HABER'in Hikâyesi — Doğru söyle be... — İki gözüm çıksın ki söylüyorum. — Demek ki gördün? — Gördüm. — Ne gördün, anlat bakayım... —Anlatayım: İlhami Bey, ban- kaya girdi.. Bir takım kâğıtlar im- zaladıktan sonra, kasaya yaklaştı. Tomar tomar yüz liralıklar aldı. Bunları çantasına yerleştirdi. Son- ra, çantasmı koltğu altına aldı. Haydi bakalım sokağa... Bir oto- mobile atladı... Sen bana öğüt ver- medin miydi hani?... Ben de arka- doğru sından başka bir otomobil... Heyt, | babam, uçuyoruz... “O gider, ben giderim... O gi- der, ben giderim.. Nihayet, evine geldi. Etrafına bakındı. Şüphele'- necek bir şey olmadığını anlayın- ca, gene cüzdanını koltuğuna aldı ve evine girdi. “O zamandan beri evden gözü- mü ayırmıyorum, ağabeyciğim... Uhami Bey hiç dişarı çıkmadı. Şimdi de, kapıya bizim Cingöz A- liyi nöbetçi diktim... Kendim, hay- di bakalım buraya... “E, şimdi ne olacak, söyle ba « kalım... Bu gece gidiyor muyuz? — Tabit, yavrum... Tabil gidi- yoruz... Lâkin$ sen, paraların evde olduğuna eminsin ya?... — Ne demek?... Anlattık ya iş- t0... — Haydi öyleyse maymuncuk- ları, cep lâmbasını, sinoktiyi, ker- peteni filân hep hazırla... — Peki, ağabeyciğim... İki hırsız, büyük bir — ihtiyatla bahçeye yaklaştılar, Nöbetçi koy - dukları Cingöz Ali orada bekli- yordu. — Dışarı çıkmadı ya?... Fakat, o ne?... Hani tamtakır, kuru bakır diye bir söz vardır... İş- | te, kasa öyleydi!.. Fare düşse başı yarılacaktı. Daha doğrusunu söyliyerek mü- balâğaya kapılmıyalım... Kasanın içinde beşon kâğıt vardı ama, bunlar, para değildi... Ilhami Be - yin amcasının gönderdiği aile mektuplarından ibaretti... Selâm - dan, kelâmdan ibaretti, — Gördün mü, enayi... İşte gö- zetlediğin filân kuru lâfmış... Ka- sadan para çıkmadı... — Çıkmadı be ölüsü kandilli... Fakat, vallahi eve paraları getir - | mişti. —— Aptal, sen de... — Zaten kafam kızgın, bir de sen kızdırma... — Kızdırırsam ne olacak? Eh, sen de be... Hırt — Sensin hırt! — Babandır hırt... — Ben sana gösteririm... — Zor! — Al işte... —Sendeal.. — Bir daha.., — Bir daha... Birbirlerine giriştiler... Yumruk yumruğa gelmişlerdi... Ayni tesir içinde biribirlerine öyle şiddetli birer yumruk indirdiler ki, birinci hırsız, yumruğun kuvvetinden ba-” yıldı. Öteki ise, düşerek sobaya çarptı, Başını vurdu. Oda bayıl- dti Biraz sonra, ayıldıkları vakit, etraflarının polisle çevrili olduğu- nu gördüler, Pijamasile, ev sahibi de onlar arasındaydı. Kom'ser: — Burasını soymağa geldiniz, değil mi? İtiraf edin! -dedi. Zehirli gazler harplerd , sivil halkı da maske kullanmıya mecbur edecektir Harpte öldürücü gazleri en müfhişi: Klorpikrin Bir gramın binde ellisi kadar mıktarı bir insanı derhal öldürecek kuvvette olan bu zehirden Almanyada 7000, Amerikada 1590. Fromnsada 500 ton imal edilmiş! Klorpikin denilen madde 1848 | — L.r tayyarenin Z0 kilometre mu Amerikalıların ifşaatma de Avusturyalı bir kimyaker tara- | rabbar sahaya attığı on iki (Klor- fından keşfedilmişti. Fakat boğu- | pikrin bombası) ile, bu sahaya ev- cu hassası Klor kalsiyom'un Klor- | velce bırakılmış olan canlı hayva- pikrin üzerine tesirile elde edil - | nattan hepsinin —hem de yarım miştir. saat içinde— öldükleri görülmüş - Amerikalı bir doktorun elde et- | tür. Hattâ (Klorpikrin) den top « tiği bu neticeden sonra Amerika- | rak altında yaşayan haşaratın da klar tecrübe sahalarını genişlete- | öldükleri hayretle görülmüştür. rek nihayet bu sene Klorpikrini (Klorpikrin) in fiziyolojik te « ton, ve Fransada da 5000 ton pikrin imal edilmiştir. Klorpikr'n'in suya olmasıAmerikalıları son da yeni tecrübeler yapmağa batmistir. Almanyada şimdiye kadar 7 br he n Klorpikrin günun birinde âe” harp vasıtalarında da kulla! j 1 l ı ( $ gö j — Yok, bir yere kımıldamadı... — Geldik ama, ağabeyciğim... | (öldürücü gazlar) n başında say- Yalnız... Kasa, tamtakırdı... mağa başlamışlardır. — Yalnız? Komiser: Ingilizlerin: “Vomiting « gas — ’ — Yalnız bir kaç kere pencere- — Demek evde para yoktu, İl- | kusturucu gaz,, ism'ni verdikleri yi açıp dışarı baktı. hami Bey? bu tehlikeli maddenin tatbikatına — Şimdi nerede? — Vardı... İngiltere hükümeti de ehemmiyet | — Ş'mdi yattı, uyuyor. — Kasanm gizli gözü mü var | vermişti. — Eh, haydi öyleyse, eve gire- | yoksa? Son harp teçh'zatı raporların » cek zamanımız geldi... Ev sahibi güldü: da (Vomiting - gas) m Klorpikrin — Yok, hayır... İşte bakm... Elini, yazı masasının yanında- ki kâğıt sepetine soktu: — Bu heriflerin evime girecek- lerini ve kasamı açacaklarını an - ladım... Onun için, paramı, — işte, şuraya hiç umulmıyacak bir yere sakladım... Kasayı açmak için sa - atlerle terlediler... Fakat, şu sepe- te bakmadılar.... Nakleden: (Hikâyeci) — Bahçede taflanlar arasına sak- lanarak ilerlediler. Şimdi artık, bir pencerenin İtındaydılar, Pan « | curları usulca açmak, camı kes- mek güç bir iş olmadı. On dakika sonra eve girdiler. Buranın plânını zaten daha ön- ceden ele geçirmişlerdi... Yazıha - ne odasının nerede olduğunu bili - yorlardı. İlhami Beyin, bu odada bir ka- sası vardı... İstanbulda nadir bulu- nan ateşe ve hırsıza karşı daya- nıklı kasalardandı bu!.. Tam mâ « nasile teminatlıydı. Fakat bizim hırsızlar ölesine ya man şeylerdi ki, hattâ demiri kes- mek lüzumunu bile duymadan ka- saları açabilecek meharetleri var- dı... Ancak bir iki saat kadar ça - lışmaları lâzım geliyordu. Kan ter iç'nde, harıl harıl çalış- tılar, Annelerinden emdikleri süt burunlarından geldi desem müba- lâğa etmemiş olurum... den başka bir madde olmadığı an- laşılmıştır. (Klorpikrin) e karşı Almanla- rın icat ett'ği (tahaffuz maskele- ri) henüz iddia edildiği kadar müsbet ve devamlı neticeler ver - miş değildir. Tahaffuz maskeleri geçici gaz tabakaları arasında hayatı temdit eder, fakat zaman ve mesafe uza- dıkça insanı tehlikeden tamamile kurtaramaz, Bu maddenin elde edilmesi de © kadar güç değildir. Onun için her devlet'n bu gazdan istifade e- deceği şüphesizdir. Öldürücü gazın istihsali için P'krin hamızı veya Pikrin emlâhı halindeki sulu Klor Kalsiyom ile karıştırılır ve elde edilen mahlüt - | tan su buharı vasıtasile (Klorpik- | rin) hâsıl olur. (Klorpikrin) renksiz, dayanık- | İrbir mayi olup 111 derecede ga- | leyan eder, izafi sikleti 1,69 dur. ÖKSÜRÜK Her mevsimde görülen, insant Rahatsız eden hattâ uyutmayan öksürük sebebi ve menşei ne olursa — olsun PEKTORiN hemen geçer ile Kutusu 35 kuruştur Nihayet, emellerinde muvaffak BEŞİR KEMAL Galeyan derecesinden fazla ısıtı- Ingltere hükümeti son günler » İ Çerimwı oldular. MAHMUT CEVAT | Imsa inf'lâk eder. Bu tehlikesi göz | de, ihmal ettiği (Klorpikrin) e e - ” Ufak bir. gacutir. önünde bulundurularak, — yalnız | hemmiyet vermiş ve orduyu bu Bu kitabı / raatlabi Lurat Sonra, kasanın bir kâgir bina Ecaşmesi ı Sirketi başma taktir etmekten çekinmeli | madde ile teçhize başlamıştır. kuyunuz. :L güzel duvarı kalınlığındaki kapağı —a- ve taktir amelivesi behemehal su Herne kadar aktif kömür, Klor :";_.:"" çıldı... Gözt Hekimi buharı vasıtasile yapılmalıdır. pikr'ne karşı iyi bir korunma vası- | || y Fiatı 75 kurut Hırsızlar, yerlerinden sıçradı- B l B'ze bu ince ve faydalı malü - | tası ise der (Klorpikrin) in her ye- | Her kitapçıda lar... Dr. şnkru Ertan matı veren bir Amerikan mecmu - | re nüfuz edişi, sudan müteessir ol- Tevzi yeri: yart Ne saadet... Artık, paralara ka- Babsâli, Ankara caddesi No. 60 ÖÜ L t CKlorpikrin) in en kuvvetli | mayışı, ve kolaylıkla imal edilme- l VAKIT Matbasır: voşuyorlardı. Binlerce lira onların Salı Tidduııi ER di bir (ölüm gazı) olduğunu ve bu - | si dolayısile harpte daima ve het ||||ll caddesi. K “'0' j olacaktı. M nunla kör olan gözlerin iyileşme - | şeyden ziyade tahrip vasıtası ola» _ diğini okuduk. —L——-gş_——————__ * siri pek keskindir. En az miktarın- da b'le tahriş kabiliyeti vardır. İn- sant derhal zehirler, 5 miligram metre mikâptaki tahriş derecesi o kadar çok kuvvetlidir ki, — insa- nım göz kapakları derhal kapanır ve harpte insanı derhal muharebe sahasından uzaklaştırır. Bir met- ; re mikâpta 50 miligramı insanlar | için lahammül edilmez; ciğer gı « şayı muhatisini derhal tahrip e- der, vücude felç getirir. Klorpik « rin 'le zehirlenmenin "neticesi, te- sirine göre, ekseriya derhal ve ba- zan da imtidatlı bir istiraptan son- ra ölümdür! (Klorpikr'n) ile zehirlendiğini anlamak bilhassa harpte güç değ'l dir. Bazan uzaktan atılan ve gö « rülmiyen bir (Klorpikrin bomba - sı) nn işt'alinden sonra, rüzgârm getirdiği bu zehir dalgasına tutu- lanlar kusmağa başlarlar ve yahut kusmak ihtiyacımı duyarlar. Bu âraza göre hastayı derhal bulunduğu sahadan geriye sevket. mek ve tedavi altına almak lâzım- dır. Bugün Amerikada hükümet fab rikalarında (bir buçuk milyon ki- logram) dan fazla (Klorpikrin) ima| ed'lmiştir. Amerika ordusu kadar (Klorpikrin) kullanan hiç bir ordu yoktur. vak kullanılacaktır. sa, muazzam dritnotların, zırhlıların kıymeti ve mânası mıyacaktır. Ingiliz gaz maskelerinin (& pikrin) e karşı faydası görül ği müteaddit tecrübelerden sabit olmuştur. İng'liz Nezareti bu tehlikeli maddeye şt esaslı korunma çareleri araft ” tadır, (Klorpikrin) in tehl'kel den bahseden bir Amerikalı yareci: “—— Artık eski usulde yap ağır tahrip bombalarını — ha' taşımağa lüzum ve ihtiyaç Yanında dört kilo sikletinde Klorpikrin bombası taşıyan yareci, elli b'n kişilik bir halkm: bir anda ulıirliyı:lı/ tir!,, Diyor. Son yapılan tecrübelerdef ? | ra, Amerikan tayyareccs'ni” ği haklı olarak ortaya attığı bt çe? | ayı, tecrübeleri yapan fef de tasdik ve teyit e?ı'niçt'l': B *