Jürklerle Süngu Süngöye No. 171 A. DAVER Çanakkalede r Dîkkatler Gezintilerimiz Cumhuriyet Bugünden itibaren 2 ıflayıs «Allah, Allah» naralan, bu ağustos sabahında tepelerde boğuk akisler husule getiriyordu 10 ağustos sabahı saat 5.30 da 8 inci f ı r k a a ı n 2 3 üncü ve 2 8 inci alaylan tarafından Conkbayınna jid detli taarnız icra e d i l d i . Oradaki düştnan kıtaau peri'an bir halde geriye a 111 d ı ve Conkbayırile garb yamacı zaptedildi. Sol cenahtaki kı taatımız dahi bu laamıza iştirak e Anaiartalar kahramam Mastafa Kemai derek Şahintepe erkâniharbiyetile beraber ye kadar gcldiler cepheye ithal edıimemiş olan ihtiyat se de mezkur tepeyi tamamile elde e kıt'alanndan 23 üncü alaym I inci demiyerek şarkmdaki tepecikte te vakkufa mecbur oldular. taburu Conktepesi gerisine ve bıraz şimal cihetine getirildi. 2 4 üncü alaym Düşman donanması ateşlerine de ihbyat bölüklerile 3 üncü taburun hevam ederek Besimtepe Conkbayırı nüz cepheye sürülmemiş bölükleri faattınm garb yamaclanna inmiş olan Conktepesi cenubunda hemen hatb efradımızı şiddetli ateş altına aldı. Şahin sırtında bulunan 10 makinelitüfek balâya yakm olarak içtima etbrildi. efradımızı yan ateşine tutarak pek Bu kıtaattan arahksız bir sıradan müfazla zayiata uğratn ve bu yüzden tarekkeb bir avcı hatb teşkil edilerek arruz kollannuz, hatn balânın 400 mütebaki bölük ve takımlar yanaşık 500 mctro garbinde durmağa mecbur nizamda bunlann gerisinde terbb olunoldular. du. Cümlesine süngü takbnlarak hü cum işaretine intizaren hazırlatbnldı. Bundan sonra Conkbayın ile 19 uncu ve 16 ncı fırka mıntakalannda 13 23 üncü alayın makinelitüfek bölüğü agustosa kadar mühim bir vak'a olmade Kördere başlangıcındaki boyun cidı. 6 ağustostan 10 agustosa kadar Kovannda mevziie sokuldu. Hücum caçimen ve Conkbayın mıntakasındaki Conktepesi cenubunda 261 ile Conk zayiatınuz 9 2 0 0 kişi ve daha soldaki şımalini görmeğe müsaid olan boyun 19 uncu fırkaoın zayiatı ise takribî onoktasında bulunacak kıt'adan tam Iarak 1800 2 0 0 0 kisi idi. Kocaçimensabahleyin 4,30 da yukanya kaldı Conkbayın • Kabatepe mıntakasındaki nlacak bir kürek işaretinin venlmesi bütün zayiatınuz ise taknben 18,000 le ba^l'vacakh. insandır. Bu cephemiz karşısındaki İnMüthiş bir sünçü rmcumumuz giliz zayiah ise 12,000 kişidir. karşısmda Larser düşmanın zayiatı daha fazla îsaret venhr verılmez hiçbir ateş haolduğunu yazarak dıyor kı: zırlığı olmadan tekmil cepheden sün «10 ağustosta Mustafa Kemal 8 ingü hücumuna başlandı. «Allah AI • ci fırkayı Baldvin grupu üzerine sünlah!» naralan bu ağustos sabahında gü hücumuna sürmüş, ve hemen he tepelerde boğuk akisler husule getinmen yan kuvvet olmuş olan bu grup yordu. Düşman hemen kara ve dcniz 3 5 0 0 zayiat vererek karmakanşık bir toplarile piyade ve makinelitüfek a surette geri ahlmışb. Anzaklann bu teşlerile hatbbalâlan döğmeğe başla mağlubiyeti kat'i idi. Kanlısırt nümaA. yişi haric olarak şimdiye kadar 20,000 Tepelerden gayet kesif kütleler hamsan zayi etmişlerdi. Sadece 13 üncü linde efradunızın düşman üzerine a fırka 10.500 mevcudundan 6000 kişı tılması, Avustralyalılann kuvvei makaybetmişti.» Bu 10 ağustos muharebesi, Çanakkale muharebelerinın en yamanlann dan biridir. Bu güzel ve kahramanca muharebenin tafsilâbnı Erkânıharbiye mektebi külliyatınm f 1 inci numara smc'a erkânıharbiye kaymakamı Hayn Beyın konferansmdan takib ediniz: Taarruzun taze kıtaatla ve fecirle beraber Conk tepesine ve Şa^insırta doğru düşmanı denize sürtnek üzere yapılması emredilmişta. Anafartalar Grupu kumandan. miralay Mustafa Kemal Bey de hazır lıklara nezaret ve taarruzu yakmdan takib etmek üzere 9 ağustos akşamı Suyatağına 8 inci fırka karargâhma gelmistir. Hücum tertıbatı şöyle idi: Henüz neviyesini kırdı. Conktepesindc bulu nan düşman efradı hemen geri kaç mağa başladı. Arkasından diğer ta raflarda da düsmanın geriye kaçması efradımızm günlerce muvaffakiyetsız taarruzlarla kınlmış olan kuvvei maneviyelerini yükseltb. Hatta o dere ce ateşli bir taarruz ve intikam hissi hâsıl oldu ki bir kısım efradımız düşmanı takibe koyularak dik yamaçla rın kenarlannda kendilerini tutama dılar, aşağıya derelere kadar yuvar landılar. Düşman Şahinsırbn dar bo yun noktasına, şimal ve cenubuna koydugu 10 kadar makinelitüfekle yan ateşleri yaparak takib efradımıza pek çok zayiat verdirdi. lArttosı varl Yarddaslartmtzuı gezinmesine, yurdunu gö'rüp tevmesine, Anadolu Demiryolları kadar candan ça ! lısan olmadı. Burada istemiyerek söyliyeyim ki, Akay ve Şirketi Hayriye bu yönden kolayhk gSstere i medi ve bunu kendilerine de ya • ramıyan bir alısverif gözile gördö. Yurddastn gezinmesi yalnız bir eğlence değildir. Yurddaştmtztn geçimi pek yolanda olmadtğı için yaztn ayrt, ktstn ayrt yerde oturamı • yor: Boğaza, Adalara, Bakırköyüne turaya, buraya gidenler azdır. Bunun için kapalı evde, ktstn gü • neşsiz günlerinde düsen sağlığtnt yeniden bulmak için yurddasa yardım etmek ister. tste bu gezinmeler, nekadar stk olursa yurddast mızın sağlığı artar. Bugunku va pur tarifeleri, bağlt, çemberli tarifelerdir. Perşembe gunü git, şu gunâ gel. Su vapura bin, şununla geri dön demekle bu arzuyu yerine getiremeyiz.~ Yurddastn sağ Itğı yonünden bu hava almak ve gezinmek en başta bir değer tuttaŞra gibi, bu değer bununla da Yurdun ayn ayrt güzellikltri ve »evilecek yaşayışlan vardtr. Sonra, vapur, trenden baslıyarak bir ahsveri» hayatı da eanlanır. Bu alısverişin uca, »etgiz, teaaiz bek • liyen y~rlere, köylere kadar uzantr. Oralara da az çok bir yağ mur yağmıt gibi, ahfcerinn fen li$i dokunur ve şunu da töyliye • yim ki bu para gene çabucak bize doner ve bir iyilih gibi ödenir gider. Bana oyle geliyo ki, böyle yurda ve yarddasa dokunan te melli işlerde, türlü türlü kuruluflar i«e yalntz aluverif gozile ba • kıyorlar ki bu bize yaramaz ve bunun, artık şu veya bu kurulu • şun kârt değil, bir yurd meseleu olarak düsünülmeai nran gelmiştir »antrvn, Şehzadebaş: HÎLÂL sinemasında RADYO Bu aksamki program J VÎYANA: 20 haberler 21 halk şarkılan 22 on dakıka mızah 22,10 yakın tarihe aid bir konuşma 22,30 dans hava lan 23 haberler 23,10 dans hava » ları 24,10 konuşma 24,15 dans havalan. VARŞOVA: 19 şarkılar 19,15 konferans 19,45 sesli filimlerden parçalar, konuşma 20,35 oda musikisi, konuşma 21 hafif musiki, habeıler 22 senfonik ko» ser, reklâmlar 23,15 temsil, gramo • fon, konuşma 24,20 salon orkestrası. BERLİN: 17,05 konser 17,35 piyano konseri18,05 Münihden nakil 19,05 piyes 20,05 dans havaları 20,25 gramofon 20,45 günün akisleri 21,05 haberler21,15 musiki ve dans havalan 23,05 haberler 23,35 Kolonyadan nakil • 1,05 gramofon. PRAG: 18,25 çifte piyano ile musiki 18,55 almanca neşriyat 19,55 almanca ha berler 20,15 rusça ders 20,30 eğ lenceli konser 21,05 baharda Pragd» bir gezinti: Konuşma ve şarkılar Iki büyük film birden gösterilmektedir. Şehir tiyatrosu artistlerinin büyük bir varlıkla oynadıkları MİL Y ON A V C I L A R I Tamamen türkçe sözlü v e şarkılı harika filmi v e Harb» Umumide Italyan sahillerine dehşet salan ( 1 4 A L ) tahtelbahirinin hakikî maceraları. DENÎZ ALTINDA CEHENNEM «ROBERT MONTGOMERY» ve MAGDE EVANS» tarafından vücude getirilen heyecan, korku, dehşet, aşk, vazife, ve harb filmi Bugün matinelerden itibaren İ P E K S İ N E MA S I N D A Iki büyük Fransız filmi birden ZOMBİ (Yaşıyan ölüler) D A V İ D GOLDER Mümessili: 2[amanımızm en büyük trajediyeni Aşk, esrar ve heyecan filmi ve H A R R Y B A U R MELEK «inemasında 2 film birden: 1 ANÎTA PAGE tarafmdan temsil edilmiş ASRİ SÎNEMADA Bugün matinelerden itibaren Fransızca sözlü 2 film birden Büyük bir konser AIi Sezai resitali Maruf viyo lonistimiz Âli Sezainin resi tali bu akşam saat 9 da, Bey oğlunda Fransız tiyatrosunda verilecektir. E pey zamandır üzerinde çalı şılan ve prog ramına çok güzel eserler seçilen bu konser mev simin en parlak bir san'at bâdisesi olacaktır. Istanbul radyosu Âli Sezai konserinden bütün memleket halkını da istifade ettirmek icin Fransız tiyatrosundan nakil yap mak üzere tertibat almıştır. Konser orkestra refakatiledir ve büyük Konservatuar orkestr?^ıru san'atkâr Cemal Resid idare ede • cektir. Programda, Mozar. D«ku«of, Vivaldinin maruf parçalan vardır. B | | | > GÜZELLÎK ENSTİTÜSÜ Fransızca sözlü film. 2 RİCHARD TAUBER tarafmdan yaratılmış DENİZLER DEVİ GEORGES BANCROFTve FRANCEES DEE tarafmdan ve aynca SEVGİLÎNİN SON SESİ Şarkılı ve musikili film. AŞKA TÖVBE LİLÎAN HARVEY ANDRE ROAN ve ARMAND BERNARD tarafmdan En dun fiata en güzel temaşa Suvarelerde: 8,45 te her iki film birden Bir Fransız Matmazeli Pratik bir metoda ve uzun teerSbelere maliktir. Fransız matmameli, fransızcannı MÜratle ilerletmek ittiyenlere mütaid şartlarla der» cerir Gazetede (F.) rümuzuna yazıl malıdır. V. ö. EN WYM SANSI Nöbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler şun» lardır: Şinasi (Büyükada), Yusuf (Hey beli), Mehmed Kâzım (Bahçekapı), Übeyd (Cağaloğlu), Sıtkı (Lâleli), Hıkmet Cemil (Cibali), Ibrahim Ha lil (Saraçanebaşı), Nuri (Aksaray), Teofilos (Samatya), Nâzım (Şehre mini), Arif (Karagümrük), Istefan (Bakırköy), Hüsameddin (Fener), Yeni Türkiye (Hasköy), Yeni Turan (Kasunpaşa), Receb (Beşiktaş), As rî îttihad (Okçumusa caddesi), Ga rih (Kumbaracı), Limoncıyan (Mis sokak), Faik îskender (Moda), Mahmud (Altıyol), Kurtuluş (Kurtuluş), Ömer K°nan (Çarşıboyu, Üsküdar). Ressamlan davet TIK Bugün ıtk matine finden itibaren SARAY sınemasmda 2 tihm birden m DMAN ÛRKİY4 1 UNUTULMUŞ SENFONİ JAÇK PAYNE ve meşhur cazı tarafmdan gayet güzel bir film ve BULACAKSINIZ Keşlde 15 Mayıs 1935 Kadının yanmdan çıkbk. Koıidorda Markam sordu: Vans bu şatranc taşını bırakan adamın Robinle Sipirigi öldüren adam olduğunu zannediyor musunuz? Buna hiç şüphe istemez. Onun bu gece ziyaretinden m?ksadı tamamüe 7 aşikârdır ve b'' im bildiklerimize na zaran mantıkidir. Hat aüldı: Ben ise bunun bir şakadan başka bir«ey olmadığı fikrindeyim. Hayır. Hat... Bu hakikattir. Hakikatin bir tezahürüdür. Anlıyamadım. Vaziyeti tahlil delim. Cebinde şatranc tası taşıyan bu adam evin plânını, ve Madam Drukerin odasını çok iyi biliyor. Sonra Adolfun ne vakit eve döneceğine de vâkıftır. Ziyaret için onun evde bulunması muhtemel olmıyan bir saati intihab etmiştir. Bunlar bizim tahkikatımızı ilerletemez, Mister Vans. Malum ya biz işe başladığımız gündenbcri caninin her iki evin dahilini biliyor tarzediyo nız. Doğru... Fakat bir adam evin dahilini bilse bile ev halkının saat kaçta eve geldiklerini bilemez. Bunun için o aileyi çok yakından tanıması lâzım dır. Hat şuna emin ol ki bizim meçhul ziyaretçimiz Madam Drukerin geceleri oda kapısını kilidlemediğini de biliyordu. Maksadı şarranc taşını bı rakmak değil, ancak odaya girmekti. Markam itiraz etti: Şu halde o kadar ihtiyata ne lüzum vardı? Kapıyı vurabilirdi. Hayır Markam. onun niyeti fena idi, fakat mevcudiyetinin haber alındığını görünce şatranc taşını bırakarak kaçtı. Hat söze kanşn: Mademki bu adam evin bir ya bancısı değil, tanıdıklarımızın o saatte nerede bulunduklannı tahkik ede rek hakikati meydana çıkarabiliriz. Çıkaramazsmız H a t Bu ziyaret evvelden düşünülmüştür. Minareyi çalan kılıfını hazırlar, derler. Mücrim o saatte başka yerde bulunduğunu ispat PIYAMGOSUNCA Güzel Sanatler Bırliği Resim Şu besinden: Ankara resim sergisine iştirak edecek san'atkârlann 16 18 mayıs 935 saat 14 17 ye kadar eserlerini Alayköşküne getirmeleri ve şimdiden iş tirak varakasım çevirgenlikten almaları. Kiralık Türbede Belediye karşısın da Sinanağa daireleri adh ve 1719 numaralı apartmanda 2 numaralı daire kiralıktır. Kalorifer • elektrik gaz su edecek vesikaları çoktan hazırlamış hr. Vans bu sözleri söyliyerek yoluna devam etti. Mutfağa inen merdivene gidiyordu. B'ze kendisini takib etmemizi işaretle bildirdi. Mutfakta ahcı Alman kadını ye • mek hazırlamakla meşguldü. Bizi görünce korkarak geri çekildi. Vans yemekleri muayene edîp kadmı teskine yarayacak bir söz söyle dikten sonra sordu: Sizin isminiz nedir? Greta Menzel! N e vakittenberi buradasınız? Yirmi beş senedenberi. Oo, epey uzun bir zaman. D e min bize sokak kapısmı açüğmız za man neden o kadar korktunuz. Korkmadım. yalnız Mister Druker çok meşguldü. Bizim onu tevkif edeceğimizi zannettiniz değil mi? Kadın bu suale cevab vermedi. Mister Druker bu sabah saat kaçta kalkü? L İ E B E L E İ Schnitzlerin parlak eseri ve MAGDA SCHNEİDERin temsilı Matineler: 14 te ve suvare 20,50 de başlar Biletler bfitfin tayyare bayilcrinde ve her şebrin Ziraat Bankalannda X 1 raya satıitnaktadır. "Cumuriyet,, *n tofrikası : 36 bir his işte... Anladım. Lutfen sözlerinize devam ediniz, Madam. Kapı topuzunun çevrildi^ini söylüyordunuz. Evet. yavaş yavas saga sola oynahhyordu. Birden korkudan donup kaldım. Bağırmak istiyor, fakat bağıramıyordum. Nihayet haykırmağa muvaffak oldum. Kaoı topuzundaki hareket durdu. Koridorda uzaklaşan ayak sesleri işittim. Bunu duyunca yata ğımdan fjrladım. Kapıya yaklaşarak kulağımı dayadm. Kalbim olanca «iddetile çarpıyordu. En fazla Adolfum için korkuyordum. Biraz sonra ayak seslerinin merdivene doğru uzaklaşağını duydum. Hangi merdivene? Mutfağa inen mcrdivrne... Bi raz daha bckledım. Sokak kapısı, arkasından bahçenin demirpârmakhğı kapandı. Bütün ev dahilinde eski sükunet teessüs etti. Artık çıt bıle duyulmuyordu. Yavaççacık topuzu tuttum ve çevirdim. Kapı açılırken toouzun mukabil tarafına konmuş olan birşey yere düşrü. Elekrriği yaktım ve düçen scyin ne olduğuna baktım. Madam Druker sustu. O korku ve heyecan sahnesini tekrar yaşadığı çehresinin ifadesinden belli oluyordu. Vans yavaş bir sesle sordu: Yere düşen neydi, Madam Druker? Kadın müşkülâtla kendini topladı. Ayağa kalktı, tuvalet masasına doğ ru yürüdü. Gözlerden birini çekerek ufaktefek bir sürü şeyler a'asmda aradjŞ'nı bularak bize gösterdı. Bu bir şatranc taM idi. 13 Göhe \2nisan, sa.lt saat 11 Vans. kadının uzattığı şatranc taşı• <i!arak cebine koydu. Sonra ciddî bir tavırla: Madam, dedi, dün gece burada cereyan ettiğini anlatbğınız hâdiseyi başkalanna söylemek tehlikelidir. E ğer bunu söyliyecek olursanız size bu oyunu oynıyan adam'n ayni hareketi tekrarlaması muhtemeldir. Adolfa da söylemiyeyim m»? Hiç kimseye söylemeyiniz! O ou bir »r gibi muhafaza ediniz! Tcaen; Tercume eden: i 8. t. Van Dtnt öner Fehmt Başknt Çok olmadı. Mister Robınin featlindenberi kilidliyorum. Evvelce apık yatardım. Fakat şimdi kendimi emet albnda görmüyorum. Fakat nigörmediğimi de bilmiyorum. Öyle