ld 2 ULTAN tepesinde Susuz bağ, Kuz- uncuk üzerinde arap zade bağı “ve Üsküdarda Şemsi paşa kıyıları, o civarda oturanların tenezzüh yerle. riydi, Âli tarihinden : edindiğim bilgiye göre Şemsi paşa, Kanuni Sultan Sü- leyman'ın nedimlerinden ve yakınla- rından imis,, Şemsi paşa #layiamndan PR Kavak iskelesine kadar uzayan sahil. de, vaktiyle bir çok saray ve çiçek bahçesi varmış”. arem iskelesinin arka tarafında da Damat İbrahim pa- şa tarafından «Şerefâbat» ismiyle bir saray yaptırılmıştır. — — Abdülhamit Tezimiz Etrafında |- 31 de, tamamiyle DEMRE olamıyan bir görüşle yazılmış ve ekyiedilznie olan Tahsin 19, Paşa” nın hatıratından, aynen ile takib ederdi. Hünkâr bu istimzaç olunurdu, Babıâlinin murin vardı kioda hâkimler idi. Bu ta arzını emreylem Iki ve askeri üriM memurların intihap ve tayinlerini yakından ve alâka tayinlerin bazılarını şifahi iradelerle iade, bazı mühim memuriyetlere de münasip gördüklerini resen tayin ederdi. Herhalde sefir, vali, kumandanların ve haltâ bazı mühim mutasarrıfların tayinleri arzolunmadan eyvel umur ve salâhiyetine müdahale demek olan bu siya- set Yıldız cahile yit siyaseti icabatından reyi ve salâhiyet; saraya intikal ettikten veya ettirildikten so temşiyet olunduğu beklenemezdi. Sultan Hamidin müdahale etmediği bir sın inleri o arzolundukları veçhile aynen ve ve bunlardan birinin halde Abdülhamit bu tezkereyi vadeli ve o makâma kim müna Gele ; TARİK KİYMET HÜKMÜ DEMEKTİR GECMİS GÜNÜ ELERKEN | 19 uncu ASIRDA İSTANBUL Eski Balıkhane Nazırı merhum Ali Rıza Bey resmini hediye etmişti. İki defa şeyhis. lâmlık makamını ibraz eden Abdül. vahap efendi 1249 tarihinde vefat et- tiği zaman. cenazesinde, bizzat Sul- tan Mahmut bulurmuştur Küçüksu köşkünü, evvelâ. birinci Mahmut için Sadrazam Devatdar Meh- met paşa yaptırmıştı. Köşk o zaman 100 zürra arsa üzerine bina edilmiş idi. Bütün kuvvet ve kudret, olanca hü- onra işlerin başka' türlü nıf me- * tercihini arzettiği sip İse onun .Göksu. ve Küçüksu, Boğaziçinin en muteber mesiresidir. Hatta bun- lar için, seyir fa ie Babiâlisi der lerdi, Bunlarin günü cumaydı. Bura- da kadınlarm ekserisi arabayla dola- şırlardı, Hatta karşı kıyıda oturan sul- tanlar, vezirler, vükelâ haremleri, hu- susi arabaları için, Anadolu tarafında bir yer kiralamaya mecbur olurlardı. Cumaları Anadolu tarafına kayıklarla geçerler, sonra arabalarına kurulup Göksuve Küçükşu yolunu tutarlardı. Göksudan Küçüksuya dönüşte araba- lar durmadan çayırda piyasa eder ve sıra ağaçların gölgeliklerinde bulunan gençler bu piyasayı seyrederlerdi. Boğaziçi mesirelerinde, Kâğıthanede olduğu gibi çalgı çaldırmak “çingene karılarını oynatmak yasak olduğu için buna kimsecikler cesaret edemezdi. Bazan sultan ve şehzadeler, ansızın Küçüksu köşküne geliverirler, bu- radan halkın kalabalığını mi ve te- nezzühlerini temaşa ederlerd Hicri 1248 senesi yaz mevsiminde bir cuma günü selâmlık merasimin- den sonra Sultan Mahmut Küçüksü okasrına gelmiş; o civarlarda oturan zamanın şeyhislâmı Abdülvahap efen- “ diyi huzuruna dâvet etmiş ve bir bu- çuk saat kadar alakoyduktan sonra, - kendisine, pırlantalarla süslü güzel bir / ve cenup istikametinde bulunan dağ- dan buraya su getirtilmiş ve havuz- lar, sebiller ve fıskiyeler inşa edil- miştir, Sonraları, köşkü, Üçüncü Se lim ve İkinci Mahmut tamir ettirmiş tir, Şuandaki binasını ise yeni baştan ştır Abdülmecit yaptırmı Bazı keyif ehlinin Bikiner Küçük- su mesiresi az bulunur bir zevk ve safa yeridir. En ferehlı yeri de, çeş. a çınarın altına oturup denizin hafif çalkantılarına, doğru en güzel çizgilerle inip. çıkan tepelere, yemyeşil korulara, bembeyaz yalılara baktığı zaman, bütün dünya yukarıdan O aşağıya elemlerini unutur, Seyirciler, sonra sonra, araba piyasasını bıraktılar. Kayık ve san- dallarla derede dolaşmak moda oldu. Ayrıca Küçüksuya dönüp akşamları çayırda yaya piyasa etmek usülü renk ferace, şemsiye Ve Se yaleklezleş erkeklerse asrın : modası uygun kıyafetlerle, zarafet ve gil içinde, ikişer ve- ya üçer çıfte sandallarda göz kamaş- tırırlardı. Bu sandallarda, süt gibi, lekesiz, bembeyaz. patiskadan şal- varlı, be yaz v dinç kayıkçılar kürek çeker; bunlar sandalı fevkalâde üstatça kullanarak aheste aheste ilerler ve akşam serin- liği basıp dönmek zamanı gelince de küreklere sarılırlar ve birbirleriyle yarış ederlerdi. Bu: ai seyri, bakmakla doyulur gibi değildi Boğabiçinin Göksuya iel olan yerlerinden, yaz mevsiminde pazar- kayıkları tıklım tıklım dolu olarak insan taşırdı. Pazarkayıklarının bare. keti tellâllar vasıtasiyle halka bildi. rilir, bu kayık tellâlları köylerin > ve aehleleriiei avaz: avaz rırlar. ğa rın, pazarkayığı Göksuya gidecektir | İstekli olanlar buyuusun ! Ertesi sabah da, kadın ve erkek, hazırlığını bitirmiş olarak kayıkta bulunurdu, İstanbula gidip gelme işin de halka kolaylık olmak üzere Evkaf Nezaret Hicri 1252 tarihinde Boğaziçi iskelelerindeki. pazar kayık- bei çoğaltmıştır Bu -gibi iskelelere ski ozamanlarda, <« Preme » debili altı çifte kayıklar işlermiş... Kanlıca körfezindeki &Mirâbâd» isimli tenezzüh yerinin bina edicisi de İbrahim Paşadır. Hisar “üstünde <Kovacık» namiyle bir mesire daha vardır. Havuzu ve ağaçlıkları yüzün- dan tenezzühe elverişli bir yer say ir ve oraya cumartesi günleri gidi- i. Gi lird # Geçmiş zamanın mizahı; (Cem) 35 yıl evvelki bir eriktden altına dy; nen şu cümleyi koyuyor : Itacı'nın erkek evlât ve ahfadına Ruslar tarafından hediye olun nmuşti ur /, Tarihin, bir zaman erkek kuman- danlarımızı kadınları” vasıtasiyle Defa ettiklerini yazdığı Moskof, bugün de. bazı MN ruh ve iman bekârei- lerine musallattı