CTJMHURtYET I I Şubat 1938 Şehir ve Memleket Haberleri ) Tarihi roman: 6 Yazan: Af. TURHAN TAN Birçok itirazlara rağmen Altı ay içinde 800 bin Sirkeci istasyonundaki 0, koca bir definenin ne maksadla feda Belediye ısrar ediyor vatandaş muayene edildi barakalar yıktırılıyor edildiğini anladı, bakışlarını bir şükran busesi Nafıa Vekilimiz Ali Çetinkaya, dün Bundan üç ay evvel Belediye Daunî lzmit (Hususî) Kocaeli mıntakaencümeni tarafından otobüs ve taksilere sinda halkın sağlığını tehdid eden ısıtma öğleden sonra, îstanbul cihetine geçe haline koyarak delikanlının dudaklarına bıraktı tripleks cam takılması hakkında verilen hastahgı devamlı ve sistemli bir çalışma rek Sirkeci istasyon binalannı tetkik etOnlar renk içip, nur içip serhoşlaşan idrak âvâresi vaziyetinde bulunuyorlardı. Altınların ışığı, incilerin pırıltısı, elmasların nuru zavallıların damarlannda seyyal bir hal alıyor ve bu akıp giden rengünur seli yavaş yavaş alevleşerek i kisinin de idrakini tutuşturuyordu. Seher de on on beş metre geride ve iki üç metre yüksekte ayni idrak yangınına tutulmuştu. Gözleri açıla açıla, yüreği kabara kabara, toprağa serili güneş kı nntılarını, mehtab zerrelerini seyredi yordu.. Kara Süleyman, genc dostundan önce kendini topladı: Paylaşalım, dedi. Fakat hak terafcisile. Dili harekete gelen genc adam sordu: Hak terazisi nedir? Bahçe benim mülkümdür. Agaçlarında çıkan yemişler, çiçekliğinde yeti|en güller, sünbüller gibi bu define de beBİm mülküm sayılır. Sana elinin emeğini, gözünün hakkmı veririm, üst tarafını ben »lınm. Ne verirsin ağa, açık soyle? Meselâ bin kuruş! Hüseyin güldü: §u taşlardan biri bin kuruş eder. Beni çocuk yerine mi koyuyorsun ağa! Ya ne istersin oğul? Yansını! Seher tehlikeli bir durum tekevvün ettnek üzere bulunduğunu sezdi, vaziyet ten kendi yüreği hesabına da istifade etmek istiyerek yerinden fırladı, yarım yaBialak örtündü, bahçeye çıktı, dostluklan iınlmak ve elleri birbirinin boğazına geç<mek üzere bulunan iki erkeğin arasma 'girdi: Definede, dedi, benim de payım var! Kara Süleyman bu müdahaleden ilkin sinirlenecek .karısını yumruklıya yumruklıya geri çevirecek oldu. Fakat ortada yatan muazzam servetin cazibesinden kurtulamadığı gibi defineyi genc adamın eline bırakıp oradan uzaklaşmayı da doğru bulmadı. Istırablı bir tahammülle ka rısının başörtüsü altmda apaçık duran yüzüne baktı: Ağzının payım, dedi, almadan çekil, elinin hamurile er işine karışma. Biz baba oğul uzlaşınz. Kadın aldırış etmedi, yerdeki pırıltıları gölgede bırakacak kadar ışık püsküren gözlerini delikanlının yüzüne dikti, iki ^parça kızıl yakutun otuz iki inciye dayanarak dile geldiği zehabını uyandıran billur bir eda ile yalvardı: Dalaşmayın, anlaşm, bir dost yü reği, yerinde bin hazineden daha çok işe yarar. Siz de iki üç akçe için yüreklerinizi değiştirmeyin!. Hüseyin, sersem ve perişan, ona bakıyordu. Hayran hayran onu dinliyordu. Genc iradesine çelik bir ihtiras işliyen define şimdi bir yığın moloz gibi gözüne çirkin görünüyordu ve karşısında lâhuti tev.raneler püsküren güzellik hazinesindeki rengi, nuru, ıtn ölçmege savaşıb bönbön yutkunuyordu. O, kadının bekâr erkeklere ancak riiyada göründüğü bir devre mensubdu. Henüz evlenmemiş gencler o devirde dişinin kokusunu belki alırlar, lâkin bu nefis ıtrm kaynağmı hep örtülü görürlerdi. Hemen her bekâr erkek ruhunda zulümat ' alemlerine dalıp âbıhayat arıyan efsanevî insanlarm tahassürü yaşardı. Masallarda bu tahassür, acıklı bir hüsran ile nihayetlendiği gibi hakikatte de kadın iştiyakı müspet bir netice vermezdi. Bekârların çoğu kadın elinden icilen aşk zemzeminin tadını bilmezdi. Vâızlar, cehennemi a ğızlarında dolastırarak; asesler, subaşılar, kadılar baskm, tomruk, falaka ve recim cezalarını sokak sokak gezdirerek kadmdan aşk kevseri içmek istiyenlerin ödlerini koparırlardı. Bu yüzden memnu aşklar kahramanlık mevzuu oluyordu ve âs'klarm menkıbeleri dillerde dolaşıyordu. Hüseyin de kadını buluta sarılı meçhul bir yıldız gibi daima örtülü görenlerden biri idi. Anasının, kız kardeşlerinin ve mahremlerinin şahıslarında bir kadın simasının nasıl olabileceğini, bir kadın sesinin nasıl bir tınnet taşıdığını görmüş ve duymuştu.Lâkin ask kadınının ne yüzünü görmüş, ne sesini işitmisti. Ondan ötürü Sehere bakarken, Seheri dinlerken beyninin bütün hüceyreleri yerinden oynuyor, yüreğinin altı üstüne geliyordu. Onda, yalnızlığa mahkum bir ömrün uzun ve yetim uykularından birini bitirip de gözünü açtığı zaman yanıbaşında Havvayı görerek beşeriyetin ilk kutsî heyecanını duyan Âdem şaskmlığı vardı. Din kitablarında bir rivavet olarak okunan bu ezelî hayranlık Hüseynin masum benliğinde bir hakikat olmuştu ve genc adam, tabiatin insanlara lâyık gördüğü en büyük hazza fakat jaşıra şaşıra kavuşuyordu. Seher, şuurlu bir ateş halindeydi, nereye temas ettiğini ve nasıl bir yangın tutuşturduğunu seziyordu. Ayni zamanda mes'ud bir gurura kapıbnıştı. Genc ve bakir bir kalbe alev dökmekten sevinç duyuyordu. Lâkin vaziyetinin nezaketini de unutmuyordu. Para hırsile kocalık duyguları arasmda bocalıyan eşinin bir lâhzada tekevvün etmek üzere bulunan sevda âlemine karşı kayidsiz kalamıyacağı belliydi. Onun için gözlerinin ışığmı Hüseyinin üzerinden çekerek Kara Süleymana döndü: Haydi, dedi, paylaşın. Benim de payımı verin! Kadın, ortada sürünen servetin üçte ikisini eve mal etmek suretile kocasının emeline çok uygun ve çok yakm bir uzlaşma teklif ediyordu. Hüseyinin bu teklife rıza göstermesi büyük bir fedakârbk olacaktı ve Kara Süleyman böyle bir neticeyi umamryordu. Lâkin delikanlı, yaradılışındaki hovardalık seciyesine kapıldı, cenneti Havvaya feda eden Âdejn gibi davrandı: Hayır, hayır, dedi, sizin dediğiniz gibi olmaz. Ben Ağaya karşı yüzsüzlük ettim. Suçumu bağışlatmak için bölüşmeyi kendim yapacağım. Ve yerdeki elmaslan, incileri, yakutları, zümrüdleri avuç avuç ayırarak Sehere gösterdi: Bunlar hep sizin. Paralardan da ağa ne verirse o kadarı benim, üst tarafı kendınin olsun ! Çıldırasıya seven kadmlann bile aşk dolu yüreklerinde satılacak ve satın alınacak kösecikler bulunur. Hüseyin, şuur ile degil, tabiatin ruhuna nakşettiği hovarda uvanıklığile bu hakikate uyuyordu, gencliğine gencligini sunmaya hazır görünen kadının iradesini tamamile sarsmak icin bu nümayişi yapıyordu. Seher, kocâ bir definenin nâsıt btr maksadla feda edildiğini anlamaktan geri kalmadı, bakışlarını