CUMHURÎYET 26 İkinciteşim 1937 g» o #? Yeni vapurlar Rumen matbuatı Çek takımile dün gece yapılan müsabakalar 56, 61, 87 kiloda pehlivanlarımız galib geldiler. Bu gece de ikinci bir müsabaka yapılacak İnşaatın muayyen müd Büyük Türk kahramanınm büyük eserini detten sonra biteceği anlaşılıyor anlatıyor Öğrendiğimize göre, Almanyada Krup fabrikalarına ısmarlanıp inşa edilmekte olan yeni gemilerden bir kısmının inşaatı bazı teknik zaruretlerden dolayı biraz gecikecektir. Malum olduğu üzere anlaşma mucibince on milyon lira tahsis edilerek inşa ettirilen bu vapurlardan ilkinin önümüzdeki martta limanımıza gelmiş olması lâzımdır. Bu ilk gemi Marmara hattı için inşa ettirilmektedir. Bundan sonraki va pur da Mersin hattı için yapılmaktadır. İlk vapurun üç döt aya kadar yetişip yetişmiyeceği henüz malum değildir. Bu ilk vapurdaki gecikme az olsa bile sonradan geleceklerin oldukca geniş bir teahhurla tezgâhtan inebilecekleri anlaşılmıştır. Denizyolları İdaresince bu bir zaruret olarak kabul olunmaktadır. Bükreş (Hususî) Rumen matbuatı, büyük Türk inkılâbı ve onun yaratıcısı olan Atatürk hakkında geniş neşriyat yapmaktadır. Buma Vestire gazetesi, Atatürk muzafferiyetinin yıldönümü başlığı altmda neşrettiği bir yazıda şöyle diyor: «Türkiyede cumhuriyet ilân edileli on dört sene oldu. Türkiye, on dört senedenberi minnettar bulunduğu bir adamın sayesinde tarihi ikiye ayırmış tır: Biri şark hatıraları, diğeri de Ke malist devletin kuvvetleri sayesinde Türkiyenin modern bir şekilde tekrar doğuşu. Gelibolu kahramam, muazzam bir inkılâbı, kanunî surette kazanmıştır. O zamanm Türk parlamentosu, cumhurij'etin mukadderatını, fıtrî bir istidadla tarihin bütün devirlerinden il ham almağı bilen genc Gaziye teslim etmişti. Neticelerl, semerelerl zincir halkalar gibi dizildi. Türkiye, on dört sene gibi az bir zaman zarfında başkalarmın asırlardanberi tahakkuk ettirmeğe muvaffak olamadıkları yeni veçhini dünyaya takdim etti. Hali hazırdaki Türkiye, ruhî zengin liklere, tefekküre ve icraata malik yalnız bir adamm Mustafa Kemal kaynagmdan fışkırmıştır. Bugünkü bayramın hepsi ona aiddir. Onun arzuları modern Türk devletinin temellerini teşkil etmektedir. Fakat bu icraatı kendisi için değil, bunu, ancak asırdide vatanı ve üstün olarak bulunduğu, yüzünü tarihe doğru çevirdiği ve bayramın sevinçlerini bir nehir gibi kalblerine akıttığı Türk milleti için yapmıştır. Rumen zaferlerinin hâdimlerî, atfınazar ettikleri Türk mukadderatının kuvvetli hâkimlerine ancak zafer yolu temenni ederek selâmlar.» Baş ağnsı, diş ağrısı Bütün ıstırabları teskin eden Bilhassa bunlara karşı mUessirdlr NEVRALJI Bir mensucat kaçakçısî Gümrük istihbarat memurları Galatada bir evde mensucat kaçakçıhğı yapıldığını öğrenmişler ve günlerce araşTürk ve Çek güreşçileri, müsabakadan evvel bir arada tırmalardan sonra Efradıki isminde bir kadının izini bulmuşlardır. Efradikinin Çeklerin Vinohradi giireş takımı dün keminden başka yan hakemlerinden birı evinde dün yapılan araştırmada mühim gece ilk güreşini Şehzadebaşı Ferah ti de Çek olduğu için bu tuşsuz güreşte Himiktarda kaçak pamuklu kumaş mey yatrosunda Giineş kulübü pehlivanlarile şa ekseriyetle galib ilân edildi. dana çıkarılmıştır. Kaçakçı kadın, ka yaptı. Müsabakalardan evvel Kemal RiHerda M. Ali çakçılık bürosuna teslim edilmiştir. fatla Çek kafile reisi kısa birer nutuk söy72 kilonun güreşini 1936 Berlin O liyerek bayraklar teati ettiler. Güreşecek limpiyadlarında dünya ikincisi olan Çek olan pehlivanlar ikişer ikişer halka tak Herda ile Mehmed Ali yaptılar. Bu gü tuş vaziyetine gelerek mağlub oldu. Ahmed • Miraçe dim edildikten sonra müsabakalar basla reşte dakikalar ilerledikçe Mehmed Ali Son güreş Samsunlu Ahmedle Miraçe dı. karşısındakinin bir şampiyon olduğunu uarasında yapıldı Çek güreşçisi çok çevik nutarak gittikçe hücuma girişti. Herda da Mercik Hüseyin ve o nisbette kuvvetli idi. Üçüncü dakika56 kilo İlk güreşi Mercik ile Hü bunlara ayni şiddetle mukabele ettiği için da minder kenarında çok güzel bir kafa seyin yaptılar. Bir iki el enseden sonra 6 X 6 metro eb'adında olan minder pehkol kaparak Ahmedi mağlub etti. Çek güreşçi alta düştü. Hüseynin bir sal livanlara dar gelmeğe başladı. İlk devre Bu suretle dün akşamki müsabakaların tosunu Mercik iyi karşıladı ve bu tehli beraberlikle bitti. Kur'a neticesinde ev dördünü Çekler, iiçünü de biz kazanmış keyi puvan kaybetmeden bertaraf etti. velâ Mehmed Ali üstte güreşti. Fakat olduk. Bundan sonra durmadan çalışan Hüse Herda çok iyi kapandığından ve kendisi Bu gece gene Ferah tiyatrosunda saat yin hasmına bir de burgu takmağa mu de çok müptedi olduğundan birşey yapadokuzda ikinci bir müsabaka yapılacaktır. vaffak oldu. Fakat tam tuş olacağı sıra madı. Çek güreşçisi üstte güreşmeğe başBu gece bizden Hasan Tahsin, Yaşar, da çevik Mercik bundan da kurtulmağa layınca Mehmed Ali kapanmasını bilmeYusuf Aslan, Saim, Adnan, Mustafa, muvaffak oldu. İlk devreyi ittifakla üs diğinden birçok tehlikeler atlattı, fakat Ahmed güreşeceklerdir. Bunlardan Ya tün bitiren Hüseyin, güreşin olduğu şe tuşla yenilmedi. Bilhassa ayakta geçen şar, Mustafa, Ahmed serbest güreş ya kilde yani Mercik altta olduğu halde de son dört dakikada şayanı takdir bir gaypacaklardır. vamını istedi. Hüseyin bir aralık oyun ret gösterdi. Neticede Herda ittifakla saBu haftaki lik maçlarî yapayım derken hasmını altından kaçır yı hesabile galib ilân edildi. Hampl Rızık oynanıyor dı, fakat bir kafa kapmasile ve puvan kazanmak suretile Mercik'i tekrar alta 79 kilonun güreşi Hampl ile Rızık aEnosis Yunan takımımn şehrimize almakta gecikmedi. Son dakikada Hüse rasında cereyan etti. Zızıka nisbetle çok gelerek yarın ve pazar günü mahallî tayin mükemmel bir kol kaptı ve hasmmı uzun boylu ve çok usta olan Hampl ilk kımlarımızla maç yapmrfaf*' mürtü!W > cua muddpı de rek omzumı y»rtl* bı devreyı ıttıtakla galib bıtırdığı ıçin gii Vıellle llK rutıçlctııııın t«lıw tdilecegl dog G R İ P İ N Iş başında, seyahatte, evde her zaman yanınızda bir kaşe Taklidlerinden sakınınız ve her yerde ısrarla Gripin îsteyiniz. icabında günde 3 kaşe alınabilir. bulundurmayı unutmayınız. Kalbi bozmaz, mideyi ve böbrekleri yormaz. Kadın çorablarına dair nizamname mer'iyete girîyor İpekli kadın çorablarının standardı hakkındaki nizamname bugünden iti baren mer'iyet mevkiine girmektedir. Bu sabahtan itibaren fabrikaların piyasaya çıkaracakları çorabların üzerinde çorabın kalın, orta ve ince bulunduğu na göre işaretler bulunacaktır. Maamafih meveud stokların aaartuı 20 sine ka* dar satılmasma müsaade edilecek ve © tarihten itibaren Ticaret Odası stok corarılarr mühürliyecektir. Ticaret Odası, standard nizamname sine uymıyan ipekli kumaşların mü hürlenmesi işini de dün akşam ikmal etmiştir. raktı, fakat tuş olmadı. Hüseyin sajı he reşin mütebaki kumı arzusu üzerine ayaksabile ittifakla galib ilân'edildi. ta devam edildi. Bu müddet zarfında eSobotka Yaşar lindeki avantajile iktifa edip fazla yorul61 kilonun güreşini Sobatka ile Yaşar mak istemiyen Çekin yavaşlaması üzerine yaptılar. Çek güreşçisi sıkletinin dünya güreş zevksiz bir şekil aldı, yavaşladı. şampiyonluğunu kazanmış bir pehlivanm Orta hakemliğini yapan Çeklerin kafile karşısında bulunmaktan mütevellid bariz reisi güreşi durdurarak pehlivanlara ya bir heyecan içindeydi. Bu sebeble Yaşa vaş güreştiklerini ihtar etti. Neticede rın en küçük savletlerini bile büyük bir te Hampl ittifakla sayı hesabile galib ilân yakkuz içinde karşılıyordu. İlk devre be edildi. raberlikle bitti. Alta evvelâ Yaşar düştü. Mustafa Prokop Çek güreşçisi bu müddet zarfında biraz 87 kilonun güreşini Büyük Mustafa ile açılır gıbi oldu, fakat birşey yapamadı. Prokop yaptılar. Ring üzerinde Çek güAlta yatmak sırası Sobotka'ya gelince bu reşçisi Muştafaya nisbetle çok uzun gödevrenin ilk dakikası Yaşarın bir ters kün rünüyordu. İlk el enselerde hasmının acı de ile ve tuşla galib gelmesile neticelendi. kuvvetini sezen Prokop, Mustafanın en Yaşarın bu galebesi salonu dolduran hal küçük hareketine mukabil minder kena kın uzun ve çılgmca alkışlarile karşılan rını boylar oldu. Bu vaziyet karşıs:nda dı. hakem Çek güreşçisine ihtarda bulunmak Hija Yahya 66 kilonun güreşini Yahya ile Hişa yaptılar. Devrenin ilki tam bir beraberelikle bitti. Kur'a neticesinde evvelâ Yahya üstte güreşmek hakkını kazandı. Fa kat henüz lâyıkile tecrübe edinemediği ıçin hasmına nisbetle çok kuvvetli olu şundan istifade edemedi. Ayakta geçen son müddette de tuş olmadı ve orta ha mecburiyetinde kaldı. İlk on dakika be raberlikle bitti. Kur'a neticesinde Mustafa alta düştü. Prokop boyunun uzunlu ğundan istifade ederek birkaç defa salto oyunu tatbik etmek istedi. Fakat Mustafa çok güzel kapandığından buna mu vaffak olamadı. Hatta bunların sonuncusunu tatbik ederken Mustafanın alttan anî bir kafa kapışına maruz kalan Prokop Haydarpaşa treni geçidinin tamirl dolayısile bir müddettenberi buradan yalnız Kadıköy cihetinden gelen vesaiti nakliye bırakılmakta, Üsküdar tarafmdan gelenler ise Haydarpaşa çayırım devretmek mecburiyetinde kalmakta dırlar. Haydarpaşa çayırmdan geçen yol, yolluktan çıkmış bir halde bulun Basketbol teşvik duğundan otomobil ve arabalar çamurmüsabakaları lara bata çıka çok müşkülât çekmekte Basketbol Voleybol ajanlığından: dirler. Halbuki geçiddeki geliş ve gidişi 28/11/937 pazar günü, Alemdar cad münavebe ile yaptırıp münakaleyi iki desi 23 numarah (YMCA) jimnastik sa cihetten de temin etmek pekâlâ müm lonunda yapılacak basketbol teşvik mü kündür. Bu hususta civar halkı şikâyet sabakaları programı: etmektedir. Alâkadarların nazarı dik » Saat katini celbederiz. 13,45 Barkohba A Alman lisesi B III 14.35 Barkohba B B. S. K. III Vickers'in eski müdürü öldü 15,25 Barkohba C Alman lisesi A III Londra 25 (A.A.) Vickers kum16.15 Mühendis B Barkohba II 17.15 Kurtuluş Mühendis A II panyasımn eski müdürü Douglas Niekers, 18.15 B.S. K. Kabataş II 75 yaşında olduğu halde vefat etmiştir. Olanca dikkatimle dinlemeğe başladım. Nebile Hanım bende uyanan bu alâkadan memnun olarak daha hararetle devam etti: Fakat çocuğun babası taraftar değilmiş. Bir tarafın anası, öte tarafın babası muarızmış. O zaman Zehra çocuğa: «Ben seninle istediğin yere kaçmağa hazırım.» der. Fakat çocuk babasını kırmaya cesaret edemez. Bu sefer de Zehra oğlana küser. Kendini bir kere dereye atarak öldürmek istemiş; kurtarmışlar... Zehra! Zehra. Teşebbüs yeni değil. Kadın anlamadı: Efendim? dedi. Kocası ona anlattı: Yani intihara ilk defa teşebbüs etmiyor. Ben gittiğim gün Zehra Hanım kuyu başında bulunmamış mıydı? Demek o teşebbüs yeni değilmiş. Kadın tasdik ve devam etti: Evet, evet... Yeni değil... Kız: «Artık ben bu köyde oturamam...» demeğe başlamış. Orada herkesten ve herşeyden soğumuş. Annesinin yüzünü görmek istemiyormuş. Uvey annesini daha çok severmiş. Gece gündüz ağlıyormuş. Nihayet onu şehre götürürler, size evlâdlık olarak verirler. Bana değil. Ilkönce iki ailenin yanında kalmış, fakat çok duramamış. Bu sözleri söylerken sesim bana yabancı geliyordu. Derecesi belli olmasm diye içime sıkıştırmağa çalıştığım büyük bir heyecanın bulandırdığı bu sese kan koca da galiba dikkat ettiler. Doktor önüne baktı; kadın biraz durdu ve sesini alçaltarak: Evet, dedi, neyse... Ondan sonra Zehranın refikanız oluncıya kadar neler geçirdiğini siz bizden daha iyi bilirsiniz. Fakat o delikanlı rahat edemez. Zehrayı aramak için İstanbula gelir. Siz o zaman Kızıltoprağa taşınmıştınız. Omer kızın yolunu bekler. Onu yakalar: «Seni de, kendimi de vuracağım!» demeğe başlar. İşte kadmcağızın korkuları bundan. Büyük bir şaşkmlık içinde, vücudüm ger'.rek dimdik olmuştu. Beni boğucu bir hayrete düşüren şey, yalnız, Zehranın büyük ve meçhul korkusunun sebebini anlamam değildi. Zehranın bana son anlattığı meselelerle bu hikâyenin hiçbir münasebeti olmaması da beni şaşırtıyordu. Gözlerimin daldığını gören kadın beni uyandırdı: Dinleyiniz! dedi, Zehra Hanımın r. emleketine niçin gittiğini biliyor musu nuz? Hayır! Oğlanm zorile. Bu noktayı iyice anlamamıştım. Doktor Basri karısma yardım etmek için dedi ki: ru değildir. Filhakika Enjosis.taJann^Ya» nanistandan İstanbula müteveccihen hareket etmiş bulunmaktadır. Fakat T. S. K. umumî merkezi, İstanbul futbol ajanlığının müracaatini nazarı iti bara almış ve zaten geç kalmış bir halde bulunan lik maçlarının daha ziyade tehire uğratılmaması için Enosis maçları için lâzım olan izni vermekten is tinkâf eylemiştir. Bu vaziyet karşısında lik maçlannm oynanacağmda şüphe yoktur. Fakat bugün şehrimize muvasalat edecek olan Yunan takımımn hangi stadda, hangi kulübe karşı oynıyacağını kestirmek oldukça müşküldür. Kullanmakla bütün grip ve ağrılara karşı sıhhatinizi sigorta etmişsiniz demektir. BAŞ D İ Ş NEZLE GRİP ROMATİZMA MAFSAL ağnları ve bütün ağrılara karşı icabında günde 3 kaşe alınabilir. Taklitlerinden sakınınız ve ısrarla SEFALiN'i aravımz. Efendim, bu tarih, Zehra Hanımın tereddüd safhasıdır. Oğlan ona hep köylerine aid hatıralan anlatıyor, kızm ru hunda şehir ve köy cazibeleri birbirile rekabet etmeğe başlıyor. Zehra Hanım kararsızlık içindedir. Oğlanm tekliflerini kabul edemiyor. Red de edemiyor. Oğlanın teklifleri nedir? Kadın atıldı: Bunu pek iyi bilmiyoruz. Herhalde kızı alıp memlekete götürmek istiyor. Muhakkak budur. Şimdi düşününüz: Kadın bir taraftan şehir hayatını sevmiş, ona bağlanmış, size bağlanmış. Bir taraftan da, nekadar olsa memleketidir, doğduğu yerlerdir, belki oğlanı da hâlâ seviyor, ne yapacağını şaşırmış zavallı. Bir kere gidip köyünü görmek istemiş. Beraber mi gitmişler? Adam daha evvel gitmiş. Orada buluşmuşlar mı? Tabiî! Büyük bir heyecan içinde ayağa kalkarak Nebile Hanıma doğru yürüdüm: Bütün bunlan Zehra bir arkadaşr na mı anlatmış? Evet. Yalnız orada değil, sonra Bursada da buluşmuşlar. Fakat Bursaya gitmeden evvel Zehranın geçirdiği o büyük buhran nedir? Doktor bey o gün bize teşrif etmişlerdi. Bu sualime doktor cevab verdi: Zehra Hanım köyüne gittikten sonra da kararını verememiş. Tereddüd o giine kadar devam ediyor. Ben devlethaneye geldiğim zaman bu meselenin bazı safhalarını biliyordum. Fakat ailevî hayatınıza daha fazla müdahale etmiş olmamak için size söylemedim. O tarihte Zehra Hanım, o adamdan kurtulmak için uzak bir yerlere kaçmak istediğini arkadaşına söylemişti. Demek hâlâ o adamın tesirinden uzaklaşmak istiyormuş. Şu halde onu sevmiyor. Sadece ondan korkuyor. Nebile Hanım kocasmdan evvel cevab vermek için atıldı: İşte biz de kocamla bunu münakaşa ediyoruz. O, sevmiyor, diyor, ben, se* viyor, diyorum. Doktor beni kendi iddiası tarafma kazanmak için mütalealarını söylemekte acele etti: Sevseydi o kadar mukavemet eder miydi? Herifin teklifini kabul eder, o nunla beraber alır başını giderdi. Biz bir aşl. değil, korku sahnesi karşısındayız.. Bu kadın sevmiyor, korkuyor. «Korku yorum!» diyor. Karı koca önümde eski münakaşalannı tazelemekten kendilerini alamıyorlardı. Kadın hemen dedi ki: (Arkast var) Haydarpaşa tren geçidi hakkında bir temenni Mideyi) kalbi yormaz, tesiri gayet anidir. Korkuyorum ! Tefrika: 4 7 Bana doğru gelerek dedi ki: Fakat, beyefendi, söyliyeceğim şeyleri nasıl öğrendığimi bana sormıya caksmız. Zehra Hanımı çok yakından tanıyan biri benim de arkadaşımdır. Oradan kulağıma geldi. Tabii bu arkadaşın kim olduğunu söyîiyemem. Mazur göriir sünüz. Yerine oturdu, ayak ayak üstüne attı, öne doğru iğildi: Beyefendi! dedi, çok eski bir hikâye bu... Zehra daha köyde iken başlamış bir münasebet... Fakat son günlere kadar devam ediyor... Doktor birdenbire kansımn sözünü keserek dedi ki: Nebile bir nektayı yanlış söyledi. Ben devlethaneye geldiğim zaman... Kadın da kocasının sözünü kesti: Evet, evet, onu da söyliyeceğim, dur, anladım, o zaman sen meseleyi biraz biliyordun. Kadın bana dönerek devam etti: Evet, Fazıl Bey, Zehra Hanımın köyüne... Neresiydi orası? Kocasma baktı. Doktor: Yazan: Seraer Bedi Sivrihisar! dedi. Sivrihisardan bir satıcı gelip gidermiş. Genc bir çocuk. Pek de güzelmiş. Belki Zehra Hanım size bahsetmiştir. Evet! dedim. Bakınız! Bahsetmiş de... Kadınlar böyledir... Evet... İşte o çocukla sevişmişler... Bütün köy bu sevdayı biliyormuş. Adı neydi o gencin?.. Omer galiba.. Çakır Omer derlermiş. Evet, öyle birşey. Değil mi? Neyse... Ali yahud Ömer... Du çocuk Zehraya maniler, şarkılar da yapmış. Fakat çocuğun babası, kızın babasının uzak akrabasından olurmuş. Kızm annesi onlara düşmanmış. Zeh rayı vermek istememiş. Masum bir Romeo ve Juliette hikâyesi gibi birşey. Bu yüzden iki köy birbirine girmiş. Ha... Öyle ya... O çocuk da yakın köylerden birindenmiş. Hatta Zehranın annesi babasından bunun için aynlmış. Demek babası vermeğe taraftarmış. Evet. Bu nokta, Zehranın annesinî nîçîn sev medığini ' ' r. izah c' gibi o'uyordu.