Hüseyin Cahid Yalçın EDEBi HATIRALAR 40 Senelik edebiyatımıza dalr kıymetli Fi malâmat ve hatıralar iyeti: 60 kuru, AKŞAM KİTAPHANESİ Mami ğ Sene 17 — No, 5952 — Fiat: her yerde 5 kuruş ARSENLUPEN Roman serisi tamamlandı 6 büyük cilt Her cildin fiyeti: 80 kuruş AKŞAM OKİTAPHANESİ Telefon; 24240 (idare) - 24249 (Tahrir) - 24248 (Matbaa) - 20113 (Klişe), CUMA — 17 Mayıs 1935 MAR aaa Bir görü Ba Yazıdaki öz türkçe kelimeleri anımlamak : Tarif etmek — Genel: Um 7 çağ me Bola, rekkül — İl; Vilâyet — Uzdil: Tazat — Oruntak: Mümessil — Etki: eğ — Uzkes: Elbette — Özgür : Ser — Görü: Manzara; Cumuriyeti birçok şekillerde mımlatanlar vardır. Bu tanımlar NE olursa olsun, Cumuriyet her ir önce huriyet demektir, vey gördüğünü çekinmeden ten- < etmek, düşündüğünü açıkca Memek demektir. Bu genel e #ivenin dışında kalmış cumu- yet yoktur, tasarlanamaz da... di wmuriyetin vatandaşlara ver- bu tenkid ve çatışma hakkı İN ne güzel şey olduğunu Parti Hrultayında; hele dilekler komis- k da gördük. Yurdun dört Bal inden gelen delegeler, bütün anları sıraya, sorguya çektiler. Saka etin dört yıllık çalışması, laması nekadar verimli ve *ngin olsa da şu işde, bu şuğbede, kayan bin bir sebebden eksik $ işler, çaresi henüz buluna- ee dertler vardı, iki yıldır da kurullarında yer yer birikti- ” bu çeşit, çeşit istekler dilekler! inde Kurultaya sunuldu. Dilek- | v omisyonu ber Bakandan bu | ie Kalmış, yahut yapılamamış in açık hesabını sordu. İlerden gelen delegeler arasın. | toksözlüler, iyi -görüşlüler, | zilliler çoktu, Çatışmalar bazen Yecanlı oldu. Sorular karşısın- Ar Ağarıncaya kadar ter dö- manga kanlar vardı, Fakat, so- r kadar cevap verenler de kita duyuyordu. Kamutayın büyük balık, salonuna sığamayan kala- Yürek, leyiciler, halk içinden, ok erinde “halk duygusu dolu Min ak gelenlerle Devlet oruntak: Zövk arasındaki bu çarpışmayı, seyrettiler; Bu açık konuşmaların, bu işten il, nelerin ruhi faydası kadar, Yük Gerinde etkisi de üzkes bü- du, Orada esen hava büsbü- başka idi. Konuşanlar özgür » uttukca, “hem onlar, hem yilvenlr. kendilerini biribirle- Söyi dak yakın hissediyorlardı. “venlerde ve dinleyenlerde, | v iyete ve Partiye karşı gü- | Tm bağlılık bir kat daha artır Müz Bu görüye -bütün büyük | ligi rin seyri gibi. doyum | A, m Ni 8, emisyon dün topland 5 plandı, dektri Parasının karar- 4şmasını bekliyecek Tramvay tarife komisyonu dün hanında toplanmıştır. Tari- Fed © €N çok tesir yapan şey elek- i pılırsa Habeş askerlerini tutmak i savaş başlıyacaktır. nz yeni elektrik ücretleri Ba- ediğini a tasdik edil. dikte en bu hususta cevab gel İ veril, sonra toplanılmasına karar rek komisyon dağılmıştır. mi ücretlerinde, komisyo- | iF ettiği tenzilât yapilirsa t trarıvay ücretleri de ucuzlatıla- İngiltere Roma elçisini Londraya çağırdı Ingiliz gazeteleri söylevini pekiyi Habeş Imparatorunun son resmi Cenevre 16 (Hususi) — Ulus- lar kurumu konseyi 20 mayısta toplanacaktır. Habeş imparatoru, konsey İtalyan - Habeş anlaşama- mazlığına bir çare bulamazsa ge- nel seferberlik yapacağını söyle- miştir, Böyle“bir seferberlik ya- mümkün olamıyacak ve muhakak Konsey toplandıktan sonra bir anlaşma yolu bulmak kolay de- ğildir. Bunun için İngiltere kon- sey toplanmazdan evvel anlaşma yapılmasına çalışıyor. Bu anlaş- ma için Fransa ile birlikte İtak yaya ve Habeşistana müracaat etmek istemiştir. Fakat - İtalya başvekili son söylevile bir teşeb- büsün yolunu kapamıştır. Cenevre mahafili uluslar ku- rumunun toplantısına çok ehem- miyet veriyor, İtalyan - Habeş an- laşamamazlığı burada günün en mühim meselelerinden biri sayı- liyor. Londra 16 (Hususi) — Gazete- I — Mamur — Bayındır a) Mamutiyet — Bayındırlık b) Nafha — Bayındırlık İmar etmek — Bayındırmak Misaller: Ankara bayındır bir ge hir olmuştur. Memleket Bayındırlık yolundadır. Bütün devlet yapı işleri Bayındırlık Bakanlığına bağlanmıştır. Biz yurdumuzu bayındırmaktan ve! geliştirmekten baska biz sey düşün- müyoruz, 2 — İnkişaf etmek — Gelişmek İnkişaf ettirmek — Geliştirmek İnkişaf - Gelişim, gelişme Misal: Türkiyenin ekonomik geli- simi günden güne artıyor, 3 — Milki — Sivil 4 — Askeri — Süel (Militaire) Not: «Asker» kelimesi «Soldatş anlamına türkçedir. 5 — Cemiyet, şirket — Sosyete Misâl: Türk sosyetesi Şeker sirketi — Şeker sosyetesi İçtimai — Sosyal No: | — Türk kökünden gelen «Cemiyet» şu anlamda kulkanılacak- tur; Hilâliahmer cemiyeti Cemiyeti, Dil Cemiyeti Cemiyeti, Not: 2 — Gazetemize gönderi- lecek yazılarda bu kelimelerin o 0s- manlıcalari kullanılmamasını rica ederiz. cemiyeti — Türk Kizilay Gazeteciler M. Mosolininin karşılamıyorlar ler M. Musolininin İtalyan âyan meclisindeki son söylevi hakkın- da uzun yazılar yazıyorlar. Gaze- telerin çoğu bu söylevden sonra vaziyetin daha ziyade karıştığı fikrindedir. M. Mussolininin söylevi Londra 16(A.A.) — Times ga- zetesi, B. Masolininin söylevinin uyandırdığı hayal (o inkisarından bahsederek, Fransa ve İngiltere. nin, İtalyan - Habeş anlaşmazlı. ğına bir çare bulmak için ellerin- den geleni yapmak vazifeleri ol.. duğunu yazmaktadır. Londra 16 (A.A.) — Sanıldığı» na göre, İngiliz hükümeti şimdiye kadar İtalyan ve Habeş hükümet- leri nezdinde hiçbir teşebbüste bu- lunmamıştır. Londra ve Paris, Ulus- lar kurumunun pazartesi toplantı- sından evvel, uzlaşma ve hakemlik yolları ile iki memleket arasındaki ihtilâfı halletmek arzusunda bu- Tunmaktadırlar. ingiltere -Roma elçisini çeğirdi | kurulta Rom 16 (A.A.) — Reuter ajan- sı hususi mubabiri bildiriyor: Roma büyük elçisi ve Uluslar ku- rumu eski genel kâtibi sir Erik Drumond dün telefonla Londraya çağırılmıştır. Bunun sebebini, bü- yük ve kıymetli tecrübesinden istis fade edilmek arzusunda aramalı» dır. İngiliz hükümeti, muhtelif Av- rupa işleri hakkında sir Erik Dru- mondun fikrini sormak isteğinde- dir. Bu işlerin başlıcası, harb teh- likeleri ile dölu olan ve 1907 mua- hedesi mucibince Fransa ve İngik terenin taahhüdlerini taşıyan İtal yâ - Habeş ihtilâfıdır. 1907 muahedesine göre Fransa, İngiltere ve İtalya hükümetleri, Ha- beşistana karşı diğer iki tarafın iti- razına uğrayan hiç bir karar alma- mayı teahhüd etmişlerdir. Sir Erik Drumond 16 mayıs ge- cesi Londraya hareket etmiştir. Askere gidenlerin ailelerinin davaları Ankara 16 (Hususi) — Adliye vekâleti askere gidenlerin aile- lerinin davalarının daha çabuk görülmesi için bir kanun lâyi- hası hazırlıyor. Edebiyat örnekleri; 12 #Üzlet bir fener, bense İçinde yanan bir muin, Onu billür bir kâse Gibi doldurur nurum.» —Netib Fazıl — Reisi cumur Atatürkün evvelki alanını şereflendirdiklerini ve üyelerin çalışmaların gözden geçir diklerini yazmışdık. Yukariki resimde örünüyor. Yanlarında tayyare nmaktadır. gün Ankarada Türk kuşu uçuş Atatürk bir planörde cemiyeli başkan Fuat Bulca Peçe, köylüye toprak bayındırlık işleri Iç ve bayındırlık bakanlarının parti Ankara 16 (Hususi) — Parti kurultayı onda bay Abdülhalğin başkaslığında toplandı, İç bakanı Şükrü Kaya iç işleri, sivil teşkilât hakkında uahat verdikten sonra her kazada pilis teşkilâtı yapıla» cağından, polisit. yaptığı vazife- lerden, sağdan solda. gelecek teh- likelere karşı durduğudan bahset: tikten sonra belediyelere inir bir kaç söz söyledi. İç bakanı memlekette nüfusun arttığından, Trakyada göçmenler yerleştirilmesinden, orada nüfus kesafetinin fazlalaştığından behr- ettti. Peçe ve çarşaf hakkında di- lek komisyonunun kararına iştirak ettiğini, zamanla bu kıyafetin de ortadan kalkacağına şübhesi ol- madığını anlattı, Giresun saylavı Hakkı Tarık Us söz alarak peçenin emniyet ba- kımından kaldırılmasını istedi, bu yolda kanun çıkarılmasına dair uzun boylü izahat verdi. Diyarıbekir saylavı gerieral Kâ- zım da verdiği bir tarirde bu fikri müdafaa etti. Ankara saylavı Akagündüz kür- süye çıkarak Türk inkılâbının pe- çe ve çarşaf gibi küçük işlerle uğ- «Bir bıçak parçalıyor kalbim; sandim bu gece, Seni rüyada görüp böyle uyandım bu Hasretinden yanarak ismini andım bu gece, Gözlerimden dökülen . yaşla yıkandım bu gece? —Necdet Rüşdü— yındaki söylevleri çok alkışlandı gece, Dün kurultayda çok güzel Bir söylev söyleyen içbakanı aya raşmasını doğru bulmadığını, daha büyük vazifelerimiz olduğunu söy» ledi: «Kanuna nelüzum var?» dedi. Antalya saylavı Rasih, dil mese- leleri hakkında söz söyledi. Bazı yerlerde türkçe konuşulmadığın- dan, hattâ Ankarada bile türkçe konuşulmıyan mahaller olduğun- dan bahsetti (Devamı 4 cü sahifede) «Gözleri birikti cana, Gezindi bir mırıldama, Bir körkü gibi odama; Kaydı. siyah kedilerim!» —evket göknar w