Tanzimat ve Meşrutiyet Su katılmamış bir Büyük Doğucu olsa merhum Sami Karayel'in, bize bundan 5 yıl evvel teslim edilmiş bir yazısını bulduk. Çektiğimiz çileler yüzünden evrakımızın karmakarışık hale gelmiş olması dolayısiyle bu zamana kadar elde edemediğimiz bu yazıyı, taşıdığı ruh ve belirttiği dâva bakımından tam bir benimseyişle sütunlarımıza geçirir ve merhu- ma Allahtan rahmet dileriz. Tuhaf şeyv!.. (Tanzimat-ı Hayri- ye) yi bir kurtuluş hamlesi adde- denler öz Türklerden ziyade Garp müverrihleri ve yanaşmalardır. Benliğimizi garpta ve garplılaş- makta aramak gidişine inanmış olanların istekleri, kâfi mânası olan bir ifadeden ziyade asabi, hissi bir görüşle ve tereddütlerimizi arttıran bir demagocya mânası taşıyor. Evet, benliğimizi garpta ve garp- lulaşmakta aramak... Bu aldatıcı ve öz Türk cemiyeti- ni arama yollarını kesici fikirler, tam bin iki yüz elli beş senesinden bugüne kadar yaşayıp gelmekte... Koca, yüce, halâskâr lâkdbını verdiğimiz Reşit Paşa'nın marifet- li (Tanzimat-ı Hayriye) sini ve şah- sını tarih huzurunda tenkit ve tah- lil etmek her babaviğitin kârı mı- dır? Mitat Paşalara; Ziya Paşalara, Şinasi'lere, Namık KemalVlere, ma- sum (!) Sultan Murad'a dil uzatı- labilir mi? Yüz küsur senelik bir hava bo- ğuntusu icinde bu (zevat-ı muhte- reme) ye muarız olarak tek bir ki- şi ile vine tek bir kişi gösterile- bilmiştir. Bunlardan birisi, men- tur ve müstebit Kızıl Sultan lâka- bını alarak tarih huzurunda tel'in edilmişti. Aleyhinde ciltlerle ki- taplar yazıldı. Formalar dolusu makalelerle şahsiyeti kücültüle kü- çültüle vok edilmeğe götürüldü. İşin garip tarafı şudur ki, Kızıl Sultan lâkabı verilen bu adama, daha ziyade ecnebiler düşmandı. Bunlardan sonra da dönmeler dev- şirmeler, yanaşmalar! Kızıl Sultanı devirmek için ilk teşkilâtı kuranların başında Ya- naşmaları ve Mühtedileri görüyo- ruz. Ve bu mühtedileri Garp ve dünya teşkilâtını hafiyen idare edenlerden buluyoruz. Yani Kızıl Sultanı istemiyenler, Hürriyet, Müsavat, Adalet, Uhuv- vet taraftarı olan (İnsancıl) insan- lardı. İkinci Sultan Hamit, hakikaten Kızıl Sultan mıydı?.. İdari, mali, siyasi, içtimai istibdadında milli mânular, sırlar var mıydı?.. Endi- şesi yalnız şahsi ve kör bir görü- şün mahsulü miydi?.. Neden kor- kuyordu?.. Hürrivetten mi?.. Bu adamı ve bu adamın devrini yazan- lar hemen hep böyle yazdılar, böy- le anlattılar!.. İkinci tek Adam Âli Paşa'dır. Âli Paşa, cidden (Jön Türk) lere (Jön Türk) lerin istedikleri hür- riyete muarız mıydı? Şinasi'ye kar- şı aldığı haşin cephede ne gibi mâ- nalar ve sırlar vardı? X Tanzimat hürriyeti oekalliyetle- rin malı oldu. Bu, hürriyetle dev- let bünyesine giren ekalliyetler, devlet sırrı diye bir şey bırakma- dılar. Yine bu hürriyete sahip olan ekalliyetler, Osmanlı Türkleri İm- paratorluğunun en büyük memu- riyetlerini elinde bulundurmakla, Türk milli ruhunun devlet idare- sindeki ana benliğini yok etmiş ol- dular. Galata sarraflığı, (Spekülâs- yon), devlete borç bulma vasıtala- rı, siyasi mali entrikalar, Tanzimat hürriyetile kuruldu, * Tanzimat hürriyetinden sonra milli ruhun devlet idaresindeki sa- lâhiyeti vok oldu. Mahalle içleri- ne kadar nüfuz eden Karamanlı bakkallar elinde kalan devlet ve millet salâhiyeti, Türk milletini hayattan çekti. (Tanzimat-ı Hayriye) hürriyeti, on para borcü olmıyan İmparator- bi ty Sİ luğu, ekalliyetler ve ecnebi sarraf- Uuklar entrikalarile gırtlağa kadar borca soktu. On beş yirmi sene içinde vüz milyonlarca altın lira borelanıldı. Bütün bunlar, hürriyet ıslâhatı uğruna yapılıyordu. (Tanzimat-ı Hayriye) hürriyetinden evvel dev- letin en ölü zamanında ne bir (Dü- yun-u Umumiye) İdaresi, ne de devletin âkarma, tütüne, vergisine el sürmek hâkimiyetini elinde tu- tan ecnebi bir kuvvet vardı. Çünkü milli ruh, idare salâhiye- tine hâkimdi. (Kapitülâsyon) falân dinlemiyordu. Fakat Tanzimat hür- riyetinden sonra (Düyun-u Umu- miye) teşekkül etti, Milletin dev- lete verdiği versiler, devlet içinde devlet kurularak, ecnebiler tarafın- dan ahz ve kabz olunur oldu. * Doksan üç Moskof muharebesi, Mitat Paşa ve arkadaşlarının kur- duğu birinci Meclisi Meb'usan Hı- ristiyan âzasının tahrikile vücude geldi. Bunu tarih içinden sezme- mek mümkün mü?.. Ortodoksluğun büyük hâmisi olan Moskoflar, (Tanzimat-ı Hayri- ye) hürriyetinin mahsulü olan Os- manlı Meclisi Meb'usanından isti- fade etmesini bilmişlerdi. Kızıl Sultan lâkabını verdikleri İkinci Hamit, Moskof muharebesin- den sonra gırtlağına kadar borca gömülü olarak devletin başında kaldı. Tanzimat hürriyetinin mah- sulü ve mütekâmil şekli olan Mec- lisi Meb'usanı kapadı. Hiç olmaz- sa Hıristiyan âzanın Meclisi Meb'- usandaki maskeli hürriyet hege- monyasına nihayet verdi. Avrupa- ya karşı katiyetle kapılarını kapa dı. Sarraflara, istikraz dalaverela- (Devamı S. 13 te)