ngerek nasıl avlanır? Bu korkunç hayvanları avlamak . v en gü hiç de kolay değildir Küçüklüğüne rağmen engerek | engerek yılanımın kokusundan, yılanı dünyanın en zehirli yılan - | tencere kapağı atasından fışkıran larından biridir. Kayalıklar ve ça- | bir buhar sesin' hatırlatan ıslığın- Irlıklar arasında yaşayan ve uzun- ' dan... Bu koku ve ses engerek — yı- huğa bir metreyi geçmiyen bu mu- / lanı avcılığında ihtisas edinmiş ©- zwr ve tehl'keli hayvan hemen he- | lanlar için hayvanm — yakınlarda men her memlekette bulunur. Sok bulunup bulunmadığını aldatma - ması, okabinde tedavi edilmezse dan haber veren işaret!lerd'r. ölümle neticelenebilir. Bereket Kuşların bazı gayri tabil ve te- versin k' tecavüze uğramadan in- | İâşlı uçuşları da avcıları ikaz ede- sana saldırmaz. Üzerine ayakla bilir. Meşhur yılan veya elle basıldığı zaman şiddetle biri hatıratı arasında şu h'ssi kendini müdafaa eder ve hemen » acıklı vak'ayı anlatmaktadır: sırır. Bu itibarla engerek yılanın- | — “Orman içerisinde etrafı dinli - dan 'nsan kendini kolaylıkla mu- yerek sessizce 'lerlemekte — idim. hafaza edebilir. Başlıca tavsiye: | Birdenbire iki kuşun küçük bir a- SARKGE A ve a ğaç etrafında daireler çizerek inil- tiyi andıran cıvıltılarla telâşlı te - Tâşlı uçuşmakta olduğunu — gör- düm. Kuşlar beni görünce etrafı - ma koşuşmuş ve sanki benden im- avcılarından — Kıra gidildiği zaman çayır ve ot - lar arasına dikkatl'ce bakmayı u - nutmamalı ve ondan sonra yere o- turmalıdır. Bazı memleketler engerek yıla- “ginm imhâsı için mücadele açmış- lar ve her öldürülen yılan başma bir mükâfat vadetmişlerdir. Çok çevik olan ve çabuk çabuk can verm'yen bu menfur hayvanın öl - dürülmesi de zannedildiği kadar kolay bir iş değildir. Kafasının vücudundan ayrıldığı zamanlarda b'le ağzının açılıp kapandığı ve 1- sırmak için çabaladığ pek çok de- falar görülmüştür. Bundan dola - yıdır ki engerek yılanı avma çıkan lar bir çok takayyüdata riayet et- mek mecburiyetindedirler. Ağır ve kapalı havalar güneşli günlere tercih edilir. Çünkü güneşli ve ku- ru havalarda engerek yılanı taşlar ve çalılar arasıma saklanarak iyi görünmediği g'bi sıcaklığın tesi- riyle de daha atik olur. Yağmurlu ve kapalı günlerde hayvan âtıl ve tenbeldir. Avcılar ayaklarma, yı - lanı ürkütmemek için bez bağlar- lar ve güneşi daima önlerine alır- lar, Yılanı görünce yavaşçacık ya- nıra yaklaşırlar ve ellerinde taşı- dıkları kalırı bir sopa ile kafasını şidde''i bir vuruşla ezerler, Enge- rek yı'arımım kafa kemikleri zayıf olduğundan sıkı b'r darbe ile ko - laycacık kırılır. Çabuk hareket et- mek lâzımdır; aksi takdirde tehli- ke b>ş gösterir. Şunu da nazarı itibara almak ve ona göre hareket etmek lâzım- dır ki, engerek yılanı ekseriyetle yalnız yaşamaz. Cem'i — hayattan zevkalır. Hehrângi bir tehlike karsısında birbirlerini şiddetle mü dafaa etmesini b'ldikleri gibi ya- ralanan eşlerinin imdadına da ce- saretle koşarlar. Averlar engerek yılanınm civar €e yakmlarda bulunduğunu bazı Gökürelerin ADt vataİREE B se“i: Taze ot kokusunu andıran dat istemeğe başlamışlardı. Ağa- | bir anadır. Yavrusunun nafakası- nı temin etmek için hergün ava çır | | Ve B sağdaSabık hassa zabitinin Otuz sene evvel Mançuri sah'l- fener Japonyaya | | nereden ve niçin g'ttiği bilinmi- | |— lerinde bir fenerde ölen bekçisi Robeira'nın yordu. Bu sır, bugün akılları dur- duran bir meraklı maceranm kah- ramanı olan fener bekçisiyle nasıl ölüp gitmişse, ufak bir mektup ta otuz sene sonra bu facianım içyü- zünü meydana çıkarmıştır. B el (Buzlu fener) bekçi;i- ölmüştü. Fenerler idaresi bu fenere bir bek- | çi arıyordu. Aylarca süren — araştırmadan sonra, nihayet Robeira isminde otuz yaşlarında bir adam fener - 19 yıl tek başına yaşıyan bir fener bekçisinil! mektubu, bir Solda: Avusturya İmparatoru Fransova Jozef, Yanında: Prenses Mariya-Aşağıda | macer rezaleti meydana çıkardı % den az seven, fakat ona btf fazla gidip gelen biri vardı: lunuz! Arşiduk Francis Ferdinati' üvey valdesine karşı temayülü den eskidir, haşmetmeap! © | nuz, prenses Mariyi sizden © tanımış ve başvekil'n verdiği baloda ben onları loş bir b öpüsürlerken görmüştüm! Günler gecince prenses Kraliçe oldu ve Arşiduk Fraf prensesle münasebetini kesti. akşam Kraliçe beni sarayın P resinden çağırmıştı. Yukarıya * t ve Kraliceden şu emri “Arşidukla beni buluşturursat ni derhal terfi ettireceğim!,, liçeye bu vazifeden beni affet! lerini rica ettim.. Prenses defa nasılsa bana açılmıştı. bu tehl'keli teklifi seri ala İsrar etti.. Ben de işin sarpa maması için kabul eder gibi nerek çıktım, Biraz sonra haf'yelerinin beni takip m den şüphelenmiştim. Hafiyeler nim Kraliceyle gayri meşru m sebette bulunduğumu tahmin rek aleyhimde s'ze raporlar meğe — başlamışlardı. — Vazij kimseye anlatmak imkânı yo tehlikeli çıkmazdan yakami” hayatımı kuftarmağı düşünür$ zindana atılacağımı haber ve kaçtım. Ben namuslu ve s! da taşıdığı elbisenin şerefini Ğ B ea HEKE içinde 19 yaşadığı fener kulesi , YU — greer N ll:ı.!tl'; akşam “ı“:î;d'fd"ik 9:" bekçiliğine talip olmuş ve yaz mev M ml 1 yemeden / sinden mahrum olarak . Jevvelâ yavrusuna getirir. Bu onun | kendisini IMMSİ::IT& ü , €n büyük zevkidir. Yıv':miıı_. wi? ren bir torp'to ile (buzlu "?’eîıir) | atlerce oynar ve onu eğlendirme- | denilen mevkie varmıştı. ğe çalışır. Ki Bu Ffener elli metre kadar yük- Kendi yavrusunu gayet iyi tanr- | sekliği olan brir sırtm üzerinde- SEYELĞNU OA çok müşfik bir ana ©- | diy ve yılın on ayında her tarafı lan :_'!' Fok '"ık:'-h';nm yavrusu: İbuzzla örtülü kalır. Yalnız fener na hiç merhamet etmez. ğin- | kışmı meydandadır.. Ve uzaktan dan öl:lü[ı'mii görse bile bir yu- gelip geçen gemiler bu tehlikeli dum _"'t vermez. Bundan dolayı- | mıntakadan fener ışığı görmeden dır ki anası ölm_bir Fok yavrusu- ilerliyemezler. nun yaşamasına imkân yoktur. Robeira bu fenerde tamam on erekeer ea arereneseke d ee rereremsekarenmene n dokuz sene bekçilik yapmış ve se- ı; nede ancak dört, beş defa insan ğ yüzü görmeğe alışmıştır. Ortalığı buz tabakası sardığı zaman, fener bekçisi dünya ile a- lâkasımı keser ve kendisine üç ay- da bir defa torpito ile getirilen üç aylık yiyeceği ve içeceği toptan ve | rilirdi. Robeira kücücük odasında ay- larca aşağıya bile inemez, burada tıpkı bir mezarda yaşıyormuş gi- | bi, güneşten, insan ve hayvan se- sinden mahrum olarak yaaşrdı. Robeira son senelerde, kend'si- ne teshin için getirilen ispirtoları içmeğe baş'lamıştı. Uzaktan fener ışığını görmey'p kayalara çarpan ve yo'unu şasıran gemilerin sayısı çoğ.'mağa baslamıztı . Robeira bu kazalara karşı: “Kabahat on'larda.. Fener ısığını görmemisler!,, diverek kendini müdafaa ediyordu. Robeira son aylar 'cinde. fene- ti ceviren makinenin ispirtosunu l da icmeğe bas'amıştı. | Robeftra b'r gün kendisine er- zak getiren torpitonum kantanma , (Avusturya) va gönderilmek üzere ! bir mettup verdi. |— O gece torpito fener sahilinden vra klasirlifan sönrü, Roksirm * ser FUMŞ MA ENE B aü öi üsieme üüüi üü n e Hi Petliye ettiği bir şişe viski'ile be- a | raber ispirto içti.. | | veerenaNEceCANAAELALEELACEEAEAECAACESERELERE A LELELELAS GETEELER LA AAA TE T YA DEMERE MA RaR A Ae KA AAA ALER AA AA SAESAAAAERE ASA EREEEAR AA FERRAMAS otuz sene sonra meydana çıkan mektubunu okuyoruz: “— Avusturya — Macaristan İmparatoru haşmetlü Fransova Jözef Hazretlerine — Aradan 20 seneye yakmm bir zaman geç B'F mem ki beni hatırlar — mısınız? Hassa alayı zabitlerinden yüzbaşı Rabeira. Kralice Mariyi iğfale çalıştı- ğımdan bahisle tevkifimi ve zin- dana atılmamı emreden bir. tev- kif müzekkeres! üzerine, hâdise- den yarım saat evvel haberdar ©- larak imparatorluk hudutları hari- cine kaçmıştım. O vakit arkamdan gönderdiği- niz fedailer'n pençesine düşme- mek için Hamburg'dan Japonya- ya hareket eden bir kömür vapu- runa iltica ederek canımı kurtar- mıştım. Şimdi Mançuri'nin buz dağları arasında yüksek bir deniz feneri- nin içinde yalnızım. O kadar yal- nızım ki, üç ayda bir tek insan yüzü görüyorum. Yani gözlerim senede dört adam görmektedir. Artık öbür dünyaya göçmek üzere olduğumu anlıyorum ve size krali- çe ile aramdaki münasebetin de- recesi hakkımda izahat vermek fırsatımı bulduğumdan memnu- num, Bu gün ikimiz de yaşlandık Ihtiyarladık. Siz kuş tüyü yatak- lar içinde gene eskisi g'bi sampan va içerek yaşıyorsunuz! Ben ise buzlar icinde tam isp'rto çekerek Kralice Mariden bahsedecektim. Evet haşmetmeap, ben onu hâlâ sevivorum. Fakat. siye it'raf ede- *i Kenliannin elizel ellari be nim sert parmaklarıma b'r defa hila tamaz etmemistir. Onu Arşidük Pransis Ferdinad ırdı ve n imdi, Robe 'nm Süklünderi ben | hafaza etmesini bilen bir zab Ölürken, dünyaya ve cemiyete ” şı vorile?ek hiç bir hesabım ve | madığmı size duyurmak —istedi Bu mektubumu torpito kaj postaya vermek cesaretini rirse, elinize erişeceğinden nim, Vatanma ve büyüklerine ? şnamuslu bir zabit olduğumU ze ispat etmek için, uzun se Kraliçenin gezdiği, eğlendiği yaşadığı yerlerde — dola Vatanımdan ve onun yanındani kadar çok uzaklardayım ki..,, Kaptan Robeiranm — mı uzundur, fakat biz en meraklı mını naklediyoruz, Otuz sene ra ele geçen bu mühim m bize yalnız fener kulübesinde len bir yüzbaşının hayatmı d! saraylarda imparztorlar ve sesler arasında dönen entri rın, aşk ve gönül oyunlarının i zünü de göster'yor. L Zavallı kapiten Robeira! .. * avinin birinci şubesi mı bir şekilde Maarif V 4 karşısında açılmıştır. AKB kitap evleri her dilde kitaf necmua, gazete iht'yaçlı s“evap vermektedirler. (1”J kitaplarınızı, gerek lnr!ııiyl" mm ucuz olarak A K B A kiltff wlerinden tedarik . edebil' niz. Devlet Matbaası ki e VAKIT in neşriyatının karada satış yeri A K B Â tap evleridir. AKBA Merkezi Telefon Birinci şube " kinci şubet: Saman Pazarı Ka c amarstnmucnununumunnnru 176