yi Hsm, 2 İkincikânun 1935 Bay Seügıdeğer Bay Sami, e eld, türbe, mezar taşı, B i * İmamı ve softa resimleri ile, bul un —Eyüb ve Çamlıca rağ gali manzaralarını otuz se- Vaiz beri yorulmadan boyayan ses- da Miş alirinki kadar, az çok, si- İ tela resimlerinizi gördüm. Bu tab - * en koyu, en mutaassıb akade- | tarik içine sıkışadurmuş, fotog- ; rt edir. Tıbkı sizin bizim resim- İzİ beğenmediğiniz gibi, ben de sing lerinizi beğenmem. Fakat Mita İle ben arasında bir zevk ve ka bana olabilir, kimseye zararı do- Yayı a2. Ve akademik —klâsik demi - “e oluşunuzdan size tariz et- ndan bile geçmez! iy, Yapıyorsunuz, bu âlâ! Fakat ram kalmiyor, yazı da Mak, eoloji de yapmak İstiyor. m İşte burada iş çok kötüleşi- ue ber “Modern,, san'atkârlar Yazar durursunuz. Yeni mekteblere karşı istihfafla Satirlar yazmaktan çekinmezsi - ymetli arkadaşlardan Zeki Fa- Cemal Saide olan bir münaka- edilirse, içimizden bu ya lâyıkı şekilde cevab veren Matt, büyük hata edilmiş! Yanlış ta |, 0: Maksad, sizin hücumları» tai met vermek, sizi susturmak değildir. Hayır, maksad, fikir Memleketin, heyhat pek az an sevenlerinin ve anlamak “öphe kafalarına (sunduğu lat ini gidermekdir. Onları ay Mim dir. Bilmiyorum farkında Sünki ; Yazılarınız, memleketin bu - Sumağay at nesline, yarınınkine, hü- Ka hir * Mrizden, kötülemeden, baş - Sİbiğy 9 Önğildire Bu yazılar, sizin > üy RS evidı, . sizin . kadar çize MUŞ hi, » “İrin kadar akıllı ve okü ile yepgı #eneliğin memleket sevgisi ve kiye lere boşuna çamur atıyor, Bizde, Zi düşürüyor. tini, Plâstik san'at işlerinin iyile- hiç Kötülerin den İarkedecek bir mu - Man; İçin, sakalını eline alimış dala Mâfı peygamber sözü olarak Mcak ki Eskilerin bazı iftiralarma Meziyet he ümüzün ve işlerimizin İrn nde yare kadar bep mağdur mev Mnediği kültür hareketlerini takib Modern yazılarımızdan — bellidir. deki ii San'atin Avrupa medeniyetin Miş, © san'ati çıkaran soy- Bin teigeğ leri, modern san'atin zen- in; “esini burada size anlata - Yop . , Zündur. Fakat herhalde bilmi Moya iz ki modem san'at Artik, EN,, okunulmasın!— yarım “e bii bir plâstik ideolojidir! Herhal Pük Tsiniz ki Empresyonist, Kübist, ler, Ve Sürrealist eserler müze- ve lerilere girdi, haklarında mü- doly,” Yalamış bediiyatcılar ciltler Hit paslar yazdılar! o Herhalde ten si ki Picasso'nun, Gris'nin, Lho- Düzeyi bloları bugün & Luksenburg Ri yı edirler, ve yarın Louvre'a *rdir, Olumüdmızsa size söy- O” Alain, Elie Faure, Euge- mari Strigowsky, Delacroix, Müyü gzl isimler, değil mi— gibi İnme ı ai modern sam'ati çİN yorulmuşlar ve onun kıymetli, pek istifadeli 5 lardır: Sorbonne, Det- ichizan üniversitelerinde ında konferanslar veri - sizin gibileri, “Çarpuk ub oyuncağı modernist- ünç cümleler kullanıyor. insan göbeğini çatlatsa, yun Güme El Yeridipş Eüzetesin- Binız makyeanları hakkında yazdı. iz Koç bü kustoda bir iki cüm b ol maatlerinizin cesaretine “ÜYorgy UYOE ve alttan alta hücum m Mo isminin ar- takım boyaları lar, her- “San'atin istik- “e herhalde m erimlerde görenler, sergilerimize gelen ve ça- cevab vermek istediğimiz / da Ni “Samat Bahisleri AliSami Boyara açık mektub HABER — Akşam Postası | — we. Eski Fransız hava bakanına göre zehirli gaz w | muharebelerine mani olmak için Uluslararası Lakaydliğe