Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
- hami —.. M İltinefkânın 1925 saesa — ASA R. S RR MA #ABERN — Altşam Postaet — VA J ANKARA TELEFONU İ ı"'a_rçları öden- 'myen beratlar k ono"'a' 24 (Telefonla) — tabipl VA Bakanlığı — yıllık taksit ğ enn:_"m:e hnı;çları vadelerinde künıd iyen 432 iştira beratının hü- m_m-_“f düşürülmesine — karar ay 23;"- Bunların sahipleri bir U şen iında bakanlığa baş vura - itiraz edebileceklerdir. Af on işleri oıtnk"_“- 24 (Telefonla) — u“m.l Bakanlığı Türkler ve ıh:*hlll_ elinde bulunan afyon - Üü Yeni mahsulün çıkmasından , satm alımmasını kararlaş - Ürü Ştır, _A_fyon işleri üzerinde hhlı’ı]nek için gelen İzmir ve İs - "lnı“ heyetleri bugün Akça Ba - leıd- tarafından kabul edilecek - ir, huıı:hıî" Müdürü Ali Sami İstan- &ti Sitmeden önce Japonyaya ân afyon bedel'erinin yakın - ıîe îCeğî_n_i ve inhisarın hemen elni'a' Ma işine başlayacağını söy- Ştir, Japonyaya 800 san - Safyon gönderilmişti. $8 Yaramıyan evrak R 24 (Telefonla) — 6 erdeki işe yaramaz Yeti l;n hasıl yok ed'leceği keyfi - ü îVlet Şürasında konuşul - a d’amfl_mnamedeki yok edilme fah: *&sin'n yakılmak veya kâğıd Mak inda hamur haline sokul - SSmi dairel ı?tn'- Bakanlar Heyeti bu - ik €tmiştir. *$bakan Fnkarzda Başk 24 (Telefonla) — bulı'azk“ General İsmet — İnönü !'oğaâıah Anka.raya geldi. İstas - wlt; J Bakanlar ve Saylavlar ta « Uım% ân karşılandı. NİT yyyyoygaaERİıyyygzANARM ygygıyalARM y Loid Corc Enkitlere cevab Baki ) veriyor Deilter n:â'_ı;z sıyasacısı Lotdcorç, î“ln:k için hazırladığt plânını &t nutukl ti Rü Vap ; Üzere vermeğe başladı - z ardan ikincisinde. bir'n- v'ek““. Yapılan tenkitlere ce- l;mı, ve “ vasati zekâda o- hş b î" dangi biri proğramda yan- :“blı r.. Ve bu zekâ ne ka- '::tî olursa bulacağı kusur tüm'e _çoktur,, demiş, söylediği Nt lfl_,"bütün teferrüatı ihti- teg..::edlg::ıi leri sürerek türlü re u .. b " yüzden uğradığını i- & €tmiştir. Rar y e * vil ç &, Maliye Nazırı Mister Ne- İkm :u_'b'_ılîn'm, bu nutuk hak- ihr' i düşüncelerine gelince, on €mi & !_;: yolunda daha ileri git- Sı Çiın â we lay, kes ;îîtn cesaretlendiğini < Onra, issizlere xi da İ Hiğle e ziraat ted :n![um! enlere n işsiz sahasın- e fevap vermeğe ;':: Mensucat sanayiin- lanların ziraat yolun- anı - Bi ğ D N l'en!eı-e ılmı“mcaglm,, ileri sü- * karşı: doğı::'zıe_l'in Yarısma doğrudan SOMYa iş b:î.'urnnız, işleri umu- ©! ?e::t.ı riyle yoluna koymuş & Üze 'ssizlerin diğer yarısı geli- Yecek ç. Payide, nakliyatta, yi- !İş“ a:e Siyecek işlerinde, ve ça- ı“i'lha Sin ev, döşeme ve diğer ı"llılnı ! vasıtaları temininde kul- B“" ” €emiştir, Siz) :üı.ı hi:'küm“ tarafından iş- dan v T bir şeye karşılık olma- l"hı. e"ıen_ Yardım ücretin', ça- şevirmekle, halkın vınlm!eldinde olduğu neticesine | hu Yumuşak bulduğunu söy-. üzerindeki teklifini | Mahkemede Eski posta müdürü sorguya çekildi Ankara, 23 (HABER) — Bu- gün Asliye birinci ceza mahkeme- sinde eski posta ve telgraf umum müdürü Fahri, posta ve telgraf teftiş heyeti reisi Subhi, eski tel- graf müdürü İhsan Cemalin mu- hakemelerine başlandı. Her üç suçlu da mahkemeye gelmişti. Hâkim Asım suçluların hüvi- yetini sorduktan sonra Devlet Şü- rası umumi heyetinin lüzumu mu- hakeme kararı okundu. Kararda, sterlinin miyar telâkkisi hususun- daki esbabı mucibeyi yanlış gös- termek, şirket tarafından teklif olmadığı halde şirketin mukavele- sine altının ilâvesi için Bakanlar Heyetine başvurmak, Devlet Şü- rasının kararından sonra her iki noktayı nazarın - birleştirilmesini esbabı mucibesiyle Dahiliye Ve- kâleti hukuk müşavirliğinden sor- mak ve yeni mevzu imiş