Sahife 12 Şişeye giren yumurta ö a ir yumurtayı hazırlöp pişiri- 20 Kânunuevvel 1934 — Promete. — Kimdir Promete baba? — Promete bir efsane kahra- manıdır. — Ne demek esfane kahrama- nı baba? — Efsane kahramanı dei hiç bir zaman yaşamamış insan emektir, — Hiç yaşamamş olan Promete 7? ünün ateşini yutmuş, — Gökyüzünün ateşi mi? . O ateşe dol nı yasak etmişlermiş... — Kibritlerle mi oynamış? — Evet evet... Bunun üzerine Jüpiter... — Jüpiter de kimdir? — Gökyüzüni ilâhi... mete onun kibritlerini almış, Jü- pPiter de onu mahküm etmiş, deniz e kıyısında bir kayaya zincirlemiş bir atmaca da hergün ciğerini yermiş. Atmacanın ne olduğunu biliyorsun ya? acanın kabahatı ne ? Fıkr — Deve kadar mı? — Hayır o kadar değil, Horoz- dan büyük. Büyük gagalı, büyük pençeli, — Demek atmaca hergün Pro- metenin ciğerini yiyor? — Evet. — Öyle ya, hergün ciğer yeme- mahküm edilen atmacanın ne günahi var?... Para delen iğne z e atınız. Şişenin ağzını yumurta ile iyice tıkayınız. Yumurta yavaş ya- vaş incelir, şişenin içine girer. Se izi : Şişe içinde yumurtanın durdu- gunu görenler, nasıl konulduğunu bir türlü anlıyamazlar. Doğum Çinde her sene 14.500.000 kişi 11 milyon doğum vardır. Doğumu fazla olan bir diyar da Sovyet di- yarıdır. Senede 6.240.000 çocuk doğuyor. Amerikada senelik do- 2.2000 Japonyada ir. Sovyetler ayrı, bütün Avrupa- ın senelik doğum sayısı 700.000 dür. ag Yumurta Lögorn horozile bir kümeste bu- çıkar, 85 gramlık yumurtayı yumurt- lıyan tavuk yumurtladıktan sonra ölmüştür, avsiye Toplulukta sözüne, aile arasın- da huyuna, yalnızken düşümdükle- rine dikkat et, Büyük tayyare Bu gördüğünüz tayyare Lon- idra - Paris seferini yapmaktadır. büyük yolcu yolcu taşıyabiliyor. Kamaraların- daa biri büyük bir salondur. Balıkçı yaban kuşlar Yalçın bir kaya üstünde kurân bu kuşların ismi Kornoran- dir. Bunlar karada ve ağır uçarlar. Fakat şayanı hayret bir çabukluk ve sertlikle denize dalar- lar. Hiç bir balık yoktur, ki bu kuşların şerrinden kurtulabilsin. Denize dalmalarile gözlerine ke tirdikleri balığı yakalamaları bir olur! Akşam Bilmecesi MM 20 Birinel kânun 984 Bu şatonun sahibi nerede? Bulanlar çizip göndersinler, ÜR a Bilmecemizi doğru halledenler- den birinciye: Bir yağlı boya ku- tusu, İkinciye: Sinema yıldızları : Bir düzüne def- eseri, Üçüncüye ter, Ayrıca 200 okuyanımıza baş- ka başka hediyeler verilecektir. Suda yüzen iğne Bir bardağı ağzı ağzına su ile rumuz, Bir kâğıdı dört köşe Kâğıd ıslanarak bardağın dibine çöker, Eğer iğneyi, kâğıdın üstü- ne bırakmadan evvel, zeytinyağlı bir bezle sildinizse, iğne batmaz, suyun yüzünde kalır. | Fransız İ M. Tron — Oğluna — Bugünkü rejim seni kurtardı. Ecdadın Bas- ps zaptettiler. Bugün sen istedi- ğini yapıyorsun. Madam Tron — Totu, dirsekle- rini masaya dayama. M. Tron — Sen eskiden bizle- rin nasıl ağır yükler altında ezil- di istibdadla hürriyetin farkını anla- tayım. Bir kere onlar, efendilerin- den izin almadan, şuradan şura- ya gidemezlerdi. O izini de, her yerde gösterirlerdi, Totu — Anlıyorum baba, bugün pasaport dediğimiz şey. M..Tron — İstibdad devirlerin- de krallar bunu suiistimal eder- lerdi... Meselâ kendi diyarların- dan bir yolcu geldi miydi, para vermeden gidemezdi. T. on — Biraz benzer,.. Fa- Tarih dersi ken yanlarındaki malların değe- rine göre bir harç verirlerdi. Totu — Bizim gümrük resmi dediğimiz, Madam Tron — Totu, babanı . Tron — Acele etme, onu yo- la getireceğim. Totu, eski devir- lerde paranın kıymeti yoktu, Kra- ln keyfine göre kıymetlenir veya düşerdi. Totu — Bizim bugün borsa de- diğimiz. M. Tron — Eski zamanlarda her şey vergiye vesile olurdu. Her ma- lın, her kazancın vergisi verilirdi. u — Bugün bilâvasıla ve bilvasıta vergi dediğimiz. M. Tron — Eskiden para ver- meden ateş bile yakılmazdı... Totu — (Dayak yiyeceğini kes- tirmiş ve babasına hoş görünmek istemiştir ) Evet baba.. Bugün kib- rit ve çakmak resmi dediğimiz. . Tron (Yumruklarını sı- M. karak) Eskiden arabası, hayvanı o | Hikâyesi İ olanlar da vergi verirdi. Totu — Bugün köpeği olan da vergi veriyor. M. Tron — Eskiden aw silâhı bile parasız taşınmazdı. Totu — O zaman da av ruhsa- tiyesi almak lâzımmış. M. Tron — Kıtlık zamanla rında hariçten un getirmek te ya- UZ, paranın yerleştiriniz. bir çekiçle iğnenin başına bir de- fa, ama seri, hızlı, çekiçle vuru- nuz. İğne, çelik olduğundan para- dan daha sağlamdır, ve parayı de- lerek içine girer. Sivrisinekler Sivrisineklerin en büyük düş manı kimdir bilir misiniz | kuşları. Viyanada sivrisineklerle ücadelenin kolayını bulmuşlar. dır. Gece oldu mu, on bin gece ku- şunu salıveriyorlar, gec? kuşları sivrisinekleri yiyor, ir hesaba göre bir bir gecede kırk, elli bin sivrisinek imha ediyormuş. Çin takvimi Çin asrı altmış senedir. Her se- nenin ayrı bir ismi vardır. yedi saattir. Geceleri beş saat. Yani yirmi dört saat yerine on iki saat. Çin takvimine nazaran altmi- şıncı asrın kırkıncı senesinde sa- yılı KIZ, saktı. Totu — Kontejan? M. Tron — Alâkasi yok... Bili- yor musun, ki kral hazinesinden maada hiç bir yerden tuz alına- e, Tota — İnhisarlar!... M. Tron — O tuz ne kadar kötü olursa olsun çare yı Totu — Senin tütününden odun çıktığı zaman ağzını açabiliyor musun. ktu, M. Tron — (Oğluna bir tokat atar) Mehildir sana... Hak ettüi Fransa tarihi ile alay etmeği öğ- renl.. Rene Puj: Devle cüce Şikagoda görümü hoş bir nikâh kayılmıştır. 1 metre 90 boyundaki d dam denilen Wilson ancak nin, nikâh mukavelesini imzala- ması görülüyor.