Crnnhtrriyet 16 Mayıs ŞTazan: MARTA MAK KENNA iki Yiızlü Kız Şehir ve memleket haberieri Limon Kaçakçıh&ı Şirketihayriyenin nazarı dikkatine Boğaziçinin muhtelif semtlerinde oturan okuyuculacımızdan aldığunız müteadfiNt mektuplard» Şirketihayriye vapur tarifelerlnin halkın ihtiyacına kâfi olmadıfından şikâyet edilmektedir. Bu mektuplardan birinde deniliyor ki: < Üskudardan Koprüye sabahları 7,35 ve 8,10 da kalkan vapurlardan biri mesai saatlerine göre pek erken, diğeri pek geçtir. Akşamları da Köprüden Üsküdara 17,30 ve 18,05 t« iki vapur vardır. Bunlardan 17,30 a yetlşmek imkAnsız, 18,06 için de en asagı 20 dakika beklemek lftzımdır.» Aldığımız mektupların bir di ğecinde de deniyor ki: «Reszni dalrede mesai saat 8,30 da başlamaktadır. Şirketihayriye tarife sinde ise hükumet memurlannı vazlfelertne yetlştirecek vapur yoktur. Sabahları Yenimahalleden 7,45 te hare ket eden vapurun otuz bes dakika evvel, yani 7,10 da kaldınlması, olamadığı takdirde o saatte baska bir vapur tahrik ettirilmesJ lâzımdır. Bu yüzden buralarda oturan memurlar vazlfele rine geç kalmaktadırlar.» Halkın bu haklı şikâyetini nazan dikkate almasını Şirketihayriye {daresinden talep ve rica ede Siyasîicmal Avusturya Avrupa me selesinin anahtarı oldu Harbi Umumide mağlup olan Avus« turya imparatorluğu Sen Jermen sulK muahedesüe parçalannu», küçük bir devlet haline sokulmuştur. Maahaza bu hükumet vasatî Avrupanın merkez nok tasını tetki) ettiğinden askerî, siyasî ve iktısadi eihetten gayet mühtm mevki sahibidîr. Bu hükumetin mevkü tle Avrupanın anahtan, Avusturyadtr; denebilir. Bu hükumet herhangi büyük bir devletin, yahut siyasî zümrenin eline, nüfuzu altına girecek olursa Avrupanın muvazenesi temelinden bozulacak, Avrupa hakimiyeti o büyük devlet yahut zümreye geçecektir. Eğer Avusturyamn siyasî ve Bctısadî ihtiyaçlan Sen Jermen sulh muahe desinde iyice nazan itibara alınmif ol saydı bugün' bu memleket hariçteki devletlerle her hangi suretle birlesmek ihtiyaç ve zarureti karsısında kalmı • yacakti. HaTbuki galip devletler sufh muahedesinî yaparlarken böyle bir seyi dUsünmemişIer, Avusturyadan miira • kün mertebe fazla arazi koparmağa çaItşmıslardır. Neticede büyük bir sanayi memleketi olan Avusturya ham^ mad • de yetiştiren civardaki yerlerden, ba husus kömür madenîerinden ve ma mulâta sarfedecek dahilî piyasalardan mahrum kalnuştır. Bu gayritabiî vaziyet Avusturya halkmı maişet darlığma, hükumetini de hariçteki devletlerden mütemadiyen istikraz ve iane istemeğe sevketmistir. Bu isHkrazlan almak için Avusturya gayet ağn sartlar kabul etmege, hatta haricî siyasetteki serbesb'sini, hukuku hukümranlsini tahdit etmeğe mecbur kalmıstır. Avusturya bu kadar ağır sartlara razı olduğu haMe Cemiyeti Akvamm aktine izin verdiği istîkraz Fransanın çıkardığı müskülâttan dolayı henüz ya • pamamıştır. Ha'buki bu istikraz, eski istikrazlann faizlerini ödemeğe tahsiı olunacaktn*. Avusturya ikbsadî eihetten kendi ba şma yayıyamıyacak bir vaziyette oldugundan geçenlerde Almanya 0e bir gümrük ittihadı yapmak istemistir. Bütün devletler yukarda söyledi?~'miz mülâhazalarile buna itiraz ve muhalefet etmişlerdir. Bu birlesmeği o zaman hükumet düçünmüstür. Şimdi ise Avusturya halkı kendiliğinden Almanya ile bir leşmeğe doğru gHmektedir. Almanyada tam manasile millî vahdeti temin eden faşist, daha doğrusu racist hareketi Avusturyaya dahi sirayet ettigTnden bu memleketteki Hitler taraftarlan az zaman içinde fevkalâde çoğalmıslardır. Papaa fvkasfle «Heimwehr» lere îstinat eden Başvekil M. Dolfuss herhangi bir yenî intihapta racistler ekseriyet ka* zanacağnıı anladığından şimdi memleketi parlamentosuz ve d3<tatörlükle idare etmektedir. Fakat devleti azvn müddet parlamentosuz idare etmek kabil olamıya cağını düsünen Avusturya Basvekfli yeni bir kanunu esasî ile parlamentoyu 3chsadî işlere kansaımyan salâhiyetsiz ve kudretsiz bir miiessese haline sokmağa çalışmaktadır. Yeni kanunu esasî ekalliyette bulunan papas fırkasının haki • nuyetmi de devam ettirecektir. Papas fırkasmm bu istibdadına karşı hem Hitlerciler, hem de sosyatistler muhalif olduklarmdan bu üç kuvvet arasında daimî bir didişme ve boğuşma vardır. îşte tam bu sırada Almanyadaki Hitlercflerin en maruf naznIarmdan murek • kep bir heyet tayyarelerle VHyanaya gelmiştir. Avusturyadaki faşistler Alman faşist nazırlannı büyük Napolyonun ilk uğradığı hezimete sahne olan Aspernde fevkalâde merasimle karşılamışlardır Avusturyadaki papas fırkası hükumeti ve gazeteleri Alman nazırIannın şu sırada Viyanaya gelmelerinin «arzuya şayan bir şey olmadığını» ih sas ve ilân etmişlerdi. Lâkin her seyi sü< rükleyip götüren Hitler hareketi bu gibi mümanaatlara kulak asmadığuıdan bildiği yolu takip etmektedir. Alman nazırlartnm Avusturyayı ziyareti süp hesiz Avusturyadaki faşist cereyamna büsbütün cesaret verecektir. Avusturya Avrupa siyasetinin anahtan olduğınu dan bütün Avrupa hükumetleri Avus • turyadaki son cereyan ve hareketlerf derin bir alâka ile takip etmektedir. Çeutren: AB1D1N DAVER 32 Odamda, kaçırdığım Ingilizleri düşünürken has Diyamandi Ef. nin eski tanenin canları heo birden çalmağa basladı... davası tekrar başladı O f Ün bir türlil akşana olmak büAcaba yakalanıvor mıyım? medi. flci tngilis kaçarken yakala • nırlarsa acaba beni ele verir ler miydi? Bunu yapcnıyacaklann dan kat'iyyan emindim. Fakat üzerlerinde benden de şüphe edilmesini mucip olacak bir delil bıraknus mıydım? Bunu merak ediyordum. Yalnız Pierreden pek emin değildim. Harp*en evvel, bu delikanh, Roulersin serseri külhan beylerindenbiri imiş. Gec« gündüz sarhoş gezer, çalıs mazmış. Hırsızlıktan defatle mahkum olarak hapisaneye girip çtk • mış. Simdi haıtanede bahçivan lık ediyordu. Saşı gözile, tıpkı bîr havduda benziyordu. Birgün bah çede çalışırken İngilizlerî kaçırmağı bana teklif eden o oldu. Hilekâr bakifi •• şaşı gözü beni korkutmuştu. Herif, bana Çengelli tğne işaretini de göstermemişti. O zantan hiç bir şey işitmemiş gibi bu serserinin yanından kaçmıştım. Benden sonra Arthura da ayni şey den bahsetmiş. . tskoçyalı yan mgilizce, yan fran • sızca, bu iş için oara lântn, bizde de para yok, demiş. Geniş bir nefes aldım. Şaşı Pierr» o sabıkah serseri vatanma karşı olan vazifesini yapmıştı. Yabancı deHkanhya teşekkür ederek eve dön • düm. Kiiçük salonda beni iki kişi bekliyordu. Annem mutfakta meş • guldü Hayretle bağırdim: Alfons, Stefan, ne var? Hastanede bana ihtiyaç mı var? Alfens Alsaslı idi ve Alman ordusunda bir hasta nakliye otomobilinde şoförlük ediyordu. Kısa boylu; fakat tıknaz ve kuvvetli bir a dam olan Alsaslı harp çıkmadan bir manastırda papaz çömeri imiş. O • nunla arkadaşlığımız epey eski idi. 3 numaralı cephe sargi yerine gi derken onun otomobiline binmiştim. O vakittenberi hastanede «ık sık gevezelik ederdik. Stefan da Almanyaya ilhak edilmiş olan eski Lehistan arazisi ahaliainden bir Lehli idi. O da liva kaleminde daktiloluk ediyordu. Nahif vücutlü, nazik, hi bıyiklı bir delikanlıydı. Nakzedilen karar Bir hikâye davasına üçüncü defa başlandı Haber gazet«sinde cıkan bir hi kâyeden dolayı bu hikâyenin mu harriri Hikmet Münir ve gazete sahibi Hasan Rasim Beyler aleyhine müddeiumumilik tarafından açılan dava ikinci ceza mahkemesinde görülraüş, neticede beraet karan verilmişti. Müddeiumumilik makamı bu karan temyiz etmiş, mahkemei tem yiz de karan bozmuş, mahkeme ikinci defa olarak beraet kararında ısrar etmiştir. Müddelumumilikçe karar tekrar temyiz edildiği ve temyiz mahkemesince de ikincî defa bozulduğu cihetle bu davaya ikinci ceza mahkemesinde dün tekrar bakılmıştır. Dünkü muhakemede Hasan Ra shn ve Hikmet Münir Beyler hazır bulunmuşlardır. Dava ed'lenlerin vekili trfan Emin Bey temyiz mah kemesinin, hikâyenin halkı cürüm işlemeğe teşvik ve tahrik edîci mevru ve ifadesi noktasmdan verdiği bozma kararına itiraz ederek şunlan söylemiştir: Bu hikâye ingilizce edefcî bir meemuadan almmıştır. Eserde halkı cürüm işlemeğe tahrik yoktur. Hikâyede bir takım gaf illerin nasıl aldatılchğı gösterilmektedir. Fantazi yazılarda ekseriya olduğu şaşırtmaca şekli, kalem oyunu vard». Mevzu ciddî gübi başlar, neticede tebessiim belirir. Mahkeme bu eseri edebî bir heyete d e verebilir. Fakal bu noktayı pekâlâ »iz de takdir edebilirsiniz.» Muhakeme karar için 20 mayısa bırakılmıştır. Her ikisi de bana garip garip bakıyorlardı. Sakm, Alman hafiyesi Pierre, Alman ca»u»lukla ınüeaolmasınlar? Bu süphe, zihnimde yılde'e teşkilâtının bîr menmru ola • dınm süratile büyüdü. Bunlarm Albilirdi. Fakat, uzun uzun düşün • man casuslukla mücadele teşkilâtıdükten sonra, her türlü ihtiyat tedna mensup olduklarını keşif ve tesbirlerini alarak bu tehlikeye atrl • bit edememek budalalığını göster • mağa karar verdim ve biriktirdiğim miştim. tşte, simdi, Ingüizlerin firan paralan tngflizlere verdim. Ben endiye hâduesi üzerine onlann eline diişiçinde akşamı etmeğe çalışırken ha« tnüstüm. Bu düşünceler karşısında taneye iki yarah kaf ile»i geldi ve ben avuclanmm içi terlemeğe başladı. de iş ara»mda tngiHzIerin firarını Artık iş bitmişti. diifiineeek vakit bulamadım. Biraz Stefan sükunetle: sonra hafif bir yemek yeditn. Oda • Alfons motörunü tamir eder • ma çekilerek kitap okumağa baş • ken elini kesti, dedi. ladım. Kelimeler gözlerimin öniin • Kalbim çatlıyacak gibi çarpmakde dansediyor, hiç bir şey anlayaraila beraber kendimi sakin göstermeğ yordum. çalısarak: Saat »ekize doğru, birdenbire Tabif, dedim, tabit eline panhas tanenin bütün çanları hep bir • sıman yaparım. Oturunuz. Olmaz den çalmağa başladı. Hastane müsmı, oturunuz. Ben gidip pansıtnan tahdemini sağa sola koşuşuyorlardi. takımımı getireyira. Ben de, hemen, Ingilizlerm yattığı Koşarak merdivenleri cıktım. koğuşa koştum. tkisinin de yatak Şüphe ve korkudan ölüyordum. Belan boştu. Bir çavuş fırtına gibi içeni ne vakittenberi bekliyorlardı. Ziri girdi, bagırarak sordu: yaretlerinm hakik! sebebi ne idi? Bu raeseleden haberiniz var Stefan, kendi yarasmı pekâlâ kenmı mrnve? Yaralılarınızdan ikisi di sarabiltrdL Hem bakalım par • burnunuzun dibinde kaçip gitmiş mağmdaki kesik, sarılmağa değer ler. Ayip bir şey bu! Onlan en son bir sey mi idi? Benim iki yiizlü vadefa nevakit gördünüz? Parayı ve ziferai kesfetmifler mi idi? Bunlar sivil elbiseleri nereden tedarik et • gibi yüzlerce sual beynimin içinde tiler? dansediyordu. Nihayet sargdarımla kiiçük pansıman çantamı alıp aşıgı Tabiî, benim böyle bir şeyden hiç indim. bir haberim yoktu. Ben saat altıda kovustaki nöbethni bitirip odama Stefanı sofranın basma oturmus çtkmıştım ve hiç bir şey görmemiş • buldum. Alfons ise duvardaki resim tim. Çavuş, benden bir şey ögreneleri seyrediyordu. Kenrfi kendime, miyeceğini anlayinca çekilip gitti. kuvvet ve cesaret vermek için bir fev Biraz sonra, bir bahane bülarak si • kalâdelik olmadıgını, ziyaretlerinin vil işçi ve amelenin yattıği daireye pek tabii olduğunu diisünüyordum. girmek Uzere oraya gittkn. Kapının Fakat bütün gayretime rağmen süpeşiğmde şimdiye kadar has>tanede he ve endise içinde idim. Maamafih hiç gormediğim sarı saçlı, «an sakal bütün kuvvetimle kendimi topladım li iriyan kuvvetli bir delikankya rasve sakin bir tavrrla: geldim. Bu yabanci bana: Haydi Stefan dedim, nerenizi kestiniz, gösterin, bakayim. Bonsuvar kiiçük heoifire! dedi. Elini uzattı, parmağınm birinde küçücuk bir kesik vardı. Bunu kendi Bu «KUçük hemşire» tabtri bana si de pekâlâ sarabilirdi. Yarayı daha şehh* halkının taktığı isimdi. Yabanyakmdan muayene etmek için eği a ilftve etti: Imce, o, birdenbire, Dottlarımdan biri, »ize şu ha Küçük hemsire, dedi, iki yiizlü beri bildirmemi rica etti. ArkadaşIar, yoldadırlar ve geceyarısı Hol • isinizden memnun musunuz? landa toprağında bulunacaklar. (Mabadl var) «Limon kralı» Diyamandi Efendi aleyhinde 145 sandıkhk limon ka • eakçılığı meselesinden açılan ve 9 uncu ihtısas mahkemesinde iki defa beraat kararile neticelenen eski dava, temyiz mabkemesince tekrar nakzolunduğu cihetle dün ihtısas mahkemesinde gene tetkik edildi. Bu dava hakkında Diyamandi Ef. ye tebligat yapılmış, ancak, kendisi, dün ve evvelki günkü nüshalarımızda yazdığımız gibi yeniden 3000 sandıklık limon kaçakçihğı yaptığı zannı ile tevkif etfildiği için mah • kemeye gelememişti. Mahkemede, gümrük vekili Feyzî Beyle Diyamandi Efendinin vekilleri Nazmi Nuri ve Ramiz Beyler hazır bulunuyorlardı. Evvelâ temyiz karan okundu. Müddeiumumî muavini Ferhat Bey bozma kararma uyulmasinı istedi. Gümrük vekili de bu isteğe iştirak etti. Bundan sonra, Diyamandi Efen • dinin vekUIeri esaslı ve etraflı tabkikat neticesinde verilen beraat kararının isabetinden bahsederek bozma kararma uyulmamasım istediler. Hakim Refik Bey evvelâ ayni meseleden dolayı haklarında tahkikat yapılan merourlann vaziyetini, tah: kikat net cesinin ne olduğunu mü • zekkere ile sormağa karar verdi ve muhakemeyi 29 mayısa bıraktı. riz. tncesaz Münaka&ası Mazhar Osman Bey tek rar izahat veriyor Doktor Fahrettm Kerrm Bey donkü frazetemizde intiiar eden bir mektubunda ineesazm icki Bzerhıdfki tesiri münakasalan münasebetile Mazhar Osman Beytn iddialanna eevap veriyordu. Mazhar Osman Bey dün bu hususta demif • tir ki: « Bewm maksadım memleketin millî musiki diye tanıdığı bir m<j»'ld hakkmdaki sıutefehhomü izale idi. Yani icki icenler mcesazla da, kahn sa>> 1a da, davulla da, çaltnjız da ioer de • miştim. Ayni zamanda bizim alatur • ka musildnin ve hatta eski edebiyabn hep mey meddahı oiduklarmdan şi • kâyet etmîş, veni masikisinaslanmızdan icki a'eyhîne besteler bestelemelerini ve Yeni mahakeme Diyamandi Efendi ile ortagı ve bazı memurlar aleyhinde 3000 sandıkhk limon kaçakçıligı yapmak zannı ile açılan yeni davanın mu • haketnesine önümüzdeki persembe günü sekizinci ihtısas mahkemesinde başlanacaktir. v e Iskâıın 45 Sterlinlik suiistimal Bazı rumca gazeteler Mübadele koraisyonu marifetile etabli rumlara yapılmış olan tevziatta 45 sterlinlik bir çekin yolsuz olarak verildiiini, bu iste komisyonun mülga tetkik bürosu Yunan memurlann • dan bir ikisinin suiistimali bulun dugunu yazmışlardı. Salâhiyettar makamdan aldığı • mız malumata göre komisyonca bu hususta yapılan tahkikat neticesinde muayyen hiç bir kimsenin suçu teftbit edilememiştir. Mesele iki hükumet Hariciye Vekâleilerine bildirilmiştir. Hariciye Vekâletmm bu ifi müddeiumumiliğe tevdi edeceği zannolunmaktadır. Diyamandi Efendi dava açtt Limon kralı Diyamandi Efendî hukuk mahkemesine müracaat ederek gümrük idaıresi aleyhine 40,000 liralık bir tazminat davası açımstır. Dava, gümrük idaresinin evvelce musadere ettiği 145 sandık limonu sattığından dolayı ikame edilmiîtir. Gümrük idaresi bu davaya itiraz etmiştir. Tepebaşı bahçesi Mügtecir yaptırdığı salaşlara 30,000 lira istiyor, Belediye bunlara 7000 lira veriyor Belediye arasında miin'akrf muka • velenin müddeti bitmisti. Belediy* bahçeyi kendisi îşletmek veya yenl bir müstecire ver mek tasavvurun • dadir. Bu itibarla bahçeyi tesellüm etm;st:r. Ancak gene mukaveleve naza ran Belediyenin bilâhare yapılan bar kısmı ile Asrî »inemaya ilâve edilen kummra ya be Beledıye tarafından yıktarılmaaı ve yerine Konservatuvar delini müstecire blnaa yaptanlmam duçunülen çirkln ve ahçap vermesi ve yahut Gardenbar blnası burasmın yıkılması lâzımdır. Haber alcektir. Hernekadar içerisi fena dagiUe dıgımıza göre müstecir bar ve Asrî side hariçten bar kumnun manzarasi pek nemanın bir kumı ve bir de bahçedeld çirkm görünmektedir. sahn« için Belediyeden otuz b b lira Bı/aya iyi ve kârgir bir bina insası kadar bir para istemistir. Belediye ise düsünülmekte oldnğu gibi konserratuburaya bir takdiri kıymet heyeti gönvar binasmın burada insası mevzun badermis, bn beyet bunlara ancak yedi bisdr. Ayni zamanda Perapalasla Tebin lira kıymet koymustur. Müstecir bu pebaşı arasmdaki atsa da Belediyeye parayı kabul etmezse mezkur kısunlar ait oldugundan burada da konservatubedim ve enkaa kendisine teslira edilevar yapılabüir. Tepebaşı bahçr sin'n müstecirilc bu suretle şimdiye kadar adeta icki musikisi sayılan ineesazm memleket genç • lifcini içkiden sakındırmaga çalısmasmt Asrî hâl yapılıncıya kadar muvak rica etmi^tim. Sözüm hiç bir vakit yükkat bir hâl inşasma karar verilmis, sek musikisinaslara ve san'atm tekâmübu hususta yapılacak iki yüz bin li lüne çalışanlara degil, meyhanede icki ralık istikraz için Belediyeye mü içen'ere yardakcılık eden mu*tkiyedir. Zannederim bütün arkada»lanmm saade verilmişti. Belediyece istikraz maksadı edebiyatımızi ve musBcimizi muamelesi ikmal olunnrastur. Projeler de hazır oldugundan msaat ya • degil, musflttmiri küçöİtenlerf ve ono meyhane ealgisı halîne getirenleri ten • kmda münakasaya konacaktır. kîttir. Bu tarzda melankolSc bir meyhane musikisi yerine halktn ruhunda içkiy« nefret, iyiliğe incizap, vük^mege arzu uyandıracak bir musildye hepimizm ihtiyact var. Tabiî onun erb*bı da memlekette yavaş yavaş doğuyor.» Polis altmcı stıbe mödürü Faic Beyin Seyrüsefer işleri hakkında tet kikatta bulunmak üzere Avrupaya gönderiimesine karar verilmişti Faik Beye Emniyeti umumiye memur • larmdan iki zatın daha refakat etmeleri kararlaştırılmıştır. BujjünlerMaarif Vekâleti tarafından bu de bunlar tesbit edilecek ve heyet sene lise ve orta mekteplerdeki fen derhal hareket edecektir. bügisi, riyaziye, fransuca, ingilizee, ahnanca, resim, ev idaresi ve mu sflri dersleri için muallimlik imtibam B açılacak, bu imtihanlar temmuzda yapılacaktır. fmtihanlara lise ve muallim mektebi mezunları iştirak Florya çiftliğine ait arazi ile saedebileceklerdir. hildeki plâjlar ve Soğuksu çiftliğî Defterdaıhkla Kazarosyan Efen di ve Serpuhi, Ana isminde iki madamm müştereken tahtı tasar • ruflarında bulundugu halde bir takım kimseler Bakırköy tapu idaresine müracaat ederek ve sabık tapu raemurunu kandırarak bu yerleri Gemlik «Hususî» Mudanya Gençler Birliği reisleri Hakkı ve kaymakam 48 parçaya ayırtmışlar, namlanna Salâhattin Beyler, Mudanyanın güzide kaydettirmişlerdir. Defterdarhkla isimlerini yaz ailelerinden beş yüz kişilik bir kafile i le beraber Nilufer vapurile kasabamı . dığımız asıl mal sahipleri bu açıkza geldiler, birlik bandosu Halk Ftr • gözlükten haberdar olunca derhal kasında ve Belediyede konser v^Ai ve mahkemeye müracaatle dava açmışalkiflandı. lardır. Bu dava neticesinde mahke» Misafirlerrmiz akşam ayni vapurla me mevzuu bahis 48 parçaya ait Mudanyaya döndüler. Komsularumznı kaydin iptaline karar vermiştîr. bu ziyaretlerine Geml3c spor kulübu ve Diger taraftan bu sahtekârhğı yaGemlikliler yakında mukabele edecekpan şebeke ile sabık Bakırköy tapu lerdir. memuru hakkındTa da takibat icra«ı< na başlanmış, evrak Devlet Şurasına gönderilmiş ve Devlet Şurajı da Bursa (Hususi) Deliçay kena • suçlular hakkında lüzumu muhakennda eglenen Sç köy mekteplisi ara • me karan vermiştir. smda bulunan Vahit isminde bir ço • Bu meraklı ve dikkate şayan mucuk; derenin karsı tarafma kaçıp ora . hakemeye mayısm 20 inci günü da bir sögüde takılan futboi topunu alikinciceza mahkemesinde başlana j mak için Deliçaya girmiş ve akmtıya cakbr. J kapılarak bogubmıştar. U Hal inşaatina başlanıyor iktısat mOfehassısımn muavini Hükumet tarafmdan iktıaat mütehassiM olarak celbedilen Ameri • kalı Mr. Walker B. Hinesin muavini Mr. Sommervel dünkü ekspres • le Avrupadan şehrimize gelmiş, akşam trenile de Ankaraya gitmiştir. Mr. Sommervel dün kendiaile goriişen bir muharririmize demiştir ki: [ « Mr. Walker B. Hines hüku • met tarafından iktısadî tetkikatta bulunmak ve ben de kendisi ne muavinlik etmek üzere çağnldık. Kendisi gelecek ayın onunda tsftanbulda bulunaeaktır. Mr. Walker 1925 senesinde Cemiyetî Akvam namına Tuna havalisinde iktısadî tetkikatta bulunmuş ve bir rapor hazırlamıştır. O zaman ben de kendisine muavinlik etmiş tim.» Avrupaya gidecek seyrflsefer heyeti Lise muallimlijji için ımtihan IM1 Möhim ve meraklı bir dava Halkevinde resim serg'si tstanbul Halkevinin Cağaloğlu merkezinde pek yakında meşhur deniz ressamlarımızdan tsmail Hakkı ve Tahsin Beylerin eserlermden mürekkep bir resim sergisi açılacakhr. Mudanya Gençfer Birliği Gemlikte Keriman Hanım geliyor Bir müddettenberi Mısırda bu • lunan Dünya Güzeli Keriman Halis Hanımın cutna günü Mısırdan şeh • rimize avdetine intizar edilmektedir. MUHARREM FEYZİ Türk Yunan Itilâfnamesi İtil?fname bugünlerde Meclise verilecek Yunanistanla yapılan yeni tiea •' ret ıtilâfnamesi hazirandan itibaren mevkü meriyete gireceğinden itilâfnamenin bugünlerde B. M. Mecli •inde müzakeresine intizar edilmek* tedir. Bu münasebetle Başvekil İs met Paşa Hazretleri ile tktısat Vekili Celâl Bey, mühim birer nutuk irat edeceklerdir. Memleketimizden canlı hayvan alan Yunan tüccarlan şimdiden mühim miktarda sipariş * lerde bulunmuslardır, Emiâk Bankası Umumt MGdOrO Emlâk ve Eytatn Bankası umum müdürü Hakkı Saffet Bey dün Ankaradan şehrimize gelmiştîr. Bir çocuk boğuldu 60mr0k antrepolannda kaybolan eşya Gümrük idareainee muhtelif tarihlerde kaybolan eşya bedeli olarak Rıhtım şirketinden 6 milyon lira is • teniliyordu. Bunun için teşekkül e • den buhtelit komisyon tetkikatını hayli Ueriletmiştir. Ambarlardan bir çoğu gezilmiştir. Komisyon raporurunu yakında yerecektir.