S 2 Bilrinci Künun 1934 _ aj FĞT isterseniz çabucak gel- Mi telgraf falân çeker, bir g,_. ğönderirim. Böylelikle, şüp kazanırız!. bh'::i:'lıııııı: karşılaştı. Az daha çar- ; Yetin akrabası: Sesinizden — siz olduğunuzu | diştim! diye kekeledi. i adamın yalan söyledi- pildı. arkasından din-| f PPf İz ? vere onu alâkadar mr et- âğ £f Z » otomobilini, Dirayet Ha- köşkü önünde duruyordu. e ile Nüsret, bir saattan İbırdılar. Bekliyorlardı. I_:e beyazlar giymişti. £ Te bu - Nl" c'îî?;?’"” l 'at ismiyle, ı::':"ınıh:dı gayet muvaf- ş. L_“' polis hafiyesiydi. Lâ- ç nb. kabul ettirmeğe uğraş- kh Yet Hanım da, memnuni- Biz bhusu- bul etti. Müddet sonra, otomobil, Uçmağa başladı. Nuh, bu kadar iyi — tanımıyordu. “hhılıı yeni plâjı gördü k .:'i—di. Civarda güzel ilmıştı. — İstanbula epey- Mesafede böyle bahçeler, Bilmiyordu. '.ıııt kadar, bu güzel eğleceli muhitin or - ı"'İlllıı-iııi işgal eden me h manzarasiyle, in- W İ ö » gelmişti. Kadriye tanır gibi oldular. | Cüzamlıların Mezarlığı ı | Nakleden : Vâ - Nü * —28— İri yarıydı. Kendisine sevimli demek pek güçtü. Hiç te şirin gö rünmiyordu. İri omuzları vardı. | Kalın kaşlıydı, sivri bir sakalı vardı. Siyah gözleri gülümsiyor : du, yüzüne ciddi ve ağır bir ifa - de veriyordu. Buna rağmen sesi ve yüzünün bazan değişen ifadesi, bu ilk te - — Murat Bey, civarda oturur. — Evet, geçen sene mevsimi başka yerde geçirdim. Bu sene ise birlikte olacağız. Sık sık görüş - mek nasip olur inşallah.. Dirayet Hanım, yabancı ada - i ma, burada kalmasını teklif ettiy: se de o, kabul etmedi. Nuh, kendisini, otomobiline ka: dar teşyi etti. — Buraya yakma geldiğinizi| söylüyorsunuz ama, eviniz, her halde beş altı kilometre ötede... — Öyle bir şey efendim.. Fa - kat insanın otomobili olunca, me- safeler yakınlaşıyor. Derhal ilâve etti: — Eğer yanılmıyorsam, Kışla caddesine çıkmak için sola sap malı?... — Evet... Sonra da sağdan i - Muhatabı, yavaş, ve adetâ şar: kı söyliyen bir sesle: — Geçen sene, Dirayet Hanı - mefendiye iki kere misafir gel « dim... Fakat, hafızam zayıftır da yollar aklımda kalmadı. Arabasına bindi. Ziya, geri dönerin yüzüne de vuruyordu. Yüzünün çizgileri bel K oluyordu. İfadesi müstehzi miydi, aca - ba? Nuh, onu, bir an, Mefisto de - HABER — Akşam Postası T BORSA | Nukut (Satış) Londra — 680 | V 24 Nevyork 126 | Madrit 18 Pai is 169 | Berlin 45 $ Milâno 215 | Varşova u 3 Brüksel — 11? | Büdaçeşte — 26 ! Atina 2450 | Rükreş 17 50 3 Cenevre — 818 | Belgrar — 58 ğ £ Sofya 94 | Yokohama — 36 Amsterdam — &4 Altın 931 Prag 102 | Mecidiye — 41 Şeoei S V EReger — GDU Çekler (Kap. Sa, 16) Londra — 62850 | Stokho'm 30867 Nevyork (7933 | Viyana — 42970 Paris — 1203 — | Madrit 58041 Milâno — 92948 Berlin 1,9742 Ş Brüksel — 3,40 Varşova 41967 5 Atina — 838717 | Budapeşte$ 1776 ğ Cenevre 24477 | Bükreş 70,0975 3 Sofya — 65,7287 | Belgrat 350128 Amsırdam 1,1738 | Yosotama 260 ğ Prag — 180785 | Moskova 108975 ESHAM İş Bankası — 10 Anıdolu — 27,50 ğîs'“'_’"' S0 Reji 225 monti — 12.50 $ir Hayriye 15,50 Tramvay 81 5S0 Merkez Bank.S8 —| Çimento as. 13 50 | Istikrazlar Tahviller Tramvay 31,75 1730 45.00 4500 Anadolu lll —— Mümessil A. 491? 139 Türk Bor12745 * .. .l 26.20' e |e "İNS6SE , #İstikrazı Dahili94 50 ıigım' satikarzı97 O İ RADYO | Bugün 828 Khr. BÜKREŞ, 848 m. 11,48 Dini nşriyat, 12 dini muslki, (karo) 12,30 öğle konseri (radyo orkastrası) 1380 haberler, 13,45 hafif musiki, 14,15 haberler, 14,40 plük, 17 tıbbi bahlaler, 1715 Romen mustkimi, 17,30 köylüye konfarana, 18 halif megeli müsikt, 10 haberler, 10,15 Jean Mar- ©0 orkestrası, 20 konferans, 20,20 plilk, 2045 hafta haberleri, 21 musiki, 22 #por, 22,10 sa- lon radyo örkestram, 23 haberler, 23,85 or- kestranım devamı. 223 Khz. VARŞOVA, 1345 m. 17,0 Piyano yardimiyle şarkılar, — akı- YASAADADLAKAE A TU CULARALAAR FU TRARLDADAARUI YEKGAUR DT T nen şeytana benzetti. Otomobil, bir yarı çark çevir - di. Bir müddet yolu aydınlattık - | tan sonra, ışığı alrp götürdü. Yollar, gene karanlığa boğul - ee İ0 Dirayet Hanım, uykuya dal - mıştı. (Devamı var) ENİ KiTAPLAR İvan Turgenief in | Meoşhur eseri (İLKBAHAR SELLERİ İ Çeviren : | | Sümi zade Süreyya Bu kitabı mutlaka alıp ©- kuyunuz. Bütün tanıdıklarını za tavsiye edilecek güzel bir eserdir. Fiatı 78 kuruş | Heor kitapçıda vardır. | Tevzi yeri: VAKIT Matbaası. Ankara B | VN caddesi. l SUU W çekiyor gibi duru- HEKELLEEKN istanbul SÜREYYA OPERETİ h'q-.ı-ı..ı.' yüreklerinde| Kemik Fahri beyin iştirakiye bu akşam Büykiler saat 20,30 da Bakırköy Miltiyadi ti - yatrosunda KARIM NAMUSLUDUR! Operet 3 Perde Salı akşamı 20.30 da Şehzadebaşı Ferah tiyatrosunda KALAMIŞ PANSİYONU YENİ ÇIKTI Gor'o Babâ Fiatı 100 kuruş Tevzi yeri - VAKIT Matbaası trası 31,43 haberter, sözler, Kkonser, edebiyat, 23,30 plâk, 24 sözler, 24,08 dars musikisi. 545 Khz. BUDAPEŞTE, 580 m. 18 Çingene orkestrası, 18,28 sözler, 19 piyano konseri, 19,40 masallar, — 20,15 epor 2305 oda musikisi, 23,48 Çingene orkestra- Bı, 24,30 Mandits cazbaridı. Yeni llıırl:n! : Büyük Gazete Büyük gazetenin altıncı sayısı güzel, renkli bir kapak içinde 24 sayıfa olarak çıkmıştır. Her haf- ta daha mütekâmil bir şekilde çı- kan Büyük gazete, her çeşit oku- yucuyu alâkalandıracak yazılar- la intişar etmektedir. Bu sayıda dört meraklı. tefrika, altı muhte- lif müsabaka, kadın, moda, sine- ma, tiyatro sayıfaları, — hikâye, dünya vukuatımna dair meraklı ya- zı ve resimler vardır. — “Capitolivm,, Roma bukuku mecmuası Üniversite Roma hukuku do - çenti Dr. Şemsettin Talip Bey ta - rafından çıkarılmakta olan bu i - lim mecmuasının 2 nci sayısı da çıkmıştır. 82 sayıfadan ibaret o - lan bu sayıda Alman romanistle - rinden Pringsheim ve — Honig ile Türk romanistlerinden dok - tor Edip Serdengeçti ve Ş. Talip Beylerin yazıları vardır.| . Tavsiye ederiz, Her parçası ayrı bir beyecanla okunacak macera, seyahat romanı kıskançlık, kuvvet, aşk ve ği sözde duruyordu. Kendisine sa- dık kalmıştı. O da, buna mukabil Şulâra yalnızlığını hissettirmeme- si için beraber düşüp kalkmasına izin vermişti. İkisi de, bu geniş orman içinde hapsedilmiş insanlardan çok hu - susiyetten ayrılarak inzivaya çe - kilmiş iki sevdalıya benziyorlar - dı. Şulâr babasımı unutamıyor, a - nasını özlüyordu. Kadi: — Çok güzel.. Özlememeni ga- rip görmedim.. Fakat ne yapalım, aslanlı bükümdarın izni olmadık - ça buradan ayrılmamıza — imkân yok.. Sabretmeliyiz. — Elbette bizi daha uzun zaman yanında tutmak istemiyecek, bir gün gelecek izin verecektir. dedi. — Evet.. İzin verecek.. Amma ne zaman.. Bunu kendisine anlat- Onların niyeti bu ormandan ayrılmaktı, gene kabilelerine u- laşmaktı. Artık Kadı, kabileye Şulâr ile beraber dönecek olduktan ” sonra kendisi için bir tehlike de görü- yordu. Şulâr, hiç vakit kaybetmemek, hemen şimdi gidip arslanlı hü « kümdarı görmek istiyordu. Bunun üzerine: — Haydi gidelim de kendisini görelim, dedi. Aslanlı hükümdarı oldukça a- radılar. Nihayet onları Merzuka ile beraber nehir kenarında geniş yapraklı bir ağacın gölgesinde u- zanmış buldular. Şulârla Kadının kendilerine yaklaştığını gören Merzuka: — Bak, dedi.. Kadi ile Şulâr geliyor. — Muhakkak bir şey istiye - ceklerdir. — Ne istiyebilirler? — Bilmem. Fakat bizi bul - mak için buralâra kadar gelmele- rinde başka bir sebep olmasa ge- Aslanlı hükümdar, uzandığı yerden doğrularak: — Ne var, Kadi, diye seslen- di. — Sizden bir ricamız var. — Nedir o bakalım? 'Tefrika No.102 Kadi, aslanlı hükümdara verdi-i T Yezer" NLi eeRrnin Yazan: Rıza Şekip — Bize izin verirseniz kabile- ye dönmek istiyoruz. — Burada sıkıldınız mı?. Be- nimle beraber kalacağını söyle - memiş miydin? — Evet öyle. Söz verdim. Fakat Şulâr kabileye dönmekte sizden izin istemeğe karar verin- ce bana da izin verirseniz gide - rim, diye düşündüm. Aslanlı hükümdar, zaten çok- tanberi zavallı kızı hiç bir suçu elmadığı halde hapsetmek mec - buriyetinde kaldığı için üzülüyor- du. Onu ilk fırsatta serbest bırak- mağı da düşünmüyor değildi.. Müsbet cevap vermeden Merzu - kanın da yüzüne baktı, Merzuka bundan, fikrini sorduğu neticesi - ni çıkardı: — İzin ver, dedi. Bırak git- sinler. Duüalarını alırsın. Aslanlı hükümdar: — Madem ki gitmek istiyorsu- nuz. Pek âlâ.. Gidin.. Fakat Şu- lâr, babasına benimle uğraşma - masını, beni yerimde rahat br - rakmasını söylemelidir. İki genç, böyle çabucak ser - best bırakılacaklarını ümit etmi - yorlardı. Bu yüzden bir an hak- x bir tereddüt devresi geçirdiler. Sonra, ikisi de onun ayaklarına kapanmak istediler. Aslanlı hükümdar: — Yok yok, diye reddetti. Siz- den yalnız dua beklerim. Başka bir şey değil. Kabilenize yardı- ğınız zaman benim fena bir adam olmadığımı söylemeniz bana ye- tişir.. Dedi. Uzaktan Abdullahın sesini işit- mişti. Onun acı bağırışının ma - nası bir tehlikeye işaretti. As - lanlı hükümdar uzandığı yerden sıçradı. Yüksek sesle Abdullaha cevap verdi. Fakat, Abdullaha sesini işittir- mek imkânını bulamamıştı. Kulaklarınm yavaş iş'tişi bu - nun başlıca sebebi idi. (Devamı var) Hanımefendi: Para saadetin anahtarıdır. Mes'ut | olmak için zengin olmak şarttır. Zengin olmak için de bir Piyango H bileti almak lâzımdır.. Behemehal bir Yılbaşı Piyango  bileti almız...