImN uoTTA ğ -. BIUOS TIS YIRKAŞI ÇUUNPOLKOE AZIS — (3Zzaunsn u 30£n£NP YŞELURİNP SA UDÇ JG KUTUY YUNUTY VSULIŞ TEPUY YOSOŞIĞETE WUY BU ÇENUNKLOLYILOE HUT nağog — TAPIIŞUY YUZEAYEN EĞELE UoYpUNE “RADORAİ SULİS 9p UNKIgEY e BIYOS VOPEİS UNY0 ŞEYEE Zurör — GSPAYON XOS YAMLANDIN uP SKL JAŞ p ÇIZOP Zunpunönp 13 SUU UON WOPUNG TIUJUK S — “diSi e— “EZYL TPRURİYU YO ULAYI Y F$p ayg UN 3NPundAp Yereyo aPMILAA VI “SAAŞI “ITUUKYO SS8 ZUNĞ ŞÜYEZ 'ÇUNLKIZ “EY İZNUNS10LYISI YORLANPIN TUSA— “AP3OLYUYP 99991KUY Apıcı AğNPIO Suryısoy YosANI WozTAŞ *BöOr CoS 2İ)K9SUMANİ 249 YeYNI NZ0S voS NŞ “amı “oKME) dpP NUNTE YU WoP “apaya 21020 YEYWEĞLK APPUYO) İA YOK M “FİY 299 OYELEH “PÇ UNOĞK YY >XTU VÇ 'ZTUTPOYLOS YZYUYTASSINPIN YUAŞI “UMJOLHUR TUŞIPLUNUY STY YUUSUT 194 apMPuoy EySEg HEpnİLNP Hurğıpo) 1 X 12)L0S S7)8 “UAYIŞAP UOYPUNA 'NT AZOP WPEN aNG YAPLE HÖŞT STEA Yayatı -ŞOp Zei epzmadmmes agg “iziumydnu S ÇEKLIY KYG UŞUZAP YU *OKBÖYKÇ — FIPEYĞUY ZS YAÇPUYÇ *AP3OKYAAR YOS KAPUYA “PASO PU TUNPU YAZN g YRAEZ N *W0 “APUNĞNP ĞNYK UpNSELE UNU UON MUP UY UWYO ULESNİ S “TPĞISomlammayIP Je GSSmduyo veyep “gar yuyaypuay YSamNdLNayY K0S WUÇUK üü PU KOĞ uranyan UNNASNA muger “AST 'ULTEYİ HOPaY5 NU0 UUU NŞT TP Opusı demsi aKi SYK TPUuyE Tzuğoş g94kOs uuu #p UpuNUY 008 913 UYğIp a1 SOT UruuyuK TAYELUY UNMA 191098 W0SA9)ST TP PESYURLYO — yurmyo Şus uvprl NÇ TUMLOĞYARYAY VS ap YAf — 'şamu “nSnar dOĞJPA NZAN YZ AY YOLUĞN10) *20£)503 yıye A “amaodiyarıyan num 3 — N190O NINVISVOVE — 9ve Kü — RAGASTANIN OĞLU — B — Elini ver! Kocakarı delikanlının elini yaka- ladı. — Oğlum, elinde çok tuhaf şeyler görüyorum, Lantene istemiyerek gülümsedi: — Neymiş bakalım! — Seviyorsun! Seviliyorsun! —Mes- “mt olacaksın. Düşmanlarının bütün mel'anetine rağmen çok yaşayacak- sın! — Anneelğim bu sözler sizin temiz kalbinizden doğuyor... — Hayır! Elinde okuyorum. — Peki haydi yakımda görüşürüz.. Paraya ihtiyacınız var mı anno?, — Hayır! Evvelsi gün bana bir ay yetecek kadar para verdin! — Her zaman almız annet Ne ola- cağı belli olmaz. Sizi sıkmtıda sandık- ça İçim rahat etmiyor. Lantene kocakarmın eline bir kese sıkıştırdı. Sonra kendisini —tutarak elildi. Onun yanağından öptü. ve: — Zavallı Jipsi! Annem yerinde ©- lan bu kadımı şükran borcu olarak hürmetle öperken niçin içim nefret doluyor.. Diye düşünerek uraklaştı. Jipsi onun gidişine baktı.. Tukaf şey Lanteneye de Kont dö Monklara bakar gibi bakmıştı. Bu esnada, polis müdürü yoluna devam ederek şehirden dışarıya — çık. mişti. Bir kaç dakika sonra — Monfo. kona vardı. Evvelce bıraktığı — asker- ler demir kapınım önünde duruyorlar. di. Monklar karakol sordu: — Herif ne yapıyor?, — Hiç kımıldanmıyor - Monsenyör, Sesi de çıkmıyor.. * - ;=lllı mu?.. aZ Monsenyör! Ben - bir gün bu mahzende iki dakika kaldım. Az kalsın ölüyordum, kumandanma — Daha iyi emin olmak için evvelce söylediğim gibi mahzeni bir kaç gün daha açmıyalım! Sizi biraz sonra de- #iştirecekler. İyice dikkat ediniz! — Serserinin buradan kaçabilmesi için köstebek olması lüzim — Monsen- yür! Polis müdürü donuk bir bakışla, arkasında iskeletler arasında bırak- tığı bu demir kapıya baktı. Sonra bazı emirler daha vererek Parise dündü. Ve yarım saat sonra, Bastilin karşır sında, Sen Antuan sokağındaki kona- Kinın avlusunda atından İndi. Polis müdürü orada, bu müthiş zindanın korkunç gölgesi altında ya- şiyordü. Pencereye oturduğu — zaman bakışı her zaman bazan yeis ve — isti- rapla morarmış bir kaç yüz gördüğü demir parmaklıklı badrum — pancere lerine rastlardı. Kont dö Monklar dairesine - çıktı. döşemeleri tozlu, duvar perdeleri sol- muş bir odanın kapısını açtı, Bu oda- ya senelerden beri hiç kimsenin gir- mediği sanrlırdı. Odanın duvarlarından birine büyük bir levha asılı olup bu sön derece gü- zel bir kadının resmiydi. Kadımın yanında dört beş yaşında kadar ayakta durarak annesinin dizi- ne dayanan sevimli bir çocuk gülüm- süyordu. Kont dö Monklar, bu levha- nın önünde durdu. O vakit, bu adamın sert yüzü gev şedi, yumuşadı. Donuk gözlerinde bir hayat izi göründü, Diz çöktü... Kolfarı resime doğru uzandı.. Boğuk bir hıçkırık göğsünü şişirdi.. -V MADLEN FERRON... Mösyö Ferron meş'um muavinin den ayrıldıktan sonra bütün gece ser- Forma: 5