IÇOÇUĞUNUN [T K1TAPLARI ROMANIAP HIKAYCLER AAASALLAR Kitabcılardan arayımz. CUMHURIYET Onbirinci sene No. 3847 re^f 0 nr\j7 ISTANBUL • CAGALOGLU n * • ** •»•L*» o n İL % •»» 0 6 411/1 / . • evt: 22368, Tahrlr heyetl: 24298, Idare ve matbaa kısmile Matbaacılık ve. I Neşrlyat Şirfceti, I24299 24290. » • . . * . • • » . . .SirC3lTı II £1 T I IV Telefon. Başmunarrir ve • VUTI Teıgröı te mektup adresi: Cumhuriyet, Istanbu] • Posta kntusu: Istanbul, No, 246Y*" yoıııucı u u ın urnhurry< Atinada galeyan Atina 29 (Hu susî) Burada bulunan on iki adalı Gençler Derneği dün Istan • buldaki Patrikha neye bir telgraf çekerek Rodos, KaIimnos ve Karpotos metropolidle rinin dini vazifelerini yapmağa ehliyetleri ohnadığindan azillerile yer* lerine başkalarinm Pattik Fotyos gönderümesini îstemislerdir. (Arkast altıncı sahifede) 1935 Cumhuriyet Almanağı Şimdiye kadar bir tane almadı» nızsa acele ediniz. Sonra bulamıyacaksınız. Her kitabcıda ve gazete bayiinde bulunur. .24 Çarşamba 3 0 Ikincikânun 1935 Barış ancak genel Olçülerle tutulabilir, Dar çerçevelerde Değil ! alkan Andlaşması konseyi son günlerde Cenevredeki toplantılarında çok sıkı çahşmalarile Avrupa barışı sayımına temelli düşünceler belirtmiş ve gidilebilecek tek yolu bütün ger çekliklerile belirmiştir. Gerçek ten barışın kurulmasını ve git tikçe genişlemesini istiyenlere göre bu görüş ve anlayışların doğruluğunu alkışlamaktan başka yapılacak nesne olamazdı. Bizim uzaktan uzağa, ancak doğru olarak öğrendiğimize göre Balkan Andlaşması ülkeleri uluş aoamlarının hepsi bu konuşmalarda içten öz yürekle söyleştikleri kadar derini ve uzağı gördüklerini de göstermişlerdir. Konuşmaların temeli Roma anlaşmalan dolayısile Balkanların durumu (vaziyeti) ve Avrupa barışı idi. Roma anlaşmalarının başlıca Avusturya özbeyliğini (istiklâlini) gözönünde tutmuş olduğunu ise hep biliyoruz. Bütün Avrupa barışım yalnız Avusturya özbeyliğile Orta Avrupa çerçevesine verilecek bir düzenle tutmağa çalışmaksa işi pek dar bir çerçeve içine almak demektir. İş bu kadar dar bir çerçeve içine alındığında ise yalnız ojıunla bütün Avrupa barış düğümünü çözmeğe olaganlık bulunamıyacağını anlamak için uzun düşünmek bile istemez. Avusturya çevresine çevirece ğiniz çemberle kalacaksanız bu çemberin biraz daha ilerisi ve onun daha arkası yeryüzünün dışında yerler midir ki genel bir barış işinin yalnız üç beş uluş birleşmesile düzelebileceğini düşüneein4*> Bunun tck yolu olsa olsa oldumolasıya ve gerçekten Avrupanın göbeğinde olan Avusturyayı Avrupa barış işinin özegi (merkezi) dahi saymakta belirebilir. Oyle yapılınca ise iş salt bu görünüşte bir Avusturya ve Tuna boyu ülkeleri işi, gerçeklikte ise bütün Avrupa uluşlannın özenlik vermeleri gerek olan genel bir barış işi olur, ve sözün doğrusu da budur ki barış, ancak genel ölçülerle tutulabilir, dar çerçevelerde değil. Avusturya özbeyliği herhangi bir gereklikle dar bir çevrede tutulsa bile her düşüncenin üstünde bellibaşlı amac olan genel barışın kesenkes (kat'î) bir biçimde elde edilmesi için bu başlangıc işi hemen ona benzer başka düzenlerle tamlamağa gitmek gerekliği unutulamaz. Ya Lşi başmdan başlıyarak genel tutmalıdır, ya onu hiç vakit geçirmeksizin genelleştirecek düzenlere yer ve yol vermelidir. Başka türlü barış işine yararlık gösterilmiş olamaz. Bu düşüncelere göre Orta Avrupa için son tasarlanan düzenden daha önce bir Küçük Andlaşma kurumu vardı ki gözönünde tuttuğu en başlı iş andlara dayanan barış durumunun (vaziyetinin) korunmasına özen (ehemmiyet, itina) vermekti. Bir kez o olduğu gibi kalacak, bir. Ondan sonra gene ayni düşüncelerle kurulan Balkan Andlaşmasının neden ötürü olursa olsun en az sekisinde (derecesinde) bile ank (zayıf) düşmesine göz yumulamazdı, iki. Banşa yararlık verecek her yeni düzenin eskilerine katılması düşünülebilir. Yeniden dolayı eskinin bozulması veya gücünden yitirmesi (kaybetmesi) değil. Nitekim kendilerinin oldukları gibi yerlerinde kalmalarında söylenecek söz olmadığım pek iyi bilen Balkanlılar ve Küçük Andlaşmalılar, barışa yararlığı bakımından Roma anlaşmalannı alkışlara değimli ve pek yerinde bulmakla birlikte genel banşın bütünlenmesine onu da yeter bulmıyarak arkasmdan veya, bugünden tezi yok, hemen bü( yük bir doğu anlaşmasile ve öyle Sovyetler Birliği büyük kongresinde Alman LehMacar ittifakı mı ? M. Molotofun dünya meseleleri ve Rusyanın devlet Adalı gençler Istanbul Rum Patriğine mülerle münasebatı hakkında söylediği nutuk racaat ettiler "Almanya ile Japonyayı 12 adadaki hâdise Üç devlet Çekoslovakyagözden ayırmıyoruz!,, ler protesto edildi yı alıp paylaşacaklarmış! Lehistan, bir Rus Japon harbi olunca Odesaya kadar uzanmak emelinden de vazgeçmemiş! Pariste çıkan La Republique gazetesi 19 3cinc3cânun nüshasında sunları yazıyor: ıM. Laval, Polonyanın sark misakı hakkında vereceği cevab meselesini Polonya Hariciye Nazın M. Beck ile konusmağa devam etmektedir. Var • şova hükumeti bir defa daha vaziyetini Berlinin vazîyetine tâbi kılm'kta ve bizzat şark misakı hakkında kayıdlar serdetmektedir. Halbuki 1928 senesinde tarkta toprak statükosu teminine uğra^sn Polonyalı mütteflklerimizdi ve koridor üzerinde hükümranlık hakkı iddia edebilmek nvıksadile buna razı olmıyan Almanya idi. Ken • disine muhtac olduğu emniyet tcminatını bahsedecek olan şark lokarnosuna Polonyanın muarız bulunması ancak umumî siyasasında zuhura gelen esaslı istikamet değisikliği ile tefsir olunabilir. Bu değisiklik miralay Beckin 1932 senesinde iş başına gelmesile baflamışfar. Biz vaktile bu değisikliğin baflıca tezahürlermi tahlil etmistik. Alman Leh anlasmalannın yapıl dığt gündenberi Polonya yalnız Al manyaflebirlikte bir nevi mBsterek i Vranstz gazetesıne gore, paylasümak ıstenen Çekoslovakya ve Lehtstantn dU mayt arzuladığt soylenen Sovyet topraklan cephe yapmakla kabnamıs, bütün Avrupada Fransız politScasına karşı durmağa ve Fransanın mevcud dostluklarraı boznıağa çahsmıstır. Polonya Romanyada demir muhafıslar adlı Alman taraftarlan cereyanma yardnn etti. Polonyanın Bükres sefiri Romanyayı Küçük ttilaftan ayırroaga uğraştı. Bu zatın, M. Barthounun seyahati sırasınd&ki ihtiyatsızca beyanah (Arkast besind sahifede) Türk sporlarmda profesyonellik yok! Âf. Molotof un (soldaki) eski kongrelerden birinde M. Stalin ile görüfürken alınmif bir resmi tan mühim gördüğümüz parçaları alıyceuz. Harb tehlikesi artmifttr M. Molotof sözü Sovyetler Birli • ğlnin yabancı tnemleketlerle mü • nasebetlerine naklederken demis • Moskova muhabirimiz diinkü nüs tir ki: « Kapitalist ülkelerde hüküra hamızda münderic telgrafında Sovsüren bubran dış ihtilâtları tehli • yetler Birliği büyük kongresinin kesini, harb tehlikesini arttırmts • açıldığını, bu kongrede çok mühim t:r. Müsalemet sever beyanat artık bir nutuk söylîyen Başbakan M. giinün modası halinde değildir. Molotofun Türk Sovyet dostlu • Emperyalistler, buhrandan kurtul ğundan 4 * harar»tle bahsettiğini, raak çaresi olarak yeni ilhak harbbu mihtas'ebetle koagriede Türkiye lehinde heyecanlı tezahürat ya lerinden gittikçe daha çok bahsedi Türkiye l&man ctmtyetleri «mttml merkeâi yorlar ve iktidar mevkiine gittikçe pıldığını bildirmisti. birincl reist Ikinci reiti daha çok yaklaşıyorlar. Hatta bazi Anadolu ajansı M. Molotofun Aziz Halid (Arkast besinct sahifede) nutkunu dün vermistir. Bu nutuk T, L C. 1. Umumi roerkez baskaalığindan: Türkiye Idman Cemiyetleri Umumi merkezi İstanbuldaki son toplantıla • rinda: 1 Türkiye Idman Cemiyetleri ktifakinin amatör sporile mesgul ve müteşeUcO olup ancak amatörlüğü tem • sille mükellef ve profesyonelliğin kat'î sorette aleytan bulunduğuna, esas niistanbuHa Pire arasında altin kaçakinin ikinci maddesinüı çihğı yapmak suçile ihtuas mahkemed fncrmsindaki kaydin memleket difi sine verilen Karaköyde şekerci Avramfutbol takimlarile yapilacak temaslara la, banker Naum, İstamat, Yorgi ve imüsaads baknnindan lmrulmus oldu kinci kaptan Hüsameddinin durusma • ğuna, Türkiyede profesyonel spor ce • ları dün bitti. Mahkeme, maznunlar hakkmdaki kararuu bugün tefhim e • lArkan alttnct sahifede] decektir. Diinkü duruşmanın tafsilâtt Ce'.se açılinca şahkilerin dinlenme • sine başlandı. Hiçbir şey bilmediğini, hazirlık tahkikatmda dayak zorile ifade verdiğini söyliyen Vasüden sonra, Hüsameddinin refikasi Nebahat din • lendi. Nebahat, bayramin üçüncü gü • nü, gemicî Kadrinin eve gelerek bir paket biraktığım, bu paketi zevcinin Londra 29 (A. gönderdiğini söylediğini anlattı ve bir Ihtısas mahkemesi Müddeiamamiti ı A.) Avam kakaç gün sonra evde arastırma yapüdıfa hastaneye girip çikmıstir. Bu nok • marası, dün akğım, bu sirada evde bulunmadığmı i • tanm da sorulmasinı rica ederim, dedi. «am işsizlik tazlâve etti. Hakimin sualine cevaben Lefter: mmatına istihka • Şahidin hazirlık tahkikatmda görO • Evet dedi, zayıf olduğum için iki ki olmayıp, ev • len ve simdiki ifadesine uymiyan ci • kere hastaneye girip çıktim. velce içtimaî mu hetler tetkik edildikten sonra, sahid avenet dahesm • Pirede yapılan tahkikat Lefter çağırildı. Bu da fena halde daden yardım gören Bundan sonra Dahüiye Bakanhğm • yak yediğini, hazirhktaki ifadesinin issizlere sahabet dan gelen bir telyazisı sureti okundu. doğru olmadığım iddia etti. edecek olan ye • Şahidin isticvabı bittikten sonra maz Bunda Atinada bulunan Sofya Ksan • ni yardım mec • topulo ismindeki kadmin, tstanbulda nun vekillerinden biri: lisi için istenilec. (Arkast altınct sahifede) Kendisi akü hastalığmdan iki deS milyon tngiliz Ingiliz Başbakam ıiHiHiııııııııiıııııııııııiııııııııııııııııııınıııııııııımııiııınıııııııııınııınııııitıııtıııııııııııııımnınıııımın llıııtMtııııııııııınııııtıuııımııımııııımııııı Iiralık munzam M. Makdonald Olan bitenin bu öküntüsüne (1) gerekirse başka anlaşmalarla butahsisatı müzakere etmistir. (hikâyesine) biz şu kadarmı eklenun tamlanmasını güdülen isteğe Müzakere esnasında, sol cenah mekle kalacağız ki Balkan Andpek uygun bulmuşlardır. İşin bu mesai fırkasma tnensub meb'us Bulaşması dilgeleri (2) (delegeleri, yüzünde başka uluşlarla birlikte kanan, tasavvur edilen yar mümessilleri) Cenevreden güvenc büyük Sovyetler uluşunun kendıdimin yerinde olmadığım söyve kıvancla dönmüşlerdir. sine yaraşır bir yer alacağını söylemiştir. Bukanan, Başbakanı aYUNUS NADt lemeğe gereklik bile yoktur. Ve ğır tabirlerle tenkid ederek, onun kırbaçla döğülüp te, umumî hayatnitekim Cenevre ayrılışında Ftan( I ) ökünmek öz Anadolu türkçe (Arkası altıncı fahifede) sız Dışarı Işleri Bakanı M. Laval sinde hikâye etmek, anlatmak demk I IIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIinilllllllllllHlllilllllHlllllllillllMlllllllMI ile onun Rus yoldaşı (meslektaşı) tir. Daha genişletilerek masal söyle Yeni Tefrikamız • ^ M H H M B Kamarad Litvinofun bu alanda mek, olur olmaz şeyler an'atmak an söyledikleri sözler ortahğı iyiden lamlarlnda da kullanlllr. Öküntü bu mastardan yapllma isimdir. iyiye aydınlatmıştır. Gerek Laval, (2) Fransızca mümessil anlamın gerek Litvinof ne olursa olsun bir da olan (delege) sözünün tam kar doğu anlaşmasının gerçeklendirileYazan : şılığı olan bu dilgc kelimesi. türkçe ceğini açık söylemişlerdir. dil sözü ile ge lâhikasından kuruluyor. İşte bu kez Cenevrede Avrupa Senenin bn en güzel, en barışı işi dar bir çerçeveye sıkışıp kalmak durumundan kurtanlarak kuvvetli edebî eserini Bugfin böyle genel, ve genel olduğu için neşre önümüztieki pazar Sovyetlerin deniz ve hava doğru bir duruma doğru genişlegünü başlıyoruz kuvvetleri tilmiş, büyütülmüg ve pek iyi yaYazant A. D* pılmıçtir. Kongrede lehimizde yapılan tezahürata aid tafsüât Merkezi umumî meseleyi kökünden halletti Kadın saylav olursa Izmir kadmlarının düşündükleri Anlaşıhyor ki kadınlarımızın kalbini sızlatan hep kimsesiz yavrucukların halidir k Altın kaçakçılığı Muhakeme dün bitti, Müddeiumumî bir suçludan gayrisinin beraetini istedi, karar bugüne kaldı 4 Soldan sağa doğru M. Tonak, Birinci Hukuk mahkemesi azasından îffet, Dikis Yurdu Müdiren Nazıma Köknel Lisede bulunduğum bir devfrdi, taKadtn saylav seçüeceği mesud bir lebeleri arasmda her üeri adımini bir devirde söyle hattra gelen kadmlan • günah gibi telâkki eden çok mutaassip mızin neler düşündüklerini öğrenmek bir müdürümüz vardı. Hatta o »îralaristedik. Anketimize buradan cevablar toplarken tzmirdeki arkadasimız da o da on sene olan kiz liselermin de er • keklerle müsavi olarak 11 seneye ib ra kad»nlarımn fikirlerini topluyordu. lâğini rica için Maarife ve trtanbula Bazdarini sirasüe yaziyoruz: gelen Refet Paşaya vaki olan ricalar»Handan Sermedin dedikleri mizi haber almca mektebde kaydiml tznur (Hususî) Hukuk mezun • terkin etmekle tebdid olunmustum. BeIarmdan Handan Sermed, anket hak • reket o snalarda maarifte nasılsa te • kmda bana şu cevablan verdi: veccühünü kazandığim bir zatm tavas» sutu beni bu tehükeden kurtarmiştı. « Saylav olmak gençlikte idealimİşte intihab devresinin başlangici bn di. Mekteb siralarinda iken her inti • tarihten az sonraya tesadüf ediyor zanhab devrini biraz çarpmtı ve biraz da nediyorum. Böyle bir tehlike atlattık • hicapla beklerdim. Vatanina . faydalı tan sonra biraz korkak olmustum.» ohnak kabiliyetinden uzak zannedilen Galiba fakat bu korkakhk içimdekl Türk kadinı içinde benim kadar bu ha(Arkast üçüncü sahifede) caleti hisseden bilmem var mıdır? • llllftf Iff lltllllflllllllllllMllllllflllllıK • • • • • ! ! • >• •! Avam kamarasında Bir meb'us «Başbakanı kırbaçla dövmeli!» diye bağırdı Değişim Uzu D E Ğ İ Ş İ M ve Ü L K Ü Bay Yunus Nadiye Adamlığa, dirime düzen verir usumuz! ötküncün yatağından taşdık denizler gibi; Üzel çağlıyanıdır acunda ulusumuz! Bir an yıldınmıla yıkdık esgi uçunu, Geleceği gösteren yeni görcekler açdık: Bin yıldan da uzundur, göz göremez ucunu! Küf lü dirim yıkıldı, temellerinden tozan Düşünceler, türeler yokluğa gitti, ozan, Kasırgalarda uçan bir yığm kazel gibi! Batının uygurluğu yiyor kendi kendini, Etlerini koparan çılgın bir güzel gibi! Karanlıkdır yiireği, bir külçe ışık, beyni! Uzut o karanlığa girib pusu kuruyor; Beynindeki ışığı gördükçe kuduruyor: Ağzını evran gibi açıyor sağa, sola. [Lutfen sahifeyt çevirtnisl Gökyüzü Resad Nuri Musiki işi Ustad Halid Ziya Uşaklıgilin 8 incî makalesi yarınki sayımızda