D Y$ S z 3ÜYÜUK e ğ WE Ük ü Kadir Can BDanil ÂYI h- KiC ino, Venedikli ge- yretten hayrete DENİZ KOMANI in Yavrusu — düşürüyordu an biri kırık bir Icü-[ ty 7 İx ona saldır| ma kullan- n — bir e fırlat larmı çe- ı an gel- ı faydasız- geminin gü-| rayı gururla| du. Doğrusu hayatında | ilk defa ak bu kadar kolay bir| zafer kazanmıştı. Hiç şuphcıiz? bu da mülâzim Paolinonun çevik- liği, kuvveti ve zekâsı sayesinde| idi. — Böyle bir genç, denizlerde kaca bir hazine kadar değerlidir. Afer lhıyat... İşte anafor- dan tam dokuz tane ayı gibi for- zardan almak isteseydim del sa!... F hiç & n Manitelli böyle düşü balıkçıyı tokat ve yum- çabucak gemiye aldı- bakmadan gene nda vermeğe başla- mıştı. ptan Manitelli onun da- ha neler yapmak istediğine akıl| erdirememiş, alık alık baka kal- miştiı. Yoksa hep böyle yapacak ve onlara iş kalmıyacak mıydı?.. Fakat biraz sonra ne yapmak i anlaşıldı. Çünkü Seo, w sayıktan biraz ayrılmış, geri- miş, sonra birdenbire üzerine yerek baş tarafiyle ona çarp- mıştı. Kayık hatırı sayılır bir ça- tırdı ile kırılmış ve denizin dibini boylamışt. Kaptan — Manitellinin gözleri! takdirle büyümüştü 'Tayfalardan geminin bordasndan sarkarak, kayığa çar: pan yerde bir zarar olub olmadı-| &ma bakmışlar ve iz bile olmadı-| ğmı görmü . Buru kemen! kaptana söyl: ikisi | mışlardı. terbiyeli ve âsil bir gençsiniz... Yaptığınız hizmetten dolayı ben| size teşekkür etmeliyim... Bu ak- şerefinize bir viyafet vereco-| fen kabulünü rica ederim.! Şimdi ikinci kaptan sizin her tür- lü istirahatmızı düşünecektir. Bir kaç saate kadar hem elbiseleriniz| kurur, düzelir, hem de dinlenirsi- niz!... Haydi dostum, akşam gü- neş batmadan evvel kamaramda buluşuruz!... Yeniden el sıkıştılar. Kaptan Manitelli biraz ileride duran ikinci kaptan Benittoya döndü: — Söylediklerimi duydunuz de- ğil mi?... Kamaranızı hemen kah- raraan mülâzim Paolinonun emri-| ne vereceksiniz... Rahat etmesi i- çin de ne lâzımsa yapacaksınız!... Yarım saat sonra kendim oraya kadar gideceğim ve göreceğim... Havdi Benitto, Seonun ne kadar misafir seven bir gemi olduğunu| ona göstermelisiniz!... | Ikinci kaptan öne düştü. Mülâ. : m Paolino onun arkasında yü- | rümeden evvel Sinyor Manitelliye | şunları söyledi: — Türk esirlerine çok dîlduî( etmeli muhterem kaptan!... Bun. lar şeytan gibi olurlar, hiç umul.- madık zamanda, hiç umulmıyan yerlerden fırlayıp kaçarlar... On- ları hemen zincire vurmak değilse kalın organlarla sımsıkı hıilunı-f erdinonun kimin yedinde ise 45 h ve anbardan dışarıya çıkarma- malı!... — Siz hiç merak etmeyiniz!... Onlara ben kendim bakarım. Var- diyanımız açıkgöz bir adamdır. Kuş olsalar uçurmaz!... Dokuz Türk esiri çoktan zincir- lere bağlanmışlar ve kürek çek- meğe başlamışlardı. Bunlar, o za- mana kadar görülmemiş derecede uysal insanlardı. Hiç bir kaba- hatleri olmadığı halde sadece kar- kutmak için çıp'ak omuzlarına vu rulan kırbaçla » — aldırmamışlar, sadık bir köle gibi işlerine başla- Bu gidişle hiç dayak yiyeceğe banzemiyorlardı. Kaptan Manitelli onların yan- Tarına indiği zaman, hepsinin deı bütün diğer esirlerden daha kuv- vetli ve canlı olduklarını gömüg.ı | Küçük ilânlar KAYIB ARANIYOR İslimyeli Ethem kızı Hatice bundan 22 sene evvel Bursada Filibeli tuzcu sağır Hafızın ev- lâtlığı olarak orada kalmıştır. Ab- lası Şehriban ve kardeşi Mehmed Ali kendisini arıyorlar. İzmir Karşıyaka Şayeste sokak No. 68 ze haber verilmesini yalvarıyor - lar, B SATILIK KÖŞK: İki bölü- ğe münleasim 16 oda, iki salon, üç sofa, büyük bahçe, kuyu, Sarnıç | elektrik, havagazı, terkos. Tram- vay durağının karşısında. Ad. res: Kızıltoprak Iİhlamur cadde- | si No, 101, İçindekilere müraca- at. 780 liraya salılık hane On İira kira getirir kârgir bü- tün evsafı havi ve yazıhane yapıl- mağa elverişlidir. Galata Ferme- neciler Hacıfoti sokak numara 7. | Konuşmak istiyenlerin Galatada Şirketi Hayriye üstünde köşede berber Avni beye müracaatları. (3613) İstanbul asliye birinci ticaret mahkemesinden: Galatada Mumhane sokağı, 59 No. da A. Mandeğu Efendinin | hamili bulunduğu ve Lloyd Tries- | tino kumpanyasından 4 — 5 — 932 tarahinde alınan ve Viyana vapurunun yedinci seferile vürud eden 7468 No. ve M. C. O, mar- kalı Madara 158 Kg. sikletinde- | ki ebonit kâğıdı ve muşambayı muhtevi gümrük ordinosunun za- yi edildiğinden bahsile iptaline karar itası talep edilmiş, mezkür gün zarfında mahkemeye ibrazı- na ve ibraz edilmediği takdirde iptal edileceği lüzumunun gazete ile ilânıma mahkemece karar ve - rilmiş olduğundan bermucibi ka- rarı muhakeme keyfiyet ticarct kanununun maddei mahsusası mucibince ilân olunur. (3484) Ozürün özürü Dünkü nüsbamızda Refii Şükrünün Tutum yazısımım sonunda bir gün ev - velki ökonomik maknlenin tertip ha- talarını işaret maksadile “özür,, başlı- ğ altında yazılan bir kaç satır yardı. Gene tertip hatası ve talisizlik eseri olarak “özür,, kelimesi Refit Şükrü- nün soy adı yerinde kullanılmıştır. Bu kelimenin soy adı ile alâkası ol- madığı bellidir. Bu yanlışlığın tashi * hini de faydalı buluyoruz. — Yazan: Aka Gündüz l No. 47 — ÖOlümü öldürme formülünü denedik. — Bana sormadan! İ — Evet. Ne çıkar? Siz onu in-| sanlar için bulmadınız mı? Biz de! insanız; diplomat değiliz a. — Darılmayınız profesör. — Darılsın ne çıkar? O bizim profesörümüz. Bulduğunu kimde | deneyeceğiz? Hayvanlarda mı? Onlarım yaşama kayguları yok.| Hangi gürbüz adamı çağırır da| (gel sana ölüm #ırıngası) yapa-, lım, deneyelim bakalım, sağ mı, kalacaksın ölecek misin? diyebili-| riz. İşte burada bir Ömikro var ki on yıldanberi iğne ipliğe döm!ü.l Yaşamış kaç para eder, ölmüş kim | acır, Hem artık sevgilisi falan da yok. Adamcağız evleneli dokuz buçuk yıl oldu. Varsın ortalıktan bir Omikro eksik olsun. Kanbur kız, yürekten gülerek şaka etti: — Benim yerime ten yaşa Öme- ga. — Ben de senden geri kalmam. Al gel bende de dene, Gövdem kalın diye bir değerim var sanma. Profesör üç dört gün çalışama- dı. Günde beş altı övün, Om'kro- nua ateşini, yüreğini, nabzım vyok- | luyor, sonra dalgın dalgın bir. ki- taba yaslanıp kalıyordu. Dördün- cü gün saat sekiz.. Sekizi beş ge- çiyor.. Sekizi on geçti.. Sekiz bu- çuk! Profesör buruşuk bir kâğıdın üstündeki civa damlasına döndü. Saşkın şaşkın dolaşıyor, bir yerde duramıyor, biteviye koridor kapı- sına bakıyordu. Omikro henüz — gelmemişti! Bunca yıldan beri ilk kez olan bu| gecikme nedendi. İşi ile uğraşan Ömega bile tasalanmağa başladı. Kafası ve sinirleri profesör kadar| dayanıklı olmadığı için sordu: —Büu Omikroya ne oldu? Kxuhi buruna kamyon mu çarptı? | — Bir telefon et, bir telgraf et!| — Kime? Polise mi? — Pansiyonuna. — ÖOmikronun pansiyonuna ! — Onuh pansiyonunda telefon ne gezer! Her odasının üç aylığı- 5000 Alma ve başka dile çevirme Üevlet yasasınca koru'udur. OÖmeşga telefonun başına 8i"| Elini uzattı, Sonra geri çekti. — Telefon etsene! — Profesörüm! Polise ne d! telefon edeyim? Bizim Omikro | tada yok diyeceğim. Çoktantıfi mi? diyecek. Yarım saatten bt diyeceğim. Telefonu adamın li nın şakına yapışlırırlar. Hiç değ se beni deli sanırlar. Herkes rım saat gecikebilir. — O da doğru. Amma bu ne oldu. — Dün akşam, üçüncü güntü İkinci deneme iğnesini yaptık. (Devamı var) Umum noöterlik* lerinin nazarı dikkatine Balat Hacı İsa mahallesinin y€ cadde sokağında 31 No. l hanenin V£ kili bulunan Galatada Topçular € desinde 78 No, İr cczahaneci Dimitif ki Ef ile mezkür hane hakkında lf" mızda 1 — 12 — 984 tarihinden itihâ ren tanzim kılınmış olan kontorat git kavelenamesine dahil edilmemiş mesail hakkında aramızda ihtilaf © hur ettiğinden mezkür kontorat! " imzamın muteber olmadığından 145 dik edilmemesi ilân olunur, l Balat Hact İsa M. Yeni C, S1 No. d? Polis Mustafa (3634) FERAH tiyatrosunda OZAN OPERETİ (Eski Süreyya opereti) Muhlis Sabahattif FA#Rİ GÜLÜNÇ: ISMANL ( UUBULLU Bu gece CÜPPE Operet 3 perde Cuma günü matine 15 da Beyoglııl/lllennudı Istanbul İkinci İera Memur!? ğundan: Bir borçtan dolayi mahcuz " | paraya çevrilmesine karar veri * len yazıhane eşyası ile biri Buik diğeri Fiyat markalı bususi ot9 * mobil ve saire 26 — 12 — | tarihine müsadif Çarşçamba gü ” nu saat 9 dan itibaren Taksim! Milli Garajda açık artırma sur” tiyle satılacaktır. Talib olanları! nı bir buçuk liraya zor kiralayan bir pansiyonun telefonu mu olur? yevmi mezkür ve saatte mahallii” | de hazır bulunacak memururmu — Ne yapmalı öyleyse? Polise| 33 — 609 No. il2 müracaatlari | telefon et. lân olunur. (350) p - vi € YEMEK. TATLI. PASTALAR | göüzleri sevinçle parlamıştı. — Aferin Paolino!... Bu hime- ini hiç unutamıyacağım... Eğer saret| bunlar gibi yalnız kırk tane for- e-| sam cleaydı, Seo bütün Akdenizin! Her sabah ne pişirelim diye düşünürüz. Buna lüzun kalmıdı oraya geldi. Manitelli mülâzim İ — Her gün pişecek yemeklerin ve tatlıların listesini açık ve Paolino'nun nasıl olduğunu, na - H özlü bir anlatışla anlatan sal yattığını, elbiselerinin ne ya (H? Alaturka ve alafranga yemek ve tatli pildiğini, 'çastaşır verilib " veril 'gn Kitabında bulacaksınız. Fiyatı 100 cütlsi 125 kuruştur. Manitell böyle übe ve ce en hızlı giden gemisi olurdu ve| ! ben en sert rüzgârlarla yarış eder-| | dim!... | Diye düşünüyordu. D şimdidan ikinci kaptan ! Baniltoyu Venediğs varır varmaz atlatmamnın ve onun yerine Paoli- | moyu almanın carelerini arryordu. ü sevinç çe ümitle gülümsi- erteye çıktı. Yelkenleri güzol rüzgüra göğsünü ve- k uzun uzun nefes aldı. Son- | ra kıç ka>araya gitti, geniş koltu- | guna kuruldu. Ufuklara bakarak alıcağıma| vakit geçirmeğe başladı. | Gemi, Zanto adasmı geçmiş, Kef nm garbından — şimale doğru yoluna devam ediyordu. Biraz sonra ikinci kaptan da £ milk Sözlerinizden bir şey anlıyamıyo- rum. Cesur olduğunuz kadar da i | mediğini, yarasının bakılıb ba - kılmadığını uzun uzun sordu. Bazı eksiklerin de tamamlan -/ ması için emirler verdikten sonra Grandi direğinin dibine doğru seslendi: — Heeeyyl... Karlo!... Buraya gel!... Tayfaların arasından bir adam yerinden fırladı. Biri yukarıda, bi- ri aşağıda olan omuzlarını sarsa- rak geldi. Bir ayağı kısa olduğu için aksıyordu. Yüzü bıçak yara- leriyle parça parça olmuştu. Dü- zensiz bir çeteleye benzemişti — Buyurunuz sinyor!... (Devamı var) Satış yeri: latanbul Ankara caddesi 157 No. Taşradan Gelecek Siparişlerden Pasta Ücreti Alınmaz INKILAB KÜTÜPHANESİ:Tr TRAS BİÇAĞI Bir tecrübe kâfidir. Her HL | e