Cumhuriyet 20Mavisr35 İki senedir açılmıyan kapı Ş * Tarihten yapraklar Dünya Ekonomi darhğı na yeniden çare aranıyor Uluslar Cemiyeti ekonomi kongresi toplandı, genel durumu tetkik ediyor Uluslar Cemiyetinin 42 nci Eko nomi kongresi toplanmıştır. Bu defaki toplannda en fazla beynelmilel ekonomi münasebetlerin ıslahı çareleri aranaeaknr. Bu kongrenin bundan evvelki toplantısı sonunda bu tnesele için gayet teferrüath bir Iâyiha hazırlan masına karar verilmişti. Fakat ondan »onra beynelmilel ekonomi vaziyetleri bilhassa para meselelerinde daha zi yade fenalaşmış bulunuyor. Kongrenin mesgul olacağk mühim şeylerden başlıcası Endüstriel metnle ketlerde ziraatin, ziraat memleketle rinde endüstrinin himayesi meselesidir. Bunun için muhtelif memleketlere mensub birçok üyeler tarafından verilmiş raporlar vardır. Raoorlan verenler hem kendi memleketlerinin vaziyet lerini. hem de umumî vaziyetleri tetkik etmişlerdir. Bu meseleden başka muh telit heyetin arsmlusal takas ve mübadeleler için hazırladığı tetkik raporlan da müzakere edilecektir. Kongrenin tetkik edeceği meseleler arasmda beynelmilel ekonomik mühim bir âmili olarak telâkki edilen turizm de vardır. Bu meselenin evvelki kongrede müzakeresinde hükumetlerin beynelmilel bir turizm itilâfı yapmak arzusunda bu lunup bulunmadıklannm istimzacına karar verilmisti. Buna dair gelen ce vablar görüşülecektir. Keza ticarî propagandalan kolaylaştırmak için yapılması tasavvur edilen beynelmilel bir uzlaşma hakkında bazı devletler tarafından yapılan itirazlar da tetkik edilecektir. Bunlardan başka kongre maden körnürü muadelesini, et ihracat ve ithalât mesel«sini, buğday, şeker, kereste ve madenler ftfbi şeylerin istihsal ve sahşlannın tanzimi işlerile de meşgul olacaktır. Beynelmilel Ziraat Enstitüsünün teklifi üzerine ekin tarlalanna, ormanla ra musallat olan mikroblar ve hasta lıklara karşı yapılacak mücadele için mütehassıs bir heyetin toplanmasına kongrece karar verilecektir. Son alınan haberlere göre kongre zürram himayesi meselesi için maruf îngiliz ekonomisti Sir Frederiç Leithin verdiği raporu tetkik etmiştir. îngiliz ekonomisti raporunda şimdiki himaye usullerini gayet şiddetli bir surette tenkid ve bu usulJerin bütün dünyayı iflâsa götürmekte olduğunda ısrar ederek ziraî mevad istihsalinin yavaş ya vaş azaltılması, himaye usulünün Genel harbdden evvelki şekle getirilmesi elzem olduğunu söylemektedir. e havzasmda tütün vazîyetî 2506 sayılı kanunun faydaları görülüyor " Turgudlu (Hususî) Geçen yü yetişen tütünlerin iyi ve çiftçinin yüzünü güldürür bir şekilde satüması tütünqüleri bu sene fazla bir ekim hazırlığına sevkettL Bütün Ege mmta kasında geniş bir tütün işcenliği göze çarpıyor. Birkaç yüdanberi Inhi sarlar İdaresinin tütün alım ve sa tımında nâzımlık rolünü oynama sı tütüncülüğü canlandıracak verim ler ve sonuclar elde edilmesine ya ramıştır. Hele 1934 yüında açüan piyasada idarenin dereceler üzerinde göze çarpacak kertede yüksek fiat vermesi tütün ekicüiğini temelinden kurtarmıştır. Bu yü bu havzada geregı bir çalış ma vardır. Tahminlere göre geçen yıla bakarak bu yü yüzde kırk kadar bir artıklüc vardır. Bu gidişle bu yıl Ege havzasının tütün miktarı 17 18 müyon küoyu tutması ihtimal de geresinde (daire) dir. Alıcı elindeki stok mallar azalmış olduğuna göre bu yü yetişecek tütünler geçen yü gibi alıcı bulursa gerçekten halkın yü zü gülecektir. Ayni zamanda yetiş mekte olan fidanlarda hiç hastauk olmadığını, fidelerin pek temiz bu lunduğunu fen işyarlarından öğren dim. Bu da tütünlerin çok iyi kalitede elde edilmesine yardım edecektir. 2506 sayüı kanunun 2 ve 3 üncü maddelerine göre ekici sattığı tütünlerin iskarta ve iskontoya tâbi olmı yarak teslim etmeaine göre bu kanunun ekiciye ne dereceye kadar faydalı olduğu küçük bir araştırma ile mey dana çıkar. Bu yasaya göre gerek a lıcı ve gerekse satıcı hukukunu si • gorta etmiş oluyor. Bu yasaya göre ekici, tütün kum panyalannm keyfî hareketlerine hedef olmadığı kadar ekicinin herhangi bir ahlâki düşkünlükla yapacağı kötü hareketinin de öniine geçilmiş oluyor. Şu halda bu yasa, gerek alı cıyı ve gerekse satıcıyı ahlâk ve meslek kaidelerine uymalan için nefis lerini murakabeye davet ediyor. Vüâyet Konağının Soğukçeşme tarafında bir kapısı vardır. Bu kapı iki senedenberi yüolacak diyerek tamir olunacağı bahanesile kapah durmaktadır. Beyoğlu, Sirkeci taraflanndan burada işi olup gelen halk bu kapı nm kapalı kalması yüzünden yazın sıcakta, kışın soğuklarda iki yokuş çıkarak Emniyet Müdürlüğü kapı smdan girmeğe mecbur tutulmakta dır. Hazinei evrakı tetkike gelen saylavlar ve diğer meraklı zevat ve hatta Vüâyet Konağını görmeğe gelen seyyahlar hergün bu azabı çek mektedir. Doğru ise Müze Idaresine tahsisat gelmiş, fakat daha lüzumlu görülen yere sarfedilmiş. Geçen gün Vüâyet Konağını görmeğe gelen seyyahlar bu kapının iç tarafının açü maması için arkasma polis kulübesi konmuş kısmınm bahçeden fotoğrafmı alıyorlardı. .Pek çirkin birşey değil mi? Lutfen bu cihetin neşrini ve Müze tdaresinin nazan dikkatinin celbini rica eder, saygılanmı suna rım.» "Yıldız,, dan yıldızı ışık alan çoban Müthiş tipide Sıvas köylerinden, bir halayığın kardeşi çoban Edamel Beyefendi fermanla aranıyordu! DOĞAN GÖRÜR İdare âmirleri (Betş tarafı birinci sahi/ede) dan başka bir kısım valilikler de ve kâleten idare edilmektedir. Yeni tayinler arasında Edirne va lisi özdemir Salimin Çanakkale va'liliğine, Trakya ikinci müfettişi umumilik asayis şubesi müdürü Osmanm Edirne valiliğine, İç îşleri Bakanhğı idarei umumiyei vilâyat müdürü Sabri nin Trakya müfettişliği başmüşavirli srine, onun yerine Kocaeli valisi Faiğin, Kocaeline de Istanbul Emniyet işleri müdürü Fehminin, Istanbul Emniyet müdürlüğüne Ankara Emniyet mü dürü Salihin, onun yerine de Emniyet işleri umum müdürlüğü şube müdürle rinden Faigin getirilecekleri, Trabzon valisi Rifatin müddetini doldurduğu cihetle tekaüd edileceği söylenmektedir. İç İşleri müsteşan Vehbinin birinci umum müfettişliğe tayini söylcnmijti. Bu tayin şimdilik geri kalmışar. Hâmidin kıyılannda earîy ytkatarak eğlendiği Yildtz havuzandan bir gSrunüf Zorlu bir kış gunü idi. Orta Anadolunun dağlan beyaz birer ehrama dönmüştü. Ovalar kardan yapılma kalın birer mantoya bürünmüştu. Hiç durmıyan ü'piler o ehramlara gün başına çoğalan bir yükseliş, o ovalara da uçar konar ve konar uçar benekler i}liyordu. Güneş. günlerce görünmüyordu. Gökyüzü yekpare bir bulutu andınyordu ve bu büyük buluttan boyuna kar dökülüyordu. Dereler, donuk bir hayret içrâde dilsizleşmişlerdi. artık ezelî nağmelerini buzla örtülu goğüslerinde saklıyorlardı. Kuşlar, çoktan birer görünmez köşeye sinmişlerdi. şarkılannı kesmişlerdi. Bu dekor içinde konuşan yalnız rüzgârdı, tipilerin cilvelerini seyreden de yalnız kurtlardı. Anadolunun birçok yerlerinde postalar işlemiyordu, telgraf muhaberesi de aksaktı. Sert rüzgârlar direkleri deviriyordu. telleri söküp abyordu. bir yerden bîr yere haber uçurmak enikonu hnkânsızdı. Işte böyle bir sırada ve bu sayılı kara kış günlerinin birinde Sıvas valisi Reşid Akif Paşaya Yıldız sarayından bir telgraf geldi. Şifre yazılan bu telgrafın üstünde «gayet mahremdir ve gayet aceledir» işareti vardı, altında da Mabeyin başkâtibi Tahsin Paşanın imzası bulunuyordu. Şifreli telgraflar zaten mahrem demekken bu telgrafın üzerine aynca öyle bir işaret konulması Reşid Akif Paşanın dikkatini oynatu, telâşını tepretti ve hemen kâtibini çağırtarak kendi gözü önünde jifreyi açtırtu. Imparatorluğun en yüksek ve o nisbette de korkunc idare merkezinden, İkinci Abdülhamidin sarayından gelen bu telgrafnamede şu satırlar vardı: «Çamurlu eşra» fından Edamel Beyefendinin hemen buldurularak ve hürmet gösterilerek lstanbula gönderilmesi, yola çıkugı • nın bildirilmesi ferman buyurulmuş • hır.» Kâtib sesini çıkarmadise de vali dayanamadı: H a y Allah belâsmı venm, ben de hayırlı bir haber sandım. Meğer gene saray dalaveresiymiş! Fakat kayidsiz kalamadı ve kala mazdı. Padişahuı istediği adamı hemen buldurmak, ikramlar ve saygılar içinde yola çıkarmak lâzundı, y o b a sürgüne kadar gidilirdi. İyi ama çamurlu ne resi idi? N e Sıvas valisi, ne kâtibi bu isimde bir köy bilmiyorlardı. O tarihte bir milyondan fazla nüfusu ve bir» kaç bin köyü olan Srvas vüâyetinin bütün köylerini adlarile bellemek müm kün de değıldi. Bu yüzden Vali Paşa, sorup araştırmağa koyuldu, Çamurlunun Yenihan kazası koylefinden biri olduğunu öğrendi, padişahuı iradesini o kaza kaymakamına teblig etti. Lâkin endişe içindeydi. Çünkü o fırnnah günlerde Edamel Beyefendi denilen zatın köyden kaza merkezine, oradan Sıvasa, Sıvastan lstanbula gönderilmesi çok gücdü. Kim olduğu he nüz bilinmiyen bu kıymetli adamın bir b'piye rutulup boğulması, soguktan donması, kurdlar elinde parçalanması ih • timali de vardı. Halbuki Mabeyin başkâtibi boyuna telgraf çekiyordu, Edamel Beyefendinin yola çıkıp çıkmadıgını soruyordu. Bu sıkı sorgular, bu telâşlar o adamın sarayca pek gözde tutulduğunu ispat ediyordu. Vali Paşa, Mabeyni kızdırmamak için «yazdık, çagırdık, gelince hemen yola çıkaracagız, size de bildireceğiz» filân gibi cevablar yetiştirmekle beraber içjn için üzülüyordu, Bu sırada Yenihan kaymakamîığmdan bir telgraf geldi, Edamelin o ka* zaya bağlı olan Çamurlu köyünde bulundurmadığı, olsa olsa Aziziye kazasmdaki Çamurlu köyünde bulunabileceği bildirildL Aziziye, Sryastan otuz saat uzakta idi. Çamurlu da kasabaya bir günlük yolda ise beyefendinin bulunup getirilmesi yollann karla örtülü bulunması da hesaba kablmak şartile en aşağı on günlük bir işti. Yıldız sarayının nezaket bilmez telgraf makineleri bu müddet içinde Sıvas vilâvet makamma kimbilir neler püskürecek lerdi? Bununla beraber Raşid Akif Paşa, Aziziye katymakamını sıkışnrdı, ne yapıp yapıp Edamel Beyi Srvasa gön dermesini istedi. Arok vilâyetin en büyük işi, bu beyefendi meselesi olmuştu. Vali onu düşünüyor, resmî muhaberelerin yüzde seksenini ona aid yarılar teşkil ediyordu. Büyük küçük memurlar arasmda da söz dingfli hep oydu, başka birşey konuşulmuyor gjbiydi. Maslahann mahjemliği filân kalmamışo. Herkes hünkânn «Edamel Be yefendi» adlı birini sıkı sıkıya arattınp beklediğini biliyordu. Yalnız bu adamın kim ve neci olduğunu bilen yoktu. Nihayet Aziziyeden ilk müjdeli telgraf geldi, Edamelin Çamurludan getirilip Sıvasa doğru yola çıkanldığı anlaşıldı. Şimdi Reşid Akif Paşanın gözü yollarda idi, muhterem Edamel Beyin vüâyet merkf'ae şeref vereceği günü iple çekiyoroj. Bir gece, soğuk bir gece yatsıya dog» ru vali konağının önünde birçok at gürültüsü duyuldu, uşaklar birbirine girdi ve habercinin biri sözünü bitirmeden öbürü Reşid Akif Paşanın yanına çıkarak heyecan içinde ayni müjdeyi haykırdı: Edamel geldi!. Vali, çok ağırbaşh ve taşıdığı değere değer verdirmeyi bilir bir vezir ol» makla beraber padişahın sevgi gösterdiği bu adamı kapısmdan karşılama yı bir borc ve bir vazife saydı, bıyıgım kıvır^ı, sakalma düzen verdi, yerinden kalkü, kapıya doğru yürüdü. O vakte kadar Edamel Beyefendi de yaver lerle, kâtiblerle, uşaklarla dörtyanı çevrili olarak yukan çıkmışb. Reşid Akif Paşa, Yıldız sarayınca büyük bir alâka ve büyük bir telâşla araşbnlıp istenilen adamın yırhk çankIı, eski kalpaklı, baştanbaşa kirli bir at uşağı olduğunu görünce irkildi: İyi. çok iyi, dedi, götürün, aşağıda dinlensin. Sonra hemen yollarsn Evet, bu bir çobandı. Fâkat aîtmış yaşuu atlatmış olan Abdülhamide yeni baştan babalık zevki verebilen bir halayığın kardeşi idi. Şimdi o zevkin sarhoşluğile saraya çağınlryordu. Yıldızı Yıldız sarayından ışık alarak ansızm parlayıveren bu çobanm uzun yıllar sırmalar ve Iâsu'k tekerlekli arabalarla dolaşnğını söylemeğe lüzuffl gönnüyoruz. Inegölde korunan ve giydirilen yavrular Giiniin bulmacası 1 î îspanya ile mukavele imzalanıyor tnegSl «Huratt muhabirimizden» Merkez mektebinin çalış kan himaye heyeti 23 nisan bayramında 30 çocuga elbite giydir • mifti. Himaye heyeti, tnegöl Çocuk Esirgeme Kurumu yemek yedirdiği çocuklardan başka 15 çocuga daha sıcak yemek vermek tedir. Hcr ay bunların iaıesini hamiyetli bir sat almıştır. Gönder diğim retim bu çocuklan gene ayni himaye heyeti tarafından giydirilip yemek yerken göstermektedir. Îspanya ile yeni bir u'caret andlaşması yapmak üzere devam eden müzakere yakında bitecek ve muahede Ankarada Îspanya sefirile Ekonomi Bakanı arasında imzalanacaknr. Madridden gelen haberlere gore yeni müzakereler neticesinde lspanya bu yıl yumurtalanmız için geniş miktarda kontenjan ayıracaktır. • • 4 5 •• • • « • • •• 1 • • • • • 10 • 2 s • 1 • 10 t Soldan sağa: 1 Çocuk dünyaya getirme, kar nında çocuğu olan kadın. 2 Fikir, insan yavrusu. 3 Fikirleri birbirine çok uyan arkadaş, bir bağlama edatu 4 îçel vüâyetinde bir kaza. 5 Evin taksimatmdan biri, insanın canını teşkil ettiği farzolunan manevî kuv vet. 6 Aktörün yaptığı şey, nota, ermenice bir. 7 Birşeyi anlatma, şaş kınlık ifade eden bir söz. 8 Lifler, fransızca ateş. 9 Cenubî Afrika ahalisinden bir kısmının ismi, Fransanın meşhur bir şehri. 10 O gündea sonraki gün. Yukarıdan aşağu 1 Hastaya bakan, gebeyi doğurtan. 2 Yemenilerin kenarma yapılan tezyinat, nota, bu mevsimdeki tuzsuz peynirlerden birL 3 Çok çalışma. 4 Havalanan, sıçan. 5 Her mevsim değişen şey, boş lâkırdı. 6 Bir tarafından öbür tarafı görünen madde, isim, bir sıfat edatı. 7 Kibir, Fransız alfabesinde E den sonra gelen harfin okunuşu. 8 Bir kumaşa sonradan dücilen kısım, içimizdeki mületlerden biri, cansız vücud. 9 Bir hitab tâbi ri, ayüarm kışı geçirdikleri yer. 10 Köpek kedi gibi bazı hayvanlarua yavrularına verilen isim, inanmış. Geredede havası ve suyu meşhur bir çamlık Türk Bulgar muahedesi Müddeti biten Türk Bulgar ticaret muahedesi için verilen son Kr aylık müddet önümüzdeki haziran ayının ilk haftalannda bitecektir. Bu bir aydan evvel de iki aylık bir mühlet verilmiş olduğundan hazirandan sonra eski muahede mer'iyetten kaldınla • cakbr. İki memleket arasmda yeni bir muahede akdi için müzakereler devam etmektedir. Bu müzakerelerin eski muahçdeye aid bir aylık mühlet bitmeden bitirileceği umulmaktadır. Şeker resmi indiriliyor Bakanlar Topluluğu bugünlerde şeker istihlâk resmi üzerinde bir karar verecektir. Bu resmin indirileceği kuv Gerede «Hususî» Burada «Ramazandede» ismi verilen fevkalâde güzel bir çamlık vardır. Bu çamlık, belki dünyanın en güzel bir yeridir. Bilhassa suyunun ve havasının esi yoktur. Bir çok hasta lar, tedavi için buraya gelirler ve iyi olarak giderler. Yaz aylarında burası çok kalabalık olur. Gönderdiğim resim bu çamlıktan bir kısmını göstermektedir. vetle muhtemel görülüyor. Şeker fiatleri ucuzlıyacağı için sarfiyatın arta cağı ve bütçede gösterilen 6 milyon liranın bu suretle gene ejde düşünülmektedir. edileceği Zencilerin Habeşc yardımı Montreal 19 (Husus!) Habeş hükumeti, Habeşistanın servet kaynaklannı işletmek için Kanada endüstriellerini çağırmıştır. Afrika zencilerinin kurtuluş davagmıgüden Afrika zencileri, Habeşis tana süâh ve cepyane almak için para gönderiyorlar. Bir kilo sanmsak 200 kuruş Somada pamuk ekimi ' Soma (Hususî) Her yü 10 15 bin dönüm pamuk ekilen Somada pamuk cinsinin ıslahı için ilk adım atılmıştır.. Burada tesis edilen pamuk nümune tarlasından iyi neticeler alınmıştır. Gelecek yıl 25 bin dönüm pamuk ekfleceği umulmaktadır. Çorum (Hususî) Çorum bu Deniz banyolan zamanı yakla|hğı yıl sarımsaksız kalmıştır. Geçen yıl burada kilosu iki kuruşa satılan sa ' için ötede beride deniz hamamları kunmsak şimdi 200 kuruştur. Bunun I rulmağa başlanmıştır. sebebi Amerikanın Türk piyasasmdan Şimdiye kadar her yaz Kumkapı külliyetli miktarda sanmsak alma sahilinde de bir banyo kuruluyordu. sıdır. Bu yü Çorumda yumurta bol Fakat bu sefer Belediye buna izin dur ve tanesi en pahah 20 paraya savermemiştir. Belediye o sahillerde detılmaktadır. Bu sene Kumkapıda hamam yapılmasma izin verilmedi Dünkü bulmacanın halledümif fekli t . „ « ı > » 10 K A N İ U I N P Y|A!S|A AİZİABIİIB A|R|E,B ıT|A!R.AİK|»!M'AıVll İ.DIARlEiBİAILlt M M. TURHAN TAN Suriyedeki Ermeniler türkçe konuşmıyacakmış! Suriye ve Lübnanm her tarafından Beruta gelen Ermeniler bir kongre toplamışlardır. Kongrede Ermenüe rin, aralannda bundan sonra türkçe konuşmamalanna karar verilmiştir. Türkçe konuşanlardan para cezaa almacakmış. Belediye zabıtası Istanbulda Belediyenin 48 zabıta memuru vardır. Bunlann Belediye işlerini kontrola yetişemedikleri anla şılmaktadır. Haziranda kadro biraz daha genişletüecektir. nize birçok lâğımların müştür. aktığını gör • D UlRIBlNiBıFIE Bazı kimseler Yenikapı ve Samat ya kıyılannda hamam kurmak için izin istemişlerse de buralann sulan da te miz olmadığından izin verümemiştir. L BİBlAIL'AiNlBIN A R Y A'SİAIKİIİİHİA.N^' • AlYıB.TIUITlBlKİBlTı RİAiFiBıLIBlKltlL B lA,K!AıY|B|SIE!Rlİ N!