29 Mayıs 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

29 Mayıs 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURlYET 29 Mayis 1941 Askeri vaxtyet ( Şehir ve Memleket Haberleri j Girıdin simal sularında Alman uçaklarile Ingiliz deniz kuvvetleri arasında çiddetli muharebeler olmuştur. Atlas Okyanusunda da, dünyanm şımal ucundan cenub ucuna kadarki geniş sahada Atiantik harbi adile maruf olan vapur batırma savaşı marttanberi devam ettnektedir. Doğu Akdenizde Alman pike bombardıman uçaklarile İtalyan torpido tayyarelerinin ve Atlantikte mihver denizaltılarının elde ettikleri neticeler büyiık ve ehemmiyetlidir. Berlin ve Roma resmî tebliğlerine gore, mayısın 20 sinden 26 sına kadar Girid sularında 11 İngiiiz harb veya hava müdafaa kruvazörile 8 muhrib, bir denizaltı ve 5 hiıcumbotu batınlmıştır. Bir muharebe zırhlısile 2 uçak gemisi, müteaddid kruvazör ve muhrib hasara uğratılmıştır. Çörçil, yeni beyanatında doğu Akdeniz Ingiliz 1 harb gemı eri zayiatım sadece İki knıvazörle 4 muhribin batmasından, iki nrhlı ile bir kaç kruvazörün ehemmiyet•izce hasara uğramasından ibaret göstertnişse de Almanlar bild'rdikleri rakamlar üzerinde ısrar ettiklerinden hakikî kayıblan iki tarafın bildirdikleri rakamların ortası olarak kabul etmek belki makul olur. Alman Ingiliz deniz mücadeleleri ve neticeleri Yazan : Emekli General Universite haftası Diyarbakırda açılacak Universite haftasında bulunacak olan profesörler heyeti dün gitti Diyarbakırda tÜniversite baftası» nı açacak olan profesdrler heyeti. dün öğleden sonra Rektor Csmil Bilselin riy.seti altında Ankaraya hareket etmiştir Heyet bir gün Ankarada kalacak, ertesi gün Diyarbakıra müteveccihen yola çıkacaktır. Hafta, 1 haziranda Rektorün nutkile açılacaktır. Müteakıb gunlerde ise umumî ve münakaşalı konferanslar verilecek; meccanî muayene vs konsültasyonlar yapılacaktır. Haftaya iştirak eden profesörler şunlardır: Hukuk Fakültesi Dekanı Prof Ali Fuad Basgil, İktısad Fakültesi Dekanı Prof. Ömer Celâl Sarç, idare hukuku profesörü Sıddık Sami Onar, kadrn ve doğum hastalıkları profesörü Dr. Te\fik Remzi Kazancıgil, akıl hastalıkları profesörü Dr. Fahreddin Kerim Gökay. hıfzıssıhha profesörü Dr. Muhiddin Erel, ikinci dahılî hastahklar kliniği profesörü Dr. Arif İsmet Çetingil, deri ve frengi hastalıkları profesörü DT. Cevad Kerim İncedayı, İkincı haricî hastalıklaı kliniği profesörü Dr. Şinasi Erel, ortazaman'ar tarıhi profesörü Dr. Mukrunın Halil Yınanc, göz hastalıkları profesöı vekili Dr. Naci Bengisu... Universite Rektorü Cemll Bilsel, hareketinden evvel, kendisile görüşen bir arkadaşımıza şunları söylemiştir: « Universite haftasını açmak üzere bugün Diyarbakıra hareket ediyoruz. Universite profesörlerinden on ikisinin iştirak ettiği tDiyarbakır haftası> orada kalacağımız tam sekiz gün içinde bu şehrimizi, her sahada Universite faaliyetile yakın temasta bulunduracaktır. İlmi memleketin üstün kuvveti sayan Cumhuriyet hükumeti ve Partimiz ilmi yaymayı istihdaî eden bu teşebbüsümüzü takdirle karşıladığı gibi, halkımız da yakm ilgi göstermiştir. Diyarbakırda, NALINA [HEM MIHINA] Amerika Almanya harbi ? lman donanması Başkumandanı Amiral Reader, Amerika gazetelerinin Berlin muharrirlerine beyanatta buluııarak «Amerika tarafından \apur kafileierine refakat usulü kabul edildiği takdirde, bunun bir harb hareketi vc Almanyaya karşı tahriksiz bir teca\üz teskil edeccğini. söykmistir. Anıiral, Japonlann Domei ajanı muhabirine beşanatta bulunurken de •Ingiliz donanması lehine ve Almanyaya karşı Anıerikalılar tarafından de\riye faaliyeti gıisterilmcsine Almanyanın lâkayd ve sejirci kalmasını hiç kimse bekliyemez» demiştir. H. Emir Erhilet Atiantik harblne gelince bunun hız re dehşeti gittıkçc artmaktadır. Çunku îngilizlerin bütün karakol ve kafile himaye sistemıne rağmen mihverin denizaltıları ve Alman bombardıman uçakları, Büyuk Britanyaya işleyen nakliye gemilerini çok sayılarda batırıyorlar. Geçenlerde, Şanghay sularındakı Amerıkan deniz kuvvetlerine kumanda eden bir amiral Almanların yerine konulan her İki gemiye karşı 5 gerni batırdıklarmı söylemişti. Şimdi de Birleşık Amerika cumhuriyetleri reisi Ruzvelt, Panamerikan kongresine hitaben söylediği nutukta Alman uçaklarile mihver denizaltılaOkyanusta mayısın 21 i ile 27 si arasında cereyan eden deniz rının Atlantikte batırmakta olduklan harbinin safahatım gösterir harita ve kroki gemilerin mlktarmı yeni inşa edilmekte olanlara rispetle üç misli olarak İfade lâzımdı. Çünkü, bu yepyeni, kuvvetli ve şey yapamıyacak derecede harab olan seri Alman harb gemileri orta ve cenubî bir harb gemisinin artık mürettebatını etnıişür. Atlantiğe açılacak ve batı Afrika suları tahlisiye sandallarına bindirıp denize Elhasıl Almanların gerek doğu Akde na varacak olurlarsa bu cevelân esna indirirken kendi kendini batırması inizde ve gerek Atlantikte işleri fena sında vurmadık İngiliz nakliye gemi ka cab edeceği sanılır. Fakat denizcilık gıtmiyordu. Buna rağmen, Atiantik Ok filelerlni bırakmıyacaklardı. Bu sebeble şeref ve kahramanlığı buna mânidir. yanusunun şımalinde, İzlanda adasile İngilizlerce bunlann hareket etmeleri Nitekim Prinz Bismark Alman uçaklaGroenland arasındaki Danimarka boğa muhtemel olan bütün istikametlerde nnın yardımından da uzak olarak büzında bır deniz muharebesınin birden yollan kesilebilmek, tertibat almak iktı tün gece ve ertesi sabalıa kadar durduğu yere her taraftan üşüşen beş Inbire parladığını ve dünyanm en büyük za etmişti. giliz zırhlısı, 2 tayyare gemisi ve bir harb gemisi, 42,100 tonılâtoluk İngiliz Bunlann takib etmeleri muhtemel o kaç kruvazörle cidden kahramanca dö" muharebe kruvazorü Hood'un kısa bir lan deniz yollarından birlsi Bergenden vüşmekte devam etmiş ve Brest istikamuharebe ııeticesinde battığını duyduk. şimal batıya ve sonra İzlanda ile Groen metinde daha 8 mil hile mesafe alabiiHood'u batıran 35 bin tonilâtoluk yep land arasmdaki Danimsrka boğazından miş ise de bütün subay ve mürettebayeni Alman savaş zırhhsı Bismarktı. cenuba doğru giden yol olabildıği İçin tıle batıp boğulmak için ona durduğu Fakat batrnak sırası ona da gelmişti. Bu bu yola Norfolk ve Suffolk adlı iki ağır yerde daha bilmem ne kadar torpedi nun için, İngiliz uçak ve deniz harb filo İngiliz kruvazorü memur edılmişti. Bı savrulması lâzımgelm'ştir. ları, Atlantiğin her tarafından Bismarkın rincisi 9925 ve ikincisi 10,000 tonilâtoluk Bismark'ı top mermisi batırmamıştakibine koyulmuşlardı. Kurtulması için tur. Sür'atleri ise saatte 31,5 ilâ 32,2 mil tır. Onu en az beş torpedo isabeti baartık ona büyük bir şansın yardımı lâ dir. Yani bunlar sür'at ltibarile bahis tırmıştır. Alman harb şemileri ötedenzımdı. Çünkü 35 bln tonilâtoluk İngiliz olan Alman harb gemilerinden beri çok bölmeli inşa plundukları için savaş zırhhsı Pince of Walles'e ve 42,100 mevzuu üstün veya müsavi olduklarından onu kolay batmazlar. Hood'u çabuk batıran tonilâtoluk savaş kruvazorü Hood'a arayıp bulabiürler ve takib de edebilir sebeb onun top tareti ile bunun altında karşı Danimarka boğazında giriştiği mu lerdi. Fakat Norfolk'ta en ağır top ola ve geminin dibinde bulunan cepaneliharebede Bismark baş taraftan aldığı blr rak 8 tane 10.2X45 ve Suffolk'ta 8 aded ğin arasında doğrudan doğruya açık mermi yarasile sür'ati azalmıs bulunu 20,3X50 santimetre çapında top bulun ve geniş bir asansör oluğuiıun mevcud yordu. Halbuki o, Hood'u batırdıktan duğu için bunlar yalnız, ayni veçhile 8 bulunmasile beraber tarutun da burada sonra oradan kaçacak ve İngiltereye mal, tane 20,3 santimetrelik top taşıyan Prinz ıpek keseler içinde bulunmasıdır. malzeme ve yiyecek taşıyan gemi kafile Eugen Alman kruvazörile harbedebilirFakat Bismark'ın ve Pıinz Eugen'in durup dururken kondilerini ateşe atlerinin içine saldırmak için Atlantiğe ler, fakat sekiz 38 santimetrelik top ve malan nedendir? Bu Alman tab'mdanaçılacaktı. Bunun için de ona herseyden kaun zırhla mücehhez olan Prinz Bisdır'! Almanların eline bir harb gemisi evvel, saatte 30 ve belki daha fazla mile mark zırhlısile savaşamazlardı. geçince rahat duramazlar ve onu akmbaliğ olan büyük sür'ati pek lâzımdı. İşte adı geçen İngiliz kruvazörleri 23 larda harcayıncaya kadar böylece uğBismark'ı Danimarka boğazında İngi aksamı Bismark, Prinz Eugen Al raşırlar. Eğpr böyle yanmasa idiler şimliz donanmasına çattırmağa saik olan man harb gemilerine, Danimarka bo di ellerinde epey harb gemisi birikirdi hareket ve hâdiselerin tafsilâtını dün ğazına yani batıya doğru azamı sur atle ve bu yüzden İngiliz bahriyesi belki bir sabah Ankara Radyosunda okunan In giderlerken, 6 mil mesaftden tesaduf et gün büyük müsküUere düşebilirdi. O giliz Amirallığının raporundan ögren tiler ve çok fena görme şartlarma rağ halde Alman harb eemi!erir*ı biri didim. İngiliz Başvekili Çörçil de Groen men onları bütun gece takib edebil ğerinin ardından harcanmalarına sebeb land deniz muharebesini yani Hood ve diler. İşte İngiliz denızciliğinin ılk mu olmakta olan Alman akıucılık heves ve Bismark hâdiselerini anlatü. Onlan ga vaffakiyeti bu, yani avı bulmak olmuş hırsmdpn İngilizlerin memnun olmaları îetelerde teferruatile okumak mümkün tu. Şimdi ava doğru daha kuvvetli In icab eder. dür. Bu sebeble bir deniz muharebesini giliz muharebe zırhhlarmı tevcih etmek H E. Eıfcflet ancak tahlile yarayacak derecede bun artık kolaydı. Nitekim Prince Of Wal!es savaş zırhlardan bahsedeceğiz. Pantalon hırsızı Lsile Hood savaş knrv azoründen ve diÇarşambapazannda koltukçu BektaBildirildiğine göre, 1936 da inşasına ğer harb gemilerinden müteşekkil bubaşlanarak bir müddet evvel hizmete lunan şimalî Atiantik İngiliz harb filosu şın dükkânından 5 tane pantalon aşırgirmiş olan Prinz Bismark muharebe 24 sabahı pek erken Groenland açıkla dığı sabit olan Zülfikar, Sultanahmed eırhhsile 10.000 tonilâtoluk Prinz Eugen rında karşılaştılar ve iki Alman harb üçüncü sulh ceza mahkemesınce dün Alman ağır kruvazorü İngiliz keşif uçak gemisile İngiliz filosu arasında cereyan 10 gün hapse mahkum edilmiştir. ları tarafından 21 mayıs çarşamba günü. eden pek kısa bir muharebe neticesinVak'aya geçmeden evvel size biraz Norvecin Bergen limanı yakınlarmda de Hood'un cepaneliği Bismarktan atıSamiyeyi anlatmak isterim. Onunla görülmüşlerdi. Ertesi günü buralara ge lan bir merminin t#m isabetile ateş açocukluğumuz beraber geçti. Bu ufaktelen İngiliz keşif uçakları, Alman harb larak patlamış ve gemi pek çabuk batfek, oldukça güzel bir kadındır. Kocasıgemilerini yerleıinde bulamamışlardı. mıştı. Bu sebeble ondan pek az kimse ru genc yaşında kaybettikten sonra bir Bunlarm ne tarafa hareket ettiklerini kurtulmuştur. Prince of Walles de Bisdaha evlenmedi. Zaten olen kocasını da bilmek ve bunlan bulmak İngilizler için mark'm top ateşile zedelenmiştir. Ayni zamanda Bismark baş tarafından bir pek sevmemişti. Fakaı Samıye bir çok mermi yemiş ve bu ypra sür'atinin bir genc dulların yaptıkları gibi, kocasmın kaç mil azalmasına sebeb olduğu gibi öluraünden sonra etrafını çeviren erkekdolayısile 27 mayısta batanlmasında da lere yüz vermedi, hiç birile ciddî bir şekilde meşgul olmadı. Bilâkis onlardan bir âmil olmuştur. kaçü. Biz dostlan erkeklere karşı takın24 sabahı Danimarka boğazında vuku dığı bu soğuk, çekingen hareketleri tenbulan muharebe esnasında, Prinz Eugen kid ederek hayatını tekrar yapmak için Alman kruvazorü anlasılan derhal ogajTet göstermesini söylediğimiz zaman radan uzaklaşmış ve Atlantiğe açılmak için eır.ir alarak haıeket etmiştir. On gülümsüyor, boynunu bükerek: .Ne yadan sonra da Hood'un batmasmın ve payım hiç blrinden hoşlanmıyorum. Bir Prince Of Walles'in hasara uğraması kere sevmeden evlendim. Kendimi bir Avrupa tren seferlerıni yeniden temin nın verdiği telâş ve hasıl ettiği vazi erkeğe lüzumsuz yere verdim ve bedjçin hattın Sirkecidpn Svilıngrada ka yetten bilistifade Bismark Alman zırh baht olduın. Tekrar ayni hataya düşdar olan kısmımn işletmeye açılması ü lısının da muharebe rneydanından sa mek istemiyorum.» diyordu. Amiralın bu beyanatını neşreden gazetelerin ayni sayısmda fu haberi de elbette okumussunuzdur: .Bu harbin 50 vapurdan mürekkeb en mühim vapur kafilesi 25 milyon İngiliz lira kıymetindeki hamulesini İngiliz limanlarına çıkarmıştır. Bu kafileyi teskil eden gemilerin mürettebatı şunlan soj lemişlerdin «Zayiatsız gelen ilk kafile değiliz. DeÜniversile haftası münasebetüe konfcranslar vermek üzere nizaltıların hakkından gelmek hususunDiyarbakıra hareket eden heyet Hajdarpaşada da muvaffak olunmustur. Atlantikte dohaftamızın Universite için de, tarihi versite haftasında verilen umumî konfe laşan Amerikan donanmasının bize pek şehrimiz için de verimli olabılmesi için ranslar ve meslekî konuşmalar bir cild büyük faydası olmuştur.» tedbir ahnmıştır. Bilhassa Birinci U hslinde toplanarak Universite tarafınGerek Amiralın beyanah, gerekse 50 mumî Mufettışımiz sayın Abıdin Öz dan bastırılmıştır. Eser, Maarif Vekâ vapurluk kafilenin İngiliz limanlarına men, haftanın muvaffakiyetini temin için letinin haftayı tasvib eden, mühim bir sağ ve salim rnuvasalatı, Groenland şahsan meşgul olmuştur Faydalı olaca yazısıle başlamaktadır. açıklarında İngiliz ve Alman filoları ğımızı ve ıstıfade ederek doneceğimizi Diyarbakırda bulunduğu müddet zar arasmdaki çarpışma ve takib devam umarak buradan ayrılıyoruz.» fında Rektor Cemil Bilsele. Tıp fakültesi edcrken vukubulmuştur. Yeni bir harbe Geçen sene Erzurumda açılan Üni dekanı Kemal Atay vekâlet edecektir. takaddüm eden soz ve fikir mübarezeleri karşısındayız. Ankarada bu satırlan yazdığım saatte, henüz Ruzvelt, beklenen nutkunu söylememişti. Bu ocakbaşi sohbeti, eğer kafileleri himaye usulünün tatbikı kararını ilân ederse, Amerika, harbe doğru bir adım daha atmış olacaktır. Nakzedilen idam kararları Hava Kurumuna yapılan yardımlar Amiral Reader beyanatında hem hakll, hem haksızdır. Haklı olduğu taraf, Amerikanın harbe girmeden İngiltere lehine denizlerde devriye faaliyeti göstermesine Almanyanın r a a