FAZIL AHMET İsmi altında Değeril edibimizin hitabeleri, şiirleri ve hiciv "ARSEN LUPEN Roman serisi tamamlandı 6cı ve sonuncu cilt çıktı leri bir araya toplandı, nefis bir kitab şeklinde (Forma 107-126) Fiyeti: 80 kuruş ) Cenevre 15 (Telefonla saat İl K 8.30) — Sardaki plebisit ne- (( ticesi bu sabah saat beşten iti- İ baren Milletler cemiyetine bik İİ) dirilmeğe başlandı. İntihabat İİ) neticesi yer yer bildiriliyor. Henüz umumi netice malüm || değilse de gelen rakkamlardan anlaşıldığına göre Sar abalisi- nin yüzde seksene yakını ekse- riyetle Almanyaya iltihakı is- tiyor, Bü netice Cenevre mahafi- || linde Avrupa sulhü için mühim sayılıyor ve Almanyanın ye- niden Cenevreye gelmesini ko- laylaştıracağı umuluyor. Konsey saat on buçukta Tevfik Rüştü Arasın reisliği al lında toplanacak ve neticeyi İ) tesbit etmekle iktifa edecektir. İngiltere Sarın Alman hâ- kimiyetine iadesinin taciline ta- raftardır. Konseyin bu de- faki toplantısında Sarın Alman hâkimiyetine - iadesi o müm- Gemlik ipek fabrikası | Gemlik 14 (Hususi) — Sumer- bank müdürü Nurullah Sumer, bu- | raya geldi. İpek fabrikasının yeri- ni tetkik ettikten sonra İstanbula gitti, 324 (1908) deki inkılâb güneşi, tarafından. söndürülecekti, o Mana: AKŞAM KİTAPHANESİ Sene 17 — No: 5834 — Fiatı her yerde 5 kuruş 528,700 münteh 476 bini Almanya için rey yerdi Sar havzası nihayet bir ay sonra alman idaresine geçecek Yeni bir tarih tefrikamız MEŞRUTİYETTEN ÖNCE MANASTIRDA PATLIYAN TABANCA len künse de Sar havzasının Al- manyaya teslimi için lâzım ge- len muameleleri yapmak üze- ve en az bir ay geçmesi lâzım- dır. Fakat bu bir ayın daha faz- la uzatılmıyacağı ümid ediliyor. Çi Son netice Cenevre, 15 | Tele- fonla saat 8,45 | — Sar- da 528,700 kişi intiha- bata iştirâk etmiştir. Bunlardan 476,000 kişi Almanyaya iltihak le- hine rey vermiştir. Bu suretle Sar hal- kinin yüzde doksanı ( Almanyaya rey vermiş ( demektir. Bu netice Hitlerin büyük bir muvaffakıyeti addedil- mektedir. Amasyada kar yarım metre Amasya 14 (A.A.) — Soğuk- ların arttığından ilk mektebler dört gün müddetle tatil edilmiş- tir. Elli santim yüksekliğe yakla- şan kar Kent ile Köyler arasında» ki yolculuğu zorlaştırmıştır. henüz doğmadan Abdülhamid stırda patlayan bir tabanca Buğday işlerinde dört nokta araştırılıyor (| Şimdiye kadar suiistimale rastlanmadı Ziraat vekâleti müsteşarı bay Atıf şehrimiz Ziraat bankasında buğday işi üzerindeki tahkikatına devam etmektedir. Tahkike muh- taç noktalar dört kısım üzerinde toplanmaktadır. 1 — Anadoludan Haydarpaşa- ya sevkolunan buğdaylar ile silo- larda temizlenerek Avrupaya ih- raç olunan ve İstanbulda satılan buğday vaziyeti ve hesabatı, 2 — Tekirdağı ve Uzunköprü ambarlarındaki bir kısım buğday- ların İstanbula getirilip un yaptı- nlması işinde hesabatın tetkiki, 3 — Depolara ve ambârlara ko- 89 kuruş Sarın zenginliğini ” gösteren bir resim Sarbrük yakınında fabrikalar YENİ ÇIKTI AKŞAM KİTAPHANESİ SALI — 15 Kânunusani 1935 (o Telefon: 24240 (idare) 7 24249 (Tahrir) - 24248 (Matbaa) -20113 (Klişe) : İ Karabigada' zelzeleden üç ev yerinden kaydı Dün gece Marmara adasında ve Erdekte yeniden beş zelzele oldu Karabiga 14 (Hususi) — Dün gece Marmara adasında ve Erdek- to beş, Bigada üç defa zelzele ol- muştur. Erdekte zelzeleden Ba- Janoğlu Alinin evi ve ilk mekteb | binaları yıkılmış, hükümet ve be- lediye binaları kısmen zarar gör- müştür, Karabigada zelzeleden sekiz ev yıkıldı, Bakkal Hüseyinin, anah- tarcı Hakkının, Tavukçu oğlu Ah- amana . kiyma Bia n kz via gezin medin evleri yerlerinden kaymış- tır, Halk fırkası binası ve hükü- met dairesi bazı hasara uğramış- tır. Karabigada dün öğle vakti bir zelzele olmuştur. ” Marmara adasının karşısındaki Fener adasmın Mürefte, Tekirdağ ile Kalimni köyüne bakan üç cep- hesi yıkılmıştır. (Devamı 4 üncü sahifede. nan buğdayların kayıdlarına göre mevcud olup olmadığının tetkiki. 4 — Satiş işinde her hangi bir suistimal bulunup bulunmadığı. Öğrendiğimize göre; tahkikat- padişahın .bu suikasdini ezdi, dağıttı. Meşrutiyet inkılabının en meraklı ve en heyecanlı bir safhasını gösteren bu tarihi tefrikayı önümüzdeki perşembe yününden itibaren takib ediniz! DÜŞÜNCELER rl ilkel Şehir tiyatrosunda Geçen Ogece Şehir o tiyatrosunda *Votreü» i görmeğe gitmiştim. Şöyle orta sıralarda bir iskemleye oturdum. Sant sekiz. Kapılar kapandı. Gok. başladı. Gözlerim aktörlerin üs- tünde, kulaklarım aktörlerin oğızların- da, oyunu dinliyorum, oyuna bakıyorum. Çat, çıt... Arka yandan bir ses, Belki ei Şütür... Önümde bir görültü. Bel- i birisi öskemlesini yadırgamışlır, ye.- Fine iyice yerleşiyor, diye — düşündüm. Çatı da çatır, çatır da çatır... Bu im- Seli kalnlı. gürültüler sağdeki bir lo- “adan geliyor... Belki onlar da... de- Meke, düşünmeğe © kalmadı yukardan Şe köküme bir şeyler düştü, Elimi at- tm. Baktım. Bir fıstık kabuğu. «Bu fistik kabuğu da nereden çıktı? 3“ #ağirmşken bir de dört yanıma t ak astım ki, çat çıt, çatur çutur, ça Ön da çatır, sesler almış yürümüz. ümde, arkamda, localarda bir yan- “Ynanan oyuna bakıyorlar, bir yan- Tarzanın arkadaşları dan kabak çekirdeği, fındık fıstık, si, mit yeniyor. Bir şaşırdım, bir afalladım. Ben de oyunu bir yana bıraktım, bu tiyatroda fındık fıstık © yiyenlerin suratlarını göz“ den geçirmeğe başladım. Tiyatroda — seğlencelüüik şam fıstık» yenir, yenmez diye uzun uzadıya söz edecek değilim. Eğer Şehir tiyatrosu bu fıstıkçı | gelicilerinden kurtulmak, oyun oynarken kabak çekirdeği yedir. memek - istiyorsa, bunun bir tek pra- tk yolu var, Küçük el aynaları satın almalı, bunları biletle beraber vermeli, Eğer bir yandan şam fıstığı yiyip bir yandan oyuna bakanlar arasıra bu el 4ynalarında kendi suratlarına da ba- Karlarsa bir daha böyle bir nesne ka- yıştırmazlar sanırım. Çünkü onlar ça- tur çulur fıstık yerken, ben yüzlerine baktım onların, £ Tarzanın arkadaşları | geldi ogözümlün önüne, Darvinin anlı sanlı düşüncelerinin ne kadar doğru ol duğunu anarak, gülmekten katılacaktım, Orhan Selim la alâkadar olan ziraat vekâleti İ müsteşarı bay Atıf bu dört nokta üzerindeki tahkikatını ikmal et mek üzeredir. Şimdiye kadar alı- nan neticeye göre buğday işinde bir suiistimal olmadığı anlaşılmış, sadece defter ve kayıd işlerinde bazı alâkadar memurların vazife- lerine karşı lâkayd kaldıklarına tesadüf olunmuştur. Bu arada buğ- day ambalarında iki buçuk sene- denberi bir tek deftet üzerinde muamele yapıldığı da anlaşılmış ve bu vaziyetlerin Ankarada alâ- kadar müdürlerin muamelâtı tef. ti etmemesinden ileri geldiği tes- bit olunmuştur. Tahkikat simdi de bu noktadan genişletilmektedir. Tekirdağ, Uzunköprü ambarla- rındaki bir kısım buğdayların un haline getirilmesinde bir komis- yon kararı bulunup bulunmadığı da tetkik ediliyor. — Se 0 — Arkadaşın yanan maddeleri tahtaya yazdı, söyle bakalim!... sen de patlıyan maddeleri — Terkos borulan!...