21 Temmuz 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

21 Temmuz 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURIYET 21 Temmuz 1936 VIYANA DONUŞU Tarihi tefrika:99 M. TURHAN TAN [ Şehir ve Memleket Haberlerij Sabıkalı bir hırsız Yeni ticaret anlasmaları Iuek hırsızları Siyasî İspanyada dahilî harb üfus ve mesahası ve bilhassa Akdeniz havzasındaki mevkiinin ehemmiyeti itibarile bir devleti muazzama olmağa liyakat kesbeden İspanya birkaç senedenberi dahilî vaziyetinde devam eden kararsızlık ve kanşıklık yüzünden Avrupa devletleri arasında nüfuz ve tesirini gösteremiyor. Bilâkis İspanyanm uğnyacağı akıbet bütün devletleri derin endişeler içinde bulun durmaktadır. 1870 teki Fransa Almanya harbinin İspanya meselesinden çıkmış olduğu, bu memleketin Avrupa muvazenesinde ötedenberi nekadar mühim mevkii bulunduğunu hatırlatmağa kâfidir. İspanyadan son gelen haberler burada kanlı bir dahilî harbin başlamış olduğunu bildirmektedir. Başlıca sebebi hükumetin artık partilerin fevkinde bir kuvvet bulmak mahiyetini kaybetmiş olmasıdır. Çünkü son günlerde partizanhk gayreti, memleketin asayişini ve ferdin mal ve car nını koruyan zabıta kuv\ etleri arasına bile girmişti. Si\il muhafızlar denilen İs panpanın başlıca zabıta kuvvetine mensub zabitlerdir ki son vahim hâdiseleri çıkardılar. Bunlardan iki zabitle birkaç nefer İspanyada hükümdarlık taraftarlarınm lideri ve faşistlerin en mühim siması mebus Calvo Soteloyu evinden kaldınp gö türmüşler, yolda öldürmüşler ve cesedinî morga bırakmışlardır. Vaktile bir faşisti öldüren sivil muhafız zabitlerinden birinin muahharen meçhul adamlar tarafmdan öldürülmesinin intikamını almak için ispanyanm en maruf politikacılarından sabık Maliye Nazırı Sotelo öldürlümüştür. İspanyada zabıta kuvvetlerinin öteki beriki partinin tethiş ve icra teşkilâtı haline gelmeleri üzerine, memlekette hiçbir emniyet kalma miştir. Bunun üzerine hükumet büyük hâdiselerin önünü almak için parlamen toyu bir müddet için tatil etti ve memleketin her tarafmda örfî idareyi ilân eyledi. Zaten, İspanyada sol cenah partilerile faşist sayılan sağ partiler arasında her tarafta kanlı çarpışmalar oluyordu. Faşistler Valansiyadaki hükumetin telsiz neş riyat merkezini zaptederek faşist inkılâbı yapılması için halkı ıhtilâl çıkarmağa davet etmişlerdı. Bu hâdise mezkur şehirde ve bu şehrin merkezi olan eyalette büyük taskınhklara ve tahribata sebeb ol! muştu. Bu hâdiselerin akabinde faşistlerin en maruf bir liderinin zabıta memur * lan tarafından kaçınlarak öldürülmesi ikî tarafın kin ve husumetini büsbütün alevlendirmiştir. Hükumet örfî idare ve şiddetli tedbirlerle iki tarafı yatıştıramadığından dahilî harb patlak vermistir. îspanyada ne krallığm kaldınlması, ne de son inrihabda halk cephesi namı altında toplanan sol partilerin ekseriyeti kazanmış olmaları, memleketin işlerini düzeltememiştir. Fransadaki sollar İspanyadaki meslektaşlarını taklid ederek halk cephesi namı altında birleşmek suretile intihabı kazanmışlardı. Fakat intihabdan sonra da bu tesanüdii halk cephesinin müşterek içtimaî ve iktısadî programını tatbik hususunda muhafaza etmislerdi. Sosyalistler, komünistler, sen* dikalistler, anarsistler birbirlerini yediler. Bunların her birinin ayn ayn amele teşkilâtı vardır. Bu teşkilât arasında dahi husumet ve rekabet şiddetle hükmünü sürüyordu. Cumhuriyetin ilânı akabinde sol partilerin vücude getirdikleri kanunu esasî ve diğer kanunlar daha sonra iki sene iktidar mevkiinde kalan sağlar tarafın * dan değiştirilmiştir. Bunlar bir türlü düzeltilemedi. Diğer taraftan da devletirt hazinesi boş olduğundan hükumet amele" yi ve fakir çiftçiyi memnun edecek iş ve teşebbüslere girişemedi. Bu karısıklıktan komünistlerle faşistler istifade ederek kendi diktatörlüklerinl kurmağa fırsat anyorlardı. Nihayet Sotelonun öldürülmesi üzerine faşistler as • * kerî bir isyan çıkardılar. îspanya komünist mi yoksa faşist mi olacaktır? Suall şimdi Avrupa politikacılannın agzında dolaşmakta ve İspanya ahvali derin alâka ile takib edilmektedir. Ayni zamanda Avrupa ve Akdeniz muvazenesinin bo zulmasından ziyadesile korkuluyor. Bir şebekenin muhakeHapisaneden kaçtı; fakat mesine dün başlandı Heybelide yakalandı Kanunî ordularınin mehterhane çalarak güle Bir iktısad heyeti haf taya Mahmudpaşa civarında Bahanm i Hırsızhk suçundan dolayı Bursa hapioynıya çekildiği yerden Kara Mustafa Paşa, pek fabrikasmda yapılan bir hırsızlı Avrupava gidiyor sanesinde bulunan sabıkalı hırsızlardan ğın muhakemesine dün Sultanahmed mehtersiz, atsız, uşaksız çekilmek vaziyetînde idi Kumkapılı Sobacı namıle maruf Mıgır Ankaradan gelen malumata göre, iktr ikinci sulh ceza mahkemesinde bakıl Biri ölü, biri yan diri olarak sah neden çıkanlan iki kardeşin şu hali, ricat etmekte bulunan düşman sol cenahmı kahkari bir inhizama düşürecek kadar mühimdi, düştüğü yerden sıçrıyarak oğlu ile ve kendine kavuşan yoldaşlarile elele verip ileriye doğru yürümeğe ha zırlanan Kara Mehmed de bu neticeyi sezinseyip heyecanlamyordu. Sadırazam ise çoktan zafere iman getinniş bulunu yordu. Bir yandan sehre yapılan bom bardımam şiddetlendiriyor ve bir yan dan bütün atlılarile düşmanı çevirmeğe girişmesi için Kırım Hanma emirler gönderiyordu. Fakat mukadderat onlann sezinsediği şekilde değildi, gün doğumundan öğleye kadar iyi giden harb talihini karaya çevirecek saatler çalmak üzereydi. Kırım Hanı Murad Giray bulunduğu yerden kımıldamamakla, Eflâk ve Buğdan alayları bariz bir kayidsizlik içinde düşmana karşı dostluklarını hissettirmekle bu saatlerin hululünü hızlandırdıklan gibi Leh Kralı Jan Sobyeskinin mahir bir hamlesi de mukadder olan felâketi tarihin huzuruna çıkarttı. Kral, bütün Türk ordusunun gözü Kalenberg sırtlanna çevrildiği bir sırada Dömbach ormanından yürüyüşe geçmiş ve umumî karargâhı hedef tutarak ilerlemeğe başlamıştı. O za mana kadar harbe girmemiş olan Fran sızlarla Bavyeralılar da dinc dinc Jan Sobyeskiye iltihak ederek Türk ordusuTiun merkezini tarümar etmeğe koşuyorlardı. 1683 yılınm 12 eylulünde ve öğleden sonra saat ikide başhyan bu sert taarruz daha ilk dakikasında büyük bir kargaşalığa sebebiyet verdi. Umumî karargâh etrafındaki manavlar, çapulcular ellerindeki malları kurtarmak kaygusile kaçışmaya başladıkları gibi Kalenberg önünde bulunan fırkalardan çoğu da geride ve çadırlarda bıraktıklan esirleri, kumaşlan, gümüş ve altm esyayı düşmana kaptırmamak için yerlerini bırakıp oraya koşmaya koyulmuşlardı. ' Düşman sol cenahmı tepeye püskürten yiğitler arasında da ayni düşünceye kapılan kötü unsurlar vardı, onlar da harbi bırakıp geri dönüyorlardı. Jan Sobyeski, karargâhı muhafaza e den kuvvetlerle boğaz boğaza savaş yaparken berideki ordu çözülüyor ve tepedeki düşman fırkalan kendilerini toplaraaya fırsat bulup çarkıfeleklerini kal kan gibi kullanarak yenibaştan hücuma kalkıyordu. Nemselilerle müttefiklerinin lehine olan birşey de top ve tüfek ateşini iyi idare etmiş olmalandır. Maymuncuklu tabir olunan şahi toplarm güllelerini kurşun gibi sık ve tüfek kurşunlarını da yağmur sanılacak derecede bol kullanıyorlardı. Bu karışık ve acıklı vaziyette ilkin daflllan Budin Valisi İbrahim Pasanın fırkası oldu, ardından Tatar Hanı ile bir cenahta bulunan Sarı Hüseyin Pasa kolordusu dağıldı. Yalnız Kara Mustafa Pasa, bulunduğu yerde sebat ediyordu ve Kara Mehmed Paşa ile iki adaşı, üç beş bin Türk onun etrafında toplanarak ölümü bekliyorlardı. Düşman, zafer kuşunun kanadlarmı çırpa çırpa kendi başlan üzerinde dolaştığını görerek büsbütün şevke gelmişlerdi, sağdan soldan ve merkezden ilerliyorlardı. Kara Mustafa Paşa, bu vaziyette karargâha doğru çekilmek zaruretini duydu, yüreği elem ve gözleri matem içinde büyük sancağı kaldırdı, otağma geldi. Son kozu orada oynamak ve düşmanIa ölünciye kadar çarpışmak azmindeydi. Metrislerde boş yere bıraktığı askerin kendine yâr olması halinde bir şeyler yapabileceğini umuyordu. Fakat Jan Sobyeskinin askerlerinden bir kısmı, Viyananın bütün muhasara sırasında açık kalan tek kapısmdan içeri girmişler, şehrin (1) kurtuluşunu tamamlamışlardı. Buna karşı metrislerdeki Osmanlı askerlerinden çoğu manavlara, çapulculara uyup gerilere dağılmışlardı. Sadırazamın başında pek az bir kuvvet vardı. Uç Kara Mehmed de otağın önünde çömelmişlerdi, sessiz sessiz ağlaşıyorlardı. Küçük, kabına sığamıyacak kadar ıstırab taşıyordu. Kaçan düşmanm kendilerini kaçırmış olmasını ve hele babasmm tepeden geri dönmeğe zorlanmasmı bir türlü havsalasına sığdıramıyordu. Dar madağın olan ordu ona, rüyada sevile sevile temaşa olunan bir şehrin ansızın yıkılması gibi elemli bir hayret veriyordu ve bu yıkılmış şehri yenibaştan kuramamak aczinden sonsuz bir eza duyuyordu. Bir aralık babası ona gamlı gamlı baktı: Tepede, dedi, ayağım sürçüp de Nemseli kumandanı öldüremeyince bir uğursuzluğa uğradığımı sezmiştim. Keş ki orada ayağım sürçeceğine başım dü şeydi de şu hali görmeseydim?. Kara Mehmed Paşa, sırma kenarlı yağlığını yara izlerile süslü alnından geçirerek ve arkalannda dimdik duran Bülbül Hatunu göstererek cevab verdi: Sen ölseydin bu eksik etek düşman eline düşerdi. Sen varsın, oğlum var. Elbette bir kadını korurdunuz. Bizim sağ kalacağımız belli de ğildi. Nereye baksak ecelin soğuk yüzünü görüyorduk. Soğuk değil, sıcak. Elimden gelse yüreğimi açıp o yüzü içime geçiririm. Varsın, Bülbül bir dahi dul kalsın. Karargâha doğru yürüyen düşman o sırada kendini karşılıyanlan püskürtmüş, çadırlara kadar gelmişti. Biraz sonra Sadırazamın otağına ulasacak gibi görü nüyordu. Üç Kara Mehmed, durumun inceliğini kavnyarak yerlerinden fırladılar, palalarına sanldılar, ileriye doğru atıldılar. Bülbül de beraberdi, düğüne gider gibi şevkle nikâhlısını takib ediyordu. lArkası var] diç, bundan bir müddet evvel hapisaneden kaçmağa muvaffak olmuştu. Mah kumun hapisaneden kaçtığını haber alan Bursa polisi bütün vilâyet emniyet mü dürlüklerini bir telgrafla keyfiyetten haberdar etmiş ve hırsızın resimlerini de her tarafa yollamıştı. Istanbul Emniyet Müdürlüğü ikinci şube cinayet masası memurları tahkikata başlamışlar ve hırsızın şehrimize gelerek Heybeliadadaki plâjda çalıştığını tesbit etmişlerdir. Dün sabah cinayet masası komiserle rinden Alişan yanına memurlannı almış ve Heybeliadaya gitmişler ve tertibat aldıktan sonra plâja girmişlerdir. Memurlar, hırsız Mıgırdiçi plâjda müşterileıe su götürürken yakalamışlar ve ismini sormuslardır. Mıgırdiç soğukkanlı bir tavırla: Baylar, yanılıyorsunuz. Benim adım Serkistir, demiştir. Memurlar mabkuma fotoğrafını çıkartıp gösterince sabıkalının dili tutulmuş ve kekeliye kekeliye: « Aman, kimse benim hapisane kaçkmı bir hırsız olduğumu duymasın. Evet, ben Mıgırdiçim.» demiştir. Memurlar hırsızı vapura bindirmisler ve dün öğleden sonra Müddeiumumiliğe teslim etmişlerdir. sadcılardan mürekkeb bir heyet cumar tesi günü, Ankaradan Avrupaya müte veccihen hareket edecektir. Heyetimizin gideceği yerler arasında Lâhey, Paris, Londra ve Berlin vardır. Heyetimizin bu seyahatinde İngiltere ile yeni esaslara dayanan bir ticaret ve klering anlaşması yapılacaktır. Diğer memleketlerle de ayrı anlaşmalar yapılması mevzuu bahistir. Heyete İktısad Vekâleti Müsteşarı Faik Kurdoğlunun riyaset etmesi çok muhtemeldir. Türkofis İngiltere masası şefi Talha ile hariciye ve Merkez Bankası şeflerinden bazıları da bu heyete dahıl bulunmaktadır. ttalya ile yeni bir anlaşma ' yapılacak îtalya ile aramızdaki ticaret anlaşmasının müddeti bittiğinden dün sabahtan itibaren İtalyan eşyasına, aramızda muahede olmıyan memleketlere tatbik edi len muamele yapılmağa başlanmıştır. Yani, bundan sonra îtalya memleketimize ancak ihracat'mukabilinde ithalât yapabilecek ve bunların bedeli Merkez Ban kasında bloke kalacaktır. Dün aldığımız mevsuk bir habere göre, îtalyan ticaret umum müdürii, yeni bir anlaşma yapmak için Ankaraya gelmek üzeredir. Bu anlaşmanın mahiyet itiba rile diğerinin bir devamı mahiyetinde olacağı tahmin edilmektedir. Yalnız yeni klering esasının tarafeynin muvafakati takdirinde ithalât ve ihracat esasını ihtiva edeceği de söylenmektedir. miştir. Suçlular fabrikada işçilik ya pan Bahriye ile anası Sıdıka, Çarşıiçinde manifaturacı Hasan ve Ahmeddir. Bahriye fabrikadan ipek çalmak; anası Sıdıka bunları çarşıya götürüp satmak; Hasanla Ahmed de çahnan ipekleri satın almaktan suçludurlar. Fab rıka sahibi Bahanın iddiasma nazaran fabrikadan muhtelif zamanlarda ça lınan ipeklerin miktan bin lira tut maktadır. Bundan on beş gün kadar evvel gece çalışan işçiler, sabah saat beşte fabrikadan çıkarlarken muaye neye tâbi tutulmuşlardır. İşçilerle beraber Bahriyenin de üzeri arandığı zaman birşey çıkmamıştır. Fakat Bah riyenin; içinde yemek getirip götür düğü kilidli el çantası açılmca içinden iki buçuk kilo kadar çile halinde ipek çıkmıştır. Çantanın kırılarak açılması sırasında Bahriye ortadan kaybolmuştur. Bu suretle meydana çıkan hırsızhk bundan evvelkilerin de Bahriye tarafından yapıldığı şüphesini uyandırmış, fakat, bu cihet tesbit olunamamıştır. Bahriye, kendisine isnad edilen suçu tamamile inkâr etmekte, çanta açıldığı sırada kendLsinin orada hazır bulunmadığını söylemekte ve bunu bir düşmanlığa atfetmektedir. Bahriyenin yetmiş yaşındaki anası Sıdıka ise birkaç defa çile halinde Çarşıiçine ipek götürüp sattığını, mukabilinde beher seferinde altmışla seksen kuruş ara sında para aldığını itiraf etmektedir. ADLÎYEDE Hasanla Ahmede gelince, bunlar da Kartal Belediye tahsildarıhırsızhk mal almadıklarını söylemektedirler. Mahkemece daha bazı şahid nın muhakemesi lerin çağırılmasına lüzum görüldüğü Yeni anlaşmanın müddeti bir sene o için duruşma başka güne bırakılmış Makbuzların dip koçanlarında tahrifat yaparak zimmetine 7900 lira geçir lacaktır. tır. mekten suçlu Kartal Belediyesi tahsildaIspanyanın verdiği yumurta ŞEHİR tŞLERl n Veysinin muhakemesine dün üçüncü kontenjanı ceza mahkemesinde bakılmış ve bu huIspanya hükumetinin memleketimiz Caddelerin sağ tarafmdan sustaki ehli vükuf raporu okunmuştur. için yeni yumurta kontenjanı verdiğini yürünecek Raporda zimmete geçen paranın 7900 yazmıştık. Dün gelen resmî malumata Sokaklarda yürüyenlerin daima sağ lira olduğu, yalnız bunun yedi yüz otuz göre bu kontenjan miktan 10,000 ken tarafı takib etmeleri hakkında Belediyeiki lirasının sonradan Hazineye iade etaldir. ce bir talimatname hazırlandığı yazılmışdıldiği bildirılmektedir. Suçlu ehli vukuf tspanyadaki grev dolayısile vapurlar tı. Dünden itibaren bu talimatnamenin raporuna itiraz ederek ancak dört yüz lira arasında bir parayı zimmetine geçir dan çıkarılamıyjm Türk yumurtaları, İs tatbikma başlanmıştır. Yalnız, halk, dadiğini, iddia edildiği gibi 7900 lira zim panyol hükumeti memleketimize karşı bir ima cadde veya sokağın sağ tarafını tameti olmadığını, sonradan iade edilmiş cemile göstererek îspanyol askerlerine kibe alışkın olmadığından talimatname yedi yüz otuz iki lira da bulunmadığını tahliye ettirilmiş ve mağazalara teslim o yi şimdiden tamamen tatbik ederek riayet etmiyenleri cezalandırmak mümkün söylemiştir. Bu cihetin Hazineden sorul lunmuştur. olamıyacaktır. Bunun için talimatname masına karar verilerek dava başka günin tatbiki tedrici olacaktır. Bunun için ne bırakılmıştır. de bu maksadla Köprünün her iki taraDemir çalan sabıkalı fına birer memur konulmuştur. Bu metevkif edildi murlar gelip geçenlere daima caddenin sağ tarafını takib etmelerini ihtar edecekSirkecide Bâkinin ardiyesinden de lerdir. mir çalmakla suçlu sabıkalı Mazhar ya Bir is t i f a (1) Viyananın butün kapılan Türk hücıunu başlar başlamaz örulmuş ve yalnız Stubeuthor kapısı açık bırakılmıstı. Yardımcı ordunun halâs müjdelıyen alayları bu kapıdan sehre girdiler. M. T. T. Mısırlı talebelerin dünkü ziyaretleri kalanarak Müddeiumumiliğe verilmiş ve Sultanahmed ikinci sulh ceza mahkemeTürk Spor Kurusinde dün sorgusu yapılmıştır. Suçlu; evmu başkanı Gene velki akşam sarhos olduğunu; ne yaptıHikmet ğını bilmediğini söylemiştir. Mahkeme, ral Ali Ayerdemin bu va f Mazharın tevkifine karar vermistir. zifeden istifa etti ! TAPU VE KADASTRODA ğini haber aldık. General Ali HikTapuya alınacak memurlar met Hamburg şehTapu ldaresine alınacak memurların rinde yapılacak fesimtihanları dün yapılmıştır. Tapu İdaretivallerde, Türki sine alınacak 8 memura mukabil mü ye namına hazır racaat edenlerin adedi 22 yi bulmuştur. bulunmak üzere, General Ali HikBunlardan muvaffak olanların adedi sedünkü sporcu ka met Ayerdem kizi tecavüz ederse aralannda kur'a çe filesüe Almanvava hareket etmiştir. kilecektir. Kur'ada kazanamıyanlar ileride münhal olduğu takdirde tercihan KÜLTÜR tŞLERt alınacaklardır. Türk Spor Kurumu Başkanı General Ali Hikmet çekildi tstanbulun resimleri aldırılıyor Belediye, yakında îstanbulun hava dan resimlerini aldıracaktır. Bu resimier kısım kısım olacak, sonra birbirine eklenerek büyük bir resim meydana getirilecektir. Belediye gerek bu resimleri yapmak ve gerekse muhafaza etmek için Nuruosmaniyede, Şeref sokağında bir bina tutmuştur. Resimier burada hazırlandıktan sonra şehir plânını yapacak olan Prusta gönderilecektir^ Tıbbî tetkikat Üniversite Dişçi Fakültesi doçentle rinden Pertev Ata meslekî tetkiklerde bulunmak üzere merkezî Avrupada bir seyahate çıkmıstır. General Seyfi, bugün Gülcemal va purile Trabzona hareket edecektir. Doğu vilâyetlerimizde ve hududda bir tetkik seyahati yapacak olan Muhafaza Kumandanı oradan Ankaraya dönecektir. Lise kampları dünden itibaren bit miştir. Ancak kampa devam ederek kamp imtihanında da muvaffak olan gencler, Muhafaza Umum Kumandanı Ge neral Seyfi şehrimize gelmiştir. General liseyi bitirme imtihanlarına girmek hakSeyfi, dün Istanbul Gümrük Muhafaza kmı haiz olacaklardır. Basmüdürlüğüne giderek orada meşgul San'at mekteblerinde açılaolmustur. cak ihzarî smıflar Mevcud san'at mekteblerinde ikişer ihzarî smıf açılması kararlaştırılmıştır. Lise ve orta mekteb mezunlarınm almacağı bu smıflarda tahsillerini ikmal edenler, san'at mekteblerinde muallimlik et tirilmek üzere Ankarada îsmet Paşa Kâğıd resimleri arttıktan Enstitüsüne gönderilecekler ve buradaki tahsillerini de bitirdikten sonra mualsonra Kâğıd resimlerinin bir emirle fazlalaş limliklere tayin edileceklerdir. MÜTEFERRİK tırılmasına dair Istanbul Gümrük Baş müdürlüğünün yaptığı itiraza henüz bir Büyük Millet Meclisi reisi cevab gelmemiştir. Dün gelen malumata Kamutay Reisi Abdülhalik Renda göre, bu itirazı Gümrük Vekâleti de yedün Tarabyadan Perapalas oteline in rinde görmüş ve emriveren İktısad Vekâletine vaziyeti bildirmiştir. îktısad Ve miştir. Millî Saraylar Müdürü Sezai kâleti bu hususta tetkikatta bulunmakta öğleden sonra Meclis Reisini ziyaret etdır. Simdilik adî gazete kâğıdlanndan miştir. 3,75 kuruş gümrük resmi ve 5,20 kuruş Kahve şirketi yıllık toplantısı depozito alınmasmda devam olunmaktaBrezilya Kahvesi Türk Anonim Şirdır. ketinin dün Dördüncü Vakıf Handaki Yeni vaziyetler birinci hamur kâğıdla merkezinde yıllık fevkalâde toplantısı rın gümrük resmi de 9 kuruştan 12 ku yapılmıştır. Dünkü toplantıda müddetleruşa, sargılık kâğıdlann da 6,5 kuruştan ri biten idare heyeti azalannm yerine ye10 kuruşa çıkanlmıştır. nileri seçilmiştir. GÜMRÜKLERDE Gümrük muhafaza kumandanı geldi Lise kampını bitiren gencler POLÎSTE BİR AMELE NİŞANLISINI YARA LADI Dün sabah, Kasımpaşada bir amele nişanlısı olan on beş yaşında bir kızı jiletle yaralamıştır. Kasımpaşada Tekkeçıkmazında oturan tütün amele sinden 15 yaşmda Yusuf kızı Demiri bundan bir müddet evvel tütün amelesinden Ali sevmiş ve kızla nişanlanmıştır. Nişanlılar bir müddet sonra bozuşmuşlar ve sık sık kavga etmeğe başlamışlar dır. Dün sabah, Ali işine giderken yolda nişanlısmı görmüş, bir bahane bularak kızla tekrar kavgaya başlamıştır. Kızcağız, bu hale artık tahammül edemiyeceğini söyleyince Ali kızmış ve cebinden çıkardığı jiletle nişanlısını iki yerinden tehlikeli surette yaralamıştır. Yaralı Beyoğlu hastanesine kaldırümış, suçlu yakalanmıştır. ASANSÖRDEN YARALANAN ÇO CUK Türbede Piyerloti caddesinde İstanbul apartımanında oturan Nermi ne dün bir ahbabı çocuğile misafir gelmiştir. Misafirin beş yaşındaki oğlu Osman bir aralık kapıyı açarak dışarı çıkmış ve merdivenlerin yanında oynarken yukan kata çıkmakta olan asansörle parmaklıklar arasına sıkışarak yaralanmıştır. Küçük yaralı Etfal hastanesine kal dırılmıştır. Birkaç gündenberi şehrimizde bulun makta olan Mısırlı Üniversiteliler şerefine dün Tarabyada Tokatlıyan otelinde Belediye tarafmdan bir öğle ziyafeti verilmiştir. Mısırlı genclerle diğer davetliler, Turing Kulüb tarafmdan kiralanan Şirketihayriyenin 72 numarah vapurile Tarabyaya gitmişlerdir. Çok samimî bir «urette geçen ziyafete, Belediye Reis muavini Ekrem Sevencanm nutkile başlanmıştır. Ekrem Sevencan bu nutkunda Mısırlılarla Türkler arasında ezelî ve samimî münasebetlerden bahsetmiştir. Bundan sonra Mısırlı genclerle bera ber şehrimize gelmiş bulunan profesör Mahgup Sabit tarafından arabca bir nutuk söylenmiştir. Profesör, bu nutkunda her iki millet arasrndaki dostluğu tebarüz ettirmiştir. Misafir talebelerden bir genc de heı iki millet gencleri arasında sarsılmaz dostluk tesisini temenni etmiştir. Saat 3 te gene ayni vapurla Boğazda bir gezinti yapılmış ve oradan Büyükadaya gidilmiştir. Mısırlı gencler geç vakte kadar Büyükadada eğlenmisler ve saat ona doğru misafir bulundukları Galatasaray Lisesine dönmüşlerdir. Muharrem Feyzi Togay Cumhuriyet Nüshası 5 Kurnstnr şeraiti» JTurkiyc tf» w> Haric Setıeük 1400 Kr. Altı ayl.k 750 Ûç aylık 400 6ir aylık 150 1700 Kr. 14S0 600 yoklur

Bu sayıdan diğer sayfalar: