7 tklncîkânnn 1938 CUMHURİYET Devlet fabrikalarının çiftçiye yardımı Ereğli Bez fabrikası, Adana, Nazilli ve Sakaryadan mühim miktarda pamuk satın aldı Ereğli (Hususî) Sümer Bankm Ereğlide kurulmuş olan Bez fabrikası, tekâmül sahasında hergün biraz daha ilerlemektedir. Fabrika, geçen birind ve ikinciteşrin aylarında Adana piyasasından 156,622 kilo Klevland cinsi pamuk satın almak suretile bu cins pamukların umumî fiat sukutundan müteessir olmamasına bir dereceye kadar yardım etmiştir. Vasatî 35 38 kuruş üzerinden alınan bu pamuklardan maada Nazillide ekilen Akala cinsi pamuklardan vasatî 38 42 kuruş fiatla 55,513 kilo satın alınmıştır. Bu seneki pamuk mahsulü Ziraat Vekâletinin aldığı tedbirler sayesinde geçen seneye nazaran daha iyi neticeler ver mektedir. Bundan başka fabrika, Sakarya mmtakasında ekilen Akala cinsi pa muklan da satın almak için lâzım gelen tedbirleri almak suretile bu mmtakada mahsullerini satamadıklanndan dolayı sıkmtıda olan köyliilerin imdadına yetiş mekte gecikmemiştir. Ereğli Bez fabrikasınm günden güne normal vaziyete girmekte olan satışlan her ay yükselmektedir. Ikinciteşrin ayı zarfmda 49,451 kilo iplik ve 151,376 metro bez sahşı yapılmıştır. Bilhassa tstanbul trikotaj fabrikalarile, Denizli, Babadağ ve Buldan havalisi tarafından aranan iplikler günden güne daha büyük bir alâka uyandırmakta ve Avrupa ipliklerinden farksız olduklan itiraf edilmektedir. Ereğli fabrikasınm bilhassa son zamanlarda imal etmeğe başladığı taranmış iplikler piyasaya çıkanldığı zaman hayretle karşılanmış ve bu kadar mükemmel ipliklerin yerli malı olduğuna inanmak istemiyenler görülmüştür. 6 0 8 0 numaraya kadar imal edilmekte olan ince iplikler piyasada benzeri ecnebi mamulâtını aratmıyacak kadar mükemmel evsaftadır. Bez satışlan da hararetle devam etmektedir. Bilhassa fabrikanm kutulu aile hassalarile mermer şahileri piyasanın en yüksek kaliteli mallan arasmda yer almıştır ve talebin fazlalığı yüzünden fabri'ı, geceli gündüzlü bir çalışma ile bunu karşılamağa gayret etmektedir. Ereğli hassalan memleketin her ta rafmda halk ve köylü tarahndan beğe nilmekte ve aranmaktadır. Birinci kalite mermerşahiler üzerine konulan eükettı îvriz suyunun başındaki bir Eti heykeli resmî vardır. Bu etiketi taşıyan mallar halk arasında «Hacivadh mermer» diye tanılmış ve herkes ısrarla bu malı istemeği itiyad edinmiştir. Ereğli fabrikası son imal ettiği poplinleri de piyasaya arzetmeğe başlamış olup bunlar da büyük takdirlerle karşılanmıştır. Bu poplinler en müşkülpesendlerin bile zevkini tatmin edecek bir kalitededir. Ilkbaharda piyasaya çılçanlmak üzere hazırlanan gayet güzel desenli masa örtüleri de o kadar nefistir ki bu mallann piyasaya arzından sonra benzeri ecnebi mallannm rekabeb'ne imkân kalmıyacaktır. Gene ilkbahar için, fabrika, kadm ve erkek elbiselik kumaşlan da hazırlamağa başlamışbr. Ikinciteşrn ayı zarfmda fabrikanın imal ettiği iplik miktan 82,225 kilodur ki bunun 42,717 kilosu kendi imalâtma hasredilmiş ve diğer kısmı piyasaya verilmiştir. Bez imalâb bu iki ay içinde 215,306 metroya bali" olmuştur. Şimdi iki ekiple çahşan fabrika yakmda üçüncü ekipini de vücude getirmiş olacak ve o zaman bütün kapasitesile çalışmağa koyulacakhr. Şimdiden fabrikanın işçi miktan 1100 G geçmiştir. Gerek Ereğliden, gerekse civardan gelen işçiler fabrikaya büyük bir arzu ile kaydolmakta ve kendilerine verilen işleri muvaffakiyetle başarmajctadırlar . Fabrikanın spor teşekkülü süratle kuvvetlenmektedir ve Cumhuriyet bayrammda yapılan geçid resminde kısa zamanda nekadar terakki ettiğini göstermiştir. Fabrikanın bahçesindeki futbol saha sında fabrikanın ekipleri arasında her hafta maçlar yapılmakta ve muhtelif spor eğlenceleri tanzim edilmek suretile tatil günlerinde işçilerin eğlenceli ve faydalı bir surette vakit geçinnelerine imkân ha zırlanmaktadır. İnsanlık borcu 1699 göçmenin çektikleri ! «Hisar» kurbanlarının Bir ay Köstencede vapur beklediler; kara kışta ailelerîne yardım Karadenizde seyahat ettiler, şimdi de sevk Mühim Japon mevzileri Çinlilerin eline geçti Onuncu liste ve iskân edilmelerini bekliyorlar Lira K. 6142 50 100 55 5 10 2 17 Dokuzuncu liste yekunu BaşvekU Celâl Bayar Tevfik Azakzade Mustafa Erzize Tüccar Ahmed Kumusyoncu Salih Motörcü Şevki Pırlanta tarafından esnaftan toplanan 3 Fevzi Karagöz 1 Salih kaptan 1 Basri Danişmend 1 Şefik Danişmend 2 Nâzım vapuru doktoru Zlhnl 23 Muhtelif hamlyetperveran tarafmdan 3 Fen Fakültesi tabllye son sınıf talebelerinden bir grup 14 Biyaseticumhur şoförleri 8 20 Deniz matbaası memur ve lşçllerl 12 Yedek Subay Okulu iüncl tabur sekizlnci bölük subay ve talebelerl 15 (Ereğli Karadenlz) Kaplan vapuru 5 Kazado 25 Bctısadl ve Sına! Teslsat Türk Anonlm şirketl memurlan 7 50 Üçüncü kolordu Zeytlnburnu hastanesl IBaştaraft 1 inci sahtfede] çirmek içm çarpışan iki taraf arasında muharebe bütün şiddetile devam etmektedir. Şangtung cephesinde dündenberi hiç bir değişiklik yoktur. Çin kıtaatının merkezi şimdi Yençeu yakmmda teessüs etmiştir. Çinliler mukabil taarruza geçtîler Çin tayyareleri pazartesi günü Vuhu nehri membaında bulunan bir Japon topçekerini bombardıman ebnişler ve mühim hasara uğratmışlardır. Ayni günde Pekin civannda bir düşman tayyaresi düşürül müştür. Muhasamahn vergi tahsiline indirdiği çetin darbeye rağmen, Çin makamlan vergilerin evvelki gibi tahsil edilebildiğini bildirmektedirler. Göçmenler arkadaşımızla konuşuyorlar hatta bayramı bile düşürnneden arife sabahı Köstenceye doğru yola çıkbk. Oraya vannca bakbk ki vapurdan eser yok. Hanlara yerleşmeğe mecbur olduk. İki güne kadar vapur gelecek.. di yorlardı amma biz de sabırsızlıktan çatlıyorduk. Bir hafta geçb, on beş gün oldu.. Nafile. Böylece tam bir ay bekle dik. Nihayet Nâzım vapuru geldi, bizi o kararsızlık içindeki cehennem azabıodan kurtararak ana vatana ulaşbrdı.» Ve gülüşerek ilâve ediyorlardı: « 1699 kişiyiz. Vapurda bir yav rucak rahmeb rahmana kavuştu. Çok üzüldük, amma, Allahın büyüklüğüne bak ki üç saat sonra da gene vapurda bir yavrumuz dünyaya geldi. Böylece ana yurda gene tamam gelmiş olduk.» Onlar, Sirkeci nhtımmda titreşe titreşe, fakat hasretile yandıklan vatana kavuşmanm saadeti içinde yerleşecekleri yerlere hareket zamanını bekliyorlar. Bu tertemiz sevinc içindeki kardeşlere Geçen sene goçmen kafilelerinin sonu bakarken, üzüle üzüle, kendi kendimize ikinciteşrinde alındığı halde, bu yıl ikin sormamak elden gelmiyor: cikânuna kalışın sebebi ne olabilir? « Aylarla evvel herrürlü muameleDün, gelen göçmenler arasmda yaptı leri ikmal edilmiş olan bunlan kış basğımız tahkikat, ortada hiç de mazur gö madan sevkermek mümkün değil miydi? rülemiyecek bir inuzamsızlığın mcvcudi Hele bir ay Köstence hanlannda, ha yetini gösteriyor. geldi, ha geliyor diye vapur bekleterek süründürmenin ne manası vardı? Ve şimGöçmenler şöyle anlabyorlardı: di, &***. Bize Ttrilen hareket emri üzeri gidecekleri yerlerde koca bir 13 ve kış ne tarlalanmızı ve evlerimizi bırakarak, mevsimini bomboş geçirmeğe mahkum nice zamandır yana yana hasretini çekti edilmelerinin günahı, daha doğrusu mesğimiz ana vatana kavuşma sevinci içinde uliyeti kimdedir?» Dün de yazdığımız veçhile Köstenceden Nâzım vapurile gebrilen Silistre'li 1699 göçmen, bir kısmı indirildikleri Sirkeci Göçmenevinde, bir kısmı da yer bulımamadığından hâlâ vapurda, atlan, arabalan ve sürülerile, kışm bu kötü günlerinde, hiç de rahat denilemiyecek bir halde Trakyaya sevkedilmelerini beklemektedirler. Gelenlerin üçte biri, yani 558 i 12 yaşından küçük çocuklardır. Bu kafilenin beraberinde irili ufakh 700 hayvan ve 225 araba vardır. Mevsim geçmiş olduğundan bunlar kışı geçirmek üzere Silivri, Çatalca ve Çorluda, muvakkaten metruk evlere yerleş tirilecekler, bilâhare asıl kö'ylerine sevkedileceklerdir. Temin edildiğine göre îstanbuldan ilk kafile yann Trakyaya yollanacakür. Ancak ne olursa olsun bu, birçoğunun harcıyacak parası bulunmıyan 1699 yurddaş kışı hayli sıkıntı içinde ve muattal geçirecektir. yade taraftar olduğu Macaristan Kü çük Itilâf mukareneti meselesi hakkında Hodza ile görüşeceği muhakkaktu. 60 Çin tayyaresinin yaptığt bombardıman Hankeu 6 (A.A.) 60 Çin tayyaresi Nankin'in cenubu garbisinde ve Nankin'den 80 kilometro ötede bulunan Uhu Japon tayyare karargâhmı bombar" dıman ebnişbr. 5 Japon tayyaresî tahrib olunmuş ve bîr Japon tayyaresi de düşürülmüşHir. Bu tayyareler ayni zamanda Yangtsa nehri üzerinde bulunan iki Japon topçekerini de bombardıman ederek batırmışlardır. 0452 20 Yekun Samsunluların facia karbanlartna yardımt Samsun 8 (AA.) Hlsar vapum İle bo&ulan denlzcllerln ailelerîne dagı tılmak üzere Samsun mavnacılan, üç yüz llra tebemıda bulunmuşlardır. Romanya Hariciye Nazırı Prağa gidiyor lBastara.fi 1 inci sahifede] harb esnasında ve harbden sonra hile ile elde edilmiş olan tâbiiyetlerin yeniden tetkiki meselesini de tetkik etmiştir. Nihayet meclis, devlete veyahud ekalliyetlere aid olan bütün mekteblerde Rumen öğret menler tarafmdan Rumen lisanile millî tarihin tedris edilmesine karar vermiştir. Japon tayyarelerinin Hankou/a bombardtmant Hankow 6 (A.A.) 22 Japon bombardıman tayyaresi, beraberlerinde 16 avcı tayyaresi bulunduğu halde bugün öğleden sonra Hankow üzerinde bir cevelân yapmışlardır. Kendilerini tayyare dafii toplannm şiddetli bir ateşi karşılamışbr. Fakat bu tayyarelerden hiçbirine isabet vâki olmamışbr. Tayyare meydanma 50 kadar bomba atılmışbr. Tayyareler, telsiz istasyonunu da bombardıman etmişlerdir. Bombalar istasyona isabet etmemişse de civardaki fakir bir mahallede bir yangın çıkmasına sebebiyet vermişbr. tngiliz ve Franstz »efirlerinin Bükreşteki teşebbüsleri Londra 6 (A.A.) Bükreş/teki ln giliz ve Fransız orta elçilerinin Yahudi meselesi hakkında yaptıklan teşebbüsten bahseden Daily Telegraph gazetesi, yeni Romanya hükumetinin bu işi Milletler Cemiyetine bildirmeğe âmade olduğunu yaDaily Herald gazetesine göre, Goga, bugün Romanya'da kendilerine Rumen âbiiyeb' verilmekten istinkâf edilen 500 bin kişi mevcud olduğunu sö'ylemiştir. Bundan başka, kanunu esasî ve seçim kanunları Parlamentoyu tahdid edecek veçhile değiştirileceği gibi korporasyonlar tarafmdan seçilen korporatif bir senato ih das edilecektir. Daily Fjcpress gazetesi, bizzat Ingil terenin, Filisrindeki Yahudi meselesini henüz halletmediğini ve Ingiltereyi bir müddet işgale yalnız bu meselenin kâfi gele ceğini yazıyor. Japonlar Şantang'a doğru ilerliyorlar Ege mıntakasındaki feyezanlar devam ediyor [Baştarafı 1 inci sahifedei bozukluk olması muhtemeldir. Yağmurlar #devam ederse sular sedlerden taşacaktır. *** îzmir (Hususî) Bergamanın meeşhur Bakırçayı, yukarıdan gelen sellerin ve çaylann gittikçe kabarmasile, nihayet taşmış, İzmir Bergama yolunda Simitçi köyü yakınında bir köprüyü yıkmış, civar araziyi basmıştır. Bu meyanda merkeb üstünde giden iki köylü kadmını da sular alıp götür müştür. Bunlardan bir tanesi kurtula bilmiş, diğeri boğulmuştur. Cesedi he nüz bulunamamıştır. Bunun Kmklar köyünden ve 55 yaşmda bir kadm ol duğu söylenmektedir. Bütün nakil vasıtalan, çamurlara saplanıp kalmaktadır. Yağmurlar devama başlar başlamaz, îzmirle Kızılcullu arasmda ve hat üzerindeki hevelân da tekrar gözükmüştür. Hattın, sağ kısmında oldukça yüksek bir toprak silsilesi vardır. Burada birkaç senedenberi mahsus şekilde göçün'ıü farkedilmistir. Hatta tedbirler de dü şünülmüstür. Heyelân o kadar bariz bir şekil almıştır ki, yağmurun da tesirile çamur haline gelen topraklar, buradan geçen çift hattan birini kaplamış, trenler bir müddet diğer tek hat üzerinden işlemek, rötar yapmak mecburivetinde kalmıştır. Devlet Demiryollan fen heyetleri vaziyeti tetkik etmektedirler. Yağmurun devamı, bütün mıntakada, her cihetten tehlikeli ve felâ ketli olabilir. ;* Londra 6 (Hususî) Japon kuvretleri Şantung'a doğru ileri hareketlerine devam etmektedirler. Bu hareketten mak»ad Pekin ile Şanghay arasındaki Iren hattını kesmek olduğu haber verilmekte dir. tngiliz sefiri Hirota ile görüştü Amerika, Yahadilerin vaziyetini takib ediyor Vaşington 6 (A.A.) Hariciye Nazın Hull, ecnebi memleketlerde ve bil hassa Romanyadaki Yahudilerin vaziyeti hakkında sorulan bir suale cevaben demiştirki: « Hükumet Romanyadan gelen haberleri dikkatle takib etmektedir. Fakat şurasım açıkça söylemeliyim ki henüz kat'î vaziyetin tetkikini icab ettiren hâdiseler inkişaf göstermiştir.» Açlık grevi yapan ameleler Varşova 6 (A.A.) On beş gündenberi Kattowice yakmmda bir madeni Romanya • Küçiik ttilâf işgal etmekte olan 600 maden amelesi, Prag 6 (A.A.) Romanya Haridünden itibaren açlık grevi yapmağa ciye Nazınnn Küçük ttilâf lehinde bir başlamıslardır. ezahür addedilmekte olan ziyareti habeVan Zeeland, Ingiliz Başve ri büyük bir memnuniyetle karşılanmışbr. kilile görüşecek Goga'nın yeni Rumen kabinesinin KüLondra 6 (Hususî) Başvekil M çük Itilâfın müşterek menfaatlerinin müChamberlain yarın eski Belçika Başve dafaasına ve Romanyanın ittifaklar siskili M. Van Zeelandla beynelmilel ik eminin ida;nesine ihtimam edeceğini ve tısadî vaziyet hakkında görüşecektir. cendisile selefleri tarafmdan girişilmiş otngilterenin daveti üzerine Londraya gelen M. Van Zeeland ayni mevzu etra an taahhüdlerîe bağlı hissetmekte oldu fında ahiren Romada ve Pariste de dev unr beyan etmiş bulunduğu hatırlatıl let ricalile mühim mülâkatlar yap maktadır. mıstı. Miccscu'nun Çekoslovakyanm pek ziDoris, bu teklif karşısmda, iki dakika kadar kemali ciddiyetle düşündü. Sonra tereddüdle cevab verdi: Evet amma, benim bir sevdiğim erkek var ... Paskal bu itirazı elinin bir işaretile reddetb: Ne çıkar? dedi. Herkesin bir sevdiği vardır. Ben de bir kadın seviyorum... Şanghay'lı bir kadm. Bana aldınş bile ettiği yok. Kamarama gelin, size foto graflar göstereceğim. Doris, teselli ve sükun ihtiyacmda idi; tereddüd ediyordu. Lâkin, sonunda, Paskal, kamarasma gene yalnız başma döndü ve o, güvertede, elleri mantosunun cebinde, Bazil'i düşünmeğe koyuldu. O ilk gün, Bryant, Doris'in yanma yaklaşmadı. Doris, onu, Ping Pong oy' narken görmüş, havanm soğuk olmasına rağmen, ayağında yalnız bir deniz donu ile dolaşmasma hayret etmişti. Çıkınhlı bir karnı vardı ve vücudü, bir erkek taslağı gibi şekilsizdi. Akşam yemeğinde herkes giyinmiş yalnız Bryant, sofraya, deniz donile gelmişti. Herkes kahkahayı bas tı. O, tabağına baktı ve ötekilerle bera ber, bön bön güldü. Körkütük sarhoştu. Yemeğin ortasında, onu kamarota teslim edip dışan sürüklettirmek mecburiyetinde kaldılar. Ertesi sabah, gene deniz donu ile ve soğuktan mosmor vücudile ortaya çıktı. Üçüncü gün, Doris, bu manzaraya Romanya, Habeşistantn ilhakau tanıyacak mt? Londra 6 (Hususî) Romadan bfldirildiğine göre, Romanya hükumeti Habeşistanm Italyaya ilhakmı tanımağa karar vermiştir. Romanvanm yeni Roma seValide Kraliçe Belgradda firi irimadnamesini «Italya Kralı ve Habeşistan Imparatoru» ibarelerini muhtevi Belgrad 6 (AA.) Valide Kraliçe, olarak Krala takdim edecektir. Marie, Romanyadan gelmiştir. daha fazla tahammül edemedL Doğruca onun yanma gitti: F. O., dedi. Niçin böyle denîz donile aptal aptal dolaşıyorsun? F. O. hiddetle haykırdı: Sırf senin yüzünden! Kamarasınm anahtan, deniz donunun kemerinde sallanıyordu. Bacaklarının tüy leri soğuktan diken diken olmuştu. Doris: Nasıl benim yüzümden? Diye sordu. Bryant, ağlamalı bir ses* le, ilâve etti: Bahse girdim de ondan. Shugers'in seni elde edemiyeceğine bahse tutuştum. Ben elde edemedikten sonra, o hiç ede mez diye düşündüm. Fakat seni, o zamandanberi epey aşağılamışsın gibi gö rüyorum. Evet, olabilir... Doris'in bu cevabında adeta mültefit bir ifade vardı. Franklin, bu deniz do " nile öyle bir insan enkazı halinde idi ki, ona aamamak elden gelmiyordu. Bu kılıkta daha nekadar zaman dolaşacaksın? Bryant, tazallum edercesine cevab verdi: Seyahat devam ettiği kadar. Doris, pürhiddet: Böyle saçma şey olmaz. Dedi ve bu işi konuşmak üzere Shu ^en'i bulmağa gitti. Tokyo 6 (A.A.) îngiliz sefiri, bugün öğleden sonra M. Hirota ile görüşmüştür. Görüşmenin mevzuu ne olacağı hakkında bir guna malumat verilmemijtir. Salamanka 6 (A.A.) Franco karargâhmın bir tebliğine göre, nasyonalistPanay hâdisennin filmi ler Teruel'de hareketlerine devam ederek Londra 6 (Hususî) Japon tayyadüşman mukavemeb'ni kırmışlardır. Cum releri tarafmdan babrılan Panay gambohuriyetçiler ağır zayiata uğramışlardır. tunun filmi bugün Londrada ilk defa oFranco'cular yeniden mühim birçok mev larak gösterilmişür. Bu filim taarruz eaziler ele geçirmişler ve düşmanın 5 avcı nasmda gemide bulunan bir Amerikah ve 3 keşif tayyaresini düşürmüşlerdir. sinemacı tarahndan alınmışhr. Salamanka 6 (A.A.) Franco kaJapon sansür memurlan rargâhının bir tebliğinde Teruel cephesinŞanghay 6 (A.A.) Japon sansür de esir edilen askerlerin bu cephede Is memurlan bu sabah kablolar kumpanyapanyoldan ziyade ecnebî muhariblerin bulanna gelmişlerdir. lunduğunu söyledikleri bildirilmektedir. Cumhuriyetçi karargâhı hemen hemen Davadan vazgeçildi münhasıran Fransız zabitlerinden mürekLa Haye 6 (A.A.) Belçika ve Is kebdir. panya hükumetleri, beynelmilel adalet Teruel cephesinde muharebe devam ediyor divanına müracaat ederek Belçika diplomatı Borchgrave'm îspanyada katli meselesi hakkındaki davadan müştereken sarfı nazara etmiş olduklannı bil dirmi^lerdir. Yemekten sonra, kadmlann dekoltesine, kötü cinsten, kaçak şampanya dökü yorlardı. Geceyansı, imdad çam çalını " yor, geminin içi birbirine giriyordu. Ki minin elbiselerinin kolları dikiliyor, kiminin kostümü saklanıyordu. Bunda öyle ileri gidilmişti ki, davetlilerden daima rasgele birşey bulup giymeğe ve öylece dolaşmağa mecbur kalan bir kısım vardı. Uydurma telgraflar yazılıp dağıtılıyordu. Daha buna benzer türlü türlü aptalca şakanın haddi hesabı yoktu. Akşamm yedisine doğru, bütün gemi sarhoş oluyor, gece, tam bir keşmekeş içnide nihayet bulu " yordu. Bir gün Doris, Paskal'a şu suali sor " du: Shugers beni buraya niçin geh'rdi? Her akşam öyle sarhoş oluyor ki, öteki kadmlan benden ayırd edemiyor. Bilmiyor muydunuz? Önce, gazetelerin kendisinden bahsetmesini istiyordu; buna muvaffak oldu. Sonra da, kendisinden boşanan karısına ve kendisini reddeden bir başka kadına karşı, nelere kadir olduğunu göstermek istiyordu. Üçüncüsü de, sizin F. O. ile birlikte bir gemide bulunmanız onca son derece eğlenceli bir hâdisedir. Sizinle kendi rasmda bir mü" nasebet bulunduğunu F. O. nun, gözlerile görmesini, sizin de F. O. nun bunu gördüğünü bilmenizi istiyor. tArkası var] Vicki BAUM Sazan: Hamdi VAROCLU Çeviren: 67 Yalan dolu bir mektubdu bu Doris, bu mektubunda, garb taraflarında bir opera turnesine çıktığmı söylüyor, tafsilât veriyor, senelerce evvel Delmonte'den dinledıği gülünc vak'alan, kendi başından geçmiş gibi anlatıyordu. «Bu seyahati seninle birlikte yapmak isterdim» diyordu. Bu cümle, o anda duyduğu hissin tam ifadesiydi. Gökyüzünü, geminin çizdiği köpüklü yolu, bulutlan, marblan, yunus balıklarını, benzin ve su almak için uğradıklan küçük limanlan, sahildeki palmiyeleri, neyi görse Bazil aklma geliyordu. Etrafmda öyle uçsuz bucaksız bir sema, öyle geniş bir hava ve mesafe vardı ki... ve Bazil, bir duvarın arkasında, öyle daracik bir bahçede toprak kazmakla meşguidü ki... Seyahate çıktıklannm ilk günü, geniş pantalonlu esmer bir adam. Doris'in yanma geldi, oturdu. Bakıyorum da, hâlâ, size bir köşk yapacakmısım gibi geliyor, dedi. Doris, bir müddet dü^ündijkten sonra. bu adamm, şimdi çok uzak, fakat unutulmaz bir gece tanıdığı Paskal bmindeki delikanlı olduğunu hatırladı. Yat, hep o uzak geceki davetlilerle, yahud onlara çok benziyen insanlarla doluydü. Geminin provasmda köpüren suları, birlikte bir saat kadar seyrettikten sonra, Paskal cür'etkâr bir eda ile: Sizinle bir olup Shugers'i aldatma hyız, dedi. Yoksa bu seyahat çekilir şey değil. Doris, müstehzi, sordu: Siz gemiye niçin geldiniz? Paskal, ayni müstehzi eda ile le etti: Tıpkı sizin gibi, iş için. Doris, haşin bir tavır takındı: Ben ücrehmi ahyorum, dedi. Shu gers'i aldatmak doğru olmaz. Bizler müsbet bir nesle mensubuz. Şimdi benim kamarama gelseniz, enfes bir seyahat yapmış olurduk. Kamara ar" kadaşım briç oynamakla meşgul. Shugers, daha iki saat bardan çıkmaz. Shugers önce afalladı; fakat, Doris'in bir bahis mevzuu olmağı izzeti nefsine ağır telâkki etmediğini görünce kahkahalarla gülmeğe başladı. Nihayet, Bryant'm, bir hafta sonra esvablannı giyebileceğini söyledi. Fakat, bir hafta sonra havalar öyle ısmmışb ki, Bryant, arbk bu cihete ehemmiyet vermez olmuştu. Svvance yab, Panama kanalınm en pabrdılı ve Papeete limanmın en sarhoş gemisi oldu. îçeride, mütemadiyen kahkahalar, sarhoş kavgalan, kadm şarkılan, gramofon sesi işibliyordu. Shugers, bu seyahati, kaba şakalardan ve kahkahalardan mürekkeb nihayetsiz bir zincir haline koymağı kararlaşbrmışb. Onun eğlence hususundaki telâkkisi ta mamen kendisine mahsus bir şeydi. Ge " miye, musikiden korkan bir yaşlı köpek getirmişti. Gramofon, bir dans havası çalmağa başlar başlamaz köpek de havla mağa koyuluyor, bu manzaraya, Shugers, gözlerinden yaş gelinciye kadar gülüyordu. Davetlilerin yataklarına, daima, içi su dolu taslar, fırçalar ve. çiviler saklıyordu. Bryant'ın kamarasına, gece vakti, be" yaz fareler salıveriyordu. Bu fareleri, ona, delirium tremens hastalığına uğradığı korkusunu vennek için, gemiye doldurmuştu. Kadınlar, tuvalet masalarında, banyoda, tuvalette, kâğıdlara yazılmış beyitler buluyorlar, bunlan gülüşerek okuyorlar ve sakhyorlardı.