CUMHURİYEP 7 îkincikâmm 1938 "a |meraklı şeyler Radyolu bebek arabaları Kuşadam'ın maceraları VI Motörsüz uçuşlar [Geçen defa lar çıkmtş kısımla rm hulâsası: Clem Sohn kuşlar gibi kanailarla uçmauı aklına koymuş A " merikah bir gencdir. Yaptığı muhtelif tecrübelerde muvaffak olamıuor amma, kat'î surette de ümi dini kesmiyor. Wil~ liam Rey isminde eski ve yeni dün " yada meşhur olmuş bir tauyareci arkadaşı, bir de yaşlı baba dostu çok seudiği Ja mes RoWer adında bir ahbabı vardır. James'in kız iorunu Jeane de Clem'in ctsurane teşebbüsile çok alâkadar olmaktadır.] Ertesi sene William Rey Almanya ve Fransada yaptığı uzun turneden dönüp geldiği vakit Clem'i çok neş'eli ve ümidli buldu. Delikanlı arkadaşını her zaman kinden daha fazla bir memnuniyet ve ınuhabbetle karşılıyarak: Bak, dedi, sana verdiğim sözde ya" lancı çıkmadım. Kanadlarımla havayı aşağıdan yukan değil, yukandan aşağı doğru fethe karar vermiştim. Onun için paraşütçülüğe başladım. William, Clem'i samimiyetle tebrik etti. Clem izahat verdi: Fakat, zannetme ki paraşütçülük te saplanıp kalacağım.. Hayır.. Bu, her kesin yaptığı şey.. Ben, yüzlerce defa tekrar etmek istediğim paraşütle inme tecrübelerile yüksekliklerde kanadlarım " la uçmanın nasıl kabil olacağını derin den derine tetkik etmek niyetindeyim. Hiç de fena fikir değil! Fena fikir değil de söz mil?.. Bir kaç defalık atlayışlarım bile bana neler cğretti bilsen!. Artık, zannederim, önümüzde seneler değil, aylar var.. Pek yak'.nda kanadlarımla gökte ferih ve fahur uçtuğuma bütün dünya ıle birlikte sen de şahid olacaksın!. Kendi kazandığım muvaffakiyetler derecesinde sevinecek ve iftihar edeceğim Ciem, bundan emin ol!.. Şüphe eder miyim hiç.. Bir zaman" lar rüya ve hayal telâkki edilen bu teşebbüs hakikat haline girince medeniyetin bir kat daha yükselmiş olmasile ben de gururlanacağım doğrusu!. William Rey, arkadaşını içinden ge len bir coşkunlukla kucaklamaktan ken disini menedemiyerek: Buna haklı olarak lâyıksın karde " şim, dedi, vaktile seni fikrinden caydır mak için lüzumsuz ukalâlıklar yaptığıma şimdi çok pişmanım kardeşim!.. Çünkü tayyarenin çok mütekâmil bir uçma va sıtası olduğunu takdir etmekle beraber itiraf etmeliyim ki asıl istikbal motörsüz uçuşlardadır. Fransa ve Almanyadaki son seyahatim esnasında buna tamamile kani oldum.. Clem Sohn sevincden gözlerî parlıya rak telâşlı telâşlı: Anlat, dedi, kuzum, çabuk ve uzun anlat!.. Tabiî anlatacağım.. Biliyorsun, Versay muahedesi Almanyanm motörlü tayyare vücude getirmesmi tahdid, hatta menetmişti. Bu vaziyet karşısmda Almanlar, motörsüz tayyareler imal etmek, plâ" llllllllllllll lllllllllllll llllllllllllllllllllllllllll llllllllllllllllllllllllllll Medenıyet ilerıledıkçe neler ıcad olunuyor.. İngilterede, otomobıllerden sonra bebek arabalarına da radyo konmuş. Fakat bunun gayesi sade küçük yavruları veya mürebbiyelerini parklarda, bahçelerde gezinirlefken eğlendtf Çocuk portreleri Küçük Selçuk Ünal Macaristanda seyyar bir cambazhane nin meşhur bir ipnotizmacısı varmış. Adam, her akşam muhtelif numarater yaptıktan sonra asıl büyük marifetini gösterir, cam bir sandığın içerisine yatırdığı cambazhane müstahdimlerinden birini mükemmelen uyuttrrmuş. Hade meler, numaradan sonra sandığı çeker götürürler.ipnotizmacı da elıni yüzünü yıkar, gider, medyumu uyandırırmış. Bir akşam ipnotizmacı da, hademeler de adamı cam sandığın içinde unutmuşlar, tam 24 saat orada kalmış. Ertesi aksam ipnotizmacı cam sandığın önüne geldiği vakit bir de ne görsün.. Medyum hâlâ uyuyor.. O anda ipnotizmacıya heye Bravo!.. Ben de bunu ötedenberi düşünüyorum, kanadlanmm havada çe candan bir kalb sektesi gelmiş, ölmüş, öteki zavallı da uyanamadan ebedî istişid çeşid cereyanlar dolayısile insanı yükrahate dalmış! sekte tutmıya muktedir olacaklarını bili Kaynana dilinin tehlikesi yordum. Gördün mü, nasıl dediğim çıktı?. Bizde «kaynana Evet. Fransada Mont " Dore ci vanndaki tayyare karargâhında görüştü dili» derler, frenkğüm mütehassıslar beni bu mesele hakkın lerde <kaktüs> ismi da bir kat daha tenvir ettiler. Plânörlerin verirler. Kaktüs sıcak memleketlerde havadaki hangi cereyanlardan istifade etve Akdeniz iklimi mekte olduklarını uzun uzun anlattılar. nin hâkim olduğu ^ Plânörleri yükseltmeğe yanyan ilk kuv yerlerde yetişir. vet ufkî esen rüzgârlardır. Bunlar dağlar Bizde de Adana ve * veya vadiler istikametinde muntazam şe havalisinde bulu 4 kilde ve zincirleme tarzında esmektedir nur. Çiçek vermez, ™ ler. Durgun havalarda ise arzın muhte güzel kokmaz, bir heykel gibi süs teş lif tabakalarından intişar eden inşia'lar kil eder, faydası da yoktur. Lâkin fayoralardaki hava tabakasını fazla ısıtmak dasız olan bu nebatm müthiş zararı ve ta, plânörler de bundan istifade ederek tehlikesi varmış da biz farkında değiliz. yükselen hafif hava tabakasile birlikte Amerikada her sene kaktüs'ün dıkenleyukarıya çıkabilmektedirler. Bulutlu ha rine takılıp yaralanma neticesi birçok kişiler Ölüb gidiyormuş. 1936 senesinde valarda ise plânörler bu bulutun altına de bu uğursuz nebata tam 171 kişi kursokularak onunla birlikte mesafe katetme ban olmuş! ğe muvaffak olmakta, hatta bazan bir Altı ayaklı, iki kafalı buluttan ötekine devrolarak yoluna de vam eylemektedir. Fırtmalı havalarda biAltı ayaklı, iki kafalı bir dana.. Böyle, mahir bir pilot, çarpışan sıcak ve so le şeyleri ekserimiz büyük annelerimızğuk hava cereyanlarından istifade ede " den dinlediğimiz masallarda dşıtmişizrek plânörünü pek mükemmel sevk ve dir. Fakat resmini gözünüzle gördüğü nüze göre, bunun bir hakikat olduğun idare edebilir, zannediyorum. Bravo, bravo!.. Bütün bunlar, kanadlarımla zahmetsizce uçulabileceğini pek mükemmel isbat ediyor.. Teşebbüsüme bir kat daha sıkıca sarılmak zamanı geldiği anlaşıhyor.. Lâkin, evvelâ şu plânörcülerin istifade etmekte oldukları cereyanlan inceden inceye tetkik etmek ve yaptığım paraşüt tecrübelerile bizzat tec" rübe eylemek icab ediyor... Şüphesiz kardeşim!.. William Rey, arkadaşmın elinî sıkıp ayrılırken gene kendisine dostça ihtarda bulunmaktan kendini alamadı: Yalnız paraşüt tecrüybelerinde çok ihtiyath hareket etmek ve bu işi fazla dan şüphelenmezsinız sanırım. Bu hii suiistimal etmemek lâzım geldiğini de u kat garıbesi geçen ay İtalyada Müâno şehrmde açılmış olan hayvanat sergı nutma!.. sinde teşhır edılmiştir. VII Kırılan kanadlar Clem Sohn tayyare ile yükseklere çıkıp oradan paraşütle atıla atıla, artık a bildiriyor, William da daima ihtiyatkâ damakıllı bir hava kurdu olmuştu. Önce rane nasihatler vermekte devam etmekle otomatik paraşütlerle inerken sonraları beraber onu hiçbir vakit teşçi ve teşvikten işi daha ziyade ilerletti. Evvelâ boşlukta geri kalmıyordu. Nihayet, Clem'i İngiltereye çağırdılar. kanadlarile geziyor, dolaşıyor, ancak onların kendisini düşmekten menedemiyecek Delikanlı cesurane tecrübelerini îngiliz bir vaziyete girdiklerini görünce muayyen halkının huzurunda da tekrar edecekti. düğmeye basarak açılan paraşütünü kul" Grarvvick tayyare karargâhında onu bek" lanıyordu. liyorlardı. İki arkadaş orada buluşmıya Fakat, asıl istediği başka idi. Kanad karar verdiler. Clem Sohn, William larile sade havada gezmek, salınmak ona Rey'e: «Grarvvick karargâhına gel, diye mekkâfi gelmiyordu. Yere iniş tarzmı ve süratini tanzim etmek ve istediği yere inebil tub yazıyordu. Beni orada iş başında gömek en büyük arzusu idi. receksin, tabiî Kaliforniya'nın kumlu sahClem, Amerikanm muhtelif şehirlerin ralarında birlikte yaptığımız ilk tecrübeyi de tecrübelerini tekrar etti. Yeni dünya" ve kütteden yere düşüp bacağımı sakat nın ekseri halkı bulutlar arasında bir çift ladığımı hatırlıyacaksm! Anlıyorum ki kanadla üç yüze yakın uçuş ve iniş tecrü o vakit birkaç metro yükseklikten kendimi besi yapmış, zaman zaman sağ ve sol kapıp koyuvermek hakikaten ihtiyatsızhk" kanadı oynatarak havada uçarken ken miş.. Fakat bugün üç bin metrodon atla disine kısmen muayyen bir istikamet ver yıp yere inmek bana bir çocuk oyunu temeğe de muvaffak olmuştu. sirinden fazla birşey yapmıyor.. Seni Wılliam Rey, bu sırada Ingilterede Gratvvick'e geldiğim vakit, muhakkak oidi. Clem hemen her uçuş ve inişine dair rada bulmak ister, gözlerinden öperim..» ihtisaslannı uzun mektublarla arkadaşına Arkası gelecek defa " nörler yapmak teşebbüsüne giriştiler. Hayli de muvaffak oldular!. Ya.. Alman gencleri, demek mo törsüz tayyarelerle uçabiliyorlar.. Rica ederim, şunu biraz etraflıca izah et! Bunun için birkaç usule müracaat edilmektedir. Plânörler, ya kauçuktan mamul kuvvetli kayışlarla gerdirilip gerdirilip bırakılarak onlara bu şekilde bir sürat, bir hareket veriliyor, ya otomobille çekilip havalandınlıyor, yahud da tay yareye takılıp yükseklere çıkanlıyor, sonra aradaki rabıta kesilerek başıboş bırakı" Iıyorlar.. Bir kere yükseğe çıktılar mı, havadaki muhtelif hâdiseler ve vaziyetlere rağmen uçmakta devam ediyorlar. mekten ıbaret değil. Havanın bozacağı zamanı evvelden haber verıp kuçuklerin vaktile evlerine götürülmelerini, yağmurda, fırtmada dışarıda kalıp hasta olmamalarını temin etmek imiş.. Bılhassa İstanbul için hiç de fena bir şey değil, çünkü havaların saâti saatine uymaz, malum ya!.. Bir unutkanlık, iki ölüm! Şimdiye kadar dünyanın en az tanınmış memleketlerinden biri «Lâmalar memleketi» Tıbettir. Fakat bu günkü nakliye vasıtaları sayesinde orayı da birkaç günün içinde baştan başa dolaşmak kabil oluyor. Halbuki evvelce senenin ekseri zamanında karlarla ör tülü, 5000 metro yüksekliğinde dağlar dan teşekkul etmiş bir yerde böyle çabukça bir devir yapmak kabil miydi? Dığer taraftan Tıbet halkı, memleketlerini dinî şekilde mukaddes addeder ve oraya mümkün mertebe yabancı avağı bastırmamak isterlerdi. Tabiî bu fikü*, en ziyade kendılerine Lâma ismi veri len Tıbet papaslarmın telkini neticesi orada yer bulmuştu. Halkı bir milyon dan fazla olmadığı halde papaslarm sayısının 100 bine baliğ olması, orada dinî taassubun ne derece ileri olduğunu pekâlâ gösterir. Yabancıların, halkm zihnini aydınlatmıya doğru yapacağı her hangi bir hareket, söyliyeceğı her hangi bir söz tabiatile papaslarm işine gelmezdi. Fakat o sıkı devirlerde bile gene oraya gızlıce girip, Tibetlılerin âdetleri, ananeleri hakkında tetkıkatta bulunanlaAvusturya mekteblerinde çocuklann sıhhatlerine çok ehemmiyet veriliyor. ra tesadüf edılmekte idi ki, bunlardan Resmimiz, Viyana mekteblerinden birindeki diş muayenesini gösteriyor. bıri de Madam Neel ismindeki Fransız MCMLCkCTL»»E < ÇOCUKLAR. Lâmalar memleketi Bilmeceyi çözenler Bılmeceyı doğru çozenlerden bıze fo öğretmenın kızı Ayten. toğraf gönderenlerin resimlerini bas 15 Kırklareli orta okul 470 Hesna. mıya devam edıyoruz. Fakat burada 16 Tekirdağ Namık Kemal okulu 62 resmi çıkmak mutlaka hediye kazan Neriman. mış olmaklığa delâlet etmez. Mükâfat 17 Maden okulu 54 Abbas Kızıltan. kazananların ısmi her aym ilk haftasın18 Kayseri Sümer Bank Bez fabrıda neşrolunan büyük listeye yazılır. kası dokuma şubesi şefinm oğlu îlhami. Soldan sağa sıra ile: 1 Beyazıd 126 numaralı dükkânda berber Mustafanın kızı Memduha. 2 Denizli lisesi 1622 Kemal Şenol. 3 Yalova Çeşme sokak 7 numarada Melek Özhan. 4 Eyüb Camiikebir Şark kazinosunda Ahmed Tekiner. 5 Beşiktaş Ortabahçe 84 numarada Bedıa Betul. 6 Galata Arabcami Alacamesçid sokak 53 numarada Muharrem. 7 Balıkesir Arabacı Hasanm oğlu Lutfi Erdoğan. 8 Mersin îleri okulu 375 Hayati Arman. 9 Adana îsmet İnönü ilk okulu 349 Halim. 10 Geredede Uzun Hüseynin evin de Ali Altay. 11 İzmir Karsıvaka Banka sokağında 19 numarada Hüseyin. 12 Haydarpasa lisesi 2723 Mehmed 13 Bartın orta okul 311 Suphi. 14 Malatya merkez Fırat okulu bas Sucukçunun oğlu uçurtma nçuruyor! kadınıdır. Bu kadın evvelâ, Tıbet lısaİıını öğrÜndlÇ sonra ölümü gctoune aldı ve esrarlı bir surette memlekete girdi ve !uztm<'nzun dolaştı. Kimse onun yabancı olduğunu anhyamadı. Tıbet, dağlık olduğu derecede çok soğuk da bir memlekettir. Kışın ekser»zamanlarında hararet sıfırdan aşağı (30) a düşer. Hemen hemen hiçbir tarafmda nebat yetişmez, yetışenler bir takım çalı çırpıdan ibarettir. Köyler ve köylüler çok acınacak bir haldedır. En büyük şehirlerinin halkının savısı 4000 i geçmez. Ahalisi çok çalışır, cok ibadet eder, büvü, tılsım, sıhır gıbı sacma şeylere iti kad eder, fakat hemen herkes acayib bir usulde yaptıkları jımnastikler sayesinde birer atlet gibidirler. Bu sayede ye meden, içmeden. uvumadan uzun müddet zahmete katlanırlar. Lâmalar, tabiî işi mubalâşaya vura « rak bu çeşid jimnastiklerde ileri gidenlerin en ince bir dal üzerine, onu bük meden ve kırmadan oturabileceklerini, bir damm deliğinden havava üç, dört metro yükseklikte fırlıyabileceklerini söylemektedirler. Bızım evliyalarm, aynaroz papaslarmın uçmaları rivayeti gibi, cahilâne itikadlar! r ikinc kânun bulmacası ) Küçükken askerliğe alışıyorlar Yukarıdaki her dört köşe bir sayıya delâlet ediyor. Birbirinin ayni olan 4 köşeler ayni sayılardır. Ona göre sayıları yerlerine koyarak bu hesab meselesini hallediniz. Bu meseleyi kolayca çözebilmek için bilhassa dört köşelerin hangilerinin birbirinin ayni olduğuna dikkat etmelidir. Birinci ve ikinci satır hallol du mu meselenin ötesi kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Bu bilmeceyi gazeteden keseceği niz parça üzerinde ve her sayıyı men sub olduğu dört köşenin içerisine yazarak bize gönderiniz. Doğru halledenlerden birinciye beş lira, ikinciye iki lira, üçüncüye münasib bir hediye takdim olunacak, diğer yüz kişiye muhtelif mükâfatlar dağıtılacaktır. Cevabların birincikânunun sonuna kadar gönderilmesi şarttır. Geç kalanlar hediye kazanamazlar. Bilmeceyi doğru çozenlerden bize fotoğraf gönderenlerin resimleri de Çin Japon muharebesi dolayısile Japon çocuklarının en küçüklerinde mükâfat alsmlar almasınlar, sıralan gebile askerliğe muhabbet artmıştır.Şu resimde kimi amiral, kimi general ünilince sahifemize basılır. forması taşıyan miniminiler, bakın, nasıl kuruluyorlar!