bir şükran busesi haline koyarak fedakâr delikanlının dudaklarına bıraktı. Kara Süleyman da gafil bir telâsla hemen altınların üzerine kapandı, üç bin kuruş kadar birşey ayınp Hüseyine verdi: Işte, dedi, hak yerînî buldu. Haydi Seher, şimdi sen mutfaga gir. Bize öğle yemeği hazırlaî Yürekleri, ilk hicran dakikasının acısile, burkulan genclerin gözleri kucaklaştı ve yüzleri kızardı. Seher, bu ruhî müsafaha sırasında «beklerim» diyen yanık bir bakışla yüreğini Hüseyine okutmuş, o da gözlerine «gelirim» kelimesini söylermekte güçlük çekmemek yolunu bulmuştu!... *** O günün gecesini kan koca uykusuz geçirmişlerdi. Kara Süleyman Sadrıazam kapısmda baştebdillik ederek değil, kapıcıbaşılık ve hatta kâhyalık yaparak on yıl har vurup harman savursa, gümeç gümeç bal tutup gece gündüz parmak yalasa bu mes'ud günde eline geçen serveti tophyamazdı ve karısına şu küme küme elmaslan, incileri, zümrüdleri veremezdi. Herif bu sebeble çılgın bir sevinç içindeydi, boyuna söyleniyordu, hiç durmadan projeler yaparak istikbalin safah günlerini sayıkhyordu. Seher de buhranlar »eçirdiginden kocasma uykusuzlukta yoldaş oluyordu, müşterek hazinelerinin pınltılannı seyrede ede gözlerini açık tutuvordu. (Arkasi var} kararın tatbikına başlanması, son günlerde bazı akislere yol açmıştır. Malum olduğu üzere, şoförler ve otobüs sahibleri, piyasada cam bulunmadığını ileri sürmüşler, kararın tehirini istemişlerdir. Alâkadarların bize verdiği malumatı yazıyoruz: Otobüs ve otomobillere tripleks cam takılmasına bir buçuk iki sene evvel karar verilmiştir. İlk tatbik edilmeğe baş lanacağı zaman, şoförler, gene bugünkü gibi piyasada kırılmaz cam mevcud ol madığını söyliyerek mühlet istemişlerdi. O vakit kendilerine istenen mühlet verilmişti. Bu, bitince şoförler yeniden o zaman makul görülen esbabı mucibeyi ^erdederken kendilerine gene mühlet verilmesini istemişlerdi. Bu istedikleri mühlet de verilmişti. Ve bu ikinci mühlet de bitince şoförler rçene o zaman makul görülen esbabı mucibe ile bu ikinci mühletin de temdidini istemişlerdi. Bu arzulan da yerine getirilmişti. îşte böyle mühlet verile verile mesele bugüne kadar uzamış, bundan üç ay evvel Daimî encümen kendilerine üç aylık bir mühlet daha vererek bir şubattan itibaren otobüs ve otomobillerin kırılmaz cam takmalan lüzumunu kat'iyetle karar altına almıştır. Şoförler ve otobüsçüler Belediyenin bu karanna ancak karann tatbika kon masına on gün kala itiraz etmişler ve piyasada cam bulunmadığını söylemişler dir. Bir buçuk, iki senedenberi aynî itirazı yapıp kırılmaz cam sipariş etmiyen şoför ve otobüsçülerin bu itirazlannın artık nazarı itibara alınmaması ve kararda ısrar olunması tabiidir. Son zamanlarda hafif geçen dört beş otomobil ve otobüs kazasında sırf cam kmlmasmdan yaralananlar olduğu gö rülmüştür. Öğrendiğimîze gore, bir şubattanberi 18 otobüse kırılmaz cam takılmıştır. Piyasada daha fazla cam kalıp kalmıyacağı tetkik edilmektedir. Eger iddia olunduğu gibi hakikaten piyasada cam kalmadıysa yapılacak siparişin temin edile ceği güne kadar cam kararınm tehiri bir zaruret olacaktır. ile bugün normal bir hadde indirilmiştir. Bu mücadelenin son altı aylık bilânço suna nazaran yüz sekiz bine yakm vatandaş muayene edilmiş ve eskiden kal ma on bin küsur dalaklınm tedavisine devam olunmuştur. Dalaklılann tedavileri ilerledikçe nisbet yüzde dokuzdan beşe düşmüştür. Altı ayda 482 kilo kinin sarfedilmiş, bataklıkh yerlerde 32 kilometro kanal açılmış ve eskilerden 43 kilometro rulündeki yerler temizlenmis, 31,441,730 metro murabbaı bataklık kurulmuş, 22 kilo metro uzunluğunda dere hafriyat yapıl mış, 6075 metroluk hark açılmış ve eskilerden 55,446 metro temizlenmiştir. Adapazannda 35 bin dönüm araziyi kaplıyan Kökçeören bataklığmın kuru tulması işi bitirilince Kolayca köyündeki Sangöl bataklığı da kurutulmaktadır. Adapazar ile Hendek şosesi ve ovası arasmdaki Mudurnu ırmağı taşmakta ve 150200 bin dönüm araziyi muntazaman su altmda bırakarak bura sakinlerini muhacerete sevketmektedir. Isıtma mücadele teşkilâtı ayni zamanda bir ısıtma yuvası olan buralannı da mesai çerçevesi içine almış ve ırmağın mecrasmı değiştirmek kararını vermiştir. Bu maksadla Çatalköprüsü mevkiinden, Bondozma'dan Domuztepe tarikile Sakarya nehrine ulaş mak için 650 kilometroluk muazzam bir kanal açılacaktır. Büyük Derbend ba • taklığı köylüler tarafından kurutulacaktır. Hususî muhasebemiz tarafından bü yuk fedakârlıklarla satın alınan üç bataklık kurutma makinesi {ehrimize gel mek üzeredir. miştir. Nafıa Vekilimizin verdiği emir üzerine Sirkeci istasyonunda çirkin bir manzara teşkil eden şirket zamanından kalma barakaların, hemen kaldırılması kararlaşmıştır. Ali Çetinkaya bundan başka halkın çıktığı geçidlerin genişletilmesini ve meydanlar açılmasını da muvafık görerek icab edenlere bu hususta talimat vermiştir. Verilen emrin dünden itibaren tatbi katına geçilmiş ve barakaların yıktırıl masına başlanmıştır. Seher şuurlu bir ateşti Kırılmaz cam işine Kocaelinde sıtma Nafla Vekilinin dün mücadelesi aid son karar yaptığı tetkikler Siyasî icmal Japonya, Sovyetler, Çin eçen temmuzun ortalannda başlıyan Çindeki Japon harekâtı, artık kat'î neticeye varmaktadır. Bundan sonra, çok geçmeden, Sovyetlere karşı yapılacak harekâta sıra gelecektir. Japon kabinesi erkânınm evvelki gün Japon Meb'usan meclisinde yaptıklan beyanat yeni Japon Rus harbinin uzak olmadığmı ispat etmektedir. Şöyle ki: Japon Harbiye Nazırı General Sugiy%ma bilhassa Sovyetlerin haer va kuwe'J ini artırmakta olduklanndan dolayı Japonyanm teslihatını bir kat daha tezyid ve takviye eylemesi zarurî bulundugunu beyan etmiştir. Hariciye Nazırı Hirota dahi demiştir ki: «Ingiltere, Amerika ve Fransanm Çine yardımda bulunduklanna dair yapılan iddialar doğru değildir. Ortada bir hakikat varsa bu da, Sovyetler Birliği hükumetinin bütün politikasının Japon aleyhtan olmasıdır.» Bu sözler, Amerika, Ingiltere ve Fransanın Çinde Japonyanm «ebestii harekâtını herhangi suretle tahdid etmek teşebbüs ve niyetinde bulunmadıklanna Ja ponya hükumetinin kanaati bulundugunu anlatmaktadır. Hatta Amerika, Çin topraklannda ve sulanndaki askerî ve bahrî kuvvetlerini tamamile geriye almış, yalnız, birkaç bölük silâhendazla biri yat olarak birkaç karakol gemisini Amerikan tebaasına yardım için bırakmıştır. Ingiltere dahi, şimdiye kadar kendi nüfuz mıntakası saydığı cenubî Çine ve bunun merkezi Kanton'a ve diğer mühim limanı Amoy'a karşı Japon deniz ve hava kuvvetlerinin hücum ve bombardıman yapmalarına herhangi suretle şikâyet ve itirazda bulunmamıştır. Şimdi buraya azim bir ordu ihracı îçin Mavi nehrin ağzmda elli büyük nakîiye gemisi hazırlanmıştır. Fransa ise Uzakşarktaki Hindiçini müstenıleke imparatorluğunun sulanna ve bahusus Tonkin körfezine hâkim Hainan adasile diğer Çin adalanna ve sahillerine karşı Japonlann yaptıklan harekâta, buralara dokunulmamasına dair bir muahede mevcud bulunmasına rağmen, ses çıkarmamaktadir. AngloSakson devletlerile Japonya arasında yegâne mesele deniz inşaatı rekabetidir. Amerika 35,000 tondan büyük zırhlılar ve îngiltere de 8000 tondan büyük kruvazörler inşa etmiyeceğine tlair Japonyadan söz alarak bu meseleyi kapatmak istiyorlar. Japonya ise müsavat esası üzere umumî tonajlar hakkında bir itilâf yapılmasmı teklif ederek rekabet meselesini kökünden halletmek istediğini şimdiden ihsas etmiştir. Ingiltere ile Amerikanm, herhangi bîr suretle Japonyaya ve müttefiklerine karşı bir ittifak akdetmiyeceklerini, Amerika Hariciye Nazın Hull Ayan meclisi Hariciye encümeni reisine gönderdiği bir mektubla resmen beyan etmiştir. Böylece, Japonya, üç büyük devlet Ingiltere, Amerika ve Fransanın müdahale ve tazyiklerinden masun ve emin olarak Çin topraklarındaki askerî harekâtı son neticeye vardırmaktadır. Japonlann şimalî Çinle orta Çinde zaptettikleri yerler, yani San nehirle Mavi nehir arasmdaki 600 kilometroluk açıklığı işgal için TiyençinNankin demiryolu boyunda cenubdan ve şimalden yaptıklan taarruz harekâü, Çin kuvvetlerinin tamamile perişan olmasile neticelenmiştir. Şimdi daha garbda Pekin Hanko demiryolu boyunu işgale başlamışlardır. Şimdiye kadar şimalden beş yüz kilometro cenuba sarkan Japonlar Çengteh yani mezkur demiryolunu Şansî eyaleti merkezine bağlıyan kolun ittisal noktasında durmuşlardı. Şimdi daha aşağıya Hanko'ya doğru ilerliyorlar. Şimalden cenuba uzanan mezkur iki ana hattı birbirine rapteden Lunghai demiryolu da Japonlar tarafından işgal edilmiştir. Ayni zamanda Nankin cihetinden dahi Hanko üzerine hareket edeceklerdir. Hanko ile Kantonun sukutundan sonra Japon ordulan Çinin dağlık arazisinde çete harbi için bir miktar asker ayıracaklar ve Asya meselesini kökünden halletmek için Sovyetlere karşı harekete geçeceklerdir. Bu maksadla Japonya Almanya ve Itaîya ile mevcud ittifakını bir kat daha takviye etmiştir. Elektrik şirketi murahhasları müzakereye davet edildiler Nafıa Vekâletinin Elektrik şirketine tebliğ ettiği cevaba göre, mevcud muallâk meselelere bir hal şekli verilmek üzere şirket murahhaslan yeniden müzakereye davet edilmişlerdir. Şirketin bu davete vereceği cevab beklenmektedir. ı MÜTEFERRÎK Mübadil bonoları Ankarada tevzi edilecek îskân müdürlüklerince yapılmakta olan mübadillere aid bonoların tevziatı hakkmda Sıhhat ve Içtimaî Muavenet Vekâleti, alâkadarlara gönderdiği bir tamimde bütün bonoların merkeze gönderilmesini ve hak sahiblerine oradan tevzi edileceğini bildirmiştir. Borsa komiseri geliyor Ankarada bulunan Borsa komiseri İhsan Rifat bugün şehrimize dönecektir. Komiser, Kambiyo Borsasmın