2 Ocak 1948 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 13

2 Ocak 1948 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BİRİNCİ DÜNYA HARBİNDEN BUGÜNE Yakın-tarihten hatıralar ve tahliller — Eski Birinci ve Altıncı ordu kumandanı “Emekli Geheral Ali İhsan SÂBİS Tebrizden Maltaya USLAR 1915 senesi sonunda bir kış taarruzu yaparak Erzurüumu zaptet- tikten sonra, Sarıkamıştan Erzuruma kadar, dar hatlı bir sahra demiryolu yapmışlardı, Bu hattan bir kol ayrı- larak Eleşkird odası üzerinden Doğu Bayzıd civarına kadar geliyordu. Taarruz eden bir Ordunun ikmal işleri için gerisinde böyle bir demiryo- lu vücude getirmesi, vaziyetin muha- fazası ve taarruzun muvaffakiyetle neticelenmesi için lâzımdır, Mısırdan Kudüse doğru ilerlemiş olan İngiliz ordusu da çölde ilerledikçe gerisinde bir demiryolu yaptırmış ve demir bö- rularla ayrıca bir de suyolu öneayisrek Nil vadisinden ve kanaldan su, erzak, cephane vesair ihtiyaçları celbeyle- mişti. Bunlar yapılmazsa sevkülceyş taarruzları muvaffakiyetle devam et- tirilemez, Evvelce bizim yâpmış ol- duğumuz Süveyş kanalı, Sarıkamış, Diyarbakır, hâttâ İran taarruzlarımız, ordularımızın arkasında ikmal zmek leri ve yolları yeter bir derecede çk- madığından doloyı ya akim kalmış. ya felâketle neticelenmiş veyahut bir sel gibi akıp geçmişti. ğ eceyi kısmen iehip olmuş İstas- yon binasında geçirdikten sonra, er- tesi günü Ararat dağının eteklerih- den ve bu dağın batısındaki geçitten geçetek Iğdır istasyonuna gidecektik. Böyle dağ $ilsilelerini ve geçitlerini sabahleyin erkenden, havanın müsa- adesine bakarak, hareket edip geç- mek zaruridir. Dağ üzerinde ve çitlerde zuhura gelecek herhangi bir arıza, -geç vakit zorluklar ve dağ üze- rinde kalmak felâketini döğurabilir. Ararat la şimale Sabah havayı dük, sh “otomabilimizle şe ettik. Otomobilin'bir kazaya uğraması halinde de, ne tamir imkânı ve nede diğer bir otomobil bulmak ihtimali mevcuddu. Dağlar arasında yardım- siz kalmamak için birkaç atlı jan- darmanın bizim arkamızdan geçide kadar gelmesini ve dağları muvaffa- kiyetle geçtiğimizi anladıkları takdir. de ozaman geri dönmelerini tebliğ ve temin. ettik, Bu taraflar, benim kumandam âltında bulunmamış oldu. ğundan daha dikkatli bulunmak lü. zumunu hissediyordum. — Taliimiz yardım etti; mary bozma. tiren tertip olunmasını rica etm .bin neticesi dı; sis olmadı; otomobilimiz arızaya uğramadı, gayet ihtiyatkâr ve aheste süratle yolumuza devam ettik, Öğle den sonra Iğdınn pamuk tarlalarile örtülü ovasına indik ve şimdi gayet mamur Rus topraklarında ve iyi bir şose üzerinde bulunuyorduk. Akşama doğru Iğdır istasyonuna vardık. Kâzım Karabekir paşa ile görüşme Daha evvel Dokuzuncu Ordu ku mandanına hareketimi bildirmiş ve miştim, Hazır - bulduğumuz : trene binerek ve otomobilimizi de yükleterek hare- ket “ettik, Ertesi sabah (Gümri) (Aleksandropol) istasyonuna vardık. Orada Birinci Kafkas Kolordusu ku- Ali İhsan Paşa Birinci ordu kumandanı mandanı Kâzım Karabekir paşa ile görüştüm: Tekrar hareketle Kars is- tasyonuna vardık; Dokuzuncu Ordu kumandanı Yakup Şevki paşanın ka- rargâhına misafir oldu Kâzım Karabekir paşanın yeni ta- : savvurlardan ve plândan haberi yok- tu. Bende henüz ozaman bunlara kâfi derecede vakıf olmadığımdan onunla görüşmemiz. sırf eski arka- daşlığımıza ve dostlüğümuza dayanan hatıralarımıza münhasır kalmıştı, Har- hakkında * düşünce ve endişelerimizi izhar ederek vedalaştık. Kâzım Karabekir paşayı, 1914 de karargâh umumiden ayrıldıktan sonra, bir kere Bağdad'da, 1916 senesi ilk ayında, (Fondergolç) paşanın kurmay başkanıyken görüp konuşmuştum; ikin. ci defa Kütülemdre civarında Sâbis Meydan. Muharebesini (kazandıktan sonra Golç paşa ile birlikte çöle, BUS cepheye geldikleri zaman görüş- “müştüm, Ben Irakdan İrana geçtim; Kâzım Karabekir çölde kaldı; fakat, 1917 senesi başında Bağdadın sukutundan sonra, Kafkas cephesine naklolundu. Nihayet. 1917 Son bahârında, ben de tekrar Kafkas cephesine geçerek Di- yarıbekire geldiğim zaman onu bir daha gördüm, O zaman, Kâz bekir, Refahiye tarafında teşkil olu- nan birinci Kafkas kolordusuna gide- cek idi. Mustafa Kemal paşanın ikin. di ordudan ayrılmasından sonra mu- vakkaten Diyarıbekir tarafındaki kuv- vetlere kumanda ediyordu. Ben 13 üncü kolordudan dördüncü. kolordu kumandanlığına tayin edildiğim zaman Diyârıbekire gelerek Kâzım Karabe- kirden bu mıntikâyı devr aldım. Ku- manda en e Dersime ka- dar imtidat ediyord Diyarıbekire yoltliğim vakit, Dicle nehri boyunda bir müddet evvel Mus. tafa Kemal paşanın ikamet ettiği ve karargâh ittihaz olunmuş bir köşkte kaldık. Burada iki eski arkadaş, ah- vale dair uzun boylu görüşmüş idik. Harbin fena idaresinden, İzzet pa- şa kumandasında Diyarıbekir ilerisin- de toplanmış olan ikinci ordunun yap tığı muvaffakiyetsiz taarruzlarından, yiyecek ve cephane sıkıntılarından askere ekmek yerine bir çok defalar kuru buğday taneleri ve başakları ve- rildiğinden, hayvanların yemsizlikten telef olduklarından, bundan sonra har- bi kazanmak imkânının artık kalma- dığından ve saireden bahsetmiştik. Elbette, orduların gerilerinde, iyi randımanlı demiryolları bulunmayın- ca, iaşe ve ikmal zorluklarının her zaman, her yerde' görüleceği ve bu yüzden düşman ateşinden daha çok kayıplar verildceği aşikâr idi. Tek hatlı birsdemiryolu, İstanbuldan Di- yarıbekir cenubunda Mardin çivarına kadar geliverse de, bu hat, h riye ve Filistin, bem Irak ve hem . Kafkas cephelerindeki orduların ihti. yaçların temine asla kifayet edemi- yordu. Bir yandan eksik hesaplara ve gayrı kâfi nakliye vasıtalarına daya- narak, diğer taraftan Sarıkamış ve Kanal tümenlerinin acı neticeleri unu- tularak Erzurumu kurtarmak : gaye- siyle Diyarıbekirden (Bitlis - Muş) hat- tındaki Rus cephesine taarruz tertip olunmuş ve fakat ağır kayıplarla mu- vaffakiyetsizliğe uğranmış idi, ım Kara- em Su., (arkası var) A i

Bu sayıdan diğer sayfalar: