30 Mart 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KUĞA M — a hai AA 30 MART — 1985 Osmanlıcadan 1 — Öz Türkçe köklerden ge - len sözlerin karşısına — (T. Kö.) beldeği (alâmeti) — konmuştur. Bunların her biri hakkında sırası ile uzmanlarımızın (mütehassıs) yazılarını gazetelere vereceğiz . 2 — Yeni konan karşılıkların iyi ayırt edilmesi için, — gereğine göre, fransızcaları yazılmış. ayrıca örnekler de konulmuştur. 3 — Kökü türkçe olan kelimele- rin bugünkü işlenmiş ve kullanı - lan şekilleri alımmıştır: Aslı ak olan hak, aslr ügüm olan hüküm, türkçe “çek,, kökünden gelen şe- kil g'bi.. Bâd — Yel Bâdban — Yelken Bade - — » den sonra — — (Fr.) Aprös : | Örnek: Badelmevt 7 Ölümden s$onra., n Bedehu — Sonra — (Fr.) Puis, et puis Bâdi — Sebep (T. Kö.) Bâdire — Koran, zorgeçit (Bak: akabe) Örnek: Bu badireden de kurtul- duk — Bu korandan da kurtulduk. Bâdiye — Çöl — (Fr.) Dösert Bagal — Koltuk Örnek: Ziri bağalde — Koltuk altında Bağdeten — Ansızın Bâği (Bak: Âsi) — Azıyan — (Fr.) Revolte, rebelle Örnek: Bâğgiler derdest edilerek cezalarını gördüler ” Azıyanlar ya- kalanarak cezalarını gördüler. Bâh (şehvet) — Kösne — (Fr.) Lascivite, &rotisme Baha — Paha Beha — Güzellik Bahar — Bahar (1) — (Fr.) Prin- temps N | Bâhi — Kösnel — (Fr.) Erotiguc, pornographigue Örnek: Bâhi eserler adâbı umu - miyeye muhaliftir © Kösnel izerler | - untsal törüye uymaz. Babil — Cimri - “ “Bâhir (Bak: ayan) — Açık, apaçık, belli, besbelli Örnek: Oküyup yazmanın taam- mümü terakkinin alâmeti bahiresi - dir & Okuyup yazmanın yayılması ilerlemenin apaçık beldeğidir. TT GTEEET y ğ ; p Vi M Bahis tutuşmak, bahse girişmek — Öceşmek — (Fr.) Parier Örnek: At yarışlarında bahis tu- | tuşanlar — At yarışlmnda öceşenler | Bahr — Deniz Bahren — Denizden, deniz yoliyle l Bahri — Denizsel — (Fr.) Mariti- | me, ' | Örnek: Bahri vesaiti nakliye ” Denizsel taşıt araçları Bahri muhit — Okan — (Fr.) O- edan | Bahs — Ayıt guestion Bahs (tutuşulan bahis anlamına) — (Er.) Propos, Bahsetmek — Ayıtmak (Fr.) | Parler, traiter ' | Örnek: Son Kamutay seçimlerin. | den ayıtan gazeteler “Les Journaux | gui parlent des nouvelles elections, Bahşetmek — Bağşetmek — (Fr-î! Faire don - bahş — Veren | Örnek: Fayda veren ” faydabahş | | « bahşa — Veren | Örnek: Sevinç veren ” Meserret. | bahşâ İ | Bahşiş — Bağşiş — (Fr.) Pourboire Baht — Bahıt (T, Kö.) Bahtiyar — Bahtiyar (Bahtı yar) ” (Fr.) Heureux Bahusus — Hele, yalnız Surtout, particuliğrement Örnek: Bütün meselelerde, bahu- sus iktısat meselelerinde azami itina 'dzamdır. © Bütün sorumlarda, hele “konomi sorumlarında coğay özen (Fr.) nrektir. Baid — Uzak, ırak Bâis — Sebeb Bâk — Korku Baka — Kalrm — (ÇFr.) Perpetuitö Bakayâ Kalhmntılar — (Fr.) Les | stes, golde | (1) (Burhanı Katı) bu sözü Çin- | de bir putgedin ve Türkistan'da bir me Türk kaynağından gelmedir. aai z esla Bâki (Bak: Lâyemut) — (Fr.) İmmortel Bâki — Geri, geriye — (Fr.) Reste Örnek: 1 — Bâkisi düruğu bini - hayet ” Gerisi bir sürü yalan. 2 — Beşten üç çıkarsa bâki iki ka - lır — Beşten üç çıkarsa geriye iki kalır. Bâki (Bükâ'dan) — Ağlıyan Bâki kalmak — Artamak — (Fr.) Survivre Örnek: Gemi battıktan sonra ar- tayanlar arasında buldular — Aprös le naufrage on Va trouve parmi les SUrvivants. Bâkir — İşlenmemiş, el değmemiş, balta girmemiş — (Fr.) Vierge Örnek: İşlenmemiş - toprak “Terrain non labourâ (non cultive). El değmemiş konu (mevzu) — Un sujet vierge. Balta girmemiş orman — !Forât vlerge, Bakire, — Kız, kızoğlankız — (Pr.) Vierge, pucelle Bakiye — Artık, kalmtı — (Fr.) Solde, reste Bâl :— Gönül — Kanad Bâlâ — Yüce, üst, yukarı — (Fr.) Haut, au dessus Örnek: Yüce boy — Kaddi bâ - lâ — Haute tuille. Başının üstünde dolaşan — Bâ. lâyi serinde dolaşan — Au dessus de sa tete, Kağıdın yukarısı (bâlâsı) — Le haut du papier. Bâlâpervaz — Şişken, yüksekten a- tan — (Fr.) Fanfaron, prösomptucux, Örnek: I —O ne bâlâpervaz bir adamdır — O ne şişken bir adam - dır. 2 — Öyle balâpervazlara kulak asmamalı ” Öyle vüksekten atanla: ra kulak asmamalı, Bâliğ (Reşid) — Ergin — (Fr.) Mür Bâliğ olmak — Ermek, erişmek, vargak — (Fr.) Atteindre, mürir rnek: 1 — Sinni yirmi beşe ba- ı*%“':!!î'l"'—ll LA , LAi Ai LAİ KALI AAA a 2 — Mesaiye başlıyalı beri geçen zaman iki aya baliğ oldu — Çalış - maya başlıyalı geçen zaman iki aya | vardı. Balin — Yastik Böliş — Yüz yastığı Bam — Dam, çatı Bâni — Kuran, kurucu, yapan (Fr.) Bâtisseur Örnek: 1 — Türkiye Cümhuriye- tinin bânisi, Atatürk'tür * Türkiye cumurluğunu kuran Atatürk'tür. ğ n—an.îüieymğniyenin bânisi Ko - ca Si ir — Süleymaniyeyi ya Koca Sinandır. d C B Banliyö — Yöre — (Fr.) Banliewe Örnek: İstanbulun banliyösü pek güzel köşklerle müzeyyendir — İstanbulun yöresi pek güzel köşk - lerle süslenmiştir. Bap — Kapı Bap ” Bölüm * (Fr.) Chapitre Örnek: Bu eserde dört bap var - dır, her biri diğerinden mühim - dir * Bu izerde dört bölüm vardır, her biri ötekinden önemlidir. Bap (Husus) — İş, yol, konu, s0- rum, şekil, yön, bakım, için, üzerine — (Fr.) Cas, affaire, maniğre, sujet, pro- pos Örnek: Bu bapta ne düşünüyor - sunuz? ” Bu işte (yönde, konuda, sorumda) ne düşünüyorsunuz? — Bunun için (üzerine, bu iş için) ne düşünüyorsunuz? — Öv'est-ce güe vous pensez  ce sujet (â ce propos) 2 —Size ne (husustla) yardım edebilirim? ” Size ne yolda (ne şe. kilde, nasıl bir işte) yardım edebili. rim? ” De guelle maniğre puis-je vous ölre utile dans cette affaire? Örnek: Bu bârı girana tahammü! Bâr :— Yağdıran, saçan, serpen Örnek: Bolluk saçan — Feyzbâr Bârân * Yağmur Bârid — Soğuk Berd, bürudet — soğukluk Örnek: Aramızda bürüdet hası! oldu ” Aramıza soğukluk girdi. 2 — Havadaki bürüdet tezayüt Havanın soğukluğu artı - yor. Te hei Bi — MABER — Akşam Posfasr — Müberrid — Soğutmaç Örnek: Kesilmiş koyunların et - lerini müberritte — muhafaza eder - ler * Kesilmiş koyunların etlerini soğutmaçta saklarlar. Tebrid etmek — Soğutmak Bâridâne — Soğukça, soğuk Örnek: Niçin bana böyle barida- ne muamelede bulunuyorsunuz? ” Niçin bana böyle soğuk (soğukça) davranıyorsunuz? Şâriz, mütebariz — Belirgin Örnek: Bu işin böyle olduğu be- lirgindir (börizdir). Tebarüz — Belirgi Tebarüz ettirmek — Belirtmek Tebarüz etmek — Belirmek Bâs — Gönderme Bâs (Basü badelmevt anlamına) — Dirilme — (Fr.) Rösurrection Basar — Göz, görme — Öcil, vue Bâsıra — Görem — (Fr.) La vue Örnek: Basıra havassı hamsenir: en mühimlerinden biridir — Gö - rem, beş duyunun en önemlerin - den biridir. Basiret — Öngörü — (Fr.) Prâvyo- yance, Örnek: Basiret, devlet adamları - na çok lüzumludur * Öngörü dev - let adamlarına çok gereklidir. Basiretkâr — Öngören, öngörülü Örnek: Siyasi âlemde basiretkâr olmak lâzımdır. ” Sıyasal acunda öngörür olmak gerektir. Basit (Sade anlamma) — Basit (T. Kö.) — (Fr.) Simple Basit (Gayri mürekkep anlamı - na) — Yalmç — (Fr.) Simple Örnek: Basit ve mürekkep cisim- ler — Yalınç ve katınç cisimler Başkumandan — Başbuğ — (Fr.) Gön&ralissime (Fr.) — Örnek: Türk ordularının Baş - | kumandanı, Atatürktür * Türk or- dularının Başbuğu Atatürktür Başkumandan — Başkomutan (Fr.) Commandant en chef Örnek: Şarktaki orduların Baş - kumandanı * Doğudaki - orduların Başkomutanı, Kumandan — Komutan -— Kumanda etmek — Komutmak — Bataet — Ağırlık, yavaşlık — (Fr.) Lenteur Örnek: Bu iş bu kadar bataetle yürümez — Bu iş bu kadar yavaş - lıkla (ağırlıkla) yürümez. Bataet göstermek — Yavaşımak, a- ğırlık göstermek — (Fr.) Montrer de la lenteur Örnek: İşlerinizde bataet göster- meyiniz — İşlerinizde yavaşımayı - nız fağırlık göstermeyiniz) Bati — Ağır, yavaş — (Fr.) Lent Bâtıl — Çürük, boş — (Fr.) Faux, absurde, vide İptal etmek — Çürütmek Örnek: O adam, benim hakkımı iptal etti — O adam, benim hakkımı Bu arzuhalin pulunu iptal edi - ıuz T Bu dilekçenin pulunu çürü - tünüz. Bâtıl itikad — Boşinan Fausse croyance Örnek: Batıl itikatlara saplanıp kalanlara acımalıdır. — Baoşinanlara — — (Fr.) - saplanıp kalanlara acımalıdır. Batın — Göbek, 'ruşak i Ç)rnek: Dördüncü batında dedel » rimiz birleşiyor — Dördüncü göbek- te (kuşakta) dedelerimiz birleşiyor. Bı:tın — Karın — (Fr.) Ventre Bâtm — İçyüz — (Fr.) İnterne, int&öriecur Örnek: İşin zahirine değil, bâtı - nına — bakmalı — İşin dış yüzüne değil, iç yüzüne bakmalı, -Bâtmi — Gizden — (Pr.) Esott- rigue Bâyi — Satan, satıcı — CEr.) Ven - deur, marchand Örnek: Alanlarla satanlar anlaş - tılar — Les vendeurs et les acheteurs se sont entendus, Bazan — Arasıra, arada, kimi va - kıt — Çucelguüefois (parfois) Bazı y Kimi, birazı, bir takım, vir kısım — (Fr.) Ouelgue (s) Bâzice — Oyuncak — (Fr.) Jou - | iouı iouet Bâzu — Pazı — (Fr.) Biceps, bras Bözubend — Pazıbağ — (Fr.) A - mülette attachâ au bras, brassard Becâ — Yerinde - Nâbeca (Nâbemahal) — Yersiz gL ösni <i B İA ae ee 11 W Adzi y v " v T B Yi v N Pai 4 ürkçeye söz klavuzunu neşrediyoruz. Becayiş — Almaş — (Fr.) Permüu- tation Örnek: İki memurun becayişi tasvip edildi — İki işmenin almaşı onandı. Bed — Kötü, çirkin Bed'endiş — Kötülük düşünen (Fr.) Malteillant Bedahet — B:sbellik — (Fr.) E - vidence : Örnek: Bu bedahet muvacehesin- de diyecek — sözüm kalmadı © Bu besbellik — ön!ade diyecek sözüm kalmadı. Bedaheten (Bak : bilbedahe) — Ta- sarsız, hazırlanmadan Bedihi — Besbelli — (Fr.) Evident Ezdasıl — Soysuz (Fr.) D: basse origine Bedavet — Göçebelik — (Fr.) Vie de nomade Betbaht — Bahıtsız, kötübahıt — (Fr.) Malheurecux Bedbin — —Karamsar — (Fr.) Pessimiste İ Örnek: Bedbin olanlar, her şeyi karanlık görürler — Karamsar o - lanlar, her şeyi karanlık görürler, Bedbini — Karamsarlık — (Fr.) Pessimisme Örnek: — Hiç bir işte bedbiniye düsşmemelidir — Hiç bir işte ka - ramsarlığa düşmemelidir. Beddua — İlenç — (Fr.) Maledic- tion, ÂAnathöme Örnek: Ana baba bedduası al - mahktan içtinap etmeli — Ana baba ilencine uğramaktan korunmalı, Bedel — Karşılık — (Fr.) Contre- valeur Örnek: Senin verdiğin ata karşı- hk (bedel) sana bir hılıç veriyo - rüm, ç Bedel (Esman anlamıma) — Tutar Mübadil & Değişmen Mübadele — Değiş Örnek: Mübadele, beynelmilel iktisadi rabıtaların - başlıcalarından biridir — Değiş, Arsı ulusal (1) ö- konomik bağların - başlıcalarından biridir. Tebdil etmek — Değiştirmek Tebeddül etmek — Değişmek Tebeddül — Değişme Tebdil — Değiştirme « Mütebeddil — Değişken Örnek: Bugün hava — mütebed dil * Bugün ,hava değişken Tebadül — Değişki Örnek: (B) ile (P) harfleri ara- sında her vakit değişki olabilir. Bedel olarak — Yerine — (Fr.) A la place de, en remplacement de Beden — Beden (T. Kö.) — (Fr.) Goörps (Devamı var) (1) Fransızça “inter,, önekinin dilimizde karşılığı olan — bu “arsı,, öneki hakkında da ayrıca yazılacak- tır. ULUS GAZETESİNİN DÜZELTMELERİ Kılavuzun birinci sayısın - daki (Adli) —sözünün kar - şılığı olan (Tüzel) den sonra fransızca olarak (judiciaire) ya- zılacaktır. , Hukuk terimlerinden yazı di linde her zaman kullanılması ge- rekli olanlar için H harfinde (hak) ve (hukuk) kelimelerinde toplu karşılıklar gösterilecektir. ». & « Kılavuzun üçünü sayısında, (asli) ve (asliyet) sözleri karşısındaki türkçe karşılıklar (özgün) ve (öz günlük) olacak , iken yanlışlıkla (özgül) ve (özgüllük) dizilmiştir. Nahoş bir ziyaret Bir tenk dükkâna girdi! İngiltereden bildirildiğine gö- re içerisinde iki asker bulunan küçük bir tank Hayt şehrinde büyük cadde üzerinde bir dük- kândan içeri girmiştir. Kaza esnasında dükkân sahi- bi yemeğe çıkmış bulunuyordu. Bir hâdise olmamıştır. ——— ——— | âleminin takdirine — | 'RADYO | &Bugün İSTANBUL: * 17,30: İnkilâp dersi, Üniversiteden nakil — İzmir saylavı Profesör Esat Bozkurt. 18,30: — Jimnastik — Bayan Azade, 18,50: Muhtelif — plâklar. 19, 30: Haberler. 19,10: Eşref Şefik Spor 20: Bayan Nimet Vahit. (şan) piya - no ile 20,30: Bayan — Bedriye Tüzin (şan) Demircaz.. 21,15: Son haberler, Borsalar. 21,30: Stüdyo — orkestrası 22; Stüdyo caz ve tango orkestrala - FI 175 Kly, MOSKOVA 1724 m. 18,30: Popoler orkestra konseri (o- pera artistlerinin iştirakiyle), 20,30: Edebiyat. 21: Karışık könser., 22; Al- manca yayım. 23,05: Fransızça ya * yım, 24,05: İsveççe, 832 Khz. Moskova, (Stalin) 361 m. 18: (La Belle Helene) adlı Offen - bach operetinin radyo adaptasyonu, 19,380: Senfonik konser. 22: Dans mu- sikisi, 24: İspanyolca yayım. Daima genç Daima güzel İngiliz Kanzuk Eczanesi mustahzaratından KREM BALSAMIN. KANZUK EKSiİR BALSAMIN KANZUK İsimli 2 şaheseri, bütün dünyanm en mükemmel güzellik müstahzar- larıdır. — ; Ötedenberi memleketimiz kibar mazhar ol - muştur. Krem Balsamin Kanzuk Kadın güzelliğinin sihrini terki - binde saklıyan en ciddi ve şayanı itimat markadır. — Genç ve ihti - yar bütün kadınlar için zaruri bir ihtiyaçtır. Cildin letafet ve tara- vetini arttırır. : Eksir Ba'samin Kanzuk Cildin daimi yumuşaklığını temin eder. Yüzdeki çil ve lekeleri alır . Sivilceleritamamen — izale eder. Traştan sonra cilde lât!f bir se- rinlik verir. İ ' Umumi deposu: İngiliz Kan - zuk eczanesi. Beyoğlu. Maruf par- fümörilerde bulunur. “BERNNEN —

Bu sayıdan diğer sayfalar: