A DERNZ NNN SO ; göeeLerencemaAaN ee KERALenKA KA KA YAK YeKESEKeREr aN ererrmn A KELALAMMN * Polis Hafiyesi (X: 9D ) Tcimitir çete Parre' isminde “sir zengit o b 3 - ö ; dürüp servetini elinden almak istiyor. Fakat o Türk matbuatında bir yenilik olarak sayılacak bu roman. birinci Vö sdlür pallbir Tet lanindeki AÖ defa “HABER,, de çıkıyor. Bu romanı bir sinema seyreder gibi takib | Polis hafiyesi x : 9 hırsızlar tarafın dan kâ o edecek, heyecandan heyecana düşeceksiniz. ilan genç kızı kurtarıyor. Ve çetenin re isini 87 n £ rcöree AT ŞEFTÂRA AU L vekeren ee SİZİ OTELDEN KAŞÇIRDIK- E V. H Tozam, A L Ram SömL AA ; AMANDAN &£ A, VA ENGEL ŞEFİ LARI VANI7 BİR AĞIZ. YACAĞIMA SİZİNLE MEŞ- OLURSUNUZ.! m:şsîıîlz: BİZİNLE L?/ğ BULDUM. ŞEFİ âgz’%g’u"’s £z4 YOf :._.’Jş YÖRÜMİ — ONLUNLA ; ğ I_AT- ZAN ?E—_ ÂLÖO DOKTORİ YARALIYIDA — LÜÖTFEN BİRAZ sı’ı.’?si- LİR MİSİNİZ / Ka VEEKİM İŞTM AİDAR. Jızşat EVVELA BABANIZ) İYİLEŞTİRMELİSİNİZ. BİR GÜN, TAVŞAN VE |. KÖPEKLER Ş;:E;ıu;.m TP A Dı. BİRDEN 'o- | BiRE — Z0 M VeT u — RAGASTANIN OĞLU — rarak kurtulmüak - istiyordu. — Fakat| kuvvetli namus hırsızı zavallıyı koşa koşa götürüyordu. — İmdat! Yetişin! Imdat.. — Meryem hakkı için çocuk serkeş. lik ediyor. Birinci Fransuva, kaba eliyle genç kızın sesini kesmek için ağzını kapa- mağa çalışıyordu. Bir kaç sıçrayışta bahçeyi geçerek sokağa fırladı. Jiyet: N — İmdat! İmdat! Diye inledi. Birinci Fransuva hiddetle: — Şimdi birisi imdadına gelmeğe cesaret etsin bakalım! dedi. Birdenbire, getenin karanlığı için- de bir borazan gibi tmlryan bir ses yükseldi:; t — Heseeeyyy'.. Kadınları ağlalan bu rezil serseriler kimlerdir? Alçak- Jar! Hırsızlara nasıl müamele edildi- Kini göstermek için Kılıcımın tersiyle geliyorum! Sansak bağırdı: — Yanaşma!'.. Yoksa gidersin?.. — Kılte kılca dar yerde bulunmak hoşuma gider!. O.. Vallahi — bunlar dan.;, omlar! Kadın — hırsızları. Hanraini seçiyorsunuz:; — Darağacını | mı, cellât kütüğünü mü?. | Bu sözleri söyliyen adam peııu-: venin hafif ışığı içinde göründü. | Bu, mağrur yüzlü, cesur hıluşlı,l dik bıyıklı, hakaret ve alay dolu bir | gülüşle eğilmiş ince âğızlı bir delikan- | hlıydı.. , Birinci Fransuva, bu umulmıyan | tesadüf karşısında durarak kızı yere | bıraktı. Lâkin bileğinden tutuyordu. Jiyet delikanlıyı gördü. Dudakla- gında bir gülümseme belirdi. Onun is- mini mırıldandı. Sonra kuvveti - kesi- Terek bahçe duvarına dayandı. Kral: Şu haddini bilmez rezilin üzeri:- ne hücum ediniz! Diye bağırdı. Buna gür bir kahkaha cevap verdi. Üç Jantiyom kılıclarını çektiler.. BSansak: — Geri çekil terbiyesiz herif! Diye gürledi, Esse: — Pis uşak! Sözleriyle alay etti. Laşatenyeri: — Cehennem serserisi! Hakaretini fırlattı. Meçhul şahsın uzun kılıcı parladı. Alaylı sesi işitildi: — Şeytanın boynuzları hakkı için çok comertsiniz Mösyöler., Lâkin ben bütün söylediklerinizi iade edeceğim. Ben borcumu çok iyi ödeyenlerde- nim.. Dört kılıç çatıştı. " Kranlıkta dört şimşek çakmış gibi parıltılar dalga- landı.. Sert, kısa takırdılar, soluk 80- luğa nefesler yükseldi.. Üç arkadaş düşmanlarını önden, arkadan, yan- dan sarmak bu suretle kahbece mah- vetmek istiyorlardı. Lâkin onun bir yılan gibi çevik ve uzun kılıcı cehen- nemi bir daire çizerek hepsine yetisi- yor, hiç birine göz açtırmıyordu. Sonra onları kudurtan alaylı ses gene yükseldi: — Kendinizi koruyunuz.. İşte öde- meğe başlıyorum. Bu terbiyesiz için! Alınız Mösyü... Sansak inliyerek çekildi.. Meçhul şahssı kılıcı sağ kolunu bir. boydan bir boya delip geçmişti. Laşatenyeri ile Esse kılıçlarını kal- dırarak hücum ettiler., Kılıçların so- guk şakırtısı gene işitildi. Uzun kılre gene cehennemi daireler çizerek vın. hıyor, bütün saldırışları geri attığı gl- bi gittikçe düşmanlarına daha çok s0- kuluyordu, — RAGAS' Delikanlının sesi tekrar gürledi: — Bu borç pek hafif.. Varda! Sa- kın! Şimdi uşak borcunu ödüyorum, İşte uşak için mösyö! Korkusuzca a- lınız.. Hiddetli bir küfürden sonra Esse olduğu gibi yere yuvarlandı. Meçhul şahıs Laşatenyeriye hücum etti. Kral haykırdı: — Aman kendini kolla. 'Teke tek kalan iki rakip şiddetle çarpıştılar.. Fakat Laşatenyeri derhal gerilemeğe mecbur oldu.. Delikanlı- nn kılıcını bütün gayretine rağmen burnunun dibinden ayıramıyordu. Ve bu kılıcın ucu parlak bir yılan başı gi- bi onu büyülüyor hareketlerini şaşır- tıyordu. Mechul şahıs, büyük bir Bo- ğuk kanlılıkla, dövüşü son dereceye varan bir heyecanla seyreden, Krala, bir taraftan söylüyordu: — Bu Mösyö için de merak etme- yiniz! Onun hakkını da ödeyeceğim.. Size borcumu ödeyenlerdenim demiş- tim, Dörtte bir, üçte bir, tam.. Ben da- ima öderim. Mösyöye hangi cinslen lâzım, Güzel doğru bir vuruş. Açıl! Tamam.. Serseri borcunu da ödedim.. Göğsünden vurulan Laşatenyeri boğuk bir inilti ile yere yuvarlandı. O vakit meçhul şahıs doğruca Kra- Tımn üzerine yürüdü, ve: — Bu kadını bırak hırsız! Diye em- retti. Kral bağırdı: , — Sefil, benim kim olduğumu bili- yor musun? — Sen gece vakti bir cani gihi ev- lere giren bir namus hırsızısın ! — Mel'un asılaaecksın ! — Eğer seni bu duvara çivilemez- gem.. — Ahmak! İsmimi söyliyerek seni Polis h | ya başlayacak.. NIN 15 , bu senin ölümüne sebep olur. Diz çök sefil, dizcök! Karşındaki Fransız Kra- hdır. Delikanlınımn acı sesi cevap verdi: — Ben de ismimi ilk ve son defa olarak taşıyan Manfredim! Anasız, babasız, yersiz, yurtsuz Manfredim! Serseriler Kralı Manfredim ! Birinci Fransuva asabi bir kahka- ha salrverdi: — Bir serseri... — Bir insan Mösyö! — Ben de boş yere hiddetlenmişim ! Vak'a pek gülünç! — Dikkat ediniz de feci bir tarz dönmesin! Lâflar gittikçe sertleşiyor, acı ac vızıldıyordu. Bu bir serseri ile dünya: nn en müthiş hükümdarı arasında geçen hayret verici bir dil düellası idi. Birinci Fransuva, alaylı bir tavırla : — Artık bir söz söyleme yiğitim, de- di. — Öyle ise sözü kılıçlara bıraka- Irm.. — Git seni affediyorum! — Kılıcınızı çekiniz, kılıcınızi çeki- niz Mösyö!.. Payide yenilen bir kılı . €m bir serseri kılıcı karşısındaki me haretini görelim ! — Haydi çekil serseri! Yoksa - cel- lâda teslim edilirsin! — Ya giz?. Siz de şu anda benimt merhametime muhtaçamız ! Kral sapsarı kesildi. Daha gurur- lu, daha hakaretli bir tavırla: — Dinle! Son defa olarak söylüye- rum, Yoluma git! Sana hayatını bağış Tadım, dedi. — Son defa olarak siz de şunu din: lTeyiniz Mösyö! n Manfred bir adım daha attı. Kolu- mahvı t nn wentir. Parmadınm nen — Türünel afiyesi X. 9: yakmdâ adamım esrarını mevdana çıkaf —.