yl Türk (0) masonları ve masonluğu Türk genci veya ihtiyarı! Bu yazıyı dikkatle oku! Tek kelimeyle, Türkün ve bütün milletlerin ruh mayesını bozmaktan başka hiç- bir gayesi olmıyan Yahudi icadı Masonluk müessesesi etrafında, dün ve bugün, bak, hangi Türkler halkalanmıştır!!! M ASONLUK, içimize, Türkiye- de, sözümona Türk mabhfilleri açılmadan evvel, doğrudan doğru- ya ecnebi mahfilleri vasıtasiyle gir- “ miştir. Ecnebi mahfilleri, ilk defa, Selânik ve İstanbulda yerleşmiştir. Selânik; gerçek Türk birliğine ve İslim mukaddesatına karsı yapılan suikastların mes'um i- dare ve tertibat kulesi... Başımıza ne gelmişse Selânik yo- liyle gelmiştir. Bu, apayrı bir tet- kik mevzuudur. Selânikte, beş on ecnebi Mason mahfili varmış... En ileri gelenleri, İspanya, Yunan ve İtalya mahfil- leri... Selânikten sonra İzmir ve Bey- rut, vücudumuzun, aynı mikropla- rın yerleşmesine müsait zayıf na- hiyelerinden... İstanbula gelince, o, her tarafivle acık ve her cins insan ve zümreyi barındıran bir Bâbil âlemi... Eski Maliye Nazırlarından meşhur dönme Cavit Bey, Selâ- nikte İspanya mahfiline men- suptu, Aslı Yahudi olan Cavit Beyin, İspanya yoliyle içimize giren Ya- hudilerden sonra dönüp dolaşarak İspanya mahfiline intisap edişin- deki hikmete dikkat buyurun! İttihatcılardan Talât Paşa, Cemal Pasa, Canbolat Bey, Rah- mi Bey, Mithat Sükrü Bey de İtalya mahfiline mensup... Beşiği Selânikte sallanan /ttihat- çılığın topyekün bir Mason oyun- cağı olduğu; bazı temiz, fakat her şeyden habersiz İttihatçıların. da, farkına vardırılmadan Mason eliy- le ayranları kabartılmış ve arzula- nan istikamete yöneltilmiş birer kukla oldukları erbabınca malüm- dur. İttihatçıların büyüklerini Meşrutiyetten evvel «sırra agâ eden» meşhur Yahudi Karasu- ur, «$ırra agâh eden» tabirine de dikkat edelim!.. Şeytani bir tarikat ağziyle uydurulan bu tabir, Mason- luk manvetizmacıları karşısında 1t- 12 tihatçı medyomların iradesiz ve şahsiyetsiz halini ne güzel ifşa eder! Bu tabir ve ifade, aynen Ma- sonlarındır. Karasu da, İttihatçıla- rım Meclisinde Selânik mebusu... Masonluğu, doğrudan doğruya Türk locaları balinde millileştir- mek (1) istiyen hareket, ilk defa, bundan 85 wl kadar evvel başla- muş, fakat kısa bir devrayı takiben sönmüştü. Bu hareketin başında, İttihat- çgıların Sadmâzamlarından Sait Halim Paşanın babası Halim Pa- sa vardır. Türk (() Masonluğunun teşkili için ikinci teşebbüs, artık Masonlu- gun hâkim olduğu ve yegâne Ma- son düşmanı milliyetçi padişah İ- kinci Abdülhamidin tasfiye edildi- ği Meşrutiyet devrindedir. Bu iş için, mütehassıs sıfatiyle Mısırdan Sakakini, Belcikadan Kont d'Alvi- yellâ gelmiş ve en kısa zamanda teşkilât «Büvük Maşrık» derecesi- ne kadar tamamlanmıştır. Peşin- den, İzmir, Konya, Adana, Bursa, Şam, Beyrut ve gayet tabii olarak Selânik'te şubeler... Bu, güya mil- lileştirilmiş masonluğun Türk loca- ları açılmadan, biraz evvel belirtti- gimiz gibi, intisaplar ecnebi mah- fillerine oluyordu. Bu mahfillere giren Türkler, Tanzimattan beri şöyledir: Şinasi, Namık Kemal, Tanzi- mat devri nazırlarının, bilhassa Hariciye erkânının çoğu, Maarif Nazırı Münif Paşa; ve, ve, ve, ıstırapla kaydedelim, Türk Pa- dişahı ve İslâm Halifesi Sultan Murat... i Yalancı ve Mason tesiri altında- ki İttihat ve Terakki propaganda- sının Abdülhamide zıt olarak Meş- rutiyetçi ve hür fikirli bir padişah gösterdiği, bu melânkolik şahsın, , koskoca İslâm ve Türk bütünlüğü- nün reisi mevkiinde, bizzat ve bil- fiil Mason olmasına ne buyurulur? İsin belki bir derece daha ıstı- raplı safhası, İttihatçıların Şey- bülislâmı Musa Kâzım Efendi. nin de, Yahudi Karasu'nun eli- ni öpen bir mason oluşudur!!! Şehzadelerden bazıları, bilhassa Sultan Murat ruhunu temsil eden- ler, Mason olmuşlardır. Sultan Murad'ın oğlu Sehza- de Salâhaddin Efendi, masonla- rın tabiriyle, son teşkilâttan na- sip (0) alanlar içindedir, Bu teskilâttan sonra Masonluk Türk vatanının ve her sahada ikti- dar plânının hâkimi olmus, 4 üncü dereceden 33 üncü dereceye kadar da bütün basamaklarını kurmuştur. Cumhuriyetin kurulduğu tarihe te- sadüf eden Bevnelmilel Mason Teş- kilâtı Yüksek Şürasına Türk (!) Masonluğu da iştirak etmistir. Meşhur adliyeci Servet Yesa- ri ve mebus Edib Servet Bey- ler, bu devrin mason büyükle- Tİ 1929 da Paris'te, 1930da Brük- sel'de, 1933 te de' İstanbulda topla- nan Yüksek Şüra, Avrupa Mason- larının en büyüklerini bir araya getirmiştir. Milli Kurtuluş Hareketinin bir sembolii ve yeni bir İstanbul fatihi tavriyle, mukaddesatcı Mehmetçiğin İstanbulu kurtarı- şını temsil eden Refet Paşa, İs- tanbula girer girmez masonluğa da girmiş ve 33 üncü rütbeyi alıvermiştir. Haşmetlü Mason teşkilâtı, bir müddet sonra, Refet Paşanın göz- den düştüğünü görmüş olacak ki, onu tekaütlüğe sevketmiştir. Cumhuriyet devrinin Masonları: Seneler senesi Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisliğinde bulu- nan Kâzım (Özalp) Paşa... Düne Kadar Basbakan, meşhur Hasan Saka... Cumhuriyet devrinin Da- hiliye Vekâleti gediklisi Şükrü Kaya... Eski Hariciye Vekili Tevfik Rüştü... Devlet Şürası Reisi Reşat... Bunlardan, Hasan Sakâ müstes- na, hemen hepsi 33 üncü derece- dendir. Bir Mason muharririn ifa- desine göre 1934 yılının Türkiye Büyük Meclisinde, tam 92 mebus Masonluktan nasip (() almış bulu- nuyordu. (Devamı 16. da)