27 Aralık 1934 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

27, İLKKÂNUN 1934 PERŞEMBE Atatürk'ün ayak bastığı sündenberi Anka- ra uğura kavuşmuştur. Bütün Türkiye'ye örnek Ankara, bu mutlu varışın on beşinci yıldönümünü bugün candan kutlayacak- tir. AAAT AAA Ç ZMT | ON BEŞİNCİ YIL. No: 4823 Adımız, andımızdır. Her yerde 5 kuruş Gündelik YAZI DİLİ HANGİ KONUŞMA DİLİYLE BİRLEŞECEK? Atay, son günlerde h yu.rdun dürlü bucaklarından gelmiş birkaç yazıyı göstererek sorüyor: — Bunları ne yapıyn_n:-' oku - yorum, anlayamıyorum; içindeki sözleri dergiden arıyorum; orada da kimisi var, kimisi yok. .H_er kent'de oturan, oranın işze_l _dılıle yazarsa ne yolda birbirimizi an - hyacağız? Ka ) Bugyazıları okurken, içimde şöyle bir korku uyandı: Hi — Türk budun dilini ileri bir durakta birleştirmek istc_!rken, dı". limizi bilmiyerek, istemiyerek bü- tün bütün dağıtıyor muyuz? —— Hayır! Ne boyle bir ıs!:e_gımı.z var, ne de böyle YBP"jB_ı_K için bı_r gereklik... Yalnız, g_ı_ıruluy_vor ki, bir yanlış anlayış onundey:?: Yazı dilini elden geldiği ka - dar konuşma diline ygklâgtnaca. ğız! dedik. Bundan dönmüyoruz. Ancak, konuşma fiılıle neyi anla- dığımızı iyice belırtmek_gerek. Yer yüzünün her yerinde, _köy. den köye, kentten kende değişen bir takım konuşumlar _Val'dn'. En ileri denen dillerde bile, yer yer öyle söyleyiş değişimleri göze çar- par. Yurdundan _B?'nlmamış bir Bretanya'lının dılı_n'l,_ oralarda bu- lunmamış bir Paris Ki anlamakta .- .ık eker' guğılıı:ıu: böyle olması hiç bir dilde her köylünün kendi kovnu!nııaun. $ ağızla yazı yazmağa yol aç « daki eğildir. Bizde de dil devri. minin amacı, dili sayısız yerli a - ğgızlara parçalamak olnm_az. Hiç unutmamalıyız ki söz söy- lemekle, yazı yazmakla ilk iste . nen düşüncemizi, _dllysumuzu an- Tatmaktır. Yazdıg_[mııı okuyn_?, söylediğimizi dinliyen, ne dedi- ğimizi anlayamazsa — Yazımızın, sözümüzün değeri yok demektir. “Türk dili devrimi, öyle bir türk dili yaratmak istiyor ki yer yer, oymak oymak görülen degışıklıls. lerin üstüne çıkarık. e.lden geldi- ği kadar çok türk © dille anlaşa - bilsin! ) : Si Söz söylerken, ls"?î söylediği: Mizi düşünmez miyız* _B'f çoâ“' ğa söylerken başka, yetişkin a a ma söylerken başka İ“fl“ myde- mez miyiz? Gözümüz om_ım.ie u- ranların ne değerde, ne _bılgıde, ne anlayışta olduğunu biliriz. Ancak, sözü radyoda söylersek, yahut ya- zarsak, onu dinliyecek, ok_uya_ca_k kimseler çoğalır; değerleri, bilgi- leri, anlayışları değişir.ı Öyle o- lunca bunun en azını göz ogun_e alarak, onun da anlıyabileceği İ.)_ıf dille söylemek, yazmak gerekliği önünde kalırız. Urfa'dan yazan, kendi ağzmı bilmez bir yurddaşa o ağızla ya- zarsa sözünü anlatamaz. B.un!" düşünmemek, dilin ulusal değeri- ni bilmemek demek olur. : Türlü yerlerin türlü deyişleri ara- sındaki küçük küçük ayırdımlar bir Yana kalsın; bunların hepsini için- de toplıyan bir dil vardır ki onun- la istanbullu erzurumluya, vanı_! İzmirliye, Edirneli maraşlıya di- Yeceğini anlatabilir. İşte yazıda canlandırmaya çalışacağımız dil, bu ortak konuşma dilidir. Bunu göz önünden ayırmama- İyız ki yazılarımız anlaşılmaz ol- Masın! Bu yüzden eyi bir sözü- Müz varsa elden gitmesin; bir di- ©ğimiz varsâ yerine getirilebil- sin! İşin içindeki yanlışlık işte bu anlaşamamazlıktan ileri geliyor. Tarama Dergisine geçmiş ol- Makla bir yerin ağzındaki bir söz, © Sütün türklerin dil varlığı içine On beş yıl önce bugün Ankara en bahtlı gününe kavuşmuştu. O gün bugündür, 27 ilkkânun tarihi, gönüllerimizde orunc ve gözleri- mizde sevincle kutladığımız sayı- h bir gün olmuştur. Mayısın on dokuzuncu günü Samsun'a ayağını basan Atatürk, yurdun birkaç yönünü dolaşıp u- lusun yüreğinde biriken güreli duygulara yeni ve tükenmez bir hız verdikten sonra ilkkânunun 27 sinde Ankara'ya ulaşmıştı. O gün Ankara, Türkiye'nin en mutlu sehri olmuş ve o günden sonra türk yurdu da acunun en mutlu ü 'resi olacağına bir daha inanmıs'tı. Dışar lan bakanlar, türkün özü- nü ve Atatürk'ün büyüklüğünü se- zemiyenler, o günlerde tarihin dalgaları altında büyük bir ulusu boğulacak sanıyorlardı. Bundan on beş yıl önce ilkkâ- nunun 27 sinde Ankara'ya ayak basan Atatürk, Ankara'da dalga- lanan ve bütün yurdu gölgesinin altına toplayan bir bayrak gibi, mızdan Bay Saib'in çizdiği ve Ankara Halkevinin alırp salonlarına astığı büyük tablonun bir örneğini &wo ha Atatürk'ün Ankara'ya geldiğini onbeşinci yıldönümünü kutluyoruz tarihin yürüyüşüne türkçe bir yö- nelme verdi. Türkler ilkkânunun her 27 sinde o büyük hâdisenin sevinc ve oruncunu yüreklerinin tâ içinde duyacaklardır. öi Dünkü sayımızda da bildirdiğimiz gibi bu mutlu günü bütün Ankara can. dan kutlıyacak ve gece saat yirmi bir- de de Halkevinde bir müzikal - Festival verilecektir. Ankara Halkevi Başkanlığı bu festi. vale davet ettiği kimseleri siyah elbise ile gelmelerini dilemektdir, Atatürk'ün, Bundan on beş yıl önce, Ankaraya geldiği 27 ilkkânun günü, yapılan karşılamayı temsilen genc ressamları- sunuyoruz, Anadolu Ajansının bir tavzihi Ankara civarındaki bir alayın deneme seferberliği dolayısiyle nadolu Ajansı tarafından gaze- teleı:e verilen havadisin bir yaban- C€t ajansı tarafından bize atfen yanlış bir tarzda neşredildiği bu- raya gelen Avrupa gazetelerinden anlaşılmıştır. O haberimizde 12 aı_l:ı_ karş_ısmda asker tahşid edil- diği şeklinde hiç bir fırka mevcud olmadığı gibi esasen bu yoldaki habçr de hiç bir hakikate istinat etmiyen musanna bir iddia oldu- ğundan keyfiyetin tavzihine lü- zum görülmüştür. girmiş c:lıîıaz. Tarama dergisi yal- nız o sözün o yerde varlığını or- taya kf)ymuştur. Bütün türklerin biribirine anlatmak - için söyliye- cekleri söz, gene bütün türklerce bilinmiş sözlerden olmalıdır. Yazılarımızda böyle yerli ağız- lar kullanmak, bir türlü bilinmez- severlik (*) tir; gelip geçici bir saldırıştır. Yoksa bir ulus'un or- taklaşa dili, bir iki yerin özel söy- leyişinden değil, bütün ulusun or- tak düşünüşünden, birlik - anlatı- şından doğar. Bunun bir ayak önce anlaşıl- ması, dil devriminin 'doğru yürü- yüşünde büyük bir ileri adım ©- lacaktır. Nİ İ. Necmi DİLMEN (*) Bilinmezseverlik, garabetperes- ti'dir diye kullanılmıştır. italya-Habeşistan Fransız ve İngiliz kaynaklarına göre İtalyanlar Habeş topraklarında ilerleme ktedirler İtalya bu duyumların doğru olmadığını söylüyor ' Londra, 26 (A.A.) — Habeşistan'dan gelen bir tebliğe göre, — italyanlar Radirden habeş arazisinde bulunan ada * —hil HDGA KG | Paris, 26 (A.A.) — Maten gazetesi. ne göre italyan kıtaları Habeş toprakla. rıtıda ilerlemektedir. Habeşistan'ın bu : uluslararası derneği genel kâtib ya bir yolu yap lar, Af? *ı de işgal etmişlerdir. İtalyan tay yareleri Gurrloguli”de Habeş kıtaları - nın üzerinde dolaşmaktadırlar. Habeş makamları yeni bebiyet vermemek için emir almışlardır. Öte yandan bir italyan bildirimi, Ha. beş topraklarında italyan kıtaları bu - lunduğunu tekzib etmektedir. hadiselere se liğine verdiği nota bugün bütün hükü - metlere yollanmıştır. İtalyanlar tekzib ediyorlar Paris, 26 (A.A.) — İtalya elçiliği, italyan kıtalarının Habeş toprağında ha reketleri hakkındaki duyumların tama- men asılsız olduğunu bildirmektedir. Fransız - Sovyet anlaşmasmın metni Moskova, 26 (A.A.) — Doğu andlaşması hakkında 5 ilkkânun- da Cenevre'de Fransa ile Sovyet ler Birliği arasında imzalanan pro- tokolun metni şudur: “Fransa cumurluğu Dişarı İşler Bakanı ile Sovyet Rusya Dışarı İşler Halk Komiseri, hükü tle- rinin müteşebbisi bulundukları bir (Sonu 2 inci sayrfada) Kurultayda kaç saylav olacak? Vilayetlerden İçeri İşler Bakan- lığına gelen düuyumlara göre say- lav seçimi işinin bugünkü durumu şöyledir: Nüfus defterlerinin teftiş he- yetlerince tetkikleri bitirilmiş ve cetveller ülkenin her bucağında 22-12-1934 günündenberi askıya çıkarılmış bulunmaktadır. (Sonu 6. ıncı sayıfada) Kubilay âbidesi Açılma merasimi İzmir, 26 (A.A.) — Yıldızçepe— de Kubilay Menkü taşının açılışı bugün yapılmıştır. Saat 13,15 de Basmahane durağından kalkan ö zel bir tren memurları, muallimle- ri, fırkalıları ve pek çok gencleri Menemen'e götürmüştür. Aynı za- manda Manisa'dan kalkan diğer özel bir tren de Menemen'e gel- mitşir. Tam saat 14,30 da herkes men- kü taşı çevresinde yerlerini almış- lardır. Açılış resmine istiklal mar- şı çalınmak suretiyle başlanmıştır Askeri merasim bittikten sonra C. H. F. Genel Kâtibi Bay Receb Peker alkışlarla karşılanan bir söylev söylemiş ve menkü taşını açmıştır. Bay Receb Peker'den sonra genc bir zabit ile muallim- ler tarafından söylevler söylen- miştir. Bay Receb Peker ile bu sabah İstanbul'dan gelen Bayan İffet ve İzmir acarlarından - muallimlerin- den - Bayan Vedide'nin söylevleri alkışlarla karşılanmıştır. Söylevler bittikten sonra yüz- den fazla çelenk ve çiçekler men- kü taşma konulmuş ve üç el silah atılmak suretiyle merasime son verilmiştir. Havanın pek çok yağ- murlu olmasına rağmen merasim- de on binden fazla halk kütlesi bulunmuştur. Dün Menemen'de Kubilay abidesini gü- zel söyleviyle açan C. H. F. Genel Kâtibi Bay R. Peker'in böyle bir toplantıda alınmış bir resmi Bay R, Pekerin söylevi İzmir, 26 (A.A.) — C. H. F. Genel Kâtibi Bay Receb Peker Menemen'de Kubilay abidesini açarken aşağıdaki nutku söyle- miştir: — Öz arkadaşlarım, Bizim yaşayışımız için dünyalar değer kıymeti olan ve başkalfırı- nın göziyle de üstün değerler ifa- de eden türk inkılabının korun- ması yolunda başını vermiş o- lan koca- yiğit Kubilay'ın ve o- (Sonu 6. mncı sayıfada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: