li bir çete Pavrs isminde — bir Zengini öl dürüp servetini elinden almak istiyor. Fakat ser vetin asıl sahibi Evelin ismindeki yeğenidir. Polis hafiyesi x : 9 hırsızlar tarafından kaçırı * lan genç kızı kurtarıyor. Ve çetenin re isini ınyor-â , Polis Hafiyesi (X: 9) © Türk matbuatında bir yenilik olarak sayılacak bu roman- birinci defa “HABER,, de çıkıyor. Bu romanı bir sinema seyreder gibi takib $ edecek, heyecandan heyecana düşeceksiniz. HA LAT R ETMEYİNİZ Siz KLE SİDNEY COl TTEHEM GREYS KULOSUNUZ. PER : KARPU MEZ... SONRA MEPİMİZİ BİRER . YALNIZ İİBİRER ÖLDÜRÜR.VAKIT -— 4 YAVAŞ « NİŞİN A - ğ N VERM?— MUŞTl. FAKAT KİMOLURSANIZ OLUNUZ j LİRSİN Fssn'ıııiı BÜTÜN GALETELERDE Çık- K MUNA GÖVENE Dİ- ŞEFİ BULMAK İÇİN BANA YARDIM i CELE EDE- | LİM... A EDER! BABAMI MARPALAMAYIN OHEM HASTA HEM DE. T TTT ge Ü 226 BORJİYA t BORJİYA 'go7 — Acaba istesem! Sözlerini mırıl-| doğru geldiklerini gördü, Prens onu disini tanrtıp dışarıya çıktı. Ve Kafa | zaman Monteforteden getirmiş oldu- dandı. . görünce —. kayası yolunu tuttu. ğu ip demetini bu tuhaf işde kullana- Bağırmasından sesindeki dehşetten — Müsyö Ragastan, sizi de birlikte Yaylaya varınca, İspada Kapya | Yak bitirmişti. kendisi de korktu. Ve sonra gene de-| götüreceğiz.. Kont Alma, ordugühta Kafa Kayası eteğinde ve şimdi terke- | .. * vam etti; — Acaba istesem! Bana kim engel olabilir? Eğer ihtiyara rastlarsam ©- nu tahkir edeceğim. Eğer isterse han- çeriyle kalbimi delebileceğini söyliye- ceğim. Fakat onu görememek — daha fenadır. Bu ihtiyarın emirlerine itaat etmek deliliktir. Amma beni öldürme- ğe hakkı olsun, bundan ne çıkar.. Ve- ya ne olabilir?.. Onu unutmağa, kal- bimden silmeğe —ne hakkım var?. O benden çok bedbahttır! Kim bilir. şu bir kaç gün gelmeyişim onu ne kadar üzmüşfür?.. Acı acı güldü. — Ya beni öldürmekten vazgeçerek | pek yüksek bir harekette bulunduğu- | toplanacak harp meclisinde sizin de bulunmanızı istiyor! dedi. Bu beklenilmiyen darbe Ragastanı titretti. Fakat derhal kendisine hâ- kim olarak acı bir gülümseme beliren dudaklarından : — Elveda Primver!.. Elveda genç- Hikl, Hayat, aşk!.. Sözleri döküldü. Sonra sert bir sesle: — Atım, silâhlarım diye haykırdı. Ispada Kapya Kapitenin dizginle- rini tutmuş olduğu halde yanında du- ruyordu. Ragastan onun kulağına bir şeyler söyledi. İspada Kapya baş işa- retiyle cevap verdi. Sonra atına atlı- yarak alayla birlikte yavaş yavaş, halkın alkışları içinde şehrin sokakla- dilmiş bir halde bulunan lokantaya doğru hayvanını dört nala kaldırdı. Terkisinde oldukça büyük bir ip yığı- nı vardı. Ragastanian İspada Kapya- nın Monteforteye vardıkları andan i- tibaren bir çok akşamlar gizli bir iş görmüş oldukları şüphesiz unutulma- mıştır. İspada Kapyayı bazan bütün gece uğraştıran bu iş nedir? İşte şim- di banu anlıyacağız. Ragastanın Prens Manfredi ile bir- | likte ordugâha gittiği ve papaz Gar- konyonun yaylada pusuya yattığı bu gece İspada Kapya da söylemiş oldu- ğumuz gibi Kafa Kayası lokantasma gitti. Sahipleri Monteforteye kaçlık- Tarı için burası şimdi boştu. Kont Alma ile Prens Manfredi dört nalla ilerliyerek sabahın iki buçuğu- na doğru ordugâha varmışlardı. Kont Almanın çadırında hemen harp mec- lisi toplandı. İleride bulunan suvari — nöbetçile- rinden gelen haberlerden, harekâtını tamamlayan Sezar ordusunun, ordu- güâhm ilerisinde yanaşık ve derin bir kitle halinde toplandığı anlaşılryor- du. Güneşin doğmasıyle beraber taar- ruzun başlıyacağı muhakkaktı. Kont Almanın çadırında herkes fikrini söyledi. Prens Manfrediye rastlayınca aklı