CUMHURÎYET S Mayıs 1938 { Şehir ve Memleket Haberleri Tarihi romant 84 Yazan: M. TURHAN TAN Geçimsizlik derdi Acı bir kayıb Bir otomobil kazası Siyasî îcmal Avrupada salâh ve Turkıyenm rolu eçen nisanın on altısmda imzalanan İngiliz îtalyan mua « hedesi İngiliz parlâmentosu tarafmdan kahir bir ekseriyetle tasdik e dildi. Yalnız amele partisi daha ziyade jiyasî mezheb temayül ve gayretile muhalif rey vermiştir. Fakat hakikatte în giliz efkârı umumiyesi îngiliz İtalyan anlaşması gibi muhakkak bir harb tehlikesinin önünü alan ve Akdenizde sulhu kurtaran müsbet bir neticeye varan Baş vekil Çemberlayn'in haricî politikasıni hemen hemen müttefikan tasvib etmiştir. İngiliz Başvekili muahede reye konulmazdan evvel bunun temin eylediği isti tadeleri ve bahusus hakikî sulh ve salâha doğru aşılan dev adımlarını aşağıda tahlil ve hulâsa' ettiğimiz surette tadad ve izah etmiştir: 1 Akdenizde tehlikeli vaziyet peyda olabileceği bir zamanda İtalya ile müzakere başlamış ve tehlikenin önü alınmıştır. 2 İngiliz politikası miletler arasmda umumî surette itimadı iadeye müte veccih olduğundan İtalya ile yapılan an?.şma diğer milletlerle snlaşmağı şamil bulunuyor. 3 îtalya ile îngilterenin yaptıgi anlaşma iki memleket arasmdaki müna sebatı yoluna koymakla kalmayıp ayni zamanda dünyanın bazı muayyen saha lannda ve bahusus Akdenizde, Afrikada ve Yakmşarkta beraberce çalışmağı te min etmiştir. 4 îtalya 1927 senesinde akdolu nan gizli îngiliz îtalyan muahedesile kendi nüfuz dairesine dahil olduğu kabul edilen Yemenin yeni muahede ile istiklâlini tanıyarak Arabistan yanmadasmdan elini çekmiş, Filistin hakkmda teminal vermiş, Trablusgarb ve Bingaziden şim diden askerlerini çekmeğe başlamıştır. 5 İtalya îspanyadaki dahilî harbin sonunda buradaki gönüllülerini geri alacağmı ve yeni îspanyanın mülkî tamamiyetine riayet edeceğini beyan eylemiştir. 6 Habeşistanm îtılyaya ilhakmi tanımakta aza devletlerin serbest olma lan için yakmda toplanacak Milletler Cemiyeti meclisi ruznamesine îngiltere bir madde koydunnuştur. t <."|' ' ." : ; îngiliz Başvekili Roina' anlaşina^irim Avrupacta mükernmel ve dahaT teakul bir salâha ilk adım olduğunu isbat etmiş ve İtalya ile Fransa dahi anlaştığı takdirde umumî sükun ve huzura büyük bir hizmet daha gösterilmiş olacağını kaydetmiştir. İngiliz Başvekilinin temas ettiği bizim için en mühim nokta, îngiliz İtalyan müzakerelerinin Türkiyenin dahil bu lunduğu Balkan misakı devletleri tarafmdan memnuniyatle karşılandığını beyan etmiş olmasıdır. Balkan anlaşması devletleri Ankarada akdettikleri son toplantıda Avrupada karşı karşıya gelen şu veya bu grupun fi * kir ve kanaati tesiri altında kalmayıp sulK ve salâhı saglamlaştıracak bir hattı hareket tayin etmişlerdi. Bunun nekadar isabetli olduğu İngiliz Başvekilinin sözlerinden de anlaşılıyor. İtalyanın yeni Boğazlar mukavelesine şimdi resmen iştirak etmiş olması da Ankarada verilen kararlann hakikî ve mev"« cud vaziyeti gözönünde bulunduran realıst bir siyasetin müsbet neticesidir. Tür> kiye ile Yunanistan arasındaki sıkı tesa nüdün İngiltere Hariciye Nezaretinin gazetesi tarafmdan tarif edildiği veçhile isminden başka bir ittifak şcklini alması ve Hatay meselesinin son safhası Avrupanın umumî sükun ve salâhında Türkiye Cumhuriyeti politikasımn mühim bir rolü olduğunu isbat etmiştir. Hünkâr, Ağa Hüseyin Pasaya: Nakilci gidisi gene fitne uyandırmak ister. Uç beş gün içinde bir Ocak kurar gibi görünüp Ocaklı ile hesab görmek fırsatını bulacağım Peki. Söziine inanıp onu Kumbaracıbaşı yapacağım. Bakalım nıce davranır?. (1) Ve gene Mehmed îzzet Paşaya yüzünü çevirerek sordu: Sen ne düşünüyorsun paşa? Ben canımı uğrunuzda fedaya hazırım. Ferman buyurduğun giin kapım halkile Ocaklıya hücum ederim. Hayır duanız, yüce teveccühünüz sayesinde o dirinti takımm tepeleneceğine de eminim. Fakat devlet askersiz olmaz. Yeni bir ocak da kolay kolay kurulmaz. Onun için işe hazırhklı girişmek münasib olur sanıyorum. Ne gibi? llkin talimli asker düzmeğe başlamalıyız. T a ki Ocak kalkınca elimizde herhangi bir diişmana karşı götürülecek bir ordu bulunsun. Amcam da böyle düşündü, tahtından cüda düştü, canından da oldu. Bu sefer ihtiyatlı davranınz. Küçük bir ayaklanma görürsek harbederiz. Şimdiden o harbi göze alsak olmaz mı? Halk, bizim hücuma kalktığımızı görürse Ocaklı tarafını tutar. Onun için vebali biz yüklenmiyelim padişahım. Bu suretle başhyan muhavere uzadı, Hünkârla Mehmed îzzet Paşa arasında münakaşa yüz gösterdi. Sonunda ülemanın yardımile Ocaklıyı talime, nizama ve intizama davet etmek esasında ittifak olundu. Mehmed îzzet Paşa bu arada din ulularından Imam Mehmedin Siyeri Kebir adlı eserinin tercüme olunup bastırılması, Ocaklıya dağıtılması mülâhazasını da ileri sürdü. Onun fikrince cihad hakkında kuvvetli tahlilleri ihtiva eden o eser, ayni zamanda, mücahidlerin nizam altında bulunmaları lüzumunu da tesbit ettjğinden Yeniçerilerin hoşuna gitmiyecekti ve kitab belki yırtılaçaktı. Hocalar ise Imamı Azamın başşakirdi olan miiellife karşı gösterilecek bu hürmetsizlikten galeyana geleceği cihetle tasavvurftîunan. tesebbüslerde o galeyandan istifade olunabilecekti. (2) Hünkâr bu mülâhazayı beğenerek eseri tercüme ettirmek işini ona bıraktı, topçu Mustafayı da gizlice yanmda bulundurup hoşça muhafaza etmesi tavsiyesile kendısıne yoldaş yaptı ve her ıkısıne izin verdı. Gene topçu Ocak sevaısını hayh kaybetmiş ve padişahın düşüncelerine yüreği yana yana hak vermek ıztırarına düşmüştü. Ocağm yıkılmasile Nakilcinin de yıkılacağını düşünmek belki onda bu kanaat değisikliğini yaratan en kuvvetli âmildi. Fakat kendisi böyle bir ilme zihninde yer vermiyerek yalnız hakikatten nur aldığını sanıyordu, yakın ve korkunç bir mücadelenın heyecanı içinde Mehmed îzzet Paşayı takib ediyordu. Ağa Hüseyin Paşa işte o sırada saraya gelmiş olduğundan Ocak meselesi bir kere daha münakaşa mevzuu oldu, Sultan Mahmud onunla da bu işi konuştu. Bu zat, halis Türk kanı taşıyan bahadir vezirlerdendi. Edirneli olup o sırada 50 yaşmda ve şöhretinin en parlak deminde bulunuyordu. Babası, dedesi Yeniçeri olduğundan kendisi de henüz on, on ıki yaşmda iken Ocağa girmiş, muharebelerde ün alarak ağalığa kadar yükselmişti. Yurdsever ve her hakikati sezer bir adam olduğu için Ocağın vatana zararlı bir müessese olduğuna kanaat besliyordu. Bu sebeble «Kazanışerf» in ortadan k.ıldırılmasını gerekli görenlerin belIibaşHarından biriydi. Hatta bu lüzuma göre çahşmaktan da çekinmiyerek ağa iken zorbalardan birçocuğunu yok etmek celâdetini göstermiş ve Ocakla icabmda müca<Jele edilebileceğine örnek vermişti. (3) Fakat tek başına hareket eden bir adam olduğundan bu hamlelerı cesur bir nürnayiş mahiyetinde kaldı, hayatı ise tehhkeye düştü. Yenıçeriler onun plânın; nihayet sezmişler ve aleyhine tedbir almağa girişmişlerdi. Sultan Mahmud işte bu du rumda araya girdi. Vezir rütbesile şerefini yükselttiği hamiyetli Ağayı felâketten korumak için Ocağın basından aldı, Boğaz muhafızlığma geçirdi. Bu değişiklik, Yenicerileri Ağa Hüseyin Paşa hakkında suikasd hazırlamaktan alıkuymakla beraber onu gene gözönünde bulunduruyordu ve istenildiği vakit sahneye çıkan'iiasını mümkün kıhyordu. Nitekim hâdiselerîe dolu olan o curra gününün gecesi sonunda da hızla saaya getirilmesı kabıl olmuştu ve şımdı ayni ül küye bağlı iki mühim şahsiyet o ülküyü gerçekleştirecek mülâhazaları karsı karsıya mübadele edebilivordu. Sözü açan Hünkâr olup Ağa Hüseyin Paşaya şu .ıaberi vermişti: Nakilci gidisi gene fitne uyandırraak ister. Ben de artık kıhcı kınından çıkarmağa karar verdim. Uç beş gün icinde harekete geçeceğim, yeni bir ocak kurar gibi görünüp Ocaklı ile hesab görmek fırsatını elde etmeğe çalışacağım. Mehmed îzzet Pasa ile görüştüm, haıbe hazır olmasını söyledim. Bu işte sağ elim olacağın için seni de çağırttım. Ne düşünüyorsan söyle. Ağa Hüseyin Paşa omuzlannı silkti: Padişahım, dedi, Yeniçerilerin hali malum. Büyüklerini birer suretle ilzam etmek, küçüklerini de va'dü vaid ile rametmek mümkün. Fakat bu iki smıfın ortasmda mütevelli, ahçı ustası, haseki oturağı gibi adlar taşıyıp esami akçesinden istifadeye meluf olan bir takım müftharlar (bugünkü tabirle anaforcular, beleş gecinenler) var ki onlar hakkı kabul etmezler. Ayak takımmı isyana teşvik ederler. Nakilci işte o güruhun en azılısıdır. Çok şükür ki bu gibilerin sözü yalnız îstanbul kışlalannda geçer. Taşrada kendilerini kimse dinlemez. Ben kuIuna kalırsa bir tedbir kuralım. Sayılan o kadar çok olmıyan bu müfsidleri bir çırpıda haklıyalım. Sonra Ocağa düzen verelim. (4) Sultan Mahmud kurunun yanmda yaş da yanar, arada günahsızlara kıyılır, yazık olur diyerek bu mülâhazayı begenmedi. Daha doğrusu Ocağa düzen verilmek düşüncesini yarım tedbir sayarak ve kendi emeline uygun bulmıyarak öyle bir mütalea ile Ağa Hüseyin Paşaya muhalif göründü. Galib ve Mehmed îzzet Paşaların sözlerini birbirine mezcederek esaslı bir hamle yapılması fikrinde ısrar etti. Eski Ocaklı da padişahla münakaşayı lüzumsuz gordüğünden kendi mülâhazası üzerinde fazla tevakkuf göstermedi. Hay hay, dedi, öyle olsun. Ben kulun dairem halkile fermanını bekliyorym. İrade buyurduğun dakikada sarayi hümayuna gelirim. Bütün askerimle uğrunda can veririm. JÜ( 5lflran Mahmudheyecâh içinde sufdt; Ocaklıya karşı savaş başlayınca çabuk yetisebihr misın? Boğazm her yanmda kayıklar hazır. Ilk işarette askerimle îstanbul yakasma geçerim. Berhudar ol. Ekmeğim sana helâl olsun. Haydi var, yerine dön. Gözfinü buradan ayırma, kulağını da açık tut! Ve kapılara sığmıyan heybetli vezirin yanmdan aynlmasile beraber gene mahud çekmeceye koştu, mahud kanlı gömleği çıkarıp uzun uzun kokladı, sonra ezan okunduğunu duyarak Enderun camiine gitti. Kızlarağası, Çukadar, rikâbdarla tülbend, anahtar, peskir ağaları sinsi bir merakla kendini bekliyorlardı ve meydana çıkar çıkmaz yerlere kapanarak iclerindeki telâşı selâm vaziyetinde gene içlerinde hapsedip sezdirmemek yolunu bulmuşlardı!. (5) lAr/casi var) Dün bir adam karısmı Dr. emekli Amiral Fuad Şoför bir kişiyi ezmemek için iki kisivi yaraladı ağır surette yaraladı Dün, bir koca, geçimsizlik yüzünden karısmı ağırca yaralamıştır. Kadıköyünde Misakımillî sokak 25 numarada oturan Erbaalı 52 yaşlannda amele Durmuş, karısı 30 yaşlarında Ayşeyi memlekete götürmek istemiş, fakat nedense Ayşe buna muvafakat etmemiştir. Bunun üzerine aralarında «olurdu, olmazdD> diye bir münakaşa başlamış, bundan asabiyete kapılan Durmuş, bıçağmı çekerek karısını sol kasığmdan bıcakla ağır surette yaralamıştır. Yaralı Haydarpaşa Nümune hastanesine kaldırılmış, suçlu yakalan mıstır. Türk tıb âlemi dün tanınmış çehrelerinden birini daha kavbetmiş tir. Emekli Ami ral doktor Fuad Akçül dün, son vazifesi olan Sirkeci istasvonundaki Ba=hekimiik makamında çalışırken vefat etmiştir. Bp itibarla bu ölüm Merhvm Fuad denizcUerimizin ve Akqül şimencHfercilerimizin de matemi ol mustur. Doktor Amiral Fuad Almanyada o oeratörlük tahsil etmiş ve ilk vazifesi Bahrive Merkez hastanesinde opera törlük olmuştu Büvük Harbde Donanma ve Hicaz ordusu ba«hekimliklerini 3'apmış ve Mütarekede Ancdoluva fi rar ederek Millî Mücadeleve iştirak etmiş ve Millî hükumetin Sıhhive reis liğini ve bilâhare Bahrive Vekâleti Sıhhive reisliğini yar>mıştı. Bu son vazifesinden tekaüd edilen Amiral Fuad Avrupa Hattı Başhekimliği vazifesini yaDmaktaydı. Merhumun bugün cenaze namazî öğle vakti Beyazıd camiinde kılmdıktan sonra Merkezefendideki aile makberesine defnolunacaktır. Merhum Amirala Allahtan rahmet dileriz. Dün, iki kişinin yaralanması ve bir sütçü dükkânı camekânmm parçalanmasile neticelenen bir otomobil kazası olmuştur. Tophaneden Karaköye gitmekte olan 1523 numaralı hususî otomobil, Karaköye geldiği vakit, bir taraftan karşıya geçmek ıstiyen bir şahsı kurtarmak için direksiyonu kınnca, durak yerinde tramvay bekliyen Cevadla Refiayı ayaklanndan yaralamıştır. Bununla da hızını alamıyan araba Necatibey caddesinde 50/52 nu maralı sütcü dükkânma toslamışhr. Tahkikata derha! baslanmıstır. s ADLİYEDE Halic şirketinin davası Halic şirketinin îktısad Vekâleti ve Belediye aleyhine açtığı dava ticaret mahkemesince görülmüştür. Şirket Halic idaresinin Belediyeye geçmesinden dolayı îktısad Vekâletinden 7500 lira ve bir o kadar da Belediyeden istemekteydi. Mahkeme hükumetten tazminat ta lebini reddetmiş ve Belediye aleyhinde açılan davanın görülmesine karar ver miştir. CEMIYETLERDE Fırıncılarda birlik hareketi Fırıncılar cemiyeti son idare heyeti nin üzerinde çalışmakta olduğu Fırın cılar şirketi işinin ilk adımı atılmıştır. Üsküdarm on yedi fınn sahibi bir araya gelerek bir şirket kurmak üzere muameleve girişmişlerdir. Fırıncılar, aralarında şirketler kurmakla müşterek hareketin vereceği kolayhklardan istifade edileceği. bir kısım fınnlarm ka patılmasile masrafm kısılacağı ve bu suretle de hükumetin İstanbulda ek mek fiatlannı ucuzlatmak arzusunun daha kolaylıkla temin edileceği kanaatindedirler. Bir morfin müptelâsı Arosyan admda 18 yaşlarında bir gene kız dün Müddeiumumüiğe müra caat ederek: c Morfin kullanıyorum, bu iptilâdan beni kurtarın!» demiştir. Oldukça münevver bir gene kız olan Arosyanı Müddeiumumilik Adliye ta babetine göndermiştir. Adliye tabibi Enver Karan muayene sonunda Arosyanm müşahede altına aImmasına lüzum göstermiş ve bedbaht kız geç vakit Tıbbıadliye gönderilmiş tir. Şoförler cemiyeti riyaseti Otomobilciler ve Şoförler cemiveti nin yeni seçilen idare heyeti Ticaret Odası meclisi idaresi tarafmdan tasdik edilraiş ve cemiyet riyasetine azadan Hakkı seçilmiştir. îstanbul Ticaret Odası endeksleri Oda bu endeksleri badema her ay neşredecek VtLÂYETTE Vali Atihaya gidecek tki yanaşmanın attığı dayak Bakırköy civarında İncirli köyünde rençberlik yapan 16 yaşlannda Osman isminde bir gene, Muhiddine aid biti şik tarlamn kenarmdaki otları keser ken, Muhiddinin yanaşmalanndan Hasan ve Ahmedin tecavüzüne uğramış ve dayak yemiştir. Şahidrerin ifadelerile Hasan ve Aîr medin suçları sabit görülmüş. her iki yanaşma yirmişer gün hapse mahkum olmuşlardır. Uçü de tevkif edildi Muhtelif tarihlerde müteaddid yer lerden birçok eşya çalmaktan suçlu Cemal, Ahmed ve Kâmil adlarında üç kişinin dün asliye birinci cezada sor guları yapılmıştır. Sorgu esnasmda her üçü de müşterek işledikleri suçu bir birlerinin üstüne atmak istemişlerdir. Üç surlu da tevkif edilmiştir. Suçunu inkâr ediyor Beyoğlunda Devlet sokağında oturan Pakize isminde bir kadmın randevu culuk yaptığı hakkında polise bir ih bar vaki olmus ve vapılan anî bir bas kın neticesi evde üç gene kızla üç erkek bulunmuştur. Muhakemenin dünkü celsesinde dinlenen Pakize, sucunu inkâr etmiş. randevuculuk yanmadıŞını sövlemistir. Muhakpme, ??hid celbi için başka bir evne talik eiilmi^tir. İstanbul Vali ve Belediye Reisi Atinaya davet olunmuş ve hükumetçe de Muhiddin Üstündağm buraya gitmesi ne müsaade edilmiştir. Valimiz, pek îstanbul Ticaret Odası, şimdiye kadar yakında Atina ziyaretini vapacaktır. üç ayda bir neşrolunan îstanbul toptan SEHİR tSLERÎ eşya fiatlan endeksini bundan sonra her ay neşre karar vermiştir. Oda bu şekilde Buğday ofisi için hazırlıklar endeksin bu senenin ilk ayına aid olan Ekmek meselesinin ıslahını temin ve kısmını neşretmiştir. unların karıştırümasına mâni olmak Endekse göre, geçen senenin vasatisi maksadile hükumet merkezinde bir ne nazaran bu senenin ilk ayı endeksinde buğday ofisi teşkiline karar verilmişti. gjd«<=n»d«W«ı«cle,«kaliTe,« çay ı vs "tiüö» İstanbuldaıt€\iîöudsekiz! kadar değir de cüz'î, fakat ham maddede esash men bu ofisin nezareti altmda işliye cek ve Belediye buradan aldıjfrunları fırınlara taksim edecektir'.r Ö(f n"tftdsta eşyasında da buna muvazi olarak bir iptidaî hazırlıklar yapılmaktadır. fark göze çarpmaktadır. Gerek ithalât, gerekse ihracat maddelerinde de ayni Izmir mıntakasından gelen kesim hayvanları düşüklüğü görmek kabildir. Fakat geçen Et meselesini idare etmekte olan yesenenin endeks vasatisi ile bu senenin ilk ayı kâfi bir mukayese teşkil etmediğinden ni şirketin şimdiye kadar getirttiği keilk aym endeksi sadece takribî bir fikir sim hayvanatı Adana mıntakasından gelmekteydi. Dün ilk parti olarak Iz vermektedir. mir mıntakasından da gelmiştir. Bun MÜTEFERRtK dan sonra her iki mmtakadan da muntazaman kesim hayvanatı gelecektir. 19 mayıs şenliklerine hazırlıklar devam ediyor Gelecek seyyahlar Bu ayın on beşinde şehrimize 350, on altısmda 300 İngiliz ve yirmi birinde de bin kadar Alman seyyahı gelecek tir. Bu suretle bu ay zarfında şehrimize gelen seyyah miktan iki bini geçmiş bulunmaktadır. (1) «Evvelce Kütahyaya surülen K.apıcıbaşı Dede Mustafa Ağa tasavvur ciunan ıslahat sırasında işe yarıyacağı anlaşıldığından Kumbaracıbaşı yapıldı». Cevdet tarihi C: 12. S: 1İ3. (2) «Zatı şahane askerin tanzimine ve talımine niyet eylediğinden ve Imamı Azamm has tıimızi Imam Mehmed Hazretlerınin Siyeri Kebirı de cıhad mesele.erıni ihtiva eden bir eser bulunduğundan hoc<ı Mün:b Efendıye tercüme ettırilerek bas:ırıldı. Bırer nushası Oeaklara verıldı. Fakat Ocak ağalarmca bu hareket hoş gorulmiyerek ta*ralardaki Yeniçeri elebaşıiarma mektublar yazıldı. «Sakının, bu kitaba ıculak asmaymız. Sız, Ocağın kammlarınaan şaşmayınız* denildi. Cevdet tarihi C: 12. S 134. (3ı Ağa Hüseyın Paşanın Yemçerıleıın başkumaiidanlığı mevkıinde iken yaptığı işleri tarih şoyle anlatıyor. «Itimad eylediği odabaşıları gizlice ve bırer bırer yamna çağırarak: «Ocağımızda ahçı ustalar neferlerin işlerıne karışmayıp sizin emri niz altmda çalışmağa mecbur iken şımdi kanun bozulmuş, onlar sizi nefer ve hatta paçavra yerine koyup soğe doğe kullondıktan başka halka da zuıum ettiklerınden butün âlem bizden usanmıştır. Bunun bir çaresine bakmalı, suçu sahıbinin üzciırıe bırakmalı, Sultan Süleyman kanununu diriltmelidir.Siz de zabitliğinizi takınma.ısınız» diyerek ve daha birçok şeyler söyliyerek odabaşıları ustabaşılar aleyhine kışkırttı. Sonra meydanı zorbalıkla ün alan seğirdim ustalarına bırakıp bir koşeye çekilen yakın ustalarını yanma getirtti. «Sizin de admız usta iken seğirdim ustalarına neden mağlub oluyorsunuz. Böyle hakaret altında yaşamanıza ben razı olamam» mukaddemesile bir hayli tekerlemeler sarfedip iki sınıf ustalar arasını açtı. Dişli zorba lardan bir kısmını rütbeler, mukataalar verdirerek Istanbuldan uzaklaştırdı ve onlardan çoğunu yolda, yahud vardıkları yerlerde öldurttü. Istanbuldaki eşkiyanın da bir haylısini zindanda, kapı ahırmda boğdurttu ve üç ay içinde şehri bellibaşiı zorbalardan kurtardı. Hatta zatı şahane bir cuma selâmlığmda «Hüseyin Ağa, mahud eşkiyadan artakalan var mıdır?» diye sordukta: «Efendim. Anların birisi kalmadı. Amellerinin cezası verildi. Yalnız çakeriniz 19 mayıs şenliklerine hazırlama ko kisyonu dün de Vilâyette Vali muavini Hüdainin yanında toplanmıştır. E^^elce de yazdığımız gibi talebe ve sporcuların istirak edecekleri bu bayram şehrimizde Taksim stadyomile Beşiktaş ve Fener stadyomlarında tes'id edilecektir. Merasim Vali Muhiddin Üstündagın bir söylevile acılacak, Şe ref ve Fener stadlarında Vilâyetin ve fh*'var bi'viiriiliik su^lusu Kolordu kumandanhğının birer mü Gediknasada büvr^ülük vaparken suç me^sili bulunacaktır. Merasime sabah saat dokuzda başla ü=tür>'1p vakaianan 74 va=lanndaki a i C!Vp <: rab I.Tî^fnnaTi'n mı '^ rne ine d" nciiye dördüncü cezada devam edilmişTayyare şehid^e^i iht'faîi tir. 15 mavıs tavyare seb;d1eri ihtifalidir r Su"lu Hivf'oü d'în de ev^'elki ifade Fatih Tayyare sehıdle i abidesi önünde yanılacak ihti^al icin İstanbul Tavvare lerini t°krarlıvarak: eti bir proffram hazı^amaktadır. « P°n büvücülük füân vanmadım. c B ar?•>+ e^°Tek mn ka vazma nr •pr">^;i/>rir>e rnncVavı yaKonserve fabrikatorlan dün verdim. Fakat para almadım.» Odasında b'r tonlantı vanrnı^ard'r. Ru to^lantıda konserve sanaviimizin inki için baş cPfı IVOÎP^D TO'rii=ülmüctür. ka bir güne ta 1:1 Bursada bir yaralama Bursa (Hususî) Bahar bayramını kutlulamak için istasyon civarındaki bahçelerde kafalan tütsüliyen birkaç kişi hiç yoktan birbirlerine küfür ederek kavgaya başlamışlar, biraz sonra bu kavga bıçaklara dayanmış ve nihayet dört kişi birbirlerini yaralamışlardır. Polis yetişerek hepsini hastaneye kaldırmıştır. Yarala nanlar şunlardır: Hıdırlık mahalîesinden Cemil :>ğlu Yusuf, Hasan oğlu İbrahim, Paşa mahalîesinden Niyazi oğlu Enver, Hacıseyfcddin mahalîesinden Hüdaverdi oğlu Ömer. Bunlar birbirlerini başlarından, yüz lerinden ve ellerinden yaralamışlardır. Maksim mahalîesinden ve mükerrer sabkahlardan Berbad Tevfik admda biri de Tango İbrahim isminde birisini çakı i1= burnun^an yaralam'stır. Muharrem Feyzi TOGAY Yeşilköydeki meçhul cesedin kim olduğu anlaşıldı Ev\relki gün Yeşilköy feneri dibinde bir kadm cesedi bulunmuştu. Yapılan tahkikattan mezkur cesedin, Kadıköy^de Moda caddesinde 21 numaralı evde oturan Güzide Sabrinin yanmda ikamet eden Rukiyeve aid olduğu anlaşılmış tir. Rukiye 63 yaşında olup akıl hastalığına müptelâ idi. Hububat ihracatoılan. Türkofis ta Bursada seyyahlar için rp'iTri'n vami^n bîr davet iWerme dün kolaylıklar ofisin îstsnbul şubesinde bir tonlantı Dün. Ürnversiteve ba 5 lı Yabancı Dil yanmı«lardır. Bu torjlantıda bu?dav ve Bursa (Hususî) Mayısm altıncı '<=r rnekte'hi irp+ihanlarına ba'lanmı^tır. aroalarımızm standardı meselesi üze günü kurulacak olan büyük panayır müflk de^a olarak A kurundan 800 talebe rinde görüşülroüs+ür. nasebetüe şehrimize gelecek olanlara bir vazılt irp+;^=»na t»bi tutıilmn'tur. Bu kolayl'k olmak üzere belediyemiz ha gün de G knnmun imtihanlarma de mam, lokanta ve otellerde yüzde yirmi vsm e Ekalliyet mekteblerinde tenzilât yapılmasına karar verildiğini imtihanlar mezkur müesseselere bildirmiştir. Yaz kaîdım» cevabını verdi. Padişah onun hizDünkü nüshamızda resmî mekteble müddetince her pazar günü ayni şekilde metini takdir ettiğirnden gene Yeniçeri ağalığında kalmak uzere kendisini vezir rin imtihan günlerini yazmıstık. tstan yüzde yirmi tenzilât yapılacakhr. Bu yaptı ve ondan sonra (Ağa Paşa) diye anı bul Kültür direktörlüğü ecnebi ve ekal faydalı karara, bütün otel, kaplıca ve lolır oldu. liyet mekteblerinin de muayyen bir kanta sahibleri memnuniyetle iştirak et (4) Cevdet tarihi. C: 12. S: 147. günde tatil ederek imtihanlannı da mi«'erdir. (5) Topkapı sarayında ve o devirde her muayyen zamanlarda yaprralan ve bu sabah bir nobetçi orta kapıda beklerdi. A mekteblerdeki muallimlerin birbirleriZafranboîuda müsabakalı yasofyada her sabah ezan okunduğunu dumümeyviz olarak gönderilmeleri sergi yunca kapınm buyiık halkasını tıkırdata ne rak nobetçi akağaya haber verirdi. O da icin Vekâlete müracaatte bulunmuştur. Zafranbolu (Hususî) Bir mayıs ^ ı •« nobetçi meyzine keyfiyetı tebliğ ettığmden bahar bayramı münasebetile demirçelik kitabhane merdiveni üzerinde ezan okuKartalda bir tren kazası nurdu. Enderunlular işte bu ses uzerine saKartalda bir kaza olmuş, tren ma fabrikasında hayvanlı nakil vasıtaları saray camiine giderler, padişahı beklerlerdi. hiblerini, hayvanlarına iyi bakmağa teşPadişahlar, yanlarmda Kızlarağası ve sa nevra memuru Galib hat üzerindeki ire olduğu halde haremden çıkıp camıye ge vagonların yerlerini değiştirirken va vik için müsabakalı bir sergi açılmıştır. lirlerdi ve namaadan sonra mabeyn deni gondan düşerek başmdan ağır surette Hayvanlarına iyi bakanlara muhtelif iklen daireye giderlerdi. yaralanmıştır. ramiyeler verilmi§ür. r»*ll«.r ınektebi Feci bir kaza Beşiktaşta Caferağa sokağında 7 numaralı evde oturan îhsanırt çocuğu bir buçuk yaşlarında Sevim isminde bir yavru dün altı metre yükseklikteki açık pencereden sokağa düşerek ağırca yaralanmış ve baygın bir halde Şişli Etfal hastanesine kaldırılmıştır. Cumhuriyet Abone şeraiti Nüshas] 5 kuruştar Türkiye Harie icin icin Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. Alb avlık 750 » 1450 • Üç avlık 400 > 800 > Bir ayhk 150 » üoktur