CUMHURİYET 7 Subat 1938 Küçük hikâye Büyük baba Pacroux Baba ayni zamanda gülü yor ve ağlıyordu. Sonra, küçük Andre'sini kucaklıyor ve tekrar karanlığa, kara, fırtınaya dalıyordu. Adam sen de! Pacroux Babanın kalbi güneşle dolmuştu. Claude, kendisine, Andre'nin kızıl hastalığına tutulduğunu haber verdiği gün, ihtiyann benzi kül gibi oldu Ölmiyecek, değil mi? Her gün saatlerce çocuğun başı ucunda bekledi. Uykusunda çırpındığını gö rüyor, başını salhyordu. Andre uyandığı zaman, ihtiyann, bulanık sulu gözlerile kendisine gülümsediğini görüyordu. Ateş düştü. Ve bir gün çocuk: Büyük baba! Sıkılıyorum, diye sızlandı. Masal okumamı menettiler. Büyük babacığım, bana bir hikâye anlatmanı istiyorum, kitablarda olmıyan bir hikâye! Bir hikâye biliyorum, bir tane.. lyi dinle küçük Andre'm! Çünkü bundan sonra benden başka hikâye istememen lâzım. Kasabanın birinde ihtiyar bir a dam varmış, adına Jerome diyelim. Herkes onu fena biliyordu, çünkü kendi oğlunu bile sevmiyordu. Fakat, Jerome'un on iki çocuklu bir ailenin en büyük oğlu olduğunu, küçükken kendisini çok ağır iş,lerde çalışbrdıklarını ve onu mektebe göndermeğe akıl etmediklerini hiç kimse bilmiyordu. Babası ona çok dayak atmıştı. însan büylelikle fena adam olur. Fa kat fena adam olmak insanı bedbaht der. Jerome Baba, kendi yaşındaki ihtiyarlann, torunlarını okşadıklannı gördü ğü gün bedbahtlığmı anladı. O günü azab içinde geçti. Bu da gösteriyor ki o nun da bir kalbi vardı. Fakat bu kalb kimseye açılmamıştı. Jerome Baba kü çük ve soğuk odasmda yalnızbaşma ağladı. Gozyaşlanni kîmseye gSstermek !stemîyordu, bununla beraber, ta içinde, gizli bir ateşin, ihtiyar kemiklerini ısıttığmı hissediyordu. Büyük baba, bîze ilk geldiğin akşam, hani birşey söylememiş sadece beni kucaklamıştın, iste o akjam ağladığını gördüm büyük baba.. Dinle beni çocugum dinle beni. İhtiyar Jerome, bir kurd gibi, yalnızbaşına ölmekten korktu. Ancak uzaktan görmüş, olduğu ve kendisinden çok kor kan bir torunu vardı. Bize gelmeden evvel seni hîç de sevmiyordum büyük baba. Dur, sözümü kesme, dinle. JeYöme Baba torununu görmeğe gitti. llkönce ona birşey söylemeğe cesaret edemedi, çünkü küçük çocuklar sert bakışlı bir ihtiyardan her zaman korkarlar. Sonra, günün birinde, Jerome torununu optü, ve çocuk korkmadı. Ve ihtiyar Jerome kalbinin daha kuvvetle çarptığmı hissetti. Ve bugün bu kalb o kadar yumuşamış, o kadar sevgiyle dolmuş ki! Bu mucizeyi yapan Jerome'un torunudur. Akşamm gölgeleri odaya yayılıyor, havayı karartıyordu. Andre, üzerine iğilmiş olan ihtiyar çehreyi artık görmüyordu. Ortalık aydınlık olsaydı, cesaret edemiyecekti belki, fakat karanlıkta, An dre, büyük babasının başını aradı, minimini ellerile onu dudaklanna yaklaştırdı ve kulağına hsıldadı: Bibliyoğraf.ya Erbaş Manga ve Takım Terbiye Ceb Kitabı Yazan: Veysel