olamıyacağıdır. Haksız oldnğu (araf ise, bu hareketi »tahriksiz bir tecavüz» addetmesidir. Çünkü tahrik vardır ve Alman denizaltılan tarafmdan harbin başındanberi İstanbul birinci ağır ceza mahkemeTürk Hava Kurumu merkez şubesin yapıbnaktadır. Almanya, ticaret gemisinde dün öğleden sonra muhtelif ka de dün sabah saat 31 de, kurum İstan lerine karşı açılan ticaret harbinin inrarlar bildirilmiştir. bul şubesi reisi Rıza Oranın reisliği sanî şekillerle yapılmasını ve batırılaÇatalcada, tarlasından arabayla ka iantıda madenî eşya ithalâtçı ve fab cak vapurlar mürettebatının kurtanlçırmak istediği Meryem Zülfiye ismin rikatörlerinin iştirakile büyük bir top nıasını taahhüd eden beynclmüel bit mukaveleyi, Versay muahedesi gibi zordeki bir kızı, mümanaati üzerine ve lantı yapılmıştır. la değil, kendi arzuyu \ncdanisile imzakızm babası Aliyi de kızının kaçırıliki saat kadar devam eden bu toplamıştı; fakat harbin daha ilk gününde, masına mâni olmasıudan dolayı taşla lantıda madenî eşya ithalâtçı ve baaöJdürmekten suçlu köylülerden Ahmed, bu imzasını da tanımadı ve Amerikaya rıkatörleri kuruma ceniş olçüde yarevvelce idama mahkum edılmişti. Kagiden bir İngiliz vapunınıı, açık denizde çırmak istediği kızla babasını oldüren dıma karar verdiklerini ve bu hususta torpilledi; sonra da bunu İngilizlerin üsAhmedin bu mahkumiyet kararı, tem icab eden faaliyete gcçildığini bildir tüne atmakla işin içinden çıkmak istedi. yiz mahkemesince b îzulmuştu. Netice mişlerdir. Fakat, Alman denizaltı gemileri bu hade, Ahmedin idam ccıası, 30 sene aMadenî eşya fabrikatörlerinin kuru reketi o kadar çok defa tekrarladılar kl," Harbiyede, mayısın 7 nci çarşamba ge ğır hapse çevrilmiştir. ma iki yüz elli bin ürayı mütecaviz bir artık lânıı cimi kalmadı. cesi saat 23 te feci bir kaza olmuş'u *** ttberruda bulunacakları anlaşılmaktaBu kazada, o sırada 233 numaralı duVaziyet, böyle beynelmilel mukaveleHaydarda, evvelce birlikte yaşadığı dır. Türk Hava Kurumuna son gün lere, taahhüdlere ve insanî düşüncelere rak direği önünde tramvay bekleyen lerde manifaturacılar, kazmırciler, tuGüzel San'atlar Akademisi Yüksek Mi Bınnazı. sonradan kendlsinden ayrılma hafiyecüer, zeytinyaöcılsr, hububatçılar kulak asmaz bir sekil alınca Amerikanm marhk şubesinin son sınıf talebelerinden sı üzerine kıskanclıkla bıçaklıyarak öl kâğıdçılar, züccaciyeciler, kerestecüer da mukabil tedbirler almak hakkıdır. Kemal Soymenle Ahmed Fuad Kayhan, dürmekten suçlu Haci İbTahimin de, 30 ecza depoları ve haur elbiseciler tara Amerikan mallaruu, Amerikan vatansene ağır hapse konuimasına karar vesaatte 90 kilometre sür'atle giden 1582 fından 369 349 !ira taahhüd ve teber daşlarını, Amerikan vapurlannı himaye rilmiştir. numaralı taksi otomobilınin varhızile etmek için gemi kafileleıine Amerikan rularda bulunmuştur. *** çarpması neticesinde, parçalanarak, derdonanması terfik edilebilir. Amerikan : Diğer bir çok ithalâtçılar da, bu büEyübsultan civarındak . Pirinccıler köhal ölmüşlerdi. Otomobilde bulunanlarvapurlarile vatandaslannın harb sahasıyük vatanî yardımda hisse almak için dan Universite Kimya şubesi talebesin yüne geceleyin arkadaşlarından bazı na girmesini meneden bitaraflık kanunu, biribirlerile müsabaka e'mektedırler. İsçingenelerle ata binmiş olarak gelen den Hulusi oğ'u İhsan, ağır yaralanmıs, Amerikaya aid dahilî bir işür; beyneltanbuldaki ticarethane ve müesseseler' hastanej'e kaldırılmıştı. İhsan da, GuResul, parasını gasbetiıği köylülerden milel bir taahhüd değildir; o da bozulale, İstanbul ticaret erbabmın ve hal raba hastanesinde dün ölmüştür. Ad Mustafayı tabanca kurşunile öldürmekbilir. vakti yerinde vatandaşların, Türk Haliye hekimi Hİkmet Tümer, muayene et ten, idama mahkum olmuştu. ArkadaşAlman denizaltı gemilerile tayyareleri, ları da dorder ve ycdişer sene ceza va Kurumuna yapt'klbrı ve yapmağ tiği cesedin gömülmesine ruhsat verönüne gelen gemıyi ihbarsız ve müretyemişleıdL Temyizin tasdikile arkadaş taahhüd ettikleri teberrular, her turlü mistir. tebatını kurtarmağı düsünmeden bahrdılarının cezaları ka'.'lleirmiştir. Resulün tahminlerin fevkine çıkmıştır. Ölen İhsan, otomobili süren şoförün cezası, maktulün eve tecavüz edenlerğı için Amerika, istedikleri tedbiri alteyzezadesidir. O gece otomobilde bu den münhasıran Resulün attigı kurşunmakta haklıdır; buna karşı Almanya da ŞEHİR lSLERt muharib olduğu İngiltereye harb malzelunan şoförün büyük kardeşi Hilmi İle larla mı öldüfü anlası'âmadığı kaydile şofor Hasan Fuad Kırathgilin zaten ha bozulduğundan, tekrar yapılan muhakenakline mâni olacak tedbiri almakPazar yerlerinin kontrolu mesi fif olan yaraları, kapanmış gıbidir. me sonunda, gayrimuayA'en fail maddela haklıdır. Belediye riyaseti kaymakamlıklara Suçlu şoför hakkmdaki tahkikata, sinin tatbikı cihetine gidilmiştir. Bu Bu iki tedbirin ahnması ve çarpışması verdıgl bir emırde pazar yerlerinin suretle evnelce idam lıükmü giyen ReSorşu hâkimliğince devam edilmekte. ise, Amerika Almanya harbi demekmuntazaman kontrol edilmesi ve bu 2 ay ağır hapse vak'anın şahidleri dinlenilmektedir. Bu sulün şimdi 10 sene tir. Ruzvelt'in ocakbaşi sohbeti bu har+ kontrolda Belediye hekimlerinin de bu tahkikatm gelecek aym ilk haftasında konulması karar al mj alınmıştır. bin olup olmıyacağını anlatacaktır. lunması ve bunlar tarafmdan eeyyar »** neticelenerek, açılan tedbirslzlik, dikesnafm sıhh! muayeneye tâbi tutul katsizlik, seyrüsefer nizamlarma riayetOrtakcyde, birlikte yaşadığı Haceri sizlikle üç kişinin ölümüne sebeb olınak kıskanclık tesirıle ve kendisine başka ması lüzumunu bildırmiştir. davasınm ağır ceza mahkemelerinden bir erkeği tercih ettiği kanaatile olBir milyon liralık inşaat birine verilmesi, kuvvetle muhtemeldir. dürmekten suçlu tütün işçisi Faik, 12 Inhisarlar idaresinin çıkarBelediye. geçen sene zarfında Koorsene ağır hapse mahkum edilmek sudığı pürolar dinasyon heyetinin müsaade ettiği in retile, cezalandırılmıştır Sahibsiz köpekler şaatm bir listesinl hazırlamıştır Bu tnhisarlar ldaresl srerli tütünlerden *** Son günlerde b a a kuduz vukuatma listedeki inşaat yekunu bir milyona iki yeni büro satışa çıkarmıştır. Buntesaduf edildigınden tasması dahi olsa Bunlardan başka, nişanlısı Bahriyeyi varmaktadır. Bu arada Barbaros tür lardan kalın Toros isimli püroların kusahibsiz köpeklerin itlâfı alâkadariara yaralamaktan suçlu Hüseyin Farukun besi etrafı, Florya, Çamlıca ve diğer tusu 50, Esmer isimli ince pürolann bildirllmiştlr. bazı yollar vardır. da, 19 gün hapsi karjrkştınlmıştır. kutusu da 40 kuruşa satılacaktır. Olüm cezasına mah Şehrimizdeki tückum olanlardan bir carlar geniş mikkısmı 30 sene hapis yasta teberruda yatacaklar bulunuyorlar Bir kurbatt daha Harbiyedeki kazazedelerden biri daha öldü Avrupa trenleri Seferlerin temîni için müzakerelere şehrimizde devam edilecek zerine Dimetokada bajlamış olan müzakerelere İstanbulda devam kararı verilmiş olduğundan murahhaslar dün sabah şehrimize gelmişlerdır. Türk murahhaslar Devlet Deniryolları unıum müdür muavıni Fuad, Devlet Demiryolları hareket dairesi reisi muavini Rifat ile teknik eksperlerden mürekkebdir. Gelen ecrebi murahhaslar da yedi kişiden ibarertir. Murahhaslar Park Otele inrnişlerdir. Dün öğleden sonra Türk heyeti Sirkecide dokuzuncu işletme madürlüğünde bir toplantı yapmış ve müzakereler cereyan etmiştir. Buşün ecnebi murahhaslarla temaslara devam olunacaktır. Bu temasların üç günde ikmal olunacağı tahmin olunmaktadır. vuşabüdiği görülmüştür Fakat sür'atinin azalmış bulunması dolayısile İngiliz filosu onu 24 te tekrar bulmuş ve takib ederek geceleyin uzaktan çekilmiş bir torpedonun ısabetile Bismark ikinci defa ehemmiyelü bir yara almıştır. Bundan sonra o tekrar izini kaybettirmiş. ancak 25 te Groenlandın cenub ucunun 350 mil açığmda tekraı yakalanmıştır. Fransamn Brest limanırın 550 mil açığmda uçaklar tarafından son bir defa daha keşfedilen Bismark nihayet Ark Royal uçak gemisinin torpedo taşıyan uçaklannın 26 mayısta biribirinin ardından yaptıkları taarruzlara uğradı ve akşam iki torpedonun kendisine isabetile hareket ve manevra kabiliyetini kaybetti. Çünkü •orpedolarm birisi geminin arkasına isabet ederek anlaşılan pervanelerile dürr»nini tahrib etmişti. Geçenlerde bir gün vr.purdan çıkıyordum. Sinirli küçük bir el koluma yapışü. döndüm, bizim Samiye.. Gözleri ateş gibi yanıyor, yürü solgun.. sesi titriyerek: Yürüyelim, dedi. Yürüdük. Tünele bindik. Beyoğluna geçtik, küçük bir pastahanede oturduk. Samiye he3'ecan içinde şöyle başladı: Başıınu gelenleri bilmiyorsun! Fazla üzgün görünüyorsun, dedim Bir sıkıntm mı var? İçini çekti: Sorma' dedi. Nihayet aradığımı buldum. Seviyorum. Nasıl, âşık mı oldun? Evet, demek ister gibi başını salladı Dudaklan titriyor, gözleri sulanıyordu Hayret içinde kalmıştım. Demek şu müşkulpesend, kimseleri beğenmiyen Kendi ctrafında dönmekten başka bir Samiye nihayet birini beğenmiş, seve bilmişti! Eğer cıddî bır vaziyet olmasa hiş çarpıyordu. ı onun bana böyle bir itirafta bulunmıTramvay Beyoğluna geldi. İnmeğe yacağuıı biliyordum. Çünkü gevezelik mecburdum. Bır dosta davetli idim ten hoşlanan bir kadm değildi. Merak Halbuki ındığim takdirde onu tekrar içinde: kaybedeceğlmi biliyordum. Peki kim bu? dedim. Istemiye istemiye tramvaydan inOmuzlarmı silkti: dim, dedi. Düşün orada saadetimi, beni Bilmem.. mes'ud edecek adamı bıraktığımı bildi Nasıl bilmezsin!. ğim halde böyle uzaklaşmak.. Arkam Basbayağı. Onu ancak üç defa dan inecek gibi bir hareket yaptı. Gözgordüm. Kim olduğunu nasıl bileyim lerini omuzlarımda hissediyordum. Faistiyorsun? kat ne oldu, nasıl bir tereddüd geçirdi Bu şaşılacak seydi. Samiye gibi aklı Bılmiyorum. İndiğim zaman arandığım başmda bir kadın üç defa görduğu, üs halde onu göremedim. Tramvay çoktan telik tanımadığı bir adPmı sevsin1 Şaş hareket etmişti. kınbğımı anladı. Aradan günler geçti. Hayatım bozulmuş Anlatayım bak, dedi. Bundan iki neşem kaçmışü. Hâlâ da öylejnm ya. hafta evvel sinemadan çıkıyordum. Ya Erkek tavrı, aydınlık yumuşak bakışlı nımda bir arkadaşımla. Sinemanın önü mavi gözlerile hep onu düşünüyorum. fazla kalabalıkü. O kalabalığın arasmda Ah nasıl sevdiğimi bilemezsin. Ne talihbir an bir erkek başı farkettim. Şunları sizlik değil mi? Senelerce kimseleri begörebildim: Kahve rengi fötr bir şapka ğenme, bütün erkeklere karşı lâkayd, ucu, solgun genc bir yüz ve masmavi arzusuz yaşa ,bir gün ummadığın zaaydınlık ferahlatıcı gözler.. Gozgöze gel manda seveceğin kimseyı karşında bul dik. Bakışlarımız birbirine takıldı kal ve onu kaybet. Felâket bu! O benim talidı. O esnada arkadan biri itti, önden him, her şeyim.. Bana lâkayd olmadığıarkadaşım çekti. Onu kalabalığın içinde na eminim. İkimiz de birbirimizi istiyokaybettim. Arkadaşıma «hoş bir adam» ruz. Fakat biz şurada burada birbirine gördüğümü söyledim. Hepsi bu kadar. tesaduf eden iki yabancıyız Nasıl yaklaAradan birkaç gün geçti. Mavi gözle şır, nasıl anlaşırız? Günlerdir sokaklarda rin sahibini unutur gibi olmuştum. İşte tramvayda, vapurda, her yerde onu arabu sıralarda ona tekraı tesaduf etmi yordum. Nihayet demin senin kolunu yeyim mi? Bu sefer tramvayda. Istan tutmadan biraz evvel İskelede tekraı buldan Beyoğluna kadar beraber geldik. görmiyeyim mi? Bu üçüncü tesadüf. Onümde, ayakta duruyordu. Bir an bile Yanmda kısa boylu bir adamla otomogözlerini benden ayırmadı. Kalbim müt , billerin bulunduğu yere doğru koşuyor L KUçUk hlkâye Büyük aşk Peride Celâl du. Beni gördu. Heyecan içmde kaldığına eminim. Çünkü bır an durakladı Hatta bana doğru döndu Fakat yanındaki adam telâşla bir şeyler söyluyor kolundan çekiyordu. Herhalde acele İşleri olacaktı. Zavallının kaşları çatıldı gözleri bulandı. Yüzü garib bir hal aldı. sonra yamndaki adamla koşarak uzaklaştı. Samiye sustu. Ne diyeceğimi şaşırmıştım. O birdenbire kalktı: det her ikisini de görmedim. Sonra bix gün Samiye ile bir ahpab evinde buluştuk. Merak içinde onu bir köşeye çektim. Neyi soracağınu anlamış olacak ki ben bir şey söylemeden o, sıkıntıh bir tavıl ve acı bir tebessümle şöyle dedi: Bırak şu budalayı Allahı seversen! Tanıdıktan sonra nasıl yslnız bir kalıba âşık olduğumu anladım. Benimki mağaza vitrinindeki bir mankene âşık olmaya benziyordu, Hayret içinde: Fakat o büyük aşk, diye, kekeledim. Asabiyetle sözümü keserek devam etti: Deli gibi kıskanc, müz'ic dereced» geveze. Ne budalaca hikâyeler anlatıyordu. Görsen!. Sonra elleri hep soğuk ve ıslak. Blr aydan fazla tahammül edemedim. Bir gün öpmeye kalktı. Mahallebi yer gibi dudaklarını öyle şapırdatıyordu ki azkalsın tokatlıyacaktım. O günden sonra alâkamı busbütün kestim. Elinden nasıl kurtulduğumu ben bilirim. Haydi çıkahm, dedi Çok sinirliyim. Seninle derdleştim de biraz açıldım. Ne yapacağımı bilmiyorum. Pastahaneden çıktık Taksime doğru yürüıneğe başladık. İşte bu esnada bir an gözüm Samiyenin yüzüne ilişü. Gözleri hayretle açılmış, yanakları heyecandan kızarmıştı. Ne olduğunu sormama vakit kalmadan tekrar koluma yapıştı. Sesini alçaltarak: Kasılmış, garib bir sesle Allah kimseyi tanımadığı birine âşık Bay dedi, o, evet o! Ne tesaduf Aletmesin diye, söylendi. Sonunda inkisan lahım! Gösterdiği tarafa bakınca ben de şa hayal müthiş oluyor. Ben bile hâlâ kenşırmaktan kendimi alamadım. Çünkü dimi toplayamadım. Harikulâde bir içkarşıdan gelen uzun boylu, mavi gözlü kiye dudaklarını değdırmek üzere olan adamı pekâlâ tanıyordum. Bu genc bir bir İnsanın titremeleri, heyecanı, zevki doktordu. Akrabamdan birini tedavi et içınde sarhoştum. Halbuki şimdi dutiği esnada onunla tanışmıştım. Samiye daklarımda yalnız buruk, acı bir tad yanımda heyecandan ütriyordu.. Genc buluyorum. İşte hepsi bu kadar. Hatıdoktorsa gülümsiyerek yaklaşmıştı. On rası bile hoş değil.. ları birbirine takdim ettiğim zaman ikiSustu. Acayib bir tebessümle yanımBinin de uğradıkları şaşkmlık ve sevinc dan ayrıldı. Kendi aldanışına mı, yoksa beni epey güldürdü. benim hayretime mi gülüyordu, bilmiBu garib tesadüften sonra uzun müd yorum.

Bu sayıdan diğer sayfalar: