11 Snhat 1938 CÜMHURİYET Hâdiseler arasında Kurban ve kahraman 937 yıiına aid kat'î bilânco Ihracatımız 137,985,551 liraya baliğ oldu Ayni senenin ithalâtı da 114 milyon 379 bin 24 liradır. Ihracatımız, lehte 38 milyon liralık bir fark arzediyor Ankara 101937 yılı ithalât ve ihracatımız etrafında verilen resmî rakamlara nazaran, geçen sene içindeki ihracatımız 137 milyon 985,551 liraya ithalâtımız da 114 milyon 379,024 liraya varmıştır. 1936 yılı içindeki ihracatımız ise 117 milyon 733, 153 lira ithalâtımız ise 92 milyon 531,474 lira idi. Buna nazaran ihracatımızda 1936 ya nazaran 1937 lehindeki fark 20 milyon 250,398 ithalâtımızda ise 21 milyon 847,552 liradır. 1937 ithalât ve ihracat arasmdaki fark ise ihracat lehine olmak üzere 37 milyon 983,551 liradır. Gene bu resmî rakamîara nazaran başlıca ihracatta bulunduğumuz memleketler arasında Almanya, 50 milyon 41 1,611 lira ile başta ve onu ta ıntıın kiben de 19 milyon 203,156 lira ile A merika birleşik hükumetleri ikinci, 9 milyon 768,785 lira ile Ingiltere üçüncü ve 7 milyon 266,492 lira ile de Italya dördüncü olarak gelmektedir. Bunları da altışar küsür milyon lira ile Çekoslovakya, Belçika, Rusya, beş milyon 263 bin 619 lira ile de Fransa takib eylemektedir. Memleketimize ithalât yapan memleketlere gelince, 48 milyon 132 bin lira ile Almanya bunların başında gelmekte ve onu takiben de 1 7 milyon 294.662 ile Birleşik Amerika hükumetleri ikinci, 7 milyon 123,992 lira ile îngiltere üçüncü, 7 milyon 92.343 lira ile Rusya dördüncü ve 6 milyon 84.945 lira ile de îtalya besinci olarak gelmektedir. (a.a.) i ıllllllllllllllllllllllllllinilllllllllllllllllimıııı Fransız Meclisi donanma istiyor! Dün mühim bir teklif kabul edildi Paris 10 Meb'usan meclisi bahriye encümeni, ittifakla bir takrir kabul etmiştir. Bu takrirde evvelâ hükumetin süratle parlamentova bahrive için yeni ve kuvvetli bir kredi tahsisi için müracaat etrr.esi taleb edilmekte, saniyen müstemlekelerde yeni üssü bahriler tesisi zarurî oldu&u bevan olunmaktadır. Bu takririn kabulünden evvel M. William Bertrand ilk inikad edecek olan nazırlar meolisinde 1936 tarihli bahrî program kısmından müstakil olarak 35 er bin ton hacminde iki yeni hattı harb gemisinin inşaa+ +»7gâhlarına konulması icin mezunn leb edeceğini bildirmiştir. Nazır, inşaattaki te. urlara bilhassa Richlien ve Jean Bert'in inşasında vukua getirilmiş olan teahhura teessüf etmekte olduğunu beyan etmiş ve bu inşaatm tacili zarurî olduğunu hatırlatarak aksi takdirde İtalyan filosunun yeni tonajmm 1942 senesinde Fransız filosunun tonaiından daha kuvvetli olduğunu ve bu halin Fransız donanmasınm Akdenizde yalmz basına zabıta vazifesini görmesine karsı bir mania teşkil pdeceğini söylemiştir. (a.a.) Estonya Rusya hududu üzerinde Sovyet askerleri üç Estonyalı öldürdüler îngiltere bes zırhlıyı tadil edivor Londra 10 Bahriye Nazırı M. Duff Cooper, Avam Kamarasmda yaptığı beyanatta Queen Elisabeth sınıfmdan olan bes zırhlıdan ücünün son defa modern şekle konulduğunu ve diğer ikisinin de halen tadil edilmekte bulunduğunu te yid etmiştir. Nazır, bu gemilerin evvelce 31 ton olan hacimlerinin de değiştirildiğini bilBayan Davaz'ın ziyafeti dirmiştir. Paris 10 Türkiye büyük elçisinin Bu bes büvük zırhlmm isimleri Queen zevcesi Bayan Davaz Reisicumhurun reElisabeth, Valiant, Warspite. Berham ve fikası Bayan Lebrun şerefine bir ziyafet Malaya'dır. Halen tadil ve ıslah edil vermistir. Ziyafette bütün siyasî mümesmekte olan ilk ikisidir. siler ve refikalan, Bayan Chautemps ve Danimarkanın bloke parala hükumet azası ve birçok tanınmış rica rının tasfiyesine aid protokol ha^T bulunmustur. (a.a.) Ankara 10 (Telefonla) Cumhuriyet Merkez Bankasmda Danimarkalı ıhracatcılara aid olan bloke paraların tasfiyesi icin bir protokol imzalanmış ve protokol İcra Vekilleri Heyetince tasdık edilmistir. Protokolun imzası tarihinden önce Türkıyeye ithal edılmış Danimarka mense'lı emtianın bedelleri, Türk lirası olarak, Danimarka millî bankası namına, Cumhuriyet Merkez Bankasmda açılacak hususî bir hesaba yatırılacaktır. Hususî hesabda toplanan paralar da, protokoldaki hükümler dairesinde tasfiye edilecektir. Reval 10 Peipus gölü üzerinde yeni bir Estonya Sovyet hudud hâdisesi olmuştur. Hâdise neticesinde üç kişi öl müstür. Estonya menabiinden bildirildiğine göre, sabahleyin iki Estonyalı hudud muhafızile bir arabacı hakikî hududun beş yüz metro berisinden geçen hat üzerinde devriye gezmiye çıkmışlar ve fakat bir daha dönmemişlerdir. Geceleyin Sovyet makamı Estonyalı lara müracaat ederek bunların Sovyet balıkçılarını yakalamak için Sovyet topraklarına girdiklerini ve yapılan musademede öldürülmüş olduklarını haber vermişlerdir. Hatırlarda olsa gerektir ki, bundan üç hafta evvel iki Estonyalı balıkçıyı gö türmek istiyen üç Sovvet askeri bir muAnkara 10 (Telefonla) Ankarada sademe esnasmda öldürülmüştür. Bi kurulmakta olan Tıb Fakültesinin bahnaenalevh bu hâdisenin bir intikam ha çesile müştemilâtım ihtiva edecek olan reketi oldugu zannedilmektedir. (a.a.) geniş sahayı açmak üzere istimlâkler yapıldı. Ankara lisesi binasile civann daki 190 a yakm bina yıkılacaktır. Tıb Fakültesinden Samanpazarına kadar uzayacak olan bu saha ağaclandınlacakParis 10 Türkiye büyük elçisi Bay tır. Davaz, Fransa Türkiye parlamento grupu bürosunun azası şerefine bir ziyafet vermistir. Grup reisi meb'us Boussoutrot arka daslannı Türkiye büyük elçisine takdim Londra 10 M. Corpin, M. Eden'le etmiş ve Bay Davaz da Fransız hükumeti, görüşrnüştür. Görüşmenin mevzuu, ihFransa Türkiye grupu azası ve iki cum timal îspanyadaki gönüllülerin geri çahuriyet arasında feyizli teşriki mesai şe ğırüması ve bilhassa muhariblik hukukundan bazılarınm tanmmasım intaç refine kadehini kaldırmıstır. Boussoutrot grup namına verdiği çok edecek olan yüzde miktarının tesbiti idi. Bu son mesele, amelî bir takım müşküsamimî cevabda, 230 azası olan grupun lâta tesadüf etmekte berdevamdır. Türkiyeye karsı derin dostluk hisleri Yüzde meselesini mevzuu bahsetmi besled'eini temin evlemiştir. yecek olan bir formül tetkik edilmekte oş mabedlerinin kanlı mermerleri üstünde, Tanrılanna genc kızların kurban edildikleri eski çağlara bakılınca görülür ki, müslümanların başında, insan hayatının ne aziz birşey olduğunu bilen, kâmil ve centilmen bir Allah vardır. Bir gün evvel bahçesinde meleyen kınalı ve kara gözlü hayvancağızın sesirsi bugünün akşamı duyamıyacağı için gözleri yaşaran çocuğa ve hanım kıza, taşlıktaki kan lekesinden daha korkunc birşey göstermek mümkündür: Şarkta Çin ve garbda İspanya topraklannı sulayan insan kanından nehirler... Kendi bekası için ferdlerini kurban veren cemjyetlerin tannsı müslümanların Allahından çok daha az şefik ve rahimdir. İlk çağların tanrıları bile onun yanında, her yıl bir veya birkaç bakire cesedile doyan insaflı bir yamyam halinde kalır. Cemiyetlerin allahı doymuyor: Her devirde birkaç değil, birkaç yüz bin harb ve ihtilâl kurbanı istiyor. Fakat bu kurbanlar, gırtlağına dayanmadan evvel altına yattığı bıçağın dehşetini sezmiyen koyunlar gibi şuursuz değildirler. Bu kanlı oyunda niçin yutulduklanm biliyorlar. Bile bile ve istiye istiye ona gidiyorlar. Işte burada insanla koyunu ayıran ilâhî cevhere değmiş oluruz. tnsan, mukaddes ve doğru bellediği hedefine ulaşmak için nefsini daha üst ve daha ebedî yapılı varlıklara feda eder. Cemiyetlerin kurbanı o olduğu gibi tannsı da odur. Böylece, harblerde ve ihtilâllerde kendi kendini kurban ederek nefsine ibadetinin kefaretini vermiş olur. Kurban olmayı göze almadan kahraman olmanın imkânsızlığmı anlamıştır. Ve bugün, insan için, tann olmağa dogru yükselişin son mertebesi de kahraman olmaktan başka birşey değildir. PEYAM1 SAFA L Ressam Leopold Levy Yazan: FAZIL AHMED AYKAÇ Mösyö Leopolod Levy'nin atölyesini gezdim. Ressamın bazı tablolarını da gördüm. Aldığım intıba şudur: Hemen farkına vardım ki yepyeni bir san'at ve zevk klimasının içindeyim. Mösyö Levy uvvetli bir lâsiszm ortasından gelerek gene o klâsiklâsizmi yenmiş atletlerden biridir. Yalnız insan çabucak seziyor ki sanatkâr bu zaferi hic gürültüye, şamataya üzum görmeden kazanmış, fırçası kendisini bütün kuvvetile bağlıyan an'aneleri yere sermekle beraber, ne bize kol dalelerini şişirip böbürlenen bir pehli van kıyafetile görünüyor, ne de cihanı bir yumrukluk mesele sayan bir boks şam piyonu azametile... Bilâkis! Mösyö Leopold Levy'nin şahsı gibi eserlerinin de gayet cana yakın bjr tevazuu var. Res samın tablolarında işte ikinci bir vasıf: ahenk âşıkıyım. Fakat bunun dışında kalan her (teknık) endişeye yabancı olduğumu nasıl unutmalı? Mösyö Levy'nin genc talebesine verdiği bazı dersleri okumuştum. Sonra kendisinin (estetik) anlayışlarını göste ren pek özlü bir konferans dinledimdi. Bütün bu eserlerde ressam, bana yalnız san'at değil, aynı zamanda bir de usta öğretmen gibi geldi.. Bu defa yetiştir mekte olduğu genclerin gözüne ilişen eserlerinde de kendimce pek değerli vasıflarla karşlaştım. Cür'et ve cesaret var; fakat tertibsizlik ve muvazenesizlik yok.. tekellüfsüzlükler var: Ancak asla suçlu hmaller ve hileli iktidarsızlıklar mevcud değil. Hele teknik çapaçulluğu hiç görülmüyor. Mösyö Leopolod Levy, terbiyecilerin her türlü öğretişle ehemmiyet Leopold Levy yeniliğe çok açık bir verdikleri bazı esaslara gerçekten pek rigönülle yürümüş. Fakat eskinin bütün ayet etmektedir: Şahsiyeta hürmet. uvvetlerini kendine konlrolcu edinerek. Evet pek doğru! Fakat onu bütün Anlamış ki her kurtuluş yeni bir esaretin acizlerinden, sakatlıklanndan kurtarmabaşı olabiliyor. Ve görmüş ki taassub eski ğa, kurmağa ve gürbüzleştirmeğe ehemden yeniye olduğu kadar yeniden eskiye miyet vermek şartile! doğru da gülüncdür. Ve dar anlayışlılık Bir cismanî terbiye mütehassısı düşüU anlatır.. 5 halde? Bence Leopold Levy nünüz; böyle bir adam, maddî varhğını nin san'atmı tarif için şöyle bir düstur inkişaf ettireceği kimsenın, şahsiyetine kabul edebiliriz. Hiç birşeyi ihmal hürmet edeceğim diye, bütün bedenî sıhetmiyen, hem pek dikkatîi ve şuurlu bir hatsizliklerini, falsolannı ihmal mi eder? sezişi hem de asla yenilikten ürkmiyen bir Tamamile aksi değil mi?. disiplin merakı. Bunlan mutedil, tatlı ve Bu bir hakikattir ki maalesef san'at ve agâh bir zevkin idaresi altına koymak ve edebiyat bahislerinde çok defa unutulur. çalışmak... Ve hayli kimse çok ileriyi göreceğim diSözümün başmda «klima» kelimesini ye en yakını bile seçmekten mahrum kullanmıştım. Evet Leopold Levy'nin kalır. tablolarını süzerken son zamanın pek Leopold Levy'de bu tereddüdlere moda olan bu kelimesi bir kaç defa hatı hiç raslamadım. Bir akademi için ne münma geldi. Ancak ressamm muhtelif e him kazancl Çünkü pek iyi hatırlarım; serlerinde bu hususu başka başka suret dürüst düşünceli ve bilgili bazı arkadaşlerde gördüm. Onun için doğru konuş lar tanıdım ki meselenin bu cephelerini mak lâzım gelirse iklim değil iklimler de düşünerek «acaba bu kadar akademizm meliyim. aleyhtarı bir kimse, akademide ne yaGüzel san'atlar akademîsînin yeni üs par?» diye endişe ediyorlardı. Ve şüphe tadında dikkat gözünü çeken vasıflar sa de yok ki sırf nazari bir bakımdan hakyısızdır. Görülüyor ki Leopold Levy sız değidiler. hâlâ anyan bir adam. Fakat henüz kenŞimdi hatırıma başka bir nokta geldi: dini bulamamış bir şahsiyel değil. Tam Bütün bu yazdıklarım, Leopold Le zıddı! Benim anladığıma göre o iptida vy'de gördüklerimm bir kısmını pek kükendini bulmuş ve sonra dığer araştırma çük bir kısmını ifade ediyor, ya görmelarına baslamıştır. Leopold Levy kolay diğim şeyler nedir? inkılâbcılıktan da haz etmiyor. EserlerinMüspet veya menfi olarak? Değerli ve deki yenilik, artist görünmek için bağınüstad ressamda görmediğim vasıf büyük cı ve maalesef çok defa zevk üzürü şar(lirizm), büyük coşkunluk tayfunları latanlıkları hiç hatırlatmamaktadır. T a dır. Kendisinde atılış yok değil, fakat biate bakarken ondan kesip tablosuna tekmil bu perendelerde gözlerini asla koyduğu dilimleri gerçek bir dikkate dekapamıyan bir zevk kontrolcusunun neğer mahiyette gördüm. îlk plânlan ih zaretini farkediyoruz. Ressam hiçbir tamal eder görünüp uzak ufuklara doğru rafa gözü bağlı koşmuyor. Hatta diye göz atışlarında insanı şaşırtan bir cür'et bilirim ki koştuğu zaman gözlerine husuve muvaffakiyet var: Işığı bazan filitre sî gözlükler takmaktadır. Fakat asıl den geçmiş bir şeffaflık içine alarak ale yeni adam bu değil mi? Duygusile kafalâde sanılabilecek bir mevzuu renk ve sı beraber işliyen, lâkin bu iki rakib unziya ortasında öyle ihya edişleri, asilleş surun sert maçlan ortasında cihan kav tirişleri var ki doğrusu pek lâtif. Diğer gasını seyreden san'at ve güzellik yaratbir güzel huy göz kamaştırıcılıktan ka kanı!. çınan rakik bir tevazula portrelerinin öteLeopold Levy bir (raffine: rafine) sine berisine virtiyoz mızrablan vuruşu. dir; coşkun bir (romantik) veya (lirik) O zamanlarda kendisini bir renk musideğil! kişinası gibi görüyoruz ve eserlerinde hiç Ressamda görmediğim bir şey daha kulak incitmiyen bir (nuance) konseri söyliyeceğim: Lâkin bu öyle bir mümtadinlivoruz. M. Leopold Levy'nin portrelerini pek ziyet markası ki bütün gördüklerimin üsbeğendim. Bunun içinde yalnız gözleri tüne yapıştırılabılir: Leopold Levy'de hiç harcıâlem ve miz için bir ziyafet değil, yeni nesillere fayda vcecek çok ehemmiyetli dersler adi şey yok. de var. Klâsik bir eda ilp çalıştığı bir Insanın zevki nekadar uyanık ve varkadın resmini bu davamı ispat edecek en lıklı olmalı ki her vakit ayaklarımızın alkuvvetli delil diye gösterebilirim. tında kazılı duran bayağılık çukunma Bilmem ki yukarıki sözlerimle birşey düşmekten bizi her vakit koruyabilsin? analatabildim mi? Doğrusu hem tebrik, hem gıpta ediyoResme alâkası, yalnız onu sevmekle rum. başlayıp gene orada biten bir renk ve Fazil Ahmed Aykaç Musalıabe IHEM NALINA MIH1NA Selâm anarşisi ünün muhtelif saatlerinde selâmlaşırken şunlan söyler veya işitiriz : Merhaba. Sabah şerifler hayırlar olsun. Akşammız hayır olsun. Selâmün aleyküm. Ve aleyküm selâm. Günay. Günaydın. Tünaydm. Sağ olun. Bonjur. Bonsuar. îlâ... İlâ.., Bunların almanca ve ingilizcelerinî de isitirsiniz. Pvumca, ermenice veya yahudicelerini bir tarafa bırakıyorum, memleketin bazı yerlerinde belki arab* :ası da duyulur. Her memlekette, selâmlaşma için herkes tarafından kullanılagelen birkaç tabir vardır. Onun haricinde ecnebi sözlen le selâmlaşan yoktur. Varsa bile bunlar/ kendi millî kültürlerine pek bağlı olmnj yan, parmakla gösterilecek kadar mar dud züppelerdir. Hele büyük milletlerirfj fradı arasında, kendi ana dilinden başkaJ dille selâmlaşacak adam tasavvur etmi^ yoruz. Bizde ise, selâmlaşma, yer yer, sını^! iinıf, nesil nesil değişiyor. Ecnebi n teblerinde okuyan, ecnebi dili öğreneıf! ocuklarımız, okuduklan ve bildiklerl dilde selâmlaşıyorlar. Baybay! Diye amerikanvari selâmlaşan gencle«i e, tesadüf eder ve bu züppenin züppesl selâma, herhalde sinirlenirsiniz, deği| mi? Bu gibileri bir tarafa bırakarak büyiiK ekseriyetin selâmlaşmasmdaki anarşjyş i gelelim. Dün arâbca, bugün fransızcaj' yarın almanca veya ingilizce selâmlaş* maktan vazgeçerek türkçe selâmlaşmak zamanı gelmiştir. Fakat en münasibi han« gisidir? «Merhaba» mı, «Günaydın» tünaydm» mı; yoksa askerlerin söyledib* .t leri «sağ ol» mu? Herkes, kendi bildiğij ni söylemekte devam edip giderse işia] içinden çıkılmaz. Türk Dil Kurumu, selâmlaşmamızi tanzim ve söylenecek sözleri tesbit etse, memleket halkını selâm anarşisinden kur» tarmış olur. Ankarada Tıb Fakültesi inşaatı Bir Iise ile 190 a yakın bina yıktırılacak Bayram hazırlığı Bu sene, düşük fiatlarla çok kurbanlık satıldı Bugün kntlulamakta olduğumuz Kur« ban Bavramı dün akşam üzeri top atı • larak ilân edilmistir. Resmî daireler ve mektebler dünden itibaren salı gününe kadar tatildir. Paris Büyük elçimizle esinin verdiği ziyafetler Gönüllülerin çekilmesi meselesi Bayram münasebetile piyasada eörülen hareket Kurban Bayramı münasebetile bi» haftadanberi her tarafta başlamış olars hararetli alışveriş, dün azamî haddinl bulmuş, bilhassa Kapalıçarşı, Mahmud» paşa gibi halkm ötedenberi alışverig merkezini teşkil eden yerlerde kalaba* lıktan geçilememiştir. Dükkânlar, ma • ğazalar dolup dolup boşalmıştır. Bu sene kurbanlık koyun satışlarmıq her seneden daha hararetli olduğu gö » rülmüştür. Filhakika Istanbula bu sena çok kurbanlık gelmiş, düşük fiatlarla sa» tılmıştır. oldugu zannolunmaktadır. Salâhivettar mehafil, müzakeratın normal mecrasmı takib etmekte olduğunu bevanla iktifa etmektedir. İtalyamn Franco nezdinde yeni elçisi San Sebastiven 10 İtalyamn eski başkonsolosu Paterno di Sessa, İtalya nm Franko nezdinde yeni elçisi olarak buraya gelmiştir. Yakmda Burgos'a giderek itimadnamesini verecektir. Ankaradan gelenler Iktısad Vekili İzmire gidecek Rusya, Rumen hükumetini şiddetle protesto etti Moskova 10 Tas ajansı bildiriyor: Sovyetler Birliğinin Romanyadaki maslahatgüzarı Butenko'nun esrarlı bir surette ortadan kaldırılması üzerine, Sovyetler Birliği elçiliği Bükreş hüku meti nezdinde protestoda bulunmustur. Butenko'nun faşist teskilâtm veva fasist partisinin sivasî bir cinayetine kurban olduŞu şüphesiz buhınmaktadır. Sovyet hükumeti de, Bükreşteki el çiliği vasıtasile Romanya Hariciye Ba kanlığına şiddetli bir protesto notası vererek mücrimlerin bulunmasını ve şiddetle tecziyesini istemiştir. Izmir 10 (Telefonla) îktısad Vekil Şakir Kesebir, pazar günü buraya gelecektir. Şerefine bir ziyafet verilmes mukarrerdir. Vekil, muhtelif isler etrafmda tetkikat yapacaktır. Kendisine Denizbank umum müdürünün de refakat edeceği söyleniyor. Barıs muhttrası Tahran Üniversitesinin kuruluş yıldönümü Tahran 10 Tahran Üniversitesi, dün, kuruluşu yıldönümünü büyük me rasimle kutlamış ve bu münasebetle Fen Fakültesinde yapılan toplantıya, profe sörler ve talebelerden maada, hükumet ve parlamento azalan ve yüksek devlet memurları iştirak evlemiştir. îctimaı, Altes Veliahd adına, Üniversite Rektörü sıfatile, Maarif Veziri acmıştır. Fakülte duaveni, Majeste Şehinsahm yüksek idaresi altında millî maarif sahasında kaydedilen yüksek terakkilerin bilânçosunu yapmıstır. Başvekil, müteaddid profesöre ilirı nişanları tevdi eylemiştir. Londra 10 «International arbi tration league» cemiyeti, İspanyada ihtilâl halinde olan iki taraf arasında barış müzakerelerine başlanmasım derpiş eden bir muhtıra hazırlamıştır. Merke zi Londrada bulunan bu teşkilât azası arasında Ledi Astor, Mis Eleander RathKınık elektriğe kavuşacak bore ve Arthur Henderson ile İngiliz Kımk 10 (Hususî) Belediye, ka parlâmentosu ve sosyetesine mensub sabaya elektrik tesisatı yaptırmak için diğer şahsiyetler bulunmaktadır. alâkadarlarla müzakereye girişmiştir. Bu Müthiş bir yangın faciası ise tahsis edilecek para 25 bin liradır. Belgrad 10 îretnizada bir düğün Kasabanın muntazam bir haritası yaptırılmış, suların ıslahına aid projeler ha esnasmda yeni evlilerin ve davetlilerin zırlanmıstır. 20 sene evvel 2000 lira toplandığı binada birdenbire yangın çık bütçeli küçücük bir köy olan Kınık mış ve 36 kişi yanarak ölmüştür. Bunların 20 sene icinde ikiser katlı ve muntazam içinde güveyi ile ailesi de vardır. Fena yapılı 1200 evin süslediği büyük bir na halde yanan gelinin hayatından ümid kehiye olmustur. silmiş gibidir. Bu yangının bir kıskanç lık eseri olduğu zannediliyor. Trakya arıcılık kongresi Edirne 10 Bu ayın on beşinde Tekirdağında açılacak olan Arıcılık kon gresi hazırlıkları sona ermek üzeredir Bu kongrede dört vilâyetin Ziraat Mü dürleri, ziraat memurları, arıcılık uzmanları ve amatörleri bulunacak, Trakyanm annlıl b'i''eleri ayrlacak ve fennî ancıl'ğı ileri götürme tedbirleri alınacaktır. Amerika sefirleri arasında bir değişiklik c KISA HABERLER * Atina Rediadis'in vefatı üzerine Maliye Nazırhğma sabık Maliye tnüsteşarı M. Apostolides tayin olunmustur. * LONDRA Beynelmilel seyrisefain konferansı Londrada yeni bir toplantı yapmıs ve bütün vapur kumpanyaları arasında teşriki mesai projesini tetkik etmiştir. J Vaşington 10 M. Adolf Berle, M. Hugh Wilson'un yerine Hariciye Nazırı muavinliğine tayin edilmistir. M. Wilson, Berlin büyük elçiliğine tayin olunmustur. M. Berle, 1918 1919 da Almanya ile yapılan sulh müzakerelerine validesi ve Aydın eşrafmdan İzzet A Büyüklerimin ve öz kardeşleriiştirak etmiş olan Amerikan heyetinde yaydın, Rifat Ayaydın ve 33 üncü tü men komutanı General Osman Tufanın min Bayramlarını saygı ile kutlumütehassıs olarak bulunmustur. kayınvalidelerinin Aydında vefat ettiğittalyada Yahudi aleyhtarlıgı ni teessürle haber aldık. Merhumun ce lar, Türk Ulusuna nihayetsiz sağ Londra 10 (Hususî) İtalyada Mu • nazesi İzmire naklolunarak ihtifalâtla lık ve ferahlıklar dilerim. sevi aleyhtarı kuvvetli bir cereyan defnedilmiştir. Kendisine Cenabı Hak Çapa marka pirinç unu ve çoculi başgöstermiştir. Bu cereyanı körükle tan rahmet diler, aziz arkadaşımız Nazgıdaları fabrikası sahibi mek üzere Giornale Ultimo admda bir mi Topçuo«lu ile kederli ailesine tazi M. Nuri Çapa yetlerimizi beyan ederiz. gazete intişara baslamıştır. Bayram dolayısüe Ankara trenleri d« pek çok vagon ilâve edilmiş olduğu] halde dolu olarak gelmektedir. Dünkü ekspreste Ankaradan tstan • bula kadar yolculuğu ayakta geçiren 60 İzmir 10 (Hususî muhabirimizden) Yanyalı bir mübadilin memleketinde iki kadar yolcu bulunmakta idi. milyon liralık mal bıraktığma dair ev rak tanzim ederek İzmirle bazı vilâyetlerde namma beş milyon liralık mal teffiz ettirdiği duyulmuştur. Ankara dan gelen bir emir üzerine mübadilin Ankara 10 (Telefonla) Profesör vilâvetimizde ve başka yerlerde aldığı Yansen bugün şehrimize geldi. Burada mallar tesbit edilmiş, hazırlanan evra şehir plânı üzerinde bir müddet tetkiklerkın tetkikine başlnmıştır. de bulunduktan sonra, Mersin, Malatya Amerikada işsizlere yardım ve Antebe gidecektir. Bu şehirlerin plânNevyork 10 Kongre liderlerine larını ihzar edecek olan profesör Yangöre M. Roosevelt, işsizlere yardım için sen'e, diğer bazı şehirlerden de teklifler kongreden 250 milyon dolar fazla tahsi yapıldığı anlaşılmaktadır. sat istiyecektir. Bu paranm büvük bir îzmirde iki kişi yandı kısmmın baslıca imalât merkezlerinde ve îzmir 10 (Telefonla) Bozdağmda bilhassa Detroit'da tevzi edileceği tah120 yaşında bir kadm, İzmirde de 75 yamin olunmaktadır. şında bir erkek, evlerinde uyurken mangaldan sıçrıyan kıvılcımlarla çıkan yanÎRTÎHAL Avdın meb'usu Nazmi Topçuoğlunun gın sonunda yandılar. îzmirde Yanyalı bir mübadilin marifetleri Profesör Yansen Ankaraya gitti