kurban giden | san'atkârlarımızdan Muhiddin Sebati lışmalarımızı takib eden, zekiları to | puklarında kalmamış olanlar, değil mi? Size, ve sizin gibi düşünenlere mo- dern san'atin ne demek olduğunu his- settirmek Şişliden Fatihe kadar tır- nak ile tünel kazmaktan daha güç tür. San'atta, sizin idrakinizi aşan canlı ifadeler bulunduğunu teslim et- mez ve edemezsiniz. Onun için sizinle san'at münakaşası yapacak değilim. | Saatlerimi, kafama ve furçama istifa- de veren işlerle doldurmaya alıştım. On sene evveli öğrendiğim şeyleri tek Tara takatim yok. Ancak size şunu söylemek isterim Bay Sami: sağımda ve solumda, üli- rüklerle sarsılmaz bir saf yapan ar- kadaşlarım, kendilerini müdafaa et- meğe karar vermişlerdir. On senedir cabasına çalışan bü san'at gençliği —kisizden pek daha çok Cümhuriyet çocuklarıdır— kendisine (| siçratılan çamurlardan bıktı ve kollarmı srva- yor! Yazıları, eserleri, içte ve dışta açtığı sergilerle bir türlü kendisini tanıtamayan san'at gençliği, kültür meziyetinden anlamayan ve zekâları topuklarını aşmayanlara başka türlü cevab vermesini de bilir! Fakat ben bu sütunlarda akılk uslu hareket e - deceğim, ve size, istihfaf (o ettiğiniz Türk san'at gençliğinin on seneden beri neler yaptığını anlatacağım, “Si- ze,, diyorum, fakat yanlış anlamayın, okuyanlara! Gençliğin ne yaptığını ulusa anlat - mak, şu cevab kadrosundan daha dı- Şarı çıkacaktır. Kültür ve eserle da - vamızın kazanılamıyacağını anladık. Hakikati, başlarsa kakacağız. Müca- delelerimizin bu yeni tarzının ne de-| rece muvaffak olacağını bilmiyoruz. Fakat bu ülkeye yeni, canlı, diri, er- İ kek bir san'at getirmeye yemin ettik, Genciz, daha çok dayanırız. Mahru- miyete alıştık. Her sene bir adım da- ba atıyoruz. Neler yaptık dinleyin, Bay Sami! Biz, biz ki bugünün 'Türk san'at- kârlarıyız, sizin şanslarınızdan hiç | birine nail olamadık. Akademilerde müdürlüklerimiz, profesörlüklerimiz. yoktur. Cami, mescid, kavuk, çini, minare, mezar, imam, derviş, nargile, mangal resimleri boyayarak, Boğazi- çinde yalı, Aksarayda apartıman yap tırmadık. İçimizde padişah o sarayla- rında Paşa olan yoktur. Berriyeden, bahriyeden tekait maaşı almıyoruz. Bankalar bize Dekor ısmarlamaz. 0. tomobillerde fiyakn satmayız. Mem - leketi boş bulup dahi tavırları takın - madık, Heyhat, bin kere heyhat, biz bunla» rı yapamadık! Akademiden çıktığımız günden beri bin türlü mahrumiyet, bin türlü müşkül içinde çalıştık, di- diştik, Memlekete kültüre, kafaya da yanan, canlı olan, akademizmanm dar çerçevesinden çıkan bir san'at getir- mek için bir Jokma ekmekden olduğu- muz günler oldu. Kurbanlar verdik. Veremin pençesinde debrene debrene ölen, cenazelerine Okedileşi kadar «hemmiyet verilmiyen Muhiddin Se- —Devamı 12 ncide— Nurullah Cemal BERK * , masmdan korkuyotlar. Hiç çuş tertibatında da büyük bir i- bir hava polisi i Fransanın eski hava bakanı Piyer Kot “Noyes Viner Jurnal,, gazetesine şu makaleyi yazmış- tır: Bütün savaş tarzları arasında genel düşünceyi ve bilhassa Fran- sız genel düşüncesini en çok ko:- kutan gaz savaşıdır. Fransızlar bir gün, daha doğrusu bir gece, a- pansızın het hangi bir saldırıcının Paris üzerine veya başka büyük şehirlere tonlarca zehirli gaz at - bir ölüm, gazla ölmek kadar Fransiz- | lara