başından giden Ra- gastan da yavaş yavaş kendisini top- Tuyordu. nu sanan ihtiyara ne demeli?.. Hayır, | T'ndan geçti. Ispada Kapya yeraltında kazılmış | —— — Mdiîs îö TESLARN L hayır. Bu böyle süremez. Ben ölmeği | Bu sırada gece yarısı olmuştu. olan mahzene indi. Merdiyen granit | "” "q vi b e kabul ettim, Ölmeliyim. Onu bir daha B GA kayanın içinde iki kat iniyordu; O, en | — — Stzarın bu toplu ordusuna karşı görmemeğe yemin ettim Adam sen de ne olur?. Bu sefer sözümü tutmayıve- | .Aklı başından gitmiş vücudu ılıeş-; ler içinde kalmıştı. İspada Kapyayı çağırdı. Atını hazır bulundurmasını emretti. Doğru saraya gidip hiç bir | söz söylemeden Primveri görmeğe, | sonra geri dönerek atına binip ordu- güha gitmeğe karar verdi. On dakika kadar daha odada do- Jaştı, Bir çok defa kapıyı açtı.. Gene kavattı. Büyük bir tereddüt içinde idi. Birdenbire karar vererek süratle merdivenden indi. Ve bir saniye sonra sokağa çıktı. Bu sırada gürültülü bir alkış sesi duydu. Bir çok meş'alelerle bir kaç mtlı göründü. Bunların önünde Kont Alma ile Prens Manfredi yürüyorlar- d! Olduğu yerde donmuş gibi kalan Rasastan hunların bulunduğu tarafa Kout Alma ile Prens Manfrediyi takip eden atlılar Monteforte kalesi- nin kapısını geçtikleri sırada” derhal başka bir atlr da bunlara karışarak dışarı çıktı ve biraz geri kaldı. Yavaş yavaş aradaki açıklığı ço- Zaltarak kimse farkına varmadan ar- kada yalnız kaldı. Sonra atından in- di. Ağır ağır kayalara tırmanmz 'a başladı. Böylece iki saat içinde Ce- hennem boğazının yamatındaki en yüksek tepeye vardı. O vakit otların üzerine uzanıp bir kayaya dayanarak uykuya daldı. Bu adam papaz Garkonyo idi. * » * Ragastan, Prens Manfrediyi takip etmek için atına bineceği sırada İspa- da Kapyanın kulağma bir şeyler söy- lemişti. Bunun üzerine Ispada Kapya Şövalyenin peşisıra gelmedi. Alay gittikten sonra o da hareket ederek kanıda hulunan karakala ken. alt kata kadar indi. Orada üç bölme vardı. Birinci bölme adi bir kapı (İle Örtülü, ikinci ve üçüncü bölmeler ise sağlamı demir parmaklıklarla kapan- mış bulunuyorlardı. Bu üçüncü mah- zende lokantacının hikâyesine göre | şeytanın çatal sapı ile delinen bir de- lik vardı. Son mahzene varan İspada Kapya deliğin yanında diz çöktü. Atınım ter- kisinde taşıdığı ip demeti de yanında idi. Bu ipten iki kulaç kadar kesip uc- larından birini deliğe soktu. Bu iş bitince pakette kalan öbür iplerle beraber tekrar yola çıktı. Ce- hennem boğazıma bakan kayaların sı- rasında yürüyerek Monteforte tarafı- na döndü. Lokantadan yüz adım ka- dar bir yerde bir kayanın önünde on | dakika kadar durdu. Biraz daha uzak- ta ve sonra buradan daha uzak bir “yerde ayni hareketi tekrarladı. Ispada Kapya lokantaya döndüğü ayni surette toplu bir. kitle halinde dövüşmek lâzmadır. Monsenyör, sözü- me jnanırsanız ordumuzu her şeyden evvel müdafna edilecek geçidlerin ile- risine yerlestirmek lâzımdır. Prens Manfredi hazır bulunanları hayret içinde bırakan alaylı bir ses- le: — Pek güzel bir fikir!.. Fakat be- nim düşüncem tamamen başka türlü- dür, Bir kitle halinde toplanan düş- manın bu hatasından istifade ederek ayni zamanda her tarafından sarıp hücum etmek bence daha iyidir. Müttefikler ordusunun mevcudu daha az olduğu için Ragastanın fikri doğru olduğu kadar Manfredinin plânı çılgınca idi. Bununla beraber prensin fikri kabul edildi. Ragastan da bir ke re düşüncesini söylemiş bulunduğun. dan fazla ısrar etmedi. Meelis dağıldığı zaman saat dört olmuştu. Bu sırada — güneş — doğdu. — Manfredinin emri üzerine borular ça-