Ünüvar Eskiden adı Askerî Kütübhane olan ve Türk askerî edebiyatına birçok kıymetli eserler hediye eden Hilmi Kitabevi, faaliyet sahasında askerî eserlere gene büyük bir mevki vermeğe başlamıştır. Mekteblerde okunan «Askerliğe Hazırlık Dersleri> nden sonra, General Veysel Ünüvarm <Erbaş • Manga ve Takım Terbiye Ceb Kitabı > adh bir eserini daha neşretmiştir. Generalin yeni talimatnamelere göre yazdığı bu eserin hedefi de, eskiden «küçük zabit», şimdi de erbaş dediğimiz çavuş, gedikli çavuş, üstçavuş ve başçavuşlann (denizde fazla olarak bir de tbaşgedikli» vardır) iyi yetişmelerine hizmettir. Erbaşlar, modern ordularda son derece mühim bir talim ve terbiye, hatta kumanda unsurudurlar. Çünkü, nihayat, hazarda erkânıharbiyenin orduyu yetiştirme hususunda aldığı bütün tertiblerin, harbde, başkumandanın ver diği bütün emirlerin tatbikı, erbaşlara dayanır. Her odu, erbaş yetiştirmek ve onlardan azamî istifadeyi temin etmek İçin büyük gayretler sarfetmektedir. Zamanımız harblerinde, ateşli silâhların tesirinden korunmak için birlikler, açılarak ve yayılarak muharebe ettiklerinden küçük sevk ve idarede, erbaş ların ehemmiyeti pek ziyade artmak tadır. Erbaşlara, umumî tallm ve terblye ve muharebe mütehassıslan demek yanhş olmaz. Çünkü senelerce müddet tekrarladıklan vazifelerinde tam bir ihtısas sahibi olmuşlar, askerlikte kıymeti pek büyük olan refleks ile iş gören birer makine haline gelmişlerdir. Fakat bu makine, kurulduğu zaman işliyen ve kurulması bitince duran, ne yaptığını bilmez bir otomat değildir. O, her yaptığını bilerek çalışan ve düşünen bir makinedir. Onun refleksl, düşündüğünü tatbikte kendini gösterir, çünkü artık vazifesl onun için yürümek, konuşmak, görmek gibi labit bir hal almıştır. Bir muharririn elinde kalem neyse, bir piyade erbaşının elinde de tüfek odur. îşte erbaşları, böyle düşünerek çalışan bir makine halinde yetiştirmek için, onlarm dimağlarını da inkişaf ettirmek lâzımdır. Dimağ da kitabla okumakla inkişaf eder. General Veysel Ünüvarm «Erbaş» ceb kitabı erbaşlar için hem öğretici, hem de hatırlatjcı bir kıymeti haizdir. Bu 162 sahifelik kitab 38 fasla ayrılmıştır. Her fasılda erbaşlara lü zumlu olan askerlik bilgilerl sıralan mıştır. Bir renkli levha ile 82 şekil eserdeki metinleri tamamlamaktadır. Askerî edebiyatımızda, zabitan, ümera ve erkân yeni tabirlerile soyliyelim assubaylar, üstsubaylar ve gene raller için yazılmış ve basılrmş birçok eserler vardır. Fakat erbaşlar için yazılmış olanları azdır. Bu kitab, işte bu ihtiyacı temin için yazılmış faydalı eser lerden biridir. A. D. RADYO Yeni bir Alman artisti «Son melodi» filmi sinema âlemine gene bir unsur daha kazandırdı Başrollerini Brigitte Horney ile Willy Birgel oynamakta oldukları «Son melodi» filminden geçenlerde bahsetmiştik. Bu kordelâda Brigitte Horney'i kıskandıçı için diğer bir kadın san'atkârın Willy Birgel ile kavga etmesi lâzımdı. O role Vera Von Langen seçilmişti. Vera vazifesini o derece güzel ifa etti ki rejisör Turjansky: Aman bu gene kız kim, dedi. Madem ki bu kadar müstaidmiş, şimdiye kadar elimize geçmedia;ine teessüf ederim! Bu teveccüh Vera'nm derhal diğer bir kordelâ «Beş milyon bir varis arıyor!» ismindeki komedi için angaje edilmesini temin etti. Hakikaten beyaz perdedeki ilk rolünde birdenbire bu kadar muvaffakiyet Yera von Langen göstermek şimdiye kadar pek az artiste bu kadar muvaffak olacağımı dogrusu nasib olmuştur. Vera Von Langen «Ren» nehri sahi ümid etmiyordum, demiştir. •^ Sinema artisti Erich von Stroheim; lindeki kasabaların birinde küçük fabrika işleten endüstri mensublarından biri «Paprika» isminde bir eser yazmış,tır. Bu nin kızıdır. Lise tahsilini Isviçrede yap kitab Macaristandaki içtimaî hayattan mı?, bir müddet de Pariste bulunmuş, bahsetmektedir. Fakat bazı tarafları biraz mubalâğalı ve Macarlann aleyhinde kaçsonra Berlinde llka Grünings'in tiyatro mış olacak ki, Macarlar Erich von Stromektebinde okumuştur. Sahnede ilk temheim'in filimlerine boykot etmeğe karar sillerinden itibaren nazan dikkaü celverdikleri gibi, hükumet de artistin bu kibetmiş, Brigitte Horney'in de bu temsiltabının Macaristana ithalini yasak etmişlerin birinde teveccühünü kazanmrçtır. tir. Işte bunun üzerinedir ki Brigitte Horney •^ Sesli h'Imin ilk muvaffakiyetli koronun «Son melodi» filmine iştirakini ardelâsı, başrolü Marie Bell'in oynadığı zu etmiştir. «Aşk geceleri» filminin rejisörü ve mü«Son melodi» filminîn ilk temsilinde messili Henri Roussel çoktanberi sinekendisine mülâki olan Alman gazetecileri ma âleminden uzakta idi.. Gelecek ay Vera Von Langer'i tebrik etmişler ve zarfmda «Elisa kız» isminde bir filim ihtisaslarını sormuşlardır. Gene artjst: vücude getirecektir. Çok meınnunum. Tecrübe resim •^ «Venedikte karnaval» filmini ve filminden sonra çok bekledim ama, Fransız rejisörü Pierre Colombier idare nihayet arzuma kavuştum. İlk filmimde edecektir. Pacroux Babanın küçük evi önünden geçtikleri zaman, erkekler çenelerini oynatıyor, kadınlar baş çeviriyor ve küçük mektebliler adımlarını sıklaştırıyor ve yeTe tükürüyorlardı. Parcoux Baba, sene lerdenberi dul, yalnız oğlu Claude'la değil, hiç kimseyle geçinemiyen ihtiyar ve çok sert bir adamdı da ondan. Kasabanın sol tarafmda, ormana giden yol üzerinde, köhne bir evde yalnızbaşına yaşıyordu. Kimseye selâm vermiyor, hiç bir dost eli sıkmıyor, kalabalıkta hiçbir tebessümün ışığını aramıyordu. Hatta, Claude'un oğlu küçük Andre'yi bile tanımıyordu; Andre altı yaşlannda şirin, esmer bir oglandı, büyük babasınm kulübesi önünden geçtiği zaman, diğer ço cuklar gibi, hatta onlardan daha şiddetle yere tükürüyordu. Fakat bir gün, soğuk ve bulutlu bir teşrinisani günü, gecenin yaklaştığı bir saatte, küçük masasının başında, defterine birşeyler karalıyan Andre, kapının yavaşça açıldığım gördü. Odaya rurubetli bir hava doldu. Ve beyaz «akallı, gözleri şimşekler çakan bir ihtiyar içeri girdi: Büyük babası. Küçük Andre korktu ve sandalyesini de virdi. O zaman, şöminenin onünde ayakkablarını tamirle meşgul olan Claude başını çevirdi. İhtiyar, bakışlan keskin ve dudaklan titrek, ona doğru gitti, alçak bir sesles Sen îtaalslz bh evlâdsın, dedi. Beöimki gibi bir baban olmu; olsaydı... Claude ihtiyann yüzüne bakarak sorünü kesti: BabaT Pekâlâ! Geçm'îe maz! derler. Senden birşey istemiyorum. Yalnız, istediğim zaman torunumu kucaklıyabile yim. Çocuk, o anda, ihtîyarin gözlerîndeki sert ışıktan eser kalmadığını farketti; hatta ihtiyann gözleri bulanmış, san bir mayile örtülmüş gibiydi. ihtiyar ertesi günlerde geldi. Az konuşuyordu. Çocuğun vazifelerini yaphğı masanın yakınında oturmakla iktifa ediyordu. Andre başını ihtiyara çeviri şinde o günkü bakışla karşılaşıyordu. Çocuk bu acındıran bakışa alıştı. Bir akşam, ihtiyara gülümsedi. Ve büyük babası ayağa kalktı, sert yüzünü yumuşak esmer yüzüne değdirerek kendisini kucakladı: Sen ne akıllı, uslu bir çocuksun! diye mırıldandı Pacroux Baba. Başını çevirmeksizin, hiç birşey söylemeden gitti. Fakat Andre, gözlerindeki san mayiin sakalına kadar sızdığını farketti. Bir gün, Pacroux Baba, küçük An dre'ye kırmızı maroken kablı şık bir kitab uzattı: Al, dedi, hiç kimseye bîrşey ver memiş olan ben, sana la Comtesse de Segur'un hikâyelerini hediye ediyorum. Andre sevincinden yerinde »ıçnyarak: Okusana bana bu hikâyeleri bü yük babacığım! dedi. îhtiyar, saçsız başını sallıyarakt Heyhat çocuğum! dedi. Ben mekteb görmedim ki! Öyleyse, dedi küçük Andre", b'yîeyse ben sana okunım bu hikâyeleri. Ve on beş gün küçük Andre büyük babasına o harikulâde hikâyeleri okudu. Bacroux Baba b'mründe bunlan duymamıştı. Torununun çenesini okşıyarak: Sensin bu harikalan bana gösteren, diyordu. Bu aksamki program j ANKARA: 12,30 muhtelif plâk neşriyatı 12,50 plâk; Türk musiklsi ve halk şarkıları 13,15 dahllî ve haricl haberler 18,30 plâk neşriyatı 18,35 ingillzce ders: Azime İpek19,00 T ü r k musikisi ve halk şarkıları. (Makbule Çakar ve arkadaşları) 19,30 s a a t ayarı ve arabca neşrlyat 19,45 T ü r k musikisi ve h a l k şarkıları. (Servet Adnan ve arkadaşları) 20,15 spor konuşması: Vüdan Âşir 20,30 plâkla d a n s musiklsl 21,00 ajans haberleri 21,15 stüdyo salon orkestrası 21,55 yarınki program ve İ s tlklâl marşı. İSTANBUL: 12,30 plâkla T ü r k muslldsl 12,50 h a v a dls 13,05 plâkla T ü r k musiklsl 13,30 muhtelif plâk neşriyatı 14,00 SON 17,00 Inkılâb dersl: Unlversiteden naklen. M a h mud Esad Bozkurd t a r a f ı n d a n 18,30 ç o cuklara m a s a l : Nlne t a r a f ı n d a n 19,00 I n cl: Şan, piyano ve k e m a n refakatile 19,30 memleket şarkıları: Malatyah F a h r l t a r a f m d a n 19,55 borsa haberleri 20,00 Rifat ve arkadaşları t a r a f ı n d a n Türk musi klsl ve halk şarkıları 20 30 hava r a p o r u 20,33 Ömer Rıza t a r a f ı n d a n arabca söy lev 20,45 Belma ve a r k a d a ş l a n tarafın dan Türk musiklsl ve halk şarkıları, (saat ayarı) 21,15 Fasıl saz heyeti: Okuyanlar: İbrahim Ali, Küçük Safiye, k a n u n M u a m mer, klârnet Hamdl, ud Cevdet Kozan, t a m bur Salâhaddin, k e m a n Cevdet 21,50 r a d yo fonik temsil: Studyo orkestrası refakatüe (Loulse) 21,45 Ajans haberleri 23,00 plâkla sololar, opera ve operet parçaları 23^0 son haberler r e ertesi g ü n ü n programı 23,30 SON. VİYANA: 17 55 MUSİKt 18,15 konuşma 18 35 KEMAN MUSIKISİ 19.05 karışık yayın 20,30 büvuk konser 21,40 karışık yayın 22,15 MUSIKI: Schubert'in eserleri 23,15 haberler ve salre 23,25 DANS MUSIKISİ 24 haberler 24,05 DANS MUSIKISL PEŞTE: 18,05 MTJSİKİ 18.30 karışık yayın19,45 ŞARKILAR VE OPERA PARÇALARI 21,20 ÇINGENE MUSIKISİ 22.20 haberler 22 45 KONSER 24,05 haberler, gramofon. BUKREŞ: 18,05 gramofon, havadls 19,20 ODA MUSIKISİ 20 konferans, gramofon 21,45 MUSİKI, ŞARKILAR 22,35 haberler 22,50 HAFIF MUSİKİ 23,50 haberler. PARİS [P.T.T.]: 18,05 Org musikisi, k ı r a a t 18 50 ŞARKILAR 19 05 konuşma, gramofon, ko n u ş m a 20,35 ŞARKILAR VE PIYANO MUSIKİSİ 21,05 haberler 22,05 şarkılar ye salre 22 35 skeç 23 05 ODA MUSİKİSI VE ŞAN 24,05 radyo fantezisi, haberler, gramofon. LONDRA: 18,05 KEMAN VE PİYANO 18,35 k a r ı şık yayın 20,05 HAFİP MUSİKİ VE ŞAN21,05 haberler 21,35 ŞAN KONSERI 22,05 DANS MUSIKISİ 22,35 KONSER 23 25 HAFIF MUSİKİ 24,05 haberler 24 30 DANS MUSIKİSİ 1,35 haberler, gramofon. ^•i FAKİR TALEBE Bugun T U R K sinemasında 2 buyuk Fransızca fılm birden m Herkeai hayran eden fransızca muazzam operet Marika Eöck . Johannea Heesters İda Vust Seanslar: 2,30 6 sovare 9,15 Başkasının kılığında 2 saat kahkaha attıran fevkalâde neş'eli komedi ARMAND BERNAHD ANDRE LEFAURE Seanslar : * 7,30 T A R Z A N PEK "KUVVETLER YAKINDA KRALI,, 937 938 senesinde yeni çevrilen NÖBETÇİ ECZANELER Bu gece şehrimlzin muhtelif semtlerindekl nöbetçi eczaneler: Istanbul clhetl: Eminönünde (Mlnasyan), Alemdarda (Ali Rıza), Küçükpazarda (Necati Ahmed), Kumkapıda (Haydar), Şehzadebaşmda (Asaf), Fenerde (Vitali), Karagümrükte (Arif), Şehremininde (Nâzım), Aksarayda (Nuri), Samatyada (Teofllos), Bakırköy de (Merkez), Eyubde (Arıf Beşer) eczaneleri. Beyoğlu ciheti: Şişli Osmanbeyde (Şark Merikez), Tak • • slm Istiklâl caddesinde (Kemal Rebül), Tünelde (Matkoviç), Yüksekkaldırımda (Vlnikopulo), Galata Topçular caddesln • de (Yiçepulos), Kasımpaşada (Mueyyed), Hasköyde (Nesim Aseo), Beşiktaşta (Vi dln), Ortaköy, Arnavudköy, Bebek ecza^ neleri. Kadıköy Moda caddesinde (Nejad), Altıyolda (Namık), Üsküdarda (Imrahor), Buyukadada (Şinasi Rıza), Heybelida (Halk), Beykoz, Paşabahçe, A.Hisar ecza» neleri. A L K A Z A R sinemasının Büyük muvaffakiyetlerinden biri olacaktır. ÖLÜM Şurayi Devlet azalığından mütekaid M. Kemaleddin, uzun zamandanberi müptelâ olduğu hastalıktan kurtulamıyarak dün sabah gözlerini dünyaya kapamıştır. Cenazesi bugün Çemberlitaştaki hanesinden kaldırılarak Eyüb sultan camiinde Öğle namazı kılındık Senin hikâyen en güzel hikâye bü tan sonra aile makberesine defnedile cektir. Mevlâ rahmet eyliye. yük baba! Çevlren: TURAN TİYATROSU Bu sene dahi Bayram münasebetile En güzel ve en mUkemmel TUrkçe sözlü filmini olan S A R A Y sineması En büyük Türkçe SözlU filimleri göstermiş olan CAHÎD SITK1 TARANC1 Büyük Türk san'atkân FERAH sinemada ZATİ SUNGUR Bu akşam San'atkâr Naşid ve arkadaşları Hakkı Ruşen birlikte okuyucu küçük Semiha ve Mişel varyetesi. halk gecesi, localar 100, her yer 20, (Tılsımlı anahtar) vodvil 3 perde Senenin en eğlenceli ve en razla ^ ^ ^ ^ ^ ^ H komik filmi ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ M Bütün Türkiyede şimdiye kadar mish ne raslanmamış bir muvarfakiyet kazanan Uç Ahbab Çavuşlar Kadın terzisi CEMAL BURUN Mevsim sonu münasebetile 7 şubat pazartesinden itibaren kışlık modellerini ehven fiatla elden çıkarttığını müş terilerine bildirir. Adres: B. O. îstiklâl cad. Mısır apt. No. 9 Şerlok Holmes RAMON NOVARRO'nun TÜRKÇE SÖZLÜ ve fevkalâde güzel şarkılarla dolu Osmanlı Bankası ÎLÂN Kurban Bayramı münasebetile, Os manlı Bankasının Galata merkezile Yenicami ve Beyoğlu şubeleri şubatm 11 inci cuma, 12 nci cumartesi ve 14 üncü pazartesi günleri kapalı bulunacaktır. ERTUĞRUL SADİ TEK Tiyatrosu Bu gece (Kadıköy Süreyya) Yarm gece: (Bakırköy) Çarşamba: (Üsküdar) sinemalarında ÇİFTE KERAMET Vodvil 3 perde, çeviren: Reşad Nuri 4 üncü yeni ve mühim programı ve akıllan durduracak yeni bır illüzyonu ^ B daha. Yer bulmak için biletlerinizi gündüzden aldırınız. Tel. 21359 ^ ^ Bir gece gene yanmda Dr. Watson bulunduğu halde profesör Berry'nin Paris civarında bulunan köşküne giderek, profesörün avukatı Dr. Balderian ve mirasçıları: Bayan Berry ve Jean Berry ile görüşmüştür. Bayramda TÜRK sinemasında ŞEYH AHMED BUGÜN matinelerden itibaren Matineler: 2,30 • 4,30 6,30 akşam 9 da başlar. ŞIK sinemasında BAŞL1YOR .9 ŞUBAT Çarşamba ARZU ve KANBER Türkçe sözlü şarkılı film 20 KURUŞA BiNLERCE LiRA DEGERiNDE BiR ŞEY HAZIRLIYORUZ! Sinema tarihine bir zafer daha yazılıyor... Fransa edebiyatında devir yaratan bir eser... Amerika filim sanayiine zafer tacı giydiren bir filim: TURKÇE ALEMDAR Sineması UÇ SiLAHŞORLAR S A K A R Y A sinemasında Yerler tamamile satılmaktadır... Telefon: 41341 Bayramda i P E K sinemasında •• TÜRKÇE Sözlü Büyük Şark Filmi BOROVSKY M