gibi baş- ka bir mikyas aramak hususunda Bakanlar Heyetine müracaat et- mek, Nafia Vekâletinin bir tebli- ğini on sekiz gün alıkoymak, Ve- kilin emrine karşı şirket lehinde itiraz zemini hazırlamak, telefon ücretlerinin indirilmemesi için ta rife komisyonunun içtimaında lü- zumsuz münakaşalar açmak, şir- ketin zarar edeceğini söyliyerek mukaveleyi tatbik cihetine gitme mek gibi suçlardan dolayı suçlu- ların lüzumu muhakemeleri bildi- riliyordu. Karay okunduktan sonra Sub- hinin vekili, Hayrullah Dahiliye hukuk müşaviri, Ekremin meni muhakemesini icab ettiren sebeb- lerin müekkili hakkında da varid olduğunu, tahkikatın açılması hak kındaki kararnamede bahsedilen yedi maddeden ikisinin müekki- Hne taallük ettiğini ve — bunlar'n da af kanununa girdiğini söyliye- rek evvelce bu hususta bir karar verilmesini istedi. İhsan Cemalin vekili de dedi ki: — Arkadaşımın ileri sürdüğü noktai nazar bir hukuk prensipi- dir. — Devlet Şürası umu- mi heyeti af kanununun müekki- limin vaziyetinde müessir olub 01- madığını tasrih etmemiştir. Bu ci- hetin sorgudan evve! mahkemece kararlaşması lâzımdır. Fahrinin vekili Cemal Hazrm, da bu müdafaalara — iştirak etti. Neticede suçluların sabıkaları o - lub olmadığının sorulmasına ka - rar verdi ve muhakemeyi 1 Şuba - ta bıraktı. TOttoyyçager HPPÜ gpyyyyatTİYİ TTP y yayoaU UTT aa KETTTTTTM aP Askerler dönecekler Cenevreden bild'rildiğine gö- re, Sar havzasındaki beynelmilel polis kuvvetleri Şubat birden iti- baren yerlerine dönmeğe başlıya- caktır. İtalyanlar #nre dönecektir. Karnera galip Rio de Janeiro, 23 (A.A.) — | 12 ravund döğüşülecek bir boks maçında, Primo Karnera, Eston- yalı Klausnera galib gelmiştir. Hakem, maçı 6 ıncı ravundda dur- durmuştur. 30,020 kişi, Dış İşleri Bakanı ve İtalya büyük elçisi maçta hazır bulunmuşlardır. satın aimı ka.b—iliyetinin çoğıla; cağını ve bundan mensucat sana- yiinin de ist:fade edeceğini söyle- L Batumdan Tiflise giden demir yolu Suram tepesini aşar, bu yo- lu gündüz trenile yapmak — daha iyidir. Çünkü manzara çok güzel- dir. Bu yüksek tepeyi aşan tren, esk'si gibi manda arabasına ben - zemez. Elektrikli bir trendir. Ku- ra nehrinin suları ile çalışan Ze - mo Avçalı su elektrik istasyonu bu trene ve ayni zamanda Tiflis “şehrine cereyan verir. — İstasyon, şehirden on beş kilo metre ilerde- dir. Tiflise gelir gelmez ilk bakışta bir fevkalâdelik — göremezsiniz. Hattâ bir soğukluk çöker. Çünkü insan bu çok eski ve meşhur şehi- re gelince bir şeyler göreceğini ü- mit eder. Halbuki karşısına alelâ- de, hattâ bir vilâyet şehri manza- rasını andıran bir şehir çıkar. Va- kıa yollar İstanbulun yollarından daha temizdir, amma, ne de olsa alelâde bir şehir. Fakat bir defa şehrin merkezine ve Rustaveli caddesine gelince, manzara tama men değişir, burası tamamile bir Avrupa şehridir. . . &* Tiflis şehrinin nasıl kurulduğu na dair garip bir masal anlatırlar. Beşinci asırda, Gürcü Kralların- dan Vaktang Gürkaslan bugün- kü şehrin yerinde olan ormanda avlanırken önüne çıkan bir geyiği yaralamış, Geyik koşmuş, oralar- da olan bir kükürt membamımn kaynar suyuna girmiş ve biraz sonra tamamen diri olarak fırla - mış çıkmış, Gürkaslan bunu — gö- rünce membarn olduğu yerde bir şehir kuruvermiş ve ona Tibilisi Kalaki (sıcak şehir) ismini — ver- miş. Buna benzer, Tiflisin kuruluşu- na da'r bir çok masallar daha var dır. Tiflis şehri, bin beş yüz sene- denberi, yirmiden fazla — istilâya uğramıştır. Bu itibarla, her istilâ eden millet kend'sinden bir eser bırakmıştır. Hem ahlâklar üzerin- de, hem de mimaride, aŞ Ş Tiflisin meşhur şatosu Meteki ye