HA3ER'in ı Hikâyesı B Yazımın ilk satırlarını okuya- cakların içlerinden: — Kendini bir Mazhar Osmana göstersen .. Diyeceklerini sanryorum Maa- mafih sonunda beni haklı bula- caklarını umduğum ıçin müteselli oluyorum. Öyle ya, Türk kadını-| nın en büyük hakkına kavuştuğu, saylav seçildiği günün ertesinde “Kadınlarla, erkekler arasında müsavat yoktur,, iddiasmı ortaya atmak için insanın hakikaten bi- raz “Mazhar Osmanlık,, olması lâ.- zım gelir! Fakat ben size basit bir misal| vereceğim: Biz erkekler on sekiz yaşına bas. tık mı hususi idare tahsildar!arı karşımıza dikilir: — Yol parası.. Peki, bu yolları biz çiğneyoruz ve eskitiyoruz da hanımlar hususi bir motörle yere basmadan mı yü- rüyorlar? Şüphesiz hayır!.. Ya evliler arasmdaki müsavat- sızlık, kadınları bile halimize a - cındıracak kadar acıklıdır. Sabah- leyin alaca karanlıkta kalkarsınız, kahvaltı etmeğe vakit bulmadan acele, acele giyinir, sokağa fırlar. sınız, işinize geç kalmamak için... Daha kapıdan çıkmadan evde ka- lan bayanın sesi sizi ekseriya şöy- le bir cümle ile uğurlar: — Hani geçen gün bir kumaş almıştık ya.., Eksik geldi. Elbise| terzide bekliyor, akşam gelirken bir metre daha almayı unutma.. Yahud: — Yağ kabının dibi — göründü. Bugün, yarın bitecek.. Boşuna ata- larımız “kadın tuz diyince erkeğin yüreği cız, cız eder,, dememişler. Hele giyim işlerindeki müsavat. sızlık saymakla tükenmez, yazsam kırk cild tutar. Siz — otuz dokuz derece altında yün elbiseler ve ka- palı yakalar içinde güneşte kalmış kartopu gibi sızarken, kadınlar, göğüsbağır, kollar açık, ince — bir tuvalet içinde püfür, püfür dola- şırlar. Üzerinizde ince bir palto, ayak. larınızda lâstiksiz bir ıskarpin kı- şın karlı günlerinde açıkda düş - man piyadesi yakalamış bir maki- neli tüfek süratiyle, — dişlerinizle yürüyüşünüze tempo tutarken ka- dınlar kürklü mantolarına bürü - nür, ayaklarımda sıcak şosonlar, sizin zavallılığınızla alay ederek yanıbaşınızda müsterihane yürür- ler. Siz eriyen ve dağılmaya yüz tu- tan kravatınızı yenilemek için bir| ile intişar etmiştir. —— ' NUET NUND0 ÜTT ga gTT eai KİT TT YA GT a F ÜYG MA GGi UAT NP — n e Ezeli davâl! | lirayı arttırmayı düşünuyorsunuz, Fakat bu arada bayanınızın pud rasını ihmal etmeye gelmez. On- lar bin bir renk içinde pırıldarken siz nihayet bir siyah kostüm için- de bunalmaya — mahkümsunuz. Göğsünüze iliştirdiğiniz ufak bir, mendil veya bir fantezi kravat bi- le gözlerine batar. Benim bu derdlerimi bir arkadaşım: — Azizim, dedi, altmışına gir- miş, saçları ağarmış, yüzleri buru- şuk bir kadın meselâ pudra, rüj kullanamaz, fazla dekolte giye - mez, bunları yaparsa ilk defa ken-| di hemcinslerine karşı gülünç o -| lur.. Fakat biz seksen yaşına da! girsek en şık elbiselerimizi giyer, göğsümüze ipek mendil kor ve en nadide kravatları takabiliriz. Bu bizim için az teselli midir? Arkadaşımın öne sürdüğü bu mantık, kökleşmiş kanaatimi büs- bütün değiştirmemekle — beraber yüreğime biraz su serper gibi ol- du ve her gün yeni bir siparişle ba- şımın etini yiyen bizim bayana: — Yarın altmışını aşarsan, gö- rüşürüz. Sen kapalı bir elbise için- de gençliğe hasret çekerken, ben gene böyle, bugünkü kadar — şık ve zarif kalacağım, kalabileceğim. diyorum. dinliyen Fakat dikkat ediniz ve çok yal- varırım, bu düşüncelerimi ona u- laştırmayınız. Bu sözleri ben içim- den söylüyorum. Tanrı saklasın, onun yüzüne karşı söylediğim ve- ya sizin gevezelik edib de ağzınız- dan bir şey kaçırdığınız gün tası tarağı toplayıb “diyarı ahıra,, gö- çettiğimin resmidir. Başka türlü bizim bayanım elinden ve dilinden kurtulmak ne mümkün... Üa $ Şimdi, bayanlar, baylar hepini- ze soruyorum. Elinizi vicdanımızın üzerine koyarak doğruyu söyleyin. Benim bu korkum bile, kadınlarla erkekler arasındaki müsavatı veya müsavatsızlığı gösteren canlı bir örnek değil midir?... Oğuzcan Yeni n Hayali sosyallzm-llmî sosyalizm Meşhur Engels'in bu çok krymetli usta öğütü Haydar Rifat tarafından dilimize büyük bir muvaffakıyet — ile çevrilmiştir. Ehemmiyetle tavsiye & - deriz, 50 kuruştur. Holivut Holivut'un 9 numaralı nüshası zen- gin münderecat ile çok güzel resimler Grip salgımı yalnız bizde değil, başka memleketlerde de hüküm | gürüyor. İtalyada da dehçetli bir grib salgını var. İtalyan mekteble- rinde hastalığın sirayetine mani olmak için sıkı tedbirler alınmıştır. Resimde bir mektebte talebeye ilâç dağıtılması görülüyor . HABER — Akşam Postast 14 ŞUBAT 1938 A Çok Gezen Çok Bilir iSeyahat Notlariı ı.nıuı-uı GEKTİNU gizl AU ga FUG T TTT GGT LKT Karadeniz kıyılarında bit yeryüzü cenneti! Kafkasya sıra dağlarının Edir- nede olan tarafı, Karadeniz kıyı- larma gelirken Rion vedisiyle kar- şılaşır: Rion nehri, garbi Maverai Kaf- kasım en büyük nehridir. ve bu mıntaka oranın en münbit ve mah suldar mıntakasıdır. Sıcak ve sık sık yağan yağ - murlar münasebetiyle de — yabis | bir havası olan bu mıntakada por- takal, mandalina, limon, tütün, çay, üzüm gibi birçok şeyler yeti- şir. Toprakta büyük maden zen- ginlikleri vardır. Bol — miktarda manganez, bakır, barit, amyant, petrol, kömür ve grafit bulunur. Bundan başka, radyo - aktiviteleri bol kablıcaları vardır. Bugün Rion vadisi Gürcü Sov- yet cümhuriyeti hududları içinde- dir. Eskiden, burada ziraat ve meyvacılık pek azdı. Bugün bile 250.000 hektardan fazla arazi he- nüz vahşi ormanlarla örtülüdür. Fakat öskiden olduğu gibi binler. ce kurban veren ısıtmadan — eser kalmamıştır. Gürcüler buralar - da çok çalışmışlar, — bataklıkları kurutmuşlardır. Böylece 300.000 hektara yakın arazide bataklık - tan artık iz bile — bırakılmamıştır. Burası, Amerikanın Floridası gi- bi baştan başa bir bahçelik ve ye- şillik haline gelmektedir. Pek yaknıda, burada, Sohum - dan Batuma kadar uzanan bu Ka- radeniz kıyısında büyük bir su şeh- ri, daha doğrusu bir sıhhat istas yonu kurulmuş olacaktır. Bu iş için şimdi, orada 6000 iş- çi, mühendis, mütehassıs, yirmi dört büyük kazma makinesi, sa- yısız kamyon, traktör vesaire ça- lışmaktadır. düzeltilmekte, den yerlerde derinleştirilmekte - dir. Rion nehrinin mecrası bile bu- günkü mansabından başka bir ye- re nakledilmektedir. — Bu iş için muazzam su setleri yapılmıştır. ve nehire başka bir yatak kazılmış - tır. Böylece nehrin sol sahilinde büyük mikyasta ziraat yapılabi lecektir. Eskiden, senede iki de - fa nehir taşar ve bu sahili kâmi - len sular altında kalarak mahsul- ler berbad olurdu. Bundan baş- ka, nehrin bu tarafı, daima bir bataklık halinde kalırdı. Böyle - ce, Karadeniz limanlarından Poti şehri 500 hektarlık arazi kazan mış olacak ve burasını bağlık ya pabilecektir. Poti'de bulunan — bir merkez buralarda yetiştirilmekte olan mey vaların cinslerini ıslâh için uğraş maktadır. Bundan başka yenider yetiştirilecek hurma, badem, gibi vemişler için tetkikat yapılıyor. Bu sene 3000 muhtelif ağaç di kilmiştir. Geçen sene 250.000'a ğaç dikilmişti. 19 kilometre üze rinde, bu ağaçları dondan ve rüz gârdan korumak için çitler yapıl mışlır. Her tarafta kanallar| kazılmakta, nehirlerin kenarları | yatakları icab e Si Rion nehri vadisinden iki görünüş Fakat en mühim nokta burada 1 kauçuk nebati olan ağaçların di- kilmiş olmasıdır. Şimdiye kadar 4000 hektar dikilmiştir. 1937 se- nesi sonunda 15.000 hektar da, gu | ayola ismini taşıyan bu ağaçlar- dan dikilmiş olacaktır. Ayni za: manda, Margeyşevan'da bir ka- uçuk fabrikası yapılmağa başlan- mıştır. Çinden getirilen gutta per- ka nebatı olan ağaçlardan 30000 i getirtilmiş ve dikilmiştir. 1937 se- nesi sonunda bunların sayısı iki milyon olacaktır, Evvelce yalnız 600 hektar üze- rinde yapılan çay zurrar yapılır -| ken, bugün 20.000 hektar üzerin - de ziraat yapılmaktadır. — Ayrıca çayın cinsi de düzeltilmiştir. 1934 senesinde bu mıntakaya, ilk defa olarak, Japon turpu deni-| Bu, çok| len daykon dikilmiştir. çabuk yetişen ve bazan tanesi 8 kiloya kadar ağır olan bir sebze- dir: Yerde, tayyare kanatları ile gemiler için kullanılar bir nevi yağ yetiştiren turga ağacı yetiştirmek üzere 500 hektar arazi ayrılmıştır. Yasemin, lavanta çiçeği gi çeklerden koku yapmak üzer€ rikalar kurulmuştur. Bugün, cistanda yapılan gülyağı, hemen en iyi cins gülyağı il? âyardadır. Rion nehri mansabmnın !î'y de, bataklıklar ve balta deİj ormanlıklar arasında 30 kil! nısıf. kutru olan bir göl 'â # Paleoston ismini taşıyan bu derinliği vasati 7 metredir ;:/ rafındaki bataklıklar da 'İ metre kadar bir batak suth'ır.i ki, eskiden burada pirinç yapılırdı. vl Fakat bu ziraat bin bir 37" 4f mukabilinde olduğundan b " geçmiş, buraları olduğu kıl’“' rakmıştı. Şimdi burası da luyor. Velhasıl, Kafkasyanın 61 ? 4 |" yeri olan fakat ta! hlıd. ha doğrusu vahşi mış olan bu yer, bugü Karadeniz kıyısında bir ı*"j line getirilmektedir. L ELEK S ESETLESTİT İ B — s ğ 2 w4 Z', vAlman mühendisi Forn"' İkinci beş senelik plânın Iavnkynda esrarengiz bir şekildeöldürüldüğü yazılmıştı- zN ortasına kadar bu mmtskaya ya- dısuna aid bazı keşifleri bildiğiiçin Almanlar tarafından rim milyon ağaç dikilecektir. düğü iddia olunan mühendisi Res-mimizde eski Nazi çalhf”'l