EVHADÜDDİN (KERMANİ) Ml mutlak güzelliği bir takım süretlerde görmekti Bir gün ona büyüklerden birisi sordu : — Ne işdesin? — Ayı su leğeninde görüyorum! Aldığı cevap şu oldu: — Eğer ensende çiban yoksa ni- çin gökyüzünde görmüyorsun? HAKİM SİNAYİ (GAZNEVİ) ALKANIN büyük mütefekkir ve şairlerinden... Hakkinda bir- çok eser kaleme alınmıştır, * Tövbesi ve mârifet yoluna düş mesi : Sultan Mahmut Sebüktekin, kış mevşiminde, küfür diyarlarından ba- Zısını : fethetmek için memleketten çıkıyordu. Sinayi onun medhi mev maya düştü. Bir köşe başında, Şer'i teklif çerçevesinden çıkmış bir mec. zup gördü. Bu meczup, şarabın bal- çık kısmını içiyordu eczup, Jelinde şarap tortuşu, kendi kendine söyleniyordu : — Şarabımı Sebüktekin'in körlü- ğüne içeyim! — Sebüktekin İslâm padişahıdır ve mert bir adamdır — Sebüktekin o kör insandır ki, kendi hükmü altındakileri zaptede- mezken yabancı memleketleri zapta gidiyor! Şair irkildi. Meczup söylenmekte devam ediyordu : — Bir kadehde şair Sinayi'nin körlüğüne içeyim ? — Ya onun nesi var? — Oda abuksabuk, hiçbir işe yaramaz hâfları altalta yazan adam- dır. O'da, niçin yaratıldığını bilme- yenlerden... Lİ Hakim Sinayi ölürken şu mısra. ları okudu: » Bu vakte kadar ne dedimse hepsinden vazgeçtim ; Zira sözde mâna ve mânada söz yokmuş... Sözü bir tarafa bıraktım ve Yaradana döndüm ; Ki ondan başka sözde mâna ve raki z yok.,. Bu a duyan bir sizi de şöyle ded — Ne lm ki, sözden vazgeç- tiği halde yine sözle meşgul. FERİDÜDDİN (ATTAR) «Veliler Tezkeresi» ve «Esrarna. me» isimli meşhur eserlerin sahibi... ##* Başlangıçta, sahibi olduğu aktar dükkânında alışverişle & uğraşırken karşısına bir derviş çıktı : — Bana Allah için bir şey ver! Aldırmadı. Derviş sordu : — Söyle, sen ne olmak istersin? — Senin gi — Sen, Bitimi olduğum gibi ola. bilir misin — Elbette! Dervişin elinde tahtadan bir ça- nak vardı, Onu başının altına koyup yere uzandı ve «Allah...» dedi ve can verdi. Ondan sonra ne dükkân, ne tica- et... Feridüddin, Allaha çıkan yolu aramaya koyuldu. ii ip m Vğ e 1Cı C 1 gi bü 6 Hazreti Ali'den hikmetler : Babaların evlâtlarına Keki servetin en hayırlısı edep Hikmet, nereden slm alınız! Söylenen söze bakınız; söyleyene değil... Beş şey, beş nevi insanda son derece takbihe şayandır : Âlimlerde fücur, hakimlerde hırs, zenginlerde hasislik, ale hayasızlık, ihti- yarlarda Her şe i liği yenisidir; fa- kat dostun hayırlısı eski olanı... Adıdeğmez Mevlâna Celâleddin (Rumi), ken- disine, Nişabur'da, ihtiyarlığı zama- nında raştgelmiş ve aralarında uzun sohbetler cereyan etmiş.. Mevlâna, Feridüddin'den hediye olarak aldığı «Esrarname» yi daima yanında bulun- durur ve inceliklerini her zaman bil. dirirmiş .. #** 124 yaşlarındayken kâfirler elinde şehid oldu, HAMİD (KAYSERİ) AYSERİLİ... Kabri Aksaray'da Başlangıçta hayatı Bursa'da geç- ti. Sırtında ekmek satardı, Halk da bu ekmeği kapışırdı. Yıldırım Beyazıt, Bursa'nın (Camii Kebir) ini yaptırınca Şeyh Hamid'in orada vâizlik yapma. Se Sel IRILYLAR sım istedi. Şeyh de bu emre uyrak irkaç vaaz verdi, Fakat halkın ken- disine fazla bir alâka ve iltifat gös. termeğe başladığını görünce Bur- sa'dan çıkıp Aksaray'a gitti, Orada fukara ve kimsesizlerle düşüp kalka- rak ömrünü geçirdi »** Dervişlerinden biri. iki tarladan bir tanesini Şeyhı için, öbürünü de kendisi için ekmişti. Şeyh için ekilen tarladan mahsul yetişmedi. Şeyh tar. laların olduğu yere gitti ve sordu: — Tarlalardan hangisi benim ? Mürid, utandığı için kendi verimli tarlasını gösterdi : — İşte bu, sizin için ekilen tarla!.. Şeyh fevkalâde müteessir oldu. Mürid sordu: — Niçin böyle üzüldünüz ? — Biz daha dünyadan hiçbir mah- sul alamadık |! Aceba bu mahsul han- gi günahımızdan oldu ? AK ŞEMSEDDİN ATİH Sultan Mehmed'in İstanbulu fethine iştirak eden büyük veli... Tam elli dört gün Hisarın üzerindeki cenkte şahit ve hazırdı. Muhasara ve hücümlerin en şid detli bir ânında Fatih ona haber gönderdi : — Allah bize fethi nasip edecek mi ? Şeyh şu cevabı verdi ; — Mutlak kudretlinin dileği olursa, bu minicik hisarı değil, kâinatı fethe dersin | Fatih, ruhu o muhteşem hamle. nin heyecan ve ıstırabiyle dolu, tek- rar sordurdu : — Bana, mümkün olursa, mâne- viyat yolundan ve kat'i bir cevap veriniz ! Allah bize fethi nasip ede- cek mi? Ak Şemseddin başını göğsünün üzerine bırakıp dakikalarca müraka- bede kaldı ve cevap verdi : — Yarın, şafak sökerken, filân sella hisara hücum edilecek olursa, Allahın izniyle feth kapıları açılır. Ezan sesiyle beraber surların içi dolar ve gaziler sabah namazını hisarların içinde kılarlar. Öyle oldu. #** Eyüp'te oSababilerden “Hazreti Ebüp (Ensari) nin kabrini keşfeden Ak Şemseddin Hazretleridir, m