gidiyoruz, Yol, So!'alaki dağla- rmın arasma sıkışmıştır. Ve kum- lu, sarı renkli Kura nehrin'n kena rındadır. Tamamen yalşın bir te - penin üzerinde Meteki şatosu bir hayalet gibi yükselir. Beşinci asır da temeli atılmış olan bu şato b'r çok defalar yıkı!'mış ve tekrar ta- mir edilmiştir. Burası sıra ile ki- -Hise, sonra cami, sonra baruthane ve Çarlar zamanında da hapisha- ne olmuştur. Şimdi şatoya girerken, 'nsanm gözüne şu yazı çarpar: “Burası hapishane değil, artık bir müzedir.,, Hakikâten burası bir müzedir, hem de kendi kendine yetişm'ş meşhur Gürcü ressamı Pir Osman Velinin eserlerinin saklandığı mü zedir. Pir Osman Veli garib bir adam imiş. Ona, isminden de anl'aşıla - cağı veçhile Pir ismi verilmiş. Gürcistanda, ötede beride dola - şır, kimseye boyun eğmez, kimse- den para istemez, mütemadiyen resim yapar dururmuş. Kend'sine kaç kereler müracaat etmişler, ip- tidaf resim san'atını ilerletmek i- miştir... çin akademilere sokmak istemiş- Ka $ETT'T aa gy TTT ti gaÜD a gaa ÜTT agayagaeıli Çok Gezen Çok Bilir Seyahat Notları KA AT AM TT DAT TTT T alilim daallbe Te Gürcistanın me ....... Gürcistanda Rustavellı ler, fakat bu serazad ressam ka - bul etmemiş. Tamamen kendi kend'ne yetişmiş olan bu iptidai ressamın tabloları, hiç bir mekte- be uymamaktadır. Onun eserleri- ni Fransız iptidat ressamlarının eserlerile ölçmek istemiş!lerse de bu da kabil olamamıştır. Çünkü Pir Osman Veli, ömründe kendi res mlerinden başka resim görme diği gibi, yalnız kendi ilhamı ile resim yapmıştır. Pir Osman Velinin tabloların çoğu meyhanelerin duvarlarına a- sılmak üzere yapılmış yağlı boya res m'erdi. 1918 senesinde sefil bir halde ölâ”sten sonra, Gürcü güzideleri onun bütün eserlerini toplamağa karar verdiler, dükkân dükkân gezerek topladılar ve bu- günkü müzeyi meydana getirdi - ler. Bu müzede ressamn yüzden fazla tablosu vardır. * & * Şatodan dönüşte, eski Tatar mahallesi olup pazar kurulan - ve “meydan,, ismin' taşıyan yere ge- liyoruz. Tiflisin meşhur kaplıca - ları buradadır. Bu kaplıcalar su- larının hararfeti 24 ile 47 derece arasındadır, Artık akşam oluyor, her taraf- ta e'ektrikler yanıyor. Eğer şeh- rin gece manzarasını görmek isti- yorsanız küçük bir tünel 'le Da- ti yatrosunda Gürcü akltörler ' vud dağı denilen tepeye çıkmız. Oradar bütün şehri bir haritadan takib eder gibi görürsünüz. * ik * Şimdi Rustavelli tiyatrosunda- yız, Rus'aveli Gürcistanın m'İli şa- iridir. On ikinci asırda yaşamış o- lan bu şairin en meşhur eseri “kap lan derisi,, eser'dir. Bundan on sene evvel genç'er tarafından kurulan ve bugün mil- İi artist ünvanımı taşıyan Sandra Ahmetellinin 'daresindeki butiyat ro, Rustaveli ismin: boşu boşuna almamış'ır. Bu tiyatro, Gürcista - nın milli tiyatrosu olmuş ve fev- kalâde çalışmıştır. Bugün, bu ti - yatro sayesinde bir miilit Gürcü san'ati ortaya çıkmıştır. Ogün, tiyatroda Ş Iler'in “hay- dutlar,, eseri veriliyordu. Bu piye sin oynanışı, sahneye mükemmel surette konuşu, Rustaveli tiyatro- sunun ne dereceye yükseldiğini göslteriyor. Pek tab'i, eserin Ahmetelli ta- rafından ötesi berisi düzeltilmiş, daha doğrusu Gürcüleştirilmişti. Tiflis şehrinden ayrılırken bi « le, o geceki p 'yesi hâlâ unutama - mıştım. Lisanlarını adam akıllı bilmediğim Gürcülerin cyun'arı, artistlerinin kabiliyeti beni o ka « dar mestetmişti. Cü Yolcu ' Ğ3 Bilir mi siniz ki: P K Şir kitabın ömri bir ınsanın ömrün- den daha uzunarr 'Dün ve Yarın,, tercüme süllıyatı hiç ölmiyecek eser- erdir. Bunları mutlaka k, tüpanenizde — bulundurunuz âbone — yazılmakla hener oirden faydalıca almış olur sunuz, L n İ I“'td—'—ı