ammasırır / Tarihten meraklı bahisler Istanbulda ilk işle- yen tramvay nasıldı 'Tramvay, ilk defa bundan dok- san 'ki yıl önce Amerikada Luba adında bir Fransız tarafından icat edildi. İcadımndan 18 yıl sonra da Trenadımnda bir Amerikalı İngil- terede tramvay hatları kurdu ve işletti. Fransada ilk tramvayı Lu- ba kurdu. Tramvayların elektrik- lo işletilmesini ilk icat eden To- vas Dvau Fort adında Amerikalı bir ameledir, İstanbulda — atlarla çekilen tramvay ilk defa 1849 yılında, ya- ni 'cadından tam 20 yıl sonra işle- meğe başlamıştır. Elektrikle işli- yen tramvay evvelâ Şamda, sonra Selânikte ve 1329 hicri yılmda da İstanbulda kuruldu. İstanbulda tramvayım elektrikle çekilmesine başlanmadan önce, Balkan harbin de bir sene İstanbul tramvaysız kaldı Bu da beyg'rlerin harp es- nasında cephede kullanılması ne- ticesi olmuştu. Küçük bir elektrik fabr'kasıyle ilk elektrik tramvay arabası işletildi. Bu tramvay, ev- velâ Tüncl — Şişli sonra Karaköy Ortaköy arasında işlemeğe başla- dı. .. » Istanbırlda görülen yangınlar hemen h'e bir memlekette görül memiştir. En büyük yangınlardan bir kaçını sayalım: 1780 de çıkan bir yanem İstanbulun yarısını yaktı. 1831 de Beyoğlunda çıkan bir yangın, bu semtin yarısını yak- tı. Beyoslunda 'kinci büyük yan- | gin 1870 de çıktı. Bu yangmda bir çok da insan telef oldu. 1911de Beyaztt'a cıkah bir yanıgın binler- ce ev yaktı. Bu yangında Aksaray bir kül yığımı halinde kaldı. Bü- tün Fat'h mahallesini yakan yüz- lerce cami, binlerce evi harap & den yangın 1917 de çıktı. 1921 yangını Üsküdar tepelerini, 1922 yangını dâ Haydarpaşayı yaktı. .. * Istanbul denizi tarihin muhte- Hf zamanlarında donmuştur, Hat- tâ bir tarihte köprüden Kasımpa- şaya denizden buz üstünden gidil- diği olmuştur. İstanbulun fethin- den evvel ve sonra vukubulan donmalar ve tarihleri şunlardır: 401 yılında boğaziçi ve Haliç 20 gün donmuştu. 739 da Boğaziçi baştan başa dondu. 753 de Boğaz- içine büyük buz parçaları indi. 755 de Karadeniz, Boğaziçi, Ha- liç, Marmaranın şimali tamam'y- le dondu. 763 de sular — sahilden yüz adım ilerde donmmuş, Karade- nizde buz parçalarınımn çözülmesi © kadar şiddetle olmuştur. ki bu parçalar Boğaziçinin ağzımda b're birlerine yapışarak aşılmaz bir set hal'ni almıştır. Bu tarihte insanlar ve hayvanlar, yürüyerek boğazın bir tarafından öbür tarafma ge- mişlerdir. Bu buz parçaları, Saray burnundaki surları bile yıkmıştır. 928, 934 de Istanbulun etrafında- ki deniz donmuştur. 1232 de Bo- ğaz'çi ile Haliç tamamiyle don- muştur. Bu hal 1620 de de vuku- bulmuş ayni şekilde bu sular don- muştur, 1669 da Boğaziçi ile Haliç kısmen donmuştur. 1823 de Hal'ç tamamiyle don- muştur, 1862 de de Haliç içlerine buz parçaları gelmiş, 1878 de Rus harbi esnasında İstanbulda görül- memiş soğuklar olmuş den'z ke- narları tamamiyle donmuştur. İstanbulun en büyük kapalı sah rıncı Yerebatan Sarayıdır. Vaktile Mayıstan Birinçi teşrine kadar altı ay, Topkapı bahceler'nin suyu hep buradan giderdi. Burasının eski ismi Bozil 'ka'dır. Burada ilk za- manlarda “Süleyman,m heykeli bulunmaktaydı. Makedonyalı Bo- zil, bu heykeli er'terek kendi hey- kelin! koydurmuştu. Sahrmcm iç uzunluğu 140, gen'şliği 70 metre- dir. Sahrıncın içindeki sütunların yekünu 336 dır. Bunlar, her biri dörder mette aralıkla ve her sıra 28 sütundan 'barettir. Sütunlar on iki sıra üzerindedir. Sütunların u- zunluğu sekiz metredir, N. A, Okan üsadiştanda İngyilla memurlarının ea büyük evlencelerinden bırı 4 sırlında ava çıkmaktır. Resimde bir avcılar heye'i bir nehirden ge- ten görülüyer, süren çiftçinin bile radyosundan ayrılamadığını l-a rlasını söylersek bizim bu hususta Amerikalılardan pek uzak olduğumuzu herhalde kabul edersiniz! HABER — Akşam Postası Hayvanlarda zekâ var mı? Hayvanlarda “hatıra,,nın bulunduğu inkâr kabul etmez bir hakikattir ! 6 Birincikânun tarihli gazetede çıkan yazımızda hayvanlar üzerin- de yapılan meraklı -tecrübelerden bahsetmiştik, Bugün de ayni mev- zu üzerinde devam ediyoruz: Aşağıdaki tecrübede, hayvan noktayı azimetten, vaziyetin bir kısmını göremiyor. Fakat bittec » rübe onu biliyor. Bunu bazırlıyor. Burada dolambaç tecrübesi hay- van için çok duha güç oluyor. Sultan koridordan geçerek A salonuna sokulur ve derhal B ka- pısı arkasından kapanır; - tecrü- beyi yapan, onunla beraber pen- cereye yanaşır; onu hafifçe açar ve elinde tuttuğu bananı — (muz) maymuna göstererek pencereden dışarı atar, Maymun pencerenin yüksekliğinden dolayı bananm ne reye düştüğünü bittabi. göremerz. Pencere kapanır kaprumaz Sul- tav B kapısmı iter koridora çıkar ve oradan C kapısını açarak bah- çeye çıkar; bananı nrar ve bulur, Ayni te:rübe daha basit imtihan - larda wmuvnffak olan bir dişi kö » pek ile tekrar edilir. Bu köpek maymun kadar muvaffak olduğu- nu göstermiştir. Âlet istimali: — Eğer şempan- ze ile meyva arasında bir demir parmaklık olur ve dolambaç ile oradan çıkamıyacak bir vaziyette | bulunursa tecrübeye tabi tutulan | hayvan buvu ancak bir âlet vası - tasiyle alahilir. Sicim, İp ile tecrübeleri — Ba » sit vak'alarda sicim ip gibi âletler meyvanınm üzerine bağlı olup ta u- cu kafes içinde ise ip isterse 3 met- re uzun olsun, hayvan derhal me- | seleyi halleder “derhal vaziyeti tetkik eder ve ipi çekmeğ başlar ve hayvanın nazarı meyva üzerin- de olur. İp ile iştigal etmez.,, Meyva bir sicim ile bağlı olur ve öteki ucu şempanzenin bulun - duğu kafese kadar uzanırsa hay - vanı şaşırtmak için daha bir kaç tane boş sicim ilâve edilir, ve uç - ları meyvaya yakm olarak brrakı- lır. Bir insan derhal ucu meyvaya bağlı olanı çekmeğe başlar, Hal- buki şempanze bütün ipleri birer birer tecrübe eder. Meyvaya bağlı |olmayan bir ip olsa o zaman may- | uun onu çeker veya çekmez; eğer | meyva ile ip arasındaki fasıla çok | iso çekmez arz is çeker, yt . 0/“ yeif N ',H-B Bastonlarla tecrübeler: — Baş- ka tecrübelerde hayvanın bulun - duğu kafeste meyvaya bağlı olan bir ip veya sicim yoktur; yalnız meyvayı çekebilmek için bir bas - ton vardır. Tschögo odasında, bir çok bas - tonlar olan kafese girer ve elinin uzanamıyacağı kadar uzakta bir banan vardır. Elini demir parmak lıktan uzatır, yatar; yatmış olarak meyvayı yakalamağa uğraşır, ya - rım saat böylece didinir; o zama- na kadar Lastondan bir fayda gö- receğine akıl erdiremez. Bu aralık dışarda, kafesin etra- fını dolaşan Şempanzeler meyye ile alâkadar olmağa ve ona doğru yaklaşmağ — abaşlar — başlamaz Eschigo birdenbire kalkar, mey- vasını elinden almağa yaklaşan genç arkadaşlarının kendisine ver diği intibah ile bastonu yakalar ve gayet mahirane, meyvayı eli- nin yakalıyabileceği bir mesafeye kadar çeker, Nueva ayni şeraitte bulunduğu zaman, elini uzatır, acı acı İnler, harekâtını takip eden müşahide yalvarır gibi bakar, elini ona uza- tır ve meyusane kendisini yere vurur, Yedi dakika sonra, bas- tonlar gözüne ilişir; meyusiyeti za il olur; bir baston alır ve özendiği meyvayı kendisine doğru çeker. Bu tecrübeler tekrar edilince hay- wanlar üçüncü defasmda derhal bostonu yakalar ve meyvaya ka> vuşur, Bastona benzemiyen ve fa- katayni maksatla kullanılabile- cek, tel, taş, uzun mukavva — gibi maddeler şempanze için meyvayı almak içis yapılmış âletlerdir. ve bunları gayet mahiran& kullanır. Sandalye, masa ve merdiven ile tecrübeler, — Eğer hayyanın almak istediği şey çok yüksekte ise ve şempanze dolanarak o şeyi alamıyor ve atlıyarak ona yetişe » miyorsa maksada erişmek için et- rafında bulunan müteharrik eşya- dan istifade edebilir mi? Genç altı hayvan tavanı tahmi » nen iki metre yüksek olan bir oda- dadırlar; odanm ortasında tahta- dan yapılmış ve bir tarafı açık 0,50 santimetre yüksekliğinde bir sandık vardır, Tavanın bir tarafı- na bir Muş asılmıştır. Şempanze - ler atlıyarak meyvayı almak - için beyhude çalışırlar; fakat Sultan bu beyhude atlamalara teşebbüs bile etmez, odanın etrafında — dö. ner, sandığın yanında durur, onu yakalıyarak maksada doğru sü- rükler, üzerine biner ve atlıyarak meyvayı yakalar. Öteki hayvanlar gözlerini meyvaya dikmişler ve sandığı görmemişlerdir bile.... Başka bir tecrübede Sultan o - dada yalnızdır ve meyva — daha yüksek bir tavana asılmıştır; yer- de yanyana iki sandık ve bir. kaç baston vardır. İlkönce Sultan eli - ne bir baston aldr ve bumunla mey vayı yakalamağa yeltendi; mu- vaffak olamayınca kızdı ve duva- ra tırmanmağa çalıştı nihayet yo- ruulnca iki sandığın yanında bulu- nan bir masa fizerine oturdu. Et « rafma bakmdı ciddiyetle düşünen bir adam gibi başmı kaşıdı; he men masadan İndi, bir sandık ya- kalryarak meyvanın altına koydu ve eline bir baston alarak üzerine bindi ve bu suretle meyvayı düşü- rebildi.. Ertesi günü bastonlar or - tadan kaldırıldı, sandıklarla — bir masa ve meyva yerlerinde bırakıl- dı, Bu masa evvelki tecrübede hiç bir rol oynamamıştı. Sultan meyvaya doğru bir san- dık çekti, ve gözle mesafeyi ölç- tü ve..... Üzerine binmedi; çünkü binecek olsa meyvaya yetişemiye- cekti. Bunun üzerine nazarı, ikin - ci sandığa ilişti, onu da çekti ve pek beceriksiz bir biçimde ötekisi- nin üstüne koymağa yeltendi, Bu- na muvaffak olamayınca müthiş bir öfke buhranı geçirdi. Yavaş yavaş öfkesi geçti, sakin bir vııi-Ş yet aldı ve o zmaan masayı gördü ve ne işe yarayabileceğini takdir etti, onu çekti; fakat üzerine o ka- dar çabuk binmek istedi ki masa devrildi; bunun üzerine bütün ce- saretini kaybetti ve artık devam- dan vazgeçti. Başka bir tecrübede masa yeri- ne bir merdiven konuldu. Sultan bir kaç saniye içerisinde merdive- ni yakaladı ve fakat bir. adamın yapacağı gibi merdivenin yukarı nihayetlerini meyvaya yakın bir yere dayıyacak yerde onu meyvar nın altına amudi bir vaziyette ge- tirdi ve yan direklerinden birisini boylu boyunca duvara tatbik ettiş: - bu müvazenesiz merdiven üzerine, kendi çevikliğinden istifade ede- rek bindi ve meyvayı yakaladı. Sultan bir defasında — sandık, merdiven yerine bir insanı kendi- sine âlet etti. Bir tecrübede Sultan myvanm altma sandık, sandalye we merdiven koyabilmek için u - zun zaman çalıştı; muvaffak ola - madı, ve meyus olacağı bir anda odada hayvanı takip eden müşa - hit hayvana doğru ilerledi; birden bire maymun sıçradı ve müşahidin elinden tuttu ve onu meyvaya doğ ru çekmeğe başladı; müşahit bu - na muvafakat etmeyince hayvan öfkesinden kudurmuş bir hale gel- di. Sonra yavaş yavaş sükünet buldu, tekrar müşahide doğru iler. ledi, onu meyvaya doğru çekti; o- mızlarına bindi ve meyvayı yaka- ladı. Bundan şonra yapılan teerü - belerde hayvan daima ayni kolay- lıkla meyvayı almak için müşahit- ' ten istifade etmek istedi. Müşahit rıza göstermedikçe hayvan müt - hiş öfke buhranları geçirdi. Do- lambaç tecrübesinde, baston gibi âletlerin kullanılmasımda, topog - rafinin ve hatıranın büyük bir rol oynadığını gördük, Yukarda bah- settiğimiz sandık, masa ve merdi- ven hayvanın bulunduğu — odada bulunmuyorsa şempanze meyvayı yakalamak için uzun müddet ça - lışır, muvaffak olamıyacağını an- layınca iskemleyi sndığı, merdive ni hatırlar, derhal koridora koşar. Bunlardan birisini yakalar ve üze- ine binerek meyvayı yakalar, Bü - tün bunlar hayvanlarda hatıranın bulunduğunu inkâr edilemiyesek bir surette ispat eder, Profesör Mustafa Santur