L e Di | Yini masaya dayayarak sırıtık bir 21 MART — 1935 S_ A ö î ÇB—'İ.Z ” Garsonlar mektebi açı- hrsa neler okutmalıdır ? Garsonlarda (çeviklik), (kur - Bazlık), (güler yüz), (tatlı dil), ["üşleriye karşı alesta — duruş) *İbette iyidir! Gelgelelim, bunla - Tn pek fazlası, müşteriyi bezdire- Sek kadar dört katlısı hiç de hoşa tidecek şeylerden değildir. Lo - rda, gazinolarda bazı öy - garsonlar var ki müşterinin kar- Ha kazık gibi dikiliyor; yedi « Ü, içtiği müddetçe onu — tepeden hTllıiı sıkı bir göz kafesine alı - Yor, âdeta zavallının yediği lok - Maları birer birer sayıyor! Hani bilirsiniz, zümrütanka ma- talındaki o esatiri kuş: — Gak! Dedikçe ona et, ve: — Gok! Dedikçe su yetiştiren bir deli - vardır; garsonlar da tıpki o delikanlı gibi müşteri: — Gak! Dedihe hemen yeyinti, ve: — Gok!.. Dedikçe hemen içinti yetiştir - Melidir ki hem müşterinin, hem de İstasının gözüne girsin!.. Ancak, Müşteri daha ağzımı açmadan, du- dağmı kıpırdatmadan onun önün - deki bardağı kapıp yeniden dol - turacak kadar gayrette ileri gidil- | dimiydi, bu artık serviste alesta - çıkar, bir çeşit kapkaç nu - | Marası olur. Sonra dediğim gibi, bazı garsonlar müşteri yeyip içer- sanki mahkeme — kapılarında Mevkuf bekliyen jandarmalar, gi- Si insanı öyle göz hapsine alıyor - ar ki adam yediğini yiyeceğini şa- trıyor. Kazara — elinizdeki çatalı habağın kenarına biraz hızlıca br fakacak olsanız beriki hemen iki “'eyle soruyor — Ne emrettiniz?. — Bir şey emrettiğim yok be a- &n !.. — Affedersiniz!.. Biraz sonra, : cebinizden biı—| Bendil çıkaracak olsanız, o gene Yi tavırla kibritini çakıp alevini Wn dayıyor. —Neco7. Cığara yakacaksmız sandım — &l Haydi gene bunlar ne ise! di - Telim.. Fakat, müşteri, — yerken, bir garsonun masa karşısı- MA geçip âdeta müşterinin lokma - L'şı sayması kadar müşteriyi sı - ne olabilir?. Üstelik biraz daha gözüne gi - Ğ im, müşteriden beş kuruş da- , fazla bahşiş kurtaracağım! di- * Yapılan bu sıkıcı hareketler yü- geçen — akşam lJokantanın ne oldu, bilir misiniz?. Ne adamcağızın biri, masa - üm çevresinden hiç ayrılmayan Büarsona bir yirmi beşlik uzattı.. — Oğlum, al şu parayı da.. hemen cevap verdi: Bir yenice mi, yoksa Yalova Hi ha w, v.T Hayır! Ne Yenice, ne Yalo - %îı: © yirmi beşliği peşin, at Ha de, başımızdan biraz açıl, Va alalım, etrafı görelim !, | daha antikası kış orta - | :f'bqh bir lokanta da olmuş - | ."_"'ldı adı lâzım olmıyan biri, Mi istemediği halde önündekl sonuncu boş l;rdılı garson tara- fından gene bira doldurulup geti - rildiğini görünce etrafına bakınıp bir bildik arıyarak garsondan sor- muştu: — Bu kimden?. Garson şaşmarak: — Kimseden değil, — efendim, şey.« Yani zatiâlinizden... Tam adamcağız, hiddetle aya - ğa fırlayıp da: — Ben istemeden ne diye getir- din?. Diye bağırırken öteden bu işler- de çok pişkin olduğu — anlaşılan tezgâhtar: — Aman bayım darılmayın! O da bizden, tezgâhtan olsun! diye işi tatlı tarafından — altmışaltıya bağlamıştı.. Demek istediğim şu ki, lokan - talarda, gazinolarda bazı garson- lar insanı pek sıkryor. Değil böy- le lokantalarda, gazinolarda misa- firlikte bile öyledir. İnsan, yer - ken, içerken, biraz fazla göz hap - sine alındı mıydı, onun yediği yi - yeceği, içtiği içeceği hep burnun - dan gelir. Sonra, değil yalnız para. hsı, ikramın bedavası bile pek çok olunca insanı bıktırır. (Hatır sizin ise, mide benim) fıkrası meşhur - dur. Amma, siz gelin de, — bunu bazı garsonlara anlatın! Hele iç - kili masalara meze diye — ocakta, tezgâhta, kilerde ne varsa taşırlar ha, taşırlar ve müşterinin bardağı, kadehi boşalmıya görsün, hemen kaşla göz arasımda tekrar doldu - rurlar. — Ya bunlarım bir kısmı da vardır ki herif orada içeceği ka - dar içmiş, adamakıllı zumlaşmış, âdeta küfelik olmuştur. Fakat, be- rikilerin umurunda mı, onlar hâlâ, herifceğize ver yansın ederler ra - kıyı, konyağı, şarabı, birayı! Ne olacak, daha olmazsa iş son rad - deye geldi miydi, iki — kolundan adamı!. Amma biraz ileride — babalık, tutup dayanırlar kapıdan dışarıya ı y | sağa, sola yalpalarken çamura ba- | tacak, çukura batacak, köşede sı - zıp klacakmış... Kimin umurunda? Dükkânın içinde başlarına kok - masın da dışarıda ne olursa olsun! . . * İşte garson mektebi açılacağı söylenilen şu sıralarda bu saydı - ğım cihetler de göz önüne getiri - lir ve bir daha bu gibi hatalarda bulunan garsonların cemiyet ta - rafından falakaya yatırılacakları tenbih edilirse az fena olmaz! . —GEZGİN HABERCİ— Mütehassıs Mühen- İş arıyor Avrupadan mezun diplomalı mühendis ve diplomalı su müte- | hassısı olarak şehrimize gelmiş ve Avrupada bilfiil çalışmış bir Türk genci şirketlerde bilcümle müesseselerde istihdam olmak arzusundadır. Taliplerin posta kutusu 50 numaraya tahriren müracaatları. | HABER — Alişam | ASA yUygülSayı3 VS Sayayı BAA0 5 FM GüP e ni e— üÜAA ae vair ” Türkce - Osmanlıca - Fransızca SÖZLÜK Dictionnaire Turc - Ottomane - Français İsmail Hami Danişmend tarafından meydana getirilen bu tügat öz Türkçe kelimelerin şimdiye kadar kullanılmakta olan Osmanlıca ve aynı zamanda Fransızca karşılıklarını göstermektedir. Herkesin ve hattâ eenebilerin istifade edeceği bu SOZLÜK intişar etmiştir. Fiatı 100 kuruştur. e.—Kanaat kütübhanesi,.. / İ Rasvo Di Bugün İSTANBUL: 17,30: İnkılâp dersleri Üniversi- teden nakil.. C. H. F. genel yazganı Recep Peker. 18,30: Jimnastik - Ba- yan Azade. 19,30; Muhtelif örkes - tra ve ses musikisi parçaları: Plâk 19,30 Haberler. 19,40: Gavin kar - deşler — Mandolinat — refakatiyle. 20: Sağlık ve soysal yardım bakan- lığı namma könferans. — (Profesör doktor İhsan Hilmi) — Çocuklarda gıda hıfzıssıklası, 20,30: Stüdyo si- gan orkestrası. 21: Goöncagülyan (te- nor) piyano orkestrası. 22: Son ha- berler. 21,30: Stüdyo sigan orkek - trası, 22: Bayan B. Rasim radyo ve caz ve tango orkestrası. 175 Khz. MOSKOVA 1724 m. 17,80: Sözler. 18,30: Kızılordu- ya sözlü ve musikili yayım. 19,30: Kolkozlara musiki sözlü yayım. 22: Almanca yayım. 23,05: ranarzça ya- yım. 24,05: İspanyolca yayım. 832 Khz. Moskova, (Stalin) 361 m. 18: Karışık yayım. 22,45: Danı. 823 Klız. BÜKREŞ, 364 m. 13 — 15 Gündüz plâk yayımı. 18: Diniki örkestrası. 19: Haberler. 19,15: Örkestranım — sürümü. 20: Konferans. 20,20 Plâk. 20,45: Kon- ferans. 21: Bachım 250 inci doğum yılı münasebetiyle — eserlerinden konser. — 23,15: Haberler. 23,40: Mircea lokantasından konser nakli. 545 Khz. BUDAPEŞTE, 550 m. 20,35: Macar gşarkıları. — 21,40: Tiyatro. 22,40: Haberler. 23: Yaylı sazlar könseri. 23,10 Caz orkestrası. HUBUBATUNLARI SIHHAT VE l_(uvv:v Menbalıdır, İstanbul Altıncı İera memurlu- ğundan: Bir borçtan dolayı haczedile- rek paraya çevrilmesine karar ve- rilen sandalye, masa, ayna, came- kân vesairenin 25 — 3 — 935 Pa- zartesi günü saat 10 dan 11 e ka- dar Kadıköy vapur iskelesi cad- desinde Cümhuriyet pastanesi ö- “nünde açık arttırma suretiyle pa- raya çevrilecektir. — İsteklilerin Uroloğ — Operatör —ı Doktor Kemal Ozsan Şi Merkür gün ve saatte mahallinde Karaköy Topçular czddesi No, 34 BW hazır — bulunmaları ilân oh- Telefon 41235 _İ nur. (9536) | Salı günü saat 14 de tayin kılım- BAŞ VE ZiŞ AĞRILARI .ARTRiTiZM KAŞE - NEDKALMINA ammı> Y Aylık gençlik mecmuasının 2 nci sayısı 48 sahife olarak 24 mart ı TT B üCEL aü a azar günü ÇIKIYOR. © I Istanbul Belediyesi ilânları İ Konservatuvar yatı kısmı için diden açık eksiltmeye konulmuştur. yaptırılacak 80 çift iskarpin tem- Bir çift iskarpinin tahmin fiatı 4 Hiradır. Muvakkat teminatr 24 liradır. Eksiltmeye girmek istiyenler 2490 numaralı arttırma eksiltme kanununda yazılı vesikâ ve temina- tiyle ihale günü olan 21 — 3 — 935 encümende bulunmalıdır. (1408) perşembe günü saat 15 de daimi Beşiktaştâ Tramvay caddesinde Büyük Türk Denizcisi Barbaros Hayreddinin türbesi etrafında füzüli olarak gömülmüş olanlara ait mezarlar kaldırılacaktır. Barbarosla veya ünlü Türk denizciliğiyle a- lâkası olmryan mezarların sahipleri tarafından bir ay zarfında kaldı- rılmak üzere Mezarlıklar müdürlüğüne müracaatları. (1130) Tenzilâtlı gidiş - dönüş yolcu tarifesi aynı şartlarla 30 - Ha- İstanbul Asliye Beşinci Hukuk mahkemesinden: Taşçı Nikolakinin İstanbulda Lângada Katip Kasım mahalle- sinde Karakol sokağında 19No: lu dükkânda oturan mimar İrakli hakkında ikame eylediği davanın | ilânen tebligat icrasına rağmen 12 —3 — 935 tarihli celsei mu- hakemede işbatı vücut etmediğin- den naşi hakkında giyap kararı verilmiş ve emri muhakemenin 30 — 4 — 935 tarihine müsadif mış olduğundan yevm ve vakti mezkürda mahkemede hazır bu-| lunması luzumu beyan ve aksi halde H.U.M.K.nun 401 nci maddesi mucibince hakkında gı-| yaben muhakeme icra olunacağı tebliğ makamına kaim olmak ü-| zere ilân olunur, (4123) ZAYI Paşabahçesi 39 uncu ilk oku- lundan aldığım 117 numaralı şa- hadetnamemi kaybettim. Yenisi - ni çıkaracağımdan eskisinin hük - mü yoktur. (4129) Jale Munar ziran » 1935 sonuna kadar uzalılmıştır. (1382) Beykoz İcra Memurluğundan: Bir borç için haçzedilmiş olan bir çift öküz ile yavrulu bir inek 4 Nisan 935 perşembe günü saat 11 de Beykozda Yalıköy pazarında açık arttırma suretiyle paraya çev- rileceğinden almak istiyenlerin satış yerinde bulunmaları ilân o- hunur. (470) iş arıyor Otuz beş yaşındayım, üç ay ev- vel çocuğum öldü, onun şefkatini vermek ve bakacağım ço- cuğu kendi evlâdımdan iyi bak- mak için bir aile yanında çocuk dadılığı istiyorum. Talip olanla - rın Galatada Rıhtım caddesinde eski Bandırma otelinde — üçüncü katta Emsale müracaatları. (4128) Konl Beğipi Buda bir hikâyedir Yaşar Nabi'nin son eseri olan “BU DA BİR HİKÂYELİR,, ki- tap halinde çıkmıştır. Bir büyük ve yedi küçük hikâyeden mürek- keptir. Fiatı 40 kuruştur. Mual- lim Ahmet Halit kitaphanesinde satılmaktadır. Ş İ Bi ee