HABER — Akuıı Pastası tekâtı — Fransız kabinesinin düşü - rülmesi. 2 — lekatı cenin büyük bir suç - tur — Çocuk düşürme büyük bir suç- tur. Iskat etmek — Düşürmek Örnek: Kabineyi wekat etmek için yapılan işler, bilâkis kabineyi mevki. inde tuütmaya hadim oldu — Kabine- vt düşürmek için yapılan işler, tamı - tersi kabineyi yerinde tütmaya yara- dı. Sukut — Düşüm, düşme Örnek! 1 — Sukutu evrak —« Yapı rak dilşümü. 4 — Bulunduğu makamı muallâ - dan sukutu — Bulunduğu yüksek o - rundan düşümü, Islah etmek — Yeğirtmek — (Fr.) Arranger, röformer, amöliorer, per - #ecionner Örnek; İslahı cinsi feres — Amâ - Horation (ou le perfectionnement) de la race chevaline, Islahat »— Yeğirtim Örnek: Osmanlı imparatorluğun - da wlahat yolundaki mesal hep akim kalmıştır. — Osmanlı imparatorlu - gunda yeğritim yolundaki çalışmala - rın hiç ucu gelmemiştir. Islahı beynetmek — Barıştırmak, arabulmak Örnek: 1 — İkisi de — pek sevgili doslumdur, elimden çelse ulahı Bey - netmek için çalışmak isterim — İkisi de pek sevgili — distumdur, elimden mmarmwımue. rim. 2 — Telahı beynetmek için elimden O n enanümnü a a ramra eat a e geleni yapacağım, — Aıulanuı bul - mak için elimden geleni yapacağun. Islahı hal etmek — Uslanmak Örnek: Nasihat, tekdir, ceza hiçbi- | ri faidebahş olmadı, bir türlü ldobll Itr — Itır (T. Kö.) hâl etmiyor — Öğüt, darılma, — ceza Ittırad — Biteviyelik hiç biri fayda vermedi, bir türlü us - e lanmıyor. SER İ Salâh — Yeğrim SA Örnek; Siyasi iyot salâha doğ- Örnek: Ortada henüz bir tade tşi ru gidiyor — Sıyasal durüm yeğrime | V9* — Ortada henliz bir gerit işi yok. değre giliyer, Tade etmek — Geritmek, geriver - mek, geriçevirmek Salâh bulmak — Yeğrimek ; Salih — Yarar, elverişli Örnek: 1 — Beynelmilet! muahe - Örnek: Buralarda çıkan kömürler delere göre siyasi mücrimler iade © - vapurlarda istimale salihtir — Bura- | dümez — Arsulusat * andlaşmalara larda çıkan — kömürler — vapurlarda| 90t #vasal suçlar geritilmez. kallamimağa yartr. 2 — Aldığım mektubu hemen iade İnşaatta istimale salih kereste - ler — Yapıda kullanılmağa yarar ke- resleler. Israr — Israr (T. Kö.) İsrar etmek — Iİsrar etmek, isre - mek Istıfa — Seçkinlenme Örnek: Tabiatin kanunlarından Biri de ıstıfadır — Türemin kanunla- rından biri de seçkinlenmedir. Istıfa etmek — Seçkinlenmek Örnek; — Asırlar geçtikler insan cinsi de ıştıfa etmektedir — Asırlar yeçtikçe insan cinci de seçkinlenmek- tedir. Ttma etmek — Umdulamak Örnek: Ne para, ne yüksek ma - kam, kiç bür şey onu ılma edemedi — Ne para, ne de yüksek orun, hiç bir | şey onu umdulayamadı. Tama — Umdu, ac gözlülük Itnab etmek — Lnlmak Ssöz uzat- mak €t — Söz uzatmaktan sakın, verdim. 3 — Hediyemizin neden iade edil - diğini anlıyamadım — Armağanımı - zın neden geri çevrildiğini anlıyama - dıum, Tadeli — Geritli Örnek: lTadeli bir mektup aldun — Geritli bir mektub aldım. Taahhütlü (mektub) — Bağıtlı Örnek: Tauhhüllü mektubunuzu alır almaz istediğiniz saati hemen i- ade ettim — Bağıtlı mektubunuzu a - lır almaz istediğiniz saati hemen geri gönderdim. İndeli taahhütlü — Geritli bağıtlı Örnek: Tadeli taahhütlü mektubu. nuzu dün aldım — Geritli bağttlı mektabunuzu dün aldım. Tadei afiyet etmek — Onalmak Örnek: ladei afiyel ettiğiniz beşa- meserretbahş oldu reil yöreğlme BORTİYA 236 Örnek; Itnabı kelâmdan ihtiraz | ettim — Aldığım mektubu hemen geri | Özeeemmemm - Onaldığınız müjdesi yüreğime sevtnç verdi. Tadeten takdim etmek — Gerisun- mak, Örnek: — Gönderdiğiniz mektubu, arkadaşımız buradan — ayrıldığından iadeten takdim ediyorum — Gönder | diğiniz mektubu, arkadaşımız bura - | dan ayrıldığından gerisunuyorum. İane — Yardım Örnek: Himayel Btfal Cemiyeti için iane cemine çalışanlar — Çocuk Esirgeme Kurumu için yardım topla- mağa çalışanlar. Tare etmek — Eğretimek, eğreti vermek, Örnek: 1 — lare etmek, kullanmak üzere bir şeyi birine ödünç vermek - tir — Eğretimek, kullanmak üzere bir şeyi birine ödünç verme.ktir. 2 — lare etmek 1ütfunda bulundu- gunuz kitabdan — çok müstefid ol - dum — Eğreti vermek kayrasında bu- lunduğunuz kttabdan çok faydalan - dim, Taşe — Beslev Örnek; Koca bir atlenin iaşesi ha- mulesini omuzlarına alan — Koca bir ardanın beslevi yükünü omuzlarına alan. Tağe etmek — Beslenmek, geçindir- mek | Örnek: O zamanlarda bir aile iaşe etmek gayet müşkül bir işti — O za - manlarda bir arda beslemek (geçin - dirmek) çok güç bir işti. Ibadet — Tapmç (Bak: âbit) İbadet etmek — Tapınmak (Bak: âbit). Ibate etmek — Barındırmak Örnek: — Bütün halk gelen askeri ibüte etmek arzusiyle koşuşuyordu — Bütün halk gelen askeri barındı rmal. arzusiyle koşuşuyordu. , İbâ etmek — Gerli durmak YORJTYA 15 NISAN — 1938 Osmanlıcadan Türkçeye Söz klavuzunu neşrediyoruz 20 İ ı Örnek; Bu küçücük temennimi 1 * saften niçin ibâ ediyorsunuz? — Bu küçücük dileğimi yerine getirmekten niçin geri düruüyorsunuz? 1b'ad etmek, teb'id etmek (Bak: baid) — Iratmak, uzaklaştırmak. Örnek: Bu uygunsuz hareketi üze- rine, onu huzurunuzdan ib'ad etmekte haklısınız — Bu uygunsuz hareketi | lzerine, artık onu katınızdan uzak » laştırmakta haklısınız. 1b'as etmek — Göndermek Örnek: Nezdine bir sefir ib'as et « mek istedi — Katına bir elçi gönder- mek istedi. Meb'us — Saylav Örnek: Bütün — Türk meb'usları Türkiye Büyük Millet Meclisi azalar rtıdir — Bütün Türk saylavları Ka - mutay üyeleridir. Ibdâ — Yaratı Örnek: İbdâ, güzel san'atların en büyük — kudretidir — Yaratı, gürel san'atların en büyük erkidir. İbdâ etmek — Yaratmak Örnek Büyük san'at eserleri ibdâ etmek yolunda — Büyük san'at eser leri yaratmak yolunda. Hlham (mübehemiyet) — Ürtünlük Örnek:; Bu sözünüzde kesif bir il- ham (mübhemiyet) hissediyorum) — Bu sözünüzde kalır öir örtünlük du » yuyorum. Mübhem — Örtünç Örnek; — Böyle mübhem sözlerle herkesin kalbinde sıkıntı uyandırmak doğru değildir — Böyle örtünç söz * lerle herkesin yüreğinde sıkınlı u « yandırmak doğru değildir. Tblâğ etmek (işal etmek) — Ulaş - tırmak Örnek; Bu mesele üzerindeki dü - şüncelerimi size yazı ile iblâğ etrhek isterim — Bu sorum üzerindeki dü - güncelerimi size yazı ile ılw islerim,. —Mönsenyör! Evvelâ sağ ve salım bulunduğunuzdan dölayı Sizi — tebrik etmekliğime izin veriniz. Romada pek müteossir olmuştuk, dedi. —Adam sende.. Bu yarâanın o kadar ehemmiyeti yok! Derim pek kalındır. Beni