17 Mayıs Jürklerle Süngü Sünguye No. 186 A.DAVER Çanakkalede Dikkatler Gece dersleri Atatürk, herkesten, her vakitkinden fazia uyanıklık ve fedakâriık istiyor! Atcrttrfc'ftı , mizi tesbit etmekten ve yabud da Ağtldere cihetinden sevk ve istihdamdan . menetnıebea ıbaretbr. Hayır!. Bence Muralay Kannengiserın, Türk as düşmanm asıl maksadı, umumî harekerî tarihinin bir şan ve zafer sahi kabnda kat'î hedef edindiği Kocaçi fesini teşkil ettiğîni söylediği Ana men silisilesine, ayni zamanda 19 unfartalar nruharebelerini idare eden ve cu fırkayı da geri atmak suretile vâsıl bu şan ve zafer sahifesini Türk or ormaktan ibarettir. Fırka cepbesimn dusuna yazdıran Atatürktür. O halde omumî vaziyete nazaran ehemmiyeti elimizdeki bütün kaynaklardan ta ve Anburnu Kocaçimen istikametini kib ettiğımiz bu mııharebeleri, bir de kapaması itibarile de ehenrniyeti tahonun muzaffer kumandanından riin lemek lâzun gelir. minimi haklı gösterebilir. Düsman fırAtatürk Büyük Harbin son yılında kaya yapnğ hücumlarda Sç dört hvabu muharebeleri, Ruşen Eşrefe şu sudan aşağı kuvvet tahsis etmemişti. Ilk retle anlatmıştır. Aşağıdaki kısrmlar hücumda verdigi büyük zayiata ragmen Ruşen Eşrefin Atatürkle o zaman hücumu yemlemesi fırka cephesinde yaptığı mülâkattan ahnmıştır. takib ettigi gavenm ciddryetine yayet «6 ağnstos 1915 günü 19 tmcn hracık bir delildir. Düşınanm 19 uncu kanın cephesine topçu ateşi başlanuş, fırka cephesinde muvaffakfvetsizli^e mutad derecede devam ediyordu. Anuçramasmm sebebî sahra obös batarcak şiddebni öğlcdcn »onra yavaş yayalarile iki harb gemisinden yapılan vaş artınnifb. Düşman 19 ve 16 n a 1415 saa'Âic mütemadi bombirdıman fırkalann cephesinde, sol cenahında altmda krt'alannıızin metanetlerim ve bir taarruz hazırlığı ima eder surette mevkilerini n»nr«faza etmeîerfnden şiddetli bir topçu ateşi yapmakta imiş. i'eri gelmiştir. Buna günlerdenberi tahFilhakika hemen arkasından Kanlısırkim ve tarsin erlilen sfoerîermırein verta karsı taarruza geçmiş, ve bu teşebdifi istifadeyi de umrtmaym. büsünde kolaylıkla muvaffak olmuş. Boıack mühim bir satırbafma geMuharebe bütün cephe üzerinde, hera çecŞiz. de pek şiddetli olmak şartile gece de Fırka cephesine yapılan hücumlar. devam ediyormuş. size rzan ettjŞnn gibi. gerçi tardedilMustafa Kemal Paşamn cephesimişti. Fakat fırka için, bütün Anburnin gerisinde Anafatra mmtakası danu vaziyeti için daha büyük bir tebjihilinde bulunan Agıldere civannda süke başgöstermişti. rekli piyade ateşleri işitfliyormuş. Düf Bu tehlike neydi? man, geceyansındaa yarun saat sonra Bu tehlike Ağıldere mmtaVasmPaşanm fırkasına taarruz eden ve dan Şahmsırtla G)nkbayırma ilerle tekmil siperlerimizde hatta gerile mekte olan düşmandı. Bu hareket tekrimizdeki yerlere karşı vesaitinin mil Anburnu cephesinin düşmesile neazamî derecesmi kuilanır: Yağticelenebilecek bir hareketti. Bu istih paçavralar, toprak altmda lâgıra kamete karsı fırka gücünün yettiği ve h^iâklan, muhtelif neviden bombalar, salâhiyeb dairesmdeki tedbirleri al kara ve deniz topçulan fırkanm cep mısu. Fakat asıl tedbirlerle, yani uhrvni mütemadrven sarsTiaktaymı;. mumî noktai nazardan icraat ve tertiBir saat on dakika evvel de Mustafa batla şimal grupu kumandanı ciddî bir Kemal Paşa bt'alannm nazan dikkasurette meşgul oluyordu. tini <u sureMe celbetmiş: Filhakika mühimce kuvvetlerin öğ«Umumî vaziyet Dek mühimdir. leden sonra Conkbayın cephesine sevKı»mandan!ardan. zabitlfden her vakedildiği öğrenilmîşti. 8 temmuz günü kitkinden fazia fevkalâde uyanıklık düşman, erkenden, tasviri müraküa olve fedakâriık Wt*nm.» mıyan bir şiddetle ilerledL Gerek AnSonra saat 3,30 da da diğer bir eburnu cephesindeki obüs ve sahra topmMe düşmanm bütün te«ebbüslerini larile gerekse denizdeki harb gemilekiracak tevakkuz ve tedabir lüzumunu rile Conkbayınnı ates. altma aldı. Bu tekrar etmiş. sırada bazı raporlar aldrnı ki Conk7 agustos saat dörtten itibaren düşbayın vazivetmi pek şayanı memnu man topçusu azamî faaliyetle ateş ediniyet olarak tasvir etmiyordu. Bu rayormuş. Sıperlerimizle çizli yollanmız porlardan başka erkânıharbiye reisiyıkılrnakta devam ediyormuş. Saat mi ve yaverimi bizzat Conkbayın ve 4 45 te düşman 19 uncu fırka eepheŞahinsırt civanna s?önderdim. Vaziyesme hücuma kalkmış, fakat bütün hüti tetkik ettirdim. Vazfvette vehamet c m ! a n askerimizin metaneti sayesinmuhakkakh. Düşman Kocacimeni ve de az bir zaman icinde Vâmilen mahSahinsırtı işgal etmişti. Kendim de vedümis. Düsman dehşetli zayiata uğbizzat buIunduŞum fırka tarassud maramış. Hatta bazı siperlerimize girmehallinden Conkbayırmdaki hücum dal| e muvaffak olan kısımlan da orada galannı goruyordum. O istikametten imha edilivermiş. pelen dü«man mermnerile karargâhımAyni sünde saat be«e doSru düş daki zabitlerden yaralanan'ar vardı. man sağ cenahımıza ikinci bir hücum Düşman diger taraftan Suvla limayapmıssa da bu da oüskürtülmüs. Düşnından da onun cenubundaki sahillerman hücumlannı pek mmırrane bir suden de asker ihrac etmişti. Bir tarafrette icra etmektevmiş. Pasa gülümîitan da ediyordu. Bugüne kadar Anayerek dedi ki: «Hatta 7ab?tlerinin sofartalar mmtakası şimal grupu kumanpalarla efradı sıkıshrarak birrok defadanîıema merbut ve şimal grupu ku L?r siperlerden çıkarmağa çalıştığı gömandanlıgma merbuttu ve şimal grırou riilüyordu » kumandanlı»! tarafmdan idar^ edil Peki Paşam, dü«manın fırkanız mekte idi. Saros grupu kumandanı miîstikamerinde bu derece uğraşmaktaki ralay Feyzi Beyin Conkbayın ve Komaksadı neydi? cacimen kıtaahnı da kumandasına ala Vallahi, diyemeviz ki düşmarak Anafartaîar grupu namile bir nm 19 uncu fırka cephesine yaptığı grup teskil olundugu tamimen tebliğ bu hücumJardan maksadı bir nümayişedilmişn'r. ten, vahud da bu cihettriri kuvvetleri(Arhan var) Parde profesörün evine gitmek üzere saat 6,5 ta kendi hanesinden çıkmışa. Saat 8,5 ta Bel evden aynlmış, Arnesson kendisini otomobile kadar götürmüştü. Dokuzu çeyrek geçe de profesör Dillard Drukerle beraber evden çıkmış ve nehre doğru gitmişti. Profesör saat onu bir iki dakika geçe yalnız başına evine dönmüştü. Bel baZJ arkadaşlarile birlikte ancak saat yarımda avdet etmişti. Smitkinden sonra Hannesey isticvab olundu. O da Smitkinin söylediklerini tekrarladı. Nihayet Emeri dedi ki: Parde ögleden saat dörde kadar olan vaktini Manhattam kulübünde geçirmiş, 6^5 ta profesörün evine gelmiş, 9,5 ta oradan çıkmıs, ve Baht kulübüne gitmiştir. Vans sordu: Spirigin öldürüldüğu agaclıklı yolu mu takib etti^ O istikameti tutan adam için takib edilecek başka yol yoktur. Nereye kadar yürüdü? Tam Sipirigin bulunduğu yere gelince durdu. Sonra geri dönerek Büyük Kumandanınm ağzından Anafartalar Yaşça utak, bjiynk yttrddaftan kazanç yolunda gorüp tevindiğim kadar da üzvlüyorum: Birçoklart argolaftyor, dilleri yana kayıyor, kıltk yamphieşiyor. Hele kasket gözleri öretcmk kadar öne iğiliyor. Bâi birbirirmzm bmğltym ve sev • «Eren Jm nezakettir. Ufah tefek alışverişle hayattnı kazanan bir çocuk, bu argonun «'mre dokuman kötüIükUrini taşma ileride o çocuğun yurda iyi bir eleman olamtyacağmdan korhanm. Denecek ki, hayat, her çocuğa uzan bir oakit mektebd.e eddtoya • cak kadar cömerd değildir. Yaşa mak kaygutu birçok yarddaft ka yata itiyor. N* olurta olsan bir tek ytzrddafin aosyal hayatın istediğ., mösferefc mezaket ve terbiye yo • lundan maklaşmaaau gönlüm n temiyor. Bence, gece dertleri, yava yavaf ta olsa, bu ideale bixi yak laMttrabilir. Mektebleritmzdem. «eçilecekleri, niçin ba idiyel için çaUfmattn ? Yurdumuzda ohumaya harst ailinmez bir cazibe var. Hayaitnt kazanan yaşça ufak, San'at mektebinin yem yapılan dökam atölyen ve çaltşan talebe büyük yurddaslartn, »ade bir progBursa (Hususî Muhabirimizden) Ipekif fabrikasuıda da geçenlerde ramla metodik terbiyevi konfe • Buradaki San'at mektebinin yeni döböyle bir anza oldu. San'at mektebi ranalarla gecelerini, karanlıkta kümhanesinde ilk defa olarak bir tonbunu da hemen yaptı. Buna benzer dikaltruş <özü tağlam» rahlarım ayluk yekpare bir değirmen çarkı dökülğer fabrika ve imalâthanelerde daha dmlatmamız, genel terbiyeye bizi birçok vak'a kaydedilmiştir. Sanayi bir adıtn daha yaklafttnr «anıvomüştür. Dökülen çarbn en ufak bir rum. V. ö. erbabı bunun için burada asrî bir Sanpüriizü bile yoktur. Güzelce tesviycsi at mektebinin mevcudiyetioden çok yapıldıktan sonra, Avrupa çarklannBütün gazeteleri dava memnundur. dan farkı yalnız Bursada dökülmüş edecekmiş! olmasından başka birşey değildir. ÖğHer sene bize guzel sergilerle jraprendiğimo gökre San'at mektebi şimhgı temiz, zarif ve dayanıkh işlerini Bursa (Hususî) VagonLinin Peşdiye kadar böyle büyük bir i; yapmagösteren bu krymetli müessese son sete seyahati için 6 kişinin parasuu do nelerde kuvvetli eiemanlarla büsbütün mıştır. Fakat artık müessese, dökümlanduran Sedad Ataman sulh hâkhnitakviye edilmiş bulunuyor. hanesini en son tekniğe göre yeniden nin tevkif karanna inraz etmiştir. Bu yaptıktan sonra sanavi erbabmm bu Mektebde daimî talebeden başka itirazı asliye cezada tetkik olunmuş, gibi mühim isteklerine cevab verecek haricden gelen akşam taleben de okunetkede VıgonLinin salâhiyetini dahi kudreti kendinde görmege başlamış ve yor. San'atta yeni teknik cereyanlan ibraz edenediğİDden itirazı reddolun nı ogrenmek için şehirdeki imalâthanebunda cidden muvaffak ta olmuşrur. muştur. lerde çalışan çıraklar bu kısma devam San'at mektebinin Bursada oynadıHalen mevkuf bulunan Sedad Ataediyor ve gece saat ona kadar atelyeğı rol oldukça mühimdir. Bir bakım man kendisini teşhir ettikleri için bâ lerde çalıjarak bilgilerini arttrryorlar. dan da san'at şehri sayılan Bursanm tün gazeteleri dava edecegini söyle Gitgide bir fabrika ve sanayi şehri muhtelif fabrikalan ve birçok san'at mekte imi?... halini almağa başlryan Bursa için Sanateleyleri vardrr. Her birinde bulunan irili ufaklı makfneler anzaya uğrar at mektebi burada büyük bir ihriyacı veya bunlann mühim bir parçası kırılırkarşılamaktadır. Bu itibarla müesse 20 2 5 3 0 Ituruş sa bu fabrikalar şimdi karşılannda î'bi tenzi'âtlı ftat'He senin günden güne tekemmül edeceğİmerci olarak San'at mektebini bulabine ve bütün ihtiyaclara cevab veren liyorlar. Eskiden tstanbula gönderilip en samimî bir merci olacağına şüpheyapbnlan ve bu sebeble üste nakliye sineınasiDila miz yoktur. masrafı da bindiğinden pahalıya mal 2 muhtefcm film birdem MUSA ATAŞ olan bir parçayı San'at mektebimız, bir devlet müessesesine yaktşan ciddiCkori»s Boyar . Aımab«lla yet ve ihn'mamla, ayni zamanda, elvesmcmasindâ fnnsızea «özlü tarafmdan ve rişli bir fiatle tamir edip yerine koyEN Ç I L G I N O E C E S İ NANA nümessiii Anna Sten maktadır. Bu vaziyet memlekebn ekoö ümüzdeki pazar eünü programı Sevimlı Macar vıldızı nomik hayatile de sıkısıkıya alâkadarÎREKNE DE ZiLAHİ drr. Ceçenlerde elektrik fabrikasmm taranndan nehs komedi müzikaî geçirdigi bir anza derhal tamir ed3 Mümessili HENRY OARAT meseydi çehir cereyansız kalacak, epazar günleri saat bırden Iektrikle çalışan fabrika ve imalât itibaren îki tilm göiterilmektedir. ba gec« haneler şüphesiz vakit kaybederek biaiki fiimde Inrtıal Tei 4.1374 netice kazanclanndan olacaklardı. Bursa san'at mektebi ehil işçi yetiştiriyor RADYO y^ Bu aksamki program j VÎYANA: 17,15 gramofon 18 çocuklara el işi18,25 konser: Debussynin eserleri 18,40 şarkılar 19 spor neşriyatı 19,10 konuşma 19,25 felsefi konuşma 19,50 hukukî konuşma 20.15 ulusal neşriyat 20,45 şarkılar 21,15 Şekspirin efsaneleri 23,05 haberler 23.15 piyano konseri 23,55 iki kısa konuşma 24,25 orkestra konseri. BERLİN: 17,35 radyo temsiü 19,35 kitaMara dair 20,45 günün akisleri 21,05 haberler 22,10 150 sene evvelki musiki parçalan 23,05 haberler 23,35 söze ve susmaya dair. ÇTJDAPEŞTE: 18,35 gramofon 19.05 stenograff * 19,50 gitare konseri 20,55 salon or kestraa 22,40 haberler 22,55 piyano konseri 23,40 opera orkestraa 1,10 haberler. LONDRA: 19,35 musikl 20.20 eğlenceH or kestra konseri 21,05 röportaj 21,50 orkestra konseri 22,20 gramofonla dans musikisi 23,35 cazband takınu. PRAG: 18,05 konser 19,15 almanca ne$ri . yat 20,10 almanca haberler 20,55 etnografi sergisinin açüması 2i 30 Norvecin millî bayramı 21,35 lirü nodan nakil 22,35 keman konseri • 23,05 haberler 23^0 gramofon 23,35 rusça haberler. TTJLTJZ: 20,05 piyano ile tKont dö LOksemburg» operetinden parçalar 20,25 fllim musikisi • 20,55 musiki eğlence leri 21,35 musiki 22,05 tMimi» Penson» operetinden parçalar 22,45 hafif musiki 23,05 armonik konseri 23,25 opera havalan 23,50 askerl bando 24,05 operet parçalan 24,20 salon orkestrası 24,40 tangolar 24,50 filarmonik orkestra 1,05 radyo fantezi«i. VARŞOVA: 17,,50 gramofon 18.20 Solistlerîn konseri 19,15 radyo terasüi 19,50 kora konseri 20,40 mandolin konseri21,20 senfonik konser 23,35 konuşma24,10 dans havalan. Mektebin yeni yapılan dökümhanesinde bir tonluk yekpare bir çark döküldü SüEMR Nöbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler funlardır: Mehmed (Büyükada), Tanas (Heybeli), Agob Mtnasyan (Emuıonu), JSsad (Divanyolu), Belkis (Kumkapı), H. Hulusi (Zeyrek), îbrahim Halil (Cerrahpaşa), Pertev (Aksaray), Teofilos (Samatya), Nazım (Şehremi ni), Suad (Karagümrük), Istefan (Bakırköy), Vitali (Fener), Halk (Hasköy), Merkez (Kasampaşa), Receb (Beşiktaş), Mişel Sofranyadis (Mahmudiye caddesi Galata), Halk (Şişli, Hamam), Taksim (Taksim), Beyoğlu (Kalyoncukulluk), Sıhhat (Moda), Rifat (Pazaryolu, Kadıköy), tmrahor (Üsküdar). H A R B Bugün Pangaltı Cjonul luzagı sinnemasında V İ K T O R HÜGO'nun şoİMsari elaıı H i LAL • Bugün M E L E K s'neması •* I' i şavsnt hayret fiim bırden takdira edivor. B A R ŞA R K I C I SI KADINLAR NE İSTERLER Gfisti» Feroehlıch'ın Nora Gregor 11e (LAUOETTE COLBERr beraber temsil ettigi en güzel ve en RİCARDO CORTFZ ve BABY le ROY muhteşetn tiltni. taratından Rejisört Geza de Kolvarv SEFiLLER Fraranea «Sılü. Ba filmin birînci v* ikinci dcTrelvrinin tamamı birdvfi gosteril«c*ktir. Kiralık Türbede Belediye karşısında Sinanağa daireleri adlı ve 1719 numaralı apartmanda 2 numaralı daire kiralıktır. Kalorifer elektrik gaz su Matineler I I , 2, 5 ve 8 de ^ A S R t sinemada ^ Bugim 2 fUm birdmı joan (rawford, Clark Gable, Fıed Astaire Franchot Tone târafından Bugün i P E K sinemasında Fedailer Alayı Oldüren Aşlc CONRAD VEıDT MADY KRiSTiANS . WOLFF RETTY tarofından Oynıyan DANS RUYASI KARA KARTAL filmi duhulıy* 15 kıırnf tekrar ayni yolu tuttu. Kollannı sallaya sallaya nehir boyunca yürüdü. Par kın duvanna gelince orada durup gorüşen profesör Dillard ve Drukerle karşılaştı. Profesörle Druker tam kaza yerinde mi konuşuyorlardı? Evet efendim. Parde orada kaldı. Ben tabiî yoluma devam ettim. Uzaklaşırken kamburun Pardeye «bu akşam şatranc talımi yok mu?» sualini sorduğunu duydum. Pardenm yanlanna gelmesi zannedersem onun canını sıkmışh. Yetmiş Dördüncü sokağa kadar yoluma devam ettim ve orada ağadar arasma saklandım. Bulunduğunuz yerden Druker ile Pardeyi görebiliyor muydunuz? Doğrusunu isterseniz göremiyordum. Kesif bir sis vardı. Fakat ben Pardenin onlann yanmda cok durmıyacağını tahmin ederek bekledim. O zaman saat daha on olma mıştı değil mi? Ona çeyrek vardı efendim. Etrafta başka kimseye rasladı • mz mı? Fransızca sözlü tılm ile Don |ose Mojıka ve tnona Maris taratından Duhulive 20 kuruş • B a l k o a 2 5 , h u s u s i 3 5 kuruıj FREDERİC MARCH MumeMİli: FIRANZISKA GAAL tlâveten: Dunya haberleri Uskttdar Hâle SinemasiBda Sokak Çiçeği Terî, kokuyu derhal kesen yalnız <HiDROL> durl Elbise ve çoraplannızı çürümekten korur. Hayır.. Onlardan epey uzakta idim. Çünkü Parde bir budala degildi. Benim kendisini takib etbğüni el bette anlardı. Onu bir daha gönnediniz mi? Emeri önüne bakarak itiraf etti: Tahminimde yarulmışun efen dim. Parde bir başka yoldan avdet etti. Yanm saat sonra, yani onu çeyrek geçe onu Yetmiş Beşinci sdkağın köşesinde ele geçirdim. Vans taharri memurunun sözünü keserek: Eger saat onu çeyrek geçinciye kadar Yetmiş Dördüncü sokakta parkın methalinde bulunmuş olsaydınız profesör Dillardın önünüzden geçtiğini mutlaka görecektiniz, dedi, o, saat ona doğru evine dÖnmüştür. B e n profesörü gördüm, efendim. Pardeyi ağaclar arasmda beklemege ba^ıyah yirmi dakika olmuştu. Bu sırada profesör nehir boyunca yüriiye yürüye geldi. Bunun üzerine Drukerle Pardenin hâlâ orada konuşmakta olduklanna hükmettim. tşte bu yüzdeo meseleyi tahkika lüzum görmeVücude zarar vermez. Her eczanede 4 0 kurustur. I dim. Şu halde benim anladığıma göre siz profesörün avdetini gördükten bir çeyrek sonra Pardenin başka istikametten avdetine şahid oldunuz öyle Evet efendim. Sonra aldığun emir mucibince Yetmiş Beşinci sokaktaki tarassud noktasma döndüm. Müddeiumumî sordu: Emeri şu hâdisenin Yetmiş Dördüncü sokakta beklediginiz sırada vuku bulduğuna mı kailsiniz? Evet efendim. Herhalde beni mazur göreceğinizi ümid ederim. Sisli bir gecede, geniş ve agaclıklı bir yerde bir adamı tarassud etmenm kolay olmadığım teslim edersiniz zan nederim. Bu husustaki müşkülâtı tasdik ediyoruz. Hat bu memura da izin verdi. Hiç birinin raporundan memnun olmadığı anlasılryordu. Emeri çıkmca Vans: Bu memurun Yetmiş Dorduncü sokaktaki agaclar arasma saklanarak kendilerini tarassud ederken profesör ile Pardenin neler yapmakla meşgul bulunduklannı öğrenecek o lursak herhalde yolumuzda oldukça ilerliyeceğiz, dedi. O sözünü tekmillemeden Mis Bel salonun kapısmda gözüktü. Şaşkın bir vaziyette idL Madam Druker nerede kuzum, dedi, evinde yok. Vans ayağa kalktı, genc kıza bir iskemle vererek mukabele etti: Mdam Druker dün gece kalb sektesinden ölmüştür. Siz sabahleym gittiğiniz zaman ahçı kadın dışan çıkh diye yalan söylemiş. Bu sözler genc kızın üzerinde derin bir tesir yaptu Bir müddet birşey anlamamış gibi yüzümüze bako. Sonra gözleri doldu. Nihayet biraz sakin leşerek: Madam Druker oğlunun başına gelen kazayı haber almış olmalu dedL Ihtimal... Fakat dün gece olup biten işler pek iyi anlaşılamıyor. Doktor Madam Drukerin saat onda öldüğünü «öylüyor. (ArkaMt var) Tazan: Tercume euem 8 S. Van Dtne ömer Fehmt Baskut lyi olur. Hat dışan çıkh ve beş dakika sonra üç memurla birlikte geri döndü. Ilk görüştüğümüz memur Smitkindi. Şu malumaa verdit