CUMHURÎYET 23 Birinciteşrin 1936 Turiım işleri üzerinde tetkikler: 3 Seyyah, her şeyden evvel kolaylık ister! Seyyah, pahahlığa göz yumsa da adım başında maruz kaldığı müşkülâtı asla affetmez Bize seyyah gelmiyor, çünkü otel yoktur, çünkü eğlence yerleri yoktur... Ve çünkü.. diye, bir sürü bu çeşid se bebler sayanlara karşı Karadenizin küçücük kasabası Varnayı misal getire rek, hakiki sebeblerin hiç te bunlar olmadığını anlatmak istemiştim. Tekrara lürum bile yoktur ki yeryüzünde eşi az bulunur tabiî güzellikle rile, tarihî abidelerile, müzelerüe, Boğazı, Adaları, plâjları ve binbir gezme yerlerile, hatta mevcud otellerile bile bu bakımdan îstanbul, Varna ile ka biü kıyas değildir. O halde, orası seyyah çekiyor da, İstanbul neden günden güne seyyahsız kalıyor? İlk sebeb muhakkak ki reklâm, pro paganda denen şeyi külliyen ihmal e dişımizdir. Avrupanın neresinde dolaşırsanız dolaşınız, her memleketın kendi toprak larını, kendi şehirlerini metheden ve sizi oralara davet eden çeşid çeşid ve birbirinden güzel reklâmlarına, afişle rine, broşürlerine tesadüf edersiniz. Hatta sefarethanelerde, konsoloshane lerde bile bunlar bol bol vardır. Biz, bu işi yapmıyoruz. Ayaklı reklâm olan seyyaha gelince, gene muhakkak ki, bize gelen seyyah, ekseriyetle, başka memleketlerde alıştığı kolayhkları bulamadığı için, dostlarını, ahbablarını İstanbulu ziy^rete teşvik edici bir vasıta olamıyor. Bunun, (niçin) ini anlamak için, şu küçük, fakat hakikî hikâyeleri dinle mek zahmetine katlanmız: Evvelâ, îstanbul çok pahalıdır. Seyyah, nereden gelirse gelsin, İstan bula ayak basar basmaz karşılaştığı bu pahalılıktan ürkmektedir. Burada, seyyahın muhtac olduğu herşey ateş pa hasınadır: Otomobil, otel, yemek, iç ki...» Mısal mi istiyorsunuz? Millî seyahat acentalanmızdan biri nin direktörü yana yakıla bana, şöyle anlattı: « Bu sene eylul başında, yani bir buçuk ay evvel, Tuna üzerinde ticarî nakliyat yapan ve İstanbula yılda beş bin kadar seyyah gönderen beynelmilel büyük bir vapur şirketinin direktörü seyyah vaziyetini yakmdan tetkik ve bu suretle bize fazla seyyah göndermenin çarelerini araştırmak maksadile İstanbula geldi. Birkaç gün burada kaldıktan sonra Bursayı da görmek istedi. Birlikte kalktık Bursaya gittik. Oranın en büyük oteline indik. Otel müdürü gelen müşterinin kim olduğunu bildiği halde (yer yok!) dedi. Nihayet güç halle bize birer banyolu oda verdi. Orada bir gece kaldık. Bir ak şam yemeği, bir sabah kahvaltısı yaptık. Unutmıyayım, yemekte birer ka deh te rakı içtik. Sabahleyin bizden yirmi beş lira aldılar. Eğer başka bir memlekette olsaydı, bu şekilde hareket şöyle dursun, fakat bu müşteriden otelci para bile almazdı.» İş sade pahalıhkla da bitmiyor. Farzediniz ki seyyah pahalılığa göz yumdu. Fakat bir de adım başında karşısına çıkan müşkülâta tahammül etmesini is temek, onu tanımamak demektir. Müşkülâta da misaller mi istersiniz? Gene bir millî seyahat acentası di rektörü, bana sızlana sızlana şunları anlattı: « Nereden olursa olsun gelen bir yolcu vapurunda eğer seyyah varsa, mantık, evvelâ bu seyyahı karaya çı karmağı âmirdir. Birkaç saatlik bir vakti olan bu seyyah şehre nekadar tez çıkarsa, o kadar fazla para bırakabilir. ve, gördüğü kolaylıktan hoşlanır. Halbuki bizde aksi nedir. Evvelâ îstanbul yolcuları çıkanlır, seyyahlar sonraya bırakılır. Bir seyyahın ilk defa geldiği bir şehirde, vapurda, arpacı kumrusu gibi düşünerek, uzun müddet ve sebebsiz mahpus kalışını düşünün. Sonra sade seyyah getiren vapurlar da var. Vakıâ bunların içine, vapur daha limana girmeden, memurlar kon maktadır. Fakat buna rağmen meselâ îstanbul limamna saat ikide demirli yen bir seyyah vapurundân. yolcular ancak saat beşte, yani üç saatlik bey hude ve bizim için zararlı bir intizar dan sonra çıkabilmektedir. O anda bir seyyah için üç saat üç asra bedeldir.> Bir başka seyahat acentası direktö rü de şunları söylüyor: « Tekirdağda Macarların meşhur Rakoçilerinin, şimdi bir müze haline getirdikleri evi vardır. Geçenlerde gelen Macar seyyahlar da bu evi ziyaret etmek istediler. Denizyollarına başvurduk. Vapur veremediler. Seyyaha, parasını verdiği halde, bir memlekette, bir taraftan bir tarafa gidecek vasıta bulunamıyacağım nasıl anlatırsınız. Vakıâ, nihayet Başvekâletin emrile, bu üç yüz seyyaha, hem de { Şehir ve Memleket Haberleriij Bir şoför iki kişiyi yaraladı Sonra da karakola giderek teslim oldu Nişantaşmda kıskanclık yüzünden bir cinayet olmuş, bir şoför iki kişiyi bıçakla ağır surette yaralamiştır. Nişan taşında Meşrun'yet mahallesinde 47 numaralı Cemilenin evinde Mediha adında gene bir kadın kiracı olarak oturmakta dır. Ayni evin alt katında Bayram adlı bir de kiracı vardır. Bayram, Ahmed ve Hasan adında iki arkadaşını öğle yemeğine çağırmıs, bunlar da ailelerini alarak bu davete icabet etmişlerdir. Yemek yendikten sonra misafirler gramofon çalmışlar ve eğlenmeğe başlamışlardır. Siyasî icmal Almaya italya 2 talya Dış Bakanı Kont Ciano resII men Almanyanm misafiri bulunuyor. İkamet müddeti beş gün devam edecektir. Şimdi Almanya Dış Bakanile uzunuzadıya müzakereler yapıyor; M. Hitlerle de görüşecektir. Bu ziyaret günün en ziyade göze çarpan siyasî hâdisesidir. Çünkü bu hareketle iki büyük faşist devlet arasındaki yakınlığm jon derecede artmış olduğu bütün dünyaya ilân edilmiştir. Şimdi bütün dünya Almanya ile italya arasındaki birliğin ve teşriki mesainin ne raddeye vardığını ziyadesile merak ediyor. Avrupa ve dünya politikası üzerinde bu işbirliği büyük tesirler yapacağmdan Baltık ve şimal denizlerinden Akdenize ve Afrika kıt'asının yanıbaşına kadar Avrupayı ortadan bölen yeni siyasî zümrenin içyüzünü ve mahiye tini bilmek çok mühim bir iş sayılmaktadır. Bir faizci mahkum oldu 400 liraya 400 lira faiz almış Dün Kadıköy de bir cürmü meşkud vak'ası olmuş ve Ohanes Novo donikyan adında bir Ermeni vergi kaçakçılığını ve tefeciliği meneden kanuna muğayir olarak bir adamdan haksız yere fazla faiz alırken yakaFaizci Ohanes lanarak mahkemeye verilmiştir. Kadıköy sulh mahkemesinde görülen dava neticesinde Oha nes bir ay hapis ve 500 lira ağır para cezasına mahkum olmuştur. Hâdise şöyle olmuştur: Kadıköyde, Selimiyede bahçıvan Derviş oğlu Hacı adında birisi bundan bir müddet evvel Ohanesten ödünc olarak 400 lira almış ve uzun müddet tenberi faiz olarak ödediği para bu 400 lirayı geçmiştir. Bahçıvan, dün Kadıköy polis merkezine müracaat ederek kendisini kur tarmalarmı rica etmiştir. Bunun üze rine tertibat almmış ve tefeci Ermeni îki aylık faiz bedeli olan 36 lirayı al mak üzere bahçıvana müracaat etmiştir. Fakat paraların numara ve seri leri daha evvel tesbit edildiği için O hanes paralan alırken suç üstünde yakalanmıştır. Sigortadan zarar görenler için Millî Reasuransta bir büro kuruluyor Tasfiye edilmekte olan Föniks dö Vien ve Türkiye Millî sigorta şirketlerinin tasfiyesi neticesinde sigortahlann büyük zarara gireceği gozönünde tutularak bu şirketlere sigortalı olanlann başka millî şirketlere devredilmesinin temin olunduğuna dair İktısad Vekilimizin beyanatını dün yazmıştık. Bu işin esasını tesbit etmek üzere Ankarada bulunan Millî Reasürans umumî müdürü Refi Bayar ve ikinci müdür bugün şehrimize döneceklerdir. Millî Reasuransta, bu işle meşgul olmak üzere bir büro kurulmaktadır. Sigortalılar haklarını Türkiyede hayat sigortası muameIâtile meşgul olan Anadolu, îttihadı millî, îstanbul umum, Ünyon, Föniks îspanyol, Danüb ve Bozkurd şirketlerinden birine temamile eski esaslar dahilinde devredebileceklerdir. Yalnız sigortalmın sigor tasını şirketlere satmak hakkı iki sene için tecil edilmiştir. meccanen (Gülcemal) tahsis edildi amma, her Macar kafilesi gelişinde, vapur bulmak için Başvekâleti mi rahatsız edelim?> « Seyyah vapurlanndan karaya çıkan seyyahları gece saat 12 de vapur larına dönmeğe mecbur kılıyoruz. Geceyi ne şekilde olursa olsun şehirde eğlenerek geçirmek istiyen seyyahı, biz, evet, bizzat biz, vapuruna dönüp kapanmağa nasıl mecbur edebiliriz? Bu, doğrudan doğruya (hayır, sen bu memlekette para sarfedemezsin) de mek değil midir? Pire limamna demirliyen seyyah vapurlarında dolaşan Yunan memurları ise, geceleri kamaralarma kapanmak meylini gösteren seyyahlara binbir nezaketle sokularak, Pire ve Atinada eğlenebilecekleri yerleri ballandıra bal landıra methederek, onları vapurdan çıkmağa teşvik ediyorlar.> Size gene acenta direktörlerinden birinin sözlerini naklediyorum: < Beynelmilel tanmmış, büyük seyahat acentalan seyyahlarını nereye gitseler, adım adım takib ederler. Ve onlar nereye gidiyorlarsa, oralarda inecekleri otellere telgraf çekerek bu seyyahların karşılanmalannı da isterler. Geçen kış Amerikadan bu tarzda gelen iki kadın seyyah, Ankaraya gitmişti. Acenta bermutad Ankaradaki otele bunların geleceğini, gün ve saatile haber vermişti. Fakat bu kadınlan istasyonda karşılıyan olmamıştır. Bunu haber alan merkez, derhal otele telgrafla müracaat ederek, bu ihmalin sebebini sormuşsa da bir cevab alamayınca, tekrar, birbiri ardısıra telgraflar çekerek, onlarca affedilemiyecek bir kusur o lan bu hareketin sebebini anlamakta ısrar etmiştir. Israrlar hep boşa gitmiş, merkez cevabsız kalmıştır. Düşününüz, dünyamn en büyük se yahat acentası bu vaziyet karşısında bir daha, hangi müşterisine bö'yle bir seyahat tavsiye edebilir.» Gene bir seyahat acentasının şefini dinleyiniz: « Bu seneki İzmir panayırı için yapılan propaganda sayesinde Suriyeden iki yüz kadar seyyah geldi. Ancak hiernleketîerina'en aynlan ve hemen hepsi tacir olan bu seyyahlann İzmire nasıl gelecekleri ve orada nerede ka lacaklarmı düşünen olmamıştır. Bunlar için pekâlâ bir hususî tren istenebilirdi. Yahud, herhangi bir trene bazı vagonlar ilâvesi temin edilebilirdi. Alâkadar Devlet Demiryollarından böyle birşey istemeği akletmedikleri için ilk istasyonda esasen her zamanki yolcularile dolu gelen trende yer bu lamıyan bu (seyyah) lar kırkar kişilik vagonlara istif edilerek ve aktarma larda boyuna yer değiştirerek, en müşkül şerait içinde seyahat etmek mecburiyetinde, üstelik te îzmire gelince, o tellerde boş yer bulunmadığı için adeta sokak ortasında kalmışlardır. Bu büyücek kafilenin memleketine avdetinde yapacağı propagandayı tahmin edebilir misiniz? Görülüyor ki seyyah meselesinde dörtbaşı mamur iş göremiyoruz. Ya getiremiyoruz, ya getirince bakamıyoruz.» Muhatabım, hatırma gelen bir başka müşkülât vaka'sını da içinde saklıya mıyor: < Bir müddet evvel gelen bir kısım seyyahlar Büyükadayı da görmek istediler. Şirket vapurlarile yola çıkan bu seyyahları, iki idare arasında, her nedense hâdis olmuş bir ihtilâf sebebile, Akay idaresi Adaya çıkarmak istemedi. Seyyah bu ihtilâfı anlar mı? Ve bizim bir çare bulup bu misafir leri Adalara çıkarıncıya kadar burnu muzdan gelen emdiğimiz süt. maruz kaldıkları bu müşkülâtı hoş görmele rine kifayet eder mi?» Bütün bunları dinledikten sonra, belki (iyi amma, bunlar nihayet münferid vak'alardır, ve her yerde olabilir) dersiniz. Ben de, derim ki bu çeşid müşkülât misallerini saymakta devam etsem, başınızı pek çabuk ağrıtabilirim. Sonra da, seyyah çekmek istiyen bir memlekette, bu gibi vak'aların bir tekinin bile vukuuna müsaade edilme melidir. îstanbul vakıâ bir seyyah şehri olabilmek için temizlenmeli ve yavaş yavaş ,yahud çabuk çabuk her türlü konfora, büyük otellere, eğlence yerlerine sahib olmalıdır. Ancak herşeyden evvel, bugün ya pılacak, daha doğrusu yapılabilecek iş, bu şehirde ihtikâr haddini bulmuş olan pahalılığm derhal önüne geçmek, son ra, gelecek seyyahlara her an, her ve sile ile, her türlü kolaylığı gösterebil menin yolunu bulmaktır. Mediha bu eğlenceli toplantıyı görünce odasından çıkarak Bayramın odasına gitmiş ve orada misafirlerle birlikte eğ lenmeğe başlamıştır. Hava karannca Mediha, dostu şoför Salihi Nişantaşmda bulmuş, ona rakı aldırarak eve gelmiş tir. Salihle gene kadın rakı içmeğe, geçmiş günlerden bahsetmeğe başlamışlar dır. Medihanın eski dostlannı pervasızca metetmesi Salihi son derece kızdırmış ve asabî bir sesle: « Haydi kalk, odamıza gidelim» diyerek Medihayı yerinden kaldırmak istemiştir. Fakat Mediha Salihin sözüne kulak asmıyarak kadehini yenilemiş ve bir gazel söylemeğe başlamıştır. Sözünün dinlenmediğini, üstelik kendisine hakaret makammda metresinin gazle söylemeğe başladığmı gören şoför Salih yerinden kalkmış ve Medihaya kuvvetli bir tokat atmıştır. Bu tokat, saatlerdenberi neşe Gümrük muhafaza teşkilâtı Istanbuliçinde bulunan mecliste bir bomba tesiri yapmış ve Bayramın misafirlerinden Ha da başhyan ve Orhangaziye kadar de san ayağa kalkarak Salihin üzerine yü vam eden heyecanlı bir takibden sonra mühim bir esrar kaçakçısını yakalamıştır. rüyerek: Bundan aylarca evvel Orhangazide « Burada kadın dövmek bizi tahkir Kara Hasan isminde birinin bir esrar etmek demektir. Yaphğın işten utanman imalthanesi kurduğu öğrenilmiş ve mu lâzım delikanh.» demiştir. hafaza teşkilâtı bu imalâthaneyi mamuBu söz üzerine iki kişi arasında kav lâtile beraber yakalamak için çok sa ga başlamıştır. Salih hâmil olduğu bıça bırlı hareket etmiş ve Kara Hasanm kenğını çıkarmış ve Ahmedle Hasani ağır di arazisinde yetiştirdigi haşhaşlann ye surette yaraladıktan sonra metresi Medi tışmesi beklenmiştir. Kara Hasan takib hayı yanına alarak evden kaçmıştır. Ev edildiğinin farkmda olmadan haşhaşları de bulunan kadınlann feryadı üzerine kurutmuş kendi elile yaptığı tezgâhlar hâdise polisler tarafından haber alınmış dan geçirmiş ve haşhaşlar esrar haline ve yarahlar hastaneye kaldırılmişlardır. geldikten sonra îstanbul piyasasında Mediha ile Salih te bir müddet sonra müşteri aramağa başlamıştır. karakola gidip teslim olmuşlardır. Muhafaza teşkilâtı geçen gece bazı kimselerin Orhangaziden esrar almağa DENİZ İŞLERİ gidcceğini haber almış, onlardan evvel Orhangaziye yetişmek için bir motörle Rıhtımlarda yapılacak Gemliğe memurlar göndermişrir. Gecetamirat yarısı Gemlik Orhangazi yolunda heSirkeci rıhtımına vapurların borda yecanlı bir takibden sonra muhafaza medan yanaşması hakkında bir müddet murlan tam zamanında Orhangaziye tenberi devam eden tetkik ve tecrübe varmışlar ve Kara Hasani esran satar lerin verdiği neticeey göre, bu usulün ken yakalamışlardır. Esrar tartılmış ve tatbikı için bu rıhtımda esaslı bir ta 22 kilo olduğu anlaşılmışhr. Bu miktar mir ve tadile ihtiyac hissedilmektedir. esrar şimdiye kadar yakalanan partile Alâkadarlar bu tamir keyfiyetini tet rin en büyüğüdür. kik ve gidecek masrafı tahmin ettir Kara Hasan dün îstanbula getirilmiş mişlerdir. İstanbul Liman İşletme idave 9 uncu ihtısas mahkemesine veril resi, bu tamir için muktazi tahsisatı temiştir. min ettikten sonra işe girişecektir. Sirkeci rıhtımmın tamirinden ve lüŞEHİR İŞLERİ zum görülen tadilâtın ikmalinden sonra buraya kabotaj postalarmı yapan Ekmek fabrikaları yapılacak vapurlardan bir kısmımn yanyana ve Küçük fırınların kaldırılarak bunlabordadan yanaşmaları kabil olacaktır. rın yerine muhtelif mmtakalarda bü tır. Bu suretle yükleme ve boşaltma iş yük ekmek fabrikaları yaptırılması i leri kolaylaşacak ve bugün, kayıklarla çin Belediyece bir müddettir yapılmakvapura girip çıkma gibi halk için mev ta olan tetkikat ilerlemiştir. Bu hususcud bazı müşkülâtın önüne geçilmiş o ta bir talimatname hazırlanarak teşri Iacaktır. nisanide açılacak bulunan Şehir mec 22 kilo esrar Muhafaza teşkilâtı bir kaçakçı daha yakaladı Berlinde başhyan müzakerelerin başlıca mevzuu, A\usturya meselesi ve Orta Avrupanın vaziyeti değildir. Vaktile Almanya ile İtalyanın arasını açan bu meseleler şimdi ikinci ve üçüncü plânda kalmıştır. M. Musolininin iğmazı yaMÜTEFERRİK hud teşvikile iki Alman devleri Viyanada siyasî sahada ve Berlinde iktısadî zeJerfi edecek vali ve minde anlaşmış ve aralarında normal kaymakamlar münasebat tesis edilmiş olduğundan ar Cumhuriyet bayramı dolayısile Dahi tık Avusturya meselesi hâd bir ihtilâf liye Vekâleti terfi edecek vali, kayma olmaktan çıkmıştır. kam ve mektubcuların listesini hazır Avusturya bugün zâhirde istiklâlini lamıştır. 5 vali, 61 kaymakam, 9 mek muhafaza ediyor. Hakikati halde ize bu tubcu terfi etmektedir. Seyhan valisi Tevfik Hâdi, Konya küçük Alman memleketinin büyük Al valisi Cemal birinci, Isparta valisi Nu manya ile birleşmesi için. her türlü şerait ri ikinci, Ordu valisi Salim, Amasya hazırlanmıştır. Çünkü nazilere karşı artık valisi Talât üçüncü smıf valiliğe terfi takibat yapılmıyor. Bunlardan on binleretmektedirler. ce mevkuf sahverilmiştir. iki memleket Kars müftiliği arasında en sıkı harsî ve iktısadî münaseKars vilâyeti müftiliğine eski Kon betler başlamıştır. Avusturyada îtalyan ya meb'usu ve gene eski Koçhisar faşistliğini tervic eden Heimvvehr silâhlı müftisi Ali Rıza tayin olunmuştur. Ali milis teşkilâtının ilgası italyanın Avus Rıza milliyetçi ve münev\'er bir va turyadaki nüfuzunun temelini kazıdı. tandaşımız olmak hasebile şüphesiz Heirmvehrlerden çoğunun nazi teşkilâ yeni vazifesinde güzel hizmetler ifa tına girmelerile Almanyadaki millî sosedecektir. Kendisine muvaffakiyetler yalistliği örnek tutan Avusturyadaki hadileriz. reket ve cereyan bir kat daha kuvvet Şeker fiatları ucuzlıyacak buîmuştur. mı? Mütehassıslar tarafından yapılan tetkikat neticesinde şeker şirketine verflen raporda şeker fiatının indirilmesine jmkân olduğu bildirilmiştir. Raporun tetkikından sonra şeker fiatlarının indirileceği ümid edılmektedir. Faik Kurdoğlu Berline gitti Yeni iskelede tadilât yapıldı lisine verilecektir. Yerine konulan yeni Kadıköy iskelesinin açılma resmi yakmda yapılacak tır. Yeni iskelenin üst kısımdaki çıkış yerleri vapurların güvertelerine na zaran çok yüksek kalmıştı. îskele ye rine takıldıktan sonra, buradaki met haller kesilerek alçaltılmış. bu suretle yolculardan bir kısmımn da üst salondan iskeleye çıkmaları imkânı temin olunmuştur. Yeni iskelenin kazinosu henüz ka palıdır. Köprüdeki dükkânları işletmek ve kiraya vermek hakkı Belediyeye aid bulunduğundan, burası yakında Bele diye tarafından kiraya verilecektir. M. Prost bir buçuk ay daha kalacak Birkaç güne kadar şehrimizden ay rılması mukarrer olan eşhircilik mü tehassısı M. Prostun bir buçuk ay daha burada kalması takarrür etmiştir. Mü tehassıs bu müddet zarfında şehir plânının avan projesini bitirmiş olacak tır. Londrada Türk İngiliz ticaret muahedesini hazırlamış olan İktısad Ve kâleti Müsteşarı Faik Kurdoğlu Belçika hükumetile hükumetimiz arasında çıkan ticaret mukavelesinin tatbikına aid ihtilâfları mahallinde tetkik ettikDaha evvel diplomasi yollarile başhten sonra Berline gitmiştir. Bugünler yan, Berlinde ilerliyecek ve Remada tade memleketimize dönecektir. mamlanacak olan müzakerelerin asıl Avusturya reji mümessilleri mevzuunu, Almanya ile İtalyanın, kendi hayatî menfaatlerile alâkadar meselelergitti Avusturya Maliye Müsteşarınm ri de elele yürümek ve birbirlerine yardım yasetinde olarak, tütün rökoltemiz etmek, yani aralarında ciddî ve hakikî hakkında tetkikatta bulunmak üzere bir tesanüd vücude getirmek gibi müştememleketimize gelen Avusturya tütün rek bir gaye teşkil ediyor. rejisi mümessilleri dün Triyeste yolile Yakın zamana kadar bu iki büyük memleketlerine dönmüşlerdir. devlet, rejim tarzlan kardeş olduğu halAvusturya reij heyeti memleketimiz de, politika âleminde başka yollar ve isde bulunduğu müddeteç müstahsil mm tikametler takib ediyorlardı. Şimdi ise takalar,ı gezmişler, tütün mahsulümü rejimlerini ve mevcudiyetlerini tehlikede zün miktar ve evsafı üzerinde tetkikatgördüklerinden birlikte hareket etmek ta bulunmuşlardır. Heyet bu tetkikattan sonra bu sene memleketimizden ne lüzumunu hissetmişler ve aralanndaki miktar ve hangi menşelerden tütün Avusturya ve Orta Avrupa gibi hususî mubayaa edeceğini tesbit etmiştir. A meseleleri tabiî cereyanına bırakmışlar vusturya rejisinin bu seneki mubaya dır. Alman İtalyan yakınhğı, Avrupaatını da bu rejinin memleketimizde da demokrasinin faşist ve komünist gibi mubayaacısı olan Ostror Türk şirketi iki müfrit ve müteaddi cereyan karşı * yapacaktır. sında geriliyerek meydanı boş bırakma • îtalyaya gidecek heyetimiz smdan ve bu iki hareketin, birbirine karşı cephe almış olmasından ileri gelmişİtalya' ile ticaret muahedesini mü zakere etmek üzere Romaya gidecek tir. ticaret heyetimiz bugün Ankaradan şehrimize gelecektir. Heyet yarın Ro maya gidecektir. Bu işle alâkadar ol mak üzere İtalya ticaret ataşesi Romaya gitmiştir. Fransanm Lehistan ve diğer devlet lerle mevcud ittifaklara artık güvenme yip kendi garb hududlannm, şarkta ve Orta Avrupadaki menfaat ve mevkiinin tahkim ve müdafaasında Sovyet ittifa kma bel bağlaması, akabinde Fransız kabinesinin daha ziyade komünistlerin tesiri altında bulunan sol partiler tara * fmdan kurulması, işçi sınıfınm hakimiyetine yol açacak kanunlar' çıkanlması, İspanyada adeta yeni bir Sovyet devleti vücude gelmesi ve Avrupanın her tarafında «Halk Cephesi» namı altında marksizmin şiddetli bir mücadeleye girmiş olması karşısında Almanya ile italya politika sahasmda faşist ittihadı cephesini yaratmak ve her meselede müte sanid bulunmak zarurî olduğu kanaatine gelmişlerdir. Berlindeki müzakerele rin daha arifesinde bu tesanüd kendisini gösterdi. Gerek Almanya, gerek italya yeni Lokarno konferansı hakkında Ingiltereye verdikleri cevablarda, Sovyetle rin garbî Avrupa emniyet işlerine karış tırılmamasmı ve Milletler Cemiyetinin herhangi suretle alâkalandınlmamasmı müttehiden ve kat'î olarak istemislerdir. Mfabsburgların tekrar Avusturya tahtına gelmesi hu^nsunda reyiâma müracaat için verilen karar üzerine, Avusturyanm bütün komşulan, Avustur>anın eski tebaası Slâvlarla Lâtinleri tekrar tabiiyetine alması ihtimaline karşı büyük Almanya ile birleşmesi, ehvenişer olduğuna kanaat hasıl etmişlerdir. Avusturyanın büyük Almanlık camiasına kanşma sı bir gün meselesi olduğundan bunun üzerinde ne Berlinde ne Romada durulacak değildir. tnhisarlar Vekili Ankaraya gitti Şehrimizde bulunan Gümrük ve înhisarlar Vekili Ali Rana Tarhan An karaya dönmüştür. ADLİYEDE Adliyeye ahnacak memurların imtihanı Hamallara verilecek ikramiye KANDEMİR Liman idaresinin bazı hamalları çı kardığıru yazmıştık. Öğrendiğimize göre bu hamalların ekserisi f»zla ihtiyarlık ve hastalıkları, bir kısmı da sicillerinin bozukluğu dolayısile çıkarılmış tır. Maamafih bu hamallara 130 ar lira ikramiye de verilmektedir. Polonya reji müdürü de Liman idaresi, ikramiyelerin tevzii geldi işini Emniyet müdürlüğünden rica et Polonya rejisi müdürü de dün gel miştir. Dün Emniyet müdürlüğünde miştir. Heyet bugün tütün tüccarlarıhamllar toplanmış ve ikramiye alacak nın hazırladığı nümuneleri tetkik edelar tesbit edilmiştir. cektir. Adliyeye almacak memur ve kâtib ler için dün Adliyede imtihan yapıl miştir. İmtihana 50 kişi girmiş ve bunlar evvelâ makine ile yazı yazmaktan imtihan edilmişlerdir. Neticeler iki üç güne kadar belli olacaktır. Bundan sonra Adliyeye alınacak memurların behemehal makine ile yazı yazmaları lâzım geldiği hakkında Ad liye Encümenince bir karar verilmiş tir. Garib bir karar Çekoslovakya hükumeti para düşü şünden mütevellid ithalât tacirlerinin zararlarını gayet garib bir kararla halletmiştir. Neşredilen bir kararnamede hükumet, ithalâtçılara devalüasyondan mütevellid kur farkının mukabil memleketler tüccarmdan istenmesine mü saade etmiştir. ECNEBİ MEHAFİLDE Yeni İtalya ataşemiliteri İtalyanın Ankara elçıliği askerî ata şesi miralay Mannerini dün Loid Tri estinonun Kampidoglio adındaki vapurile İtalyaya gitmiştir. Miralayın yerine İtalyan elçiliği askerî ataşeliğine topçu generali Baglione tayin edilmiştir. Muharrem Feyzi TOGAY.