CUMHURİYET 25 Temmuz 1937 Amerika işçi liderinin yıldızı sönmeğe başladı John Lewis halk üzerindeki nüfuzunu kaybediyor Grevlerden müteessir olan halk, belediyelerden muzaheret görünce liderin aleyhine döndü John Lewis, birkaç gün evveline ge linciye kadar, Amerika siyasî hayatmda en kuvvetli mevkii olan şahsiyetti. Roo sevelt kadar nüfuzlu sayılıyor, hatta ona ileride rakib olacağı tahmin cdiliyordu. İşçi smıfından yetişen bu hatbin akıllara hayret veren yükselişi efkârı umumiys iizerinde büyük bir tesir yapmıştı. John Lewis muazzam bir mücadele açmış ve başına otuz milyon Amerikalı işçi toplamıştı. Bu mücadelenin sahası gitgide genişliyordu. Lewis, zaferden zafere koşuyor vc onun bu gidişini hiç birşey durduramıyacak gibi görünii yordu. Bugün, işçi liderinin yıldızı birdenbire solmuş ve kendisi bir sarsıntı geçirmekte bulunmuştur. Gerçi bu vaziyetin mu vakkat bir sönüklük veya ebedî bir su kutun iptidası şekillerinde tefsiri henüz mevsimsiz olursa da, muhakkak olan şey John Levvis ile sendikasının bugün mağlub vaziyete gelmiş olmasıdır. Bu mağlubiyetîn sebebleri pek çoktur. Fakat en belli başlısı, Levvis'in halk na zarındaki mevkııni kaybetmekte olması dır. Halbuki, onun girişmiş bulunduğu mücadelede, hakem, doğrudan doğruy» efkârı umumiyedir. John Lewis, otomobil endiistrisi grevIerinde galebe çalmış ve büyük çelık endüstriyellerile anlaşmalar yapmağa muvaffak olmuştu. Efkân umumiye, o nun bu muvaffakiyetlerini ciddî mânilerin hepsini yıktığına atfetmişti. Fakat, büyük grevlerde şaşılacak de recede büyük muvaffakiyetler kazanan Lewis, Mişigan, Ohio ve İllinois'de son zamanlarda zuhura gelen küçük çelık fabrikaları grevlerinde akamete uğra mıştır. Lewis'in, son mücadeleler esnasında, yalnız müessese sahiblerine karşı değil, ayni zamanda, kendi sendıkasına dahil olmaktan imtina eden işçılerin heye/i umurriyesini temsil eden mühim bir kütleye karşı da vaziyet aldığı görülmüştü. Ford, kendi adamlarının yüzde yet mişinin, Levvis'in sendıkası aleyhinde olduğunu söylemiş, fakat buna kımseyi inandıramamıstı. Sonradan, çelik fabri kalan grevinde, işçi zümrelerı arasında şiddetli ihtilâflann zuhuru halk üzerinde büyük bir tesir bıraktı. Fazla olarak Lewis, şıddete müracaat etmek suretile mücadeleye noksan kuvvetlerle ve kötü leşkilâtla atıldığını isbat etmiş oldu. Levvis, çelik fabrikalarile mücadelo ederken, Detroit civarında, akdedilen anlaşmalara rağmen, otomobil endüstrısınde, iki yüz kadar münferid grevin patlak vermesi de, liderin zâfını isbat etmiş ve nüfuzunu hayli sarsmıştır. Efkârı umumiyenin değişmiş olmasında âmil bulunan mühim sebeblerden bi ri de, grevlerden müteessır olan mıntaka ahalkinin John Lewis aleyhinde cephe almış olmasıdır. Grevler yüzünden fakir düşen küçük esnaf ve sendıkaya dahil bulunmıyan işçiler, çokluk, belediyeler tarafından muzaheret görmek suretile, sendika aleyhine komiteler teşkil ettiler. Belediyelerin teslıh ettiği bu komitelere mensub milis kuvvetleri, sendikaya son derece düşmandır. Fazla olarak, zabıta kuvveti de, hemen her tarafta, Levvis teşekküllerine aleyhtar bir vaziyet almıştır. John Levvıs, ihtılâlci metodları takıb etmekle, küçük ekalliyetleri temsil etmesine rağmen bütün işçiler narruna hareket Moda koyundaki deniz bayramı Bugün büyük kayık yarışları yapıhyor Mevsimin ilk deniz spor hareketi bugün Moda koyunda muazzam bir şekilde yapılacaktır. Bu münasebetle koyda bir müddettenberi yapılmakta olan hazırlık bugünkü intizamı temin edebilecek bir mahiyettedir. Yarışlar için aynlan saha dubalarla hududlanmış olup bunlara Ankara, Aksu, Kocaeli, Erenköy, Göztepe gibi irili ufaklı vapurlar bağlanınca kapalı ve mazbut bir yer vücude gelmiş olacaktır. Sahanm açık kalan kısımları da, denize kalaslar sıralamak suretile sandallann intizamı bozmalannın da önüne geçilmiştir. Deniz kulübü yanşların halk tarafından rahatça ve kolaylıkla seyredilebil mesi için Köprüden hususî ve meccanî vapurlar tahrik edecektir. Bugünkü programın öğleden evvelki kısmı amatörlerin kürek yanşlarına tahsis edilmiştir. Öğleden sonra beş çifte alamanalar üzerinde profesyonel kürekçi lerin yanşından sonra dingi, şarpi, yole, ortaboy ve büyük kotraların muhtelif mesafeler üzerindeki müsabakalan yapılacaktır. Yedi çrfte lüks piyade, altı çifte kaucabaş, yarışlarile mübareze tekneleri oyunları, yağlı direk müsabakası ve cankurtaran sandallarının manevralan pro gramm son numaralarını teşkil edecek tir. Bugünkü programın alâka verici bir hususiyeti de İstanbulda ilk defa olmak üzere su üstünde kayak sporunun tec rübe edilmesidir. Oldukça süratli bir motörün arkasına takılan kayaklara bir sporcunun binmesinden ibaret olan bu spor, sirklerde at cambazlarınm iki ata ayakları üstünde binip dolaşmasına benziyorsa da su kayağı sporunun hem daha zevkli ve hem daha tehlikesiz olduğu şüphesizdir. * * * Deniz kulübünden: 25 temmuzda yapılacak Moda deniz yanşlarına seyircileri götürecek olan Akay vapurların dan Göztepe vapuru on bir kırk beşte ve Erenköy vapurile Şirketi kayriyenin 58 numarah vapuru 12 de Köprüden ha reket ederek Modaya geleceklerdir. Göztepe vapuru yolda Haydarpaşa ve Kadıköyüne uğnyacaktır. Şirketin 27 numaralı vapuru on birde Sirkeciden 11,30 da Üsküdardan hareket ederek ve Kadıköyüne uğrıyarak Modaya ge lecektir. Ellerinde davetnamesi olanların vak tinde vapurlarda bulunmalan rica olunur. Dost memleket gemileri [Bastaratt 1 Inci sahlfedei 3 ağustos: Misafirler limanımızdan ayrılacaklardır. Japon gemilerine mahsus merasim proğramı 4 ağustos: Japon Amiral gemisi Bakırköy açıklarında karşılanacak gemiler şehri mutad merasimle selâmlıyarak limana dahil olacaklardır. Gemiler limanda demirledikten sonra irtibat zabiti binbaşı Sü • reyya ile maiyetindekiler Amiralm gemisine gidecekler. Müteakıben Amiral gemiden çıkarak Valiyi, kumandanları ziyaret edecek ve ziyaret ettiği zevat bu ziyaretleri gemiye gitmek suretile iade edeceklerdir. Amiral Kağa ayni gün saat 11 de mütad merasimle Taksim âbidesine çelenk koyacaktır. Amiralın Japonyada vefat edip cenazesi şehrimize getirilen Yüzbaşı Şevketin mezarına da çelenk koyması mhtemeldir. Japon deniz talebesi, bir 5'» keti Hayriye vapurile Heybeli deniz lisesine gidecekler orada 150 kişilik bir öğle ziyafeti verilecektir.. Akşam Vali tarafından Parkotelinde bir suvare verilecek ayıca talebeye de Taksim bahçesinde 60 kişilik bir ziyafet verilecektir. 5 ağustos: Misafirler öğleden evvel şehri gezecekler saat 13,5 da Tarabyada Tokatlıyan otelinde Amiral şerefine 60 kişilik bir ziyafet verilecektir. Ayni günün akşamı saat 19 da Amiral Kağa maiyeti Erkânı Harbiyesile ve ekspres trenile Ankaraya hareket edecektir. 6 ağustos: Amiral Ankarada Ankara kumandanı, Millî Müdafaa Vekâletin den gönderilecek Erkân ve Ümera tarafından karşılanacak ve doğruca Millî Müdafaa Vekilini ziyaret edecektir. Amirale Ankarada Marmara köşkünde bir ziyafet verilecek ve akşam ekspresile Ankaradan şehrimize hareket edecektir. Ayni akşam burada Amiral gemisinde bir çay ziyafeti verilecektir. 7 ağustos: öğleden evvel şehir gezilecek öğle üzeri Japon sefiri bir ziyafet verecek ve misafir gemiler akşam limanı mızdan ayrılacaklardır. Bu müdet zarfında Festivalde bir Japon gecesi yapılacaktır. 9 ağustos: Gelecek olan Italyan mekteb gemileri de yukarıdaki merasimle karşılanacak va haîırlanmakta olan proğram mucibince müteaddid ziyafetler, suvareler verilecektir. E.KAÜVRUSİ vs fnevssın sony sa!s$s Kıltpn Gazi Orta Muallim Mektebi ve Terbiye Enstitüsü Direktörlüğünden: 1937 1938 ders yılı için Enstitünün Türkçe Edebivat Pedagoji. Tarih Coğrafya. Tabiî ilımler, Riyazî ilimler, Resim tş ve Beclen terbivesi şııbelerinin birinci sınıflanna talebe alınacaktır. Alâkadarlar kabul şartlarile müsabaka imtihanı şekil ve günlerini Kültür Direktörlüklerinden öğrenebihrler. «1735» (3665) büyük tenzüât 17 nci temmuz sayısı: En çok sevilen ve okunan yazıcılarımızın maka le, hikâye, röportaj ve romanlarile, bol resimlerle süslenmiş olarak çıkmıştır. RESiMLi AY John Lcwis bir nutuk söylerken ettiğini söyliyerek blöf yapmakla ve kütleleri organize ederek onlar üzerinde şahsî bir diktatörlük tesisinden başka hiç bir programa sahib bulunmamakla itham edilmektedir. John Levvis'in yıldızını söndüren se bebler arasında, onun, kendi sendika sını teşkil etmek üzere, azalığından ay rıldığı Amerikan işçi federasyonunun bir kalkınma hareketine geçmiş olmasıdır. Bu federasyonun reisi olan William Green Lewis'in zâfa uğramağa başlamasından bilistifade, bütün cephelerde ona karşı muazzam bir hücuma geçmiş, sendika aleyhinde açıktan açığa mücadeleye başlamış, her tarafta komiteler teşkil etmiştir. Bu iki şef arasında şimdi kanlı bıçaklı bir muhasama* başlamıştır. Bu yüzden pek garib vaziyetler de hâdis olmakta dır. Meselâ, bina inşaatında çalışan iş çilerden temel kısmını yapanlarla asıl inşaat ustaları, kısmen Levvis'in sendika sına, kısmen Green'in federasyonuna dahil iseler, bina amelesi, ötekilerin yaptığı temel üzerine bina kurmaktan imtina ederek işi yarım bırakıp çekiliyorlar. Hulâsa, bugün Amerikada devam eden mücadele, işçi ile sermaye arasında değil. kuvvetli iki işçi ordusu arasında bir mücadeledir. Bütün bu hâdiseler ve Amerikanm muhtelif eyaletlerinde, son zamana ka dar Levvis teşekküllerine muzaheret eden hükumet makamatının, şimdi onu silkip atmış olması, hatta, Reisicumhur Roosevelt ile Levvis arasındaki münasebatın bile inkıtaa uğradığı rivayetleri, Ameri kanın bu en kuvvetli şahsiyetini hiçliğe doğru götürmeğe sebeb olacak gibi gö rünen âmillerdır. Levvis ve sendikası, grevci amelenin, kendılerinden yüz çevirip tekrar çalış mağa başlaması üzerine, artık sermaye ye karşı değil, mühim bir amele kütle sine, mılis halinde teşekkül eden halk kuvvetlerine Roosevelt ve efkârı umu miyeye karşı mücadele eder bir vaziyet almıştır. Maamafıh, muannid bir mücacieleci olan Levvis'in, kendisini bekler gibi görünen fena akıbeti, sükunetle kar sılayacağına ihtimal verilemez. Şimdi, her iki taraf yani Levvis sendikası ile Green federasyonu, yeni bir mücadeleye hazırlanıyorlar. Her iki teşekkül de, aza aidatmı artırmış, 2 çentten 5 çente çıkarmıştır. Bu seferki grevin yarısı, sendika yansı federasyon azası olan deniz ve rıhtım amelesi tarafından yapılacağı tah min edıliyor. YARIM A Y 1936 1937 senelerinin en içli romancıları olarak tanılan ve büvük bir okuyucu kütlesi bulan: CAHİD UÇUKLA MÜKERREM KAMİL SUN'nun lyeni bırer romamnı tefrika ediyor. Kırklareli İskân Müdürlüğünden: Tekirdagmdan Muradlıya naklolunacak 2628 metro mikâbı kereste ile 78 ton çita merkez ambarından nahiye ve köylere sevkedilecek 2628 metro mikâbı kerestenin naklivesi bir hafta müddetle yeniden açık pazarhkla sksiltmeye konulmuştur. Talibler hergün İskân Dairesine müracaatle şartname ve ihale günü olan 26/7/1937 nci pazartesi gününde teminat akçelerile beraber Kırklarelinde İskân Müdürlüğünde müteşekkil Komisyona müra caatleri ilân olunur. (4470) DÜNYANIN HER TARAF1NA giden HAMBURG AMERİKA LINIE Acenta : HAN8 WALTER FEUSTEL istanbul Galata Büyük yolcu vapurları Telefon î 41178 Telgraf : HAPAG Istanbu! • Mektub : P. K. 1436 Ankara Valiliğinden: Bir amele öldü îzmir 24 (Telefonla) Felemenk tütün kumpanyası amelesinden 21 yaşlarında Osman kendisini elektrik cereyanma kaptırarak ölmüştür. Keşif bedeli «17006» lira «71» kuruştan ibaret bulunan Ankara Kırşehir yolunun 19 + 000 23 + 150 inci kilometreleri arasındaki tesviyei turabiye menfez ve şose insaatı kapalı zarf usulile eksiltmiye konmuştur. Eksiltme 2/8/937 tarihine musadif pazartesi günü saat 15 buçukta An kara Vilâyet Daimî Encümeninde yapılacalttır. îsteklilerin teklif mektubları, Ticaret Odası vesikası ve «1275» lira «50» kuruşluk muvakkat teminatları Nafıa Vekâletinden aldıkları 937 senesine aid ehliyet vesikalarile birlikte avni günde saat 14 buçuğa kadar Encümen Rıyasetine vermeleri. îstekliler keşif evrakile şartnamesini Nafıa Müdürlüpnde gözden geçirebilirler. «2063> (4190) dir. Yugoslav millî takımının Sofyada uğradığı mağlubiyet üzerine Yugoslavya federasyonu, istrahat ve antrenman için At yarışları bugün başlıyor Yugoslavya millî takımını Fruska Goro Bugün Veliefendi yarış sahasında 937 sayfiyesine göndermiştir. Belgradın büsenesi îstanbul at yarışları başlıyacaktır. tün spor mehafili Türk Yugoslav ma • Bu yarışlara yedi bin lira ikramiye ko çını büyük bir sabırsızlıkla bekliyor. nulmustur. Yarışlar altı hafta devam eAfyonda lik maçları decektir. Bu yarışlar için Yunanistan ve Afyon (Hususî) Mıntakamız lik Polonyadan bazı atlar getirilmiştir. maçlarına başlandı. Kulüblerden bazıları NEPVİN SiniraSnlaruasabî öksiiriiK!er,a5abî zayıflık,uyKU" 5U.ZİU.K; baş ve ı/arım baş a§rısı, baş dönmesı^baygml.K, carpıntı, ve smirden ileri gelen Izmitte yeni spor kulübleri îzmit (Hususî) Şehrimiz kâğıd fabrikasında Kâğıdspor isimli bir kulüb teşekkül etmek üzeredir. Diğer taraftan iki eski ve rakib kulüb olan Akyeşille İdman Yurdunun da birlefeceklerinden bahsedilmektedir. Yugoslavlar Belgradda yapî lacak maça büyük ehemmiyet veriyorlar buraya tâbi kazalarda bulunduğundan iki küme yapılmış ve maçlar da buna göre tanzim edilmiştir. Burada Kocatepe Afyonspor arasındaki maçı Afyonspor 42 kazandı. Sandıklıda Dinarla Sandıklısporun maçı 22 beraberlikle neticelendi. Dünya bisiklet yarışına gidecek sporcularımız bütim rahaÎ5»lıkları ^Lderir. Ankara 24 (Telefonla) Dünya bisiklet birinciliklerine hazırlık olmak üzere Belgrad 24 (Telefonla) 1 ve 2 ağustosta Belgradda Türk ve Yugoslav Ankarada kurulan bisiklet kampına alımillî takımları arasında yapılacak maç nan bisikletçiler, muntazam bir surette çalısmaktadırlar. lar, Yugoslavları çok düşündürmekte sürecek. Hiçbir delil bulamadık. Neyse!.. Ve sonra ikisi de alelâcele odayı tekrar kilidliyerek çekilip gidiyorlardı. Tam aşağıya inecekleri sırada merdivenbaşmda kendilerinden evvel aşağıya inen otelcinin sesi duyuldu: Şimdi yukarıda Sami Beyin oda sında olacaklar. Her tarafı araştırdılardı. Bir başkası hiddetle: Kimdir bunlar yahu? Bizden ev vel kimseyi göndermediler. Bir yanlışlık olacak... Başka bir ses: Hele çıkahm anlarız. Ve dört ayağm olanca hızile merdi venleri ikişer ikişer sıçnyarak çıkhğı duyuluyordu. En aşağıda hayretinden do nakalan otelci onlara yetişemiyerek arkalarından seslendi: Yukarıda 1 7 numarada olacaklar. Bir merdiven daha çıkınız... Fakat onlar da aşağıya iniyorlardı. İki kişi bir merdiveni daha çıkınca dar ve uzun koridorda 1 7 numarayi kolayca buldular. Kapınm tokmağını çevirdiler. Kapı kilidli idi. Zorladılar; açamadılar. Bir lâhza birbirlerinin yüzüne baktılar birisi: Bunlar bizden değil, kimler acaba? Diye sordu. Öteki: Deniz Harb Okulu ve Lisesi Komutanhğından: Üniversıte mezunu ve tercihan Avrupada tahsil görmüş bir riyaziye öğretmeni alacağız, ,A«nn\ Şartları öğrenmek üzere Komutanlıgımıza müracaat. (4309) Gene şişman zat: Hemen telefon edip meseleyi anh Biz memur oldugumuzu ispat ettik, yalım. onlar ispat ettiler mi? Evet amma, bir kere şu zatlan gö Hayır... Ben sormadım bile. Ne relim yahu... Nereye gitti bunlar? bilirim yahu?.. Otelci birbiri üstü sıra iki defa merdiMemurlardan biri bir saniye durdu: venleri inip çıkmaktan yorulmuş, derin Âdil, sen hemen aşağıya in. Telenefesler alarak gelmişti. Bu iki kişiden fon et, sor. Hemen gel. O zamana kadar birisi: ben de buradan ayrılmam. Kimse yerin Kimse yok; dedi. Hani iki kişi geldi. Sizden evvel araştırma yaptılar, yu den kımıldıyamaz. Âdil Efendi, fırladı; öteki otelci ile karıdadurlar, diyordun, nerede?.. Otelci etrafma bakındı. Hayret içinde yalnız kalınca: Bu iki muhterem zat içeride ne oda kapısına geldi: yaptılar. Birşey mi sordular? Yahu aşağıya iniyorlardı. Nereye Evet; Sami Beyi sordular. Buragittiler? da otururdu, amma dün gece gelmedi! Ve o da kapıyı açmak teşebbüsünde dedim. Güler gibi oldular. Sami Beyin bulunurken: katledildiğini haber verdiler. Yoksa o da Buranın anahtarı nerede? mı yalan? Diye yabancılara soruyordu. iki zat Hayır; o doğru... Hem de belki tan yaşlıca ve şişmam ötekine: onların elile katledildi. Buradan aynlamayız. Bu adam Otelci yerinden sıçradı: lar muhakkak şüpheli iki kişi olacak. Yahu, ne söylüyorsunuz Allahaş; Hele bir tarayalım! kına? Dedi. Otelci hâlâ kendine gelememiş Acele etme, arkadaş gelsin. Biz den olmadıklan anlaşılırsa sabah sabah bir adam halile: Allahaşkma, ben bu işten birşey zatıâlinizi ziyaret edenlerin bizim daireanhyamadım. Onlar polisten geldiklerin nin sicilli misafirlerinden oldukları sabit söylüyorlardı. Siz de «biz polisiz!» di olacaktır. Amma bence bu sabit olmuş (Arkan var) yorsunuz. Birbirinizden haberiniz yok tur. mu? HACI RAŞİD T ıi «Cumhuriyet» in milli sergüzeşt romant : 58 İşimiz çok, dediler. Acele bu odayı gözden geçireceğiz. Çünkü Sami Beyi dün gece bir kadın öldürdü. Otelci beyninden vurulmuşa döndü. Nasıl, nasıl? dedi. Sami Beyi öldürdüler mi? Hay zavallı, vay biçare adam. Kim? Kadın mı vurdu? Gene oğlunun meselesi olacak. Memurlar birbirine bakıştılar. Birisi: Oğlunun meselesi nedir? Zavalhnın mühendis mektebinde bir oğlu vardı ya... Geçen gec"e katil den yakalandı. Deliğe tıktılar. Uğraşıp duruyordu. Belki kurtarırım, diye... Amma işin içinde iş olduğunu ben anlamış tım. Kadın meselesi bu... Demek ki gene o mesele adamcağızın kanına girdi... İnanamıyorum yahu!.. Dediğiniz doğ m mudur? Sami Beyi vurdular mı? Sahiden öldü mü zavallı?.. iki memur başını salladı. Birisi: Maalesef gitti... dedi. Biz yetiştiğimiz zaman adamcağız can veriyordu. Bugünkü gazetede okumadın mı) Otelci birden hayretle irkildi: Hani şu Gedıkpaşadaki mesele mi? O adamcağız Sami Bey mi imiş? Vah, vah... Ne işi vardı orada? Oda tutmaya gitmiş, karrya sarkıntılık etmiş öyle mi? Benim bildiğim Sami Bey öyle şeyler yapmaz amma... Herkesin iç yüzünü Allah bilir... Ne ise, şimdi lâkırdıyı uzatmıya Iım, işimiz var. Şu odasını aç da şu zatın nesi var, nesi yok; bir görelım. Otelci hayret ve telâş içinde: Odasını mı açayım, nasıl açanm? Anahtar üzerindedir. Bende yok ki. Memurlardan birisi bir anahtar uzattı: Bu mu senin odanın anahtarı? Anahtann üstiinde 17 rakamı yazrlı sarı pirincden bir halka vardı. Otelci: Evet bu! dedi ve bu muammayı güç hallederek iki memurun önüne düştü. İki kat merdiveni çıktılar. 17 numarah kapının önünde memurlara yol verdi. Birisi anahtarı soktu ve kapı kolayca açıldı. İçeriye girerlerken arkadaki daha genc irünen memur otelciye soruyordu: Sami Bey her zaman sokağa çık tıkça anahtarı beraber mi götürür? Çok defa götürür. Bazı bazı bize bırakır. Odasını temizler, siler, süpürü rüz. Fakat bu defa birkaç gündenberi odanın silinip süpürülmediği ilk bakışta an laşıhyordu. Memurlar müteyakkız ve ihtiyatlı adımlarla içeriye girdiler. Sonra acele her tarafı gözden geçirmeğe başladılar. Bir iki dakika içinde yatak, yorgan, karyola altı, sigara tablalan, kanapenin kenarlan, altı, odada en küçük köşe aranıp taranmıştı. Neden sonra bu iki zayıf adamdan yaşlıcası: Bir kâğıd buldum! dedi. Öteki merakla sordu: Ne kâğıdı? Galiba hesab pusulası.., Ve bir ucu yırtılmış, buruşturulmuş, bir köşeye atılıvermiş olan mektubu arkadaşına gösterdi. O evirip çevirdikten sonra: Ha, evet; dedi. Hesab kâğıdı. Ne işe yarar? Dedi; iade etti. Bir müddet daha her yeri araştırdılar. Sonra sadre şifa vere cek birşey bulamadıklan için: Yazık; dediler. Mahkeme aylarca