19 Mart 1938 CUMHURIYET Hfidiseler arasında SON SİYASET ALEMİNDE: Melemeler ve hakikatler ir telgra/ haber veriyor ki, Freud'un Yahudi olduğu için Viyanadaki evi tarassud altma almmış. Bu, bana, meşhur Einstein'in birkaç sene evvel Freud'a yazdığı bir mektubu hatırlattı. Büyük riyaziyecinin «Dünyayı nasıl görüyorum?» adlı kitabına koyduğu bu mektub, İsadan Kant'a kadar yeryüzünde bütün müstesna kafalarm vatancı değil, insaniyetçi olduklannı hatırlattıktan sonra, muhatabını hem serefli bir ruh doktoru, yorum ki, bu mahcubiyet bana raci de hem de bir harb düşmanı olarak selâmlar. Mektubun bundan sonraki ğilmiş.» Ziya Gevher Etili beyanatına devam satırlanm aynen tercüme edeyim: ederek memurlarını kursa tâbi tuttukları «Eminim ki çahşmalarile terakmüddetçe maaş veren bazı devair isim kinin yolunu çizen büyük adam • lerini zikrederek demiştir ki: lar, mahdud bir daire içinde kal« Memur olduğu halde kursa de mtş olsalar bile, adeta ittifakla, vam edip de maaş almak bizim malî u ayni ideale sahibdirler. Fakat bunsullerimiz içindedir. Ve mevcuddur» Zilann, siyasî tekâmül üzerinde, pek ya Gevher Etili kursa devam eden muallimlere maaş verilmesi lüzumu etrafın az nüfuzları vardtr. Milletlerin kasahası, da noktai nazarını bir defa daha izah et derini tayin eden politika frensiz ve mes'uliyet duygusundan miştir. mahrum adamların eline teslim eMiirtakaşalar Bütçe Encümeni mazbata muharriri, dilmiştir. Hükumetler ve şefler, fi' Maarif Vekilinin izahatından sonra orta kir ve ahlâk olarak, milletin yük yerde haksız bir muamele bulunmadığının sek tabakalarını temsil etmezler. anlaşıldığını ve binaenaleyh maaş şeklini Bugün, kavimlerin tarihi üzerinde değiştirmenin lüzumsuz olduğunu söylegüzidelerin hiçbir nüfuzu kalma raiştir. Ziya Gevher Etili, kursa devam mıştır. Onların dağtnık bir halde edenlerin her hangi bir şekilde olursa olsun ailelerine bakılmalarının bir hak bu bulunmalart günün meseleleri üstünde beraber çalışmalarına mâni lunduğuna işaret etmiştir. Bunun üzerine cevab veren Maarif oluyor.» Mektubunun sonunda, Einstein, Vekili Saffet Arıkan, sıayı malî nisbetinbugünkü dünyanin güzidelerind beyde bu muallimlerin ailelerine bir miktar para verilmesinin derpiş edildiğini, bu se nelmilel karakterde bir topluluğa ve ne verilecek para olmadığını, tevziatın Milletler Cemiyetine zahir olmağa çağınyor. vaktile yapıldığını söylemiştir. Viyanalı doktorun o zaman bu Mazhar Müfid Kansu da, bu kurslara yalnız ailelermi geçindirebilenlerin gire mektuba vermiş olabileceği cevabın ceğini, bunun doğru olmadığını, her şey mahiyetini bilmiyoruz; fakat hâdiseden evvel bunlara verilmek üzere neka lerin bu mektuba verdiği cevab gözödar para lâzım olduğunu öğrenmek iste nündedir: Milletler Cemiyeti felce diğini bildirmiştir. Tahsin San (Aydm) uğradı. Siyasî şefler, ne meşhur rida ortamekteblere muallim yetiştirme usu yaziyecinin, ne de meşhur ruhiyat lünün ihtiyacı karşılamaktan uzak oldu doktorunun fikirlerini almağa lüzum görmeden, Milletler Cemiyetine de ğunu ilâve etmiştir. arkalannı çevirerek, ileri hareketleriKabul edilen kanun En sonra Maarif Vekili Saffet An ne devam ediyorlar. Bugün Freud'un kan, bütün hatiblere teşekkür etmiş, büt evi nazilerin göz hapsi altındadır. Millet Meclisinin dünkü I içtimaı münakaşalı oldu Kursta tahsilde bulunan muallimlere maaş tahsisine imkân görülemedi. Maarif Vekili, ileri sürülen mütalealara cevab verdi Ankara 18 Bugün Fikret Sılayın başkanlığında yapılan Millet Meclisi toplantısında Meclisin 1938 yılı şubat ayı hesablarına ve Büyük Millet Meclisi müştemilâtındaki eşyaya aid mazbata okunduktan sonra orta mekteb muallimi yetiştirmek için Gazi Terbiye Enstitü sünde açılan kursa devam eden muallimler hakkındaki kanunun müzakeresine geçilmiştir. Polonya Litvanya ihtilâfının esası Senelerdenberi aralarında siyasî münasebat olmıyan iki memleketi harbe kadar sürükliyecek gibi görünen ihtilâf Vilna meselesinden doğmuştur Yazan: MUHARREM FEYZ1 TOGAY IHEM NALINA MIHINA Gücü gücü yetene! ulhu sevenlerin bakımına göre çok mevsimsiz, ortalığı kanştırmak istiyenlere göre de, belki tam zamanmda, yeni bir ihtilâf çıktı. Lehistanla Litvanya arasmdaki hâdiseyi kasdediyorum. Varşovada, halk, galeyan içinde «Litvanyayı zaptedelim» diye ba" ğırıyormuş. Doğrusu, ben de olsam bağırırdım. Çünkü, kaç yıldır, dünyanin gidişi «gücü gücü yetene» şeklini aldı. 1930 danberi Japonya, Çine hücum edip Mançuko'yu aldı. Ses çıkaran olmadı. îtalya Habeşistana hücum edip bu devleti, ortadan kaldırdı. Şöyle bir gürültüden sonra, Italyanın Hebaşistanı yutması sağdan soldan hoş görüldü. İspanyada millet ikiye aynldı, kanlı bir kardeş kavgası başlad». Bir taraftan Almanya ve îtalya, diğer taraftan Sovyet Rusya bu müca deleyi bastıracaklarına kızıştırdılar. Onlarm yalnız silâh ve levazım değil; as ker göndererek yaptıklan müdahaleye kimse ses çıkarmadı. 1933 tenberi her martta, bir darbe indiren ve bir muahede yırtan Almanya, nihayet 1938 martında Avusturyayı da ilhak etti. Bir gürültü daha koptu am ma, saman alevi gibi yanmasile sönmesî bir oldu. Şimdi de, bütün emrivakilerin muvaffakiyetle neticelendiğini gören Lehistan, küçük komşusuna bir ültimatom verdi. Ultimatom müddeti bittikten sonra, Leh ordusunun Litvanyaya gireceği ve bu küçük devleti deve yapacağı muhakkak gibidir. Mademki tarifi için bitip tükenmez müzakereler cereyan eden «mütecaviz» in yaptığı yanına kâr kalmaktadır; o halde, her kuvvetlinin komşusuna tecavüz etmesine ne mâni var? Gasbm ve gasıbm cezasız kaldığı bir yerde, elbette cüretler artar ve elbette asayiş bozulur. Maamafih, bugün yapılan tecavüz lerden yalnız mütecavizler değil; onlar kadar Büyük Harbin galibleri de mes uldür. Bu galibler, o zaman «Veyl mağlublara!» diyerek dünyayı diledikleri gibi taksim ettiler. Aslan payını kendileri aldılar, bir takım yeni devletler kurdu lar. Bunlann arasında, kendi kendileri ne yaşıyamıyacak ve kendi kuvvetlerile istiklâllerini ve varlıklannı koruyamıya cak küçücük devletler de icad ettiler. Büyük balık küçük balığı yuttuğu gibi, büyük devletler de kendi komşulan olan küçük devletleri yutacaklardır. Bu yutmalara mâni olacak, hiçbir kuvvet yoktur. Mütecaviz ve gasıbı, yalnız efkân umumiyenin bir kısmı takbih etmektedir. Bu maddî cürümlerin cezası sadece manevidir. Hatta o da tam değildir. Çünkü bir taraftan takbih sesleri yükse lirken diğer taraftan «bravo, yaşa!» naralan çınlıyor. O halde, 1918 de galiblerin yaptıklarını, 1938 de bazusuna güvenenler ne den yapmasınlar? Altta kalanm canı çıksın!.. Maarif Vekilinin izahatı Bu münasebetle söz alan Maarif Ve kili Saffet Arıkan, demiştir ki: « Bu kanunun geçen müzakeresinde bulunamadığımdan müteessirim. Ar kadaşım Ziya Gevher Etili bu kursa iştirak eden muallimlere maaş veya bir aile parası verilip veri'miyeceği hakkında benden bir sual sormuş ve Heyeti Celile kanunun müzakeresini tehir etmiştir. Arkadaşlar bu esasen hükumetçe düşünülmüştür. Nitekim Bütçe Encümeninizde de bu mesele mevzuu bahsolmuştur. Malumu aliniz bu muallimler orta tahsilin en sıkışlk olan muallim kadrosunu takviyeye yarıyacak elemanlardır. Hakikaten değerli olan bu elemanlan müm kiin olduğu kadar artırmak arzumuzdur ve bunlan bir sene kadar derdi maişetten azade kılarak heyeti umumiye arasından en gdzidelerini seçmek çarelerini anyoruz. Eğer biz bunlann memlekette kalan ailelerine maaş verebilir ve en güzidelerini seçmek fırsatını bulabilirsek kendimiz için de bir nimet sayacağız. Bu suretle bunlann en iyilerini a labileceğiz, bu mesele esas itibarile hü kumetçe derpiş edilmiştir. Ve Mali ye Vekâletile hali müzakeredeyiz. Bütçe encümeninde de görüşeceğiz. Önümüzdeki sene maliye nisbetinde bir teklifte bulunacağız.» O mektubu yazan Einstein, iddia çe müzakereleri sırasında her suale cevab ettiği gibi insaniyetçi bir fikirden devereceğini söylemiştir. Ziya Gevher teşekkür ediyor Maarif Vekilini takiben söz alan Ziya Müzakereleri müteakib kanun reye ğil, haHs Yahudi olduğu için jüdaist prensiplerden ilham almıştır. InsaniGevher Etili, bu muallimlerin ailevî va konulmuş, şu şekilde kabul edilmiştir: yetçilik taslıyan bütün ideolojilerin ziyetlerinin hükumetçe de düşünülmekte «Oria okul öğrelmeni yelişiirmek makolduğuna dair Maarif Vekiîi tarafından sadile Gazi Terbiııe Ensiitüsünde açılan maskesi altındaki hesablara ve endiverilmiş olan izahata teşekkür ederek bun kurslara devam efmı? veua devam edecek şelere, objektif ilim adamı hüviyetidan evvelki bir toplantıda kanunun mü olan öğreimen okulu mezunu öğreimen • ni feda ettiği için, mektubunda en azakeresi esnasında Bütçe encümeni maz lerden ilk okul öğretmenliğine dönmiiş ve çık hakikatleri örtmeğe çalışıyor: bata muharriri tarafından verilmiş olan ya dönecek olanlarla orla okul öğrelme İsadan Kant'a kadar yeryüzünün büizahata temas etmiş ve demiştir ki: ni iken mtzkur kursa işürak etmiş. veya tün büyükleri ayni beynelmilel idea« Bütçe encümeni mazbata muhar edecek olanlann kursta geçirdikleri ve ge le sahib değildiler. Şu kadarcık sünri Raıf Karadenız, encümen namına de arecekleri müddel, öğretmenlik terfi kı tunda, topunun fikirlerini hatırlatdi ki, bütçemizde böyle bir teamül yok demlerine zammedilir ve bu müddet için mak imkânsız olsa bile birkaç misal getirebiliriz. tur. Ben de bir iki sey saydım. Hatta bunlara maaş verilmez.'» mahcub da oldum. Demek ki böyle birşey Şüphesiz, Demokrit gibi, «yüksek B. M. Meclisi pazartesi giinü toplanayokmuş dedim. Simdi tetkikatımdan anlı caktır. bir ruhun vatam kâinattır.» diyenler KiınııniıınmillllllllllllfllllllllinillllllUllllllülllllinnımınınuıı çok vardı. Musset «büyük san'atkârlann vatanı yoktur.» diyenlerdendi. Anatole France şöyle alay etmişti: «Insan vatam için öldüğünü zanneder, halbuki birkaç sanayicinin keyfi için can verir.» Bir de ötekileri dinliyelim. SaintSaens her san'atkânn bir vatam olduğunu, fakat san'atın vatanı olmadığını söyler. Pasteur ayni fikri ilim için tekrarlıyor: «İlmin vatanı yoktur a n » ilim adammın Londra 18 Müsteşar Batler Ankara 18 Alâ Hazreti Hüma vatanı vardır.» Fakat bütün bu düşüAvam Kamarasında bir bevanatınyun Rıza Şah Pahlevî'nin velâdetinin nüşler arasında Einstein'a tam cevab da, îngiliz hükumetinin Habeşis altmışıncı yıldönümü münasebetile Rei olabilecek bir tanesini hatırlatabiliriz tanda, İtalyan kontrolu altında busicumhur Atatürkle Majeste Rıza Şah ki, bugünün bütün siyasî felsefesini lunan kısımlarda İtalyan hükumearasında aşağıdaki telgraflar teati olun tini filen tanımakta bulunduğunu tek bir cümle içine sıkıştırmıştır. muştur: bildirmistir. (a.a.) Kergoachet'nin sözü şudur: «KurdAlâ Hazreii hümayun Rıza Şah Pahlevî lan koyunların üstüne saldırtan şey, Bir ticaret muahedesi Şahmşahı Iran ezelî sulh taraftarlannm melemeleriLondra 18 (Hususî) îngiltere dir.» ile Italya arasında bu akşam yeni TAHRAN bir ticaret anlasması imzalanmış Velâdeti şahanelerinin altmışıncı yıl Habre insaniyetçilik meleyenler tır. Para meselelerinin halli icin dönüjıü münasebetile en samimî tebrikbu cümle içindeki mes'uliyetlerini iki devlet arasında ayrıca bir de lerimi arzetmekten çok haz duymakta kavramalıdırlar. Habeşistan, Yukaklering anlasması imzalanmıştır. yım. Yüksek ve feyizli idareleri altında n Çin ve Avusturya, hep bu meleYeni anlasmalarm iki memleket adost ve komşu îran devletinin günden melere kurban gitti! rasındaki ticarî münasebatm inkisafma fevkalâde yardım edeceği güne artan inkişafını görmekle bahtiya PEYAMİ SAFA rım. Bu vesile ile zatı biraderanelerine Ankara Hukuk Fakültesinde uzun ömür ve saatler diler ve kardeş İran milletinin refahı hakkında halisane te yeni imtihan usulleri mennilerimi tekrar eylerim. Ankara 18 (Telefonla) Ankara Hu Polonya Litvanya vaziyetini gösterir harita Avrupa sulhu birçok noktadan tehli kelerle karşı karşıya idi. Bunun başlıca sebebi Umumî Harbe nihayet veren sulh muahedelerinin akdinde milletlerin dilek ve ihtiyaclarından ziyads galib devletle rin siyasî ve askerî hırs ve emellerinin tatmin edilmesi düşünülerek gayritabiî hudud ve vaziyetler ihdas edilmiş olmasıdır. Meselâ Almanyanın şark hududunda Memel nehrinin öte sahılindeki dar arazi sırf bu devleti bir gün şarka doğru ilerlemesine üssülhareke olacak bir köprüba şından mahrum etmek üzere Versay muahedesile Almanyadan tefrik edilmişti. Lâkin siyasî ve idarî muakadderatı tayin edilmeyı'p ileride süfera konferansı yahud Milletler Cemiyeti tarafından halline bırakılmıştı. Memel arazisinin ekseri nüfusu Alman olduğundan yabancı bir idare olan Litvanyaya tevdi edileme mişti. Lâkin memleket küçük ve kendi kendisini idareye müsaid bulunmadığından müstakil bir varlık haline getirilme sine de imkân görülmemişti. Daha doğ rusu burası müstakil bir Alman hükumeti olduğu takdirde günün birinde gene Almanyaya iltihak edeceği düşünülmüştür. Memel arazisinin muvakkaten idaresi icin Milletler Cemiyeti komiserinin riya seti altnda bir komisyon kurulmuştu. ASdyişin muhafazası da Fransanm gönderdiği kuvvetlere bırakılmıştı. 1923 senesinde Litvanya hükumeti, daha evvel Vilnaya Lehlilerin yaptığı bdskmı örnek tutarak Memel arazisine bir baskın yapmış ve Milletler Cemiyeti namına hükumet yapan komisyonu ilga etmiştir.. Fransız kuvvetleri sevkulceyşi cihetinden mühim olan bu yerin yabancı bir idarenin elinde daha ziyade emniyette olacağını düşünerek mukavemet etmemişler ve emrivakie göz yummuşlardır. Lâkin bir Alman yurdunun göz göre bilâkayd ve sart yabancı bir idarenin altında bırakılmasım diğer devletler ve bahusus Amerika hazmedememislerdir. Bu devletleri memnun etmek için meşhur Amerikan devlet adamı ve diplomatı Nor man Davis'in riyaseti altmda teşkil edilen ve Milletler Cemiyeti namına hareket eden bir komisyon Memel arazisinin Litvan ya hükumetinin hükümranî hakkı altında bulunduğunu tanımakla beraber kanun Iarın yapılmasmı ve hükumetin idaresini yerli Almanların eline bırakmışb. Lâkin Litvanya hükumeti hüküm ranlık hakkına dayanarak valii umumisi vasıtasile Almanların ekseriyeti haiz bulundukîan hükumeti ve parlâmentoyu bir çok defa tatil ve tebdil ederek Milletler Cemiyetinin Almanlara verdiği muhtariyet hakkının tatbik edilmesine imkân bırakmamıştır. Hatta Hitler Almanyanın mukadderatmı eline aldıktan sonra Litvanya memurlan Memel Almanlannı o kadar tazyik etmişlerdi ki az kalsın Almanya he nüz kâfi derecede silâhlanmamış olduğu halde Memel'in üzerine yürüyecekti. Ancak İngilterenin tavassut ve müdaha lesile Memel Almanlan üzerindeki taz yikin tahfif edilmesi üzerine Almanya şimdilik Memel Almanlarınm hakkını korumakta ileri gitmemişti. Lâkin o zamandanberi bu Alman yurdunu ilk fırsatta kurtarmağı kat'î surette tasmim etmiştir. İşte Litvanyada Avrupa sulhunu tehdid eden lüzumsuz vaziyetin bir ciheti bu Memel arazisinin uğradığı akıbettir ki Almanya ile şimalişarkî komşusu arasınd* devamlı kin ve adavet uçurumu aç m;ştır. Halbuki Almanya Umumî Harbin son senesinde Rusyayı mağlub ettiği zaman Litvanyayı müstakil bir krallık haline getirmişti. Bu krallık, payitahtı Vilna olarak 1918 senesi sonuna kadar yaşamıştır. Almanya Umumî Harbde mağlub olarak Litvanyadan ve etrafındaki yer lerden alâkasını kestikten sonra bu memleketi Bolşevikler istilâ ettiler. Cumhuriyet halinde teşekkül eden yeni Litvanya hükumeti Kovno'ya çekile rek kendisini müdafaa ediyorlardı. Bolşevik kuvvetleri ise memleketin tarihî payitahtmda ve etrafında iyice yerleşmişlerdi. Sovyetler Lehistan ve Lit vanya ile yaptığı harbde mağlub olduktan sonra Vilna'yı Moskova muahedesile Litvanya cumhuriyetine iade etmişti. Fakat bu defa da Lehliler Vilna ve havalisini zaptettiler. Leh Generali Z a leski, tıpkı İtalyan şairi d'Anunçio'nun yaptığı gibi bir miktar askerle Vilna'ya baskın yaparak orada bir Leh hükumeti kurmuştur. Bu hükumetin millet meclisi Vilna'nın Lehistanla birleşmesine karar vermişti. Lehistan hükumeti 1922 senesinde verilen bu karan tasvib ederek iki memleket birleşti. Lehistan Fransanıh mSttefiki olup Avrupa pohtıkasında çok ağır bastığından Vilna'nın Lehıstana ılhakım süfera konferansı 1924 te kabul etmişti. Lâkin bu vaziyet Litvanyalı milliyet perverlere çok ağır gelmişti. 1927 senesinde Papa'nm Vilna'ya bir piskopos tayin eylemesinden Lehlilerin icad eylediği vaziyeti tasdik manasını çıkaran Litvanyalılar Lehlilere karşı arka bulmak için komünistliğe temayül etmişti. Az kalsın bu cereyan Litvanyayı Avrupanın ikinci bir sovyet devleti haline sokacaktı. Lâkin bir darbei hükumetle Noldemass'ın faşist diktatörlüğünü tesis eylemesi komünistlik cereyanının önünü almıştı. 1929 da bu diktatör dahi Vilna meselesinde kâfi derecede gayret ve metanet göstermediğin den iskat edilmişti. Vilna meselesi 1386 senesinden sonra ayni hükümdara tâbi olarak yaşıyan ve Onyedinci asırda iki Leh memleketi denilecek kadar yakmlaşan bu iki komşu devleti birbirine o kadar düşman yapmıştı ki bugüne kadar iki arada diplo masi münasebat tesis edilmemiş ve hu dudların kapılan sıkı sıkı kapatılmış ve demiryollann rayları sökülmüştür. Lehistan Litvanyanm hinterlândı hükmünde bulunduğundan bu vaziyette çok müteessir olmuştur. Şarkî Lehistan emtiası ve yolculan kısa yol olan Litvanyadan geçemeyip çok dolaşık ve masraflı yolları takib ediyorlar. Litvanya Lehistanın tabiî koridoru ve denize mahrecidir. İki aradaki husumet arttıkça Lehliler arasında Litvanyanm vücudü ortadan kaldmlması cereyanı kuvvet bulmuştur. Son hudud hâdiseleri Litvanyalılann tahrik eseri olması ve ortada Avusturyanın Almanya ile birleşmesi gibi bir ör nek bulunduğundan tabialile Litvanya nın Lehistan tarafından işgal ve ilhakı ihtimalleri kuvvet bulmuştur. Bu yüzden Avrupa sulhu tehlikede bulunuyor. Lehistan Litvanyayı alacak olursa şimdiki Danzig koridoru üzerinde Al manya ile Lehistan arasında bir mesele kalmamış olacaktır. Litvanya eski tarihte Lehistanla bir leşmezden evvel Baltık denizinden Ka radenize kadar yayılan muazzam bir devletti. Fakat sonradan küçülmüş ve halkı evvelâ Lehleşmiş, sonra da Ruslaşmıştır. O kadar ki Çarm bir emirnamesi Atatürkle Rıza Şah Pahlevî arasmda... Habes ilhakı Samimî tebrik ve teşekkür telgraf ları teati edildi îngiltere, işgal sahasında Italyan hükumetini tanıdı Hatay intihabatma aid müzakereler Mühim ve esaslı noktalar üzerindeki tekliflerimiz kabul edildi Cenevre 18 Anadolu Ajansının hususî muhabiri bildiriyor: İntihabat komitesi mesaisini bitirmek üzeredir. Hemen hemen bütün meseleler üzerinde itilâf hasıl olmuş gibidir. İtiraz ettiğimiz mühim ve esaslı bütün noktalarda Türkiyenin noktai nazan kabul edilmiştir. İntihabat esansında intihab işleri dolayısile vaki olacak cürümlerin muha kemesi mahallî mahkemelerden almarak bitaraf hâkimlerden mürekkeb hususî muvakkat bir mahkemeye tevdi edilmiştir. Metinlerin kat'î tahririni komitenin bu hafta sonunda bitirmesi ve konsey reisi ne tevdi etmesi beklenmektedir. Hatay intihabatma böylece en kısa zamanda başlanacaktır. (a.a.) K. Atatürk Ekselâns Kemal Atatürk Türkiye Reisicumhuru Belçikada bir seferberlik şayiası ANKARA Velâdetimin yıldönümü münasebetile gönderilmiş olan muhabbetâmiz tebrik telgraflarını büyük bir sevinc ve minnetle aldım. Bilmukabele zatı devletlerinin saadet ve selâmetlerini, dost ve komşu Türkiye devletinin himaye ve irşadlarmız altında yükselmesini ansamim temenni eylerim. Rıza Şah Pahlevî Hariciye Vekilimizin tebrikleri Alâ Hazreti Hümayun Rıza Şah Pahlevinin doğumları yıldönümü münasebetile Hariciye Vekili Dr. Aras ve Iran Hariciye Vezareti Vekili Adle araTinda telgraflar teati olunmuştur. Brüksel 18 Bazı kıtaatın harekâtı dolayısile dün gece ve bu sabah bir çok şayialar deveran etmiş ve bu harekât hakikî bir seferberlik gibi gösterilmek iste nilmiştir. Millî Müdafaa Nazın, bu husus hakkında aşağıdaki tebliği neşretmiştir: «Seferberliğe aid hiçbir tedbir ne almmış, ne de derpiş edilmiştir. Yapılmakta olan talimler normal ta limlessJir. Yedinci fırka, kampa çağırılacşğı üç aydan daha fazla bir zaman evvel haber verilmiş olan ihtiyat fırkasıdır. Hiçbir kıt'ada izinler ilga edilmiş değil dir. kuk Fakültesinde imtihan usullerini değiştiren yeni bir talimatname hazırlandı. Talimatnamenin başlıca hususiyeti her yılm haziran. teşrinievvel ve şubat aylarmda olmak üzere üç imtihan ya pılması ve bir dersten muvaffak olamıyan talebenin diğer derslerin imtiha nmda muvaffak olmamış sayılmasıdır. Bundan başka ayni sınıf imtihanma üç defa girip muvaffak olamıyanların fakülteden kayıdları terkin edilecektir. Niğde Sıhhat müdürlüğü Ankara 18 (Telefonla) Dördüncü Umumî Müfettişlik Sıhhî müşavir muavini doktor Halid Niğde sıhhat mü dürlüğüne tayin edilmiştir. le Litvanya kelimesinin yazılması ve kullanılması bile şiddetle menedılmişti. Şimdiki Litvanya eskisine nazaran çok küçüktür. Mesahası 55,670 mil murab baıdır, nüfusu da 2,367,000 kişidir. Bunun da ancak yüzde yetmişi halis Lit vanyalıdır. Memel arazisi iki bin küsur kilometre murabbaı olup nüfusu kahir ekseriyeti Alman olarak 150,000 kişi dir. Nişanlanma İzmirde Fesçiler ailesinden Bayan Kâmran Fesçi ile Trakya Umumî Mü fettişi General Kâzım Diriğin oğlu Bay Turan Dirik dün aksam nişanlanmış lardır. Tören, Maçkada İzmirpalasta yapılmış, Vali Muhiddin Üstündağla meb'uslar ve birçok güzide aileler hazır bulunmuşlardır. Gencleri tebrik eder, saadetler dileriz. Muharrem Feyzi TOGAY