e B OŞ | kh:ü'm bir halde yerleşmişler &gpnn —19015 Japonya, Çine - HABER — Akşam Postası niçin saldırmıya başladı? Savallı Çin Tek ba V Daşına ve kuv- “is'zd'r, halbuti., Ja ıgg,:“”“"nnm tam Çin ile müna- a trinin düzelmeğe yüz tuttu- he ” Sirada yeniden Çin toprak: avüze kalkması şaşmağa bir hâdisedir. te Apanlarım hareketleri günler a"_lılı'la ölçülemez. Yıllarla Şitâ on yıllarla ölçülebilir- l ;“ niyetinin ne olduğu bi '“în?tk'e beraber, Çahar hâdi I_,nı n anlaşılan mana, Japon t nf”!de beride uyandıracakla Ni Mutsuzluklara kulak asma - 'l'—'frıînde olduğucdur. O * baritadan vaziyet takib î?ıî _(_ı!uua © zaman Cehol hu n "a: düzeltmek şeklinde nazik- k biz * olunan davanın pek hak. l_’ı-. tey olnâıdığı meydana çı- En;;ımtlele basit değildir Evvelâ A, Ça hakikt smır yoktur. Ceho! e!d:: ar da dağlık arazi üzerin: di ; Uralarda şehir filan olma İş .'î'f' bunların esaslı bir suret- İti Sirinden — ayırd edilmesine k,.qn Yoktur, Çinlilerin meşhur &n 'Yaân generali Feng Yu Hsi. v.: Srada durmakta ve Japonla- He:ddinî h Veti; îu_' Yardımcı bulamamıştır. “i Mançuri ordusunun arla ni bildirmek üzere hücum BT Ğ F, | açıktan açığa söylemek. P Ç *üv “akat bu adam, kendisine f Pa Japon askerleri bir manevrada bir zi kuvvetleri de orada bo- P — Ncin!ilern, bazan Japonlara &tmekte bulunmuşlardır. ha , ea Çinlilerin kıtalarını da ğ? ; Ş&âd' garba doğru hareket et B,MB:“' karşı Japonlar ses çı Ba; iklarından orta'la barı: Banp l bir sebeb yok gibiydi. Je Ta bakımından da yeni b' tmlu çfkîrı!muı faydalı velü tü bu“"llmîiy:ırdu. Çünkü bü Ştlin ve sarp arazi hare- “* Müsatd değildi. h“ıq,_.::l"dn fazla soğuklar yü - & Ba; bl"ınmak imkânı da yok- '%]_ ;îı" burada müthiş soğuk - îım[h;'l_“f: şiddetli rüzgârlar 5%_ 4 için birkaç kat elbise bi- Di Na mı'_"!ı beş para etmez. Ja. Üüt Se soğfuktan — ne kadar, Tnj ,Balümdur. Fakat son | Tatin bi 'nde Japonlar — bu kadar M toprakta bile — ne yolda Ü, t>4ıiılel-ıil=ı:eğirıi öğrenmiş- %ı,ş:ı"m son hareketlerine B"-..t-l_. bulunabilir. — Bunların aPonların iç Mongolis - Anan istiklâl — hareketini istemeleridir. : Ğı: Sene içinde Sovyet nü - N'lb ' Mongolistana o kadar İstedikleri de bildiriliyor * S A L:;::a’:h:reml_eri zaten uzun kı'ı:ı' nberi Çinden mem - &a ';ı':'in! getirilmemesin - —Ğp. M':::mlp dunıyı:rlırdı. ş Kk ı'he 'tollar, eskidenberi ile iyi mü - bı;). :“klınudın Cîı:ıud.i.m- BN 6 iç bir alâkaları bulun- — eri sürmekte idiler, Şu orlar ve birçok di - halde Mozgolistanm şimdi Man - çuko *le birleşmesine büyük — bir ihtimal verilebilir. Bu alâka. Ja. ponların t er halde pek hoşuna git- mektedir. İç Mongolistan bu suretle elde edilecek olursa, bu, dış Mongo- listana karşı elde bir silâh ve bir vasıta olacaktır. Zira — Japonlar koamünizm propagandasından pak ziyade çekinirler. Şimdi Çahara bir hücum yapı- facak olursa Mongolların daha küvvetli tarafa katılmaları ihtima- li ve imkanı artacak ve kolaylaşa- caktır. Birincisi ile alâkası bulunan i- kinci sebeb ise Japon dışarı işler bakanı Hirotanın Japon parlâ - mentosunda geçen hafta söyledi- ği gibi Sinkiang'ın Sovyetleştiril. mesi kaygusudur. Her ne kadar Sinkiang yahud Çiv Türkistanı Mançukodan — bir hayli uzakta ise de Japonya Çinin göbeğinde bir yerin Sovyet nüfu- zu altına girmesini hiç bir surette istemez. Şimdi üçüncü sebebe gelelim: Birçok müsahedecilerin gördükle. ri ve anladıkları gibi Japonya Çi- nin şimali garbında Şenci ve San- sideki zengin demir ve kömür kay ü kaley naklarını ele geçirmeği ötedenbe- tTi kendisine bir amaç edinmiş bu- lunmaktadır. Bazılarının zannet- tikleri gibi Japonya Pekine ya - hud Tiyençine gitmek dileğinde| değildir. Bu-iki yerin bütün dün-| yanın gözü önünde bulunması, son ra müthiş bir infilâka sebeh olabi. lir ki Japonların bunu karşılıya- bilmeleri o kadar kolay değildir ve değmez. Bununla beraber Mançukoda bulunan Çin imparator hanedanı- nın tekrar Çini elde etmek ve im- parator Kangteyi tekrar tahta ge- çirmek hususunda kuvvetli dilek - leri Japonları iyice sıkışık vazi - yetlere sokmaktadır. Halbuki Şan- si ve Şensi herkesin gözünden u- zantır. Orayı istilâ etmek hem kolaydır, hem de kimseyi kızdır--| maz., Daha sonra Japonların ara-. dıkları ve istedikleri — birçok ka-, zanç ve menfaatler de orada bu- hunmaktadır. Işin ahlâki ve manevt tarafla- rını bir tarafa bırakalım, Ortada 65 milyonluk bir ulus vardır ki her yıl hiç olmazsa, 759.000 kişi art - maktadır ve bunlara yer ve top - rak lâzımdır. Bütün bu hareket ve teşebbüslerin sebeblerini bu - rada aramak ve bulmak mümkün - dür, Başka birçok memleketler ka- ptlalarını Japonlara — kapamışlar ve Japon ticaretine karşı yüksek tarife duvarları kurmuşlardır. a e hücum talimi yapıyorlar . Japonlar, garba karşı hiç bir; şey borçlu olmadıklarını söylü - yorlar, Garbtan ne öğrenmişler —ı dir ve kendi telâkkilerine göre.! Cenevrede Japonlar büyük bir. tahkire uğramışlardır. — Halbuki i gürür ve izzeti nefis Japonyada| çok kuvvetli ve şiddetlidir. Bundan başka Japonyada gün geçtikçe biraz daha kuvvetl-nen; bir prensip vardır ki bu da: “As- ya, Asyalılarındır!,, vecizesidir. Japonlar, Çinde kendilerine karşı uyanmış, yahud uyanacak her han | yorlar. — Dolandırıcılıkta bir rekor Viyanada iki kişiyi dolandıran bir banka direktörü mü idi? Son zamanlarda birçok spor, moda, sinema rekorları kırıldığı gibi dolandırıcılıkta da yeni bir rekor yapılmıştır. Büyük bir maharet ve zekâ ile yapılmış olan bu fevkalâde dolan- dırıcılık şöyle olmuştur: Viyananın en büyük barların- dan birinde Fredrik isminde bir artist bulunuyordu. Fredrik'in va- zifesi barlara devam eden yaşlı kadınlarla dansetmek yani jigo- loluk yapmaktı. Yakışıklı bir delikanlı olan Fre- drik bu suretle birçok tanınmış a- darıların karılariyle tanışmıştı. Fredrik bir gün gene barda dan sederken yanına garson yaklaşmış | ve kendisini 8 numaralı locadan istediklerini söylemiş. O da dans- tan sonra 8 numaralı locaya git- miş. Locada şişman, etrafı altım çer-| çeveli gözlüklü sert bakışlı bir a- dam bulunuyordu: — Fredrik siz misiniz? — Evet! — Pek âlâ, oturumuz öyleyse! Beni tanıyor musunuz? — Hayır! — Ben, Ticaret bankası direk- törü Karl Lehman'ım. — Şimdi tanıdım. İsminiz ga- zetelerde sık sık geçer- — Beni başka yerden tamnmıyor musunuz? — Yani karım size benden bah setmedi mi? — Anlamıyorum. — Öyle bir anlıyorsunuz ki?.. Karım Martayı tanıyor musun? — Marta isminde birçok kadın tanırım. — Dolâmbaçlı yollardan yürü- yüb beni abdal yerine koyma, ku laklarını aç, ve beni dinle... Karı mı tanıyorsun. Hattâ iki saat son- ra burada randevünüz var Hayır. hayır, inkâra kalkışma! Ben hep- sini biliyorum. Karım seni sevi- yor. Ve sen de parasmı çekmek için onu oyalıyorsun. Bunu da bi- liyorum, Bir defa şuna kani ol ki ben her istediğimi, para ile yaptı-| rabilecek iktidardayım. İstersem seni derhal buradan attırabilirim.| Fakat bu şekilde hareket etmek istemem. Çünkü ne de olsa karımı severim, Şimdi beni dinle: Düşündüm, taşındım. Karımı zorla senin elinden kurtarmak i - çin çalışacağıma, onun — isteğiyle avrılmasını daha faydalı buldum. Şimdi sen iki saat sonra gelen ka rımla danse'tikten sonra — otomo- bille evine götürürken — — nmasıl. gi bir reaksiyondan da korkmu- Çindeki boykot hareketi sön - müş ve tesirini kaybetmiştir. Ve tecrübe göstermiştir ki böyle bir hareketin orada daha birçok yıl- lar uyanması imkânı yoktur. Çinin uluslar derneğinden ay- rılması da Japonların durumunu kuvvetlendirmiştir. Şimdi Ja ponya, Çinin yanıbaşındadır; kuv- vetlidir. Çin tek başımadır ve kuv- vetsizdir. Onun için Japonya Çine saldırmaktadır: ASYA ASYALILARINDIR! O, M. Grin (Deyli Herald) her şeyi biliyorum, değil mi? — ya kurnazlıkla, veya zorla boy - nundaki inci gerdanlığını — çalıb bana getireceksin. Ben gerdanlı- ği tekrar karıma götürecek, — bu suretle senin âdi bir hırsız olduğu- nu isbat edeceğim, karım da — bu hareketinden müteessir olarak sen den soğuyacak, ve tekrar hana dö- necek. Eğer bunu yaparsan sana on bin kuron hediye — edeceğim. Fakat unutma ki yapmazsan mah- volacaksın: Haydi şimdi git. Zavallı jigole perişan bir vazi- yette dışarı çıkmış, hakikaten iki saat sonra da banger Karl Lehma- nın karısı bara gelmiş bulunuyor- du. Fredrik bir hayli tereddüd et - tikten sonra kadına bütün haki « kati olduğu gibi anlatmış... Leh » manımn karısı kocasının bütün ha - kikati bildiğini öğrenince büyük bir telâş göstermiş. Neticede ya kocasını, yahud da âşıkını kay - Letmek vaziyetinde olduğunu an - lamış. — Beraberce düşünmüşler, taşınmışlar, ve bu tehlikeyi atlat. mak için şöyle bir çare bulmuşlar: Kadın inci gerdanlığı Fredrik'e verecek, Fredrik de bunu kocası - na götürüb on bin kuron alacak. Kocası karısına gerdanlığı — geri verdiği zaman kadın ağlayıb dö - vünecek, ve bir daha böyle — bir şey yapmamağa söz verecek. Fred. rik'in böyle âdi bir hırsız olduğu- nu aklına bile getirmediğini ilâve edecek. Fakat aradar bir müddet geçtikten sonre kadınla Fredrik yeniden buluşacaklar. — Yalnız bu sefer bir barda değil, daba gizli ve daha emin bir yerde... Hakikaten böyle yapıyorlar. Fredrik otomobille kadını evine götürürken kadın da genç âşıkmma boynundaki inci gerdanlığ; veri « yor. Ve eve giriyor, Fredrik de ayni otomobille Karl Lehmana randevü verdiği yere gi- diyor. 5 Lehman kendisini sabırsızlıkla beklemektedir. Fredrik cebinden inci gerdan - lığı çıkarıb Lehmana veriyor. Leh. man gerdanlığı biraz muayene et. tikten sonra soruyor: — Otomobilde iken mi aldınız'ı — Evet. — Pek âlâ.. Çak teşekür ederim, Size on bin kuron vadetmiştim de- ğil mi? Bu işi yaptığınızdan, ve bir aileyi mahvolmaktan kurtar . dığınızdan dolayı yirmi bin kuron vereceğim. Lehman hemen cebinden muh- teşem çek defterini çıkarmış — ve Fredrik hesabına yirmi kin kuron ödmeleri için bir çek imzalamış, Fredrik de ceki alır almaz zıplıya zıplıya odadan çıkmış. Fakat asıl gürültü iki gün son- ra ko pmus. Çünkü Fredrik ban. kaya uğradığı zaman çek anhte ol. duğu için metelik alamadığı p'bi Karl Lehman da günler — pectiği | halde bir türlü inci gerdanlığı ka- rısma İnde etmeğe vanasmamış... Ve rasnlet ortava rrlemretir Meğer zevsl'ı Fredrikti do'.n. dırran adam, Karl Lehmanla — hiç alâkası olmıyan kurnaz bir dolan- dırıcı imiş..