•"'Iîkincikânmı'35! Sovyet Rusya ordusunu' Türk Ve Kızılordu bir semai meşkederken. yeniden takviye ediyor nun kardeşliği Şehrin öteyakasmda garbin en yüksek eserlerini Millî Müdafaa Müsteşan, bu sene Kızılordunun takviyesi için, millî müdafaa bütçesinin altı buçuk milyara çıkanlacağını soyledf seri Rosengoltz, difari memleketlerle tkari münacebat hakkında mufassal izahat venniştir. Bu izahata göre 1934 yilina aid ticaret bilânçosu 180 milyon altm ruble ile Sovyet Rusya lehine kapanmiftir. Şark memleketlerile, bilhassa Türkiye ile olan Hcart mânasebat mStekabil menfaat e*aslartaa müstenid ve normal vaziyette inkiyaf etmektedir. Haricî ticaret komiseri, Türkiyeye veruen scids mflyon dolarlık krediden *baha*derken Sovyetlerin iktuadî, ücarî münasebatlannda kat'iyyen «iyaaî maksadlar takib etmediklerini il&ve etmiftir. Sovyetler kongresi dört senede bir defa toplanır ve en yükıek salâhiyettar makam olarak tanüir. Kongre yeni mer* kezî icra komttası mrihabini yapmiftır. Moskova 3 0 (Hususî Muhabirimiz • Memlcketin teşkilâh eaastye kanunnnden, telsizle) Sovyet büyük kon • da cumhuriyet e*aslarina uygun tan • gvesindc bu sabah haricî tiearet komi zimat yapilacagl söylenmektedir. Moskova 3 0 ikincikânun (Hususi Muhabirimizden) Sovyetler BVliği büyük kongresinin gece eelsesmde MilH Müdafaa Komiserliği Müsteşarı Tuhacefski Yoldaş, Kı • zılordu teşkilâtınm takviye edildiğini ve daha da kuvvetiendirilmesi tâznn geldiğmi soyliyerek bu bususta kongreye izahat ve tafsüât vermiştir. Müstesar, Sovyetler Birliği Millî Müdafaa bütçesi, 1934 senesinde, bir mflyar 600 milyon ruble olduğu halde ordunun motörleştirümesi ve eepane ihtiyatı vücude getirilmesi îçin 5 mOyar ruble sarfedOdiğuü bildirmiş v« 1935 senesinde, mfllî müdafaa büteesmm S buçuk milyara çikacağinı söylemiştir. TELGRAF HABERLERI [HEM Istanbul tarafmda udla Sporda profesyonellik I Musiki işi: 8 NALINA MFHİNA tercüme eden ve günden güne daha kalabalık bir kütle teşkil eden bir smıf vardı Yazaat Halid Ziya Uşaklıgil Çuhacıyan: Gedikpasadan Benkyan takımile tzmire intikal eden miras içinde, bizde musiki inkılâbı yönünden fransızcadan tercüme edilenlerden çok daha ziyade ehetnmiyeti haiz üç eser vardı. Bunlar Çuhacıyanın «Arifin Hilesi», Köse Kâhya» ve «Leblebici Hornor» adlı eserleri idi. Bunlara aid defterler tamamile elde edilebilmis miydi, burası süpheli... Zaten o zamandan sonra da büsbütün unutulraus olan ilk ikisinden baska, üçüncüsü, meshur «Leble • bici Horhor» türlü türlü maceralardan geçerek, her adımda yaprak • lanndan bir kaçını rüzgârlara ve • rerek bugün öyle dağınık ve bozuk bir halde su zamana kadar gelebilmistir ki bugünün «eklile ilk sekli arasında pek büyük bir değisiklik olmustur. O zaman bu eser tzmi • rin sanat tezahürlerile pek alıskm olan, hususile frenk yahud frenk adını taktnmıs »ınıfının üzerinde öyle müsaid bir tesir yaptı ki haftalar olur «Leblebici Horhor» du • varlarda Hân kâğıdlannt terketmez ve her defasinda hücum eden, ne kadar görteler doyamıyan seyirciler biribJrinin üzerine yığılırdı. ömürlerinde tek bir türkçe söz söylemek hatırlanna gelmiyen