Cumhuriyet 11 Mayıs WW: No. Mürklerle Süngü Süngüye A. DAVER Çanakkalede Dikkatler"" Köylerimiz Biz istediğimiz gibi kaynaşıyo ruz. Ya köylerimiz ne olacak? Bir posta, bir gazete yaprağımn htftrttst, oraların en büyük kımıldanışıdır. Ince, uzun yollardan, *ağa, mola sapıp nlinen izlerden çen yurddas ayağı, oraya ne gö türebilir? Unutulmuş gibi bir da » ğm eteğinde bekliyen, kulaklan iki yamacın sesinden başka »es duymıyan, insan olarak birbirle • rini, canlı olarak kendi davarlartnt gören, hayat diye kendi uyku lanndan ayanmıyan ba koyler, bir fikir oarlığt sayılamaz. Eğer biz beş on okumuş, aranuza onlart da alamazsak ba kaynaşmamtzda yalntz kalmış olmuyor muyuz? Anadolaya gezince, ytrrdtm sontuzlu • ğu içine gömülünce, bu yalnızlığtmtzı, daha derinden ve örtülmez bir actlıkla anlarız. Kaaabalan 6ırakaltm. öyle yerler var ki, na nlsa bir dvtman, bir iki kerpiç yt • ğınt, ora'arda bir havatın sessiz, ses"iz nefes aldrğım, 6«V kövun vasadtğint gösterir. Bunlar, bir de ğil, on değil, çoktar. Onlar da bir yurddas hakkınt: Yolunu, ısığını, devlet emniyetini ister. Ya devlet, ; onlartn ister? İrim vermek için ne' ler neler çeker.. Biz her köye, i«tedî&ini hem»n vetistir"cek h"^ar r.entin de&liz. ZengirUk te koy • lerîn *e«refe vaiamasile olamtva cak*rr. Her kov*n kendi vererisini, h.nJifine versek pene yetişmez. Ne a*neak övte iae?.. Değil mi ki sayısız yurddas larımız, geçen uzun yıllarm atesli kasırgalarında eridi. Bu »on bel • liydi. Ne yapalım ki bu sonu görüj> üzülmek ve onu yasatmak şann bize düşüyor. Evet, koyler eri dikçe, seyreklesecek ve birbirin • den uzaklaşacaktı. Biz de şimdi onlart, her yü, beşer, onar koyu yerinden kaldırıp işini ve ya?ayı ştnı bozmadan yavaş vavas birbirine yaklaştırmaltyız. Dört beş evlî köyün yalntz yaşaman onu *5n • dürebilir. O azltğt, yot gecen, devlet kadrosunun iyiliklerinden, kaynaklarından, yakınca, kolay ve bol ist'fode eden cokluk hSylere gotürüp katmalıyız. Bu, bence 'bir ana cizçidir. BeU ki ba ana cizgi inlenm'^tir ve böyle vaptlmok için adım da atdmnttr. Bunu bilm:yorum mın icim böyle igtiyor ve böyle diliyorum.. 180 Kışın, ekserivetle devam eden yağmurlu havalarda bulunuyordu! siper tabanları su Bizirn tarafımızda cenub cephesi Vehib Paşa kumandasmda olarak sureti umumiyede ilk hatta beş ve bazan da dört fırka ile tutuluyordu. Düşman taarfından karaya çıkan lan bataryalann adedi daima fazlalaşıyordu. Bununla beraber Türkler tarafında da topçu ıslah edilebilmiştü Topçu Türk kaymakamı Asun Bey tarafından meharet ve faaliyetle idare ediliyordu. Cenub cephesinde muha re'oeler daima şiddetle cereyan etmışbr Esad Paşa kumandasmdaki A n burnu cephesinin sol cenahı Anafarta ihracından sonra düşmanın kuvvetli ihata teşebbüslerine karşt bir muhteiit fırka tarafmdan Kabatepe taraflanna dogru uzatılmıştı. Papalıtepede bulunan aralık gnı pu cenub gmpile irtibatı temin ve Maydos çukurluğu cenubunda yan ateşine alınabilen sırtlan muhafaza ediyordu. Mustafa Kemal kumandasmda yeni teşekkül eden Anafarta grupu Ki rectepe şima! sathı mailinden başhyarak cenuba doğru uzanarak Kocaçi men dağını kaphyan ve Anburnu cephesinin sağ cenahile birleşen araziyi müdafaa ediyordu ve aln fırkadan mürekkebdi. Anafarta ovasında takriben sahile muvazi olarak devam eden grup cep hesinde bütün hâkim tepeler hatü Türkler elinde ve Türk topçulannın işga linde bulunuyordu. Bu topçu hem az ve hem de sahra toplan müstesna eski idi ve cepanesi pek azdı. Böyle ol masaydı îngilizlerin uzun müddet bu cephenin münhat mahallerinde tutun • malan kabil olmıyacaktı. Türklerin Kireçtepedeki sağ cenahIannda, binbaşı Vilmer kumandasmda teşkil edilen 11 inci fırka vardı. Bu fırka cephe ateşinden maada Saros körfezinden yan ateşils de zarar görüyordu. Mevcud olan yegâne 8,8 lik uzun menzilli batarya ile karanlıktan isü fade ederek ileriye alınan 15 santımetrelik birkaç obüsle gemilere ateş baskını yapılarak uzaklaşmağa mecbur e• diliyorlar idise de gemiler umumiyet üzere menzilmiz haricinde kalarak ateş ediyorlardı. RADYO Balkan konseyi dün aksamki program J ilk toplantısını yaptı (Baştarafı 1 inci sahifede) Dış İşleri Bakanımız meçhul askerin mezarma mükellef bir çelenk koymuştur. Balkan konseyi ilk içtimaını saat 18,30 da Hariciye Nezareti binasmda akdetmiştir. İçtima 21,30 a kadar devam etmiştir. İçtimaın sonunda, Balkan konseyi nin halihazırdaki reisi Rumen Dış Bakanı M. Titulesko yerli ve ecnebi gazetecilere verdiği mülâkatta şunlan söylemiştir: « Muhabbetkârane denüebilecek derecede samimî bir temayül içinde mesaimizin ruznamesini tesbit için noktai nazar teati ettik. Bu mesai""den antantımızın daha ziyade kuvvetlenmiş olarak çıkacağından emin bulunuyoruz. Bu mesainin neticesi bir tebliğle neşredüecektir.> Konsey yann tekrar toplanacaktır. Konsey içtimaından sonra heyeti murahhasamız elçiliğimizde hususî olarak akşam yemeğini yemişlerdir. Yann Yunan sefaretinde, heyeti murahhasalar şerefine bir ziyafet verilecek, pazar günü de Rumen Baş • vekili M. Tataresko tarafından bir öğle yemeği verilecektir. Abdullah Dış Bakanımtztn Rumen gazetelerine beyanatt Bükreş 10 (A.A.) Tevfik Rüştü Aras Köstencede karaya çıkınca ga zetecilere şu deyevde bulunmuştur: « Memleketinizi tekrar gönnekle mutlu ve memleketlerimizi birleştiren deniz yolu ile geldiğünden do layı da kıvanclıyım. Hazır bulunmak fırsatım elde edeceğim Romanya u lusal bayramı münasebetile Krala, Türkiye Reisicumurunun muhabbetlerini ve selâmlarmı bildireceğim. M. Tituleskoyu, daima daha ziyade be ğendiğim bu ince dipîomatı ve büyük aytarı, tekrar görmek için sabırsız lanıyorum. Romanya ulusunu selâmlıyor ve onun sevincine bütün kal bimle iştirake hazırlanıyorum. Seyahatimizin siyasal amacını tamamen biliyorsunuz. Daha bugünden Balkan Antantı konseyinin programım öğrereceğim. Konsey, Avrupa diplomasi hayatım ilgilendiren birçok önemli meseleleri tetkik edecektir. Konuşmalann peköz ve anlaşmanm tam olacağına kaniim. Burada önemli ekonomik meseleleri de tetkik edeceğiz. Balkan konferanslan fikrini ba şındanberi takib etmiş olan sizler, Balkan Antantının hakikî faydasını ve önemini takdir edebilirsiniz.» Avrupa sulhü için büyük bir ehemmi yeti haiz bulunduğunu yazan bura gazeteleri konsey de dört müttefik B a l kan hükumetinin Avrupanm bütün işleri hakkında müttehid bir cephe alacaklannı tahmin ediyorlar. Bakreşte mühim miîzakereler Bulgar gazetelerinin neşriyatı MBtekald Ceneral Asun (Dünkü sayımızda Vmumi Harb zamantnda kaymakamken alınmış bir resmini basUğımtz topçu kumandant Asım, Türkleri meth ve takdir hususunda çok ktskanc davranan Ge. neral Liman fon Sanders tarafın • dan da methedilmiş güzide bir Türk zabitiydi. Şimdi, İnhisarlar İdaresi Barut fubesi Müdürü olan mütekaid General Asımtn bugün de yeni bir resmini basıyoruz.) müstaid topçu kumandanı binbaşı LJdau bilhassa İsmailtepe ve Kireçtepe den müteaddid düşman gemilerini topçu ateşfle babrmış, îngilizlerin çekil mesinden birçok aylar geçtikten sonra dahi bütün şimal sahili boyunca birbiri yanmda birçok batmış gemi omur galan her gezici tarafından göriilmek te bulunmus.ru.» Sofya 10 (Hususî muhabirimiz • den telefonla) Sofyanm nim resmî Novidini gazetesi Balkan andlaşması konseyinin Bükreş toplantısı münase betile şu başmakaleyi yazmaktadır: «Bükreşten gelen bir telgrafa na zaran Balkan adlaşması Bükreşte şu mühim meselelerle alâkadar olacakür: 1 Bulgaristanın silâhlanması. 2 Tuna devletlerinin müzakere Ieri. 3 Balkan devletlerile Rusya arasındaki münasebat 4 Balkan devletleri arasmdaki iktisadî yakmlaşma. Bunlan dördü de bugünün çok büyük ve mühim meseleleridir. Bu me seleler Balkan andlaşmasma dahil olan devletler kadar Bulgaristanı da alâkadar etmektedir. Ayni telgrafa göre Bükreşte Bul garistanm silâhlanması meselesile bir likte Avusturya ve Macaristanın da silâhlanması işi görüşülecekmiş. Küçük îtilâf ve Balkan andlaşmasına dahil devletler bu hususta Avus turya. Macaristan ve Bulgaristana bazı kolaylıklar göstermeğe taraftarmışlar. Biz, çok defalar bu sütunlarda Bulgar haricî siyasetinin ana hatlarını izah ettik. Bulgaristan için bugün ve yann takib edilecek tek bir yol vardır. O da komşularile iyi geçinmek ve her ne pahasma olursa olsun dahilde ve hariçte sulhu temin etmeklir. Kabinelerin ve şahıslann değişmesi Bulgar haricî siyaseti bu ana hattı nı değiştirmemişür ve değiştirmiyecektir. Komşülarrmrtirt buguhkii askerî râziyetlerini gözönüne alacak olursak Bulgaristanın onlan tehdid eder görün • mesi çok gülünç olur. Biz, Romanyanm payitahtanda toplanan komşu devletlerin Hariciye Nazırlannın bu hakikab gözönünde bu lundurarak bütün Balkan devletlerini birbirlerine daha ziyade yakınlaştıra cak kararlar vereceklerini ümid ediyoruz.s Kannengiser Paşanın gözile Suvla muharebelerini vaktile Ça nakkalede 9 uncu fırka ve 15 inci kolordu kumandanlığını etmiş olan Alman miralayı (bizde liva) Kannengiser Paşanm gözile de tetkik edelim. ÎSTANBUL: 17,30 inkılâb dersi 18,30 jimnastik, Azade Tarcan 18,50 muhtelif plâklar 19,30 haberler 19,40 viyolonist Bülend Tarcan (keman solo) 20 Üniversite namına konferans 20,30 demir caz 21,15 son haberler, borsalar21,30 radyo, caz ve tango orkestralan ve Bedriye Tüzün (şan). VİYANA: 16,25 mandolin konseri 17,25 gramofon 18,50 spor neşriyatı 19,35 halk danslannı öğrenelim 20,05 haberler 20,15 ulusal neşriyat 20,25 filimlere dair konuşma 20,35 eğlenceli musiki ve şan neşriyatı 22,05 konser: Bethovenin bir senfonisi 23,05 haberler 23.30 cazband takuru24.40 konuşma 24,55 musiki. BERLÎN: 19,05 spor konuşmaa 19.20 eğlenceli sahneler ve şarkılar 20,05 mu siki 20,45 günün akisleri 21,05 ha berler 21,15 dört perdelik opera neşriyatı 23,05 haberler 23,35 eğlen celi neşriyat. BUDAPEŞTE: 18,45 Macar şarkılan 19,35 salon orkestrası 20,50 operet parçalan 22.20 haberler 22,40 Çingene orkestrası 23,50 <Budapeşte manzaralan» filminden parçalar 24,15 gramofon1,10 haberler. BÜKREŞ: 18,05 askerî bando 20,25 veni plâklar 21,10 dans havaları 22,45 haberler 23 20 gece konseri. VARŞOVA: 17,50 gramofon 19,05 çocuklann zamanı 19,50 şarkılar 20,40 konser: Debussynin eserleri 21,05 şarkılar ve danslar 22,05 senfonik konser 23,35 eğlenceli neşriyat 24,10 hafif musiki ve dans havaları. HAMBURG: 19.05 şiirler 19,35 bahriyeliîerin zazamanı 20,05 Halka operasından parçalar 21.05 haberler 21,15 kanşık pro<jram 23,05 haberler 23,30 musiki neşriyatı 24,05 dans havaları. Höbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlardır: Şinasi (Büyükada), Yusuf (Heybeli), Benason (Yemiş), Sırrı (Çember litaş), Asador (Gedikpâşa), Necati (Cibali), Hamdi (Şehzadebaşı), Şe ref (Cerrahpaşa), Teofilos (Samat ya). İlamdi (Şehremini), Kemal (Kİ^" 1 ragümrük), tstefân (Balcffkeyi, A ' * rif (Fener); Halk (Hasköy), Mefke4^' J (Kasımpaşa), Receb (Beşiktaş), Ka pıiçi (Galata), îtünad (Bostanbaşı), Kinyoli (Tepebaşı), Tarlabaşı (Tak sim), Sdadct (Muvakkıthane), Osman Hulusi (Söğüdlüçeşme), tmrahor (Üsküdar). «Beklenilen büyük hareket 6 ağustosta oldu. Daha öğleden evvel Imroz limanında nakliye harb gemilerinin çok miktarda toplandığı nazan dikkati celbetmişü. Öğleden sonra düşman, önce, bizim nazan dikkatimizi ve ihtiyatla nmızı meşgul etmeğe çalıştı, sonradan fimal ve cenub gruplanmız üzerine şiddetli hücumlar yapn. Düşman Saros körfezini de unut mamışh. Harb gemilerinin himayesinSuda koyu tngiliz cephesinin şimal de bulunan nakliye gemileri körfezin kısmına yapılan her nevi nakliyata taşimal sahilindeki Karaçahya giderek vassut ediyordu. Çok defalar burada ihrac yapmağa başladılar. on iki ilâ on beş nakliye gemisi say Üzerinde birer haç bulunan siyah dık. Kuvvetli tel ağlarla tahtelbahir kürk serpuşlu • o sıcakta çok pratik lere karşı muhafaza altmdaydı. Çok tir ya! ve avcu üniformalı gönüllü defa burada yatan harb gemilerinin Yunan ihrac kıt'ası Venizelos tarafborda ateşi hem 11 inci fırkaya ve hem tarlanndan mürekkebdi burada ka de bunun cenubundaki 12 inci fırkaya raya çıkanldı. Not defteri elimize dütevcih olunuyordu. şen Fransız ecnebi lejyonu efradın Başlangıçta miralay Salâhattin Adan lsviçreli Kogler bu Yunan gönüldil Bey ve ondan sonra kaymakam lü kıt'asını «sahte çete» diye tavsif etHuvik tarafından kumanda edilen mişti. Filhakika bu kıt'anın askerleri 12 inci fırka düşmanın yakininde kal da vazifelerini sahte ve yanlış telâkki mak için siperlerini münhat arazide inetmişlerdir. Çünkü Türk süvarisi göşaya mecbur olmuştu. Kışın ekseriyetrünür görünmez bu Yunanlılar, 21 le devam eden yağmurlu havalarda simaktul bırakarak çabucak kaçmağa per tabanlan su içinde bulunuyordu. başlamışlar ve Türk süvarilerinin ya Lâkin Tuzlugöle ve sahile daha ya lın kılıcleri önünde mavnalanna can kın olan îngilizlerin de hiç olmazsa atmışlardı. ayni halde bulunmalan fırka için zaBu sırada şimal grupunun, Anburyıf bir teselli teşkil ediyordu. nu mmtakasınm sol cenahmda harb Daha cenubda Azmakdereye ka gürültüsü şiddetleniyordu. Öğleden dar 9 uncu fırka bulunuyor ve îsmailsonra saat beşte 64 üncü piyade ala tepe, bu fırkanm cephesinin göbeğini yını imdada göndenneğe mecbur ol teşkil ediyordu. Azmakderenin cenu dum. Bir saat sonra da fırkanm ba bunda Anburnu grupuna kadar cephede daha üç Türk hrkası bulunu • kiyesini sevkettim. Yanımda yalnız yordu. sahil muhafaza kuvveti yani 26 ncı Daha ilk ihrac günlerinde yararhk piyade alayı kaldı. göstermiş olan Anafartalar grupunun (Arkast var) u V.ö. Dünya boks şampiyonu yaralandı A'tburi Park New Jersey 10 (A.A.) Radyo neşriyaa programının tecrübelerinde bulunan ağır siklet dünya boks şampiyonu Maksbear, bir infilâk kazasına ugramış ve hastaneye gönderilmiştir. Hastane doktoru Royter ajansı muhabirine, şampiyonun kalbine yakm bir yanıkdan muztarip olduğunu söylemiştir. Bu yanık kuru sıkı bir barut infİlâkmdan mütevellittir. Şimdi ameliyat odasında bulunan Maks Bear'in vaziyetinin vahim olmad'ğı sanılmaktadır. Rumen gazetelerinin neşriyatı Yeni Bükreş 9 (Hususî muhabirimiz • den) Balkan konseyi toplantısının Felsefe Meşhur Didero'nun Çeviren HAYDAR RİFAT İstanbul Parti merkezînde balo 35 kuruş Almanyada yeni ve mühim malî tedbirler Berlin 10 (A.A.) Rayişbank mehafili, ulusal sosyalist rejimi iş başına gelelidenberi elde edilen endüstri kârlarla yükümsel (mecburi) bir ö dünç yapmayı düşünmektedir. Bu ödünç (istikraz) Almanyanm dalgalı borçlannı uzun vadeli bir borç haline çevirmiye yanyacakbr. Ulu sal sosyalist mehafili, rejimin iş bul mak için aldığı tedbirler üzerine elde edilen endüstri kârlannı savaş kârla nna benzeterek devletin bunlardan genel fiyda için faydalanmıya hakkı olduğu sonuncunu çıkarmaktadır. rinde tünele benzeyen bir girinti var dır. îşte orada gitti zannettiğim Drukerin gölgeyi kendisine siper ederek büzülüp oturduğunu gördüm. Markam sordu: Saat kaç vardı? Benim istasyona hareketimden hemen birkac dakika evvel. Demek şimdi Mister Drukenn evden çıkıo gideceği yerde tünele saklandığmı iddia ediyorsunuz. Evet efendim. Onu orada gördüğünüz muhakkak mı? Evet. Gayet iyi hatırlayorum. Yemin eder misiniz> Üsküdar Hâle Sinemasında 2 filim birden İlâveten HAFtYE Kenmaynar DUHULtYE 15 DOKTOR Mikinin Şen Saati Osman Şerafettîn Cağalog>j Nuruosmaniye caddesî No. 19 Telefon: 20893 Muayene zamanı cumadan maada öğleden sonra (Yenibahçe hastanesi) dahilî sari hastahklar mutehassısı etmemeliyiz. Ya Drukerin şehadeti kendisinden başka birisinin mücrimi yetini meydana çıkanrsa... Vans Markama bakn ve bir işaretle bu düşüncenin yabana atılamıyacağm) bildirdl Sonra: Evvelâ onu sıkı bir istiçvaba tâ« bi tutunuz! dedi. Doğruyu söyliyecek olursa kendisine zarar gelmiyeceğini, tevkif dahi olunmıyacasçını temin ediniz. Sonra icab ederse kendisi için bir tevkif müzekkeresi çıkartırsmız. Markam düşünüyordu. Nihayet Hata dönerek: • Drukeri yann sabah dokuzda buraya getiriniz! dedi. Hapisane a rabası da aşağıda dursun. Drukerin muhalefet etmesi ihtimali vardır. Yanınizda berayı ihtiyat bir tevkif mü zekkeresi bulundurunuz! Sonra ica bına göre tedbir ahnz. *** Ertesi sabah hava kapalı idi. Ke sif bir sis vardı. Ben o gece Vansm evinde kalmıştım. Kurri saat yedi l>uçukta bizi kaldırdu Büyük Parti Kurultayımn toplanması münasebetile evrelki a Partinin İstanbul merkezinde bir balo verilmiştir. Baloda hükumet, belediye, matbuat ve diğer müesseseler erkânı bulunmuş, sabaha kadar nezih bir hava içinde eğlenilmiştir. tan açığa itham ediyor. Demek o Robinin katlinden birkaç dakika evvel profesör Dillardın bahçesinde imiş. Şu halde Sperlingin de gittiğini görmüş olacak. Sonra Druker o sırada profesörün evinde kimler bulunduğunu hakkile bilen birkaç kişiden biridir. Bunu da unutmıyalım. Buna Madam Drukerin oğlunu istiçvaba gittigimiz za man gecirdiği korkuyu da ekliyebili riz. Velhasıl bütün bu fikir bizi hakh olarak şüphelendirmeğe kâfidir. Drukerin dimağî muvazenesi bozuk bir şahıs olduğunu da gözden uzak tutmamalıyız. Tahkik ettiğimiz meseleler ancak böyle bir dimağm mahsulü o labilir. Hatta şu Madam Dnıkerin kapısına konan şatranç taşı hâdiscsi bile bunlar arasındadır. Markamın bu sözlerini derin bir sükut takib etti. Nihayet Vans ayağa kalkarak: Belki haklısınız, Markam, dedi. tleri sürdüğünüz delillerle Druker çok çabuk itham edilebilir. Fakat size şahsi kanaatimi söyliyeyim mi? Onun aleyhinde elde ettiğimiz her delil kendisinin aradığımız adam olmadığı hakkındaki fikrimi takviye ediyor. Bu korkunc facialan tertib eden adam başkalan aleyhine netice verecek delilleri bir araya toplatüracak kadar zekidir. Markam itiraz etti: • Kanun nazannda delil delildir. Biz sizin gibi düşünemeyiz. Benim gibi düşünün demiyo » nım. Sizinle müşterek olduğum ye gâne nokta Drukerin faciayı işlediği değil, fakat ona şahid olduğudur. Bu itibarla kendisinden çok, pek çok mühim malumat alabiliriz. Mister Ar nesson siz ne fikirdesiniz? Benim hususî bir fikrim yok. Zavalh Adolfu hapiste görmekle herhalde çok müteessir olacağım. Arnesson çekingen durmakla beraber onun da Vans gibi düşündüğünü hissettim. Hat fevkalâde heyeeanlı idi. Avım yakalamak üzere olan bir zağar tavrile atıldı: Eğer o birşey biliyorsa hapse ükılınca bülbül gibi söyliyecekü'r. Polis müdürü de fikrini söyledi: Vaziyet naziktir. Bence acele Cumuriyet ( , in tefrikası : 45 Tazanx 8 S. Van Dine Tercume eden: ömer Fehmt Başkut Kâğıd Sperlingden dedi. Hapisaneden gönderiyor. Çok mühim bir şey için benimle görihnek istiyormuş. Vansm da tensibile Sperling der hal celbedildi. tçeri girince Martamı selâmladı. Vansa bakarak tebessüm etti. Yalnız Arnessona karşı çok soğuk davrandı. Müddeiumumî maznunu oturttu. Vans ta kendisine bir sigara uzattı. Mazjıun: Mister Markam, dedi. Size söyliyeceğim şey tahkikatınız için her halde faydalı olacaktır. Beni ilk defa isticvab ettiğiniz zaman, Robin ile silâh salonunda bulunduğum zaman Drukeri görüp görmediğimi sormuş tunuz. Gördüğümü, ben salona girdikten biraz sonra zemin katındaki kapı dan çıkıp gittiğini söylemiştim. O za man ancak o kadannı hahrhyabilmiş tim. Sonra bu hususta uzun boylu düjünmeğe vakit buldum ve herşey ol duğu gibi aklıma geldi. Bu yeni ha brladığım şeylerden birisi Mister Drukere aiddir. Sizi de bunun için gör mek istedim. Silâh salonunda Robin ile görüsürken bir aralık endaht meydanına bakan pencerenin önüne git mis ve biraz sonra yola çıkacağım cihetle havanm nasıl olduğuna bakmak istemi<tim. Endaht meydanmı bilini niz. Meydanı çeviren duvarlann bi • Ederim. Markamm bir işareti üzerine mah pusu odadan çıkardılar. Müddeiumumî Vansa bakarak: Nihayet bir ipucu yakaladık, galiba! dedi. Evet. Ah r ı kadmın sözleri <le bu mealde idi. Fakat ona istinad ^demezdik. Çünkü Madam Druker onu tekzib ediyordu. Fakat şimdi sağlam bir delU bulabildik. Sperlingin sözleri Drukeri açık (Arkan var)