Cehil Bayarın sözleri Ekonomi yedigünü nüi bitti. Bu ge- çen günlerde, değerli sözler dinle- dik; yurdun, fabrikacılık, ekin gi- bi gerekli işlerinde, kaç yıldır ne- ler yapıldığını, önümüzdeki yık larda daha neler yapılacağını rendik. Bunların, böyle öğün öğün yurddaşlara anlatılması çok yerin- de oluyor. Çünkü, . geçirdiğimiz, bütün yeryüzünün geçirdiği bu yoksulluk çağında, düşüncelerin en belli başlı sorağı ekonomi iş- leridir. Başka birçok ülkelerde ol- duğu gibi, yurddaşları avutmak, oyalamak sıkısı altında değiliz. Olanı söylemek yapılanı anlatmak güveni arttırmaya yetiyor, sevinc bile uyandırıyor, Onun için bu sözlerin anlamı üstünde arasıra dönüp durmak gerektir sanırız. Dinlediklerimiz, okuduklarımız arasında, Ekonomi Bakanı Celâl Bayarın söylevi çok özlü idi, Tu- tulan yolun ana izlerini bir daha açıkça anlattıktan başka, bize bu sağlam politikanın varımını da gösteriyor. Bunları candan gözle okumamış olanları, bu dolgun söylevin bir iki yerinde durdur. mak isteriz: Dışarı ile alışverişimiz yüksel- miştir. 1930 danberi, alım satım- da her yıl, bir yıl önceye göre yüz- de 15, yüzde 27 gibi - eksilmeler varken, 1934 de, ilk on bir ay için- de yüzde 6 artma vardir. Bu yıl, dışarı satışlarımız, içeri girenden iki buçuk milyon lira daha çoktur, Bundan başka, 1934 yılının ilk on bir ayında yurdumuza dışardan giren öteberi, geçen yıla göre 11 milyon lira üstündür. Bu sayılar, elle tutulur, gözle görünür bir alışveriş artımının canlı damgalarıdır: Anlaşılıyor ki bu yıl, hem daha çok satmış, hem daha çok almışız... Çok alıp çok satmak bir yurdun zenginleş- mesini gösterir. | . Biz, sattığımız kadar almalıyız. Çünkü aldıklarımızın karşılığını ekinle ödüyoruz. Ne kadar çok alırsak, o denlü çok satabiliriz. Celâl Bayarın dediği gibi: «Malı- | mizi alanın malını almak» temel politikamızdır. Salt biz değil, bap- kaları da alışverişte bu türeye da- yaniyorlar. Demek ki dışardan al- dığımızı azaltırsak, dışarı sattığı- mızın ölçüsü de düşer. Bu yıl bü- tün toprak ürünlermizin satılmış olması, fabrika makinesi gibi, de- ğerli pek çok nesneler satın almış olduğumuz içindir. Salt bu yüz- dendir ki, gene Celâl Bayarın de- diği gibi: «Türk köylüsü, 1926 danberi kaybettiği satış değerini ilk olarak bu yıl bulmuş, yüzü gül- müştür.» Yurdun gireri ile çıkarı arasın- da kliring denilen anlaşmalar sonunda, böylece kendiliğinden bir denklik oluverince yeni bir po- litikanın tabanı karşısında kalı- rız: Çıkarı çoğaltmak, ürünleri- mizi satmak için, gireni azaltma- mak... Salt bize yarayan, işleye- ceği nesneler baştanbaşa yurdu- muzda yetişen fabrikaları kürmak, ötesini dışardan alıp iğreti küçük (Devamı 4 üncü sahitede) zi Az masrafla Bol ışık veren SET ampulleri En ucuz ve en de yanıklı ampullerdir. Deposu: Celâl Bey Han No. 28 İstanbul Sene 17 — No: 5810 — Fiatı her yerde 5 kuruş Yogoslav kabinesi 4 M. Yevtiçin başbakan olacağı söyleniyor Belgrad 19 (A.A.) — Saltanat naibi prens Pol, kabine buhranı- nı halletmek için istişarelerine baş” l lamıştır. Başbakanlığı üzerine ala- cak kimseler arasında bay Yevtiç ile, ceneral Jivkoviç ve eski baş- vekil bay Uzonoviçin adları söy- leniyor. Ancak bazı mahafile gö- re kabine buhranı epey uzun sü- recektir. Belgrad 19 (A.A.) — Reuter ajansı muhabirinden: M. Yevtiç milli kuvvetleri en geniş mikyasta içinde toplıyacak bir temerküz kabinesi teşkili va- zifesi verildiği söylenmektedir. Macaristan - italya Budapeşte 18 — Yarın İtalyan nazırı M, Asgaini tarafından ya- p'lacak ziyaret, Macar başvekili Gömböşun Romayı ziyaretinin bir başlangıcıdır, Görüşmeler, Ro- ma itilâflarının diğer memleket. İere de teşmili imkânları etrafın- da cereyan edecektir. Posta ve telğraf memurin kanunu Ankara 10 (Hususi) — Posta ve telgraf memurin kanunu na- fın vekâletine verildi. o Şimdiye kadar bu idarede böyle | bir. ke nun yoktu. : 4 Hariciye vaki Bugün mecliste izahat vermesi muhtemel Hariciye vekili Rüştü Aras dün akşam Ankaraya hareket et- miştir, . Vekil, istasyonda pek çok kimseler tarafından selâmet» lenmiştir. Ankara 19 (Hususi) — Hari- ciye vekili Rüştü Arasın, per şembe toplantısında dış siyaseti ve Avrupadaki temasları hakkında Meclise izahat vermesi muhte- meldir, DÜŞÜNCELER PERŞEMBE — 20 Kânunuevvel 1934 Telefon: 24240 (idare) - 24249 (Tahrir) . 24248 (Matbaa) -20113 (Klişe) Orta Anadoluda yeniden Macar hükümeti Yugos- İ lavya nezdinde teşeb- büste bulunacakmış Budapeşte 19 (A, A.) — Liberalların fikirlerini yayan İ Pesti Naplo gazetesi, Macaris- İ tan hükümetinin, macar teba- | asının sınırdışı edilmesi mese- ) lesi hakkında Belgrad bükü- meti nezdinde teşebbüslerde İ bulunacağını yazmaktadır. Yeni (telğraf hatları Ankara 19 (Hususi) — Anka- râ, İzmir-Zonguldak telefon hat- tı, inşaat mevsimi geçtiği için, şimdilik geri kalmıştır, İlkbahar- da inşaata başlanacaktır. izmir vali muavinliği Ankara 19 (Hususi) — Bey- oğlu kaymakamı Sedadın İzmir vali muavinliğine tayin edileceği söyleniyor. Ticaret odaları Yakında Ankarada bir kongre toplanacak Ankara 19 (Hususi) — ikti- sad vekâleti yakında Ankarada ücaret odaları kongresini topla» mak için tetkikat yapmaktadır. Henüz kurultayın günü belli de- ğildir. Vekâlet, odalardan, şimdiye kadar kongreler hakkında ma- Tümat istemektedir. Bazı odalar- dan raporlar gelmediği için kon- gre ruznamesi yapılamamıştır. 83 YAŞINDA DELİKANLI Olkuyucularımdan © birisi: GÖPTÜ- GÜM EL.» başlığı altında yazdığım yandaki ozanın kim olduğunu sore- yor. Anlatayım: Geçen gün Abdülhak Hürüde git miştim. Son yazdığı büyük piyesi bana okudu. o Yaşıtlarınn bir çoğu, sona eren bir akşamın korkusile bir Öteya- nın varlığına sığınırken, bu ek saçlı büyük usta: «Meçhule tapma, aklü izana tap, dedim» Hayvana tapma, insana tap, de- dim» Diyor. İşte öptüğüm el bu 83 ya seksen üç yaşında delikanlı ki; içinde sonsuz güzelliklerin ışıltıları dolaşan göz- leri bugün artık kendi el yazısını bile | gözlüksüz seçemezken; sonsuz yaşayı- | sn sevgisi, adamoğlunun yaratıcı gücü- | ne tükenmez inanışıyla, üstüne güneşle- | rin kızıllığı vurmuş bir kaya gibi dim- | dik dikilmiş duruyor... İ Ben, Hâmidi şimdi anlamağa başlı" yorum. Onun yürek derisini vüzerek bu sert kabuğun “içinde tutuşan alevle gözlerim yeni yeni kamaşıyor... O, seksen üç yaşında ve piyos yazı- yor. Daha kırk üçüne bein şi. boşanan balonlar gibi sönmüş nice ya- unalar biliyorum... Onlarm yürek gü- cü mü eksikti? Yoksa doğuşlarndaki artistlik ateşleri mi yetmedi?, miyen nesne kültürleriydi.. Hâmide sek- sen Üç yaşında piyes yazdırtan nasıl kültürüyse; yirmi beşine kadar kanları» nın sıcaklığıyla çoban şarkıları yazdık- tan sonra bu kan soğur soğumaz su-. sanları susturan da kültür eksildiğidir.. Hâmidi bugün okudukça, onunla ko- nuştukça daha çok anlıyorum ki, derele: rin arasında köprü kurmak nasıl bil. gisiz kurulamazsa; yüreklerin arasmda da köprü kurmak için bilgili olmak ge- rektir, Eğer ozanlığa üzenseyrlim, tek söz yazmadan önce, en aşağı iki dil öğ- renir, iki bin kitab okurdum. n Orhan Selim BİR DÜZELTME: Salı günkü yazımda düşünce ni kökün- den değiştiren iki dizme yanlışlığı yardır I — «Ucsuz bucaksız» yerine suçsuz bucaksız; çıkmış. 2 < ninmi söy- Düyorım SANMA3 yerine 6... söylüyorum sana» dizilmiş Yazlarımın çok değerli olduğunu sandığımdan de- #ilç örda aöylemek istediğim düşünce nin kılına bile dokundurmak istemedi- ğim için bu yanlışları düzeltiyorum. ği vi De eai — 4. ninni FAZIL AHMET İsmi altında Değerli edibimizin hitabeleri, şiirleri ve hiciv- leri bir araya toplandı, nefis bir kitab şeklinde Yakında çıkıyor AKŞAM KİTAPHANESİ orman yetiştirilecek Bu iş yapılmazsa ileride buralarda ekim işleri çok güc; olacak Ankara 19 (Hususi) — Fırka ; grupu toplantısında ormanlarımız hakkında yapılan konuşma bü- yük bir ehemmiyetle karşılanmış- tır. Bu meselenin ehemmiyetini anlamak için mütehassısların ra- porlarına bir göz atmak yetişir. Bir mütehassıs raporunda orman- © sizlik yüzünden orta Anadoluda kuraklık hüküm sürdüğünü söy- Tüyor, Mütehassıs kuraklık mınta- kasının gittikçe genişliyeceğinden bahsettikten sonra yağmursuzlu- ğun bir neticesi olarak Sakarya suyunun azaldığını, yaptığı tec- rübelere ve hesablara dayanarak söylemektedir. Raporda, orta Anadoluda or- man yetiştirilmezse (kuraklık (Devamı 4 üncü sahifede) Ziraat vekili Muhlis Erkmen Heroln kaçakçılığı suçundan yakalananlar: Yukarıda madam Ruso, Dimitri Aslanidis, Apostol Kiryakidis, aşağıda Mihal, madam Sara, Lâmbo, Willy Şiller. ISon baberler ikinci sahifemizdedir) Doğrusu o size > Keli; — Bir kaç gün sonraki havayı nasıl biliyorsunuz?... şaştyorum Üsladl... Dalgın âlim — Bu bir şey değil doslüm, biz fen sayssinde bir keş