tzmirin o vakte aid acib halkı ağızlanndan: LebUbİe! Horhor derler Melmekette hep bilirler Nakaratmı düsürmez oldular. Her çesid yabancı milliyet adını tasıyan, hususile Rum kizları, en ki • bar salonlarda, birinciler sonuncu lara mahsus telâffuzla asılanarak ve Ş lan S okuyarak: Çek kayıkçı yavas yavas Çek küreği etme telâs Türküsünü söyler oldular. Bu eserlerin kıymetini tzmirde, daha sonra Mısırda, kazandıklan rağbetle ölçmek doğru olmaz. Onların asıl kıymeti garb technique knrallarma tamamile mutabık bir usulde fakat sark ezgileri edasında yazılnuf olmalanydı. Bu itibarla bu üç eser bizde operette ve sayed doğacak olursa opera için yürünecek yolu göstermi* oluyordu. Ve vikıf olanlann ^ddiasma itimad edilince demek lâzımdır ki bestekâr bu atılan ilk adımda muvaffakiyetin en büyük sekisine irismis oluyordu. Ne kadar yazrk ki bir yandan eaerleri böyle rağbet kazanırken, aan'atkir, tzmirin bir kösesinde se> falet ve zaruret içinde can çekisi • yordu. O zamandan sonra vücude getirdiği inkılâb da bir ferda ha • yatı bulamıyarak can çekisti, ve iste elli senelik bir ati içinde, hiç takib olunaroıyarak ölüp gitti. Gene o tarihte «Leblebici Hor • hor» un kazandığı rağbete imrenerek beatekâr Haydar «Pembe Kız» isminde bir eser yazdı ve ayni ta • kımda oynattı. Bu sarahaten bir sukut oldu. «Pembe Kız» garb vsulüae «sla yanasmıyarak Jstanbul musikisinin biribirine eklenmiş »arkılan tarzında neşidelerden ibaret bir eserdi. Bunun içindir ki onutı musiki inkılâbı tarihinde bir yeri yoktur. Bugünlere kadar »urada burada operette namı altmda oy • nanan seyler de «Pembe K ı « >o tarzile kanto tarzmın birleşmeainden vücude gelen tecrübelerdir ki technique itibarile bizde musiki hareketme bir küçük adım bile attı ramamıslardır. kardeşin meziyetinden hiçbir zerre nezedemez. Ekremin edebi kud * reti, Cemalin musiki salâhiyeti kabilinden bu eserlerin pek çok üs • tündedk, onlar bunları bir eğlence olarak ve halkin mizac ve zevkine uygun birkaç hos saat geçirtmek için yazmış olacaklardır; bununla beraber inkılâb zemininde bunlar gene bir merhaledir. Izmkri bırakıp tstanbula rücu edince burada görülecektir ki garb musikisinin halkla temas eden ve • sileierini asker bandolariie Tepebasının ve Taksim bahçesinin aksam üstü ve gece konserleri verirlerdi. Daha dar bir dairede frenklerin, Rumlann, Ermenilerin philarmonJque heyetleri vardı ki bandolann ve bahçe konserlerinin daha yükseğine çıkarak küçük bir zümreye elassique eserler dinletirdi. Asıl dikkate sayan olan tstaabul ciheti hep Veznecilerin çalgıcı dükkânlannda, yahud, surada burada etrafına be* on sakurd toplıyabilen üstadlann yanında, udla, tambur • la meselâ nühüftten bir beste, fe • rahnâkten bir semat meşkederken» gene Inzlar sehrin karanhk sokak • larında yıkık evlerde faraza hicazkâr pisrevinin birinci hanesini tıngırdatmağa çalısarak hayatlannın bulutlanna bir parça ısık vermeğe uğrasırken sehrin oteyakasinda kemanlarile, piyanolarile garbin ea yüksek eserlerini terceme eden ve gündengüne daha kalabalık bir kütle teskil eden bir sınıf vardı. Bunlarm içinde öylelerini tanıdım ki cidden bir virtuose ıtlakma lâyık • tılar. tstanbul halkı kısın Direklerarasmda, yazın koylerde saz takımı lutfetsin de beklenen sarkıyı okusun diye uslu uslu otururken, Rumlar Eptalofos tarasasında yahud Amavudköy nhtimında bagirgan çalgılarile aksamüstü düzikolannı içerken Beyoğlunun mümtaz sayı lambir sımfında j;arb musikisi ainsi sinsi izler açıyor ve burada şehrin öte yakastndan büsbü tün ayrı bü* hareket uyandınyordu. öyle itikad ediyorum ki bu hareketi doğuran Beyoğluna sık aık temsiller vermeğe gelen, burada u« zun mevsimler goçiran • operette takımlarııu bırakalım • opera he • yetleriydi. Bu tarz garb musikUinin yüksek eserleri için bir mikyas olmamakhı beraber halkı ahştırmak için en iyi bir vasıta idi. Bu ıtoktada ısrar edeceğim, zira bu, vâsıl olmak istediğhn natkeye beni ulaştıracak olan noktadır. Ş«hrin öte yakasmda, o tarihlerd* Türklükle münasebeti hiç derecesinde olan o muhitte opera hareketi yaşlılığtma rağtnen benim de hatıralanmm ulaşamıyacagı bîr zamanda başlamiştir. ir müddettenbe*i, Türk sporunda bir profesyonellik cereyanı uyandırmak isteniliyordu. Nihayet Türkiye tdman Cemiyetleri İttifakı umumî merkezi, dünkü gazetelerde çıkan tebliğile bu mesele hakkmda spor teşkilâtı mızın ve bu teşkilâtı idare eden Cumhuriyet Halk Fırkasmm rey ve fikrini ortaya koydu: General Fahreddin şerefine Moskovada bir ziyafet verildi Ankara 30 (A.A.) Iran • Efgan hududundan avdet ebnekte olan hakem heyeti reku General Fabrettin^ şerefine Moskovada Büyük El çuniz Vasif Çinar taradndan bir !»• ya/et verilmif ve Hariciye Komiaer rauavinî M. İristinski, M. Karahan, Erkâniharbiye reisi General Puke » rof, General Budyenni, General Lanfovi, General Kaeker, Hariciye er • kâm, Efgan sefiri ve tran maslahatguzan hazır bulunmuslardir. Yemekten sonra Türk orduıu Oe Kuılordunun kardeşliği ferefine kadeh kaldirilmis ve kardes Efgan ve tran hukumetlerinin saadetine içümiftir. General Fahrettin bugBn General Vorosilof tarafmdan kabul edilecektir. • Türkiye tdman Cemiyetleri Ittifakt, amatör sporile mesgul ve mateşekkil olap ancak ama • törlağü temsille mukellef ve profesyonelliğin kafi surette aleyh tarıdır, Türkiyede profesyonel spor cemiyetlerinin kurulmasına taraftar olamaz.» Uyandırılmak istenilen profesyonellik cereyanınm hedefi futboldu. Çünkü, memleketimizde, halka ver» diği heyecandan istifade »uretîle para kazanmak imkânı olan tek spor, futboldur. Millî sporumuz olan güleş bile futbol kadar rağbett* ve moda değildir. Şu haide profesyonellik bahsini yalnız futbol cephesinden tetkik et» mek lâzundır Pjrofesyonel futbol, bize iyi bir takun kazandınr. Bu takım Oroguay, ttalyan ve Avus • turya takımları gibi parlak zafar* ler kazanmak şartile Türk futbolün» ve futbol vasıtasile memlekete propaganda yapar. Fakat bu iyiliğine mukabil de, bütün »porcu gencliği para peşkı • de koşmağa teşvik eder. Zaten, bedenen iyice hazırlanmadan futholcu olmağa çalışan genclik, üste para da kazandıran bu spora daha fazla ehemroiyet verir, futboldan çok faydah olan öteki sporlart ihmal eder. Eğer, memleketin spor siyaseti • nin hedefi, yalnız mükemmel fut • bol cambazı yetiştirmekse profes • yonallik kabul edilmelidir; fakat, spor siyasetimizin gayesi yalnıa iyi futbol cambazı yetiştirmek değil de Mğlam vücodlü, seciyeli, feragaUi gencler yetiştirmek ve yannın kaalı savaşlartnda bu ganderle momlaketi kocumak ise ki böyledir * profesyonelliğe değil, amatörlüğe kty» met vermek lâzımdır. Spor siya«« « timizin hedefi, şampiyonlardan mfirekkeb bir azhk değil; hepsi sporcu bir millet yetiştkmeğe çalışmakttr. Bütün bir millet spor yapmca onun içinden şampiyonlar d"a yetişîr. Amator Alman futboleulannın dünya şampiyonu olamamalan, Almanya» da 17 milyon sporcu bulunmaama ve Almanların »porcu bir millet olma* aına mâni değildhr. Sovyetlerin haricî ticaret plânçosu Roma anlaşması ve Macaristan Ingilizler bizden zarar istiyorlar Saylav seçimi 8 şubatta yapılacak 10 kadar müstakîl namzedlik bırakılacak Ankara 3 0 (Telefonla) Meelis Reisi Kâzim özalp bu akfamki trenle tstanbula hareket ettL Yarin aksam Basvekil fsmet tnonS Oe Receb Peker ve tç tsleri Bakanı tstanbula gideceklerdir. Bu suretle say • lavlık için tasnif edilen müracaatler Umumî Rei* Atatürkun nezdinde tetkik ve bir neticeye raptedüecektir. Müracaatler yekunu eski «aylavlarin m6 • racaatlerile birlikte 2,000 i geçmiştir. Saylav mtihabı 8 subat cuma günü ve memleketin her tarafmda birden yapilacaktır. Bu hususta Firka tesküâU bazlrlik • lara başlandmasmt emretmistir. Yeni intihab edilecek Meclisin liması hak • kmda verilen malumatlar hep tah • minden ibarettir şayialar föyle hul& • sa eduebüir: 1 Yeni Meelis 395 meb'ustan mürekkeb olacakttr. 2 Eski Meclisin % 9 0 l yeni mecliste bulunacaktir. Bu suretle yeni Meclute 110 kadar yeni sima bulunacaktir. 3 Yeni Mecliste 1 5 kadar kadin aza da bulunacaktir. 4 Yeni Mecliste de mustakü meb'uslar buhınmasma imkan vermek için 10 kadar namzedlik aeik bıraküa«aktir. 5 Onümüzdeki sene dü faaüyeti nin fazla olmast ve yeoi kanonlaria da yeni dille yazilmasına çalifilacağma gö» re Mecliste dü mütehasaUİannin da fazla yer alacağı tahmin edümektedir* 6 Encümenlerin ihtısas nokta smdan takviyesi için nmhtelif mesleklerden daha fazla mâtehassis bulun • durulmasma çalisilaeaktır. 7 • Yeni intihabda karı koca ve kardeslerin ayni zamanda saylav ol • mamasi gözönünde buhmdurulacak • tır. Maamafih bütün bunlar hep tahminden ve devam eden dedikodulart tes bitten ibarettir. Müracaat edenlerin '*• •imleri ayrica liste halinde üân olun^ • caktir. Kimler saylav olacak veya saylav iken bu intihabda saylav olmıya • cak gibi islmler etrafmda durmak hiç te doŞru değOdir. Macar Dış Bakanı mühim Avam Kamarasında mübir nutuk söyledi him münakaşalar oldu Bndapeste 30 (A.A.) Macaro • lan Haridye Nazin M. Kanya diş işleri uyasasi hakkmda meclisi meb'usan disarı tsleri komisyonunda MacaristanYugoslavya ihtüâfı hakkmda izahat verdikten sonra demiştir ki: « Hararetli miinakafalardan *on * ra ihtilâfin tekrar münakaşasina avdet edilmemek ve kat'i turette halledflmek iner* tahrirt bir anlaşma şekli Cenevrede kabul edilmistir. Macar hükumeti ifia inkisafmı aükunetle takib etmektedir. Fransiz • ttalyan anlafmastaa ge • lince, bunım takib eUiğimi* dişan siya» »*ıms tarafmdaa, kiçbir müfkiHata ma« ru* kalmiyacağı aşikârdtr. Anlaşma metnine Fransanin imzasini koymasi bizim dileklerimizin hasunlartmız tarafmdan taninması demektir. Metin değil, fakat anlaşma lihniyetinin tatbikıdtr ki, mttnasebatı atiyenîn inkişafina yardim edecektir. Macar hakumeti ild lâtin milletin Avrupa sulhuna hâdim anlaş • masmi böyök bir sevinde kaydeder ve müstakbel iç işlere ademi müdahale rnukavelesi müzakeratına iştirake hazir olduğunu bfldırir. t Bq müzakereler esnasinda komşula» ttmiz da M. Laval ve M. Mıuolininin Romada gösterdiği kadar, «nlaftnak zihniyetini izhar ederlerse bir muka • v d e elde ederlene bir mukavele elde ctmek trakânlan mevcuddur.» Londra 3 0 (A.A.) Avam Ka • marastada bir *aylav, Turk hükumetî* tinin harbden evvelki zamana aid A • merikan metalibatini yerine getirmek • le oldugunu Ueri «firerek Ingüiz buku mettnin harb «snasinda mallarinn» mo•aderesinden dolayi tngfliz tebaasinm yaptığı metalibat hakkmda Türkiye nex> dinde teşebbüste bultmub bulunmiya • cağinı Dif Bakan M. Simondan sor • Bnuftur. M. Simon cevaben denuşttr ki: «Benim büdiğim harbden evvele a. iâ metalibat halledilmif ve son taksit te geçenlerde tesviye edilmistir. Diğer metalibat ue Lozan muahedesine tâbidir.» Saylav, harbden evvelki metalibaUn mevzmıbaha olduguntı $öylemesi üzeri» Be M. Simon kendisine tafsilât verildigi takdirde bunlan tetkik edeceğini söylemif fakat harbden evvelki tngüiz metalibatmm hal ve tesviye edilmi? oldugunu tekrar!amiftir. M. Simon diğer bir suale cevaben de demiftir Irii €Bazi ticarederin yapılmasmı TBrk lebaasmdan başkasma meneden TOrk kantmlan ahkâmmdan lngilb tebaatfni muaf tutmaya imkân hasil olamamif tir. Bu mescle dikkatle tetkik olun • maktadir.» VekiIIer Heyetî Dün Dış Bakanınm vcrdiği izahatı dinledi Ankara 3 0 (A.A.) tcra Vekflleri Heyeti bugun Basvekil tsmet tnönünün başkanlığı altmda toplanarak muhtelif isler üzerinde görüşmelerde bulunmuş v« bu işlere aid kararlar vermistir. Ayni zamanda bu toplantıda Dış tşleri Bakanı Tevfik Rüstü Arasm seyahati hakkmda verdiği izahatı dinlemiştir. lArdafmanın tapanyadaki akisleri . Madrid 30 (A.A.) Madrid gazeteleri Roma anlasmalanndan sonra tspanyanm dif siyasetile fevkalâde alâkadar olmaya başlamıs lardır. 1 Eldebate gazetesi, Fransa ile ts» panya arasmda bir müstemleke anlaşmaaı yapılmasmı i»temekt«dir. Diaro gazetesi, İspanyol milleti • nin haklan ve meşru menfaatleri üzerinde »rar etmejrtedir. EUiberal gazetesi de, tngiltere tıin Cebelitarikta kuvvetli bir ha va merkezi tesis etmek fikrinde olduğuna dair çıkan haberlere tahsia ettiği başmakalesinde diyor ki: <tspanyanra f österdiği kayidsiz lik Cebelitarıki dünyanm en miit • hiş bir hava merkezi halin* »oka • eaktm. Bugün CebelHankın bir kıymeti yoksa bu bizim aczimizden i • leri g*liyor.> ngilizlerle yaptığımız ticaret muahedesi durdu Londra 3 0 (A.A.) Reuter ajan•ı bfldiriyort Yeni Turk • tngüiz muvakkat ticaret mukavelesinin akdi hususunda yapd • makta olan müzakereler mkıtaa nğra • miftir. Türk hükumeti bazi lngilb mallarinda ve bflhatsa yünlö ve pamuk • lularda yaptığı kontenjan tavizatını 15 şubattan itibaren geri almak tehdidin de bulunmuftur. ingOterenm Ankara büyük elçisi Lon* draya telgraf çekerek talimat istemiş tir. M&zakerelerin yakmda tekrar başbyacağı ümid edilmektedh*. Kefalet sandıgı kuruluyor Ankara 31 (Telefonla) Kefalet sandığı nizamnamesi Bakanlar Heyetince kabol edümiftir. Kefalet tandığı ida* re heyeti Maliye Vekâleti tarafmdan seçfleeek bir reisle iki azadan müteçekkfl olacak, buna bir muhasebe mSdu • rü Oe lüzumu kadar kitib flâve edüecektir. Sandigm sermayeu kefalete bağh vazife alanlarm maaşlanndan kesi lecek aidatla temin edilecektir. Irtisa davası Metr Salem îçin müdafaa şahidi gösterildi Ankara 3 0 (Telefonla) Metr Salemin rfişvet meselesine aid mahkemesine bugun de devam edildi. Avukatı; Metr Salemin lehjnde şehadet e» decek 12 zat nmi verdiğinden bun1a< rm istinabe suretüe tstanbulda dinlen* mesi için muhakeme şubatın 2 3 üncü curoartesi gününe bnakılmıstır. Muallim mektebleri yoklama imtihanı Ankara 3 0 (Telefonla) Mual • lim mekteblerinin yoklama imtihanU • rtnm ©rtamekteb ve liselerden ayrtlan cibetl«ri hakkmda tanzim edilen tali • matname bugün Kültür Bakantain tetkik ve imsasiadan geçmiştir. Iran Irak ihtilâfının müzakeresi Roma 3 0 (A.A.) tran ve Irak Dı? Bakanları bugiin Şigi saraymda müzakerelere baflamiflardır. Meselenia ra« portorlügüne Uluslar Kurumu meclisince tayin edümi; olan M. Aloizi de bu müzakcrelerde hazir bulunmuştur. Benden çok daha yaşlı olan, musiki merakını adeta bir maraz haline getirmiş bir dostumdan dinlerdite, bana Naum tiyatrosuuun, O • deon sahnesinin temsiUerinden bahaederdi. Anlaşılan o tarîhte pek iyi Ukımlar gelir, Avrupada bile artık unutulmağa başhyan eserleri tenv sil edermiş. Dostumun bu hikâye leri anlatırken eski hatıralanm u • yandırdıkça mest olan gözleri stizülür, ve nerede bulunduğunu unutarak ıslıkla, hatta bazan örtülü bir sesle: Verdinin t due Fosearisinden, yahud Donizettinin D«n Pasqualesinden pek sevdiği bir parçayı bana dinletmege çalışırdı. Dostum o hatıralarile beraber, Reşid kardeslerin bu son üç se • ne kadar zaman oldu ki, raezannda nede bize verdikleri eserleri bu hüuyanılmıyacak bir uykuya daldı. kümden istisna edeceğim. Cemal Ben kendi hatıralanmîa, az çok e> Resid elbette bize technique itiba • nun gibi gözlerira süzülerek, yaşırile yüksek iktidanna bürhan olan yorum. Bunlardan biraz bahsettikseyler yazmıstır. Bunlar hakkmda ten sonra artık netice vereceğim. kaydedilebüeeek itirazlar, gerek kiHAÜD ZİYA UŞAKUGlL tab, gerek musiki hakkmda, bu iki ' Atinadaki Italya mektebi taşlandıktan sonra Atina 3 0 (Hususî) Hukumet taraftan Proiya gazetesinin yazdığı na göre, dün Başbakan emniyet müdürünü çağırarak ttalyan mektebinnt taslanmasına sebeb olan « l a n n tutulup tutulmadıklanm sormuştur. Emniyet müdürü bunlar henüz ele geçmemisseler de bu gibi hâdise • lerin tekerrür etmemesi için tedbirîer almdığtnı ve mektebin daimi olarak polisler tarafmdan bekienildiğini söy • lenuştir. Proiya gazetesi bu havadisi verdik ten sonra «bu hâdiselere ehemmiyet verümediğini ve geçen gün ttalya el çuinin Başbakani ziyareti de bir tesebbüs roahiyetinde olmayip Italya mektebi hâdisesi ve on iki ada vukuaU hakkmda hakikate uymiyan hususi haberler için dostane bir gorüşmekten ibaret bulunduğunu yazmaktadır. A • tina emniyet müdürü on iki adalı gençler derneği reisini davet ederek ttalya ile Yunanistan arasında mesele çıkarabilecek hâdiselere meydan verilmeme • sini tavsiye etmi?tir. Kadm saylav olursa j vakit geçirirler. Melrteb« gHmeıler, bakılmazlar. Çamur ve soğuk içinde başi aslan kesüecegimize süphe etmiyozan ekmek, yiyecek bulamıyarak »Ç rum! kalırlar, öKîrîer veya yaşarlar. Bekârlık vergisi meselesi Bunu bakunsızlığın ve yokluğun > Bekâr erkek ve kadınlartn sayılan çinde bile evlenmekten kaçmıyanlara korkulacak kadar çok oldugunu s?nbir misal olarak söylüyorum. Bekâr mtyorum. Brna evlenmenaeği istiyenler, kalmalarından korktuklannız nekadar bekâr kalmanın zevklerînden ayrıla ağır vergi de altnsa gene bekâr kala • madtklan için tek kalıyorlar gibi geücakUrdır. yor... Böyleleri evlenseler de eocuk yapmaktan kaçıyorlar. Anadoluda ••Kadınlar Birliği için lenmiyen, %ek kalan pek azdır. OkuluYasada kadm erkek bir olduguna, roun çevresinde üç, beş işçi oturuyor. siyasal haklarımınn tanıldığına göre Her birinin beşer, altısar çocuğu var. Kadınlar Birliği nammdaki kurumun Bunlar sabthlan ellerinde çuval veya siyasal Işlerde çalısmasına lüzum olmasepet aparbmanlardan atıla* küUeroı dıgı düşüncesmdeyim.» arasında kötnür parçalan araşhrmakla (Baş taraU birincr tahıiede Vaşington elçiligi başkâtibligi Ankara 3 0 (Telefonla) . Va?ington büyük elçüiğî bafkâtibligine haiz oldağu müsteşarhk unvanOe tekizinci dereceden Hasan Tahsin tayia edil ' mîşbr. * a* Yunan Maliye Bakanı Pariste Japonya Çin sulhu müzakeratı Pari« 30 (AJL) Yunan Ma liye Nazırı M. Pesmazoglu, dün Paris egelmiftir. Yunan borclarına aid *( yeni bir te»viye «ureti bulmak için, Yttnan istikraz hâmilleril* gBrüfmek buradan hfindrny* tidccfktir Varşova 30 (A.A.) » Çekoslo • vakya£aki LehK ekalliyetin itünad Atina 3 0 (Hususi) Dış lfleri Baettiği yegâne gazete olan Dzennik kanı Maksimosun Utifa edeceği hak Polska gazetesinin Çekoslovakya kında çikanlan şayialar hükumet me 1 hükumetince kapatılmıs olmasını hafHinden kat'i surette tekzib edi'mekVarşova matbuatı infialle mevzuu tedir. Maksîmos martta Mısıra gide • < bahsetmektedir. Bu Lehli ekalliyet eektîr. gazetesi Çekoslovakyaya karsı dü> rüst cTavranmakta aslft kusur et * memîsti. Stnking 30 (A.A.) «Mançu • Gazete Polska diyor ki: ko» Resmen bildirildiğine göre Ja • cHersey gösteriycı, demokrasi ve ponlarla Çinliler arasında sulh müItberallik sözleri Çekoslovakyada zakereler i 2 fubatta Jeholda Tataa ancak harice karst propagand* yabaalıv«c*kbr. pümjüc makfadile kullanılxnakt«4u%> Maksimosun istifası şayıatarı Leh Çekoslovak münaseba* tındaki gerginlik İtalyada yeni askerl kanunlar Roma 30 (AA.) Şubattan itibaren faşist genclik teskilâtlarma daha bariz bir askeri mahiyet veren kanunlar neşrolunacaktır. Firka umum kâtibi 18 ilâ 21 yaşmda bulunan ve miktarı bir milyona baliğ olan genderin başina İT bin gene zabit tayin etmiştir.