Ankaraya nakli etrafında temaslarda bulun muştur. Bulunan eski eserler Sellüloz fabrikasının inşaat temelleri kazılırken ve Gazibaba mezarlığının belediyece ortadan kaldırılması sırasında rastlanan bazı eserlerin tetkiki için mü zeler müdür 'muavini ile Alman bir arkeolog ş'ehrimize davet edilmişlerdir. Bu mütehassıslar mezarlıkta çıkan üstüste yıgılı muazzam kesme taşlann Cineviz liler tarafından yapılmış bir kanalizas yon veya su bendi tesisatına aid bulunabileceği neticesine varmışlardır. Fabrika temellerinde raslanan âsar ise daha ziyade alâkabahştır. Burada tunc ve bronz heykeller, bir sarraf terazisi bulunmuş ve sıra sıra dükkân harabelerine tesadüf edilmiştir. Burasımn Romalılar devrinde işlek bir pazar yeri olarak kullanıldıgma ihtimal verilmektedir. Maamafih bu eserlerin Geyve ile Sakarya nehri havzasında birleşen ve Milâddan 800 sene sonra înkıraz bulan Frikya Türklerine aid olmasından da şüphe edilmektedir^ ^ Başbaşa dansînin tecrübeleri yapıldı! Zeybek oyunile Rumba dansını bir leştirmek stıretile vücude getirilmek istenilen «Başbaşa» adındaki yeni dansm ilk tecrübeleri dün Tokatlıyan otelinde yapılmıştır. Zurna, dümbelek gibi şimdiye kadar tek başma çalınan musiki aletlerinin de cazbanda ilâvesi suretile \Tücude getirilen bu yeni dansm şavani dikkat hususiyeti diğer danslarda bu lunmıyan baş hareketleri teşkil etmektedir. «Başbaşa» dansı ilk defa olarak yarın akşam Maksim salonunda verilecek olan Matbuat balosunda o^Tianacaktır. I GÜMRÜKLERDE Umum müdür f zmire gidecek Gümrük Umum müdürü Mahmud Nedim, dün şehrimize gelmiştir. Mah mud Nedim, îstanbul Gümrük Başmü dürlüğünde bir müddet meşgul olmuş* tur. Bayramertesi İzmire gidecek ve oradaki gümrük teşkilâtım da tetkik edecektir. ÜNtVERSlTEDE Bayan Bulayırın bir teberruu Geçen sene kaybettiğimiz mülga Darülfünun profesörlerinden kıymetli edıb Ali Ekrem Bulayırın muhterem refikası, merhumun kütübhanesinden 250 cildlik bir kısmmı Edebiyat Fakültesine armağan etmek suretile zevcinin çalıştığı kürsüyü daima andıracak bir ka dirşinaslıkta bulunmuşlardır. Edebiyat Fakültesi dekanlığı kendisine bir teşekkür mektubu göndermiştir. Muhterem Bayan Bulayırın bu kadir şinaslığını biz de takdir ve kendilerine teşekkür ederiz. Balkan Konseyi Yunan Başvekili General Metaksas'm riyaseti altında Ankarada toplanacak olan Balkan Antantı konseyi ilk içtima ını önümüzdeki çarşamba günü yapa • caktır. Içtimada bulunacak olan dost memleketler ricalinin salı günü şehrimize muvasalatları ve merasimle istikballeri mukarrerdir. Ancak, ayn bir ha vadisimizde okunmuş olacağı veçhile. Rumen kabinesi dün istifa ettiğinden konseye, Romanya namma kimin işti rak edeceği bittabi henüz malum de ğildir. ADÜYEDE Amerika adliyesinin bir suali suali Kaliforniyadan hükumetimize gelen bir mektubda gajTİkabili ıslah genc kızIarla dul kadmlar hakkmda ne gibi metodlar takib edildiği sorulmuştur. Müddeiumumilik bu şekilde hasta genc kız ve kadmlardan cürüm ika edenlerin ceza evlerine, küçük çocukla nn da ıslahhanelere sevkedilmekte ol duğunu bildirmiştir. Küçük kabadayılar Kadıköyünde İskele camii meyzini İsmailm oğlu 15 yaşlarında Kadri, dün sabah Kadıköydeki Hal binası önünden geçerken arkadaşı 14 yaşlarında Ah medle karşılaşmıştır. Ahmed, Kadriye bir kıskanclık yüzünden dargın olduğundan cebinden bir bıçak çıkarmış ve derhal arkadaşımn üstüne atılarak Kadriyi böğründen ağır surette yaralamıştır. Bu işi yaptıktan sonra kaçan suçlu, aradan çok geçmeden yakalanmıştır. Yaralı hastaneye kaldırılmış, bir ameliyatla kurtanlmıştır. Kuyuda bulunan çocuk cesedi Fatihte Haydar caddesinde 75 mımarah evin bodrum katmdaki kuyuda 9 yaşlarında bir çocuk cesedi bulunmuş tur. Yapılan tahkikata göre, ölü çocuk, o civarda oturan Mevlud isminde bir küçüktür. Cesedin Mevludla alâkası olmıyan bir evin bodrumundaki kuyuda çıkması şüpheli görülmüş ve Morga kaldırılmıştır. Tahkikata devam ediliyor. Denizyolları acenta bürosu naklediliyor Denizj'olları idaresinin îstanbul acentası şimdij'e kadar eski Liman hanı altmda bulunuyordu. Yolculara bir kolaylık olmak üzere acentalık bürosu Sir keci volcu salonuna nakledilmektedir. Kral Farukun Türkiye seyahati Program Hariciye Vekilimizm Ka^îreyi zivaretinde tesbit edilecek Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Arasm kardeş Mısıra seyahati evvelce karar laştırılmıştı. Seyahatin Balkan konseyi içtimalarından sonra yapılması muhtemeldir. Rüştü Arasa, Vekâlet şube müdürlerinden bir heyet refakat edecektir. Tevfik Rüştü Arasm bu ziyaretinde Türk Mısır muahedesi musaddak su retlerinin teatisile Mısır Kralı Majeste Farukun ilkbaharda icrası mutasavver Türkiye ziyareti programının hazırlanması ihtimal dahilindedir. Majeste Farukun mayıs veya haziran ayı zarfmda memleketimizi ziyaretleri mub.temeldir. Maraşın kurtuluş bayramı yarın SEHtR tSLERt Karaköy meydanı açılırken Karaköy meydanmm açılması etra fmda dün sabah Belediyede Nafıa Ve kâleti müşaviri Dömaye ile Belediye îmar müdürü Ziya temaslarda bulun muşlardır. Muharrem Fevzi TOGAY Sürp Agob mezarlığı kaldırılıyor Belediye tarafından Sürp Agob me zarlığmın mezarlık kısmmm kaldırılmasına karar verilmiş, buradaki mezarlarla alâkadar bulunanlara tebligat yapılarak mezarlarm on beş gün içinde başka bir tarafa nakledilmesi lüzumu bildirilmiştir. Tebligata göre, müddet bittiği halde mezarları kaldırmıyanlar olursa, nakil işini doğrudan doğruya Belediye yapacaktır. Mezarlar kaldırıldıktan sonra burası tarla kaidesine tâbi tutulacaktn. Maraştan bir manzara 12 şubat cumartesi günü Maraşm Genclerin Halkevindeki toplanhsmda, 18 inci kurtuluş yıldönümüdür. Bu mü kendisi de Maraşlı olan şair Necib Fanasebetle, Istanbulda, yüksek tahsilde zıl Kısakürek, arkadaşımız edib Peyami bulunan Maraşlı gencler, bu mes'ud Safa ve Tahir Sıtkı Güvemli, o günün günü yarın, Eminönü Halkevinde, bir toplantı ile kutlulıyacaklardır. Bu top manası hakkında söyliyeceklerdir. Bunlantıyı, Perapalasta bir gece eğlencesi dan sonra Münir Nureddin Gürses, Matakib edecektir, * ra§ türküjeri okuyacakür, ' ., Prens Nikola için matem Yunan Prensi Nikolanın ölümü dolayısile şehrimizdeki Yunan, Rumen ve Yugoslav konsoloshaneleri matem işareti olarak yanm bayrak çekmişlerdir. Cumhuriyet Abone şeraiti Nfishası 5 fcnruştur. Harle Törklye için icin Senelik 1400 Ki. 2700 Rt. 750 » Altı aylık 1450 • 400 » 800 • Üç ayhk 150 m îoktur BU aylık