öbür dünyaya gönderecek - kılıç henliz dövülmemiştir! Fakat bu ziya- retiniz yalnız kendinizce pek kıymetli saydığınız sağlığımı görmak maksadi ile olmasa gerek! — Evet Monsenyör. Ayni zamanda gize fona habarler de getiriyorum. Fa- kat henüz har şey mahvolmadığından ümldimizi kesmedik. — Hay Allah belâsmı versin! Söz- Terinizden vaziyetin çok kötü olduğu anlaşılıyor. — Monsenyör! Roma halkı tama: men isyan ettiler. Her yerde — çeteler teşkil edildiğinden bir takmm vak'nlar olmak üzeredir. Sezar üzerinde içki takımı bulunan makaya küvvetli bir yamruk tadirince bardaklarla masa karmakarığık - ola. rak yere yuyarlandı. Marki — sözüne devam etti: <— Bu alçak herifler, Vatikan sara- yt ile, Sent Anj şatösünü taarraz et müğe cesaret edemediler. Başlarımda bir reis yoktur. Fakat şunu söyliye- yim Ki sekiz ön gün içinde Sent—Anj şatoku âsilerin eline geçebilir. Sezar bir kaç saniye çadırında do Taşlıktan #onra polis müdürüne dön- dü: — Acaba büu uhmakları kim teşvik etti? — Kim olacak Mohnsetyör, hiç kim- se değil! Başlarında bür reisleri bu- lunmadığını, bu yüzden henüiz ümidi- mizin kırılmamış - oldı demin göylemiştim. Bön idari tedbir ola. rak bir çok kişileri tevkif ve idam et tirdim. Fakat bu sefer bunların hiç biri fayda vermedi. Ah Monsenyür, hâlk sön derece kaynaşıyor. İtaat dü- şüntösi ortadan kalktı. Fakat içlerin- de hâlâ iyi düşünen adamlar da var. Sezar yan gözle Markiye baktı, Ser kinde alay eden bir ahenk farketmiş- Ü. Bu, kendisine, uğradığı felâketler- den dâha ağır geliyordu. — Bundan dolayı, muhterem peder, Kaprera adağına kadar ufak bir geya- hat yapmanın iyi olacağına karar ver- di. Papanın fikir ve niyetlerini hoş görmemekten Allah beni saklasın.. Ve kendilerini de korusun!. Fakat.. «« Fakat babam körkta değil mi?. Çekinmeden söyleyiniz Markil, Rokozanta çekingeh bir tavır aldı. Sezar, çadırında dolaşmağa başladı. Polis ıınım düşüncelerini unlamak Sezar birdenbire sorduz —$Şlmdi bana na tevcih edersiniz: Marki kendi kendine:; « Hole yola gelebildi! diye düşün,. dü. — Azizim Marki, fikrinizi söyleyi- niz! Vaziyeti tamamen biliyorsunuz. Bu sırada bana nasihat verecek — siz- den başka bir adam düşünemem ! — Mönsenyör, fiksimi — serbestçe söylemekliğime izin veriyor musu- huk?.. — İzin değil, emir veriyatum. — Üyle ise dinleyiniz: İsyanı yatış- tıtmak ve âsileri mahvetmek için bir tek çare vardır, Ö da din Küyvetidir. Bu anda halka baş eğdirecek kuvvet yalnız Papadadır. Ba sebepten dolayı binlerce papüz, Kardinâl ve Peskapos- Tarla ve muhteşem merasimle bir Pa- banın Romaya girmesi lâzımdır. Fa- kat böyle bir merasime cesaret edebi- lecek, ağtını açmağa yeltenecek olanı bir hançer darbesiyle mahvetmeği be- geredek; genç kuvvetli, cesur bir. Pa- payâa Tüzüm vardır, Bir ihtiyara de- ğil! Bu sözleri söylerken Marki Sezarı bakışıyle tetkik ediyordu. Sözüne de vam etti: — Eğer söylediğim bu genç Papa, ayni zamanda şöhreti henüz anlaşıl- mıyan bir mağlubiyetle lekelenmiş büyük bir kumandaa olur ve Papalık | tahtının arkasında bir de ordu bulu | nmursa, İsyanın kendiliğinden sönece- ğine emin olunuz.. Sezar heyecanla: — Yetişir Rokazanta, yetişir! dedi. Gözlerini Markinin gözlerine dikerek : — Papalığa benim mi geçmekliğimi istiyorsun?.. Sözlerini ilâve etti. | —Evet Monsenyör Memleketi mahv | ve harâp olmaktan kurtarmak klıı' bundan başka çare yöktür. j — İyi amma, benim Papa seçilmek- Tiğim ancak babamin hal'iyle kabildir. Yoksa Kardinallar meclisi —usülsüz bir şey yapamaz.. — Ya hal'iyle yahut da ölümü” ile kabildir. Conabı hak şahittir ki muh> | terem pederimin uzun müddet daha | yaşkması için canımı vermekten çe Kinmem, fakat ne çare kemtdileri ihti. yardır.. Deniz havası, Kaprera “adası | etrafındaki Sardönya kiyiları da sih- hate pok zararlıdır. Önun için bir hâ- dise olabilir.. Sezar ariâ, kafasına — babasmım öldürülmesi fikrini sokan bu kandırı- cı şeytant dinlemiyordu. Derin bir dü- şünceye dalmıştı. Evyelce de bir. çok defalar, Ücretli askerlerinin başında harp meydanlarında çarpışan adi bir kumandan ölmakla kalmıyarak kral mertebesine kadar çıkmağı tasarlar- ken babasmı örtadan , kaldırmağı da düşünmüştü ! Sezarın düşüncesi öpeyece uzadı. Bu sırada Rokozanta susarak netice- yi bekliyordu. Nihayet Sezar — başını kaldı arak: — Kaprera adasına gitmek için güve ilir bir adaâma ihtiyacımız var- dır.. Sözlerini mırıldandı. Marki, Altmer Aleksandırın ölüme mahküm olduğunu anlamıştı. Bunün üzertine ganki mühim bir şey deitlıııl;ı gibi kayıterz bir tavırla: — Monsenyörı eğer Kaprerada ya- pilacak bir işiniz varsa size gayet gü- venilir bir adam gösterebilirim. dedi. — Bu adam kimdir? — San'atim icabı olarak her halini mzun boylu gözden geçirdiğim — bir genç. Papanın okuyucusu olan bir pa- pazdır. Sezar dudak bükerek cevap verdi: — Papaz Anjelo ha! —Ta kendisi Monsenyör. Hakkımda fena düşünmeyiniz.. Gayet değerli a- damdir. Yükselmeğe son derece hari&- tir. Bundan dalayı bizim için en iyi bir icra vasıtasıdır. Emin olunuz ki fedakârlık hissiyle hareket öden kim- se aldanabilir, çünkü tereddüt eder. Kin ve hiddetle iş gören adam da bir şey yapamaz. Çünklü intikam düşün- cesiyle kendi hesabına çalışarak asıl vazifesini unutur. Halbuki yükselme- e harix olanlar sokulgan, yüze gülü- cü, yalancı olduklarından en en fena şeyleri bile çekinmeden x.ıp tıkları için herhülde makaatlarına varmak emeliyle her emri üratle ye- rine getirirler. Örta düşünceli bir adamı karşınıza ahnız.. Gizlice hasret çektiği bir ma- kama kendisini yükselteceğinizi söy- leyiniz, Yüreğine bir Ümit koyunuz.. Gururuünu okşayınız, O vakit bu ada- mın gize karçı çok itaatli bir esir ol- duğunu göreceksiniz. Her istediğinizi yapacâak, ve cihayet onun için adi bir iş sayılacaktır. Allımcı Aleksandır her kesin hoş göürdüğü bu küçük papazın sadakatinden hiç şüphöye düşmiye- cektir. Anjeloya gözlerini diktiği Kar- dinallık tacını vadederseniz, Papaya hiyanet etmeğe hazırdır. Ah Monsen- yör, €ğer görülecek bir İşiniz varsa, ne sadık bir kölenizi, ne kinci bir ada- Manızı seçiniz. Yükselmeğe haris biri- sini, papat Anjeloyü tayin ediniz. Fakat Anjelo Peskopos olmak istiyor mu?.. — Şürsesiz Monsenyör! — Rön de bunu İstiyorum, — O hülde âcele ediniz. Vaktimizin darlığını anlatmıştım. — Roma halkı kaynaşıyor. Onları mutlaka hayrete .