korkunç gelmiyor. Bu korku ne dereceye kadar haklı bir kor. ku olabilir? İçinde yüzdüğümüz tehlike ne biçim şeydir? | Her şeyden önce bütün bu me- seleleri yakından öğrenmek lâzım-. dır. Güçlü sanayi kurumları, gaz maskeleri ve daha başka gaz âlet- leri yapmağa başladılar. Bu gi- bi sanayi kurumları © yaptıkları malları sürecek yer arıyorlar. Bu vaziyet göz önünde tutu - larak her türlü mübalâğadan te - vakki etmek lâzımdır. İşlere ha. kikati görür bir gözle bakmak da- ha iyidir. Halkın fantezisine hi- tab eden bir romanı oyazmakda kötü bir şeydir. Hiç şüphe yok ki, gaz taşıyan en güçlü vasıta tayyaredir. Gazı taşımak için mermi yerine tayya- re kullanmak hem daha ameli ve| hem de maksada daha uygundur. Birincisi, tayyare mermiden daha uzaklara varabilmektedir; ikinci-| si de her hangi bir mermi kendi ağırlığının onda birinden fazla ayrıca yük taşıyamaz. Büna kar- şı, her hangi bir bombardıman tayyaresinin taşıdığı zehirli gaz yükü kendi ağırlığının yüzde sek. seni, battâ yüzde doksanı nisbe- tindedir. İşte mesele bu bakımdan da a- raştırılacak olursa görülür ki, ha- vadan tecavüz ve hava barbinin imkânları 1918 denberi kat kat çoğalmıştır. Her şeyden önce, tay yarenin hareket noktasına gidip gelme kabiliyeti çok büyük bir öl- çüye varmıştır. 1935 yılında, 500 kilometre uzakta bulunan bir şeh ri bombardıman etmek, harbte düş man siperleri üzerinde 50 kilomet- reyi aşarak uçmaktan daha kolay bir iş olacaktır. Bundan başka tayyarelerin u- | HABER Akşam Postası IDARE EVİ ISTANBUL ANKARA CADDESİ Üamaamamm Folgrat Adresi: İSTANBOL HABEM Felefom © Yazıt ESKT2 İdare Sipnğ (ABONE ŞARTLARI ; ; ABONE ŞARTLARI | $ Pürkiye: 120 $50 #80 nyan 1200 Krş i Benebi: (S0 e 0 110 Ficaret İlânlarınm satır; 12,86 Kenmi Ulalar 10 kuruştur eşriyat Müdürü: HASAN RASİM US ; İ #LANTARIFESI | ; i Sahibi ve Basddığı yer: (VAKİT) Matbanı ' ağ 25 Eski Fransız Hava Bakanı Piyer Kot lerilik vardır. Büyük harbte bom- bardıman tayyarelerinin en bü - yük düşmanları, sis, gecenin ka - ranlığı ve bulutlardı. Halbuki bu- gün bu unsurlar tayyareciye yar- dım eden muharebe arkadaşıdır. Bugünkü uçuşta artık (o gidilecek yolu görmek ihtiyacı yoktur. Bu hakikatlere dayanarak de- nsbilir ki, Moskovadan başka Av- Tupanın bütün hükümet merkezle- ri havadon bombardıman #dilmek tehlikesine maruzdurlar. Bu teh- like, Sovyet Rusyanın ortaların- da şehirlerden maada Avrupanın bütün büyük sanayi merkezleri i- çin de varittir. Geçen yılın yazı içinde birçok hava manevraları yapıldı. Alman neticeler her yanda biribirinin ay- ni idi: Bombardıman tayyarele- rinden terekküb eden bir filonun hedef ve gayesine varmasının ö - nüne geçilemiyor. Açık havalar- da tayyareye karşı korunma çok mahdud bir tesir göstermiş ve ka- palı havalarda da korunma sıfı- ra inmiştir. Bugünkü günde bombardıman tayyareleri ne miktar zehir taşıya- bilirler? Bu sorguya tafsilâtlı kar- şılık bulmak güçtür. Bunun kar- şılığı, bombardıman edilecek o- lan şehirlere ve saldıracak (olan güçlere bağlıdır. Bir misal olarak İngiliz müte- hassısı General Grovesin Fransa - nm 24 saat içinde Londra üzerine 600 ton bomba atabileceği düşün- cesini kaydetmek isterim. Avru- pa, bir sürü hududları olan küçük bir yerdir. General Grovesin Fran sa ve İngiltere hakkındaki iddia- sı Avrupanın bütün hükümet mer- kezleri ve bunlara yakın olan şe - hirleri için bahse mevzudur. Buna göre, Avrupanın her hü- kümet merkezi bir gün içinde ya 22.000 kilometre murabbaı yayr- lan tahriş edici gaz altımda ve ya- hud da 36.000 kilometre murabbaı yayılan zehirli gaz altında kala- caktır. Karşısında bulunduğu - muz tehlikenin manzarası işte bu biçimdedir. Kimyacıların da yapmakta ol- dukları ileriliği göz önünde tut.) mak lâzımdır. Bütün ( devletler| hazırlıklarını gizli tutuyorlar. Bu böyle olmakla beraber, onların da gaz harbi sahasında boş durma - dıklarını pek iyi biliyoruz. 1926 yılı mayısmda Hâttibürg! hdas etmek lâzımdır yakınlarındaki bir gaz fabrikasın- de büyük bir kaza çıktığı henüz u nutlmamiştır. Kazanın çıktığı yere yakın o- lan sokaklara gazlar yayıldı ve yüzlerce kurban alıp götürdü. Fransada profesör gaz savaşma karşı (kahramanca bir mücadeleye girişmiştir. Onun bizlere duyurduğu şeyler son de- rece tüyleri ürperticidir. Profesö- rün dediğine göre, Pris gibi bir şehir 20 dakika içinde öldürücü gaz tabakasiyle örtülebilir. Bu keşfin en korkunç tarafı, müessir bir korunma ile karşı ko- yabilmekliğimiz için bu tehlikenin mabiyetini kâfi derecede bilmedi- ğimizdir. En mükesımel gaz mas keleri bile bu tehlikeye karşı ko- dakikada mahveden zehir! Langevin * yamıyacaktır. Bunu da bir târafa. bırakalım; Londra veya Paris gi- bi büyük şehirlerin bütün halk ve mahlüklarını gaz maskesiyle teç - hiz etmeğe imkân var mıdır? Yal. nız şunu biliyoruz ki Obütün bil ginler bu gazı gene gazla öldüre- cek imkân ve vasıtalar aramakla meşguldürler. Alman kimya sanayiinin dün- * ya kimya sanayiinin en başında olduğunu da biliyoruz. Şunu da biliyoruz ki, Sovyet Rusya Alman- ya ile bir boya gelmek mümkün olursa onu bile geçmek için o uğraşmaktadır. wyetler Birliğinin her tarafında mevcud olan lâboratuvarlarm mükemme- liyetini bilenler, bütün bu uğraş- maların günün birinde muvaffaki- yetle biteceğine de inanıyorlar. İşte bu düşüncelerden dolayıdır ki, tayyare ile kimyayı birbirleri- ne bağlıyan bir tecavüzün kor- kunç neticeler vereceğine asla şüphe yoktur. Bundan başka her hangi bir ve hattâ * v şehri korkuya boğmak istiyen bir - mütecaviz yalnız zehirli gaz kul- lanmış olmuıyacaktır. Yapılacak olan hücumda hem yangın, bem zehirli gaz ve hem de tahrib bom- baları kullanılacaktır. Böyle bir kombinezon, dünyanın en disip - linli halkının bile sinirlerini dar « madağın etmiş olacak, yığın halinde öldürecek, geçmiş - ten kalmış olan bütün sanat eser * * lerini yıkıb yakacaktır. 24 saat içinde 600 ton! Bunun ne biçim bir ölüm çöktüreceği ak- la gelince, insan donakalıyor! Bu gibi korkunç ihtimallere karşı ne yapılmalıdır? En büyük * merasimle verilen sözler, en kati yasaklar bana pek çocukça (bir hareket gibi geliyor. * İnsan, insan düşmanıdır. Hava nakliyat kurumlarının cinai gaye- ler emrinde kullanılabilmesinin ö- nüne geçmek suretiyle, savaşın da önüne geçilebilir. Bu uğurda da yalnız bir çare biliyorum: Ulusal hava tayfaları yerine uluslararası bir hava polisi yerleştirmek! Bu değiştirme çok güçlür, ancak imkânsız değildir. Eğer böyle bir tedbir imkânsızlık» la karşılaşacak olursa, kültürümüz izmihlale uğrayacaktır. Bunlardan birini seçecek olan bizleriz!