2 Ocak 1948 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 2

2 Ocak 1948 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© Bu hal, Kanuni Sultan Süleyman'ın hemen ar- kasından başladı; ve 4 asırdır hiç bir ee aslını ve mayasını değiştirmeden geldi O Bu hal, . dini kaybeden sözde imanla, bir türlü iman haline kışırda kabuk bağlayan ve iç vec- gelmeyen gülünç inanışların bazı kör nefsaniyetlerde belirttiği tarihi yobazlıktır. © Bizde değişiklik adına ne yapılmışsa hep kışır- da, deri tabakasının üstünde oldu; ve tarihi ham yobaz, bir an evvelki yobazlığının tam tersine dön- müş ve eskisinin düşmanı diye ortaya çıkmış olarak hep ayni asla ve mayaya sadık kaldı. Sakın yobazı, bir dâvaya, onun en mahrem çi- lelerini çektikten sonra kıl ve nokta feda etmeksi- zinfsımsıkı bağlanan ulvi adam sanmayınız! Yobaz, asla anlayamadığı ve iç yüzünü göremediği tecelli- ler karşısında papağan gibi hep ayni aksülâmelleri Necip Fazıl KISAKÜREK Hemen değilse ne vakit??? nen büyük tanınmış bir adamın şöyle bir sözü 1001 ÇERÇEVE — Eğer hemen değilse ne vakit? Her sonsuz hikmet gibi bu sözün Şi hakikati bir İslâm bü- yüğünde dir : — Gafil halk yorgun ve bezgin, de bir iş işlesem!,... ,dünkü günün yarınıdır. Bugün ne işlemiştir ki, yarın ne işleye ?.. Fert, 'sınıf, cemiyet ve vatan halinde, başlarımızın üzerind güneşler doğup batıyor. Ve biz, topyekün nefslerimize 24 shatlik mühlet bahşetmiş mitaselli varlıklâr, e siye...,, düsturunu “Bugi bir lâf eder: Bilmez ki, bugün, “Yarın gelse peşin, yarın vere- ., tarzında tepele- tepelerimizden bir cümleyi daha tamamlanmadan yanlış hade getirecek bir hızla İçtimai bağların gevşediği, fertlerin yirmi dörder saatlik kısa gün hayatını yaşamaya başladığı! hengâmelerdedir ki, bu öldürücü ruh baleti her t sezer gibi olduğu büyü rtesi . Ve asırlar sonrası gelmez. iz; günlerden bir gün, Allahın içimizde estirdiği deli rüz- gârlar sonunda tüyleri diken diken olmuş, etrafına bür göz atar atmaz divaneye dönmüş, olanca rahat.ve tesellisini kaçırmış. sır- tına çemiyetin bütün manevi yükünü almış, uykularını kaybetmiş, muş timarhanelik muztaripler !. vet, evet; ri tımarhanelik muztaripler gibi, ee ederdim dikilm letin kapı- larını çalmak, dükkânların kepenklerine me şi t ve cemi- — Eğer hemen ii ne vakit 22? Bu aziz vatanın, bütün pi bütün macerası, bütün gelmişi, bütün gitmişiyle yeni bâş- Jaştırmak we bu ânın emrini yerine getirm makbul fiil ve en faydalı iş müflistir, Kitap gli fabrika leyebilir, mizi 1948 yılının 2 nci gününde, kafalarında tonlarca rakı, şarap ve şampanyanın sisi yü- zen insanlardan hiç kimse duymayorsa, mutlaka tarihin duyduğu ve bir gün du uyuracağı emniyetle Mekseniyopuk Eğer hemen de- * ğilse, ne vakit 72? gösterip «Nuh» diyen, fakat «Peygamber» demiyen; ve insanda en büyük ilâhi nimet, ruh ve fikri, bek- çi sopası, tulumbacı nârası ve «yurya'» time boğmaya kalkışan insan kılıklı iasan tersidir. © Yobaz, sadece Allahı bulmak için düşünmeğe, ürpermeğe : ve kıvranmaya memur insanoğlunun en üyük düşmanıdır; ve en sefil hayvanlar arasında bile bir eşi bulunmaz nihai hayvandır. © islâmlığin en ince kanunlarından biri, bir müs- lümana küfür isnad edildiği zaman eğer o kimse gerçekten küfürde değilse, küfrün, bir kurşun gibi geriye teperek isnad edicisini bir daha dirilmemece- sine öldüreceğidir. Böyleyken, bir zamanların müs- lümanlık taslayan yobazı, mukaddes ve muazzez Şe- riatin gözünde asla suç olmamak şöyle dursun, hat- tâ teşvik ve rağbet mevzuu olan e küfür dam- gasını vurmakla teferrüd etmişti © Bir asırdan beri nesil nesil, bir derece daha ka- tılaşa katılaşa gelen yobazlarsa, şimdi aynı hüneri dinsizlik ve Allahsızlık yolunda göstermek istiyor; ve insanoğluna ebedi 'varlık ve kurtuluş yolunda istikamet göstermek isteyenleri hemen damgalayıve- riyor : «Soysuz, vatansız, mürteci, inkilâp düşmanı » dg Sen, ruh bağırsaklarındaki inkibazı'etfaiye hor- temlarının sökemeyeceği ve kafasındaki sertliği şah- merdanların kıramayacağı Yirminci asır yobazı! Mün- zevi bir karıncanın bile ayağını kıpırdattığı noktada bir faaliyet ve hayatiyet merkezi varken, ne olur, o kaskatı kafanı bir lâhza çevir de ne dediğimize, ne yaptığımıza bak ve bir lâhza düşünmeğe çalış! Sonra elinden gelirse bize fikirle mukabele et! Fi- kir, senin gözünde kolera mikroplarının sahası mı- dır ki, onu gördüğün her yerde üzerine kireç dök- mekten başka çare bulamıyorsun ? © Dünün bir türlü ölçü ve insafa gelmez yobaz- ları, kazan kaldırdıkları mevzularda bir izah ve mü- dafaa iavrı gördükleri zaman şöyle haykırırlardı :. «Söyletmen, vurun !»... bir kelime söyletmeden vururlar, kelleleri uçururlardı. Doğruysa doğrü, yan- lışsa yanlış olarak yine' bizzat fikirle tesbit edilme- si gereken fikirden bu derecede korkmak için, insan geçinenlerin, maymunlar ve leş kargaları rasında bile kendilerine bir müttefik bulamamış olmaları lâ- zım değil midir? : Bu günün yobazları, dünün, hiç olmazsa aslı hak olan bir dâvada hak suretinden geçinen zaval- lılarına nisbetle, aslı haksızlık olan dâvaların bâtil suretine mıhlı ve her bakımdan sultani iman yağ- macıları ve fikir katilleridir. 8 Avrupalının kendi içinde çoktanberi tasfiye et- miş bulunduğu bu hal, bizde tâ dibinden ve kökün- den kazınmadıkça, bunu kazıyacak cemiyet ve ter- biye usullerine erilmedikçe, hiç bir bahsi ele almaya (| usül bakımından imkân yoktur. Büyük ve gerçek Türk inkilâbının başı, tarihi yobazlığın tâ kökünden kazınması hadisesine dayanma lıdır. İdeolocya örgüsü — BÜYÜK BOğÜ e

Bu sayıdan diğer sayfalar: